bildirgec.org

ayna hakkında tüm yazılar

Tarkovskiy’in “Ayna”sı; Zerkalo (1975)

queennothing | 10 August 2011 22:17

Usta yönetmen Andrey Tarkovskiy‘in önemli yapıtlarından biri olan “Zerkalo“, 1975 senesinde gösterime girdi. İngilizce’ye ‘The Mirror’, Türkçe’ye ‘Ayna’ olarak çevrilen bu biyografik eserde Margarita Terekhova, Oleg Yankovskiy, Filipp Yankovsky, Ignat Daniltsev, Nikolai Grinko, Alla Demidova ve Yuriy Nazarov rol alıyor. Sovyetler Birliği’nden çıkmış en iyi filmlerden biri olan Zerkalo’nun orjinal süresi 108 dakikadır.Tarkovskiy’in kendinden en çok verdiği film olma özelliğini taşıyan yapım, yönetmenin babası olan Arseni Tarkovsky’in şiirlerinden meydana gelmiş. Annesi ile babasının boşanmalarından başlayarak İkinci Dünya Savaşı’ndaki hislerinden bahseden ana karakterde Tarkovskiy, açık seçik bir şekilde kendini ifşa ediyor.

Kapının Ardında

mavilikler | 21 February 2011 16:15

Kahvaltı masası hiç bu kadar sessiz olmamıştı. Çay kaşıkları bu kadar gürültüyle şıngırdamamıştı hiç bardaklarda.
Her ses, her kıpırtıda daha da büyüyordu sanki masadaki iki genç kızın sessizliği.

“Emre, şekeri uzatır mısın?” Şekeri uzatırken ablasına bir bakış fırlattı Emre, “Neler oluyor?” dercesine.

Diğer abla onlarla ilgilenmiyor görünse de aslında en küçük detayına kadar farkındaydı herşeyin. Kız kardeşine duyduğu kırgınlık, onun olduğu her yeri de ondan bir parça yapıyordu sanki… Çevresindeki herşeyi onun kadar göze çarpar bir görünüme bürüyordu.

Pembeden sarıya geçerken

zarifce | 09 February 2011 10:12

Gözlerini kapat, geçmişi düşün!
Nereden geldin? Ne haldeydin?
Bulunduğun zamanı, kim olduğunu düşün!
İnsanları, dost ve akrabanı,
Kaybetsen de, aileni düşün!
Faydan ne? Zararın ne?
Geleceği düşün!
Nereye gidiyorsun? Ne halde olacaksın?
Seni neler bekliyor?
Etrafındaki insanlar var olacak mı?
Sen var olacak mısın?
Gelecekten, faydan ne? Zararın ne?

Thermo Mirror Ateş Ölçer Ayna

ecrinefsam | 15 January 2011 15:01

Daha önce ortamın sıcaklığını ölçen aynayı görmüştük ama bu ondan biraz farklı. Bir Japon elektronik firması olan NEC / Avio tarafından üretilen ayna 30 cm. uzaklıktan vücut ısısını ölçebilir nitelikte. Fiziksel temasa ihtiyaç duymadan vücut ısısını algılayan ayna vücut ısısının yüksek olduğu durumda ise alarm sesi veriyor. Ayrıca ayna ortam sıcaklığı, nem, saat ve tarih bilgilerini de gösterebiliyor. Şimdilik iki sürümü bulunan Thermo Mirror ayna 1180$ ve 1440$ dan piyasaya sunuldu. kaynak

asterisks ile gizlenmiş şifrelerin öğrenilmesi

admin | 12 November 2010 18:39

formlara girdiğimiz şifrelerin gizli olmasından dolayı * işareti ile gösterildiğini hepimiz biliyoruz. bu * işaretinin altında yatan şifremizi bir gün olur da öğrenmemiz icap ederse diye birileri bir javascript kodu yazmış. aramızda bilenler olabilir, bir zamanlar (disket zamanlarında) “ayna” isimli bir program vardı, o program da bu işe yarardı. yani aslında önümüzde duran ama * işareti ile saklanmış olan şifreleri gün ışığına çıkarmaya yarıyorlar.

kod:

1
javascript:(function(){var s,f,j,f,i; s = ""; f = document.forms; for(j=0; j<f.length; ++j) { f = f[j]; for (i=0; i<f.length; ++i) { if (f[i].type.tolowercase() == "password") s += f[i].value + "n"; } } if (s) alert("passwords in forms on this page:" + s); else alert("there are no passwords in forms on this page.");})();

Ayna ayna söyle bana bu akşam hava nasıl olacak: Cybertecture Mirror

FAYA85 | 16 October 2010 10:41

Cybertecture Mirror
Cybertecture Mirror

Sabah yataktan uyandınız çok yoğun bir tempoda çalışacaksınız fakat bugünkü programınız tam olarak aklınızda yok. Banyoya yüzünüzü yıkamaya gidiyorsunuz ve yüzünüzü yıkadıktan sonra Cybertecture Mirror‘a (siber ayna) bakıyorsunuz. O size üzerinde bulundurduğu wi-fi bağlantı ve 10W stereo hoparlörlerle hava durumundan takvim ve uygulamalarına hatta mesajlaşmalara kadar hepsini hatırlatıyor. “Süper bir cihaz ama sadece bilim kurgu filimlerinde olur böyle şeyler” diye aklınızdan geçiriyorsanız yanıldınız. Bu cihaz 800 x 500 x 5mm ayna içerisine gömülü bir ekran ve Japonya’da 60.000 HKD (7700 $) fiyat etiket ile satılıyor.
Kaynak

Parrot Designer Collection: Teknoloji ile Tasarımın Mükemmel Uyumu

Changeable | 04 May 2010 09:56

Parrot’un kablosuz iletişim teknolojisini yaşamın her alanına taşıma arzusundan doğan Designer Collection ürünleri, dünyanın önde gelen tasarımcılarına son teknolojiler ile tasarım arasında mükemmel bir uyum yakalama olanağı sunuyor. Koleksiyonun ilk ürünleri Philippe Starck’ın tasarladığı Zikmu hoparlörler ve Martin Szekely’nin tasarladığı Grande Specchio dijital ayna.

Designed by Martin Szekely
Designed by Martin Szekely


Dünyanın en tanınmış tasarımcılarından Philippe Starck tarafından yaklaşık 3 yıl süren geliştirme sürecinin sonunda şekillenen Zikmu hoparlörler için Starck, “Biz bir hoparlör tasarlamadık, tasarladığımız havadaki titreşimlerdir” diyor. Starck, 100 Watt gücündeki bu şık kulelerde Parrotun geliştirdiği üstün wireless ve ses teknolojilerini kullanıyor. iPhone ve iPod’lar için özel tasarım ‘dock’ ünitesi sayesinde Zikmu’da müzik dinlenirken hem cihaz şarj edilebiliyor hem de hoparlörler uzaktan kumanda ile yönetilebiliyor.

Motordayken arkanızda neler oluyor?

Beacool | 27 April 2010 13:58

Böyle bir durumda geri bakmasak daha iyi...
Böyle bir durumda geri bakmasak daha iyi…

Racing (yarış) tarzı motorları sever misiniz? Sizi bilmem ama ben 2006 yılına kadar ciddi anlamda bir racing motor hastası ve kullanıcısıydım. Bu ölüm (ya da çoğunlukla sakat bırakma) makinelerinin insana yaşattığı etkiyi halen de bir otomobil sürücüsü olarak tadabilmiş değilim.

Reevu Gayet stilli!
Reevu Gayet stilli!

Bu tarz motorlarda sürüş sırasında dengenin ne denli önemli olduğunu bilmem belirtmeme gerek var mı? En ufak bir dikkatsizliğin sizi büyük oranda cezalandıracağı bu oyuncaklarda benim için en büyük sıkıntı tam arkamı görmek için geri dönmekti. Yol ile görüşün kesildiği o anlarda ciddi kazaların olması içten bile değil. Ama bu durum artık tarihin tozlu sayfalarına karışıyor.

KAKTÜS OLABİLMEK

il mare | 22 April 2010 09:27

yalnız ama dimdik
yalnız ama dimdik

Bir gün daha bitmişti işte.
Aynaya baktı, kendinden önce, arkadaki masasının üzerinde duran kaktüsü gördü. Sonra bir daha kendine baktı. Galiba bir kaktüse benziyordu ve belki o kaktüsten bile daha kaktüstü.Çoğu zaman bir kaktüsten çok daha fazla kaktüs olabiliyordu. Çok daha fazla dikenli,çok daha fazla can acıtan,çok daha dayanıklı,daha çirkin ve daha…

Evet, dünyaya birdaha gelse,kesinlikle bir kaktüs olarak gelirdi.
Bir daha gözlerini dikti bilgisayarının yanına kondurulmuş minik sevimsiz bu bitkiye.Tesadüfi değildi konuşlandığı yer,şu, radyasyonu kendine çektiğine dair popüler bilgiye kulak asıp satın almıştı onu ve bu minik ve çirkin şeyin üzerine,aynı zamanda altından kalkamayacak kadar fazla sorumluluk da yüklediğini düşünerek,ve sürüye uyarak, tam da bilgisayarının yanına koymuştu onu.

SESLER SUSSA

mavilikler | 21 April 2010 13:38

İç seslerimiz sustu artık. Yerlerini cep telefonlarından yükselen melodiler aldı. Durmadan birileriyle konuşurken, duymaz olduk çoktandır içimizi… Hatta varlığını bile unuttuk.

Sadece başkalarıyla biraradayken… onlardan yansıyan şeylerde bulur olduk ‘ben’ denilen o şeyi. Yalnız kaldığımızda hemen saklanıveriyordu bizden… Güneşini kaybetmiş bir gölge gibi birden yok oluyordu.

Çünkü cep telefonlarımız susmuyordu hiç!.. Bizi kendimizle yalnız bırakmıyordu. Oysa O’nu tanımak için… susturmalıydık sesleri. Zaten hep birileriyle birlikte değil miydik gün boyu?! Hep başkalarıyla var olmuyor muyduk? Onların yüzlerindeki bir ifade ya da seslerindeki bir anlam, bizden bir parça olmuyor muydu onlardan bize yansıyan? Kendimizi herkeste buluyorduk da bir tek kendimizde bulamıyorduk.