Bu sabah uyandığında telefona sarıldı eli ve ilk onun uykulu sesini duyup huzura varabilmek için hemen arama tuşuna basıverdi.Numara çevirmeye ihtiyacı yoktu. Çünkü o daima en son aranan ve hatta hep aranandır , arayandır.Tuşa basıtığı anda inanılmaz bir acıyı parmaklarının ucundan yüreğinize kadar hissetti öyle bir acıdır ki o an ölmeyi istedi.Daha ilk çağrının ulaşmış olmadığını umud ederek hemen telefonu kapattı ve hatta parçalanması için duvara fırlattı.Donup kalmıştı. Bu hiç beklemediği bir şoktu. Tamam kötü anlar yaşayacağını o da biliyordu.Hiç bir şey kolay olmayacaktı. Ve belki eskisi gib asla olmayacaktı. Ama bu kadarını beklemiyordu. Yatağın ayak ucunda darmadağın odanın duvarlarına bakakalmıştı. Farkına olmadan kafası öne doğru düştü ve ellerinin arasında takılı kaldı.Gecmek bilmiyordu içinde ki yara zanki bin volt elektirik verilmiş ve verilmeye devam ediyordu. Geçmesini istemiyordu belki de bu acının . Hemen oracıkda ölmeyi hayatın son bulmasını ve o ana kadar bu acının bütün bedenini sararak onu düşünemez bir et yığını haline getirmesini istiyordu.Ama boşunaydı bu dilek. Acı bütün gücüyle devam ediyordu. Elleri bile titremeye başlamıştı. O kaslı eller güçlü parmaklar nasılda titriyordu. Hala iriydiler ama sanki artık aciz kalmış bir kartal yavrusunun pençeleriyiler.Yumuk gözlerini yavaşça açı ve titreyen ellerine baktı. Bitiyordu resmen gücü kudreti hepsi yavaş işkence verir bir şekilde bedeninden çekilip alınıyordu. Güçlükle kafasını kaldırarak yatağın ayak ucuna denk gelen aynaya baktı. Az önceki telefon darbesinden çatlamıştı ayna. Çatlaklar arasından gözlerini görüyordu ayna da.Kızarmıştı gözleri ateş gibi yanıyordu sanki. Ve yüzü çökmüş bir kaç dakika içinde soluk bir hal almıştı.O da ne !Hayır bu kadarı da fazlaydı artık. Ayna da gördüklerine inanamadı ve işaret parmağını ürpererek göz altına yaklaştırdı.Islaklığı hissetti.Bunun bir ter damlacığı olmasını çok istedi bir an .Ama hayır.Gözleri yanıyordu ve o bunu hissediyordu. O ıslaklık ter değildi.Yılların yıkamadağı bir çok iflaslar yaşamış hayatında hiç durgun deniz görmeden hep fırtınalı sularda ilerlemiş koca herif ağlıyordu.Önce bir an duraladı bu kadar olmamalıydı.Ağlamakda ne demek !Böyle erkeklik olur mu ?Ama durduramıyordu…Tamamen kontrolden çıkmıştı bedeni…Çenesi titremeye başladı..Çocukluk yılları canlandı gözlerinin önünde, ağlamazdı o zamanlar bile erkek adamdı o.Ama bir kez evet bi kez ağlamıştı. Aynı böyle önce farkında olmadığı bir damla yaş süzülmüştü gözlerinden sonra çenesi titremeye başlamıştı. Bütün gücüyle sıkıyordu dişlerini 10 yaşında bir aslan parçasıydı o zamanlar ve babası söylemişti ona ;Aslan parçası oldun sen yiğidim demişti.Ve işte tam ordakarşısındaydı babası.Ama ona bakmıyordu nedense !Donuk gözlerle tavana bakıyordu.Olurmu öyle şey aslan parçası geldi baba kalk bak ben burdayım.İçinden söylemişti bunları kalabalığa duyurmadan.Ama babası duyardı onu biliyordu duyması gerekirdi. Onun varlığını hep hissetmişti babası en sinsice yanına yaklaşıp gözlerini kapatmak istediğinde bile babası onu hep hissetmiş ve yakalamıştı.Oysa şimdi gözleri açık yatıyordu ama tepki vermiyordu aslan parçasına ….Çenesi tiremeye devam ediyordu.Birden annesinin sıcak kollarını hissetti boynunda. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.bu kalabalıkda ne geziyordu evlerinde neden tuhaf tuhaf bakıyordu insanlar yüzüne..Hiç mi aslan parçası görmedi bunlar.yoksa !!!Yoksa , aman Allahım çenesi !!!evet çenesinin titrediğini görmüşlerdi ve onun için bakıyorlardı. Ve hepsi haince pusya yatmış gözünden gelen o ilk damlanın devamını bekliyorlardı.son bir gayretle dişlerini sıktı. çenesini titremeyeek kadar kenetlemek istiyordu. Ne kadar çok sıkarsa çenesi isyan halinde daha çok titremeye çalışıyordu. Olmuyordu bir türlü bastıramıyordu çenesine güç yetiremiyordu.Yaklaştı babasına.Beyaz örtünün altından elini çıkardı. öptü ve alnına götürdü. sonra tekrar örtünün altına yerleştirdi.Artık ya sıkmaktan bütün dişleri ağzına dökülecekti. Yada daha fazla dayanamayıp salıverecekti kendini.Annesini gördü bir kenarda . Hıçkırması kesilmiş sessiz ve dderinden ağlamaya devam ediyordu.Gözleri aslan parasındaydı.Göz göze geldiler.İşte o an son bir kuvvet geldi ve hızla odadan dışarı çıktı.Başarmıştı aslan parçası ağlamamıştı. hızla evden uzaklaşarak koşmaya başladı.Koşarken bir an çenesini unuttu salıverdi Gevşemişti kasları tutamıyordu artık. Ve gözleri oda artık dinlemiyordu onu…Evet ağlıyordu aslan parçası duvarlarını yıkmış bir baraj gibi durmuyordu göz pınarları…Koşuyor ve koşuyordu. Kimse anlamıyordu ağladığını ve o dahada hızlanıyordu nereye ve neden koştuğunu bilmeden sadece koşuyordu.Ayna da ki görüntüsüne baktı çenesi titremeye devam ediyordu ve birden odayı kontrol etme ihtiyacı doğdu. Birileri görmüşmüydü acaba çenesinin titrediğini …hayır.Kim göerecekti ki zaten . Sabahın bu saatinde evde kim olabilir di ki ?Ve işte o acı artık dayanılmaz hal almıştı. Olduğu yerde diz çöktü.Artık dayanamıyordu. Aslan kaplan erkek dişi ne fark ederdi ki ?Acı çekiyordu ?Sabahın busaatinde evde olabilecek tek bir insan vardı !Ama o da yoktu artık hayatında ve belki bir daha hiç olmayacaktı.Ve iflas etti tüm bedeni yığıldı duvarın dibinde dizlerinin üstüne..Ne çenesi laf dinliyordu nede gözleri tıpkı yıllar önceki gibi isyan halindeydi koca aslanın bdeni artık ve çocuklar gibi hüngür hüngür ağlıyordu.Ağladıkca yüreği dağlanıyor dağlandıkca ağlıyordu.Ağladıkca bir film şeridi gözlerini önünden geçiyor geçtikçe ağlıyordu.dün gece en son telefon uzun uzun çalmış ve konuşmuşlardı. İşte aynı böyle ha bire çalıyordu.film şeridi takılmıştı ilerlemiyordu.Acı acı çalan telefon sesi kulaklarında yankılanıyordu.Gözlerini açtı. Hava çokdan kararmıştı. Kaç saattir orada duvar dibinde öylece kalakalmıştı bilmiyordu.Telefon hala çalıyordu.Sanırım artık yolun sonuna gelmişti delirmişti.Telefonun sesi kulaklarından gitmek bilmiyordu.ayağa kalkmak için zorladı kendini.telefon sesi hala kulaklarında çınlıyordu.Sendeledi bir iki defa ve duvara dayanarak balkona yürümek istedi.Temiz havaya ihtiyacı vardı. başka sesler evet başka sesler duymalıydı.Balkon demirlerine tutunarak derin bir nefes almak istedi ama şu telefon evet telefon sesi hala kulaklarındaydı.Birden durakladı ve kendine geldiTelefon sesi değildi kulaklarında ki !en azından hayal değil di telefon çalıyordu !…Hemde hep duymaya alıştığı o melodiyle..Ama tam o arada sessizlik çöktü ve telefon sustu. hemen koştu içeri dağınıklıkda telefonu bulamıyordu.Allah kahretsin nereye kaybolmuştu nalet şey.telefon tekrar çaldı ama bu sefer gelen bir mesajdı.Buldu hemen salak makineyi büyük bir heyacan ve hevesle aldı eline.evet arayan oydu.derin bir huzura kavuşmuştu bebek gibiydi. Hemen aramak istedi.Ama ya mesaj ?Mesajı açtı aynı mutlulukla….Evet mesajda ondandı Gönderen : Sultanım yazıyordu.”Bütün gücüm ve sabrımla son bir şans daha vermek istemiştim bize , ama saatlerdir aramama rağmen açmıyorsun telefonu anlaşılan biz çoktan bitmişiz. ELVEDA HAYATIM.”hayır bu sefer izin veremez di buna ..Hemen sarıldı telefonaŞimdi o hayatına can veren sesi duyacaktı tekrar.”Aradığınız kişiye ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.”