bildirgec.org

dantel hakkında tüm yazılar

Paz-art

admin | 30 December 2010 09:29

Evinizde yaptığınız çeşitli sanatsal ürünleri tasarımları eğer satıp gelir elde etmek niyetindeyseniz paz-art tam size uygun bir yer. Sadece yemek yapma konusunda yetenekli olabilirsiniz ya da deniz taşlarını boyuyorsunuzdur.

Beklide amatör bir ressamsınızdır. Dantel ve örgü çeşitlerini kullanarak yaptığınız çeşitli hoş hırkalar, masaörtüleri yada elbiseler olabilir. Buyurun paz-art’ta ürünlerinizi sergilemeye ve satışa sunmaya.

Dantel Gibi İşlerdi Hüzünleri

lavinya76 | 20 May 2010 11:39

Dizlerine başımı koyup anlattığı masalları dinlerken dalıp giderdim uykulara. İlk o anlatmıştı Yusuf ile Züleyha’nın emsalsiz aşk hikâyesini. Hz. Yusuf rüyaları tabir edermiş bir de Züleyha ile birbirlerini çok sevmişler, bu kaldı aklımda sadece. Zor aşklar her zamanda vardı vesselam.

Beyaz bir tülbentle örterdi beyaz saçını sütninem. Öyle güzel pamuk elleri vardı ki saçımı okşasın, yüzümü okşasın ama hep eli dokunsun isterdim bana. Elini üstümden hiç çekmedi o yüzden ben büyüdükten sonra bile.

Adobe Air ve Dantel üzerine..

makalin | 28 December 2009 13:08

dantel çalışıyorken örnek ekran görüntüsü
dantel: örnek ekran görüntüsü

Ekrana gömülü klasik bir iş günü geçirirken bazı zamanlarda gözümde çocukluk anılarımdan bazı sahneler beliriyor.. Konsept ofis, Ikea evi derken de eski Türk filmi izlemedikçe bazı şeyleri hatırlamakta zorlanıyorum.

Baktım olmuyor oturdum bir Adobe Air uygulaması yazdım. Wallpaper olarak da eski bir TV koydum.

Sizde yüklemek isterseniz buraya tıklayarak air dosyasını indirebilirsiniz. Şimdilik 3-5 model var değiştirmek isterseniz çekmeceye bakın.

En azından artık babaannemin evinde gibi hissedebiliyorum. iyi eğlenceler..

Pastoral bir öykü…

| 09 March 2009 15:56

Bir çiftlik evi, ovanın tam ortasında, küçük, rustik ve aslında sofistike bir yer; bembeyaz badanası, eskimiş ahşap payandası, yemyeşil çamlarla çevrili bahçesi ve rengârenk çiçeklere bezenmiş iç bahçesi. İki tarafı bembeyaz pamuk tarlası, saflık ve sükûnetin simgesi beyazlık ile maviliğin üstüne şekilden şekle bürünen beyaz bulutların kaydığı bir gökyüzü…
Kabarık kaz tüyü yastıklara baş koymak ve ardından baykuş sesleri ile uyanmak, sabahın dördüne veyahut beşine. İlk ışıkları iliklerinize çekerek nefes almak ve doğanın sessizliği ile baş başa sanırken, horozun vakitsiz ötüşü ile bir daha uyanmak. Traktörün horultusu ile gürleyen, artezyen kuyusundan fışkıran, suyun soğuk sesini duymak ve hatta yüzünüzü o su ile yıkamayı tercih ederek; yüzünüze çarpan buz gibi su taneciklerinin batırdığı iğnelerle bir daha uyanmak. Tavukların arasına dalarak, biraz sonra midenize inecek daha soğumamış yumurtaları toplamak, pamuk tarlalarında toplayacağınız beyazlıkları elinizde hissetmek, kazları kızdırarak peşinizden koşturmak ve daha neler yapmak.
Aslında saflık ve sükûnette, çocukken attığımız her adım trajik bir önem taşıyordu; sonra aynı yelpaze iç dünyalarımıza taşınırken, siyah ve beyaz hamlelerle büyüyen hacmimizi çarpıcı hale getiriyordu. Bunun başlıca nedeni, renk yelpazemiz; siyah, beyaz ve arada yansıyan bilumum renkler. İşin içine karıştırdığımız başka renklerle birbirine giren her şey; saflık, sükûnet, siyah, beyaz ve diğer renklerle eskiyen hayatlar…

bizde ögrenci olduk

nazokiraze | 05 November 2008 15:36

İlkokul günlerimden yazasım geldi bu aralar nostalji günlerim gibi. Bu arada aklıma nostalji kelimesinin bu kadar sık kullanılmaya başladıgı dönem de geldi aklıma nostalji nostalji bilen bilmeyen kullanırdık:)

Yazma sebebim kızımın okuluna ne zaman gitsem ne kadar şanslı olduklarını, yine de hep bir doyumsuzluk içinde kıvrandıklarını düşünürüm şimdiki çocukların.

Tamam İstanbul’un göbeginde okuduk okulu o yıllara göre kaloriferli, bahçesi geniş, daha bir imkanlıydı okulumuz.Ama şimdi bakıyorum o zamanın en iyi imkanlarıyla karşılaştırınca şaşırıyorum. Teknolojik anlamda söylemiyorum elbette şimdi en kötü okulda bile( İstanbul için geçerli) bilgisayar hatta her sınıfta dvd,tv,projektör vesaire. o zamanlar zaten bunlar yoktu bunları kastetmiyorum.

Meksika dan gelen hediye

catlakpusula | 27 August 2007 17:54

Ben yabancı kişilerle tanışmak istemiştim. Abim de beni meksikalı çok tatlı bir abla ile tanıştırdı. Arkadaşlığımız ilerleyinca bana ve aileme hediye gönderdi. Anneme kendi eliyle yaptığı bir danteli göndermiş.

bana da bir peçetelik göndermiş

Erkekleri Eğitelim – 1

linnux | 04 September 2006 16:33

Verdiğimiz bir eleştiri sözünü tutarken, toplumumuzdaki
bazı eğilimleri de eleştiriyoruz bu yazımızda.
Mekanımız asker ocağı, başlayalım!

Acemi birliğinde, akşam yemeğinden sonra bir de akşam dersi yapılıyordu.
Atatürkçülük eğitimi falan…

Aklıma gelmişken, “Atatürk’ün tanımı” diye birşey vardı.
On maddelikti sanırım. Yani tüfeğin silahın tanımı olur da,
“Atatürk’ün tanımı” kavramını hangi akla yakıştırırsınız,
bunu TDK’ya havale ediyorum.
Gerçi bu tanımın, “hangi aklın” eseri olduğuna dair duyumlar almadım değil.
Ama kesinliği olmayan bir konuda polemiğe girmeyelim deyip,
TDK’ya saygı ve sevgilerimizi gönderiyoruz(nedense!).