Minicikti evimize geldiğinde… Çocuklar bizden habersiz getirmişler. Ah oğlum ne yapacağız bunu? diye çıkıştık… Ama bir iki gün sonra alışmış, bir bebek gibi bakmaya, beslemeye başlamıştık… Pek de sevimliydi yaramaz. Kucağımızdan inmez olmuştu… Türlü oyunlar yapıyordu. Kendimizi kaptırıp, biz de oyunlarına katılır olduk. Dedim ya bir bebek gibi sevdik onu…Annesi Van Kedisiymiş. Süt beyazdı. İki kulağı arasında siyah bir leke bile beyazlığını bozamıyordu. Günlerce gözlerini kontrol ettik ama anneye çekmemişti gözleri. Süt beyazlığından, adını pamuk dedim ben. Boncuk olsun dediler çocuklar. Demokratik bir oylama ile adı Boncuk oldu.Yaşına geldi Boncuk. Evde bakamayacağımız fikri sardı bizi.Evde girmediği yer yoktu. Karıştırmadığı köşe bucak kalmamıştı… Bırakıp bir yerlere de gidemez olduk. Ne yazık ki her taraf da tüydü… Götürüp; ne sokağa, ne de parklara bırakabiliyorduk. Şaşkınlığımız bir sevinçle son buldu. Verecek yer ararken; karşı apartman komşumuz istemez mi . İyi bakılacağını bildiğimizden, havalara uçtuk. Bir erkek kedisi vardı, ona arkadaş arıyordu. Yani gelin gidecekti Boncuk…Duygularımız kabardı., Boncuk giderken… Hiç kızımız yoktu. Kız gelin eden ana-babaların duygularını yaşadık… Dünür olduk dedi komşu kadın. İstediğiniz zaman gelip görebilirsiniz.Bilmediğimiz, tatmadığımız kız gelin etme duygusunu yaşadık… Mutluluk ve hüzün…