bildirgec.org

güven kıraç hakkında tüm yazılar

Kebab Connection (2004)

padmess | 02 June 2011 14:44

Fatih Akın‘ın senaryosunu üç senarist ile daha yazdığı son derece komik bir film: Kebab Connection!
İbo (Denis Moschitto), Almanya’da yaşayan ‘kung-fu’ya düşkün bir Türk gencidir. Hayali; birgün, ilk Alman kung-fu filmini çekmektir. Bu hayali için attığı ilk adım: amcasına ait olan döner lokantası için bir reklam filmi çekmek olur. Bu adımını attıktan sonra ise birden sokağının yıldızı olur.
Herşey hızlı ve tam da İbo’nun istediği gibi gelişirken kız arkadaşı Titzi’nin (Nora Tschirner) hamile olduğunu öğrenir. Ve İbo’nun hayali de hayatı da bir anda alt üst olur.
İbo artık baba olmaya hazırlanan, bir yandan sevgilisini ailesine kabul ettirmeye çalışan, babası ile arası açılan, sevgilisi ile de ilişkisini pek iyi devam ettiremeyen bir genç olur.
Filmde Sibel Kekilli ve Güven Kıraç da ufak rollerle de olsa yer almışlardır.
Duvara Karşı ile Altın Ayı ödülünü alan Fatih Akın‘ın bu ödülden sonra yer aldığı ilk yapım bu film olmuştur. Kebab Connection’dan sonra ise yine senaryosu kendisine ait olan Yaşamın Kıyısında ile Cannes’da en iyi senaryo ödülünü aldı.

Kavşak (2010)

| 04 October 2010 09:42

Selim Demirdelen‘in ilk işi olan Kavşak, yönetmenliği, oyunculuğu, kurgusu ve müzikleriyle önplana çıkan bir iş. Demirdelen’i Anlat İstanbul‘dan tanıyoruz. Ayrıca reklam ve klip yönetmenliklerini de üstlenen birisi. İlk önemli işi Kavşak’la umut vaadettiğini gösteriyor. Filmin başrollerinde Güven Kıraç, Sezin Akbaşoğulları, Umut Kurt mevcut. Hikaye de daha çok Kıraç’ın canlandırdığı Güven karakteri üzerine kurulmuş durumda.

Kavşak, 80’ler ve öncesinde (biraz da 90’larda) sıkça kullanılan “kesişen hayatlara” sırtını dayıyor. Bu yüzden olacak, finalde ağızda Innaritu tadı bırakıyor. Bilindiği gibi Innaritu’nun popülerleşmesini sağlayan yapımlar (Babel, Amores Perros, 21 Grams) hep bu “kesişen hayatlar” temasıyla ön plana çıkmışlardı. Ama ne yazık ki Kavşak, Innaritu’nun yapımları kadar başarılı değil. Gene de kendince temayı iyi yansıtmış Demirdelen perdeye.

Umut Kurt, f,lmdeki performansıyla ödül aldı
Umut Kurt, filmdeki performansıyla ödül aldı

Selim Demirdelen filmin her mevkiisinde rol sahibi. Filmin kurgusunu, müziklerini, yönetmenliğini ve senaristliğini tek başına üstlenmiş durumda. Bunlardan müzik, kurgu ve yönetmenlik olarak başarılı olsa da filmin temel taşı konumundaki senaryoda sınıfta kalmasa da ortalama bir iş çıkartmış. Öncelikle eldeki hikaye, bir sinema filmi için çok fazla materyal (materyalden kasıt olay-aksiyon-çatışma) içermiyor.

Takva (2006)

queennothing | 02 January 2010 10:34

Senaryosunu Önder Çakar‘ın yazdığı, yönetmenliğini Özer Kızıltan‘ın üstlendiği 2006 çıkışlı sinema filmi “Takva“, Türk Sineması‘nın son zamanlarda verdiği en değerli yapımlardan biri. Erkan Can‘ın başrolünde yer aldığı filmde Güven Kıraç, Meray Ülgen, Engin Günaydın, Öznur Kula gibi isimler rol almakta. Film, Antalya’da gerçekleşen 43. Altın Portakal Film Festivali’nde tam 8 dalda ödül kazandı.

Muharrem, mütevazı bir mahallenin gösterişsiz bir evinde yaşayan kendi halinde bir adamdır. Mahalle sakinlerince güzel ahlakıyla bilinen Muharrem, dinine çok bağlı bir Müslüman’dır. İbadetini aksatmadan yerine getiren ve her türlü kötülükten sakınan genç adam dürüstlüğü sayesinde bağlı bulunduğu tarikat liderinin ilgisini çeker ve onun özel işlerini yapmaya başlar. İşi gereği elinde sürekli başkalarının parasını bulunduran Muharrem, bu para hakkında en küçük bir art niyet sahibi olmazken, rüyaları bambaşka bir yol almaktadır.

Kıskançlığın karanlık koridorları

kahramancayirli | 16 November 2009 16:13

Kıskançlığın karanlık koridorları

Kahraman Çayırlı

tempodergisi.com.tr adresinden alınmıştır: berrak tüzünataç
tempodergisi.com.tr adresinden alınmıştır: berrak tüzünataç

90larla birlikte Türk Sineması’nda kendi yolunu açan, önemli bağımsız yönetmenlerden biri de, kuşkusuz Zeki Demirkubuz. Tıpkı Derviş Zaim, Reha Erdem, Yeşim Ustaoğlu, Nuri Bilge Ceylan ve benzerleri gibi Demirkubuz da daha ilk filminde pırıl pırıl bir filmografinin işaretini sunar izleyisine: C Blok (1994) ile yüksek apartman bloklarına sıkışan üst sınıftan kent insanlarını anlatır.Masumiyet (1997) ile trajedik, çarpıcı bir aşk öyküsünü Haluk Bilginer, Güven Kıraç ve Derya Alabora’nın sinemamızda az rastlanacak derecede başarılı oyunculuk performansları eşliğinde yansıtır kamerasına. Üçüncü Sayfa (1999)’da yoksulluk, ihanet, sadakat gibi kavramları işler Demirkubuz. Yazgı (2001) ile Camus’nün Yabancı adlı kült eserinden yola çıkarak yazdığı senaryoyu filme çeker: Annesinin ölümüne tepki bile göstermeyen, işlemediği cinayeti üstlenen Musa’nın hikayesini…İtiraf (2001) ile yönetmen üst ekonomik sınıfta kadın-erkek ilişkilerinin çıkmazları, ihanetleri üzerinde durur. Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanını filme çekmek isteyen yönetmenin öyküsünü anlattığı Bekleme Odası (2003) gelir sonra. Kader (2006)’de ise Demirkubuz’un Masumiyet filminde tanıştığımız Bekir ve Uğur’un gençliğini izleriz…Demirkubuz’un filmleri, gişede az iş yapan ama çekirdek kitlesi tarafından merakla takip edilen, eleştirmenler ve sosyal bilimciler tarafından önemli övgüler alan, yurtiçi ve yurtdışı pek çok festivalden muhtelif ödüller toplayan filmler olur hep. Üslubunu her filminde geliştirir, anlattığı her yeni hikayede daha yetkinleşir Demirkubuz.

Sıkıcı, kömür kentinde bir balo…

…dinliyorum, gözlerim kapalı : ”Anlat İstanbul”

gorcun | 16 May 2009 16:45

Anlat İstanbul
Anlat İstanbul

Anlat İstanbul, 5 farklı yönetmenin 5 farklı hikayeyi ayrı ayrı çekerek, en sonunda hikayelerin ve karakterlerin birleştiği Türk Sineması açısından da oldukça farklı ve başarılı bir film olarak görülebilir. İstanbul’un en üst kesimlerinden en alt kesimlerine kadar bir çok karakterin yer aldığı filmde hikayeler dünyaca ünlü masallardan uyarlanmış. Fareli Köyün Kavalcısı masalından uyarlanan ilk hikayeyi filmin yazarıda olan Ümit Ünal çekmiş.
Oyuncular ise Özgü Namal, Mehmet Günsür, Altan Erkekli, Erkan Can. Karısına deli gibi aşık olan klarnetçi Hilmi (Altan Erkekli), karısının (Özgü Namal) kendisini aldattığını öğrenir ve klarnetini alıp kaybolur. Bir daha ondan kimse haber alamaz. İkinci hikaye Pamuk Prenses , Kudret Sabancı tarafından çekilmiş.

Anlat İstanbul
Anlat İstanbul

Oyuncular ise Azra Akın, Nejat İşler, Vahide Gördüm, Çetin Tekindor. Bu hikayede ise varlıklı bir ailenin kızı olan İdil’in (Azra Akın) içine girdiği yeraltı dünyasından nasıl kurtulacağını izleriz. Üçüncü hikaye Külkedisi, Selim Demirdelen tarafından çekilmiş. Bu bölümde de tanıdık ve başarılı oyuncular olan Güven Kıraç, Şevket Çoruh, İsmail Hacıoğlu, Yelda Reynaud, Hasibe Eren gibi isimler var.

Gegen Die Wand (Duvara Karşı)

gorcun | 22 April 2009 17:06

Gegen Die Wand
Gegen Die Wand

Gegen Die Wand (Duvara Karşı) son dönemin en önemli genç yönetmenlerinden Fatih Akın ‘ın 2004yılında çektiği filminin ismi. Berlin Film Festivalinde Altın Ayı ödülünüde kazanmış olan film, yönetmenin de içinde bulunduğu Almanya’da yaşayan Türklerin kendi içlerinde sıkıntılarının ve arada kalmışlıklarının bir göstergesi olan başarılı bir dram olarak karşımıza çıkıyor. Ne Türk ne Alman kimliğinde yaşayamayan karakterler filmde boy gösteriyor.

1 Dakika Kısa Değildir!

queennothing | 09 April 2009 12:46

Mustafa Altıoklar, Oktay Güzeloğlu, Yeşim Ustaoğlu, Güven Kıraç ve Tonguç Yaşar‘ın oluşturduğu jüri eşliğinde İstanbul Kısa Filmciler Derneği‘nin “Bir Dakika Kısa Değildir” sloganıyla düzenlediği 1 Dakikalık Kısa Film Yarışması, kısa filmle gönül veren sinemacıların jeneriğiyle birlikte, 60 saniyeyi aşmayan kısa yapımlarını bekliyor.
Türü önemsenmeksizin, her kategoriyi kurallara dahil eden festival kurulu, yarışmacıların en geç 31 Ağustos 2009 tarihine kadar eserlerini gönderebileceklerini belirtiyor.

En güzel aşk filmi: Kader

kahramancayirli | 11 March 2009 12:30

Masumiyet'ten
Masumiyet’ten

Masumiyet’i izleyip de Yusuf’un (Güven Kıraç), Bekir’in (Haluk Bilginer) ve Uğur’un (Derya Alabora) performanslarını unutabilen var mı? Kapanmayan kapıları, çoğu zaman zayıf kadınları, edilgen adamları, hiçbir yere bırakmayan taşrası ile Zeki Demirkubuz Sineması, Masumiyet‘in on beş yıl öncesini anlatarak Kader ile devam ediyor.

Masumiyet için kapalı bir film, “içerinin filmi” demiştik, Kader de doğal olarak aynı minvalde ilerliyor. Demirkubuz’un alamet-i farikası “çerçeve içinde çerçeve” tekniğinin de yardımıyla kentler, zamanlar, karakterler değişse bile hiçbir şekilde çıkış yok, Uğur’un dediği gibi “gidecek bir yer yok!” Kameranın dört kenarı zaten dünyayı epeyce kısıtlamış, sınırlamışken; yönetmen, kamerasını duvarların, kapıların, pencerelerin gerisine yerleştirerek hem izleyiciyi, hem de anlatısını enikonu “boğuyor”.

Yönetmen, on beş yaşındayken duyduğu bir aşk öyküsü üzerine yazmış Masumiyette Bekir’in kırda yaptığı uzun monologu. Bu tutkulu hikayeyi ise yirmi yıl sonra çekebilmiş. Şimdi de Masumiyet’in geçmişini izliyoruz Kader’de.

Bekir (Ufuk Bayraktar), hallice bir esnaf ailesinin çocuğudur, babasının halı dükkanını işletir. Bütün hikaye, Uğur’un (Vildan Atasever) bir gün Bekir’in halı dükkanına gelmesiyle başlar. Uğur zaten belalı Zagor Orhan’a (Ozan Bilen) aşıktır, tabii bir yandan da farkında olmadan saf Bekir’in gönlünü çalar. Sonrası malum, Uğur, Zagor’un peşinde; Bekir de Uğur’un. Aynı cümle Masumiyet için de geçerli ama kendini vuran Bekir’in yerine Yusuf’u koyarsak.

Masumiyet : En iyi Türk filmi

behman | 18 December 2008 16:17

8.88/10
Yönetmen: Zeki Demirkubuz
Oyuncular: Derya Alabora, Haluk Bİlginer, Güven Kıraç
Yapım yılı: 1997
Tür: Dram

Okuldan atılmadan ütücülüğe, işportadan hapiste yatmaya kadar bir sürü hayat tecrübesinden sonra yönetmen Zeki Öktenin yanında asistanlıkla sinema hayatına atılan şahsına münhasır kişiliği ve filmleriyle Zeki Demirkubuz 1994’te ilk filmi “C Blok” ile dikkat çekmişti. Fakat asıl çıkışı 1997’de yönetmenliğini yaptığı “Masumiyet” filmi ile oldu. 34. Antalya Altın Portakal Film Festivali, 10. Ankara Film Festivali, 11. Adana Altın Koza Film Festivalindeki neredeyse tüm ödülleri toplayarak “en iyi”liğini ıspatladı. Özellikle Derya Alabora, sonra Haluk Bilginer ve Güven Kıraç‘ın oyunculuğunu konuşturduğu film gelmiş geçmiş “en iyi 10 türk filmi”nden biri. Her üçünün de oldukça başarılı oyunculuk sergilediği film ister senaryosu, ister çekimlerindeki sadelik, yalınlık ve bir o kadar da çarpıcılığıyla kesinlikle olduğu yeri hakediyor.