Eski film bitti.
İşte vizyondaki yeni film.Rand’ın yeni raporu da pek bir ilginç.İşte bu da son çırpınışlardan biri.Atatürk’çülüğü rozet takmak zannedenler pirelenecek tabii ki!
Eski film bitti.
İşte vizyondaki yeni film.Rand’ın yeni raporu da pek bir ilginç.İşte bu da son çırpınışlardan biri.Atatürk’çülüğü rozet takmak zannedenler pirelenecek tabii ki!
yorumlar
zaten prometus’un zeustan ateşi çalmasının bir hikayesi yada İblisin:O topraktır, ben ateşim ateş, toprağa secde etmez. Sözünün sırrında gizlidir laiklik. Laik insanlara bakın çok mağrurdur. Onun her çağda farklı türleri vardır. Bu nemruttan Muaviye’ye Cumhuriyeti kuranalara kadar.Hani bu anlayış kendini müstağni saymadır.
Ne gunlere kaldik.Laikligin suc oldugunu dusunecek yukaridakileri okuyan.:)Unutulmamasi gereken laik ve musluman bir ulkede yasadigimiz.Kusura bakilmasin ama, laiklige inanmayan insanlarin, yillar yili devlet islerini ve dini ayirmis olan ulkeme, laikligi benimsemis milyonlarca insana hakaret etmeye haklari yoktur.
E bunlar “özgür düşünceli” arkadaşlar, her fırsatta laikliğe, cumhuriyete saydırırlar, ama biri onlara laf ettimi “dinime saldırıyorlar, bunlar din düşmanı” deyiverirler.Cümleleri “biz müslümanlar” diye başlar çünkü eğer laikliğe inanıyorsanız onların gözünde müslüman değilsinizdir. Çünkü onlar için müslüman olmak demek her lafı din sosuna bulamak, insanların inançlarını sömürüp, bize oy vermeyen/bizim gibi düşünmeyen müslüman değildir demektir.İşlerine geldi mi milliyetçi olurlar ama aslında istedikleri araplaşmadır. Dillerinden utanırlar çünkü Kuran arapça inmiştir, kutsal cennet dilidir, Türkçe ise onlara göre bir ucubedir.Kurtuluş savaşı sırasında din elden gidiyor diye vatanı ingilizlere fransızlara satan sefilleri savunurlar, cumhuriyeti kötülerler çünkü bugünkü bir çok arap ülkesi gibi amerikan yönetimi altında islami bir devlet olmayı özgür olmaya yeğlerler.Sadece Atatürk’e açıkça hakaret edemezler korkularından, ama kelime aralarına hitler benzetmeleri sokup alçakca ve kaypakça soktukları laflarla guru duyarlar.O kadar uzaklaşmışlardır ki gerçek dinden islamdan, hiç bir dinin kabul etmiyeceği yalan söylemeyi bin bir türlü kulp ile islama sokmaya ismine de takiyye demeye çalışırlar. Her dürüst inanç her zaman inandığını söyle derken bunlar kıçını kurtaracaksa yalan söylenebilir derler.Adamın biri gider din diye allah diye insan öldürür, yok öyle birşey bu laiklerin komplosu derler, adam kendi ağzıyla din için yaptım deyince aynı haberi koşa koşa buraya taşıyan zibidiler sus pus oluverirler.Hayalleri İslam devletidir ama bu hiç bir zaman olamıyacak, niye mi? Çünkü inancı için hapse girmeyi göz alan insanlara salak deyip, günü gelince açıkça konuşacağız diye kıvırtan korkak zibidilerden hiç bir şey olmaz.
Şunu anlamanız lazım Atatürk ya da diğeri diğeri hiç fark etmez hepsi birbirine benzer. Ben derim ki Fatih ile Atatürk arsında hiç bir fark yoktur.Bunu siz düşünün.Birşeylerin ardına sığınmak ve bu acziyetle piyasaya çıkmak zoruna kalanlar meseleyi anlasın.Laikliğin bir mağrur olma saltanatında yanı mağrurluğun eski versiyon olduğunu ifade ettim.Eğer gerçekten mutlak itaate olan varsa yeryüzünde o mutlak isyanda olur buradan bakın
konuya bak, ne tarafa çeksen oraya sünüyor, hey Allahım…
neden burada düşüncelerimizi açık açık söylemiyorda polemiklere buluyoruz anlayamıyorum..düşüncelerin bundan daha rahat ifade edilebileceği bir ortam olacağını sanmıyorum ama hala muğlak ifadeler, rengini belli etmeden gri cümlelerin arkasına sığınmalar..önce fikirleri tüm açıklıklarıyla ortada toplayalım, sonra itirazlarımızı ve savunmalarımızı yapalım da sonunda bir noktaya varalım..bizler böyle tartışma ortamlarından bir sonuç çıkarmayı başaramazsak “tr neden bu hale geldi?, halkımız neden oyuncu değil de taraftar oldu?, kim uyuttu ve içimizi boşalttı bizim?, kimler sattı bizi?, neden her ortamda kaybedenler klubündeyiz?, peki neden hala ilerleyemiyoruz” gibi soruları emin olalım bizden sonraki nesiller de -hatta daha da kısılmış seslerle- sormaya devam edecekler..
Laiklik elden gitmiş, gören var mı? 1 2 3
Laikliğin bir yere gittiği yok. Zaten yeryüzünde bizim devletimiz kadar laik olan başka bir devlet daha yoktur. Ancak şu noktayı bir çok arkadaşım defalarca belirtti bende bir kez daha hatırlatayım. Laik olması gereken tabi gerekiyorsa devlettir. İnsanlar laik olmaz . Ve inanın bana bizim devletimiz fazlası ile laiktir. Her türlü devlet mekanizması tamamen dinden arındırılmış , yasama ve yürütme organları tarafından yürütülmektedir. Ben o yukarda bir yerlerde sayılan ucube müslümanlardan biriyim belki de ?Neden mi ?Bence de arapça cennet dili , ancak ben hiç bir zaman Türkçemden utanmadım. Aksine burada ki bir çok arkadaşım kadar profosyonelce olmasa da elimden geldiğince ve gururla kullanıyorum Türkçemizi.Atatürk laik bir devlet adamı diyorsunuz. Hayır Atatürk Müslüman bir Türk lideridir. Ancak o günkü bilinçciz toplumumuzun dış etkenlerin de etkisiyle yozlaşmış halinden kurtulması ve dinin istismar edilerek halkı sömürü amacı olarak kullanılmasını engellemek amacı ile Laik bir devlet yönetim biçimini milletimiz için uygun görmüştür. Ve bu yönetim biçimi de amacına ulaşarak toplumumuzu içinde bulunduğu cehalet ve istismar ortamından hızla kurtarmıştır. Ancak ne yazık ki Atamızın Bence tek yaptığı hata ki bunu o günkü şartlarda başka ne şekilde yapılabilirdi bu da tartışmaya açık bir konudur. Halifelik makamının kaldırılmasıdır. Çünkü Şu anda müslüman dünyanın darmadağın ve cehalet içerisinde ya sömürü aracı ya terör silahı ya da para gücüne sahip milletilerin egomanyasına hizmet amaçlı olarak kullanılmasında ki en büyük etken bir lider emrinde toplanıyor olmamasıdır. Müslümanlarda ki bu dağınıklık ve birliktesizlik dünya dengesini bozmakta ve tüm güç odaklarının bu kesim üzerinde oyunlar oynamasını kolaylaştırmaktadır. Ama başda da dediğim gibi o günkü şartlarda başka nasıl davranılabilirdi , bunu bugün buradan ahkam keserek bilmemiz tabi ki mümkün değil.
linux iyi polemikle ciddi meselenin içine su katıyorsun
arka arkaya 26 mesaj yazarak, linnux, “pilli antipatiklik ödülü”nü almaya hak kazanıyor.
ey millet size bi tavsiyem var ne din ne laiklik elden gidiyor eğer elden giden bişey varsa o da taşı toprağı altın ülkemdir
ici bos olan kutudan cok ses cikarmis…….
@redogre, helal sana, sonuna kadar katiliyorum.
Laiklik ve islam tartışmasını beraber bir bütün olarak düşünmek gerekir. Tabi ki laiklik ve Atatürk’çülük kesinlikle tartışılmaması gereken bir konu. Nevar ki gel gör, bugünkü iktidar örümcekkafalı kimselerden ve düşünürleerden kurulmuş bir hükümet. Laiklik tartışmasını yıllar önce Uğur Mumcu bütün açıklığıyla yazmıştı. Görüyoruzki gene aynı kafalar iş başında. Kabahat kimde? Neyse!… Okuyun Uğur Mumcu’yu bir zahmet ne kadar haklı olduğunu görün
“Tabi ki laiklik ve Atatürk’çülük kesinlikle tartışılmaması gereken bir konu[dur]” cümlesi ile tam olarak ne ifade etmek istiyorsunuz?
Laiklik karşıtları meydanı boş bulunca neler oluyor?…Yanıt: Yeni peygamberler türüyor…http://www.hafif.org/yazi/yeni-peygamberler
arkadaşlar bu din ile millet kavramının çakıştığı basit bir noktadır. insan olmak için laik yada müslüman olmak gerekmez. din ve millet kavramı toplum yarattığı gibi kaosu yöneten can veren içi boş kavramlardır. bunlar çözümsüzdür. insan olmak için ben buyum bunu savunurum denmez.
BU YAZIYA YAPILAN TÜM ÖZGÜRCE YORUMLAR;SADECE VE SADECE LAİKLİĞİN SAYESİNDEDİR.eğer, laikliği ve cumhuriyetin getirdiği özgürlüğü kullandığınız farkındaysınız; ne mutlu size…farkında olmayanlar, birgün elbet farkına varacaklardır. en azından ben öyle olmasını isterdim.
kavramlar ile insan kısıtlanıramaç da budurkavramları çoğaltarak insanı kısıtlamak, kolay kontrol ve etki altına alabilmek.ne laiklik, ne demokrasi, vb. hiçbirinin anlamını bilmiyorum ama insanca yaşıyorum gerisi bana göre fasa fisodurkimseye karışmam ama herkes bana karışabilir, ben bildiğimi okurum.
Sayın “kopanisti””;İşte küreselleşme de sizin bu önerdiğiniz, kopanlığı/kopuşu/çözülmeyi bekliyor…”Kavramlardan kurtulun, ilkelerinizden kurtulun”, kurtulun ki sizi daha kolay ele geçireyim/sömüreyim/işinizi bitireyim…Neden “laiklik” önemlidir?…Çünkü laikliğin olmadığı yerde; Irak’ta başladı/başlamak üzere olan mezhep ayrılıkları/çatışmaları/bölünmeleri/savaşları örneğinde olduğu gibi, dinsel bölünme/parçalanma/karşıtlık olur…Irkçılık üzerinden yapılan bölünme/parçalanma/karşıtlık sorunsalımız yetmiyormuş gibi bir de dinselliğin kullanılarak ülke barışımızın daha da bozulması, Irak gibi, Irak’tan da önce Filistin, Lübnan gibi mezhep çatışmalarının içine düşme tehlikesi…Ve sonra avını parçalamak için dişlerini bileyen saldırgan/sömürgen ülkelerin öncelikle ülkemizin özkaynaklarını/doğalkaynaklarını ele geçirmeleri için gerekli ortamın hazırlanmış olması…”Laiklik” çok önemli bir kavram, “millet/ulus” kavramı da öyle…
beni kimse ele geçiremez, sömüremez, işimi bitiremez, fişimi çekemez.ben kavramlarla ayakta durmuyorum, insan olduğum için ayaktayım.kavramlar ile uğraşmak, onları ülkü edinmek devletin işi, benim değil.
Devlet kim?…Bir insan mı, canlı varlık mı?…”Tüzel kişiliği” olan bir kurum…Bu tüzel kişiliğe can veren, kan veren; ben-sen-o-bizler; biz insanlar, biz “özel kişiler”…Bu kavramları bilmeden yaşamak; yurttaşlık bilincinin ayırdında olmadan yaşamak???
devletteki özel kişiler kendi kavramlarını insanlara uygulatırlarsa bahsettiğiniz çözülmeler olur,o zaman insanlar bu kavramlar bana uymuyor der, uyanlarla uymayanlar arasında çatışmalar kavgalar, çözülmeler başlar.Kavramları devlet yönetimine sokmaz ise insanlar,önce insanın sağlığı ve varlığına ve gelişimine adarlarsa kendilerini, önce insana, milletine hizmet etmeye adarlarsa kendilerini, kısaca kavramlara bulaşmadan yönetirlerse ülkelerini, o zaman o ülkedeki insanlar da mutlu olurlar,yurttaşlık bilincinden önce insanlık bilinci, diyorum ve düşüncelerinize saygı duyuyorum.
Devlet’teki özel kişileri; istediklerimizle değiştirmek için yöntem/izlenecek yol “çözülme” değil, “katılma”dır, daha doğru bir söyleyişle “siyasal katılma”dır…Yurttaşlık haklarının değer bulmadığı/saygı görmediği/onaylanmadığı/yerine oturmadığı düzende; “insanlık hakkı” kavramının sözü bile edilemez, değil ki uygulanması/yaşama geçirilmesi gerçekleşebilsin…
devlet deneme tahtası mı? her gelen neden kendine göre değiştiriyor düzeni ?yurttaşlık hakkı olarak türbanı savunanı da haklı görüyorsun o zaman, o da bu benim hakkım kullanmalıyım diyor ve düzeni böyle değiştirmek istiyor, sen laiksen bana karışma diyor, çözülmüyor yani siyasal katılma yapıyor öyle mi?devletteki özel kişileri herkes bu modelle değiştirirse çözüm olur mu ?kendi kavramını savunurken karşı kavramı yok etmek istiyorsun ve demokrasi, laiklik, yurttaşlık kavramlarını sadece kendi işine geldiği gibi kullanıyorsun,işte en basiti bu kavramarın kullanımıda bile çözülüyoruz neden çünkü en doğru sensin herkes senin gibi olsun istiyorsun, öyle değil.
Bu hamur daha çok su götürür.Bu gün laiklik elden gidiyor diyenler, dünün din elden gidiyor diyenlerden çok mu farklılar. bence değil.Başkalarına “İslamı kafana göre yorumlama” diye laf atan bu şahısların kendileri aynı konumdadırlarda bunu idrak edemezler.”Atatürk’e niye laf atamıyon, korkuyon dimi” tarzı çocukça tavırları vardır.Kendilerinin ön yargılı oldukları hiç akıllarına gelmez.Evet ben ne kadar anlatsam ne kadar misal versem boştur.Herkesin laikliği kendinedir. herkesin inancı kendine olduğu gibi. Fakat bir şeyi İslam dinine isnad ederken biraz daha dikkatli olmalı.Üstelik müslümanım diyorsanız.zira sizin müslümanlığınız beni tedirgin ediyor.Benim dinimin sizi tedirgin ettiği gibi.Düşünceden korkuyorsunuz.İnsanların kalplerindekilerden korkuyorsunuz.Dİn; size göre huzuru bulmak için bir araç belkide.(Fil bey olsa “rahatı otomatiğe bağlamak” derdi) Fakat bize göre araç değil amaç.Herşey ona nispetle güzel, herşey onun dediğine uyuyorsa doğru.Bu çok ciddi bir söz, biz ne kadar bu sözün arkasında durabiliyoruz.Ülkeye, dünyaya hakim olma gibi bir gaye de gütmüyoruz.Dünya bizim olsa bizler yine inandığımız gibi yaşayacağız.Laiklik adı altında hokkabazlık yapan, laikliği şahsi çıkarlarına alet edenler olduğu gibi, dini de şahsi çıkarlarına alet edenler her zaman var olacaktır.Bunun neresi tuhaf.Tuhaf olan, bu tepkidir.Bu anlayışsızlıktır.
Atatürk’e laf etmeyi gözleri yemiyor lafını ben defalarca kullandım burda. Ama işinize geldiği gibi Atatürk’ü tabulaştırdığım için değil.İnsanlar inandıkları için bir çok şeyi göze alırlar, ama adamın derdi, inandığı şey kendi çıkarı ise sadece o zaman bu bedeli ödeyecek yiğitliği gösteremez.Doğru veya yanlış bu memlekette bir ton solcu inandıkları şeyleri söyledikleri için hapse girdiler. Bir de şu şeriat isterük kesimine bakın. Her lafta nasıl kıvırıyorlar.Yahu elin liboş diye dalga geçtiğiniz Atilla Yaylası bile lafını söyledi, bedelini da fazlasıyla ödedi. Söylediği lafın yanında değilim ama en azından bunu yapacak cesareti var. Ama bir de dönüp bu laiklikten nem kapan kesime bakıyoruz, devamlı eziliyoruz diye ağlayıp sızlayıp, kendi aralarında Atatürk’e küfredip, sonra pişkin pişkin vatanı kurtardı sevilmez mi diye ikiyüzlülükle sırıtıyorlar. Bunun ismi de takiyye.Eğer bir insan inancını açıkça söyleyecek cesarete sahip değilse, imalarla, laf kondurmalarla kıvırta kıvırta aman bana birşey olmasın diye yalanlarla kendini gizliyorsa ben o inancın orta yerine sıçayım.Hem kitabında hem peygari vasıtasıyla yalan söyleme diyen bir dini yalanlarına araç edip, ondan sonra da efendim dinimizde yayılırken müslümanlar gizlenmek zorunda kaldı normal diye içlerine sindirecek şerefsizlerden bir bok olmaz.O zaman kaçan, gizlenen ilk müslümanlar ölümden kaçıyordu, ki bir çoğu bu yolda şehit oldu, bizimkiler sıkışınca amerikanyaya kapağı atma derdinde, bu mu inanç?
Sayın “kopanisti”;Anayasamız’ın değiştirilemez , “siyasal katılım/demokrasi” gereği de olsa kesinlikle değiştirilemez maddeleri(aynı zamanda bunlar Türkiye Cumhuriyati Devleti’nin kuruluş ilkeleridir) vardır ki LAİKLİK de bunların en başta gelenlerinden biridir.Benden sana bir öneri; öncelikle ANAYASAMIZ’ı al, oku; sonra yorumlar/eleştiriler yap ve de RTE gibilerin oy avcılığı amacıyla türbandı, kurbandı ( deve kesmeler gibi) söylemleriyle/gösterileriyle, üstelik de AB kriterleri bağlamında “demokratikleşme” adına, Devletimiz’in kuruluş ilkelerine yönelik saldırıları karşısında kaygılanma…Onlar kendileri söyler, kendileri dinler; Cumhuriyetimiz’in İlkeleri’ne karşıt düşüncelerini, gizli amaçlarını uygulamaya kalkıştıklarında da ANAYASAMIZ’ın ilkeleri, ANAYASA MAHKEMESİ’nin yargıçları ve de ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİ’nin aydınlanmasında, çağdaşlık yolunda yürüyen yurtdaşlarımızın engeline takılırlar, çünkü onların da parti tüzüklerinde bu ilkelere uyacaklarına ilişkin koşullar yazılıdır, bu koşulların dışına çıktıklarında da geçmişde pek çok örneğini gördüğümüz gibi bu partiler kapatılır…Düşüncelerini, kaygılarını, tepkilerini çok iyi anlıyorum; ama eleştirdiğin yanlışlara, karşı eleştiri getirebilmek için donanımlı olmalısın, bunun için de öncelikle ANAYASAMIZ’ı ve TÜRK YURTDAŞLAR YASASI’nı ( ki eski dille Medeni Kanun) okumakla işe başlamalısın ( özellikle Porf.Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun günümüz diline kazandırmış olduklarını okumanı öneririm; Hukuk kavramları, Türkçe karşılığıyla yazılmıştır Velidedeoğlu’nun kitaplarında, Osmanlıca sözlük gerekmeden okuyabilirsin)…Bunları inceleyip, özümsedikten sonra; sorgulamaların, yargılamaların daha yerine oturacaktır.
Türkiye’den ve Anayasamızdan hiçbir satırımda bahsetmedim, bu konuda yorum yapmadım.Sürekli bunu Ülkemize ve Anayasamıza bağlıyarak bana tokat atıyorsunuz.Neden?İsterseniz bütün yazdıklarımı okuyun tekrar.
Çok bilen arkadaşlar..Osmanlı tarihini okuyun derim size..güzeldir osmanlın tarihi..bence bi okuyun bakalım birşeyler ilginizi çekermi ?Linnux sanada katılıyorum görüşlerinde..Redogre sende hiç formundan düşmemişsin.Tabiki..Bu ülkede ,bu sitede böyle olana gidene boş boş laf atanlar o kadar müslüman o kadar müslümanki..her müslümandan daha iyi biliyorlar sanki herşeyi..insanlara çamur atmak ne kolay..onlar şöyledir,bunlar böyledir..ne diyeyim dostlar.herkes ayrı bi alem.
antidepresan eğer linux a ve görüşlerine katılıyorsan osmanlı tarihini okumamışsın demektir.istersen baştan bir daha oku.bu arada ilaçlara devam et baksana halüsilasyonlar devam ediyor.
Ülkemizde “laiklik”den sözedildiğinde ya da “laiklik elden gidiyor” eleştirileri yapıldığında; doğal olarak “Laiklik İlkesi”nin güvencesi ANAYASAMIZ’dan da sözedilir…(Ve “Tokat atmak” ???…Sonderece anlamsız, yersiz bir kullanım; böylesine düzeyli tartışmaların yapıldığı bir sanal ortamda…)Üstelik yalnızca sizin değil, tüm yorumcuların yazdıklarını okuduğum için; ANAYASAMIZ’dan sözediyorum, bu tür tartışmalarda güvenilir en temel kaynak olduğu için Anayasamız’dan sözediyorum.
bu yemek daha çok su kaldırır.”seks”ten sonra bir de “laiklik” var. geyiğin en tatlısı!hrant dink’in toprağı bol olsun!çok yazık! çok!..
konuş konuş bitmez bu konularben ne derim o ne anlarbenden bu kadar
türkiye ne kadar önemliyse laiklikte okadar önemlidir.laiklik bir gün kalksa türkiyede yasanmaz.ortalık sahte peygamberler,sahte hocalar ve kurslarından geçilmez.laiklik olduğu halde var bayaa.olmasa ne olur.kıyafetinden dolayı belli kurumlara giremeyenler,kıyafetinden dolayı linç ederler başı açık bayanları.olmadı mı?oldu hemde nekadar.aklıma hemen gelen,menemen ve sivas madımak.
şu hafifte öğrendiğim birşey varsa oda @linnux’u ciddiye almamaktır,adam yıllardır imamcı ayaana yatıp dalga geçio milletle hiçde sıkılmıo varya çok enteresan yaw
Aslında sen haklısın.Demiştin ki, bilimadamları dikkate alınmak içinprofesör ünvanı alıyorlar yoksa ciddiye alınmazlar.Bilim dünyasınının içinde bulunduğu zavallı durumubenimsemen, senin hakkında fikir edinmek için yeterliydi.Bir de demiştin ki, başörtülüler yüzünden birilerisiyasi başarı kazanacak…Türkiye’deki siyaset arenasının kirlilikteneşit derecede nasibini aldığını bilememen ise,maalesef senin basiretsizliğini gösteriyor.Haklısın aslında, benim ciddiye alınmamam gerekir.Sen de biraz dersine çalış ki yarınınOrhan Pamuk’u, Yaşar kemal’i, Perihan Mağden’i olabilesin.haydi göreyim seni!******************************************Bu yazıda önemli olan, bağlantı verdiğim yazılardı.Çoğu arkadaşımız bu yazıları hiç okumamış,başlığa bakarak yorum yazıyorlar.Ne dediğimi, neyi savunduğumu çok iyi biliyorum.Her ne kadar sisteme aykırı olas da,bu yazıya yorum yapmamanızı rica ediyorum artık.Kapanış yazısını da bu yoruma eklerim zamanı gelince…
Gkm kiyafetinden dolayi bir yerlere giremeyenler varsa onlarda dinini özgürce yasamak isteyen kapali bayanlardir.Kisaacik eteklerle üniversiteye giriliyor ama kapali bir bayan üniversiteye bas örtüsü ile giremiyor.Ülkemizde ilginc olan budur zaten.Ben kkimse bilmem kac cm etegiyle derse girmesin demiyorum.Elbette herkes nasil rahat hissediyorsa öyle giyinmeyli,öyle hareket etmelidir.Dinleri geregi kendinlerini kapatmak ihtiayci duyan bayanlarda öyle.Ama bunu “örümcek” beyinli insanlarimiz maalesef ki hala idrak edememekte..
Gkm kiyafetinden dolayi bir yerlere giremeyenler varsa onlarda dinini özgürce yasamak isteyen kapali bayanlardir.Kisaacik eteklerle üniversiteye giriliyor ama kapali bir bayan üniversiteye bas örtüsü ile giremiyor.Ülkemizde ilginc olan budur zaten.Ben kkimse bilmem kac cm etegiyle derse girmesin demiyorum.Elbette herkes nasil rahat hissediyorsa öyle giyinmeyli,öyle hareket etmelidir.Dinleri geregi kendinlerini kapatmak ihtiayci duyan bayanlarda öyle.Ama bunu “örümcek” beyinli insanlarimiz maalesef ki hala idrak edememekte..
o bayanlar zamanında Adana’da istiklal marşı okunurken bayrağa sırtını dönüp yere oturmuşkar, ellerindeki kuran’ı havaya kaldırıp kuran okuyun kuran diye bağırmışlardı. balık hafızalı olmamak lazım. bizi bu günlere getiren süreçleri unutmamak gerekir. asla türbana karşı değilim ama günün sorunlarını çözmek gerekiyor. laiklik bizim en sağlam direğimizdir. baltalayanlara engel olmak bizim için bir refleks olmalı.
Her insanin bir birinden farkli oldugu gibi,her kapanmak isteyen kadin da digerlerinden farklidir.Adana’da yapilan,o insanlarin ayibidir.Bunu ülkede ki bütün türban kullanan bayanlara mal etmemek gerekir.Huriki günün sorunlarini cözmek gerekiyor derkenn…?? Sen da takdir edersin ki bayragimiz ve Istiklal marsimiz bizim icin vazgecilmezdir,dinimizinde öyle oldugu gibi.Istiklal marsini söylerken türbanli bayanlara basini actirmaya calisan zihniyetin sucudur.Ve bir takim cahil kadin da buna dayanarak Adana’daki o hareketi yapmislardir muhtemelen..
kimsa istiklal marşı çalarken kadınların başını açtırma çabasında değil. benim bahsettiğm olay erbakan imamhatipler bizim arka bahçemizdir dediği, kanlı mı kansız mı gibi zırvaları dönemlerinin akabinde olmuştu. ve o zamanlar başlayan süreç bugün erdoğanla devam ediyor. ne zaman başını kapatanlar, başını açanlara gerekli saygıyı gösterir, o zaman sorunlar çözülür. türbana karşı değilim. hepsini aynı kefede de değerlendirmiyorum. türbanın simge olduğu tartışmalarına tekrar tekrar girmek istemiyorum.tek tek insanların elbette ki suçu yoktur ama oy verdikleri zihniyetin bizi nerelere getirdiğini son on beş yılda gördüğümüzü düşünüyorum.
istiklal marsinda bas actirilmadigini görmediysen, gözlerinde bir problem olmasi lazim…madem onu göremiyosun o zaman üniversitelerde olanlari görmüs olman lazim bu zamana kadar mutlaka.ona da hayir diyorsan ben daha fazla söyleyecek birsey bulamiyorum.