bildirgec.org

herkes hakkında tüm yazılar

?

massay | 05 November 2009 13:01

Bir ıslık atıyorum. Harbiye’den. Nereye gidecek. Ağzımı beceren kelimelerim. İçini dışı ettiğim yeminlerim.
Gece yanlız. Gece düşmüş. Nereye koymuşsam. Oradan bakıyor ellerim. Be hey gafil sinirin sistemi. Nasıl keskin sigara bu. Paketinin jelatinine sardığım yarımdan az, tamdan terkedilmiş mirtozepin. Güneşimi Yutuyorum. Bir tekmede.
Gece dövülmüş. Gece aklanamamış sinkafından.
Nihayet yetişiyorum ıslığıma Galata’da.
Hırs dediğim mazaretin oğluyum artık.
Tarih denilen oğulun oğlanıyım.
Oturuyorum masana. Altonun mübalağasız en fecisi. Sesin tüm güzelliğini buharlaştırırken, avuçların kadehi tutamayacak kadar küçük. Evvelin kadehi yutacak kadar kayıp. Garson büzüğünün ışıklarla absorbe olan beyaz gömleği bir tutam ışın gibi kesiyor ilahi yanılgıyı.
Niye geldiğimi soruyorsun?
Sen niye buradasın? diyorum.
Niyetim konuşmak değil.
Stiletto içine çivilenmiş ayaklarının ellerin kadar küçük olmadığını öğreniyorum bacaklarımda süzülürken.
İçiyorum.
Kayboluyorum.

Karanlık Odadan Mektuplar 7

kadirgunay | 23 September 2007 03:17

bazen kırarız istemeden “herkesi” ama bilmeyiz aslında “herkes” dediklerimiz değerleri ile sıyrılmıştır diğerlerinden… tutmayız sözlerimizi ve bize uzatılan elleri. görmeyiz aslında sevgileri ve adımıza yapılan sayısız gerçeği.
giderken üzülür hep “herkes”, birilerini kaybederken ve dilimize gelir sözler ama söyleyemeyiz. bilmeden yaşarız aslında “herkes” kimdir ve nedir? anlatmak isterler ya da göstermek bazen sevgi ile bazen değer ile bazen de… susarız içimize atarız ve ekleriz “kurtar beni…” gösterilmez aslında değerler ve gösterilirse de anlamı kalmaz aslında kime ve neye. zamanı geri almak için aslında “herkes” gibi çabalarız ama nafile.
zaten “herkes” de zamanı geri almak için çabalamaz bunu anlayamayız. “herkes” içinden çıkıp bambaşka bir şekilde olduğumuz söylenir ama söylediklerimiz gülüp geçerler “herkes” gibi yine ve yine… şimdilerde eksik kalan yanlarımızı anlatırız ve yine ekleriz “birisine güvendim, kendimi teslim ettim ve yine “herkes” gibi yanlış zaman yanlış insan”.
sarılmayız aslında uzaklar da bile olsa, önemini bilinmez değersiz taş gibi davranız “herkes” e… yaşamak isteriz sonra, atamadığımız adımları atmak ve bu sefer biz uzatmak isteriz elimizi “herkes” dediğimiz kişiye, bir bakarız ki “herkes” gibi o da gitmiş bilinmezlere ve arkası dönük uzak yerlere… koşmak isteriz “herkes” gibi tükeniriz yarı yolda çünkü “herkes” dediğimiz yaklaşırken attığı adımları hep çoğaltarak gider uzaklaşırken bizden ve bu sefer o ekler “herkes gibi olmaktansa hiç yaşanmamış ve başlamamış bu değerler kavramının kaçan kahramanı olmak…”

bazen biz de ağlarız ama akmaz gözyaşlarımız “herkes” gibi…

Herkeste olup da hiç kimsede olmayan şey!!!

Bilgekan | 06 April 2007 17:09

Herkeste olmasına rağmen hiç kimsede olmayan o şeyin ne olduğunu biliyorsunuz. Yalnız bilmediğiniz bir şey var. O da bu şeyin ne işe yaradığı. Ne işe yaradığıyla ilgili bir çok kesimden farklı yorumlar gelmekte. Bu yorumlardan bazısı, herhangi bir işe yaramadığıyla ilgili. Bazısı da her işe yaradığını savunuyor. Bir kesim de bu şeyin bazı alanlarda bir işe yaradığını, bazı alanlarda ise hiçbir işe yaramadığı doğrultusunda görüş bildiriyor. Bu yorumlardan belki de en mantıklısı, sonuncusu. Gerçekten de bazen bir konuda çok işinize yararken, bazen de onu kullanamıyorsunuz. Ama önemli olan onun varlığı. Kimse onun varlığından şikayetçi değil. Kimse onu elden çıkarmayı göze alamıyor. Hiçbir işe yaramadığı zamanlar olsa bile.

herkesin bildiği sır

neoturk | 09 August 2006 14:10

hayatımız ne kadar da filmlere benzemeye başladı deyip yakınanlardansanız, size artık yeni bir akımın haberini vereyim.
Korku filmlerinde yabancı biri kasabaya gelir, herkesin bir sır bildiği aşikardır. O kasabaya gelen tüm yabancılar ölür. Kasabadakiler bunu kimin yaptığını bilmektedir ama susarlar. Polisler hiç bir zaman katili bulamaz. İşte size hayatımızda artık bir çok “herkesin bildiği sır” olduğunu açıkça söyleyebilirim. Size bu cevapları hiç bir gazete hiçbir televizyon vermez. Duyamazsını ancak ikili sohbetlerde kulaktan kulağa yayılır. Kimse de çıkıp gerçeği söyleyemez…Şehrinizdeki ihaleleri belediyede çalışan bir akrabanızdan duyarsınız…tüm belediye çalışanları duyar…ama sonuç o ihale yine peşkeş çekilir…hiç gereği yokken…yollara havuzlar yapılır…birinin paraya ihtiyacı vardır…kimse çıkıp sormaz buna ihtiyaç var mı diye. Tv kanallarında spor programlarından danışıklı dövüş senaryoları hazırlanır. Ben şuna laf atıcam sen olayın üstüne git hatta bana bir iki ters laf söyle reytingimiz artsın.Bunları o tv deki herkes bilir. Kimse çıkıp söylemez.Bu programlarda birde şike tartışılır sanki kendileri halkı kandırmıyormuş gibi savcı olup sözde kötülere ver yansın ederler. Kulaktan kulağa yayılır bütün sırlar futbolcuların mafya ile olan ilişkileri sözde 6 milyon dolar aldığını duyarsınız, gerçekte eline geçen 3 tür ve aradaki kara para tertemiz ak pak olur. Bunu sadece o futbolcu mu bilir hayır. O takımdaki herkes o kulübün başkanı zaten olayın içindedir.Kimse bişi söylemez…Mahallenizde bir ev yanar kimin yakıtığını tüm ahali bilir ses yok. Hayatımız artık bir film ve herkesin bildiği sırlar var. Hepimiz elimiz kolumuz , dilimiz bağlı o güçlü yabancının gelip kötü adamı adamları öldürmesini bekliyoruz. Çünkü bizim güçlü yabancı olacak cesaretimiz yok. Sindirdiler !