Uyku medeniyeti başlıklı bir yazıdan ne emeviler gibi geçmişin siyasal İslamcıları,devrimlerle çalkalanmış şuan bile hala gözleri kamaştıran Elhamra Sarayının milliyetçi halkından nede geniş toprakların uzun süreli ağaları ,bir aile içi kız alışverişi gibi Babadan oğla geçen bir yönetim şeklinin mimarları Osmanlılardan bahsediyorum.Evet kocaman bir medeniyetten ama taht kavgalarıyla kanlı savaşlarla çalkalanan medeniyetlerle hiç alakası olmayan bir medeniyet.Lakin onunda içinde korkulu rüyalar var ve hep olacak bazen yittiğini gördüğü bazen yitirdiğini bir kuş gibi uçtuğunu kocaman bir okyanusta boğulduğunu okyanustan etkilenmiş olacak tutamadığı idrarını artık dayanamayıp koy verdiği sonra ansızın korkularla yada ıslaklık hissiyle : )uyandığı rüyaların olduğu bir medeniyet bu..Uykunun medeniyeti…Uyku en basit bir şekilde günlük ihtiyaçlarımızı gerçekleştirebilmek için sığındığımız bir dinlenme şekli olarak açıklanabilir.Tamamen kendini kaybetmek olarak tanımlayamasak da bir bilinç tutulması da diyebiliriz.Uyku ömrümüzün 1/3 ünü oluşturur.Mübarek bir döngü halinde ne zaman bizi yoklayacağını çok iyi bilir.Gövde akson ve dentrit kendi içinde anne baba ve çocuktan oluşan bir çekirdek aile profili ile her beyne Allah bereketini ihsan etsin Nöronlar uyku içinde bizim uyanıkken kazara hatırladığımız bazen çok ibret verici olan: ) bazen de yerim ben bu ne biçim rüya dediğimiz hakikaten hiçbir açıklaması olmayan saçma sapan olayların ara bulucusudur. Uyku esnasında milyonlarca nöron yine teta, gama , alfa, beta biraderlerin tıbben beyin formlarının yani ki nöronlar arasında sıkışan dalgaların yığılması sonucu meydana gelir.Mesela kısaca Dissomnialardan en önemlisi olan İnsomnıadan bahsedeyim;İnsomnia yani nedensiz, açıklanamayan can sıkıntıları gibi bir nedene bağlı olmayan uykusuzluk hali.Dalma güçlüğü zincirleme bir kaza gibi ard arda dizilmiş uyanmalar, uykudan tat alamama ve benzeri sorunlara verilen addır.Bu niadan kurtuluş çarelerine gelince psikoterapi önermediğimi evvela belirtmeliyim bu tür uyku sorunları üzerinde durulduğunda gerçekten sorun olmaya başlıyor bu yüzden rahatlatıcı müzikler mesela önerilerim Farid farjad ,Bach , Rachmaninoff ve Sostakovic : )ayrıca gün içinde uyuklamamayı bir yerlerde sızmamayı da öneriyorum.Uyuyabilmek için sakinleştirici ve benzerlerini kullanmayın bu uykunun namusuna kem gözle bakmakla eş değerdir : )Mesela bazı insanlar vardır kafayı yastığa koyar koymaz uyurlar e bazıları vardır bir kuzu krallığını çitten atlatır atlatmasına da uyku hala yola çıkmamıştır.Bazısı gece bile sağlıklı uykular uyuyamaz ama bazısı da gün içinde ritmin yavaşladığı anları takipteymiş gibi kısacık bir arada bile hemen sızıverir.Mesela bizim aile fertlerinin uykuları tamamen birbirinden farklıdır birisi kafayı vurur yatar diğerinin horlama sesi bütün odalara yayın yapacak kadar şiddetlidir.Ben mesela bir kuşun ki kadar hafif olan, uzun uğraşlar sonucu ancak dalabildiğim uykumla aramı düzeltebilmek için çok uğraştım.Hala sağlıklı uykular uyuyabildiğimi söyleyemem bu yüzdende huysuz anlaşmacı olmayan ve hep halsiz bir uykuzedeyim.Su gibi Uykuda tüm yaşam formları için gereklidir.Mesela birkaç uyku sorunundan bahsedelim.Obstrüktif uyku: Uyku esnasında kişinin solunumu bir süre durur ve vücut gereğinden fazla çaba harcar.Genellikle kilolu ve horlayan kişilerde görülür ve bu solunum sorununun boğazdan kaynaklandığı bilinir.Eğer kalp ritminizde değişiklikler görüyor gün içinde uyukluyor ve baş ağrılarıyla savaşıyorsanız kalp yetmezliği ve felç gibi ciddi rahatsızlıklara yol açabileceği bilinen bu apne için mutlaka bir doktora başvurulmalısınız.Bacak sendromu:Bacaklarda huzursuzluk ve hareket sıklığı yüzünden uykuya dalamama ile meydana gelen bir uyku sorunu doğar.Kişinin birde Gerilim tipi baş ağrısı yada buna benzer kasılmaları varsa sık sık başı oynatma ve yön değişiklikleriyle uyku sorunun sınırları genişler ve kişi bir türlü uykuya dalamaz.Horlama:Epiglot çevresindeki dokuların titreşmesi sonucu meydana gelen sese denir.Bir çok kişi yine bir çok kişinin ısrarla horladığını söylemesine rağmen kabul etmediği bir rahatsızlıktır.İstatistiklere göre her 100 kişiden 52 si horlamaktadır.Eğer horlayan biriyseniz horlamanıza solunum sorunu eklenmiyor bu uykunuzda bölünmeye sebep olmuyorsa korkulacak bir şey olmadığı söylenebilir.Tehlikeli olanı ise kesilmelere uğrayan horlama şeklidir.Eğer horlamalarınız sessizliğe uğruyor ve akabinde şiddetleniyorsa bu kısa süreli bir solunum durmasıdır.Apne ve hipopne uyku esnasında çok sık kendini tekrarlar ve bu solunum durmalarının çok azı fark edilir olduğu içinde basit bir horlama olarak algılanır ve geçiştirilir.Oysa ki bu çeşit horlama ileride obstrüktif uyku-apne sendromunu doğurur ve buda ölüme kadar giden ciddi hasarlara yol açabilir.Yani ki efendim horlamak diyip geçmeyin..Herkese kesintisiz kaliteli ve bol solunumlu, kabussuz ve beyin dalgalarının arasında akıp giden mantıklı rüyalar diliyorum.Kendimi haber spikeri gibi hissettim bu arada : ) kötü oldum..