Türkiye’de evlerimize Home Tv vasıtasıyla giren aslen Foodnetwork kanalında Good Eats adlı bir program yapan biriydi ilk zamanlar sadece benim için Alton Brown. Kanala olan ilgim yeni yeni başladığı için sürekli bir şekilde takip edemiyordum, sonradan bir-iki kez üst üste bölümlerini dikkatlice izledikçe bu adamın sadece bir aşçı olmadığını aynı zamanda bir gıda bilgini olduğunu anlamıştım. ”Kendisini izledikten sonra bir daha soğanın asla sadece soğan, patatesin patates, etin et, yumurtanın yumurta, tavuğun tavuk olduğuna inanamayacağınız adam” demek de yerinde bir açıklama olmuş kanaatindeyim.David Letterman Alton Brown’ ı programına davet ettiğinde stüdyoda olup bitenler her zaman ki Brown show’ du hiç şüphesiz.http://www.youtube.com/watch?v=DznKjP7p4-ABrown’ ın show’ larının en belirgin özelliği; her bölümde bir yiyeceği veya yiyecek grubunu inceliyor, sadece o grupla ilgili ne türlü reçeteler yapıldığını anlatmıyor. O yiyeceklerin protein yapıları, kaç derecede başlarına neler geliyor, sadece lezzet için değil sağlıklı tüketim için hangi pişirme ve saklama şekilleri uygulanmalı gibi bir çok bilmemiz gereken pratik bilgiyi tarafımıza iletiyor.Örnekse yumurta dosyası 1http://www.youtube.com/watch?v=cGWCpSYun-kve ikinci bölümühttp://www.youtube.com/watch?v=bsgx6NeHlWkBurada ise uykusu kaçan Brown somonu nasıl tütsüleneceğini çok renkli bir biçimde anlatıyor, nefis bir film tadında!http://www.youtube.com/watch?v=DCpYFXdaSYkİzlediğiniz zaman hem eğlence hem bilgi nasıl sempatik bir şekilde bir araya getirilmiş anlıyorsunuz, muhakkak deneyin…Bu doğuştan showman aşçının tek hayranı olmadığımın farkında idim ama programı adınahayran sitesinin kurulacak kadar işlerin ilerlediğinin farkından değilmişim.Dünyada duayen kabul edilen başkaca takip ettiğim aşçılar var, onları da zamanla paylaşacağım sizlerle!
yorumlar
Jamie Olivier ile Anthony Bourdin de listendedir şimdi senin 🙂
Olivier’ ın mutfağını düşünüyorum tabii ama önceliğim sanırım Wolfgang olacak:))
Jamie Olivier’in salmon tarifleri ile 15 kisiyi agirladim 😉
ne zaman, nerde, tarifleri hazırlaman ne kadar sürdü, konuklar kadın mı erkek miydi, yemekler bitince ne yaptınız, bunları açmaz isen ucu açık kalır
Yurttaki arkadaslarimla, verdikleri moral destek yemegiydi. Sabaha kadar Cin ekonomisi, teknoloji, entellektuel malvarligi ve Tibet-Uygur politikasi uzerinde konusuldu, peynir ve sarap esliginde. :-)))
ovv süper, kurdardınız mı peki çin ekonomisini 🙂
cin ekonomisi cook iyi durumda sen hic merak etme, dunyayi ele gecirmek uzereler; ancak bizim Dogu Turkistanli ile Cinli komsum bir ara fena kapistilar, sonnada baristilar.
n’aaptın sen abla!Jamie’yi seyrederken, yemek tarifine nasıl konsantre olabildin?
clicia x,somon mu hazırladın? harika!! yanında beyaz şarap nefis oluyor:)) ben bir gün yeteri kadar cesaret edebilirsem evde somon füme hazırlayacağım:((
tamilgerillası,pillipati,expresyon,meraklıkedi,çok teşekkür ederim!
Biz teşekkür ederiz böyle bir yazı için…
Bu arada somon fümeye cesaret edemezsek somon gravlask da başarılı oluyor:) Füme tadı yok sadece… Ben konyaklısını tercih ederim… Burada örnek bir tarif var…
”cesaret edemezsek” :))çok incesin, bu tarifi biliyordum, kuzey ülkelerinin dereotu iel yaptığı bu güzellik dünya mutfakları diye bir kitabım var, onda vardı…ama karşıma çıkması, bir tık ileride duruyor olması, bana artık kader bu, derhal bu tarifi yapmalısın dedirtiyor:))sırada bir kaç özlediklerim var, onları bir organize edeyim, yakındır somon olayı:)sağol:)
fesleğeni de düşünün..
fesleğen bir vazgeçilmez! olmazsa olmaz…ama eğer yukarıdaki tariften bahsediyor isek, buradaki olay dereotu…nereye baksam bu tarifte bu otu gördüm, orjinal tv programında bile…ama fesleğen kokusu bile yeten bir olay, şu an sanki burnumun ucunda!!!
Menu: Firinda salmon (Aioli soslu) , sebze olarak kiraz domatesli siyah zeytinli fasulye, haslanmis patates, mantar + beyaz sarap; salata arkasindan cilek, muz ve portakal dilimleriyle cheesecake+tatli beyaz sarap ve ortada dev meyve tabaklari; arkasindan peynir tabagi ve kirmizi sarap; kahve, cay ve dunyanin her kosesinden insnalarla cok derin sohbetler. Gelen misafirler genelde birer sise getirdiklerinden yeterince sarap oluyor ve hepsi tuketiliyor. Sanirim Turkiye’de o aliskanlik henuz yok (misafire giderken bir sise sarap).
Oluyor derin sohbetler, özellikle ilk yurtdışından dönüşlerde peynir çeşitleri artıyor ama genelde pasta ya da tatlı götürülüyor, giderken..Aslında şarap daha şık..
ayyaşlığımın bilinirliğinden mi yoksa şanslı olduğumdan mı bilinmez bana misafirler şarapla gelir 🙂
biz, içki içen arladaşlara giderken muhakkak 1 şişe şarap götürürüz, ama bize o şekilde hiç gelinmedi:) bence de oturmadı o alışkanlık henüz:(içki tüketen (karı-koca) insan sayısı çok yok, insanlar keyifli bir şarap masası kuralım demiyorlar pek,hemen bir çay, börek pasta olayına fixleniyor herkes…şahsen ben, o döngüye pek girmemeye çalışıyorum, biz size şarap getirdik, bırakın ağır börekleri, yanında biraz peynir, yeter diyoruz:))
börek, pasta …sonra da Turkler neden yuvarlak ve gobekli sorusu sorulur.
Halbuki Almanlar ve Ruslar öyle mi? Yada ingilizler. Amerikalılar hiç değil zaten..Lanet olasıca Türk gelenekleri..
göbek börek ve pastadan deil, rakı ve mezeler ve balıktanyuvarlak olanlar doğru unlu mamullerden
yani börekler pastalar da güzeldir, yenmelidir, nasıl yapıldığı bilinmelidir, ara ara evin içi pasta börek de koklmalıdır,ama her zaman misafir ağırlamanın anahtarı değil ki!kendimiz belli bir çerçeveye hapsetmye bayılıyoruz!yanına da bir yerli dizi açılıyor:((ne muhabbet,ne bir görüş alışverişi…halbuki, güzel bir müzik açılıp, kısk bir sesle belki de bir radyo kanalı, üzerine koyu bir sohbet, neşe!bunlar olamıyor, hayret ediyorumben fazla ”gezmeci” olamıyorum bu yüzden zaten…
Borek ve pastanin Turk gelenegi oldugunu sanmiyorum. Anadolu yemekleri bol miktarda sebze icerir, karbohidrat daha cok bulgurdan alinir. Fazla un ve seker tuketimi Arap ulkelerine ait luks bir aliskanlik.
Mutfak kültürü üzerine kişisel görüşle bezeli yorum yapmak tehlikelidir. Mutfak önemli bir mevzudur. Dolayısıyla da bilmeden bu konuda yorum yapmak, atomu yanlış parçalamak kadar tehlikelidir.Börek tarihi üzerine kitaplar var güzelim. Olur mu öyle şey.
bulgurun kıymetini çok iyi bilmek gerekiyor, inanılmaz sağlıklı!bu arada clicia x, haklı olabilirsin ama sanırım hamur yapmak ve bu yapılan hamurdan türlü çeşit yemek türetmek her tür toplumda olmuş, yani ne sadece Türklere özel ne de sadece Araplardan çıkma bir şey.diye düşünüyorum
Türk-Arap-Yunan vs mutfağı birbirinden bağımsız değildir. Osmanlı mutfağı bundan gelişmiştir. Adeta evrensel bir lezzet kazanmıştır. Mahalli bir hüvviyeti olan mutfak değildir. Bir mutfak kültürü ne kadar yalıtılırsa o kadar zevksiz olur. Gezmeye gitmeyen bir ev hanımı, ne kadar geniş bir mutfak kültürü ve lezzetine sahip olabilir ki.Onun için mutfak kültürü konusunda ulusçuluk yapmak sığlıktır. Dünya mutfakları neden başka ülkelerde bu denli rağbet görüyor. Ancak bir salak, başka bir toplumun lezzetli yemeğinden kendini uzak tutar..
ant, izninle bu yorumuna imzamı atıp, paşa dedeciiimden yadigâr kalan mührü de üstüne basmak istiyorum
Ne demek kop.Paşa dedeciğinize hörmetler..
allah gani gani rahmet eylesin, paşa dedeciimi çok oldu kaybedeli
Amen, adı yaşıyo rahmetliğin ama. Bir de bize yadigar bıraktığı paşa torunu.
Ayni fikirde degilim. Yorukler (en eski etnik Anadolu yerlisi) besinleri daha fonksiyonel ve organik olan bir millet; un, seker ve tuz tasinamsi zor lukslerdir; yerel besinler yuksek protein, bol organik meyve sebze icerir. konar-gocer olduklari icin diyetleri boyle.Turk- Arap-Yunan mutfagi o kadar da ayni degildir Anthro; dogu Akdeniz fusion’in OSmanli saglamistir, yoksa Turk yemekleri daha cok Balkan ve Kafkas yemeklerinin karisiminin Anadolu versiyonudur. Sadece hammade (zeytin, zeytinyagi, peynir, un) ortaktir.
Yalnızca yemekle özdeşleşen bir misafir ağırlama kültürü yerleşmiş durumda çoğunlukla. O yüzden ambiyans yaratmaktan çok deli gibi koşuşturup yemek hazırlamayı tercih ediyor ev sahipleri çoğu zaman. Oysa misafir ağırlamak aslında, güler yüzünle, hoş sohbetinle konuk etmektir geleni. Onun beğenisini de göz önünde bulundurarak ve ama kendi ev sahipliğini yansıtacak şekilde aydınlatacağın ortamda, çalacağın müzikte, sunacağın yemek ve içkide vücut bulur ev sahipliği… Yoksa sabahtan akşama 10 çeşit yemek yapmaktan canı çıkmış kadının konuşacak konusu da, hali de olmayacağından televizyon yetişiverir imdada… Üstelik nasılsa herkesin izlediği bir sulugöz ya da mafya dizisi de vardır. Hiçbiri olmasa bir yarışma ya da evlendirme programıyla ortak konu yakalanıvermiş olur… Di mi, budur çoğu insanın ev gezmesi dediği, aramasa da bulduğu…İşte bu yüzden, ne sosyalleşebilir aksini düşünen (bizim gibiler diyemedim – kim bilir belki siz de seviyorsunuzdur bu muhabbeti) ne de ev gezmesi yapar. Kendi hoşuna giden mum, aydınlatma ve karartma ortamını yaratıp, müziğini koyup, şarabını ve kitabını katar birbirine…Haa, allahtan rakı kültürümüz var da, televizyon açmadan az da olsa muhabbet ortamı yaratılacak yeme-içme ortamları da oluşturulabiliyor….
Sana Murat Belge’den bu kitabı öneririm.
Sagol Anthro da, 24/7 komsu ulkelerden insnalarla yemek yiyorum, musaadenle benim gorduklerim de bir kitap eder yani!
Severim seni Clicia bacı.. Başkası olsa bişi derim ama neyse.Murat Belge sadece yemek yiyen bir adam değil. Yediğini entellektüel düzeyde yorumlama kapasitesine sahip bi adam. Ve kitabı bu konuda yazılmış en faydalı kitaplardan biri. Yemek kültürünü yüzeysel ve kısaca da olsa en iyi şekilde anlatan bir kitap bu. Lokanta lokanta gezip gurme edasıyla yazılmış göbekli kitaplarından değil bu.
Ayrıyetten o somon yemeğinden kaç kişi zehirlendi geçen. O konuda da açıklama yapman lazım. Akademi dünyasını ve üniversiteyi hüzne boğacaktın az kalsın. En değerli prof’lar sayende telef oluyordu. Konuşturma şimdi beni..:)
bence de, çok şanslısın clicia x! avrupa hem de kuzeyinde!ben de çok nefis bir kitap var, özellikle somonlu yemekler süper
Kusura bakma sevdigin yazara bir sey dedigim yok, ben de entellektuel bir cevredeyim, dostlarim da universiteyle affiliation ‘i olan arastirmaci, basin mensubu, avukat, yazar ve degisik ulkelerden gelen akademisyenler. Lubnan, Urdun, Filistin, Israil, Suudi Arabistan, Yunanistan, Guney Kibris, Romanya gibi ilgili ulkelerin yiyecekleriyle birinci elden asinayim; yediklerimi entellektuel duzeyde yorumlama cesaretine de sahibim. Her ne kadar foodie (gourmet uzmani ) olmasam da, en azindan hammade ve yerel ekonomi ve tarihteki yeri acisindan sohbet edebilirim. Bunun icin yazar olmak gerekmiyor,
Lafımı geri aldım. Muratti’yi de hem Radikal’den hem de İletişim Yayınları’ndan azlediyorum.
sörsi kap bunu
Sorsi’nin zaten önemli kulüplerde afılıeyşını vardır ki..
clicia x,mesela denizci yahnisi!
Bir de şu model var..Vog yemeği..Akşam misafir gelecek, telaşına son..Malzemeler alınır sadece dilimlenmiş şekilde masanın bir kenarına koyulur..Sıvıyağ ya da süt, dilimlenmiş domates, biber, soğan her nevi baharat, ve et (tavuk eti hindi v.b.)Sohbet edildikten sonra konuklar masa başına otururlar, herkes içkisini almıştır..Elektrikli Vog Tavası fişe takılır..Konuklar aklına esen şekilde, istediği et dilimleriyle baharatlarla yaratıcılığını konuşturur..Sürekli tur şeklinde erkekler de dahil, sırası gelen, tavanın başına geçer..İtirazlar kabul olmazz..Hem eğlenceli, hem yaratıcı güzel bir akşam yemeği yenir.Sonra yemek yapanlar arasında kıyaslama olur ve en başarılı yemek yapan seçilir..şerefine kadehler kalkar..Bu çeşidi duyanınız var mı bilmem ama deneyiniz.En azından, bütün geceyi hiçkimse mutfakta geçirmez..(Çin Mutfağından sevgiler)
vog tavayı bilirim, pek de güzel sote yapılır ama bununla ilgili bir tarz olduğunu bilmiyordum pbk, ilginçmiş, sağol:)bu arada bu yorumunu yeni görüyorum, kusura bakma:((
chinese wok, kalitelisini almazsaniz basa beladir. Wok kullanmak bir sanattir ve stir-fry yaparken. yiyecekleri havaya atarak cevirerek 3-4 dakikada pismesi icin yuksek ates gerekir.
stir-fr denen o hâl’ i öğrenmek için ne atraksiyonlar yapar durumda buldum kendimi, off!en azından kısmen yapıyorum şimdilik…dünyanın en güzel mutfaklarından biri olduğuna inanıyorum çin mutfağının…!! bol sarımsak, zencefil, soya, hızlı ve az sote edilmiş sebzeler, buharda pişmiş tavuk ve balıklar, fırında geyik eti!!!!ayrıca bu adam, çin mutfağını öğrenme isteğimin sebebi olmuştur dört yıl öncesinde!!!süper….
acıktıran bir yazı, elinize sağlık.
pygmalion; öyle değil mi??? 🙂 ama muhakkak insan bu yaratıcının bazı eserlerini mutfakta denemek istiyor:))bu arada;aftermath, absynthe, plumprune, sizleri de yeni gördüm!! çok teşekkür ederim:)
evet evet, hele ki akşamın bu saatlerinde 🙂 dünyaca ünlü aşçılar insana ilham veriyor.
kesinlikle:))ama kendi adıma onlara çok şey borçluyum!!resmen bazı mutfak tekniklerini ancak kursa gitse bu kadar öğrenir insanoğlu…!Ama tabi, dünya mutfaklarını seviyor olmak lazım,yoksa soğan çorbası örneğin, pek cazip gelmeyebilir insanlara:))))))))))))))))))
superdir sogan corbasi. halsiz olanlara verilir. sonra da … sosyal hayata veda! :-))
:)ancak Fransa’ da içilince enfes olduğunu düşündüm ilk yaptığımda:((tam bir klasik!Ama özellikle Fransızların çorba kâseleri çok güzel! Şık porselenler…
Soğan çorbası hiç sevmem, içemem, mis gibi sirkeli sarmısaklı işkembe çorbasını tercih ederim..İkinci nefretim de Yaz Çorbasıdır, buzlu çorba..
Booeeghhh!!! Iskembe corbasi,Hemde hem sarimsakli hem sirkeli. Ne mide lan bu
Sen ne anlarsın, lezzetten..”Lan” mııı, kaba, bir düzelemedin gitti….
iskembe corbasi bir kurumdur. sanki fransizlar sakatat yemiyor mus gibi konusuyorsun Illerin Hanisi.
illerin hanı, cidden anlayamadım yahu!zevkler ve renkler tarışılmaz ama, işkembe çorbası bir ekoldür harbiden:))onu sevmemek zor cidden!
Uyanikligin Savunmasida bu oluyor.”Sen ne anlarsin lez’ den” anlamam tabe ne iisim olur lez ile iskembe ile, olmasinda zati. Hani su iskembeyide Et gibi Terbiye etseler ya, sizin hatriniza terbiye edilmis iskembeyi yiyip banada Terbiyenin Terbiyesi ta mideme kadar dolup su nacezane midem beynim terbiye ile tanissa.olmuyo iste bi karnibahar bide Terbiyeli iskembe zorlasamda olmuyor. ssimdi clx olay Fransiz -sakadat dilemma sina kalsa, isin icinden ahtopot ta cikar, kurbagada cikar. bu Fransizlar yer yer bi bizlerin kokorecine burun kivirirlarya ona yanarim.Bundan sonrasi tabe renk-zevk-mesele triolojisine daliyor. Tartisilir tabe, en cok de zevkler renkler tartisimiyormu, aa sacini sariya boyatmis, aldigi arabaya bak , evinin rengide ne rukus olmus ama, gibisinden cogalt. Olsa simdi terbiteli tarhana , kim hayir der.
Lezzetten anlamazsın ama seversin işkembeden atmayı..Neyse, hayatımda gerginliğe dur dedim..Sana bile kızmayacağım artık, yaptığın kabalıklara hayatındaki insanlar üzülsün, bana ne..:)
Bi kabalık da ben yapıcam Pi’BeK.Hayatımda ardarda iki kaşık işkembe çorbası içebildiğimi hatırlamıyorum. En sıkı işkembecilerin götürdüğü en kral işkembecilerde bile tahammül edip yutamadım şu şeyi.Farkındayım, bu davranışım çok kaba bir hareket ama itiraf etmeliyim ki ben böyleyim.
Kaba lık bu konu için değildi Anthrocum..Yersin yemezsin tercih meselesi, problem, İllerin tek hakimi nin bana karşı duyduğu gıcıklığı dile getirme şekli..”Ne mide lan bu” derken kendisinin karga gibi gaklaması, düşünmeden konuşması mide durumunu daha açık seriyor ortalık yere..
öncelikle bu yazıyı yazmamın sebebi konu değil buradaki yorumculardır. sitenin kuralları çerçevesine ne kadar doğru bilemiyorum ama yazma ihtiyacı hissettim. bu web sitesini zaman zaman takip ederim ve takdir edilesi bir kullanıcıyazar kitlesine sahip olduğunu düşünüyorum. yorum yapanlardan çoğunun kendini yetiştirmiş olması ve doyurucu bilgiler vermesi çok güzel. yanlız burada yorum yapmış bazı elit! ve entellektüel! Türklerin (tabi asıl milliyeti Türkmüdür bilemem), malesef, üzerinde yaşadığı toprakların kültürünü kabullen-e-meme ve hazmedememe gibi durumları olduğunu müşahade ettim. yanlış anlaşılmasın kimsenin kişisel görüşüne lafım yok ve saygı duyarım ama sınırların aşılması hoş değildir. kişisel görüşler “görüş” olarak kalmalı, bir milletin örf ve âdetlerini hor görme boyutlarına varmamalıdır. ayrıca ne yazıkki bazılarının entellektüel bilgileri şarap ve somon konusunda son derece iyi iken, islamı eleştirme noktasında yazdıklarına bakılırsa son derece güdük kaldıkları açık ve net görülüyor. Sizi kalbiniz gibi karanlık mahzenlerinizde, şarap ve somonlarınızla baş başa bırakıyor, Allah ıslah etsin diyorum…clicia – kadın islamiyette önemlidir. okuyunuz öğreniniz bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp. Zaman ayırıp birazda bu konularda okusanız inanıyorumki düşüncelerinizi değiştireceksiniz.http://tinyurl.com/5yhvpp
bildiğingibideğil;İSLAM HAKKINDAçok merak ettiğim bir husus var, dinimiz ile ilgili engin bilgiye sahip olduğunu düşünerek sana danışmak istedim, e böyle de bir konu açmışsın, sorabilirim diye düşündüm,bu konuda cidden kafa karışıklığına sahibim, aydınlatırsan sevinirim,bizim dinimizde kadın önemlidir demişsin ya,Şu var mı peki?sanırım bir ayette geçiyor; kocasına itaat etmeyen kadına şu kadar sırtına sopa…Tam sayıyı anımsamıyorum ama sopa cezası kocaya veriliyor,sanırım zina halinde de yine bir sopa durumları var,bu arada itaat kelimesine dikkat çekerim; kul, kula itaat mı ediyor?Cevaplarsan sevinirim,Bir de sanırım bizim dinimizde, kişilerin somon ve şarap hakkında görüşü olması dahil olmak üzere kişilerin tüm görüşlerine SAYGI vardır, kişilerin yüzüne yüzüne siz şarap içmeye devam edin yahu, denmez bizim dinimiz bir ar, kırmama dini değil midir?Saygılar…!NOT: yukarıda kadının dayak yemesi, pardon sopa yemesi hakkında ve kişilerin özgür iradesi hkkında görüş ve bilgisi ola diğer arkadaşlar da beni, bu zavallı bilmeyeni aydınlatabilirsiniz, bilmemek ayıp değil di mi? Soruyorum yani sonuçta, mersi…
bILIDIGIN GIBI DEGILnickinin basina “hayat…” ekleyerek aynada kendine gunde 50 defa bakarak soyle. Cunku hayati cok dar bir cerceveden goruyorsun.clicia – kadın islamiyette önemlidirdemis.evet cocuk yastan baslayarak hizmet ettirmek, ezmek, dovmek, mumyalayip 45 derecede iskence etmek, vucudunu kulucka makinasi olarak kullanmak….savunmasi da “e kiz cocuklarini topraga diri diri gomuyorlardiiiii”!!! Vay canina ya topraga gomulecen ya dunyada CEHENNEM hayati yasayacan, oyle mi?Siz dinciler KADIN DUSMANISINIZ ve kucuk kiz cocuklarin bacak aralari en buyuk cennet mukafatiniz. Boyle bir dini kabul eden kadin mazoist bir sapik olmalidir!Ustelik kalkip bir de ukala bir edaylaokuyunuz öğreniniz bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıpneyi bilmek anlamadim. Ben Islam’in uygulanisini yeterince gormusum, insanoglunun hangi din olursa olsun hic islah olmadigini, hala camur gibi oldugunu gormusum. Bana Amarika emretti diye Ilimli din klubu misyonerligi yapma surada bosuna. Senin zorba dininin propagandasindan, agirligindan biktik artik. Her turlu dinin agirligini uzerimizden atacagiz ve hafifleyecegiz, bosuna ugrasma. Insanlarin ahlakli olup olmamasi onun kisiligine, yetistirilme bicimine ve kisiligine kalmistir, onu din ile terbiye edemezsin.
Bu yazına dayanarak imzandaki İslamla ilgili önermeni din=vs. vs. olarak değiştirmeni öneriyorum. Bu da benim önermem, hayrını gör.
öncelikle ben burada kimseyle münakaşa etmek için yorum yapmadığımı belirtmek istiyorum. Sizler kendi fikirlerinizi beyan etmişsiniz saygı duyarım ancak benim yorumuma binaen clicia-nın içinde beslediği din husumetini yansıtması kendisini tanımak konusunda bana yardımcı oldu. Şunu belirteyim ben burda hiçbir dini dayatma yapmadım. Ayrıca amerikayla islamiyet arasında nasıl bir bağ vardır ve varsa bile ben nasıl bunun bir parçası oldum onu anlayabilmiş değilim:) “islam=” gibi şeyler yazabilmek için önce islamın ne olduğunu bilmelisiniz ki karşılığına birşeyler yazabilesiniz. kadın düşmanlığının ne olduğunu bildiğiniz gayet belli fakat islam? Ülkemizde din ve vicdan özgürlüğü var dolayısıyla sizin din-siz olmanız kimseyi ilgilendirmiyor. Ancak bu özgürlük size herhangi bir dîne hakaret etme hakkınıda vermiyor. üstelik bahse konu din semavi bir din ise..”Cennet anaların ayakları altındadır” diyen bir dinin kadını sopaya layık görmesini bekleyemeyiz. zaten hiçbir ayette “hanımına sopa atmak” diye birşey göremezsiniz. isterseniz internet ortamında kuran meali bulabilir ve aratabilirsiniz. aksine islamda hanımını hoş tutmak her zaman telkin edilmiştir. İslamiyet ve Kadın konusunda yine bir adres veriyorum.clicia-nında okuyacağından eminim. ayrıca makaleci, senin dövme konusundaki sorunun cevabı yazının içerisinde (sonlarına doğru) ele alınmış.
defol pis misyoner! inanc diktatorleri sizi! defolun gidin bu siteden! bu sitede kimsenin sizin siktirik dini bilgilerinize ihtiyaci yok! hala jeton dusmedi mi? gidin baskalarina yapin misyonerligi!defolun!Yukaridaki saftirik insana: Sen kim oluyorsun da baskalarina ne yazip ne yazmayacagini dikte ediyorsun ha? UKALA!
kimin hangi seviyede ve nasıl bir ahlak sahibi olduğu belli oldu. Bu hakaretlerine rağmen eğer halen bu sitede kalabiliyorsan demekki bu siteninde seviyesi belli oldu.. bir insan bu kadar hazımsız olabilirmi???
YETER baskalarinin ahlakini tartma yetkiniz yok, din taciri simdi usulce defol.
sana son cevabım. sitede herhangi bir şikayet linki bulamadım ama sanırım senin bu hakaretlerin gözden kaçmayacaktır. ayrıca seninde siteden kovma yetkin yok.
”bildigingibidegil DİYOR Kİ, (13 Mayıs 2008 07:38)Sizi kalbiniz gibi karanlık mahzenlerinizde, şarap ve somonlarınızla baş başa bırakıyor, Allah ıslah etsin diyorum…”Allah ın takdir yetkisini mi aldınız elinden..İster mahzen mahzen dolaşır şarap içerim, ister somon yerim, diğer taraftan aynı topraklarda yaşayan 400 tane yetimin karnını doyurur ellerimle giydiririm..Kime hesap vericem..İnsanları dinleriyle başbaşa bırakın, yeter artık..Kimin ne yaptığını kimse bilemez, yargılamak hele ki, vicdanla oynamak ayıptır..
CILICIA;Senden yıllardır, başlarını masumca örten , kimsenin dinle ilgili duygu ve düşüncelerine karışmayan, İslam ın şartlarını yapabildikleri ölçüde yerine getiren öncelikle kendi anneannem, babannem ve son olarakta kendi vicdanım adına rica ediyor, etiketini kaldırmanı istiyorum..
BİLDİĞİNGİBİDEĞİL;Nur Suresi; 2. ayet’ i okur, yorumlar beni de aydınlatırsan sevinirim, cidden benim aklım anlamaya yetmiyor olabilir…100 vuruş’ dan bahsedilmiş,senin gibi derin dini bilgisi olan biri tarafından aydınlatılmak isterim cidden…Başka ayetler de var da, anımsayıp, kitapta buldukça sana iletirim,çok mersi!
İnternette de buldum, buradan buradan okuyabilirsin söz konusu ayeti;burada
Dikte yok öneri var. Ama sendede tartı yok be canım. Zorlamayı seviyosun anladık. Öttür borunu internet sayesinde ama bir gün tutuşursan su veren itfaiyenin hortumunu kovalayan çok olur.
clicia, senin neye yahut kime tapındığın yada tapınmadığın beni zerre kadar ilgilendirmiyor. saldırgan tavırlarında beni ilgilendirmiyor. benim yaptıklarımda seni ilgilendirmez! sadece bir din hakkında yapmış olduğun (bunu hristiyanlık yada başka bir semavi din hakkında da yapsan farketmez), üstelik hakkında bilgi sahibi olmadan kin ve husumetle yapmış olduğun bir eşitlemeyi eleştirdim. görüyorumki tek rahatsız olanda ben değilim.makaleci, vermiş olduğunuz ayette zina halinde yapılacak olanlar yazıyor. zina kuranda büyük bir günah olarak belirtilmiştir. bu hem kadın hem erkek için geçerlidir. benim belirtmek istediğim özellikle kadına karşı “hanımınızı dövün” mealinde birşey olmadığıdır. net ortamında tefsirler bulabilirsiniz size daha açıklayıcı bilgi verecektir.
@@ türkler göçebe toplumdur nerde yetiştirecek sebzeyi akıllım bizim olayımız et başka bir şey değil,türk sebze yemeklerinin hepsi grek,arnavut,vs kültürlerden alınmadır.
BİLDİĞİNGİBİDEĞİL;açıklama ve bilgi için teşekkür ederim. Bu konularda bir çok blog var, (dinler mevzuunda)..Yorumlarını bu konularla ilgili bloglarda da paylaşırsan sevinirim.KROLOCK;nasıl yani?Biz milletçek başkalarından mı yemek tariflerini aldık hep:) lütfen!! bizim bir çok orjinal yemeğimiz var…Hem bu iş bir kültür işi, ortak yaşanan medeniyetler var çağlar boyu, ortak ürün aslında değil mi?
bildigingibidegil;öncelikle hayırlı geceler…
kelamınıza bir şeyler eklemek istedim…makaleci;seninde bir sualın vardı konuya dair…Evet itaat var! Ama itaat kelimesinin kullanılmasının sebebi kölelik değil!Mevzubahis ayet;Kadına, itaat et emri vermiyor. İyi kadın(!), kocasına itaat eder diyor (ki! kölelik boyutlarında değil)… (İnsanlar, anne ve babasına itaat eder. Bayansa, ailesinden kocası için ayrıldığında (evlendiğinde); ona itaat etmelidir… Buyuruyor…Peki, neden bu izah ediliyor? Rabbim; kimi kulu, kimi kuldan üstün (erkek, bayandan fiziksel ve koruma-kollama anlamında üstündür) kılmıştır.Dinimizde karı-koca arasında dayak var mıdır? Evet vardır. Lakin sopa adedi ölçü değildir. Bir eş (hanım), kocasına karşı vazifelerini (yemek, içmek, temizlik vs vs) yerine getirmiyor ise, kocası (ailesine bakabilen, içkiye, kumara rızkını vermeyen, ahlaklı ise) tarafından uyarılabilir. Şayet uyarıları hafife alırsa; hafifçe dayak yiyebilir. Bunlar, kabul buyurduğumuz dinimiz İslam’ın; Kitabıyla bildirilmiş ve tartışmaya kapanmış ayetlerindendir…
pelitas DİYOR Kİ, (14 Mayıs 2008 23:16)Şayet uyarıları hafife alırsa; hafifçe dayak yiyebilir.———————————-bu bahsi cidden kapatmak istiyorum, mersi!
pelitas DİYOR Kİ, (14 Mayıs 2008 23:16)Şayet uyarıları hafife alırsa; hafifçe dayak yiyebilir.———————————-bu bahsi cidden kapatmak istiyorum, mersi!
pelitas demiyor bunları…pelitas kaba yazıp;(aloooooooooooanlatabildim miiiii?tarzı üsluptan da uzak duruyor)!!!Kitap yazıyor bunları!!!
pelitas demiyor bunları…pelitas kaba yazıp;(aloooooooooooanlatabildim miiiii?tarzı üsluptan da uzak duruyor)!!!Kitap yazıyor bunları!!!mersi…
hmmm, konu benim kaba aloooo’ larıma gelmiş, genel bir kitap ile ilgili konuşurken, pardon artık bu bahsi kapatalım derken, olay yine kişisele indirgenmiş,hafifçe, mersi
Makaleci bir anda aslinda Islam’in ne kadar yoruma acik ve anti-kadin oldugunu henuz anladin sanirim, uzulme, bu shock’u atlatinca imzamin neden boyle oldugunu daha iyi anlayacaksin 🙂
Pelitas senin referans verdigin kitap ulkemiz kanunlarina gore bir suca tesvik ediyor. Hic bir vatandas basaka bir vatandasa siddet uygulayamaz, hafif veya degil; bu bir suctur ve legal yukumlulugu vardir. O yuzden senin inancin o yonde ise, sana gore dinin bir kadina vurmak caiz diyorsa, sen siddeti hos goruyorsun demektir. Bu da kanunlara gore suc islemeye meyilli birisin demektir. Tabiiki sucu isleyinceye kadar masumsun, ama soylediklerin seni siddet meyilli bir insan olarak gosteriyor.
ben, şiddet meyili bir insan değilim…makaleci, 3-5 yorum önce bu konuyla ilgili bir sual sordu. bana sormamıştı! ama merak ettiği için yazdım bunları. bunlar pelitas’a ait yorum safsataları değil; benimsenen kitabımızın ayetleridir (gerçekleridir) diye vurgu yaptım… pelitas yazmadı bunları…ayrıca, kitapta geçen bu gerçekleri yazmış olmam, bana şiddeti hoşgörme sıfatı vermez. zira kitabımızda şiddet yoktur… kavrama meselesi vardır…
Kültürel gerçekler dönemine göre değerlendirilir.İslamda kadın hakları da sürekli artarak gelişen düzlemde ilerlemiştir.İslam Peygamberi öldüğünde, yığınlarla erkek -evlendiğinde 15 yaşında olduğu halde Clicia’nın 9 yaşında olduğunu iddia ettiği- Hz. Ayşe’nin peşinden sürüklenip Peygamberin amcaoğlu ile karşı karşıya gelmiştir. Eski ataerkil bir toplum kadının peşinden sürüklenecek hale gelebilmiştir.Sosyal hayatta haklar tedrici olarak ilerleme gösterir.Kölelikte de olduğu gibi. İslam köleliği de Amerika’da olduğu gibi bir anda kaldırmaya kalkışmamış, aşamalı olarak kaldırmış. Ve köleler hiçbir zaman alt sınıfı teşkil eden insanlar olmamıştır. Aksi halde ABD’de hala yaşanan sınıf çatışması doğacaktı.Kısa vadeli acil reçeteler değil, uzun vadeli gerçek çözümler sunulmuştur.Köleleri yetiştirmeleri emredilmiş, sonra, herhangi bir sanat öğretmeleri istenmiş, sermaye edinmelerine yardım etmeleri istenmiş, ardından ruhsal ve zihinsel özgürlüğünü sağlayan kölelerin azad edilmesi istenmiştir.Bunu da “kölelerinizi aç köpekler gibi salmayınız, onları önce yetiştirip sonra azad ediniz” diyerek izah etmiştir.Dolayısıyla ABD’de olduğu gibi yasal özgürlüklerini kazanan ama bireysel olarak yabani insanlar gibi kalan siyahi kesim oluşmamış ve hala onlara çektirilen bu sınıfsal haksızlıklara maruz bırakımamıştır.İşte adalet anca bu şekilde tesis edilebilir.Kadın meselesi de öyle. Hz. Hatice’nin bir tüccar olmasının dışında asıl en büyük özelliği Mekke şehrindeki 4 okuma yazma bilen kadından olması idi. İşte kadının söz sahibi olabilmesi için önce yetişmiş olması gerekiyordu. Miras alamazken (Avrupa’da 20. yy.a kadar bu haktan mahrum idiler.) yarı hak da olsa pay alabildiler. Ama evin idamesi hala erkekde olduğu için elbetteki erkeğin payı daha fazla olmalı idi. Ama dünyanın diğer bölgelerinde hiç hak alamayan kadından daha üstün bir durumdu bu. Tedrici olarak kadınlar geliştirilmeye eğitilmeye çalışıldı. Peygamberin son döneminde 4 eş almasının sebebi de buydu zaten. Özellikle son dönemde eşleri vasıyasıyla kadınları yetiştirdi. Gelişmelerine çalıştı. Çünkü toplumu yetiştiren, insnaların ilk öğretmenleri olan kadınlardı. Son dönemi özellikle kadınların gelişmesi için geçti. Ve Vefat ettiğinde ise eşi Hz. Ayşe erkekleri emriyle yönlendiren bir kadın olmuştu. Bu nihai nokta değildir belki ama nihai noktanın ne olacağını onun yokluğundaki insanlar belirleyecekti. Ama ataerkil, kaba kuvvetin egemen olduğu kültür, arap toplumundan, romaya, yunana ve irana, dünyanın her yerine egemen olduğu için bu gelişmeyi insanlık olarak tıkadılar. Müslümanlar diğer toplumlardaki kadın haklarını örnek gösterip yavaş yavaş bu kazanımları azalttılar. Diğer herşeyde olduğu gibi. Seçimle halife seçmeyi, bizansı, persleri örnek göstererek terk ettikleri gibi. Bilimde diğer toplumaları taklit etmekte acele etmediler şükür, onun için 13. -14. yy.a kadar bu ivme devam edebildi.Ama problemi İslama atmak, iyi niyetsiz olmanın nişanesidir. Dünya toplumları ve erkekler kadının haklarını elinden almıştır. İslam tam aksine bunu en çok sağlayan akım ve din olmuştur.Ve kesinlikle iddia ediyorum. Tarihin hiçbir döneminde kadın bu dönemde olduğu kadar sosyal evrim geçirip bireysel hakları gelişmemiştir. 20. yy. da dahil.
Alton Bravn’da kendisi ile alakalı bu yazıdaki mevzuyu görseydi kıçıyla gülerdi.
Anthro;Alton Brown değil sadece sanırım, bu sitede hangi bloglarda ne ilgisiz laflar, muhabbetler oldu sanırım da devam edecek,bir tek Brown gülemeyecek ne yazık ki…clicia x,ben hep araştırma içindeyim, okuyorum, bakıyorum… shock değil de, anlama çabası içindeyim sanırım,bu arada, yaz tatilin var mı? Türkiye’ ye geliyor musun tatillerde?
Nico kendine gel, bu şekilde karşılıklar çizgisi olan, Allah yolundaki insanlara yakışmaz..Aklı olan düşünebilir ve kendine en doğru gelen yolu seçer..İnanç ya da inançsızlığından dolayı kimse kimseyi aşağılayamaz..
kahkar ve suskunluk;yazımı beğendiğiniz için sizlere de teşekkür ederim!!
Bu ne terbiyesizliktir, moderasyon susturun şu adamı yeter artık!!
Bir grup yobaz Hafif’te Islami teror estirmeye calisiyor. Bunlarin psikolojisini anliyorum cunku kurduklari hayali hegemonyanin sonu geliyor. Insanlar uyanmaya, bazi seyleri sorgulamaya baslayinca “dusman” ilan ediliyor.Kendini Allah sanan bu cahil ayaktakiminin bizi mesgul etmesine izin vermeyelim. Yeni konular acalim ve tartismaya girmeyelim bunlarla. Karanligin yenmenin tek caresi yeni ufuklar yaratmaktir. Birakalim admin hukuka aykiri yazilari temizlesin.
konuşmaya gerek yok.. anlamak isteyen anlatılanı anlamıştır..
Yazıyı rapor ettim küçük insanlar kişileri eleştiriyor, emek verilmiş bir yazıda bunu seyretmeye gönlüm razı değil!!!
@dejavuuBüyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri konuşur HYMAN RICKOVER
Kim çanak tutuyor, ne şekilde ispatla bunu!!Anca laf-ı güzaf..
ulan bunun isbati hemen yukarda. isbat mi ariyorsun daha.
eger bu yazdiklarima inanmiyorsan. arkadaslarina sor söylerler sana. malesef o yazilanlar silindi simdi yok ortada…