Kıskançlığın karanlık koridorları
Kahraman Çayırlı

tempodergisi.com.tr adresinden alınmıştır: berrak tüzünataç
tempodergisi.com.tr adresinden alınmıştır: berrak tüzünataç

90larla birlikte Türk Sineması’nda kendi yolunu açan, önemli bağımsız yönetmenlerden biri de, kuşkusuz Zeki Demirkubuz. Tıpkı Derviş Zaim, Reha Erdem, Yeşim Ustaoğlu, Nuri Bilge Ceylan ve benzerleri gibi Demirkubuz da daha ilk filminde pırıl pırıl bir filmografinin işaretini sunar izleyisine: C Blok (1994) ile yüksek apartman bloklarına sıkışan üst sınıftan kent insanlarını anlatır.Masumiyet (1997) ile trajedik, çarpıcı bir aşk öyküsünü Haluk Bilginer, Güven Kıraç ve Derya Alabora’nın sinemamızda az rastlanacak derecede başarılı oyunculuk performansları eşliğinde yansıtır kamerasına. Üçüncü Sayfa (1999)’da yoksulluk, ihanet, sadakat gibi kavramları işler Demirkubuz. Yazgı (2001) ile Camus’nün Yabancı adlı kült eserinden yola çıkarak yazdığı senaryoyu filme çeker: Annesinin ölümüne tepki bile göstermeyen, işlemediği cinayeti üstlenen Musa’nın hikayesini…İtiraf (2001) ile yönetmen üst ekonomik sınıfta kadın-erkek ilişkilerinin çıkmazları, ihanetleri üzerinde durur. Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanını filme çekmek isteyen yönetmenin öyküsünü anlattığı Bekleme Odası (2003) gelir sonra. Kader (2006)’de ise Demirkubuz’un Masumiyet filminde tanıştığımız Bekir ve Uğur’un gençliğini izleriz…Demirkubuz’un filmleri, gişede az iş yapan ama çekirdek kitlesi tarafından merakla takip edilen, eleştirmenler ve sosyal bilimciler tarafından önemli övgüler alan, yurtiçi ve yurtdışı pek çok festivalden muhtelif ödüller toplayan filmler olur hep. Üslubunu her filminde geliştirir, anlattığı her yeni hikayede daha yetkinleşir Demirkubuz.Sıkıcı, kömür kentinde bir balo…
1964 yılında Isparta’da doğar, Zeki Demirkubuz. Ortaokulu Isparta’da, Gönen Öğretmen Okulu’nda bitirdikten sonra İstanbul’da yaşamaya başlar. Lise kapısına İstanbul’da girse de ilk yarıyıldan sonra okulu bırakarak fabrika ve atölyelerde çalışmaya başlar. Solcu bir siyasi örgüte üye olduğu için 1980 darbesinden sonra üç yıl hapis cezasına mahkum olur. Hapishane yıllarında edebiyata ilgi duymaya başlayan Demirkubuz, yazmaya başlar. Dostoyevski’nin, özellikle Suç ve Ceza’nın yönetmen üzerindeki kalıcı etkileri o yıllarda oluşur.

iletisim.marmara.edu.tr adresinden alınmıştır: zeki demirkubuz
iletisim.marmara.edu.tr adresinden alınmıştır: zeki demirkubuz

Tahliyesinin ardından Anadolu’nun muhtelif kentlerinde işportacılık yapar. Askerliğini erteleyebilmek için okula dönmeye karar verir ve liseyi dışarıdan bitirir. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne girer lisenin peşinden. Sinemaya ise 1986 yılında Zeki Ökten’in asistanlığını yaparak başlar. İlk uzun metrajlı filmi C Blok (1994)’u çekene kadar çeşitli yönetmenlerin asistanlığını yapar.Popüler sinemanın pek tercih etmediği, insan ruhunun karanlıklarında gezinmeyi sever yönetmen. Bu hafta vizyona giren yeni filmi Kıskanmak’ta da benzer yollarda yürüyor. Nahit Sırrı Örik’in 1956 yılında yazdığı, aynı adlı romanından uyarlanan film, 1930larda, Zonguldak’ta geçiyor. 29 Ekim gecesi yapılan Cumhuriyet balosuna, bu kente iki ay önce taşınan maden mühendisi Halit (Serhat Tutumluer), eşine az rastlanır güzellikteki karısı Mükerrrem (Berrak Tüzünataç), Halit’in kız kardeşi ve sığıntısı Seniha (Nergis Öztürk) da davetlidir. Kentin en zengin ailesinin oğlu Nüshet’in, Mükerrem’i dansa kaldırmasıyla olaylar gelişir…

elestiriyoruz.com adresinden alınmıştır: berrak tüzünataç
elestiriyoruz.com adresinden alınmıştır: berrak tüzünataç

Geniş coğrafya: İnsan ruhu
Bu çirkinlik, güzellik, kıskançlık, tutku hikayesi ile Demirkubuz daha önce yapmadığı bir şeyi yapar: Dönem filmi çeker ilk kez. Eşyalar, kostümler kamyonlarla taşınır; yaratılan atmosferle Safranbolu ve Zonguldak’tan sonra İstanbul’da süren filmin çekimleri, Kasım 2008’de sona erer.Yine müzik kullanmaz yönetmen, zira sinema ile müziğin kötü, tuhaf bir evlilik olduğunu düşünür. Oyunculuklar her Demirkubuz filminde olduğu üzere incelikli, özenlidir yine. Filmin çirkin Seniha’sı Nergis Öztürk, bu yılki Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden En İyi Kadın Oyuncu Ödülü ile döner.

cehre.net adresinden alınmıştır: nergis öztürk
cehre.net adresinden alınmıştır: nergis öztürk

Kendini çirkin olarak algılayan bir kadının kıskanma duygularını izlerken kıskançlığın insanı nerelere sürüklediğini de sorgularız filmde. İnsan ruhu öyle geniş bir coğrafya, öyle engin bir deniz. Hele ki bu topraklar, nice karanlık psikoloji hikayesiyle dolu. Her filminde çıtasını biraz daha yukarıya taşıyan yönetmenin filminde, Seniha, Mükerrem ya da Halit’in hissettikleri, söyledikleri; bir yerlerden tanıdık gelecektir size de belki, kim bilir…