Kaldığımız yerden devam;Türk polisi yakalar…
Ali Rıza İdrisoğlu’nun yakınları mimar ve koleksiyoner Ali Bey’in bir telefon görüşmesi üzerine evden çıktığı beyanında bulununca telefon kayıtları araştırıldı ve son görüşmenin Orhan Aksoy ile yapıldığı belirlendi. Üstelik söz konusu kişinin bir çok sabıka kaydı vardı. 23 Ocak Salı günü Bursa’da bir hamburgercide yakalanan Orhan Aksoy’un üzerinden çıkan eşyalardan bazıları şunlardı; Ali Rıza İdrisoğlu’na ait mezuniyetinden kalma Boğaziçi amblemli bir yüzük, Ömer Şeker’e ait cep telefonu, Ali Rıza İdrisoğlu’na ait olması muhtemel Osmanlı tuğrası işlemeli gümüş bir kolye.

Orhan Aksoy’dan itiraflar…
Orhan Aksoy’un üç cinayetten suçlu olduğunu düşünen polisleri bir sürpriz bekliyordu. Dirençsiz itiraflar. Orhan Aksoy adeta saklamaktan sıkıldığı bir sırrı açığa vurma heyecanı ile iki cinayet daha işlediğini itiraf etti. Bunlardan birisi bekar evini paylaştığı Mehmedi Yeşilyayla idi. Mehmedi Yeşilyayla’nın kendisine ait cep telefonunu sattığından şüphelenmiş olduğunu söyleyen Orhan Aksoy aynı gün karar verip cinayeti işlediğini anlattı. Kurbanını uyuduktan sonra naylon bir iple boğmuş ceset için yakındaki bir dükkandan kutu almış ve bir taksi tutarak cesedi boş bir araziye taşımıştı. Verilen adreste gerçekten de tarife uyan bir ceset bulundu.Mehmedi Yeşilyayla’dan 12 gün sonra Hakan Kaya’yı öldürdüğünü açıkladı. Hakan ve kardeşi Serkan’ın hırsız olduklarını düşündüğünü ve evi soyulunca suçlunun onlar olduğuna kanaat getirip Hakan’ı öldürmeye karar verdiğini anlattı. Hakan’ı evine davet etmişti ve birlikte içki içmişlerdi. Hakan Kaya cinayeti oldukça ilginç bir cinayetti. Orhan Aksoy’un belki de içindeki güdülerin farkına vardığı bir dönüm noktası. Çünkü Hakan’ı boğarken birden öldürmekten vazgeçtiğini ve kalp masajı uyguladığını ancak canlanınca yeniden öldürmeye karar verdiğini anlattı. Diğerinde olduğu gibi yine bir koli buldu ve taksiye binip cesedi boş bir araziye götürdü. Bu defa iki aylık bir ara verdi ve bir gün yolda Ömer Şeker’i görünceye dek yeniden öldürmeyi düşünmedi. Ömer Şeker’i görür görmez tanımıştı. Kendinden sigara alan birisine Romenleri diye genelleme yaparak küfretmişti o adam. Orhan Aksoy neden herkese sövüyorsun kardeşim muhatabına sövsene diye uyarmıştı ancak kendisi de fırça yemişti. Kader Ömer Şeker’i karşısına boşuna çıkarmamıştı. Hemen yanına yaklaşıp elinde piyasada bulunmayan bir sigaradan bolca stok olduğunu belirtti. Ömer Şeker sigara ve cep telefonu satıyordu ve bu fikir kafasına yattı. Bir arkadaşını ( Müslüm ) da alarak Orhan Aksoy’la taksiye atladı. Fatih’te Orhan Aksoy evde aile var diyerek Müslüm’ü yanına alamayacağını sadece Ömer’in gelebileceği söyledi. Müslüm her ihtimale karşı arabada bekleyecekti. Uzun zaman geçince Müslüm Ömer’i aradı. Herşey yolundaydı ve sigaraları bekliyorlardı. Aradan iki saat geçti Müslüm tekrar telefon etti. Ömer içki içip porno izleyerek sigaraları beklediklerini söyledi. 1 saat sonra Müslüm hepten panik olup telefon etti ve aradığınız numaraya ulaşılamıyor mesajı ile karşılaştı. Hemen diğer seyyar satıcı arkadaşları Veli Aslantürk’ü aradı, o da Ömer’in kardeşini aradı. Taksinin bulunduğu yere 12 kişi ulaştılar ancak hiç birşey bulamadılar. Ertesi gün Ömer’in telefonu mesaj attılar ve yanıt geldi. Kocanız kaçırıldı 500 milyon yollayın diyordu. Bir süre sonra telefon tekrar kapandı. 4 gün sonra ikinci kurbanı Hakan Kaya’nın arkadaşı Turgut Erkan’la karşılaştı. Turgut Hakan en son seninle görüştü bunu biliyorum ve seni şikayet edeceğim deyince Orhan Aksoy tarafından önce bir çorba içmeye sonra da evine davet edildi. Evde içki içtiler ve Turgut sızdı. Diğerleri gibi naylon iple boğulurak öldürüldü. Ama Orhan Aksoy aptal değildi. Cesedi soyup küvete yatırdı. Bol su ile yıkadı. Delil kalsın istemezdi. Sonra üzerini örtüp evde bıraktı ve para ihtiyacını gidermek için bir kaç kez iş yaptığı Ali Rıza İdrisoğlu’nu arayıp kolleksiyonu için güzel bir parça bulduğunu evine gelmesini söyledi. Yine aynı senaryo bu defa bir önceki ceset hala evde iken sahneye konuldu. Cesetler kolilendi ve evden taşındı.

Katilin ağzından kendisi….
Orhan Aksoy cinayetleri para için işlemediğini bu insanların cezalandırılması gerektiğine inandığını ve bu yüzden öldürdüğünü anlattı. Sosyal demokrat ve dindar olduğunu söyledi. Ömer Şeker için özellikle pişmanlık duymadığını belirtti. Polise yardımcı oldu ve olay yerlerinde tatbikat yapıldı. Hatta kendi isteğiyle bilinmeyen iki cinayeti afişe etti. Polisler özellikle cinayeti nasıl ve neden işlediğini anlatırken belirgin bir şekilde değiştiğini, heyecanlanıp daha farklı baktığını ifade ettiler. 29 Ocak 2001’de sorgu tamamlandığında Orhan Aksoy ifadelerini yalanlamıştı bile. Polislerin baskı ile ifade aldıklarını hiçbir suçlamayı kabul etmediğini beyan etti. Küçükken ateşlenmiş ve düşmüştü. Hatta bir yaz 30 m yükseklikten kafa üzeri denize atlamıştı. Doktorlar gelip kendisine bakmalıydılar. Üzerinde bulunanlar kendisindi. Kendini teşhis eden kişilerin beyanların kabul etmiyordu. Avukat istiyordu. tüm bu keşmekeş devam ederken 16 Mart 2001’de yargılama başladı. Deliller inanılmaz şekilde yetersizdi. Polis saçma sapan bir soruşturma yürütmüştü ve her şey eksikti. Evde bulunan koli bandı ve silikon tabancsında ve cesetlerde parmak izi yoktu. Cep telefonları ile olan bağlantısı çalıntı bir cep telefonunu bulmuş ya da almış olmaktan ileri gitmiyordu. Polis taksi şoförleriyle iletişim kurmamıştı. Kısacası dava komik denilebilecek bir ilkellikle sürüyordu.Seri katil olarak profili…
Orhan Aksoy’un seri katil olarak adlandırılabilirliği su götürmez bir gerçektir. Orhan Aksoy şiddetle büyümüş, hayatında travma sayılabilecek bir çok olay yaşamıştır. Baba korkusu ve suç ile ceza arasındaki orantısızlık gelişimini olumsuz etkilemiştir. Güldüğü için kalın bir sopayla dövülen bir adamın mantıklı bir cezalandırma kapasitesine sahip olmaması olasıdır. Yani hırsızlık yahut küfür etme gibi bir eylem onun için ölümle cezalandırılması gereken bir suç olabilir. Birçok travma mağduru gibi hayatındaki ani bir değişiklik geçmişte bastırılmış olayları farklı bir yöne kanalize etmiş olabilir; cinayetlerin deprem sonrası aile hayatının yıkılması ve düzeninin bozulmasına denk gelmesi gibi. Kurbanlardan hatıralar alması ve kendisi çok zayıf ve hastalıklı biri olmasına rağmen kurbanlarını iriyarı adamlardan seçmesi güç ve kontrol duygusunu temsil ediyor olabilir. Soğukkanlılığı ve delil bırakmamak için çabalaması aslında bilinçli bir cinayet süreci oluşturduğunun göstergesi. Cinayetlerinden sonra depresyona giriyor üzülüyor ama bu onu durdurmuyor.Karar….
2005 yılında Orhan Aksoy İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce TCK’nın 450/ 7. maddesi gereğince 2 yılı geceli gündüzlü hücrede olmak üzere 5 kez müebbet hapse çarptırıldı.Kaynaklar;
Yazı yazılırken gazete küpürleri ve haber yayını yapan siteler ve Sevinç Yavuz’un kitabının dışında internet sitelerinden hiç bir şekilde alıntı yapılmamıştır.Sevinç Yavuz’un kitabının baz alınma nedeni kitabın polis kayıtlarına uygun olarak yazılmış olmasıdır.Profil yazılırken kullanılan yorumların kaynağı Doç. Dr. A. Tarık Yılmaz’la yapılan bir sohbettir. Kolici ile görüşülmeden yapılmış yorumlardır.Sevinç Yavuz… bir seri katilin öyküsü/ kolicihttp://webarsiv.hurriyet.com.tr/2001/02/04/290371.asphttp://www.habervitrini.com/haber.asp?id=49405http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2001/07/20/5918.asphttp://images.google.com.tr/imgres?imgurl=http://www.barobirlik.org.tr/calisma/basinda_yargi/2004/06/18_dosyalar/image007.jpg&imgrefurl=http://www.barobirlik.org.tr/calisma/basinda_yargi/2004/06/18.htm&h=170&w=180&sz=7&hl=tr&start=20&um=1&usg=__sgPGFC0Lrz1Jj9DuNIxZkzg0jxg=&tbnid=Fiw0rW2tMTx_EM:&tbnh=95&tbnw=101&prev=/images%3Fq%3Dkolici%2Bduru%25C5%259Fma%26start%3D18%26ndsp%3D18%26um%3D1%26hl%3Dtr%26sa%3DNhttp://webarsiv.hurriyet.com.tr/2004/06/17/476295.asp