Bir çalı dbinde dünyaya geldiysen eğer…Dağ yoncalarının kokusu dolduysa ilk nefesinleciğerlerine…Deve dikenleri arasında emeklediysen…Ağaç dalından at bindiysen çayırlarda…Ormanı,kuşları, domuzu, ayıyı tanıdıysan. Tavşanı gördüysen ymuşacık.Kuyruksavuran tilkiyi tanıdıysan.Binbir çeşit çiçeği,böceği ,karıncayıizlediysen.Ağustos böceğini dinlediysen.Geceleri ateş böcekleri ışltısında dans ettiysen.Yarasa gördüysen karanlık mağaralarda.Kartalıgördüysen yalçın kayalıklardaki yuvasında.Keklikgördüysen kınalı, kargaları da sevebildiysen.Kopamadıysan dağlardan, gecesi çekiyorsa seniaya, yıldızlara.Gündüzleri koyu gölgesinde ıhlamurun, düşlere yolculuk ettiysen.Düşlerinalabildiğine geniş, alabildiğine uçsuz bucaksızsa.Düşüncelerine kimseyi sokmuyorsan, karışamıyorlarsa sana.Düşünme yasalarını kendin yaptınsa eğer… Pirinç ayıklar gibi ayıkladıysanbir, bir…Soruların başlamışsa sonsuz sonrasız. Ağaçnedir? Kuş nedir, tavuk neden uçamaz? Karıncalarnasıl haber verir diğerlerine yiyeceğin harmanını?Arılar nasıl balyapar? Güneş neden hep doğudan doğar? Kaç yıldız vardır, nerelere tutunurlar?Ben nasıl var oldum? Gerçekten Adem ile Havvavar mı? Cennet nerede, cehennem nasıl? Tanrıinsanlara neden ceza ve mükafat verir? Neden insanlara en doğru dini hemen vermemiş?İnsanların yakarmasına ihtiyacı mı var? Herşey Tanrıdandır,Tanrının istediği olur, peki bu cennet ve cehennem niye?,Düşünce yasan senindir.Uygulayan sensin. Yıkarsın tabuları.Beynin kendine gelir.Birşeyler ararsın ormanır derinliklerinde. Dağların koyaklarında.Dıştan enjekte almamışsın almazsın.Düşncelerin senin, yalın.Başı dumanlı dağların arasında birşeyleri bırakırsın.Sarp kayalıklardan atarsı. Gömersin karanlık mağaralara. Ama eder biçilmez birşey bulursun,çillim çiçek yaylalarda.sen seni bulursun…. ÖZGÜRLÜĞÜNÜ…