İLK AŞKIMA..Seni sevmediğimden değil çekip gitme isteklerim.Bilirsin ne denli bağlı olduğumu sana.Karış karış arşınlayacaktım seni daha,başladımama tamamı gelmedi..Zamansızlığıma..Paylaştım herşeyimi hep seninle,her köşede her çıkmazda ayrı bir hikayem saklı durur.Bilirim onlar hep sende kalacak sonsuza değin..En çok sen dinledin beniveen çok sen karşı çıktın bana yalnızlığımdaElini saçlarımın arasında her gezdirdiğindeağlıyordum ben.Hırçınlığıma şahit,kahkahalarıma ortak,sevinçlerime mutlu,yalnızlıklarıma pencerem oldun hepNe güzel seni seyretmek…Huzur verdin,buz kestirdin,sevindirip şen ettin.Bunalttığın da oldu aydınlattığında.Hüzünlendirip coşturduğunda.Bazen derin bir soluktunbazen eriyen kar tanesi avuçlarımdaAslında ben her kendimden kaçtığımdasana koştum.Kucak açan birinin varlığını bilmeninmutluluğuyla..Şimdilerde gidiyorum demelerim ağrına gider mi bilmem,seninle bu kadar konuşan biri olmanın farklılığıyla belki evet.Tuhaf,seni ilk defa dışıma bırakmayı istiyorumhemde seve seve.”Bana Kızma” demem için hiçbir gerekçe sunamıyorum ortayaSadece beni ANLA!Hiçkimselerin anlamadığı kadarne olur sen anla…İstanbul dinleTüm bu sözlerim sana…
yorumlar
Yeterice aşık var İstanbula…
Eh ilkler unutulmaz işte…
Bu üçüncü okuyuşum oldu, birçok şiir okudum ama bu kadar aşkı güzel anlatan bir şiir görmedim. Resmen aşkı özendiriyor 🙂 Gönlüne sağlık, iyi ki yaşamışsın yazmışsın.
güzel, kumaşın cinsi iyi.
İLK AŞKIMLA EVLİYİM….
ne güzel çok sanslisinizBenim ilk askim diye bahsettigim ISTANBUL idi,cok farkli bir bagim var.Yorumlar için tesekkürler…:)
ben de beğendim bu şiiri arkadaşım.istanbul çok acılı bir aşk ama…insanı içerden yiyip bitiriyor.
Disardan biri için karmasik ve belkide yasanmasi delilik olan bir sehirdir,ama hayatimizi zorlastiran tüm olumsuz detaylarin disinda o zenginligini görebilene istanbul asla yutan sehir olmaz..
hiç beğenmedim.
İstanbul dinlesin ama nasıl Dejavuu?Bu akşam İstanbul’a nereden bakarsan baksessiz, onsuz, kimsesiz…Kıyılarda başlayan deniz çığlıkları,Adalar’a dek sürmekte…Sebep; yalnızlığa terkedilmişlik…
neymiş o?
“O” benim sevdiğim!
yüreğine sağlık dejavu.ben sormadan cevabı sen kaleme almışsın bile:)aşkı çok güzel tarif etmişsin;peki bu harika tarife rağmen,nasıl beceriyorlar bu kutsal duyguyu balçıkla sıvamayı?
İstanbul a aşık olunmaz İstanbul a hesap sorulur..Dejavuu88..İstanbul un heryerinin havası başka kokar..Günü gününe uymaz , benzemez başka şehirlere..Çılgın , kalabalık bir geceden, masum sessiz bir sabaha uyanırsın..
Ondandır pbk kararlarımızı sorgularız yedi renginde karmaşıklaştığımız suretlerden beyaz bulmaya çalışırken. İstanbul, sırnaşık bir sevgili..
istanbula 3 kez geldim 3’ü de iş içindi hiç gezme fırsatım olmadı ama gezmeye de gelecegim. aşık olunası şehir. yaşantısı biraz faklı ve geçimi zor olsada
Adana’ya yol üstünde olduğu için gitmiştik hemde bu yaz. Gerçekten inanılmaz sıcaktı ama İstanbul’da esmeyen rüzgar orada esiyordu.
adananın güzellikleri istanbul kadar olmasa da övülecek kadar vardır. mesela şehir içinden geçen ve etrafı yeşilliklerle kaplı seyhan nehri yazın deniz sahilini aratmaz hani. deniz en fazla 35 dakika. eğer gelirseniz tekrar yukarılara çıkmanızı tavsiye ederim dağlık kısımlara karaisalı sarıçam tarafları bir harikadır istanbulda kaybettiğiniz orman, çam, ağaç üçlüsünü buranın farkı ile tekrar keşfedin.biraz reklammı oldu ne:)
İstanbul Boğazı buz olmuş
İstanbul, donmuş boğaz, kış kıyamet ve kar
1920 yılında Haliç
Meşhur Aksaray su baskını
Ünlü Salacak Plajı
Bebek kadar güzel bir Bebek
Veeeeee, şimdilerde böyle midir, bilmiyorum ama bunu da sona sakladım Sarıyer’de yaşayan sevgili dostum için
Samatya
Barbaros bulvarı
Saray sineması
Şişli
Yedikule
Meşhur İstanbul Yangını 1912, Evsiz kalan insanlar…
Bir tarih uyanıyor1900 yılında Sultanahmet, Boğaz ve balıçılar
Beyoğlu
Kop burası neresi bil bakalım?
Nişantaşı gibi sanki Dej,
Tahtakale’de ticari hayat
Çık nişantaşından, bin otobüse taksimde in beyoğluna gel başla yürümeye, nereye iniyorsun?
Galatasaray mı?
Kadıköy
Kadıköy
Haliç 1940
Bingo kopTebrik ederim seni
Sultanahmet, sahil ve yelkenler
içim buruldu dejavu, nedense güneş batarken kendimi kötü hissederim, yakalayıp tutsam güneşi batmasa olurum, sanki kaçtı gitti yine bir gün gibi gelir, hele üstte görülen resim gibi kızıl olduysa tutma beni, makyajım bozulacak aldırmam:((
İçin burkulmasın linetcim, bu güzelim şehrin renklerine şahit, güzelliklerine ortaksın, var mı ötesi..
beyazıt
beyoğlu
eminönü
galata kulesi
galata köprüsü
kız kulesi
pier loti
mazisi kitaplar dolusualışanda bu şehri terketme korkusuaşıksan adresin emirgan korusukimi zaman parçalı bulutlu istanbul…bir süstür kenarında heybe(t)li adasıeyübe gider dilenir fukarasıçamlıcanın o eşsiz manzarasıgeceleyin gözleri üzüm karası istanbul…yağmur yağar kız kulesi buğulukartpostalcıların yegane umudubu şehri her görenin haklı gururu istanbul…
ayasofya
balık…
ve sonuç…
SEN İSTANBUL KOKARDINMartıların gözlerinden dinledimİstanbul’un boğazı yanmış dün geceYıldızlar şahitlik etmiş, güya suçlu benmişimOysa can, yemin olsun yanağımdan süzülen denizeBen bu şehre yüreğimi içirmedimGöklerden hicran yağdı, İstanbul’lu bir geceydiYere düşen her damlanın yüreğinde sen vardınİsmin dudaklarımda idamlık bilmeceydiYalansa kahrolayım, sen İstanbul kokardınSevda dediğin gülüm bir busedir dudağımdaBıçak gibi, yasak gibi, kan gibi…Utanır, intihar ederdi ölüm,Hayata rest çekip ağladığımda,Korkak gibi, tutsak gibi, yaşanmamış an gibi…Ben lal olmuş bülbülüm, sen deli gülsün bağımdaToprak gibi, yaprak gibi, candan özge can gibiKuş uçmaz kervan geçmez dağımda,Kah aşkı yağan kar tanesiKah Leyla tüten rüzgardınZambak gibi leylak gibi,Sigaramda duman gibiSevdiceğim, sen İstanbul kokardınDayadım ondörtlüyü İstanbul’un şakağınaİstediğim gül içmekti gözlerinden bir yudumSeni sordum gündüzlerce bu şehrin her sokağınaSöylemedi, inat ettim gece seni uyudumBen bir sana, bir bu şehre gül dedimAyla toprak şahittir, şahittir denizle geceSensizken, İstanbul’da bir kez olsun gülmedimYıllar kapımı çaldı, ellerinde vur emriYokluğun var sen yoktun, ölüm geldi ölmedimAğladım yüreğimde sen, sende divane İstanbulAşkından hatıra dedim göz yaşımı silmedimBen bir sana, bir bu şehre gül dedimBelki de can ben bu şehri güller için çok sevdimGözlerimden dökülen yaş denizi ıslatıyorSevda kilim, hasret nakış, gönül derdi dokuyorÇatlayası deli yürek ’sen sen’ diye atıyorOy gece gözlüm oy, İstanbul SENİ kokuyorSerdar Tuncer
seninle hiç istanbul’da olamadıkgöremedi istanbul ikimizi…ne emirgan’da bir semaver tüketebildikne aşiyan’da hüzün…bir tepeden seyretmek için bu güzelim kentine çamlıca kısmet oldune piyer loti…hiçbir vapur taşımadı bizi marmara’dabir güvertede seniliseli aşıklar gibi dakikalarca öpemedim..ellerini avuçlarımda tutup ta içimi dökemedimşöyle bir elimi atıp ta omzunakolun belimdeyürüyemedim seninle beyoğlu’ndabir sinema ya da tiyatro koltuğundaparmak uçlarıma değmedi dudaklarınpasajda arjantinleri çekipnevizade’de bir iki tek atamadıkdoyulmaz uykulara bir türlü yatamadıkseninle istanbul’da olamadıkduyamadı istanbul sesimizisahaflar’da yorulup ta kitaplara bakmaktançınaraltı’nda mola veremedik.karışıp çılgın kalabalığına kapalı çarşı’nıntadına varamadık bir öğlen rakısınınya da sultanahmet’te bir müzeyi gezipdostlara uğrayamadıkgülhane’den uzanıp sarayburnu’nayaşamı düşünemedik enine boyunane laleli’den geçebildik sevgilimne kendimizdenbir çalgılı kumkapı meyhanesindeağlayamadım doyasıya sımsıcak göğsündeeski istanbul’da gezdiremedim seniyemiş’te asmaaltı’ndane kaldırımlarımı gördün ne çayhanelerimine çocukluğumu bildin ne gençliğimiseninle hiç istanbul’da olamadıksaramadı istanbul hiç biziçılgınlar gibi dolanamadık otobüslerletrenlere binemedikbırak bütününü bu koca kentinsadece bir tek semtin içinde bile olamadıkistanbul hiç doymadı bize bitanembiz o’na doyamadık…Prof. Dr. Vedat Didari
İstanbul dedim de seni hatırladımİşte İstanbulyorgun şehirişte canından bezmiş boğaz vapurlarıkederli tramvaylarve Galata Köprüsü’ndentelaşlı insanlar geçmektedirbir gizli sevinç mahzun gözbebeklerimdeeriyen bir sükun kaldırımlarda adım adımişte İstanbulİstanbul dedim de seni hatırladım.Balıkçı tepsilerinde gümüş balıklarıtekir,barbunya,canım uskumru,levrekişte İstanbulkulaklarımda bir derin uğultuhiç bitmeyecekkarşıda kızkulesigözleri yaşlı bir kadın gibive minareler çaresizliğimizi haykırmakta Allah’acaddelerinde başım dönüyordugecelerinde ağladımİstanbul,o büyük şehiro mahzun şehir…….Ümit Yaşar Oğuzcan
püfff
eti püf kekimiz gelmiş
çık bakim bu duygusal moddan hemen, soy salatalığını ye bakimm, tuzsuz da bişiye benzemiyor, olsun hımmm güzelmiş…
hormonludur onlar linet, yeme bence
yedim bile:))
Tuzsuz salatalık neye benzer?
tuzsuz salatalıktan cacık bile olmaz
evrenin equeen ın bir sözü vardı aklıma geldi şimdi muhaaaahaaa…:)))
he bişeysi bişey gibi olana tuzlukla koşmak gibi bişeydi de mi
Son evi gösterin bana İstanbul` davapur sesinin duyulduğuki kapısını çalıpsöyleyeyim içindekileredaha çok kedi yavrusu ezilsin diyeeski iskelelerisahil yoluyla ayırdıklarınıdenizdenKarşılığında ben de sizekanaryası ölüp kuaför salonuna dönüşmeyenkaç mahalle berberininkaldığını söylerimya da kaç fötr şapkanıntutsak olduğunuköhne bir konağınaskısındaKaç faytoncununartık taksicilik yaptığını da bilirimama söylememonu da siz bulundikiz aynasına takılı boncuklardakiat kokusundanSunay Akın
Kanatları parça parça bu ağustos geceleriyıldızlar kayarkenşangur şungur ayaklarımın dibine dökülensen eğer yine İstanbulsanyine kan köpüklü cehennem sarmaşıkları büyüteceğimpançak pançak şiirler tüküreceğimdemek yine benlimandaki direkler ormanında bütün bandıralar ayaklanıyorkapı önlerinde boyunlarını bükmüş tek tek kafiyelerYahudi sokaklarını aydınlatan Telaviv şarkılarımavi asfaltlara çökmüşdiz bağlıyoreğer sen yine İstanbulsankirli dudaklarını bulut bulut dudaklarıma uzatanSirkeci Garında tren çığlıklarıyla bıçaklanıpintihar dumanları içindeki HaydarpaşadanAnadolu üstlerine bakıp bakıpağlıyansen eğer yine İstanbulsanaldanmıyorsamyakaları karanfilli ibneler eğer beni aldatmıyorsakulaklarımdan kan fışkırıncaya kadaryine senin emrindeyimutanmasamgözlerimi damla damla kadehime damlatarakkendimi yani şu bildiğin Attila İlhanızehirleyebilirimsonbahar karanlıkları tuttu tutacakTarlabaşı pansiyonlarında bekarlar buğulanıyorimtihan çığlıkları yükseliyor üniversitedenTophane İskelesinde diesel kamyonları sarhoşdireksiyonlarının koynuna girmiş bıçkın şoförleruykusuz dalgalanıyorulan İstanbul sen misinsenin ellerin mi bu ellerulan bu gemiler senin gemilerin miminarelerini kürdan gibi dişlerinin arasındaliman liman götürenulan bu mazut tüküren bu dövmeli gemiler senin miakşamlar yassıldıkça neden böyle devleşiyorlarneden durmaksızın imdat kıvılcımları fışkırıyorantenlerindennedenpeki İstanbul ya benya mısralarını dört renkli duvar afişleri gibi boy boygümrük duvarlarına yapıştıran yolcu Abbasya benim kahrımya senin ağrınağır kabaranlarınla uykularımı ezerek deliksiz yaşattığın çaresiz zehirler kusan çılgın bir yılan gibiburgu burgu içime boşalttığıno senin ağrıno senineğer sen yine İstanbulsanyanılmıyorsamkoltuğumun altında eski bir kitap diye götürmek istediğimSicilyalı balıkçılara Marsilyalı dok işçilerinesatır satır okumak istediğimseneğer yine İstanbulsaneğer senin ağrınsa iğneli beşik gibi her tarafımda hissettiğimulan yine sen kazandın İstanbulsen kazandın ben yenildimkulaklarımdan kan fışkırıncaya kadaryine emrindeyimölsem yalnız kalsam cüzdanım kaybolsaparasız kalsam tenhalarda kalsam çarpılsamhiçbir gün hiçbir postacı kapımı çalmasayanılmıyorsamsen eğer yine İstanbulsansenin ıslıklarınsa kulaklarıma saplanan bu ıslıklargözbebeklerimde gezegenler gibi dönen yalnızlığımdanbir tekmede kapılarını kırıp çıktım demektirulan bunu sen de bilirsin İstanbulkaç kere yazdım kimbilirkaç kere kirpiklerimiz kasaturalara dönmüş diken diken1949 Eylülünde birader mırç ve bensokaklarında mohikanlar gibi ateşler yaktıksana taptık ulanunuttun musana taptıkAttila İlhan
dejavu, Attila İlhan harika! Romanları da öyle, muazzam bir sanatçı! (Allah rahmet eylesin)
Kesinlikle sana katılıyorum, gerek eserleriyle gerek sanatçı kişiliğiyle takdire şayan bir insan. Toprağı bol olsun, nur içinde yatsın..
Kabuğunu koparmadanne bir elmayı soyabildimne de iyileştirebildim bir yaramıama karşıma çıkıncakızmadım hiç elma kurdunabendim çünkü bıçağı saplayanonun yurdunaŞair diyorlar benim içinbilmiyorum oysaher şiire konmalı mı uyakher yere nedensekonamıyor teyyarehay dilimiarı türkçe soksun; uçakKaptan olmak isterdimaynanın karşısındaeski bir sinema yıldızıgibi ağlayanİstanbul`un hatlarındabir fırça hafifliğiyle gidipgelen vapurlaraEskimo bir şair dokunuyor omuzumave Kız Kulesi`ni göstererekbırak artık diyor üzülmeyiyedi tepeli bu şehirdeşiir okunacak tek yerelbette denizin ortasındakişu küçük buz dağıTerzi olsa da babamsökük dikmesini beceremembeni yalnızca sen anlarsıniğnenin deliğinden geçsindiye ipliklerinbir anlık ıslatıldığı dudaklaratakılıp kalan annemSunay Akın
dejavu, ilk aşkını hala unutamamışsın:) bütün günü onunla geçirdin, hadi iyisin…
Unutmadan evvel hatırlamak lazım sevgili pelitaş:)İlk aşkım İstanbuldur, tüm serenatlar ona çünkü bugün beyazlar içinde çok güzeldi
İstanbul sana hep mutluluk getirsin inş…
Tek kelimeyle Harikasınız….Resimler ve şiirler mükemmel olmuş…
Sultanlar aşkına, bu araya sıkıştırmak istedim müsadenizle…
klip güzeldi necron… görüntüler olmasa kendimi andonda sanacaktım. müzik harikaydı.
Pelitaş güzel dileklerin için teşekkürü borç bilirim..Pilli melek teşekkürler, neden sende bir istanbul hatırası eklemiyorsun:)Sevgili Proksima ….Necronamber müsade senin lütfen, katkın için teşekkürler. Can Atilla’nın bulabilirsen “gül bahçesi” ni dinlemeni tavsiye ederim.
Pelitas evet bence de harika… Hatta büyüleyici insanı alıp götürüyor adeta (en azından benim için böyle) beğenmene sevindim.Dejavu not aldım muhakkak dinleyeceğim tavsiye için teşekkür ederim.bir orhan veli ;İstanbul’u Dinliyorumİstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;Önce hafiften bir rüzgar esiyor;Yavaş yavaş sallanıyorYapraklar ağaçlarda;Uzaklarda, çok uzaklardaSucuların hiç durmayan çıngırakları;İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı.İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı;Kuşlar geçiyor derkenYükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık;Ağlar çekiliyor dalyanlarda;Bir kadının suya değiyor ayakları;İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;Serin serin Kapalıçarşı,Cıvıl cıvıl MahmutpaşaGüvercin dolu avlular,Çekiç sesleri geliyor doklardanGüzelim bahar rüzgarında ter kokuları;İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalıBaşında eski alemlerin sarhoşluğu,Loş kayıkhaneleriyle bir yalıDinmiş lodosların uğultusu içinde.İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı.İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;Bir yosma geçiyor kaldırımdan.Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.Bir şey düşüyor elinden yere;Bir gül olmalı.İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;Bir kuş çırpınıyor eteklerinde.Alnın sıcak mı, değil mi bilmiyorum;Dudakların ıslak mı değil mi, biliyorum;Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasındanKalbinin vuruşundan anlıyorum;İstanbul’u dinliyorum.Orhan Veli Kanık
Sevgili Dejavu ancak iki gün oldu Aşk-ı Hürrem Cd sini aldım parça ilginç sayılır götürüyor mu getiriyor mu orasını ancak dinleyen arkadaşlar karar verebilir. benim için fena değil bayanın sesi gerçekten çok hoş, ritimler vs. eğer bu parçayı dinlemek yada bilgisayarına yüklemek isteyip te bulamayanlar için Gül Bahçesi isimli parçayı buraya yükledim. Sevgiler …
Tavsiyemi kulak arkası yapmadığınızı beğeninizi de belirterek beyan ettiğiniz için ben size teşekkür ederim.
yazı güzel olmuşilk aşkk…aahhhh ahhh..gene getti bir cigara..:)
Deja ben niye kacirdim bu yazini? Valla süper. Hele su nostalji resimlere bayildim valla…Orhan Veli, ne güzel yazmis; “Istanbul’u dinliyorum gözlerim kapali” Sahi dinleyecek bir sey kaldi mi Istanbul’da???
Korna sesi, kavga gürültü, yüksek sesli yalnızlık..Ama yinede güzel
Güzeldir Istanbul sahiden. Simdi nerdesin Deja? Istanbul mu? Ankara mi? Ankara da oldugunu tahminen biliyorum. Cünkü Cilek Ankara’da Sende Dügüne gidemedim dersim vardi dedin ya. Iste ordan olaya yaklastim.:)
brava niko, çok iyi yerden yaklaşmışın olaya…
İstanbul’dayım NikoSarıyer taraflarında, deniz kenarlarında:)
Yo bence tuturamadim kop. Baksana Istanbul’daymis deja. Kiz ben o, siiri bosuna mi yazdim sana. Niye Ankara’da degilsin:)
Lanet olsun bana.. E niko bilgilerime bakmadın mı, ben ne zaman Ankarada’yım dedim:))
çilek de zaten ankarada evlendi de mi Niko..
Yaw Cilek EUQON Ankara’da degiller mi?
ben bilmem niko, sen daha iyi biliyon valla teee almanyalardan
Sanki bana orada okumaya gittin falan gibi bi sey cagristirdi bunlar. E, o zaman sen de niye Istanbul’u özleyen yazi yazdin?
Madem Istanbul’dasin nasil oluyor icineyken Istanbul’u özlemek:)
:))Niko çilek ve euqon abimiz istanbulda evlendiler ankaraya taşındılar.Ben istanbulda doğdum, istanbulda yaşıyorum, büyük ihtimal burada ölücemKop izmirdeSen Almanya’daTayyip ankara’daTuğçe kazaz Yunanistan’daBrad Pitt Hollywood Hills..
Dejavuu88 DİYOR Kİ, (17 Haziran 2008 10:09):))
Bu gün benim sacmalama ve gülme günüm deja idare et artik:))) Hele su yorumuna bittim valla.:)))
Ben burda oldugumdan her seyi birbirine karistiriyorum. Ne yapayim siz de 3000 KM uzakta olunda göreyim sizi de…
🙂
Aslında tam üstüne bastın
Doğru, sen bize 3000 km uzaklıktayken biz başka uzaklıklarda yaşam mücadelesi veriyoruz:)Anladım anladım merak etme
niko sen buraa 3000 km uzaktaysan, bia oraa kaç km uzakta oluruz?
Yaw siz birbirinize daha yakinsiniz demek istedim.
Hay Allahsevgili puella en eski yazımı bulmuşsunuzteşekkürler çok hoş fotoğraf.. Naçizane ekleme yapayım istedim buyrunuz..
rica ederim deja. eski ama çok güzel bir yazı, fotoğraflar da öyle. iyi geldi. hem zaten arşiv de olmasa bu ara.. 🙂
haklısın, ne diyeyim.Gelecek o günler de elbet geri..
“Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim,” dedin,”bundan daha iyi başka şehir bulunur elbet.Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;-bir ceset gibi- gömülü kalbim.Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,boşuna bunca yıl tükettiğim ülkede.”Yeni bir ülke bulamazsın.Bu şehir arkandan gelecektir.Sen gene aynı sokaklardadolaşacaksın. Aynı mahallede kocayacaksın;aynı evlerde kır düşecek saçlarına.Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda. Başka bir şey umma-Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,Öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de.Konstantin Kavafis
Sağanaklardayım nedensiz, İstanbul seni benden çalalıArtık senin güzel gözlerinle görmeliSenin nefesinle solumalıyım İstanbul’u bu sabahSesin kadar güzel, senin kadar güzel olmalı“Hayırsız İstanbul…”Sarıyer’deki balıkçı meyhanelerinden duyulmalıİstanbul şarkıları bizi anlatan
ne güzel fotoğrafmış bu. çok sevdim.
belesprıt İstanbul’u çok özlemiş
bu da ilk aşkın için olsun
belesprit, öyle, sahiden doğru dediklerin bir de bu fotoğrafta ayrı bir renk, tat var. fotoğraflara takılıyorum hep.
vi sualize’ye bu aralar ben de bakayım.
ben bakamıyorum,kullanıcı adımı ve şifremi unuttum,hatırlayan varsa insaniyet namına bana bildirirse sevinirimteşekkür eder iyi günler dilerim
unutman normaldır.. her nereye baksam sen varsın:)))
username: izmirin_deli_cocugu_maximum_performance_latinopassword: allahin_gelse_kac_yazar_adamim
bu aralar, kafa kalmadı dağaldım akoni, geçende dizüstü bilgisayarımı krırıyodum, yüzlerce versiyon denedim kullanıcı adım ve şifremi tutturamadım, neler oluyor bana bilemiyorum, yaşlandık mı nedir, sanırım bunamaya başladım
bunu günün şifresi ilan ediyom….oy oyyyy!
tahanın kombinasyonu :username : gelecegin_en_super_emniyet_muduru_password : nerde_tekel_iscisi_gorsem_dalasim_gelir_3045
*_*
*J*
Vay be.