Soru: Genellikle takip ettiğiniz televizyon programları?
Cevap: Belgesel Film.
Nanook of the North
Belgesel Film (Documentary)İnsan duygularının ön planda olmadığı, eğlenceden uzak, tarihsel, sosyal, bilimsel ya da gerçek olaylarla ve kurguya dayanmayan konularla ilgilenir. Gerçeğin kendisini iletir. Bu tür filmler, tamamıyla belgelere, gerçek insanlara, gerçek mekânlara ve gerçek olaylara dayanır. Belgesel filmin genel amacı; bildirmek, öğretmek, eğitmek, inandırmak ve coşturmaktır.Bu terim, Fransızların kullandıkları “documentarie” kelimesinden alınmış ve ilk defa John Grierson tarafından, Robert Flaherty’nin 1926’da çektiği “Moana” adlı filmin eleştiri yazısında kullanılmıştır. Gerçeği, bir öykü çerçevesinde değil, gerçekliğinin kendi dramatiği ile aktarır. Lumiera’nın çektiği ilk gerçekçi filmler, bu türün ilkleri olarak görülebilir ancak, dünya genelinde modern anlamda belgesel sinema Robert Flarherty ile başlamıştır.
Nanook of the North : www.filmreference.com
Belgesel filmin ilk örneği, Flarherty’nin 1922 yılında çektiği “Nanook of the North” (Kuzeyli Nanok) olarak kabul edilir. Ancak bu tür, sinema tarihine birdenbire ortaya çıkmamış, bir takım süreçlerden geçerek oluşmuştur. Bu yıllardan da öncesine dayanan teknik ve konu bakımından önemli gelişmeler kaydedilmiştir.Sinemanın Türkiye’ye gelişi; Sigmund Weinberg’in “Enver Paşa’nın atlarını ve yeni doğan çocuğunu” gösteren kısa filmleri olmuştur. Fuat Uzkınay’ın, 14 Kasım 1914 yılında çektiği “Ayastefanos’daki Rus Abidesi’nin Yıkılışı” adlı 150m uzunluktaki film, Türkiye’de çekilen ilk film olarak kabul edilir. Fuat Uzkınay, 1915 yılında kurulan Merkez Ordu Sinema Dairesi adına yaptığı; Sultan Reşat’ın cenaze merasimi, Vahdettin’in kılıç alayı, ordunun İstanbul’a girişi gibi zamanın önemli olaylarını görüntü kayıt cihazı ile belgelemiştir.1922 yılında kurulan Kemal film, 1923 yılında “Zafer Yolları” adlı belgeseli çekmiştir. Bu yıllarda daha çok Kurtuluş Savaşı’na ilişkin belgeseller çekilmiştir.
Kurtuluş savaşı belgeseli : azbuz.com
Kurtuluş savaşı belgeseli: güncelhaber.com
1934 yılında Nazım Hikmet, “İstanbul Senfonisi” ve “Bursa Senfonisi” adlı iki film gerçekleştirir.İkinci Dünya Savaşı döneminde, tüm dünyada fazlaca belgesel film çekilmiştir. Belgesel sinema alanında patlamanın yaşandığı dönem olmuştur.1968 yılında TRT televizyonunun yayına başlaması, özellikle yerli yapım belgesel filmlere büyük ölçüde yer vermiştir. Sessiz dünyayı belgeseller haline getiren Kaptan Cousteau ve belgesellerini, TRT televizyonu 1980’lerde çok yayınlamıştır. Televizyon belgesellerinin en önemli özelliği de, daha çok insana ulaşmasıdır.
Kaptan Kusto
Belgesel film, hayatın gerçeklerinin belgelenmesi açısından oldukça önemlidir. Belgesel film yaşamın belgelenmesinde, tamamen tarafsız, gerçekçi, anlaşılabilir ve detaylı bakış açısı ile insanlara farklı bir hizmet sunar. Bir belgesel, izleyicisine en önce öğretici niteliği ile seslenmelidir; araştırılmış, aydınlanmış, neden ve sonuçları belirlenmiş belgelerle ortaya çıkmalıdır. Belgesel film yapımı, diğer tür filmlerin yapımına benzeyen bazı aşamalardan oluşur. Araştırma kısmı, belgesel film yapım aşamasından önceki en önemli aşamasıdır. Senaryosu sadece öykü akışını ayarlayan bir plan olmakla kalmamalı, aynı zamanda yoğun mesaj içeren metin şeklinde olmalıdır. Bir belgesel film senaryo yazılmadan da çekilebilir; lakin amaçsızca yapılmış bir filme dönüşme riski taşır. Belgesel filmin başarısı, konunun en ince ayrıntısına kadar araştırılıp çok iyi öğrenilmesi ile gerçekleşebilir.İngiliz belgeselinin babası ve belgeselciliğin ustalarından John Grierson, belgeselin önemini üç ilkeyle açıklar: “Birinci ilkesi, belgeselin gözlenmiş, seçilmiş ve gerçek dünyaya açılmış yeni ve hayati bir sanat formu olduğuna inanır. İkinci ilkesi, belgesel yapımcısının daha geniş bir hayal gücüne sahip olması gerektiğidir. Üçüncü olarak da, materyal ve hikâyelerin, gerçek kaynaklardan alınmasıdır.”Belgesel filmler…
yorumlar
” denizin altındaki dünya” hep merak ettiğim ve hemen tüm belgesellerini izlediğim bir konudur.bir kaç yıl önce, yurt dışında ödül kazanan bir türk belgeselini izlemiştim. “koleksiyoncu” adında, çok da başarılıydı…
Hayvanlar,Doğa(deniz,su,göl,dağ……..vs vs)Uzay2.Dünya Savaşı Belgeselleri Kolleksiyonum vardır.National GeographicDiscovery Channel takip ederim ,dergilerini biriktiririm tavan arasında kaç yüz oldu bilmiyorum…taşinacağım baharda ,gene atamam onları gelirler benle tintini tintini :-)eline sağlık Bukletim.
Valla güzel yazı olmuş. Kaptan Kusto’nun fotosunu görünce iyot kokusu geldi burnuma, hey gidinin günleri…Şu aralar bol bol belgesel izliyorum, serisi var, çok bilgilendirici…
bu kanalı ilk kez gördüğümde inanamıştım… amerikalıların arşivciliği ve kayıt altına almadaki çalışmayı gösteriyordu. Belgesel kanalı yelpazesindeki çeşitliliğe de bir örnektir.
bukletcim yine konuşturmuşsun kalemini:)eline sağlık.
belgesel izlemeyi çok severim ben. konusu ne olursa olsun. o tv deki saçma sapan magazin programlarını takip etmek yerine belgesel izlemek çok mantıklı.
Denizlerin altı hiç ilgimi çekmez benim eşimde bende sıkı belgesel izleyicileriyiz ama genellikle o ve kızım deniz meraklısıdırlar. Benim son aylarda izlediğim The Humanbodyserisi gerçekten beni benden almıştır. Bu ay ise Kanuni Sultan Süleyman, Fatih Sultan Mehmet ve Topkapı Sarayı ile ilgili olanları izledim. Hayvanlardan çok bu tarz belgeseller hoşuma gider. Tarih ve gezi.National Geographic belgeselleri eşimin arşivinde en kıymetli olanlardır.Kaptan Kusto beni küçüklüğüme götürdü. Gezi belgeselleri Haberci ve Ayna da izlenesidir bana göre
radikal okur cnbce, neyşınıl ciografik ve diskavıri izlerim.buklet yazıların pekçoğumuza örnek olacak nitelikte.
öyle zamanlarda benimkileri oku bukletim.bkz. kendini aynasında dev aynasında gören manson
son yorumu yazarken kokain çekmiştim. diyaliz yaptırdım hemen, şu an eskisi kadar aklım başımdayım
siyasi, tarihi belgeselleri severim öyle börtü böcek, hayvanlar alemi belgeselleri ilgimi çekmez. ama rahmetli eniştem bir futbol maçlarının bir de doğa belgesellerinin hayranıydı sabaha kadar oturur fosur fosur sigarasının eşliğinde sabaha kadar seyrederdi. bir de babam var tabi doğa belgeseli hastası, özellikle balıkçılık. yaban tvnin başına oturdu mu (son zamanlarda bir tek acunun programı kanal değiştirmesine sebep olur) kalkmak bilmez.belgesel tutkusu nedendir bilmiyorum özellikle 45li yaşların sonrasındaki erkeklerde başgösteriyor (çevremden edindiğim izlenim bu).
BELGELENMİŞ BELGELER BELGESELLEŞTİRİLİRSEBELGESEL Mİ OLUR YAWWWNE ÇOK İZLENİR DEMİ AMABİTMESİN BELGESEL BELGELER…PARDON FİLMLER.GÜZELLLLLL.
bu yazı da kısa bir belgesel olmuş aslında…çok hoş. eline sağlık…
afüyet olsun mansonum ağrı kesici adı versem saçımı başımı yolarsın şimdikin:)
discovery chanell deki bazı programları zevkle izlerim. Adli olayların belsegeselleri ilgimi çeker
bukletciğim eline ve yüreğine sağlık yine döktürmüşsün
discovery de bazen ölen ünlülerin hayatlarını veriyorlar bayılıyorum
belgeseller ilgili görmek için çekilir zaten.ilginç şeyler çekmelisin ki ilginç olsun.
yaaa … ilgili görmek, ilgi alanlarına hitap etmekle çelişmiyor olsa gerek…siz bana gıcık gittiniz anladım ben.güzel bir belgesel olmuş.
Aman ne olacak ki, senin için önemli mi, gıcık olunmak, çamura yatmışsın zaten..
benim için önemli sayın pillibebekkuyuda.. pilli bebeği olan sadece sen misinneden gıcık gittin anlamadım bn
Neden mi gıcık gittim, belli ki hafif’ i izleyen ya da klon birisin, neden bana yakın bir nick seçtin ? bu biiiirBu nick i alıp kendini çamur a atmanın bir açıklaması olmalı, bebeğinin pilli olması mesele değil ister pilli olsun ister motorlu, birinin nick iyle dalga geçmen mesele, bu ikiiii..Açıklama borçlusun, sen bu nickle yorum yapıp dalga geçtikçe, sıkılana ve senden vazgeçene kadar benim de dalga konum olacaksın..Kolay gelsin..
Neredeyse ağlayacağım hikayenizin acılılığından, herzaman ciddi açıklama yaptığınızda bu kadar komik mi olursunuz..Size nasıl inanmak istiyorum bilemezsiniz..Çocukluğumuz çok sorunlu geçmiş ..Şimdi hep beraber..Yaşasın pillibebek kardeşliği diyorum, Allah size akıl fikir versin, Ferplex…Buralardan kaybolacak kadar gururlu olduğu, bir saniye bile düşünmedim..Dedim ya kolay gelsin..:)
Beni seven arkadaşlarım, bu çirkinliğe kendi adıma prim vermemek üzere aranızdan bir müddet ayrılıyorum, belli ki bir kaç kişinin fena halde takıntısı oldum..Kendinize iyi bakın, yazıların ve hafif in bu tarz hastalıklı insanlarla kirlenmesine izin vermeyin…(Thing hakkın varmış..)Hoşçakalın..
Taze mi bittiydi sevgili Pati?Ben geldiğimde de burası böyle bitik idi. Midemi bulandıran bu son dönemde de bitik, burası hep bitik olarak kalacak.Belki biz de bir nevi ifrazat mahiyetinde önemsiyoruz burayı. Birileri ise bir hayli dışkılama işi ile önemsiyor burayı. Artık benim gibi midesi zor kalkan insanların bile midesi bulanıyor. Giresi gelmiyor.Bunlar yeni değil de, moderasyon rahatsız ise cidden, bu tarz zavallı basit ve “hafif” insanlar için kolay bir yöntem var. Kim hangi ip’den yazmış, en azından son rakamlarını yorum yanlarına koyarlar, olur biter.Ama sanırım çok kişinin başı yanar bu kez.Bu ülkede nasıl dürüst siyasetçi yok deniliyorsa, burada da aynı şey söz konusu sanırım.Neyse.. banane!
Laf kıtlığında asmalar budayayım.
Ne demek istedin şimdi? Anlamadım.
gerçekten çok üzüldüm sayın buklet. interneti takip eden hatta icabında bir bilgisayar uzmanı da diyebileceğim kendime sordum defalarca… hafif.org-meraklı ol’u annenizin karnında öğrenmiş olmalısınz sanırm. yazı yazmak istemiyorsanız mim eklersiniz olur biter. inanıp inanmamak da özgürsünüz. yazık yaa bu kadar da olmaz diyorum…
🙂 ne güzel inançlarınız ne kadar da basit şeyler üzerine kurgulanmış o zamn. Tanrı yardımcınız olsun!sizi özgür bırakmakla hata yapmışım o zamn… geri aldım lafımı özgür değilsiniz! nicki almamda hiçbir kasıt yok inanmanız gereken tek gerçek bu…size söz eğer birilerinin kastına nick almak gibi bir kaygı taşırsam ki (yeni gelmem rağmen ne güzel de aklıma soktunuz) sanırm herkes burda bunu yapıyo( bence gereksiz) tek kasıtlı alacağım nick sizin nickinizn karşılığı olacaktır. inancınız bu yönde olsun sayın buklet.
Bence kale alınıyor olması bile gereksiz. Böyle basit çocuk oyunları ile vakit harcayanlar olduğu sürece meydanı onlara bırakıp kendi pislikleri içinde debelenip, defolup gitmelerini beklemek lazım. En azından ben bunu yapıyorum.
sayın buklet inanın bana inanmamakla siz çoğalttınız hakaretleri buna rağmen sizden özür diliyorum…kabul edip etmemek sizin inancınız artık.sayın Anthro bilemiyorum kimleri kale alırsınız ama ben de bu şekilde kale alınmak istemedim zaten. onlar başlattılar defalarca açıklamama rağmen. bu yüzden asıl ben onları kendi pislikleri içinde bırakıyorum saosyolojide gruptan biri eksilince denge bozulurmuş sanırım onlarda da bu görüldü kanımca. ben de sizin yaptığınızı yapıyorum ve gitmelerini bekliyorum. şahsen ben yeni geldim hiçbir yere de gidemem.
ucundanmı, başından mı?
hakikaten eğleniyor musunuz bu nicklerle hafife gelip böyle abuk subuk konuşarak? gülümsetmiyorsunuz bile, bi gidin artık..
Çok agresif hareket ediyorsunuz ama. Keskin sirke küpüne zarar verir. Biraz relax ol arkadaşım. Bu dünyada çok zamanımız yok zaten. Keyfini çıkarmaya bak.
Sizi geren ne? Onu anlamadım ben.
Cumcumber senin derdin ne?
Aynı soruyu ben sana sorsam?Harlemsaray, senin benimle derdin ne? Seninle muhatap olan oldu mu?
Gereksiz tartışmanın alemi yok. İçinizdeki hinlikleri sadece başkalarına yükleyip burada despotluk yapmaya çalışıyorsunuz. Mahallenin kabadayısı olduğunu sanan bir grup ona buna racon kesiyor. Oh ne ala!
Son iki yorumun altına uzun zemandur kullanmayu ihmal ettügüm ..yanar dönerli kaşemi basıyorum.Bir insanin rezil olma sınırı ve edebi olmalı diyorum.Kuldan utanmıyorsan ,yaradandan utan ve destur de diyorum.Allah islah eylesin.Gidin tedavi olun efenim.
İnsanları ısrarla klon olarak görme alışkanlığınızdan ve paranoyaklığınızdan kurtulamayacaksınız. Her gelene salakça suçlamalar yaparak burada kural belirlemeye kalkacağınızı sanıyorsunuz. Ben sitenin kurallarına uyduğum sürece kimse bana ahkamda bulunamaz. herkes haddini bilsin.Sıkıldım artık.ama buradayım. merak etme.
Ama klonsun.Klon olmasan bu gün gel herkesleri bil nasul oleye!!???Hade hade seni idiyit.
naaptınız olum sörsiye. hatun sihirli iksir içip canavara dönüşmüş.teyyy…
offf yaa yine karnavala dönmüş burası…eğlenceye hoş geldim yaşasınnn:)thıng hoş geldin:) tek seni özledim:(pbk iyi ki geldin!anthropose sen de hoş geldinnn!sörsim sakin ol bebeğim:)mansoncum sen de gözükmüyoedun iyi oldu geldiğin:)bukletçimin yazısını rahat bırakın yaa emeğe yazık!
sevde837 devrelerini bir kontrol et bebeğüm.Pbk arazi.
hadi yaa sağol uyarın için harlem bi ara çok sevinmiştim. yine ağlama moduna geçiyorum:(
bu ne yav, ahlaksızsın olmak için fazla sansürlü
Töbe yareppim, neler geçti aklımdan. Bana bırakmayın böyle boşluk doldurmaca sorularını, direk yazın, sonra düşün düşün..
ben a.q. sandım önce
Benim kendisinin gerizekalı olduğunu söylediğim yorumum silinmiş ama moderasyon bu kişinin beni kastederek öküz demesine dokunmamış.Bravo yani. Moderatörler böyle işlem yaptığı sürece daha çok klonla karşılaşacağız.”Sinekli bakkal” yerine “klonlu site” diye bir roman yazıcam ben sonunda.
bu ne lan ipini koparan site sizin mi sandınız deyip atlıyor. bizzat benim abi site. sıkıntı nedir buyrun. şikayetler kutuya beğeniler bana.
sesli platform derken insan sesini kastetmiş olabilirler. bilmiyorum bence yani.
deliliğin doruk yaptığı noktadır sayın seyirciler.
ne olmuş gene ya
bu adamın hayatınıda okumuştum çok idealist birisi
Elinize sağlık gerçekten güzel kaleme almışsınız…
katılıyorum, “Nanook of the North” görseli de ayrı bir sıcaklık katmış…
Valla güzel yazı olmuş. Kaptan Kusto’nun fotosunu görünce iyot kokusu geldi burnuma, hey gidinin günleri…Şu aralar bol bol belgesel izliyorum, serisi var, çok bilgilendirici..
Bilgi için teşekkürlerafrican mango satışafrican mangoafrika mangosuafrika mangoafrika mangosu hapı
Bilgi için teşekkürlerArmineeşarpArmine eşarpaker eşarpaker