http://www.haberturk.com/haber.asp?id=61377&cat=110&dt=2008/03/15
En yüce mahkemeye güvenmiyor musunuz?
agentforistanbul | 15 March 2008 14:36
14 1in 22 47 47ye abdüllatif aç açabilirsiniz. açarsınız acemi açılabilir açılacağından açılamayacağı açılamaz. açılır açılmaz açılmış açmak açtı adalet adamlarından aday adayı ak akşam algılanırdün almayabilirsiniz. almış ama an anasayal anayasayı ancak ankara anladığım anlamına anlamındaki anlıyoruz. arada asıl aslan avantayı aynı ayrıca bakanı bakire basarak başbakan başbakanı basit başına başlaması başlı başsavcısı beklediğini. bekliyordu. belediyesindeki belirtiyorum. belki belli belliydi. beraber bile bilgi bilir biliyor bilmem bir bitirim biz bn boku bölsün Boyle boyunda bu bulursanız bunlar bunlara bütün büyük büyüklükte ciddiye çoğunluk çok çölaşan cumhuriyet da daha dantel darbeye dava davadan davanın davası davasına davasını de dediğim defalarca değerlendirmeydi. degil değildi değilmiş. demek demirin demiyorum. demokrasi demokraside demokrasilerde demokrasinin demokratik derece devleti devletinde diye diye.metehan diye.yahu döeminde doğan dönemde dosya dtpnin dün durmadan durumun durumuna durumunda düşebilirler. düzene edebiyatından edirne eğer Eli emin en entel erdoğan erdoğanın eski etmişler. evlenemezler eylemlerin farkinda farkındaydı farklı fatih fethettiği fikrin fonksiyonunu gaza gazetecilikse gecer geçerli gecesi geldiğine geldiğiniz gelebilir geleceği gelen geleni gelgel gelgelciler geliyorsa gelmenizi gelmeyeceği gelmeyen gelmez. gelmiş gelmişler. Genel gerçekten gereği gerekçe gereken gerekirse gerektiğini gerektirir. getirir getirmiştim getirseler gezileri gibi giderken girememişler.nedeni gittiği görmemeli. görmezden görüp görüşlerim gösterge gözle grubu güç gündemin günlerde günü gürlemiş güvenmiyor haberimiz haberiydi. hafta hak hakkinda hakkınız haline hatırlamalı hatırlatayım. hatırlayacaklardır. havayı hepiniz her herkes herkesin herşeyini hic hikmet hız hukuğun hukuk hukuka için içinde içlerinden ihtimalle iktidar ile ilgili ilkeleri ilkelerle ille inanmıyorsanız insan işaretti. işlerine istanbulu istediğini işteki istemiyle isterim kabullenmeli. kadrosu kalırlar. kalması kanal kapatılacağı kapatılmamalı. kapatılmaması kapatılmasına kapatılmasınsenin kapatma karar karşı karşılar. karşısınızoyla karşıtı karşıyım. karşıyız. katılan kaybetmesine kenarda kesilmiştiniz kesin ki kişilik kıyamet kızlar klasörlük koklamak koklamayı komikler konsepti konu konuda koparıyor. korkmuşlar. korkuyorsunuz. köşenin kulağında kumarbazı kumarhaneci kumarhanelerinde kuralın kurallar kuralları kürtler kürtler ayrılıkçı kurumlar kurumları kurumlarla lâiklik lazım mahkemesine marjinal masaya mehmete meselesine mhpnin mi midir midiruç milletvekili milletvekilleri misiniz miydibaşbakan mıdırçoğunluk mkyk mudurdiyebilirsiniz mudurentel muönce müslümanlar laikler musunuzbelli mutedil nasıl ne neden nedeniyle nedenle niyebırakın normal odağına okur okurları olabilir. olan olarak olası öldü olduğunu oldukça olmadan olmak olmaması olması olmasını olmayacağı olmayı olmayınca olmaz olur olurlar. oluştu oluşturuyorsa önce önemli önemlidir. onun önüne örnek otu oy oyla öyledir oynamamalı. oysa panik para parçası parti partiden partiler partilerin partinin partisi partisine partisinin partiye partiyi partizanca paylaşırlar. planın prensip programlarında rahatsız recep reddedilir sabahda sade sağlam sağlayan sağlıklı Sami sarhoşluğu seçim seçimlerden şekilde sener şenerin serbest şey sinirli siyasetin siz sizin son sonra sonrasi soracak soranlar sorduğumda sormak söyle söylediklerimi söyledim. söylerler. sözleriyle sözü sultan sureklı susmayı suya tabandan tabanı tabanın tabii tahmin takımı takımına takınmamalı. tam tanımama tasfiye tavır tayip tehdidini tehdit tehlike tek televizyon temmuz tepkili. tercih tesbit. tirit tırsmışlar. toplantılarına toplantısı türke türkiye türkiyenin türkiyeyi türkler kürtler türlü ülkede ülkedeki ülkeyi ümmetçi uncategorized unutmamak uyardı uygulamalı. uymadığına uyulması uyup uyuyordu üzerinde üzerine var vardır vazgeçmeli. ve verdi. verdiği verilmedi. vermek vermesi versin yakın yanı yanıt yapan yapmak yapmaya yaptığını yargı yargıtay yargıtayda yaşa yasanın yayınına yazarları yazdıklarımı yazdım yazmışlar. yazmıştık yazmıştık.herkes yazsalar yerinde yığını yıl yok yoksa yolsuzluğu yolsuzlukla yolsuzlukların yönetim yönetimi yorum yüce yurt yüzde zafer zaman zaten
yorumlar
guvenenler var…
Bize ne o adamdan?
bu devirde babana bilem güvenme demişler, mahkemeye niye güveneyim yaw? zati 367 komedisinden beri güvenmiyorum.
Dogu Perincek bu ulkenin en buyuk ulusalcisi ve Ataturkcusudur. Mustafa Kemal`in mavi gozlerindeki isik Perincekte dalgalanir.
Efendiler, Sezer ve Moğultay’ın etkileri silinmeden hiç bir adalet kurumuna güvenilemez…
Anayasa mahkemesi de güme gider mi???:
[T.Korkmaz alıntı]Kendinizi bu kadar rezil etmeye değdi mi şimdi ey statüko???[Gugukçu Abdurrahamana lafım yok, o ona emredileni yaptı.]
Bu arada laik bir devlet olan T.C’nin, laik bir kurumu olan C.Başsavcılığının, laik bir başsavcısı olan bir laikin isminin ABDURRAHMAN yani Rahman’ın (Allah’ın) kulu olması LAİKLİĞİN bir tarafını şey etmiyor mu???? Bu adam dinle devlet işini ayırabilir mi, soruyorum ey laikçilerim? Pek muhterem laikçilerden istirhamım, malum ben dogmatikim ya hele bir açıklayıverin o namütenahi aydınlığınızla…Bu arada adı geçen başsavcıdan, hazır eli alışmışken, acilen orduya da kapatma davası istiyoruz. Sayın, pek muhterem savcı hazretleri demişler ki “Hamdolsun” lafı laikliğe ayıkırıdır iddianamelerinde. Her yemekte “Tanrımıza hamdolsun, milletimiz var olsun” diye “toplu olarak zikir” yapılan ordunun da kapatılması icap etmez mi? Müşkülatlarımla rahatsız etmiş isem özür dilerim..
Anti Kadin Partisi savcinin yetkisini elinden alacak yasalar yumurtlayorlarmis.Futbol oynarken hakem kararini begenmeyip sahadan uzaklastirmak gibi bir sey olsa gerek.
Bu ülkede hukuk diye diye hukuk ve demokrasi katledildi!Denir ki, hukuk karşısında boynumuz kıldan incedir! Öyle mi?Hayır, benim değildir.Çünkü, bu ülkede hukuk diye diye hukuk ve demokrasi de, özgürlük ve insan hakları da sürekli katledildi.Siyasete alet edildi hukuk.Darbelere alet edildi hukuk.Unuttunuz mu 27 Mayıs’ı?Askerle yargı ve üniversite birlikteliğinden doğan idamları unuttunuz mu? Hapisleri, acıları ve de parti kapatmalarıyla siyaset yasaklarını unuttunuz mu?Türkiye ne kazandı bunlardan?Barış mı geldi Türkiye’ye?Hayır.Tersine cepheleşti Türkiye.Uzlaşma mı geldi Türkiye’ye?Hayır.Tersine kutuplaştı Türkiye.12 Mart’a böyle geldik.Askerle yargı yine birleşti. Fetvalar alındı üniversitelerden. Sonra yine idamlar, hapisler, işkenceler, parti kapatmaları…Ne oldu, barış mı geldi?Hayır.Türkiye istikrarsızlık içinde çalkalanmaya devam etti. Şiddet, terör ve anarşi sarmalında Türkiye’nin yapısal sorunları çözülmedi, biriktikçe birikti.12 Eylül’de bir darbe daha.Askerle yargı ve üniversite bir kez daha birleşti. Meclisle partilerin kapısına kilit vuruldu. İdamlar, hapisler, işkenceler, siyaset yasakları…Ne oldu, ne değişti?Bölünmüş siyaset sahnesinde, güçsüz koalisyon hükümetlerinin yönetiminde Türkiye sorunlarını mı çözdü, yoksa gitgide biriken temel sorunlarının kıskacında kıvranmaya devam mı etti?Ekonomik büyümeye geçit vermeyen yapısal değişiklikler mi yapıldı.?Demokrasi ve hukuk devletinin, hukukun üstünlüğü ilkesinin gerektirdiği reformlar mı gerçekleştirildi?Yoksa, insan hakları ve özgürlüklerin ışığında Kürt sorunu rayına mı oturdu?Hayır.Özellikle 12 Eylül askeri yönetiminin akıl almaz baskı ve zulmü, PKK ile birlikte “29. Kürt isyanı“nın dağlarda patlamasına, terör ve şiddetin bu ülkeyi 1990’larda tutsak almasına, yapısal sorunların müzminleşmesine, kalkınma yarışı için seferber edilmesi gereken kaynakların askeri amaçlar için harcanmasına yol açtı.Peki, 28 Şubat mı çare oldu?367 mi çare oldu?27 Nisan Muhtırası mı çare oldu?Hayır, hiçbiri çare olmadı.Temel sorunlarını çözemeyen Türkiye, kalkınma yarışında geri kaldı. İnsanının aş ve iş sorununu çözemedi, yaşam kalitesini yükseltemedi. Sağlıkta, eğitimde, bilimde nal toplamaya devam etti.Hâlâ anlamıyor musunuz?Kemalist reçeteler çare değil!Çare olamaz da.Zira devrini tamamladı.Askeri darbelerle, hukuki darbelerle bugün artık kerameti kendinden menkul hale gelmiş reçetelerinizin geçerlik süresini uzatamazsınız!Bugün artık demokrasi zamanı.Hukuk devleti zamanı.Özgürlükler düzeniyle, insan hakları düzeniyle sizin ‘reçeteler’iniz artık bağdaşmıyor.Çağ dışı kaldınız!Peki şimdi tankınızla, topunuzla, fetvalarınızla dikta mı kuracaksınız?O da çare etmez.Ankara’da, kapalı kapılar arkasında kotarmaya çalıştığınız ‘organize işler’ ile bu ülkeye hükmedemezsiniz.İpler sizin değil, milletin elinde olacaktır. Demokraside oyunun temel kuralı budur. Türkiye bu rayda, demokrasi oyunu içinde kendini bulacak, yumuşayacak, uzlaşmayı, farklılıklara tahammülü öğrenecek, diyalog yollarında birbirine kulak vererek yürüyebilecektir.Başka çare yok.Sopa, çıkar yol değildir.Eğer siz, tankınızla, topunuzla ya da fetvalarınızla ‘dikta’lara kalkışırsasız, Türkiye’yi daha beter delirtirsiniz. İşte asıl o zaman bölersiniz bu ülkeyi.Türk-Kürt diye bölersiniz.Laikçi-dinci diye bölersiniz.Alevi-Sünni diye bölersiniz.Hatta asker-sivil diye bölersiniz.Farkında değil misiniz, askeri ya da hukuki darbelerle bu ülkeyi büyük bir kaosun içine itersinizBuna hakkınız yok.Biliyorum, sonunda yine başladığımız yere, ilk kareye döner, gerçek demokrasi ve hukuk devletini inşa etmeye başlarız. Ama bu arada zaman kaybeder, kan kaybeder Türkiye…Yazık değil mi bu ülkeye?Bunca darbe ne getirdi ki bu ülkeye, bundan sonra getirecek?..Askeri ve hukuki darbeler çare değil yazısının ikincisi yarına…[Hasan Cemal]
Tabi şeriatçı dare en güzeli, iran gibi olalım, şeyhleri şıhları iktidarlara getirelim, ahmedinejat gibi bir vitrin elemanı bulalım, aydınları daraağaçlarına yolluyalım, o zaman en iyisi olacak ha!!!