bildirgec.org

kurtuluş savaşı hakkında tüm yazılar

Son Çıkış: Savaş

akbelen79 | 02 March 2011 23:56

Geçmişte olmayan bir mücadele örneğidir Kurtuluş savaşımız..
Savaştan önce Deniyor ki; Biz bu savaşı kazanırsak dedelerinize verilen topraklar ve işgal edilmiş topraklar size tekrar bırakılacak. Ama bu hiçde öyle olmamıştır.
Şavaşa katkı yapan büyük ülkeler ABD- İngiltere her daim savaşa girmeden önce kesinlikle içeriye sızacak adamları tespit eder ve onlar üzerinden kamuoyu oluştururlar. Kurtuluş savaşı öncesinde ABD mandacılığını kabul etmemiz gerekir diyen nice aydınlar vardı hatırlarsanız tarihimizden.
Yönetim çok parçalı bir dönemde olduğundan asayiş bozulmuş , kimin ne yaptığı belli olmayan bir durumdayken ortalığın karıştırılması kadar doğal birşey yoktur.
Halk gitgide yoksullaşmış ve halk ayaklanmaları için bu özellikleri başkaları tarafından kullanılır hale getirilmiştir. Aslında onları kullananlar fakirlik olmasın diy değil, bu vatan bölünsün diye uğraştıkları için sorun çıkıyor.
Yani bütün yukarıda saydığım sebebler bir yerde varsa zaten orada can güvenliğinden bahsetmek imkansızdır. Yani iç kışkırtmalar var. dışardan da destekleniyor ayrıca sonuç alınırsa mükafatlandırma var. Üstelik devletin başı dağınık ve kaos halinde, Halk elinde avucunda ne varsa kendisinden çok vatanı için harcıycak ama yok ki fakirlik içinde kalan halk her yöne çekilebilir, Ve benim can güvenliğim yok diyenlerde çeteleşip ortaya çıkınca ; Sonuçta savaş yoksa bile bu haldeyken muhakkak bir bölünme vardır ve olacaktır. Zaten kurtuluş savaşına götüren sebeblerde bundan ibarettir.

Son Kurtuluş Çabamız

akbelen79 | 02 March 2011 22:46

Kurtuluş savaşı’nı tarih olarak hepimiz biliriz zaten. Ben bu yazımda size tarihimizi anlatmayacağım zaten. Çünkü bilinen bir şeydir. Ama bilinmeyeni şöyle masal gibi anlatmaya çalışacağım.O devirde yaşamadığımız için tam olarak ifadeler yerini tutmaz.
İnsanlar yüzyıllarca beraber yaşadıktan sonra Meşrutiyet ve mutlakiyet akımlarının etkisinde fazlaca kalarak ve Avrupa’dan esen rüzgara kapılanlar sayesinde memleket yanmaya başlamıştır. Genel olarak madde madde nasıl etkilendiğini sayalım.
1- Azınlıkların Balkanlarda kışkırtılması,
2- Azınlıklara vaad edilen özgürlükler,
3- Şavaşa katkı yapanlara verilecek mükafatlar,
4- Yönetimin boşluğu,
5- Fakirlik
6- Can güvenliği,
Şimdi yukarıdaki maddeleri biraz açalım isterseniz;
Azınlıklar hemen her yerdeydi Osmanlı Devletinde. Bir ülkeyi bölmek istiyorsanız , ülke içindeki birleştirici unsuru biraz bozmak yeterli olmaktadır. Aslında bir gayri müslimi öldürüp , Müslümanlar katliam yapıyor diyerek halkı kışkırtmaları savaşmaktan daha kolay ve sonucu kesin olan bir uygulamaydı.

Özgürlük Savaşı

ozanTi | 21 July 2009 09:41

Özgürlük Savaşı… Bir savaş yaptık ve savaşı, söylenenlere göre, kazandık. Adına da Kurtuluş Savaşı dedik! Savaşı kazandık mı yoksa kazanmış gibi mi göründük?

Savaşı kazandığımızı tarih kitapları anlatıyor bize. Hatta 29 Ekim 1923’te bir de cumhuriyet kurmuşuz. Adına da TÜRKİYE CUMHURİYETİ demişiz.

Bu iki mucize bize çok hoş görünüyor. Sevindirici(!) gelişmeler… Ne de olsa yanıp küle dönen bir milletle yola çıkılmış ve yeni bir devlet kurulmuştu. Her yerde bir zafer havası, bir coşku vardı. Bu coşkunun içinde kimse farkında değildi olacakların.

BAĞIMSIZLIK SORUNU

teacher07 | 10 April 2009 14:18

Toplum adına bağımsızlık sorunu büyük önem arz etmektedir, her yönü ile ele alınacak bir konu olarak önemlidir. Sorunlarla baş etmek, etraflıca ele almak, azimle üzerine gitmek gerektiren bir nitelik göstermektedir. Özellikle yeni bir oluşum açısından, devlet adına, toplum adına büyük önem gerektirir. Toplumun büyük çoğunluğunun refahı, güvenliği, mutluluğu söz konusudur. Hem gelişmiş ülkeler hem de geri kalmış ülkeler (az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler de denir) açısından bağımsızlık sorunu farklılık gösterir. Gelişmiş ülkelerde siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel yaşam bir takım temellere oturduğundan çok da sorun olmayabilir. Geri kalmış ülkelerde, varlıklarıyla ilgili, az gelişmişlikten gelişmişliğe geçişle ilgili bağımsızlık sorunu önem taşımaktadır. Bu sorun, bazı sıçramalar, yeni bir çağ başlatma durumu gerektirmektedir. Çeşitli siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel sorunların olumlu çözüme ulaşması için bir takım devrimler gerektirir. Olumlu adımlar atılmadıkça sorunların çözümü olanaksızdır. İşte; geri kalmış toplumlarda esas sorun bağımsızlık, yani “tam bağımsızlık” sorunudur.

Birinci Dünya Savaşı sonrası Türk Devleti, kapitalist ve emperyalist devletlerin karşısında bağımsızlık savaşı vermiştir. Siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel emperyalist saldırılar karşısında inançla duran Mustafa Kemal vardır. Hatta Mustafa Kemal “mazlum milletlere” de örnek olmuştur. Siyasal bağımsızlıklarını her toplumun kendisinin sağlayabileceğini göstermiştir. Saldırganlardan kurtulurken, başka birilerinin uşaklığının da kabul edilemeyeceğini, bu hataya düşmemeyi öğretmiştir. Mustafa Kemal, geri kalmış ülkelerin aldatıcı bağımsızlığa kanmama gerçeğini tüm dünyaya göstermiştir. Siyasi, ekonomik, adli, askeri, sosyal ve kültürel alanlarda kazanılmayan bağımsızlık aldatıcı bir bağımsızlıktır. Sadece siyasi bağımsızlık, dolaylı olarak bir bağımlılıktır. İşte, gösterilen bağımsızlık anlayışı, Mustafa Kemal’in gösterdiği “tam bağımsızlık”tır.

Anıtkabir Sanal Müzesi – Anıtkabir artık internetten 7 / 24 gezilebiliyor

ismail cifci | 19 February 2009 19:02

Pozitif Değer Bilişim Çözümleri tarafından Anıtkabir Komutanlığı için hayata geçirilen Anıtkabir Sanal Müzesi ‘ne erişerek müzenin aşağıdaki bölümlerini gezebilir, açıklamalara tıklayarak her bir obje hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz.

Anıtkabir dış alanlar sanal gezintisi (aslanlı yol, tören alanı, mozole, kuleler)

Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi girişi ve Atatürk’ün özel eşyaları sanal gezintisi

Belgesel Film…

| 13 February 2009 09:55

Soru: Genellikle takip ettiğiniz televizyon programları?
Cevap: Belgesel Film.

Nanook of the North
Nanook of the North

Belgesel Film (Documentary)
İnsan duygularının ön planda olmadığı, eğlenceden uzak, tarihsel, sosyal, bilimsel ya da gerçek olaylarla ve kurguya dayanmayan konularla ilgilenir. Gerçeğin kendisini iletir. Bu tür filmler, tamamıyla belgelere, gerçek insanlara, gerçek mekânlara ve gerçek olaylara dayanır. Belgesel filmin genel amacı; bildirmek, öğretmek, eğitmek, inandırmak ve coşturmaktır.

Bu terim, Fransızların kullandıkları “documentarie” kelimesinden alınmış ve ilk defa John Grierson tarafından, Robert Flaherty’nin 1926’da çektiği “Moana” adlı filmin eleştiri yazısında kullanılmıştır. Gerçeği, bir öykü çerçevesinde değil, gerçekliğinin kendi dramatiği ile aktarır. Lumiera’nın çektiği ilk gerçekçi filmler, bu türün ilkleri olarak görülebilir ancak, dünya genelinde modern anlamda belgesel sinema Robert Flarherty ile başlamıştır.

Nanook of the North : www.filmreference.com
Nanook of the North : www.filmreference.com

Belgesel filmin ilk örneği, Flarherty’nin 1922 yılında çektiği “Nanook of the North” (Kuzeyli Nanok) olarak kabul edilir. Ancak bu tür, sinema tarihine birdenbire ortaya çıkmamış, bir takım süreçlerden geçerek oluşmuştur. Bu yıllardan da öncesine dayanan teknik ve konu bakımından önemli gelişmeler kaydedilmiştir.

Yıl 1921…

juki | 20 December 2008 10:09

Yıl 1921… Devletimiz Kurtuluş Savaşının en sıcak günlerini yaşamakta. Anadolu’nun birçok yerinde boğaz boğaza mücadeleler yaşanmakta, Türk ateşle imtahan olmaktadır.

Öte yandan İstanbul’daki halk nispeten daha rahat geçirmektedir bu günleri, ya da öyle bilinir. Evet, aslında öyle değildir. İstanbul’da yaşayan binlerce yürek sahibi eroğlu erler, analar vardır. Bunlar vatanın içinde bulunduğu durumdan dolayı çok üzgündür.

İstanbul’un karşısına kalan, Pera (kelime anlamı da karşı demektir) evet Pera(Beyoğlu) semtinin eteklerinde bir semt daha vardır ve onun adı da Kasımpaşa’dır. Oradaki gençler öyle bir dönemde gençliklerini yaşamak, içlerindeki coşkuyu tatmin için bir klüp kurarlar: Kasımpaşa Spor Kulübü…