bildirgec.org

sağlam hakkında tüm yazılar

Dell Latitude 2110

mcosar | 14 May 2010 12:37

Bilgisayar üreticilerinden Dell, yeni dizüstü bilgisayarını duyurdu. Dell’in Latitude 2110‘un özel tasarımı sayesinde ısıya, darberlere, düşmelere dayanıklı ve antibakteriyel klavyesi bulunmaktadır.

Dell Latitude 2110, 10.1 inç boyutunda, 1024 x 600 veya 1366 x 768 çözünürlüğünde dokunmatik ekran ve 1.83 GHz Intel Atom N470 işlemciye yer verilmiştir. Ayrıca Intel GMA 3150 grafik kartı, 1 GB sistem belleği ve depolama alanı olarak 16 GB’dan 64 GB’a kadar SSD, 160 GB’dan 250 GB’a kadar da HDD ve 1080p video oynatma desteği için de Broadcom Crystal HD gibi özellikler bulunmakta.

Motordayken arkanızda neler oluyor?

Beacool | 27 April 2010 13:58

Böyle bir durumda geri bakmasak daha iyi...
Böyle bir durumda geri bakmasak daha iyi…

Racing (yarış) tarzı motorları sever misiniz? Sizi bilmem ama ben 2006 yılına kadar ciddi anlamda bir racing motor hastası ve kullanıcısıydım. Bu ölüm (ya da çoğunlukla sakat bırakma) makinelerinin insana yaşattığı etkiyi halen de bir otomobil sürücüsü olarak tadabilmiş değilim.

Reevu Gayet stilli!
Reevu Gayet stilli!

Bu tarz motorlarda sürüş sırasında dengenin ne denli önemli olduğunu bilmem belirtmeme gerek var mı? En ufak bir dikkatsizliğin sizi büyük oranda cezalandıracağı bu oyuncaklarda benim için en büyük sıkıntı tam arkamı görmek için geri dönmekti. Yol ile görüşün kesildiği o anlarda ciddi kazaların olması içten bile değil. Ama bu durum artık tarihin tozlu sayfalarına karışıyor.

ACABA..

akoni | 05 December 2007 11:51

Az önce çok sevdiğim bir yazarın bir dergide yazmış olduğu birkaç yazısını okudum. Yazıların bir çoğu yaşamımızda karşılaştığımız, hissettiğimiz, paylaştığımız…vs şeyler üzerine ince ince dokunuşlardan ve yazarın hayata bakış açısından izlerdi.
Yazılarda yer alan konuların bir çoğunu yaşıyoruz ya da yaşayanlarla paylaşım içindeyiz. Yani kısacası bu yazıların bazılarında kendimi buldum (bende bu şekilde düşünüyorum) diyebilirim.
Peki acaba neden düşüncelerimizin parıltılarını başkalarının yazdıklarından buluyoruz ve neden düşüncelerimize tercüman olamıyoruz? Kim bilir?
Galiba bize kendimizi başkalarının anlatmasına o kadar çok alıştık ki, kendimizi kendimize anlatamaz ve hatta kendimizi başkalarının yazılarında arar olduk. Başkalarının beğendiği ve anlattığı gibi olup çıktık açıkçası.
Sanırım bu yazı bu nedenle kendime eleştirimdir. Takılıp kaldığım “acaba ne düşürler” deyip yapmak isteyip de yapamadıklarıma karşı bir duruştur. Bu nedenledir ki, aldım elime kağıt kalem yazmaya başladım.
Bu yazı düşüncelerimin derin ve sağlam ayak izlerinin başlangıcıdır. Bu ilk adım, ikinci adımı atmadan ilk adımın ne kadar güçlü olduğunu görmem zor.