bildirgec.org

ne hakkında tüm yazılar

Pizza Çatalı

kosulsuzsevgi | 23 February 2011 10:58

Pizza sevmeyen varmı ki?Bazen kör bıçaklarla pizzayı kesmeye çalışırken doyabiliyoruz.NYFORK hem görsel hem de işlevsel.İster pizzaları ,ister et yemeklerini zahmetsizce dilimleyip,damak zevkinizi almanız için fırsat sunuyor.

Uykusuz gecelerim ve sabahı

sinjob | 08 June 2010 14:16

Bu uykusuz geçen kaçıncı gece bilmiyorum.Şu anda saat 04.00 ve evdeki herkes uyudu.Geceleri Farid Farjad dinlerim.Gecenin ortasında dünyada yalnız ben varmışım gibi hissederim.Bir süre kitaba dalarım,yavaş yavaş okurum.Kitabın kahramanlarıyla bir bir konuşurum,tartışırım.Sessiz konuşmak yani içimdeki sesle konuşmak beni çok mutlu eder.

Gece yalnızca kitaplarla geçmez tabi.Hafif ne güne duruyor?Daha sonra okurum dediğim yazılara bakarım.Ordan oraya sıçrarım ve geçtiğim yerlere bir iz bırakırım.Kimi zaman sadece ahkamları okurum ve bazı ahkamlar beni çok güldürür.

Hayat Ne Değildir

admin | 29 November 2009 13:21

Kaç arkadaşınızın olduğu yada
kaçınızın sizi kabul ettiği değildir.
Aileniz yada onların serveti değildir.
Arabanızın markası da değildir.
Hangi okula gittiğiniz değildir.
Ne kadar güzel yada ne kadar çirkin olduğunuz değildir.
Giydikleriniz, ayakkabılarınız değildir.
Ne çeşit müzik dinlediğiniz değildir.
Şaçınızın siyah, sarı kızıl, kahve olması değildir.
Derinizin çok açık yada çok koyu olması değildir.
Hayat bir kağada dökülmüş
hayat hikayeniz ve bu hayat hikayesini
kimin kabul ettiği değildir.

Bende başlıyorum gıdıklamaya ama şimdi değil bir ara gıdıklarım:)

admin | 18 November 2009 11:28

Türkiyemizdeki birçok değer gibi şifalı termal kaplıcalarımızın da daha yeni yeni değeri anlaşılmaya başlandı.Yüzlerce çeşit hastalığa iyi gelen bu şifalı sularımızın işletmesini yine yabancılara kaptırmak üzereyiz.Tıpkı diğer yeraltı zenginliklerimiz gibi.Mesela dünyanın en büyük altın madenlerinden biri Bergama’da bulunuyor ve yabancı bir firma çıkarıyor.
Şimdi hastalıklar artmaya başladı.Avrupa ve amerika nufusu giderek yaşlanmaya başladı ya en faydalı termal kaynaklar nerde Türkiyede.Tamam artık bu dünya yüzünde bir eşi daha olmayan termal sularımızı da onlar işletmeye hazırlanıyor.Yakında kendi memleketimizde bizler yabancı muamelesi görmeye başlarsak hiç şaşırmayın.Ama neden böyle oluyor diye kendimize sormamız lazım.Çünkü bizler Türk sermayeli gariban yatırımcılara destek olmuyor ve onları neredeyse yerin dibine geçiriyoruz.Hükümetler de öyle yapıyor.Turizm teşvik kanunu çıkarıyor.Bak bakalım hangi yerli firma bundan yararlanabilir.İstenen şartlar hangi yerli kuruluşta var.Ne anladık turizm teşvikten.Sanki cümleten elbirliği edip memleketi yabancılara teslim etmek için seferber olmuşuz.İnanılır gibi deği.Dünyanın hiçbir ülkesinde rastlanmayacak bir davranış bozukluğu içine girmişiz hepimiz.Herkes birbirinin sırtından geçinme yollarını arıyor.Ne olacak bu halimiz.
Bakacağım bakalım yazılarım değer verilip okunursa memlekette neler olduğunu daha doğrusu yukardakilerin gene ne haltlar karıştırdığını kimsenin kızmayacağı bir dille anlatacağım.Öyle ya Allahın bildiğini kuldan saklamaya ne hacet

Ben Ne için(lere)…

| 11 February 2009 19:59

Kapı aralığında kalmış istekler, denize ulaşamamış hedefler, ertelenen duygular ve aman boş verler… Ne için? Her şey ne için?
Güneşin her güne yeniden misafir oluşu, mehtap ve deniz; bu güzellikler ne için? Yaşadığını sanmak mı? Yoksa yaşamak mı?
Ne için arkadaş? Sorular senin için mi? Yoksa benim için mi? Söyle aradığın aşkı buldun mu? Ne için buldun? Seviştin mi dorukta, ne için? Bulabildin mi tüm sorularının cevabını, ne için?
Böyle soruları eminim arkadaş çevreniz de veya başka çevreler de sormuş veya duymuşsunuzdur…
Sabahın dördü ve bu saate kadar dayanılmaz sorularla; dört arkadaş, inanılmaz bir çıkmazın içine sokuyoruz birbirimizi. Yaş 25’ti o gece ve yığınla sorularla uğraşıyorduk.
Birden aklıma gelmedi, geçmişteki o gece. Yine, o arkadaşlarla bir aradayız bu akşam. İnanılmaz bir şekilde aynı sorular dönüyor ağızlarda ve hiç bıkmadan cevaplanıyor, aynı repliklerle. Kaderden tutun da ölüm, aşk ve neler…

www.iyisikotusu.com : tüketicinin başvuru kaynağı

yasarozg | 23 May 2008 14:16

iyisikotusu.com, her türlü işletme, ürün ve hizmete dair düşüncelerin, yorumların ve deneyimlerin paylaşıldığı, “tüketicinin başvuru kaynağı” olması hedeflenen bir web sitesi.

Sitenin hayata geçirilmesinde başkalarının tecrübelerinin ve deneyimlerinin en iyi rehber olduğu gerçeğinden yola çıkılmış. Site, tüketicileri bir araya getirerek herkesin ulaşabileceği, yararlanabileceği ve katkıda bulunabileceği bir ortam sağlıyor. Sitede bir omlet tarifinden Paris’teki bir kafeye, bir semtteki çilingirden Bodrum’daki bir butik otele, bir web sitesinden yurtdışında çok satan bir kitabın Türkçe çevirisine kadar hemen her şeye dair bilgi paylaşılabilmesine olanak verilmiş.

DEKOLTE HATUNU

| 16 April 2008 15:22

bitişe secde eder her tükenmiş saçmalık
bitişe secde eder her tükenmiş saçmalık

Açık kalan musluktan saçların akıyordu savaş meydanına. Süngülerin yarım kalmışlığını kanıran korku ölümü soluyor, sızıntılarda kolluyordu taş aralarını. Bilimsel eşitliklerin bilinmezlik tırsaklığı. Jazz temposundaki gitar teli önce kandırıldı sonra kanırıldı deri üstü caddelerde. İkindi artığı gecenin sabah sendromu lezzetinde.Anne sisteminde bir parça kendisini denize bıraktı nehirlerden habersiz, rıhtım vukuatında. Sirenlere benziyordu acemi ağıtların hendesesi. Kimsesiz kalmış gibi kendisini susturma niyetinde olsa da isteğinin aslındasında mekteplinin okul telaşıydı. Umursamadım… Gitmeliydi, gitmeliydi kendiliğinden. Uzun zaman önce kristalleşmesi gibi kalbimin.Pençe izlerimle bedenimi deşerken ben, kadın izlerinle zavallılığı heceledin sen. Şeytana satılmış pehlivan gömleği en fazla yarım kalmışlığım yaşındaydı. O da hangi takvimin son yaprağıydı hatırlamıyorum.Yüzüm zemine ışıksız yansıyan kader spirali gibi gölgeye kuma. Kollarımın parmaklık kökünün iki hecesine katlanırken damlalar uçlarda çaresizliği biriktiriyor. Habersiz aralıktaki çatı bozuntusu, tıkırtıların koleksiyon zehirin de cilveleştiğinden olsa gerek, teknik arızalar bıraktı aslanın miyavlamasında. Yırtılmışlığın resmi yardım susasa da, görünmeyi reddeden dudak sıkıştı namlusuna.Eteğinin miniliği, dekoltenin derinliğindeydi akılsızlığının kanıtı. Yaptığın makyajda en fazla yalan gerçeğini uzak tutabildin saçmalığına. O da geceme eşlik edene kadar. Anlattığın yapboz masallarında eksik olan parça aklının yarım kalmış zavallılığıydı. Sense bunu zikredemeyecek kadar benzer kelimeleri ezberliyordun kulaklarıma.Kadehim dibini bana sunarken, bana ne kadar zeki olduğunu tekrarlıyordun. Anlattığın boşlukta, hiçbir gizemi kalmamış seni, aklınla fiyatlandıramayacağını anlamıyordun. Düz kelimeler eşliğinde söyleyeyim. Bıktım sana benzeyen kadınlardan. Biraz haddini bilip insan olsana…

NE ZAMAN*

jetkom | 08 April 2008 20:54

geçen gün bir gastede küçük bir köşe yazı gözüme çarptı ce bunu sizinle paylaşmak istedim.

GEÇENLERDE bir yemekte dostlar sordular:” AMERİKA IRAK’TAN ne zaman çekilir?”Onlara şunu söyledim: ”en iyi ihtimalle 60 yıl sonra…”şaşırdılar bu süre ciddi ciddi konuşuldu.bende ”niye şaşırıyorsunuz ki,2’inci dünya şavaşı biteli 63 yıl oldu,amerikalı askerler hala almanya’da”dedim