bildirgec.org

derviş zaim hakkında tüm yazılar

Nokta (2008)

hija de la luna | 07 August 2011 10:49

Tabutta Rövoşata, Cenneti Beklerken, Çamur, Filler ve Çimen gibi filmlerden tanıdığımız Derviş Zaim‘den soluksuz izleyebileceğiniz bir film daha: Nokta !

Gelenksel sanatı sinemasında kullanan Zaim, hat sanatını filmin merkezine oturtarak tıpkı hat sanatındaki kusursuz hatları yakalamak ister gibi kusursuz görüntüleri yakalamaya çalışmıştır. Fim Tuz Gölü’nde geçmektedir.
Tek plan ile çekilmiş filmde uzun zaman önce işlemiş olduğu suçtan ötürü acı çeken, vicdanı ile yüzleşip, vicdanından kaçamayan bir adamın sürüklendiği “nokta” anlatılıyor.

[Kaş/Aşk] Kısa Film Atölyesi

queennothing | 03 May 2010 10:02

Ekol Drama, kısa filmin gelişmesi ve geliştirilmesi için oldukça ‘kısa’ ve faydalı bir projeye hazırlamış; [Kaş/Aşk] Kısa Film Atölyesi. Genç sinemacıların katılımıyla (dört proje var ve bir proje 15 kişiden oluşacak) 8 gün 7 gece sürecek bu proje sonucunda ortaya bir kısa yapım çıkacak. Enver Özüstün’ün eğitmenlik yapacağı projeye Derviş Zaim, Seyfi Teoman, Pelin Esmer ve Mehmet Eryılmaz gibi yönetmenler de eşlik edecek. İlk proje Temmuz’da başlıyor ve kayıtlar devam ediyor. Bu arada kayıt ücretinin 1.600 TL olduğunu da belirtelim.

Kıskançlığın karanlık koridorları

kahramancayirli | 16 November 2009 16:13

Kıskançlığın karanlık koridorları

Kahraman Çayırlı

tempodergisi.com.tr adresinden alınmıştır: berrak tüzünataç
tempodergisi.com.tr adresinden alınmıştır: berrak tüzünataç

90larla birlikte Türk Sineması’nda kendi yolunu açan, önemli bağımsız yönetmenlerden biri de, kuşkusuz Zeki Demirkubuz. Tıpkı Derviş Zaim, Reha Erdem, Yeşim Ustaoğlu, Nuri Bilge Ceylan ve benzerleri gibi Demirkubuz da daha ilk filminde pırıl pırıl bir filmografinin işaretini sunar izleyisine: C Blok (1994) ile yüksek apartman bloklarına sıkışan üst sınıftan kent insanlarını anlatır.Masumiyet (1997) ile trajedik, çarpıcı bir aşk öyküsünü Haluk Bilginer, Güven Kıraç ve Derya Alabora’nın sinemamızda az rastlanacak derecede başarılı oyunculuk performansları eşliğinde yansıtır kamerasına. Üçüncü Sayfa (1999)’da yoksulluk, ihanet, sadakat gibi kavramları işler Demirkubuz. Yazgı (2001) ile Camus’nün Yabancı adlı kült eserinden yola çıkarak yazdığı senaryoyu filme çeker: Annesinin ölümüne tepki bile göstermeyen, işlemediği cinayeti üstlenen Musa’nın hikayesini…İtiraf (2001) ile yönetmen üst ekonomik sınıfta kadın-erkek ilişkilerinin çıkmazları, ihanetleri üzerinde durur. Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanını filme çekmek isteyen yönetmenin öyküsünü anlattığı Bekleme Odası (2003) gelir sonra. Kader (2006)’de ise Demirkubuz’un Masumiyet filminde tanıştığımız Bekir ve Uğur’un gençliğini izleriz…Demirkubuz’un filmleri, gişede az iş yapan ama çekirdek kitlesi tarafından merakla takip edilen, eleştirmenler ve sosyal bilimciler tarafından önemli övgüler alan, yurtiçi ve yurtdışı pek çok festivalden muhtelif ödüller toplayan filmler olur hep. Üslubunu her filminde geliştirir, anlattığı her yeni hikayede daha yetkinleşir Demirkubuz.

Sıkıcı, kömür kentinde bir balo…

mahsun oscar

massay | 26 September 2009 12:18

Ülkemizde Yabancı dilde en iyi film oscar’ı kategorisinde aday adayı olmak, yabancı dilde en iyi film oscar’ ı kazanmak gibi gurur ve ihtişamla karşılanıyor.
Bunun nedeni daha önce yabancı dilde en iyi film oscar’ ı kategorisinde aday bile olamamızdır diye düşünülebilir.
Her yıl Kültür Bakanlığı nezdinde seçici bir kurul toplanıyor. “oscar’ a hangi filmi gönderelim”
kararını vermek için kurul bu yıl, 13 kişiden oluşturuldu. Bu kişiler kurulun karar vereceği toplantı salonunda dev plazma ekran karşısında toplanıp mesaileri dahilinde aday adayı olabilecek filmleri izlediler. İşlerinin ciddiyeti ve sözkonusu toplantı salonunun sinema salonu olmadığını bilmelerinden dolayı patlamış mısır, soğuk içecek -özellikle limonlu kivi konsantre- içemediler. Bu vahim durumun kararlarını ne ölçüde etkilediğini bilememenin vahameti de yüklenince sırtlarına Bakanlıktan bu durumun çözümü ile ilgili bir kurul toplamasını ivedi tarafıyla talep etmiş olabilirler.

İzledikleri filmler ise;* Güneşi gördüm / Mahsun Kımızıgül* Gökten üç elma düştü / Raşit Çelikezer* 11’e 10 kala / Pelin Esmer* Güz sancısı / Tomris Giritlioğlu* Usta / Bahadır Karataş* Hadigari / Cumhur Harun Özakıncı* Sonbahar / Özcan alper* Pandora’nın kutusu / Yeşim Ustaoğlu* Nokta / Derviş Zaim* Issız Adam / Çağan Irmak* Karanlıktakiler / Çağan Irmak* Kıskanmak / Zeki Demirkubuz
* Mommo kız kardeşim / Atalay Taşdiken
Güneşi gördüm bu kuruldan yedi oy aldı. Nokta 6 oy aldı. Diğer filmler hiç oy alamadılar ama aday adayının adayı olmakta hiç yabana atılamaz diye düşünmeye başlamış olmalılar.
Nihayetinde bu yıl Oscar aday adayı olarak Güneşi gördüm filmine karar verildi. filmi gibi kendi gibi mahsun, Mahsun Kırmızıgül çok sevindi. Kendisiyle sevincini paylaşmak isteyen gazetecilerin uzattığı mikrofonu Oscar heykelciği diye tahayyül ederek havaya kaldırdı ve hışımla bir daha ki sefere kırmızı halının yokluğunu affetmeyeceğini belirterek kükredi. Dev oyuncu kadrosunun bir fotoğraf karesine sığdırılamayacağı endişesiyle dev oyuncu kadrosunun sevinci şu an muamma.
Çocuklara ve umuda adandığı söylenen film yapımcı, yönetmen, oyuncu ve izleyici kitlesine izahı namümkün sevinç yaşatırken, geri kalan ülke nüfusunun hafife almak, eleştirmek gibi pozisyonlar aldığı görülüyor.
Eleştirilerin en önemlisi geçmiş yllarda aday adayı olmuş olan filmlerdeki ( örneğin takva ) gibi aday adayı olan filmin aday adayı olmasının tesadüf olmadığı yönünde.
Takva filminde dini değerlerin ön planda olduğu ve Türkiye’nin şeriat ülkesi gibi gösterilmeye çalışıldığı iddiaları eleştirileri güçlendiriyordu.
Güneşi gördüm filminde ise filmin “Açılıma ” jest olduğu iddiaları ön planda.
Ne sevinç, ne eleştiri…
Madem oscar aday adayını seçtik.
Madem bir adım ilerisi yok.
aday olmamız mümkün değil.
Yeni oscar aday adayımız tüm millete hayırlı olsun.

Tabutta Rövaşata (1996)

queennothing | 04 August 2009 13:48

1964 doğumlu yöneetmen Derviş Zaim’in ilk sinema filmi olan, 1996 yapımı “Tabutta Rövaşata“, Ahmet Uğurlu ve Tuncel Kurtiz‘i bünyesinde barındırmakta. 33. Antalya Film Şenlikleri’nde ‘En İyi Senaryo’ dalında ödül alan film, Türk Sineması’nın yüz aklarından biri.
Gemide, gündelikçi olarak çalışan Mahsun, gece, gemilerde ve inşaatlerde uyuyan, evsiz bir adamdır. Parası ve düzenli bir işi olmayan Mahsuın, usta bir araba hırsızıdır. Defalarca araba çalmasına ve polisin hemen her defasında kendisini yakalayıp, işkence etmesine rağmen bir şekilde kurtulmayı başaran Mahsun, gece kapanana kadar kaldığı kahvede, bir kadın görür. Hergün aynı masada, aynı giysiyle, aynı kitabı okuyan kadın, eroin bağımlısıdır.
Birkaç gün sonra, tekrar araba çalan Mahsun, polislerin kendisiyle uğraşmak istememesinden faydalanarak, kahvenin tuvaletine bakmakla görevlendirilir. Düzenli olarak para kazanmaya başlayan Mahsun, ölen arkadaşı Sarı’nın mezarını da düzenli olarak ziyaret etmekte, mezara şarap ve rakı dökerek, kendi dilinde vefa borcunu ödemektedir.

NOKTA fragmanı yayınlandı

ewrenjfm | 16 May 2009 14:50

Başrollerini Mehmet Ali Nuroğlu, Serhat Kılıç, Mustafa Uzunyılmaz ve Settar Tanrıöğen’in yaptığı, Derviş Zaim’in yönettiği NOKTA filminin fragmanı gösterime girdi. Film 5 Haziran 2009 da gösterime girecek. Ayrıca filmde Osmanlı hat sanatına büyük ölçüde yer verilmiş. Filmin fragmanı için buraya tıklayınız. Ayrıntılı bilgi için buraya veya buraya tıklayabilirsiniz. iyi seyirler…

2. El Kısa Film Festivali 3

queennothing | 07 January 2009 15:33

Türkiye’de ‘sinema‘ kavramı ve sinemaya bakış açısının gelişmesiyle birlikte her yıl onlarca film festivali ve film gösterim etkinlikleri yapılıyor. Son yıllarda Sinema Sanatı‘nın en önemli dallarından biri haline gelen kısa metraj filmler de, film festivallerinin vazgeçilmezi oldu.
Özellikle son zamanlarda kısa filmlerden oluşan ‘destek ve geliştirme – paylaşma’ amacı güden etkinlikler, yönetmen ve yönetmen adayları için büyük önem taşıyor.

Bu festivallerden biri, ve şüphesiz en ilginci “2. El Kısa Film Festivali“. Festivalin kuralı, daha önce film festivallerinden birine katılmış ve elenmiş olan kısa filmler katılabiliyor. Amaç, daha önce festivallarde hiç bir derece elde edememiş filmlere ‘hakettiği değeri vermek’.

Fransa’da Türk Filmleri Gösterimi

queennothing | 29 November 2008 10:37

Fransa, Türk Sineması’nın 14 değerli yapmına destek veriyor. Fransa’nın kuzeydoğusunda yer alan Strasbourg kenti sınırları içerisinde bulunan L’Odyssee Sineması, “Quinzaine du Cinéma Turc – Türk Filmleri Gösterimi” adında bir etkinlik düzenliyor.
3 Aralık’tan 30 Aralık tarihine kadar 14 farklı yapımın gösterileceği etkinlik, aslında ilk defa düzenlenmiyor. Fransa, tam 20 yıldır Türk Sineması’nın seçkin filmlerini İngilizce altyazıyla göstererek yakından destek veriyor.

Bu sene gösterilecek filmler;

45. Altın Portakal’da En İyiler Seçildi

Ddelikan | 21 October 2008 09:53

Bu yıl 45.si düzenlenen 45. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyiler seçildi.

Altın Portakal'da En iyiler Seçildi
Altın Portakal’da En iyiler Seçildi

Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Senaryo” ve En İyi Film” ödülü İngiliz yönetmen Ben Hopkins’in imzasını taşıyan, “Pazar-Bir Ticaret Masalı”na verildi. Gecede ”En İyi Belgesel” ödülünü bir İsmet Arasan yapımı olan ”Adakale Sözlerim Çoktur” adlı belgesel kazandı. ”Kısa Film Ödülü” ise Özlem Akın’a ait ”Gemeinschaft” adlı filme verildi.

sesleri görmek; sesli betimleme

| 24 December 2007 09:08

dvd’lerde işitme engeli olanlar için hazırlanılan altyazılardan sonra, sesli betimleme tekniği ile görme engeli olan insanlar için de türkçe olarak hazırlanılmış ilk dvd piyasaya çıktı. Derviş zaim‘in cenneti beklerken filmi için (fragman) gerçekleştirilen çalışma, boğaziçi üniversitesi mithat alam film merkezinde (merkezin daha detaylı ingilizce linki için) gerçekleştirildi. Filmde sesli betimleme metni okuyan, oyuncu ceyda düvenci (annesinin de görme engeli olduğunu ek olarak belirtmeliyim). konuyla alakalı bir ufak haberciği şu siteden okumanız mümkün. Görme engelliler için hazırlanan sinema haberi için burayı inceleyebilirsiniz.
Ayrıca yönetmenle, filme dair yapılmış bir röportaja şu siteden ulaşabilirsiniz.