bildirgec.org

iktidar hakkında tüm yazılar

Terör Örgütü ve Masum Kürt Vatandaşlarımız

schablon [pilli_silinen_hesap] | 09 June 2011 10:28

Günümüzde toplumumuzu derinden yaralayan, güncelliğini hiçbir zaman kaybetmeyen, toplumumuzda farklı dine, dile, ırka, etnik yapıya mensup insanlar arasında çatışma ve fitne çıkarıp, ülkemizi bölmeyi, parçalamayı, ortadan kaldırmayı düşünen, masum insanlarımızı katleden, “Kürtlere Bağımsızlık” sloganının arkasına saklanarak ABD’nin ve diğer emperyalist güçlerin çıkarları için çalışan, darwinist, ateist, komünist, materyalist, anarşist ve terörist fikirleri empoze eden ve bunları uygulayan bu cani, acımasız, gözü dönmüş, vahşi zihniyet terör örgütüdür.

Kavramsal Boşluk ve Kapitokrasi

HBOZTOPRAK | 11 February 2011 15:17

Dil-bilim açısından ne kadar kabül görür bilmem ama yaşadığımız siyasal modeli açıklamak için ‘demokrasi’ kavramının haricinde yeni bir kavrama ihtiyaç duyduğumuz aşikardır. Kapitokrasi yani ‘kapitalin iktidarı’ mevcut sosyal, ekonomik ve nihayetinde politik yaşamı ifade etmek için oldukça uygun bir kavram. Özellikle; liberalizm ve globalizm arasındaki geçişin doğorduğu evrimsel sancıların yaşandığı ve ‘varandaşlık’ kavramının yerini ‘girişimcilik’ kavramına bıraktığı post-modern toplum tipinde böyle bir kavrama, daha bir ihtiyaç vardır.

Birileri yaşadığımız toplumsal düzenin ‘demokrasi’ olduğunu bas bas bağırsa da, kendi çıkarları için yaptığı bazı davranışları demokrasiye mal etmeye çalışsa da ya da bilmem kaç yılda bir önümüze konan akibeti meçhul ‘sandıkları’ doldurmak için meydanlarda başımızı ağrıtanlar güya millet iradesine başvurduklarınıı söyleseler de; insanın aklını kurcalayan bir hayli tutarsızlık ortaya çıkıyor.

1977 1979’a Karşı

A D A L I | 23 February 2010 11:30

1977 1979’a Karşı

<a href=Ayetullah Humeyni’nin yandaşları Tahran’da yürüyüş yapıyor. 1979 devrimi Humeyni’yi iktidara getirince, militanlık bir adım daha ileri gitti.

Yemen’de ayrılıkçılık, dincilik, baskıcı rejim ve teröre karşı mücadele veren genç reformculara bakınca; bölgeyi şekillendiren güçler aslında 1977-1979 yıllarına dayanıyor ve o günden bu yana pek de bir şey değişmemiş. Hatta bugün Ortadoğu siyasetinde, 1977’yle 1979 arasındaki mücadelenin egemen olduğunu bile söyleyebiliriz. Ve maalesef 1979 hâlâ üstün geliyor. Nasıl mı? 1967 savaşında Mısır ve diğer Arap ordularının İsrail’e yenik düşmesinin ardından, dönemin hâkim ideolojisi olan Cemal Abdülnasır‘ın liderliğini yaptığı Arap milliyetçiliği sona erdi.

Demokratik Açılım ve Terör konusunda Hükümet ve Muhalefet nerede duruyor?

arago | 12 December 2009 12:43

Ülkemizin huzuru adına iyi niyetle atılmış bir adım, hatalı bir ifadeyle yapılan başlangıç ve sonradan düzeltilen bir tanımla başladı demokratik açılım. Muhalefetin blok halinde, içeriği ne olduğu bilinmeden açılıma karşı sert bir duruş sergilemeleri anlaşılır gibi değildi. Kamuoyu yoklamalarında halkın %75’i açılımı destekler görünüyordu. Ancak açılımın ilk adımları ile başlayan PKK terörü halkın bir kısmında kafa karışıklığına neden oldu. Bunların arasında AKP’ye oy veren insanlar da bulunuyor.

GERİCİLİK EĞİTİMİ

teacher07 | 11 May 2009 16:50

  • İlkokullarda isteğe bağlı din dersi okutulması öneriliyor.(1949)
  • Tekke ve türbelerin kapatılması hakkında 677 sayılı yasa yürürlükten kaldırılıyor. (1950)
  • Milli Eğitim bakanlığı okullarda din dersinin zorunlu olmasına karar veriyor. (1950)
  • Arap harfleriyle tedrisat yapmak için 1931’ de koyulan yasak kaldırılıyor. İmam Hatip Okullarına zemin hazırlanıyor. (1950)
  • Köy Enstitüleri Öğretmen Okullarına dönüştürülüyor. (1953)
  • Başbakan Menderes parti meclisinde: ‘’ Siz öyle güçlüsünüz ki, şu anda anayasayı değiştirip hilafeti getirebilirsiniz.’’ diyor.
  • Milli Eğitim Bakanı, İmam Hatip Okullarını bitirenlerin İlkokul öğretmeni olabileceğini açıklıyor. (1965)
  • Milli Eğitim Bakanı, amaçlarının her ilde bir İmam Hatip Okulu açmak olduğunu söylüyor. (1968)
  • 6. filoyu protesto eden gençlerin üzerine ‘’ABD bizim kabemiz’’, ‘’Cihada hazır olun.’’ Sloganlarıyla saldırılıyor.(1969)
  • Din Kültürü dersi zorunlu hale getiriliyor.(1977)
  • Demirel döneminde üç yılda 230 un üstünde İmam Hatip Okulu açılıyor. (1975- 1978)
  • MSP genel başkanı Erbakan; Hafta tatili Cuma günü olmalı, nikahı müftüler kıymalı, mekteplere kuran dersleri konmalı.’’ Diyor. (1979)
  • Amerika’nın ‘’bizim çocuklar’’ dediği generaller darbe yapıyor. (1980)
  • Cami imamlarının okullarda öğretmen olmalarına olanak sağlayan yasa çıkarılıyor. (1983)
  • Nakşibendi Tarikatı üyesi Özal iktidara geliyor. (1983)
  • Demirel; ‘’Siyasetin emrinde din değil, başka hakların kullanılmasında yaptığı gibi siyaset dine hizmet edecektir.’’ diyor. (1987)
  • Üniversitelerde türban serbest bırakılıyor. (1989)
  • Sivas’ta, Madımak Oteli’nde 37 aydın diri diri yakılıyor. Atılan slogan; ‘’Zafer İslam’ın’’,’’ şeriat gelecek zulüm bitecek’’, kahrolsun laiklik’’tir.
  • Dönemin başbakanı N. Erbakan, başbakanlık konutunda, Türkiye’nin önde gelen din baronlarına iftar yemeği vererek gerilimi tırmandırıyor.
  • Tayyip Erdoğan’ın incileri(!) saymakla bitmez…
    -‘’Elhamdülillah şeriatçıyız.’’ (1994)
    -‘’Bütün okullar imam hatip olacak.’’(1994)
    -‘’Cumhurbaşkanının imam hatipli olacağı günler yakındır.’’ (1996)
    -‘’Referansımız İslam’dır, tek hedefimiz İslam devletidir.(1996)
    -‘’Ulema ne derse o olur.’’ (A. insan Hakları Mahkemesine, türban konusunda)
  • 2009 yılı UNESCO tarafından Darwin yılı ilan ediliyor. Bilim Teknik Dergisi, Darwin’i ve evrim teorisini kapak yapıyor ve 15 sayfalık yer veriliyor. Dergi hemen toplatılıyor, genel yayın yönetmeni görevden alınıyor. Tepkiler üzerine görevine geri getiriliyor.
  • Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) adıyla ülkemizde yoksul öğrencilere burs sağlama derneği, Atatürk ilkelerine göre yetişen öğrencilere yardımcı olmaktadır. Başkanlığında da Prof. Türkan Saylan vardır. Bu hareket dinciliği yerleştirmek isteyen ‘’cemaatleri’’ tedirgin etmektedir. En başta Fethullah Gülen cemaati, bu hareketi durdurmak, yok etmek için elinden geleni yapıyor. Darbe girişimiyle ilişkilendirilip soruşturmaya uğruyor.

Belirtildiği üzere son günlerin eylemi değil gericilik.1950’lerden başlayıp, her geçen gün artarak bu günlere gelmiştir. Bu görünen yüzüdür. Arkasında; toplumun üstüne hızla çöreklenmesinde, sermaye ilişkinin gücü yatmaktadır.

ŞAK ŞAK ŞAK ŞAKKK!!!

admin | 06 March 2009 08:57

Seçim mi? Neyi?

Son birkaç aydır birileri, birşeyler ,bir tonlar, bir sözler giriyor evlerimize,artık rahatsız da olmaz olduk hiçbirşeyden,herşeye alıştırılma süreci bu seçim süreci, güzel vaatlere,umutlu olmaya çalıştırılmaya,ondan da çok karamsarlıkların devam edeceğine inandırılmaya, yoldan geçen arabaların içerisinden yankılanan yüksek sesli şarkılardan şu sıralar daha az rahatsız olmaya, annelerin babaların o çok istediğimiz şey karşısında hep olumlu ama hep havada yaklaşımlarına,hoca öğretmen arasındaki,anne baba ya da abla kardeş arasındaki ağız dalaşlarına,saygısızlığa ve bunun alkışlanmasına,her gün daha normal görünmesine,tüm farklı renklerin oluşumundaki aslında aynı renk tonlarının görmezden gelinip, her bir rengin kendi başına bir farklılık olduğuna inandırılmaya çalışılmasına ve nihayetinde ya kırmızı ya pembe ya da mavinin seçilmeye zorlanmasına,ona,buna,şuna aa lışş tıı rıll dıkk… İkili harflerle uzattığım sözcüğün yıllarr yıılıı geçerliliğini koruyup hala devam eden sürecin elbet bir gün yok olacağını düşünme isteğinden doğan bir di li geçmiş zaman eki,…dık. Kendi alışkanlıklarımızı kendi kendimizin oluşturacağı ya da herhangi bir alışma sürecini gerektirecek farklılıklara doğru doğacak günü beklemek gene de zevkli,o güneşin sahiplendiği günün başlangıcında mevcut olamayabileceğimiz düşüncesine rağmen. Bundandır tüm çocukları sevmem…