bildirgec.org

100 numara..kelime anlamı zaten gayet açık,lakin birde tuvalet anlamına gelen bir yan anlamı var.Nerden girdi bu anlam acaba dilimize ? Hep merak etmişimdir.Bazı fikirlerim ve duyumlarım var..bana göre mantıklı ;

Fransa’da otellerde eskiden her odanın bir numarası bulunur sadece tuvaletin numarası bulunmazdı.Yani “sans numero” yani “numarasız” anlamına gelirdi.Fransızca 100 sayısı ” cent” dır.”sans” ve “cent” (san gibi çıkıyor)kelimelerinin okunuşları neredeyse aynı.Yani bazı vatandaşlarımızın bu numarasız anlamına gelen cümleyi 100 numara olarak anlamasıyla,bizlerede 100 numara’yı tuvalet olarak anlatmışlardır..

Yani argo olduğunu pek sanmıyorum..

Ülkemizde rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetleri,gerek günlük yaşamda,gerekse eğitim öğretim alanında çok önemli yer tutmaktadır.İlköğretim düzeyinden tutunda,üniversitelere kadar her okulumuzda görünüşte rehberlik hizmeti vardır.Eminim hepiniz okullarınızda bir rehber öğretmen görmüşsünüzdür,fakat emin olun %90 gibi büyük bir oran rehber öğretmenleriyle bir kez bile konuşmadan eğitim hayatlarını bitirmektedirler.Peki bu kadar önemlimi bu rehberlik hizmeti ? Gelin birlikte düşünelim.

Ülkemizde, ilköğretim düzeyindeki öğrencilerin rehberlik ihtiyacı uzmanlarca daha çok 1990’lı yıllarda dile getirilmeye başlanmıştır.Rehberlik, bireye kendini anlaması, çevredeki olanakları tanıması ve doğru kararlar vererek özünü gerçekleştirebilmesi için yapılan sistematik ve profesyonel yardım sürecidir ve insan buna daha ilkokula başladığı andan itibaren ihtiyaç duyar.

Elektrik ustası mehmet ataç ve çekin sahibi

İnsanlık,dürüstlük gibi kavramlar artık ne kadar revaçta bilinmez.Herkes derki insanlık öldümü ? Bu devirde babana bile güvenme ? İnsanlık,Dürüstlük ölmemiş..

Bursa’nın Orhangazi İlçesi’nde elektrik ustası Mehmet Ataç, yolda 70 bin YTL değerinde hamiline yazılı bir çek buldu.

İşinden eve dönerken yolda hamiline yazılmış 70 milyarlık bir çek bulsanız ne yaparsınız ?Mehmet Ataç,tam bir dürütlük örneği göstererek,derhal banka ile iletişime geçmiş ve çeki sahibine teslim etmiş.Bu olay aklıma ilyas salman’ın Dolap Beygiri filmindeki bir sahneyi aklıma getirdi.”Bu zamanda,bu dürüstlük ! Hayret,değil Süperr !”

İşte Gelmiş Geçmiş En Kanaatkar Başkan ! Özhan Canaydın ! Hamit Altıntop’un formasıyla yetinerek ne kadar kanaatkar bir başkan olduğunu kanıtladı…

Hamit’in forması bize geldi, inşallah sezon sonunda kendisi de gelecek diyor,fakat Hamit Altıntop gelmeye gönüllü değil.Başkanın daha önce verdiği bir çok söz gibi,bunuda yerine getiremeyeceği çok olası bir ihtimal.

Elindeki Franck Ribery gibi dünya yıldızı olmaya aday bir futbolcuyu,basit bir ödeme gecikmesi yüzünden elinden kaçıran başkan,alt yapıdaki yetenekli futbolcularında kullanılması yönünde hiçbir girişimde bulunmuyor.Onların yerine İnamoto gibi, en fazla Türkiye 2. liginde oynayabilecek kalitede bir futbolcuya kanaat gösteriyor.

Erdoğan Teziç’in başkanlığını yaptığı YÖK’ün,şimdide KKTC’deki üniversiteleri “başörtüsüne yasak getirilmemesi halinde,mezunların denkliklerini tanımamakla”tehdit ettiği belirtiliyor.

Türkiyeden sonra şimdi sırada KKTC var.Başörtüsünün yasaklanması,aski halde denkliklerin tanınmayacağı söylenerek resmen bir tehdit sözkonusu.Yasakçılığa tam gaz devam..

Gaffur,Mennan,Kadir..Yapımcılar, dizilerdeki komik,kötü ve çirkin karakterlere niçin kendi isimlerini değilde Allah’ın yüce ve mübarek isimlerini koymayı tercih ediyorlar ?

Bunun bir rastlantımı yoksa,özellikle bilinçli olarak mı yapılıyor olması gayet düşündürücü !Eğer rastlansı ise niçin hep islam’ın kutsal değerleri ve Allah’ın mübarek isimleri bu rastlantıya denk geliyor ?

Her türlü yayına dikkat edip,kontrol edip gerektiğinde ceza verebilen RTÜK,böyle konularada dikkat etse daha iyi olacak.

Eminim bundan daha haşin bir manav görmediniz.işte son günlerin en güzel reklam filmlerinden birisi..

Haşin Karpuzcu

Kurtlar Vadi yeniden ekranlarda..

Belkide Türkiye’yi en çok etkileyen dizi film.Perşembe günleri herkesin yerinden kımıldamadan izlediği dizi film.Polat Alemdar,Abdul hey,memati..Kurtlar Vadisi dizisi şubat ayından itibaren yeniden ekranlara geri dönüyor.

zordun sen…belkide hayatımın en zor kişisiydin…kaçtın hep..bi o kadar da yakınlaştın..ben seni hep orda bulacağımı sandım..hep orda duracaktın we bende hep burda olacaktım..ne zaman içim sıkılsa burdaydım,ne zaman sewinsem gene burdaydım..hayatı basite indirgemiştim..sessiz bir film gibiydi herşey we iki başrol oyuncusu wardı sadece filmde gerisi yoktu..etrafımız herşeyden yalıtılmıştı.hiçbir olay yoktu kendi gerçekliğimizden başkaa.. farklı bi hayat yaşıyodu,farklı yerlerdeydik ama burdayken yerçekimi ortadan kayboluyordu we yeni bir gerçeklik kazanıyordu herşey..
sonra perde kapandı!!oyun bitti..tekrar gerçek yaşama döndük..etraftaki cisimler önem kazandı..üç boyutlu olan herşey yeniden ortaya çıktı.. artık hiçbirşey zewkli gelmiyordu…hayat yine eski sıradanlığına dönmüştü..artık oyun bitmişti ne kadar uğraşsakta filmlerin tekrarları heyecanlı olmadığı gibi bu da kaybetmişti heyecanını …

yazan:Meltem Arda

Kendisi son günlerde gündemki kişilerden.Belki önceden tanıyanlarınız vardır ama tanımayanlarınız için ben tekrar söyleyeyim.Kendisi Türkiyenin en önemli sümeroglarından gösteriliyorlar.Şimdi biz nerden tanıyalım ? diyebilirsiniz.Bu soruyu kendisi düşünmüş olacakki,son günlerde kitabında yazdığı konular oldukça ilgi görüyor vede birde ödül aldı.”Atatürk’ün izinde bir ömür” ödülü.

“Vatandaşlık Tepkilerim” adlı kitabıyla davalık olmuşluğu var birde sayın sümerolog’umuzun.Kitapta, camilere aşk odası konulmasından,imamların genelevlerde nikah kıymasından bahsetmişler zat-ı şahaneleri.E tabiki reklam için tonlarca para ödemektense,bir kaç ince konuyu alıp malzeme ederek daha etkili bir reklam yapmak mümkün.