bildirgec.org

zeki ökten hakkında tüm yazılar

Güle Güle (2000)

queennothing | 06 May 2011 15:57

1941, İstanbul doğumlu Zeki Ökten, Türk Sineması’nın önemli ve değerli yönetmenlerinden biridir. 2009 sonunda kalp rahatsızlığından kaybettiğimiz Ökten‘in yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Güle Güle“, 2000 senesinde gösterime girdi. 37. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Senaryo Ödülü’nü kazanan filmde Metin Akpınar, Zeki Alasya, Yıldız Kenter, Eşref Kolçak, Şükran Güngör, Haluk Bilginer, Nilüfer Açıkalın, Yüksel Aksu, Serra Yılmaz, Ece Uslu, Sevda Ferdağ, Güler Ökten, Mahmut Gökgöz, Zeynep Gülmez, İpek Tuzcuoğlu, Şebnem Özinal ve Nejat Birecik rol alıyor. Yaşını almış beş arkadaşın trajikomik hikayesini anlatan “Güle Güle“, seyretmeye değer başarılı bir Türk filmi.

Zeki Ökten hayatını kaybetti

queennothing | 21 December 2009 10:54

Bitmesine sayılı günler kala 2009 senesi, bir ölüm haberiyle daha sinemaseverleri derinden sarstı.
4 Aralık 1941 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelen Türk Sineması‘nın değerli isimlerinden Zeki Ökten, “Ağrı Dağı’nın Gazabı”, “Kadın Yapar”, “Bitirim Kardeşler”, “Hasret”, “Hanzo”, “Düttürü Dünya”, “Şaşkın Damat”, “Kapıcılar Kralı”, “Çöpçüler Kralı”, “Davacı”, “Pehlivan”, “Sürü”, “Ses”, “Düşman”, “Aşk Üzerine Söylenmemiş Her Şey“, “Güle Güle” gibi başarılı yapımların yanısıra, 2006 senesinde vizyona giren “Çinliler Geliyor” gibi yapımlarla kendini tanıtmayı başardı. Yönetmenlik kariyerinin yanısıra, karakteri itibariyle de sinemamızın nanide isimlerinden biri olan Ökten, 19 Aralık 2009 Cumartesi günü hayata veda etti.
Kalp ve damar rahatsızlığı sebebiyle hastahaneye kaldırılan yönetmenimiz, yoğun bakımda hayata gözlerini yumdu.

Kıskançlığın karanlık koridorları

kahramancayirli | 16 November 2009 16:13

Kıskançlığın karanlık koridorları

Kahraman Çayırlı

tempodergisi.com.tr adresinden alınmıştır: berrak tüzünataç
tempodergisi.com.tr adresinden alınmıştır: berrak tüzünataç

90larla birlikte Türk Sineması’nda kendi yolunu açan, önemli bağımsız yönetmenlerden biri de, kuşkusuz Zeki Demirkubuz. Tıpkı Derviş Zaim, Reha Erdem, Yeşim Ustaoğlu, Nuri Bilge Ceylan ve benzerleri gibi Demirkubuz da daha ilk filminde pırıl pırıl bir filmografinin işaretini sunar izleyisine: C Blok (1994) ile yüksek apartman bloklarına sıkışan üst sınıftan kent insanlarını anlatır.Masumiyet (1997) ile trajedik, çarpıcı bir aşk öyküsünü Haluk Bilginer, Güven Kıraç ve Derya Alabora’nın sinemamızda az rastlanacak derecede başarılı oyunculuk performansları eşliğinde yansıtır kamerasına. Üçüncü Sayfa (1999)’da yoksulluk, ihanet, sadakat gibi kavramları işler Demirkubuz. Yazgı (2001) ile Camus’nün Yabancı adlı kült eserinden yola çıkarak yazdığı senaryoyu filme çeker: Annesinin ölümüne tepki bile göstermeyen, işlemediği cinayeti üstlenen Musa’nın hikayesini…İtiraf (2001) ile yönetmen üst ekonomik sınıfta kadın-erkek ilişkilerinin çıkmazları, ihanetleri üzerinde durur. Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanını filme çekmek isteyen yönetmenin öyküsünü anlattığı Bekleme Odası (2003) gelir sonra. Kader (2006)’de ise Demirkubuz’un Masumiyet filminde tanıştığımız Bekir ve Uğur’un gençliğini izleriz…Demirkubuz’un filmleri, gişede az iş yapan ama çekirdek kitlesi tarafından merakla takip edilen, eleştirmenler ve sosyal bilimciler tarafından önemli övgüler alan, yurtiçi ve yurtdışı pek çok festivalden muhtelif ödüller toplayan filmler olur hep. Üslubunu her filminde geliştirir, anlattığı her yeni hikayede daha yetkinleşir Demirkubuz.

Sıkıcı, kömür kentinde bir balo…

Masumiyet : En iyi Türk filmi

behman | 18 December 2008 16:17

8.88/10
Yönetmen: Zeki Demirkubuz
Oyuncular: Derya Alabora, Haluk Bİlginer, Güven Kıraç
Yapım yılı: 1997
Tür: Dram

Okuldan atılmadan ütücülüğe, işportadan hapiste yatmaya kadar bir sürü hayat tecrübesinden sonra yönetmen Zeki Öktenin yanında asistanlıkla sinema hayatına atılan şahsına münhasır kişiliği ve filmleriyle Zeki Demirkubuz 1994’te ilk filmi “C Blok” ile dikkat çekmişti. Fakat asıl çıkışı 1997’de yönetmenliğini yaptığı “Masumiyet” filmi ile oldu. 34. Antalya Altın Portakal Film Festivali, 10. Ankara Film Festivali, 11. Adana Altın Koza Film Festivalindeki neredeyse tüm ödülleri toplayarak “en iyi”liğini ıspatladı. Özellikle Derya Alabora, sonra Haluk Bilginer ve Güven Kıraç‘ın oyunculuğunu konuşturduğu film gelmiş geçmiş “en iyi 10 türk filmi”nden biri. Her üçünün de oldukça başarılı oyunculuk sergilediği film ister senaryosu, ister çekimlerindeki sadelik, yalınlık ve bir o kadar da çarpıcılığıyla kesinlikle olduğu yeri hakediyor.

YILMAZ GÜNEY: “Vatanından Çok Uzakta, Sürgünde Ölen Sinemacı”

| 05 December 2008 11:17

Akdeniz’in şirin bir köyünde (Yenice/Adana) Pütün soyadı ile dünyaya gelen Yılmaz Güney (1937-1984), sefalet içinde büyüdü. Köy hayatından kurtulup üniversitede iktisat fakültesinde okumayı başardı. Genç yaşta devlet yönetimi ile çekişmelere katıldı. Güney, 1958 yılında “Üç Bilinmeyenlerin Eşitsizlik Sistemleri” adlı öyküsü yüzünden komünizm propagandası yapmakla suçlandı ve 1961 yılında yargılanarak, 18 ay hapis ve 6 ay sürgün cezasına çarptırıldı. Bu hüküm ile yönetmen yardımcılığı, senaryo yazarlığı ve başrol oyunculuğuna kadar geldiği sinema kariyeri yarım kaldı.

Yılmaz Güney, yüzden fazla macera filminde oynadı. “Türk Sinemasının Çirkin Kralı” lakabı ile sevildi.
1966 yılında senaryosunu yazıp aynı zamanda oynadığı, Lütfi Akad’ın yönetiminde çekilen “Hudutların Kanunu” adlı filmi, Güney’in sinema kariyerinde dönüm noktası oldu. Film, büyük beğeni topladı.

en iyi filmimiz hangisi-5

kahramancayirli | 28 March 2007 12:36

ZEKİ ÖKTEN / SÜRÜ / 1979
Kanımca, Sürü’nün başarısını senaryoya yani Yılmaz Güney’e yormalı. Sürü, geçiş dönemindeki Türkiye’nin iyi bir fotoğrafını çeker. Aşiretin koyunlarını taşımak için yapılan tren yolculuğu, halkımızın panoramasıdır aslında. Değişmekte olan düzen, çöken değerler başarıyla resmedilir. Silo’nun kaçışı ile Ankara’nın en işlek caddelerinden birinde tek başına kalan Hamo Ağa’nın (Tuncel Kurtiz) onu umursamayan kalabalık içindeki çaresiz haykırışları 80lere doğru ülkemizin geldiği noktayı anlamak için önemlidir. Senaryonun gerçekçiliği, sürükleyiciliği filmin akıcılığı açısından gerekli bir koşuldur. İyi bir senaryodan kötü bir film meydana getirilebilir ancak iyi bir filmin senaryosu kesinlikle sağlamdır. Çünkü sinema filminin gizli başrolü senaryodur.