Hatırlıyorum da seni, uçsuz bucaksız yürüyorduk beraber, can yoldaşım. Sen beni beklerken iş dönüşü
çıkıyorduk tekrar tekrar beyoğluna iniyorduk ortaköye çekiyorduk kafaları. Taa dibine kadar vuruyorduk, benliğimizi kaybediyorduk. Kaybettiklerimizi bulmaya çalışma kaygısı içinde dolanıp duruyorduk. Ne oldu şimdi ne oldu ? Bitişe doğru hızlı adımlar ile ilerliyorduk. İlerledik ne oldu ki şimdi mutlumusun…
Geriye dönüp bakmak bile gelmiyor artık içimden peki sizlerin geliyor mu ? Gelse de hoş da ne değişir ki değişen zaten hayatımız, yaşantımız içinde hızlanan zamanımız. Hızlanmış olan düşüncelerimiz, sıyrılıp kendinimizi boşluga bırakmamız. Yamaç paraşütü ile dolanmamız haydi gel tekrar tekrar dönelim Karaburnun da ben paraşütün olayım sende dümenim ol. Götür uzaklara git gidebildiğin yere … Gidemezsin ki
ne oldu ? Korktun mu
Hani hiç bir şeyden korkmazdın, ölümden sonrası yalan derdin. Ne oldu ? Hızla akan zamanın ardından yetişemez olduk birde sürüklenmeye başladık akıntılar ile birlikte paraşütümüz rüzgarın bizi götürdüğü ve bıraktığı yerde seni bekliyorum. Bu gece…
Ne oldu ?