ölüm bir yalnıza lüküs türrokee filigran sürdüraaa orta tak kalp pimi mineme gerek böyle heyheylenmelerbu derin sarsıntıdaçan tantana bir bak, aynana, rujuna, ruhunaölüm ensiz olunca çok pelür
her zamanki gibi ne birşey anladım ne de hislendim. ama kimse çabalamadığımı söyleyemez.çantana bir bak, aynana, ay nanay ve rujunaşu bölümü özellikle saçma sapan buldum.
saçma göreceli bir kavramdır bu tür bir yazıda. okuyucu karar verir.sizin ulvi birşeyler bulmanız ne kadar doğruysa benim saçma bulmam da o derece doğrudur.burada yazarı eleştirmiyorum zaten eleştirmek benim haddim değil. son derece samimi bir şekilde bu türde insanların ne bulduğunu kendimce anlamaya çalışıyorum.yazarı karıştırıp olayı kişiselleştirmeyi de doğru bulmuyorum. her yazarın saçmalıkları olabilir ayrıca. ama kişi a ben hasta olacağım bu yazarın her yazdığından anlam çıkarıp bayılacağım diyorsa ayrı. bu türü okumasamda iyi bir okur olarak birçok yazarın muhteşem eserler verip saçmaladığına şahit olmuşumdur.
manson:ben de kendi kendime sorarım futboldan ne anlıyor bu insanlar diye..geçen bir arkadaşım şarap içerken ne anlıyorsunuz şu meretten dedi, bazen müzik dinlediğimde annem çıkışıverir ne anlıyorsun kızım bu işten diye.ben hiç futbol oynamadım işin aslı, oynasamda sevecek ruhu taşımıyorum sanırım..ama bu dizeler iyi geliyor bana..bazen insan yavan ekmeği bile tadını ala ala yiyebiliyor.zevk almıyorsan zorlamamalısın..bu içsel birşey sanırım.ha deyince olmuyor..ama okuyupta beğenenleri yadırgamamalısın..yazdığından anlam çıkarmak, onu özümsemek zenginliktir..tıpkı topun peşinden koşup zevk alabilmek gibi..bize çok görme..okuduğumuzdan tad almaktan ötesini yapamıyorken üstelik.
olay tam olarak bu. sizi zevk alıyorsunuz diye yargılasaydım herhalde ben neden zevk alamıyorum, acaba bana hitab etmeyen kısmı ne diye merak edip bunu dile getirmezdim.elbette bu her gönüle hitab eden güzel farklı.yadırgarım, anlamam ama dikkat ettiysen ne anlıyorsunuz yav bu yazıdan ehe ehe gibi bir tavırla ifade etmedim derdimi. olay net.
yalnızlık içini kanatan bir bıçak,talan edilmiş yüreği,hayal kırıklıkları var.yüreğinden kan damlatan aşk acısı var,aşkı yaşamak istiyor ama cesareti örselenmiş.yanlız ölmek istemez kimse ama ölürken de yanında götüremez.kendime göre yorumladım,yüreğinize sağlık.
yazdıklarımı, şurada şunu demek istemiştim gibisinden izah etmek gibi bir tavrı anlamsız, yersiz buluyorum.anlayan anlar.okuyan, alt metinleri ve dahimetinlerarası göndermeleri okuyanlar da anlar…yazılır ve fırlatılır boşluğa…asıl anlamadığım konu şudur Teacher07 ve aynıocağa odun taşıyanlar…bakın…bu sözcüğü çok mu aradın vb. “pop”ülüst snobizmkokan, belli bir “şiir okuma birikimine/toplamına “burun kıvırmaya yeltenen,”halkın seviyesine in” ya da “herkesin anlayacağısözcükler kullan” makamında şekillenengöz-akıl-his tembeli bir tavra sıcak bakamıyorum, bakamıyorum. bakmayacağım.yazı anında (bunu “şiir” -haddimize değil ya- yazmaya çalışanlar çok iyi bilir)bir kerede çıkan sözcüklerdir bunlar!bu sözcük cildinizi kızartmış olamaz değil mi?o halde bu alerji, bu huysuzlanma neyin nesidir?7’den 77’ye yazdıklarımı anlasınlar ereğiyle(bu sözcük de rahatsız etti mi?) oturmuyorum kâğıdın başına…şiir denen şey; yani benim gibi şiir tutkunu birininemekleme sürecinde olduğu sanat,bir yaşanmışlıklar deposudur, yaşanılanların tortusu, yaşanacakların ko(r)kusudur.şiir düşünen, hayata şiirin merceğinden bakanlarınalgılayabileceği bir hadisedir bu…arif susam’la göz pınarlarını nemlendirenlerin yazdıklarımı “saçma” bulmasından doğal neolabilir ki!cevap veriyorum, hemen laf yetiştireceğim diyeklavyeye saldırmayın.ayrıca, yazdıklarıma gıcık olan sn. mansonilized’in (yoksa -ın mı?) yazdığımı “anlamlı” bulmasıbeni sevindirmezdi!o ki, saçma buluyor, demek ki yolum doğrudur!ek olarak: saçma nedir?bana göre, yazdığım bu “şey”in saçma olduğununsöylenmesi “çok saçma”, hatta saçmasaban!saçmasapan, değil! hususiyetle, saçmasaban!lütfen bu yazılanların bir insan kalbinden, ruhundan südur (bunu da çok aramadım; “gerçek hayatımda” da bu kelimeleri kullanırım) ettiğinigöz ardı etmeyin.yalçın küçük’ün dediği gibi: beş taş oynamıyoruz burda!y. bonnefoy okuyoruz, dağlarca hatmediyoruz,somut şiiri inceliyoruz, artaud’nun (şarkıcı arto gibi telaffuz ediniz) “deli”liğindeki hikmete bakmaya çalışıyoruz bir elimizde rimbaud…aklımızın ermediği, yatmadığı her şeye “saçma” deme özgürlüğümüz varsa çok iyi:bu hafif çok saçma!bu hafif’te şiire heves eden bir şiir kölesinin yazdıklarına çok saçma, hiçbir şey anlamadım diyenler çok çok saçma!buyrun şimdi!
“Şiir ve dil bilinciŞiir dili gündelik dilden birçok özelliğiyle ayrıldığı için dil merkezli her türlü yaklaşımın odağında yer almıştır. Sessel ve semantik (anlamsal) düzeylerde konuşma dilinden ayrılır. Şiir olmayan metine anlamı yazarı tarafından yüklenirken şiir kendi anlamını kendi üretir. Şiirde anlamda çok okurun anlamlamasından söz edebiliriz. Roman Jakobson’a göre şiir dilin güzelduyusal işlevindedir.Şiir dilinin kendine özgü yapısı konuşma dilinden sapmalarla, öne çıkartma ve düzenliliklerle sağlanmaktadır. Gündelik dilden sessel, sözcüksel, sözdizimsel, anlamsal her türlü sapma ile yineleme (uyaklar ve sözcük yinelemeleri) ve koşutluklar şiir dilinin öne çıkartılan özellikleridir. Ancak bu özelliklerin şiirin derin yapısında bir bağlılaşık bulma şartı vardır. Yani yapılan bir öne çıkartma anlama bir etkide bulunmuyorsa sadece yüzeyseldir ve şiirsel bir işlevi yoktur. Bazı sözcük ve dilbilgisi oyunları sadece moda olduğu için kullanıldığında şiire yarardan çok zarar verirler.Şiiri düzyazıdan ayıran dilsel özelliklerden en önemlisi anlamın düzyazıda çizgisel olması, şiirde ise çizgisel olmayıp dolaylı olmasıdır. Düzyazıda yani şiir olmayan bir metinde anlam hazır olarak vardır ve gösteren-gösterilen ilişkisi açıktır. Şiirde ise gösteren için birden fazla gösterilen olabilir ve her okur farklı gösterileni anlam olarak algılayabilir. Yani belli ve tek bir anlamın varlığından söz etmek zordur.”Derya Çolpanincelemeni öneririm… Sayın ufakufak…
yahu adamı rahat bırakır mısınız!!!!!!!!!!!!!!!!yazsın, istediğini, istediği şekilde…beğenmeyen okumasınbu basit çözümü anlayamadınız gittibu kadar mı komlex olur insanlarda ya!!!rahat bırakın !
merak buyurmayın kardeşim…şimdi burada şairleri ve bu şairlerin poetikalarınıele alan kitaplarını, bhaktin’den çıkıp barthes’a uzanan bir listeyi yazmaya kalkarsam”entelektüel anarşizm” falan yaptığım yazılır, kendimi bir bok zannettiğimden çıkılır,benim yazdıklarımı niye tutmuyorsunuz bea,diye kolum kırılır yenim dışıma çıkarılır…o cihetle alıntınızı saygıyla karşılıyorum.eyvallah!ben muhteşem yazıyorum mu dedim?benim her yazdığım şiirde bir devrim midir dedim?gayet efendice yazıyoruz, bunu yazarken ruhumuzjiletlenmiştir o ayrı, arabesk duyarlılıklar yok mudur sanki bende, bu bedende?…ancak, bunu daha makul bir kılıfa sokmak için çırpınıyor kara kapkara denizim içimde…yazıyoruz ve sizlerle paylaşıyoruz.hadise bu!ama bunu bile ağız tadıyla yaşatmıyorsunuz adama!yok, sadmeyi nerden buldun; yok, bir şey anlamadım falan filan…şiir, anlaşılmak için değildir.ahmet güntan ile izzet yasar okumadığınızne kadar da belli!bu yüzden benden paso!buyrun geçin…hatta ezin geçin…
makaleci DİYOR Kİ, (25 Temmuz 2008 14:31)yahu adamı rahat bırakır mısınız!!!!!!!!!!!!!!!!
yazsın, istediğini, istediği şekilde…beğenmeyen okumasınbu basit çözümü anlayamadınız gittibu kadar mı komlex olur insanlarda ya!!!rahat bırakın !
adamı değil yazıyı eleştiriyorduk. adam geldi teacher manson diye girişti. olayı kişiselliştirdi. haliyle insanlarda alınmış olabilir. olmayadabilir tabi.
ağır,ağır çıkacaksın şu merdivenlerdeneteklerinde güneş rengi bir yığın yaprakve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak..sular sarardı..yüzün perde perde solmakta,kızıl havaları seyretki akşam olmakta…ahmet Haşimöyle parcalandım ki ömrümdesevgiyle öfke arasında,sevgimi öfke vurduöfkemi sevgi kaçırdıiçim paarcalandı aradabi de bi gün baktım gökyüzüne bi bayram gecesibi kestane fişeği açmış yedi rengimdenyağıyorum çocukların üstünecan yücelKamyona, yerli gelenekle,yüzüm açık yükleneceksem,bir şey damlayabilir alnıma bir güvercinden; uğurdur.Bando gelse de, gelmese de çocuklar gelecek yanıma,meraklıdır ölülere çocuklar.Bakacak arkamdan mutfak penceremiz.Balkonumuz geçirecek beni çamaşırlarıyla.Ben bu avluda bahtiyar yaşadım bilemediğiniz kadar.Avludaşlarım, uzun ömürler dilerim hepinize…NAZIM HİKMETPayı yok, apansız inen akşamdan,Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,Seni anlatabilsem seni…Yokluğun, Cehennemin öbür adıdırÜşüyorum, kapama gözlerini…Ahmet arifokuyamadıklarımız bunlar…
teacher07,iltifat telakkki ediyorum benim yazdıklarımlaalıntı yaptığınız bu dev isimleri…ahmet hâşim, can yücel, nâzım hikmet,ahmet ârif…eğer benimle kafa bulmuyorsanız tabii…bu üstatlarla aynı kefede olmak ne mümkün!lütfen, onlar elma ise ben armudun çekirdeği bile değilim!elmalarla armutları karıştırmayın, yazacaktım da…beklentiniz çok büyükmüş…ama bu beklentinize ucundan yaklaşmayı çok isterdim, o ayrı…ben ve benim gibiler en saf, en temiz, en samimihislerle şiire olan aşklarının tabii bir neticesinisizlerle paylaşıyorlar…hepsi bu!biraz da hadiseye bu açıdan bakınız…yasakmeyve, adam sanat, varlık alınız sürekli olarak…bu yüksek şiir açlığınızı ancak oralarda doyurabilirsiniz çünkü…haa, bir de sincan istasyonu ;)tabii ki hepsi kendi devirlerinde şiir anıtı olmuş bu şairlerin yanında esamim okunmaz, okunamaz…onlar tepeden tırnağa şairken, onlar benim dönem dönem şiirleriyle sarhoş olduğum ustalarımdır…tabii ki, onların yazdıklarına erişmemiz mümkün değildir!bunu mu bekliyorsunuz?!ne hata!ne iyimserlik!ne lütufkârlık!şiirimsilerimle geçici bir süreliğine rahatsızlık verdiğim için, cidden, özür dilerim.“ah kimselerin vakti yokdurup ince şeyleri anlamaya”
manson haddimi aşmak istemem ama ben de zerre zevk almadığım geyik sohbetlerinizi eleştirdiğim de okumayın geçin efendim sistem böyle işliyor demiştiniz..
dej evet ama son zamanlarda şiir yahut denemeler o kadar arttı ki ben de bu yazılarda ne oluyor da ben zevk alamıyorum diye düşündüm. yorum yaptığım ilk yazı bu değil pillipatinin ortancası, thing’in asminası, morfik’in yazısı. ama nedense ne zaman ufakufakın yazısına yorum yapsak ve allah korusun terbiyesizlik edip beğenmezsek bir fırça bir kıyamet.beğenmedim yazar da menun olmuş bak doğru yolda olduğunun kanıtı olarak görmüş.bu na yav. el aman.
hatırlıyorum absence geyiğin dibine vurup vurup sonra diğerlerini eleştirdiğiniz yazıdan bahsediyorsunuz absence. o yazıda da sizin de geyik yaptığınız konuşulmuştu. aynı hesap ben de fikrimi değiştirdim tıpkı sizin gibi.
ufakufak DİYOR Kİ, (25 Temmuz 2008 15:12)eğer benimle kafa bulmuyorsanız tabii…bu üstatlarla aynı kefede olmak ne mümkün!lütfen, onlar elma ise ben armudun çekirdeği bile değilim!elmalarla armutları karıştırmayın, yazacaktım da…beklentiniz çok büyükmüş…
Benim beklentim sizin kişiliğiniz, yeteneğiniz değil sayın ufakufak, farkında değilsin hala, ben dil konusunda tartışmadayım… O şairler birer dev, onlarla kimse yarışmaya girmez… Girmesine de gerekyok. Dili kullanışlar onları devleştirmiştir. Dikkatinizi çekmek istedim… hepsi bu
ben mansonun önüne koymuştum..sen mansonun arkasında duracağım derken senin de önüne denk düşmüş..şimdi çekil bakalım ordan..koş gel sen bir..bu ‘geyik’ lafı sensörlerinizi itekliyor sanırım..ne zaman desem başıma üşüşüyorsunuz..
Bence bu blogtaki en kallavi edebiyatçılar, şu üstümde gördüğüm geyikçibaşıları. Kelimelerle nasıl da raks ediveriyollaa gözlerini sevdiklerim. Hay sözcüklerinizle bin yaşayın emi!
Kimse açık konuşmuyor, ne güzel !Bir yazının hitap etmemesi başkadır, ben bunu sevmiyorum diyip “herkes düşüncesini paylaşmakta özgürdür” demek farklıdır .
hah bi bu eksikti. simdi de birbirinize düsün. bu ne laaayn! ceteler, gruplar derken cete ici hesaplaşmalar mı başladı? herkesi sakin olmaya çağırıyorum. gelenler parmağıma mum diksin
iyi yazı yazançlara sahip çıkmak gibi bir misyon mu var ki makaleci. aferim onlara. sevenleri de okuyor. daha ne olacak ki. hem sen sevip sahip çıkıyorsun işte. herkesten de aynını beklemeyi de ben analmıyorum.olayların kaynağı ben ve teacherız ve ben yazının bir cümlesini saçma buldum dedim sadece. yazıyı ya da yazarı değil. neyi niçin savunduğunuzu anlamadım açıkçası. bu kadar mı fena sevmediğimizi belirtmek.
Açık olayım manson tabii kiAçık açık konuşayım. Şahsen çelişkiler gözüme batıyor ve genelde patlak verdiği içi bana da dahil olma hakkı doğuyor. Hem “tarzım olmayan, sevmediğim yazı ve yazarları görmezden gelirim” diyip hemde tarzın olmayan yazıları yorumlamak ve anlamaya çalışmak burada çizdiğin manson karakteriyle çok örtüşmüyor. Yanlışım varsa düzeltmeni rica ediyorum.Kendini zorlayacağını düşünmüyorum. Sonuçta herkesin bir tarzı var, benim yazdıklarımdan da hoşlanmıyor olabilirsin mesela, yorum da yapmıyorsun geçinip gidiyoruz. Ama özellikle “ufakufak”ın tahmin ettiğin eski bir rumuz olmasından ötürü tıpkı o eski rumuzda yaşanan gerilimlerin aynısını yine yaşattığını düşünüyorum. Bende beğenmediğim yazı ve yazarlara bazen yorumlar yapıyorum. Ama fark şu ki “ben bunu bunu yapmam” diyip sonra o eylemi gerçekleştirmemek..Yani bir kışkırtma var gibime geliyor
Fanatiklik iyi değil. Kalabalıklar yazıya değil yazara aşık olurlar genelde. Ahmet Altan’ın yazılarına bayılan, adama tapan, onu kadın ruhunu kadınlardan daha iyi anlayan yazar diye niteleyen bir bayan arkadaşım, bugün gazetesi aracılığı ile demokrasi mücadelesi yapıyor diye sildi onu. Üstelik yazma yeteneğini bile aşağılıyor artık. Çünkü gerçek değer vermeler değildi bunlar. Edebi romantizmlerdi. Bunlar nedensizdir ve zamanı gelince nedensiz bir şekilde kaybolur. Manson benim yazılarımı da beğenirdi ise beğendim der, beğenmese lafını oturtur. Yapmacık ve içten olmayan sözleri söyleyemiyor oluşu belki yadırgatıcı oluyor. Ama ben beni eleştirdiği zamanlarda da değer veriyorum bu kadının yorumlarına. Çünkü bir kişinin her yaptığını mutlak iyi yada mutlak kötü diye nitelemiyor. Duruma göre muamele çekiyor. Bir de kelebek böyledir. Harbi olmak gerek, hülasa.(sözlerimin amacı sadece manson’ın beğenmeyişidir. başalarının beğenisi ile alakadar değilim. yanlış yormayın sakın ha!)
manson; herşeyi getirip demokratlığa bağlamak, hayatta her zaman sevimli olmuyor…Özgürüm, fikrimi belirtirimi anlarım, peki. Ancak, saçma bulduğunu belirtmek için harcadığın mesaiyi anlamıyorum. Hele benim, çok saçma bulduğum metinler hatta mimler oluyor ama sırf bu gerekçeyle yorum yapmıyor, kendimi yormuyorum, yorum yorum…Yazıyı okuyup anlayamadığının sebebini, yazının saçma oluşundan hareket vermen ise apayrı bir konu. Anlamamış olabilirsin, ki normal elbet; bunu yazı saçma da ondan ben anlayamadım şeklinde bir eksene oturtamazsın, çok yüzeysel, anlamsız…
“Şiir dilinin kendine özgü yapısı konuşma dilinden sapmalarla, öne çıkartma ve düzenliliklerle sağlanmaktadır. Gündelik dilden sessel, sözcüksel, sözdizimsel, anlamsal her türlü sapma ile yineleme (uyaklar ve sözcük yinelemeleri) ve koşutluklar şiir dilinin öne çıkartılan özellikleridir.”teacher07’nin bu alıntısıyla yazmaya çalıştığım şiirimsimin tekrar okunması pek güzel olacaktır.tam da bunları yapmaya çalışan (kendi yazdığımı över konuma sokan sizlersiniz, utanıyorum bu durumdan) ve buna yaklaşan bir “dil” var bu dizelerde.bunu görmeyenleri kaleye mum dikmeye çağırıyorum artık…waterfairy, cemsiyah, odeon, bebecik, ortapedik,korsan71, bekunis, 68kuşağı, gecekarası, zeynep06, kozmikfay, edvarente, mocalte, pauqyln, prtsycsnsrq, portacee, kristaller, sarıleblebi, maviyazı, bioenerji, ardıç61, zaynakım, maksizkay, üsttire, simonlive…ne yani, beni beğenmiyür müsünüz gaffur lisanıncasöylersek…bu kabağın tadını saldığı mevzuu için sn. anthroyerinde bir cevap vermiş, sözü kendisine bırakıyorum, buyursun:”Çok tutulmak maharet değildir arkadaşlar. Kemiyet nerdeyse, orda keyfiyet düşmüş demektir. Yada başka bir ifade ile makusen mütenasiptir. Nicelik-nitelik çoğu zaman ters orantılıdır. Bu saçma tartışmayı da habire yapıp, bu tutma oyununu daha da alevlendirmeyin Allah aşkına! Bayıyor artık bu tartışma. Hoşlanmıyorsanız da görmezden gelin. Ya da kendi klanınızla sözleşme ayarlayıp kendi tutuş klanınınızı oluşturun.”
hiç önemi artık rica ederimones!burasının çivisi çıktı nasılsa…her şey serbest…şiiri şeeediim…şiir yazmaya çalışanı da yazanı eşek sudan gelinceye kadar (fiıl in dı bılenks)…hadi artık dağılalım (mı) çocuklar…gideryak bir de birkaç dize benden hedaye babında:göz altlarımda birikiyor şehrin kirikakara kikiri gülüşmeler kaçıncı mevkibir hüznün tek taş şelalesiakordeon ile udun düşeş aksi inan kieyvallah!
sizyeter kisıkılmayınmuhteremmansonilizedsizyeterkimayınsıkılıkılık ılık aksınkanımkanıksayıncümleten selamlar…not: bir şey yaptığım makaleci.batı cephesinde erich nöbette 😉
sizyeter kisıkılmayınmuhteremmansonilizedsizyeterkimayınsıkılıkılık ılık aksınkanımkanıksayıncümleten selamlar…not: bir şey yaptığım yok makaleci.batı cephesinde erich nöbette 😉
sizyeter kisıkılmayınmuhteremmansonilizedsizyeterkimayınsıkılıkılık ılık aksınkanımkanıksayıncümleten selamlar…not: bir şey yaptığım yok makaleci.batı cephesinde erich nöbette 😉
ufakufak, Alıntıyı boş yere bütün olarak vermedim… Sen işine gelen cümleleri ortaya atarak kendini kandırırsın ancak…
Ancak bu özelliklerin şiirin derin yapısında bir bağlılaşık bulma şartı vardır. Yani yapılan bir öne çıkartma anlama bir etkide bulunmuyorsa sadece yüzeyseldir ve şiirsel bir işlevi yoktur. Bazı sözcük ve dilbilgisi oyunları sadece moda olduğu için kullanıldığında şiire yarardan çok zarar verirler.
Ufakufak, bence sen bundan sonra Makaleci aracılığı ile yaz. Onun hesabından kendi rumuzunu altına iliştirip yaz. Hem Makaleci her seferinde acı çekmez. Senin yazılarına da daha bir yakın olur. Hem sen poleniklerle sıkılmazsın. Öbür taraftan da yazılarını yazmış olursun. Pek bi baki kalırsın bu hafif kubbede.Sadece bi fikir..
sana heves’i okumanı (dergidir, pan yayınları)salık veririm.yazdıklarıma sümük sürmek pek de yapıcı gelmiyor bana.unuttuğun şudur: muhteşem yazarım falan gibiiri iri laflar salmadım ortalık yere…âciz ruhun içinde sızıntı halindeki kanı, irini, gözyaşınıküçümseyeceğine, yere çalmaya uğraşacağına,samimiysen insan gibi, insanca, aşağılamadan,rumuzunla müsemma tavsiyelerde bulun jakobson makobson gibi ülema üstatların ardına sığınıp da sniper’lık yapmadan…samimi bir cümleye kafamı veren biriyimdir.ancak, nerede bir pusu, kumpas ve paslı birsustalı gördüğümde de acımam…mehmet öztek’in ben google değilim’ini oku!evet, anlama etkide bulunmaz dizelerim…şiirin derin yapısını kim ipler ki…yüzeyselliğe hastayım…hep yastayım…bu amatör şiir eleştirmenlerine çok hastayım…sözcük oyunları epey moda…moda’da demlenirken bu modaya uymayabayılırım…şiirim zarar mı görürmüş…okuyana bi’ şey olmasın şiirimi seviim!haa, hangi ciddi edebiyat dergisinde bir şiir kitabına ya da hangi şairin şiirine eleştirel gözle ve hangi yapısalcılık ekolüyle eleştiri yaptın da, yayınlandı?..çbu da meraklandırıcı bi mevzuu…o dergiyi/kitabı bulup feyz almak ister bu deli divane ve sünepe gönül…allahaısmarlamaknehoşinsanları…
anthro ben de seni adam sanmıştım, yazdığın birkaç paragraflık yorumundan alıntıladığım cümlelerine bakarak…yazık.çok talihsiz bir laf etmişsin.hatta epey bir terbiyesizlik etmişsin!kendi işine bak ve önüne dön ona buna akıl vereceğine!…kendine bak sen!edebinle, sağa sola bulaşarak bir de sensıçma bu blog’un altına…sonra da, vaaay ufakufak şunu demiş, bunu demişteraneleri…millet gelip ona buna laf sokacak, terbiyesizlik yapacak…eee?bize de, aman canım, burası böyle, ne var, sinirlenme, “he” de geç diye önerilerle itidal tavsiye edilsin…anthro gibi haddini bilmezler var oldukça,biz de bu edepsizlere gereken cevabı vereceğiz!bu kadar!çok uzattınız, yeter!
anthro ben de seni adam sanmıştım, yazdığın birkaç paragraflık yorumundan alıntıladığım cümlelerine bakarak…yazık.çok talihsiz bir laf etmişsin.hatta epey bir terbiyesizlik etmişsin!kendi işine bak ve önüne dön ona buna akıl vereceğine!…kendine bak sen!edebinle, sağa sola bulaşarak bir de sensıçma bu blog’un altına…sonra da, vaaay ufakufak şunu demiş, bunu demişteraneleri…millet gelip ona buna laf sokacak, terbiyesizlik yapacak…eee?bize de, aman canım, burası böyle, ne var, sinirlenme, “he” de geç diye itidal tavsiye edilsin…anthro gibi haddini bilmezler var oldukça,biz de bu edepsizlere gereken cevabı vereceğiz!bu kadar!çok uzattınız, yeter!
Ben polemik amaçlı yazmadım bunu. Samimi bir tavsiye idi. Muhtelif cevapları olabilirdi.* yok saol kardeş almıyım.* düşünmem lazım* anthro ben de seni adam sanmıştım, yazdığın birkaç paragraflık yorumundan alıntıladığım cümlelerine bakarak* anthro ben senin ta …ve sair çoğaltılabilecek cevaplar. Ben samimi olarak yazdığım için ilk iki türevi cevapları ciddiye alırım. Benim de huyum verdiğin cevap türü cevapları ciddiye almamaktır. Teklifimi ters nahiyeden almışsın. Mübarek olsun.Giderayak nezaketle selametle demiştim.Ben değişken olmayan üslübumla tekrar edeyim bu dileğimi.Arzu ve isteğin varsa polemik yapma konusunda. Bloglara baktığım kadarıyla yeterince bu konuda tartışabileceğin kişi var. Ama gözüm, beni sarmıyor bu mevzular. “Ben”, “sen”, “böyleymişin meğer”, “oldu mu bu ettiğin” türü bahisler beni açmıyor.Samimi ve artniyetsiz teklifim ters bir algılama ile reddedilmiş madem. Hadi giderayak tekrar selametle.. Ben her daim burdayım, bekleriz gene.
Oooof arkadaşlar rica ediyorumYa beğenen beğendiğini ifade etsinHata bulan doğru düzgün ifade etsinBeğenmeyen sevmeyen de es geçsin kardeşimBu kadar basit..Ama bu bir şiirŞiirde imla hatası dışında hata aranmazBu yazan kişiye en büyük haksızlıkHele hele anlamadım demek…Tek bir an vardır dökülüverir kelimeler, her birinin Binlerce sebebi vardır yanyana dizilmeye..Hala merak ediyorum “reçelli emzik” nedir diye, çözeceğim çözeceğim ama yazana asla sormayacağım..
yahu bir bırakın şu adamı be..bırakında rahat rahat yazsın.. ne tür bir hazımsızlık sizinkisi anlamadım..neyle beslesek dokunuyor bünyenize..anlamadınız mı, sevmediniz mi, geçiniz efendim, ne o öyle her seferinde durup durup, ‘yazmışsın ama saçmalamışsın’ nameleri…@lesorci hanfendiciğim,bir adam düşününüz sokakta ve üzerinde ‘absence of mind’ (anlamayanlar için =ben akılsızım biriyim, bir ikinci anlamı aklım başımda değil) yazan, siz de ona yaklaşıp diyorsunuz ki, ‘siz akılsız birisiniz’..şimdi sadece birkaç saniye kendi aklınızı ölçüp biçiniz..taa en başından kendime dediğim şeylerle gelmeyiniz bana lütfen..
oğuz atay abim benim!”canım isanlar sonunda bana bunu da yaptırdınız.”biz kimiz ki!şeyh gâlib’in ayağının kiri olamayız amabu şiire gıcık olanlar için kıl olanlar içinbüyük üstadın şu beytini yazmak elzem artık:zannetme ki şöyle böyle bir sözgel sen dahi söyle böyle bir sözbâki de durur mu?insan odur ki âyine-veş kalbi sâf olasinende n’eyler âdem isen kîne-i pelenghâmiş: sevgili deja, “Tek bir an vardır dökülüverir kelimeler, her birinin Binlerce sebebi vardır yanyana dizilmeye” terkibin için müteşekkirim.
reçelli emzik deyince aklıma tek bir şey geliyor benim.. bebekler emmezler, almak istemezler ağızlarına emziği, huysuzlanır dururlar.. ağzına tıkıştırmak gaylesiyle batırılır bir parça reçele tadını alsın da emsin diye..sesi kesilsin, cuk cuk etsin diye..ne saçmalıyorum ben ya.. reçelli emzik ne yahu.. nerede yazıyor dej…kaçırmışım ben..
:)sed yazan kişi siteden ayrılmış olduğu için yazılarına tek bir yerden ulaşamıyorum. Hangi yazıda olduğunu da çıkartamadım o ifadenin ama net aklımda hala şu anda, ama bulursam ilk işim burada yayınlamak olacak..
14Üst tür (+13)Etiketler: deneme, yanılma, hayat, insan, heves, edepölüm bir yalnıza lüküs türyanılma payın yaş ama tükürüktürölüm ün sesi ahmakların sırtındaacemi fi’gürdürşahdamarında ara kalp pimimat bir nefes kalsın geriyeerkekler dölü’r derdi babanneme nenemneme gerek böyle heyheylenmelerbu derin sarsıntıdaçan tantana bir bak, aynana, rujunaçan tanda ya lan bir edilmiş uç’urum varölüm, en çok bir ahmağa lüküs türölüm ensiz olunca çok pelür
Sevgili kardesim, Keske bu yazini yazi olarak sunsaydin bize. Yazilarini cok begenmeme ramen siirlerinden pek bi sey anlamiyorum. Birinci dörtlük eh iste ama ikinci ve ücüncü dörtlük hic olmamis. Tamam, kafiyeli siir tarzin olmaya bilir ama hic kafiye olmazsa da siir olmaz ki be kardesim. Neyse kusuruma bakma, senin gibi bir ustadan böylesi bir siir olmamali diye düsündügüm icin elestiri hakkimi kullandim. Kirdimsa pesinen özür dilerim…
böyle samimi eleştiriye susup dinlerim.biliniz ki, bu yazdığım şiirimsinin tarafımdan “bozulmuş” halidir. ne yazık ki!bir nevi protesto…bir nevi alın işte, “sadme” yerine “sarsıntı”itirazı…çalsın jazz band, oynasın bhaktin ile jakobson…haa, julia mı?julia kristeva mı?o masaya çıkmış efenim…acemi dansözler gibi garibim…yeter ki, “öğretmen”lerin gönlü olsun…neyse.hiç derdim değil…şiirimsimin ilk halini okuyabilseydiniz keşke…kafiyesiz şiir mevzuuna girmesek…kafiyey boğulmuş şiir de şey gibi…muza bal dökmüşüz de, üstüne çam fıstığı (şam, diyenler de var di mi?), bir de çilek reçeli, bir de krema…”usta” musta demişsiniz…yapmayın rica edicem…ustalığı kim kaybetti de biz bulalım…lütfen…şiirin kölesiyiz… şiirin talebesiyiz…şiirin köpeğiyiz…samimi, tertemiz eleştiriniz için teşekkürler…bu arada: zannediliyor ki, her yazdığımı beğenin, tutun mutun…ilgisi yok!sadece rumuza saldırmayın…şiire heves eden ruhları, bu kelimeyi nerden buldun, anlamadım, ne bu falan diye kösteklemeyin…bunun adı eleştiri değildir.bu şiire gönül düşürenleri kösteklemektir.laçakgönüllülük içinde bir şeyler karalayanlarıyılan gibi sokmak eleştiri falan değildir, düpedüzhor görmektir, hakir görmektir.o ciğere mudar demeyin, üç kuruşluk hevesimizi demudar etmeyin!allah razı olsun xnicox!
ooo, muhterem nur’ların en nûru…hoş geldiniz!”inan” olsun mevcudiyetinizi algılayınca,kan çanağı gözlerim ışıldadı…iyi de kıymetli nevdalist, müsademe-i efkârdan, bârika-i hakikat doğmuyor mu bu hiper hazımsızlık ortamında…ööle sade suda havan dövmece ha bire…
efenim hoşbulduk. hassas ve alıngan bünyenizi özlemişim.hakikat ise uzun zamandır görmek istemediğimiz bir şey. o yüzden ne desem sözler kifayetsiz kalacak.isterimki: bu sefer kaçıp gitmek yerine, dilaoğu seçin. belki bu hazımsızlıklarda anlamaya dönüşür.safız biz, salak değiliz diyerek inan’a da bir selam yollamış olalım.
kırıldığınız şiirin değişmesinden belli oluyor,oysa ben tekrar okumak istemiştim eserinizi göremeyince hayal kırıklığı yaşadım.şiirinizi anlamayanlara kırılarak yapılan bu davranışınızla şiirinizi çok beğenenlere haksızlık olmuş.
söz…bir daha eleştirinin e’sini dahi beceremeyenlerin”bu kelimeyi çok mu aradın” benzeri art niyet ve saldırı amacı güden ham sözlerini kale almayacağım.olumlu-olumsuz her tenkite açık olmak başka,bu kelimeyi çok mu aradın, demek başka…”sarsıntı”lı derin” eleştirel analizlere aynı “seviyede” cevap bile vermemek lazımmış meğer.azizim thing,maddeleştirdiğin yorumun için teşekkürler…iltifat kabul ederim, sağ ol!uyarılarını göz ardı etmeyeceğim.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
tek kelime; harika. tebrikler.
tam da zamanında bu yazı
Al da başını git diyor
iyi fikir
her zamanki gibi ne birşey anladım ne de hislendim. ama kimse çabalamadığımı söyleyemez.çantana bir bak, aynana, ay nanay ve rujunaşu bölümü özellikle saçma sapan buldum.
manson, ‘ölüm bir yalnıza lükstür’ ..saçma olamaz değil mi? ha gayret. 🙂
bu yazarın hiç bir dizesi saçma değildir
Dizelerinin anlatmak istediği hiçbir zaman saçma değildir. Anlayamıyorsak ayrı bir sorun..
saçma göreceli bir kavramdır bu tür bir yazıda. okuyucu karar verir.sizin ulvi birşeyler bulmanız ne kadar doğruysa benim saçma bulmam da o derece doğrudur.burada yazarı eleştirmiyorum zaten eleştirmek benim haddim değil. son derece samimi bir şekilde bu türde insanların ne bulduğunu kendimce anlamaya çalışıyorum.yazarı karıştırıp olayı kişiselleştirmeyi de doğru bulmuyorum. her yazarın saçmalıkları olabilir ayrıca. ama kişi a ben hasta olacağım bu yazarın her yazdığından anlam çıkarıp bayılacağım diyorsa ayrı. bu türü okumasamda iyi bir okur olarak birçok yazarın muhteşem eserler verip saçmaladığına şahit olmuşumdur.
özellikle aradınız mı bu sözcüğü…
ne yalan deyim hiç bişey anlamadım…
bu sözcüğü özeelikle aradın mı…
ne yalan diyeyim, hiç bişey anlamadım…
manson:ben de kendi kendime sorarım futboldan ne anlıyor bu insanlar diye..geçen bir arkadaşım şarap içerken ne anlıyorsunuz şu meretten dedi, bazen müzik dinlediğimde annem çıkışıverir ne anlıyorsun kızım bu işten diye.ben hiç futbol oynamadım işin aslı, oynasamda sevecek ruhu taşımıyorum sanırım..ama bu dizeler iyi geliyor bana..bazen insan yavan ekmeği bile tadını ala ala yiyebiliyor.zevk almıyorsan zorlamamalısın..bu içsel birşey sanırım.ha deyince olmuyor..ama okuyupta beğenenleri yadırgamamalısın..yazdığından anlam çıkarmak, onu özümsemek zenginliktir..tıpkı topun peşinden koşup zevk alabilmek gibi..bize çok görme..okuduğumuzdan tad almaktan ötesini yapamıyorken üstelik.
Retorik alfabe demek değil ki yazım yanlışın var diyerek yazı tarihimde bana ilk kez açıklama yaptırtan üyemizi sevgiyle anıyorum..
olay tam olarak bu. sizi zevk alıyorsunuz diye yargılasaydım herhalde ben neden zevk alamıyorum, acaba bana hitab etmeyen kısmı ne diye merak edip bunu dile getirmezdim.elbette bu her gönüle hitab eden güzel farklı.yadırgarım, anlamam ama dikkat ettiysen ne anlıyorsunuz yav bu yazıdan ehe ehe gibi bir tavırla ifade etmedim derdimi. olay net.
yalnızlık içini kanatan bir bıçak,talan edilmiş yüreği,hayal kırıklıkları var.yüreğinden kan damlatan aşk acısı var,aşkı yaşamak istiyor ama cesareti örselenmiş.yanlız ölmek istemez kimse ama ölürken de yanında götüremez.kendime göre yorumladım,yüreğinize sağlık.
manson aynı kulvardayız kesinlikle..
🙂 ben anlamamana birşey demedim sadece ufakufak’ın ne dediğini anlayamıyoruzdur demeye çalışmıştım.
yazdıklarımı, şurada şunu demek istemiştim gibisinden izah etmek gibi bir tavrı anlamsız, yersiz buluyorum.anlayan anlar.okuyan, alt metinleri ve dahimetinlerarası göndermeleri okuyanlar da anlar…yazılır ve fırlatılır boşluğa…asıl anlamadığım konu şudur Teacher07 ve aynıocağa odun taşıyanlar…bakın…bu sözcüğü çok mu aradın vb. “pop”ülüst snobizmkokan, belli bir “şiir okuma birikimine/toplamına “burun kıvırmaya yeltenen,”halkın seviyesine in” ya da “herkesin anlayacağısözcükler kullan” makamında şekillenengöz-akıl-his tembeli bir tavra sıcak bakamıyorum, bakamıyorum. bakmayacağım.yazı anında (bunu “şiir” -haddimize değil ya- yazmaya çalışanlar çok iyi bilir)bir kerede çıkan sözcüklerdir bunlar!bu sözcük cildinizi kızartmış olamaz değil mi?o halde bu alerji, bu huysuzlanma neyin nesidir?7’den 77’ye yazdıklarımı anlasınlar ereğiyle(bu sözcük de rahatsız etti mi?) oturmuyorum kâğıdın başına…şiir denen şey; yani benim gibi şiir tutkunu birininemekleme sürecinde olduğu sanat,bir yaşanmışlıklar deposudur, yaşanılanların tortusu, yaşanacakların ko(r)kusudur.şiir düşünen, hayata şiirin merceğinden bakanlarınalgılayabileceği bir hadisedir bu…arif susam’la göz pınarlarını nemlendirenlerin yazdıklarımı “saçma” bulmasından doğal neolabilir ki!cevap veriyorum, hemen laf yetiştireceğim diyeklavyeye saldırmayın.ayrıca, yazdıklarıma gıcık olan sn. mansonilized’in (yoksa -ın mı?) yazdığımı “anlamlı” bulmasıbeni sevindirmezdi!o ki, saçma buluyor, demek ki yolum doğrudur!ek olarak: saçma nedir?bana göre, yazdığım bu “şey”in saçma olduğununsöylenmesi “çok saçma”, hatta saçmasaban!saçmasapan, değil! hususiyetle, saçmasaban!lütfen bu yazılanların bir insan kalbinden, ruhundan südur (bunu da çok aramadım; “gerçek hayatımda” da bu kelimeleri kullanırım) ettiğinigöz ardı etmeyin.yalçın küçük’ün dediği gibi: beş taş oynamıyoruz burda!y. bonnefoy okuyoruz, dağlarca hatmediyoruz,somut şiiri inceliyoruz, artaud’nun (şarkıcı arto gibi telaffuz ediniz) “deli”liğindeki hikmete bakmaya çalışıyoruz bir elimizde rimbaud…aklımızın ermediği, yatmadığı her şeye “saçma” deme özgürlüğümüz varsa çok iyi:bu hafif çok saçma!bu hafif’te şiire heves eden bir şiir kölesinin yazdıklarına çok saçma, hiçbir şey anlamadım diyenler çok çok saçma!buyrun şimdi!
emrin olur kebap salonu
ayrıca küçük daları ben yarattım efendi olun.
eşsiz olup ta yazamayan insanlar kadar, eşsiz yazılar yazıp ta beş kuruş etmez insanlar da vardır kanımca.!.yazı ayrı bir şey,yazar ayrı…
sizin kesinlikle bir şiir kitabınız çıkmalı ufakufak, site ile sınırlı kalmayacağınızı ümid ediyorum…
bir de;hem eşsiz yazamayan,hem de insan da olamayancanlılar var…
bencede sayın ufakufak.Siz şiirimizde bence bir miladsınız
ve eşsiz yazıp, eşsiz olanlar da..
“Şiir ve dil bilinciŞiir dili gündelik dilden birçok özelliğiyle ayrıldığı için dil merkezli her türlü yaklaşımın odağında yer almıştır. Sessel ve semantik (anlamsal) düzeylerde konuşma dilinden ayrılır. Şiir olmayan metine anlamı yazarı tarafından yüklenirken şiir kendi anlamını kendi üretir. Şiirde anlamda çok okurun anlamlamasından söz edebiliriz. Roman Jakobson’a göre şiir dilin güzelduyusal işlevindedir.Şiir dilinin kendine özgü yapısı konuşma dilinden sapmalarla, öne çıkartma ve düzenliliklerle sağlanmaktadır. Gündelik dilden sessel, sözcüksel, sözdizimsel, anlamsal her türlü sapma ile yineleme (uyaklar ve sözcük yinelemeleri) ve koşutluklar şiir dilinin öne çıkartılan özellikleridir. Ancak bu özelliklerin şiirin derin yapısında bir bağlılaşık bulma şartı vardır. Yani yapılan bir öne çıkartma anlama bir etkide bulunmuyorsa sadece yüzeyseldir ve şiirsel bir işlevi yoktur. Bazı sözcük ve dilbilgisi oyunları sadece moda olduğu için kullanıldığında şiire yarardan çok zarar verirler.Şiiri düzyazıdan ayıran dilsel özelliklerden en önemlisi anlamın düzyazıda çizgisel olması, şiirde ise çizgisel olmayıp dolaylı olmasıdır. Düzyazıda yani şiir olmayan bir metinde anlam hazır olarak vardır ve gösteren-gösterilen ilişkisi açıktır. Şiirde ise gösteren için birden fazla gösterilen olabilir ve her okur farklı gösterileni anlam olarak algılayabilir. Yani belli ve tek bir anlamın varlığından söz etmek zordur.”Derya Çolpanincelemeni öneririm… Sayın ufakufak…
yahu adamı rahat bırakır mısınız!!!!!!!!!!!!!!!!yazsın, istediğini, istediği şekilde…beğenmeyen okumasınbu basit çözümü anlayamadınız gittibu kadar mı komlex olur insanlarda ya!!!rahat bırakın !
komplex elbette
🙂 takan yok beni pek ama işte ihtiyaç kendini ifade etme ihtiyacı .
herkesi küstürün kendi kendinize çalıp söyleyin,arada farklı ses çıkmayınca da birbirinizi yersiniz artık.
merak buyurmayın kardeşim…şimdi burada şairleri ve bu şairlerin poetikalarınıele alan kitaplarını, bhaktin’den çıkıp barthes’a uzanan bir listeyi yazmaya kalkarsam”entelektüel anarşizm” falan yaptığım yazılır, kendimi bir bok zannettiğimden çıkılır,benim yazdıklarımı niye tutmuyorsunuz bea,diye kolum kırılır yenim dışıma çıkarılır…o cihetle alıntınızı saygıyla karşılıyorum.eyvallah!ben muhteşem yazıyorum mu dedim?benim her yazdığım şiirde bir devrim midir dedim?gayet efendice yazıyoruz, bunu yazarken ruhumuzjiletlenmiştir o ayrı, arabesk duyarlılıklar yok mudur sanki bende, bu bedende?…ancak, bunu daha makul bir kılıfa sokmak için çırpınıyor kara kapkara denizim içimde…yazıyoruz ve sizlerle paylaşıyoruz.hadise bu!ama bunu bile ağız tadıyla yaşatmıyorsunuz adama!yok, sadmeyi nerden buldun; yok, bir şey anlamadım falan filan…şiir, anlaşılmak için değildir.ahmet güntan ile izzet yasar okumadığınızne kadar da belli!bu yüzden benden paso!buyrun geçin…hatta ezin geçin…
aynen katılıyorum benden de bu kadar.
seni okuyan ve sevenlere haksızlık etme, düşündüğünü de yapma sakın…rica ediyorum, lütfen
seni okuyan ve sevenlere haksızlık etme, düşündüğünü de yapma sakın…rica ediyorum, lütfen
makaleci DİYOR Kİ, (25 Temmuz 2008 14:31)yahu adamı rahat bırakır mısınız!!!!!!!!!!!!!!!!
adamı değil yazıyı eleştiriyorduk. adam geldi teacher manson diye girişti. olayı kişiselliştirdi. haliyle insanlarda alınmış olabilir. olmayadabilir tabi.
ağır,ağır çıkacaksın şu merdivenlerdeneteklerinde güneş rengi bir yığın yaprakve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak..sular sarardı..yüzün perde perde solmakta,kızıl havaları seyretki akşam olmakta…ahmet Haşimöyle parcalandım ki ömrümdesevgiyle öfke arasında,sevgimi öfke vurduöfkemi sevgi kaçırdıiçim paarcalandı aradabi de bi gün baktım gökyüzüne bi bayram gecesibi kestane fişeği açmış yedi rengimdenyağıyorum çocukların üstünecan yücelKamyona, yerli gelenekle,yüzüm açık yükleneceksem,bir şey damlayabilir alnıma bir güvercinden; uğurdur.Bando gelse de, gelmese de çocuklar gelecek yanıma,meraklıdır ölülere çocuklar.Bakacak arkamdan mutfak penceremiz.Balkonumuz geçirecek beni çamaşırlarıyla.Ben bu avluda bahtiyar yaşadım bilemediğiniz kadar.Avludaşlarım, uzun ömürler dilerim hepinize…NAZIM HİKMETPayı yok, apansız inen akşamdan,Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,Seni anlatabilsem seni…Yokluğun, Cehennemin öbür adıdırÜşüyorum, kapama gözlerini…Ahmet arifokuyamadıklarımız bunlar…
Mansondaha evvel hangisi olduğunu hatırlamadığım bir yazıda tarzın olmayan ya da beğenmediğin yazıları görmezden geldiğini yazmıştın yanılıyor muyum?
teacher07,iltifat telakkki ediyorum benim yazdıklarımlaalıntı yaptığınız bu dev isimleri…ahmet hâşim, can yücel, nâzım hikmet,ahmet ârif…eğer benimle kafa bulmuyorsanız tabii…bu üstatlarla aynı kefede olmak ne mümkün!lütfen, onlar elma ise ben armudun çekirdeği bile değilim!elmalarla armutları karıştırmayın, yazacaktım da…beklentiniz çok büyükmüş…ama bu beklentinize ucundan yaklaşmayı çok isterdim, o ayrı…ben ve benim gibiler en saf, en temiz, en samimihislerle şiire olan aşklarının tabii bir neticesinisizlerle paylaşıyorlar…hepsi bu!biraz da hadiseye bu açıdan bakınız…yasakmeyve, adam sanat, varlık alınız sürekli olarak…bu yüksek şiir açlığınızı ancak oralarda doyurabilirsiniz çünkü…haa, bir de sincan istasyonu ;)tabii ki hepsi kendi devirlerinde şiir anıtı olmuş bu şairlerin yanında esamim okunmaz, okunamaz…onlar tepeden tırnağa şairken, onlar benim dönem dönem şiirleriyle sarhoş olduğum ustalarımdır…tabii ki, onların yazdıklarına erişmemiz mümkün değildir!bunu mu bekliyorsunuz?!ne hata!ne iyimserlik!ne lütufkârlık!şiirimsilerimle geçici bir süreliğine rahatsızlık verdiğim için, cidden, özür dilerim.“ah kimselerin vakti yokdurup ince şeyleri anlamaya”
manson haddimi aşmak istemem ama ben de zerre zevk almadığım geyik sohbetlerinizi eleştirdiğim de okumayın geçin efendim sistem böyle işliyor demiştiniz..
dej evet ama son zamanlarda şiir yahut denemeler o kadar arttı ki ben de bu yazılarda ne oluyor da ben zevk alamıyorum diye düşündüm. yorum yaptığım ilk yazı bu değil pillipatinin ortancası, thing’in asminası, morfik’in yazısı. ama nedense ne zaman ufakufakın yazısına yorum yapsak ve allah korusun terbiyesizlik edip beğenmezsek bir fırça bir kıyamet.beğenmedim yazar da menun olmuş bak doğru yolda olduğunun kanıtı olarak görmüş.bu na yav. el aman.
hatırlıyorum absence geyiğin dibine vurup vurup sonra diğerlerini eleştirdiğiniz yazıdan bahsediyorsunuz absence. o yazıda da sizin de geyik yaptığınız konuşulmuştu. aynı hesap ben de fikrimi değiştirdim tıpkı sizin gibi.
geyikte bi san`attır bence..ayrıca geyik candır..
geyiğin biçimi, içeriği önemlidir..
geyiğin içeriği derken iç organları mı ?
Evet, iyi geyikçilerin eti güzel olur. Kötüler piyasa yapamaz burda. İyiler her zaman ayakta kalır.
etin güzelliği yediği ota bağlıdır. kekik yerse pek hoş olur.
kekik te olur keklikte..
Benim beklentim sizin kişiliğiniz, yeteneğiniz değil sayın ufakufak, farkında değilsin hala, ben dil konusunda tartışmadayım… O şairler birer dev, onlarla kimse yarışmaya girmez… Girmesine de gerekyok. Dili kullanışlar onları devleştirmiştir. Dikkatinizi çekmek istedim… hepsi bu
ben mansonun önüne koymuştum..sen mansonun arkasında duracağım derken senin de önüne denk düşmüş..şimdi çekil bakalım ordan..koş gel sen bir..bu ‘geyik’ lafı sensörlerinizi itekliyor sanırım..ne zaman desem başıma üşüşüyorsunuz..
kekliğin düz ovada yayılanı makbuldur ki bahsi geçen ovaya tarihte kuş seslerinin yayıldığı görülmüş hatta insanlar bu durumu hayran olup şaşırmıştır.
Bence bu blogtaki en kallavi edebiyatçılar, şu üstümde gördüğüm geyikçibaşıları. Kelimelerle nasıl da raks ediveriyollaa gözlerini sevdiklerim. Hay sözcüklerinizle bin yaşayın emi!
e.
Kimse açık konuşmuyor, ne güzel !Bir yazının hitap etmemesi başkadır, ben bunu sevmiyorum diyip “herkes düşüncesini paylaşmakta özgürdür” demek farklıdır .
hooop.
rica ederim lesorcier, ama lütfen benim için daha fazlasını yaratmayın..her zaman bu denli hızlı çözmek mümkün olmuyor..
dej daha net açıklar msın? tam olarak anlamadım.
hah bi bu eksikti. simdi de birbirinize düsün. bu ne laaayn! ceteler, gruplar derken cete ici hesaplaşmalar mı başladı? herkesi sakin olmaya çağırıyorum. gelenler parmağıma mum diksin
Rumuzumun hakkını ben versem Sayın Lö Soğ’siye hanfendicim?Benim için de buralarada olur muydunuz?
could it be you?
Bak Arrogante bana çözümü bulmuş. Ben zaten hilkat garibesi olmayı istemiştim çocukluğumda. Anthropos olmaktan vazcaydım. Hakiki bi anthro olucam ben.
düşünürmüş, sen varsındır da şimdi bir de..ben asıl ondan korkarım.
geyik yapmayı eleştirmei anlarım da, (onun bile savunuxusu olabilmek lazım bazen)iyi yazı yazan kıymetlere sahip çıkamamayı anlamıyorum
Ne saygısızım ben. Arrogante’nin linkini açmadan tahmin etmiştim. Ben bunlardan sanarak dedim onu. Onunki bi çizgi romanmış.
burada herseyden once bir ‘absence of respect’ durumu vuku buldu. bence ona el atalım acil..
iyi yazı yazançlara sahip çıkmak gibi bir misyon mu var ki makaleci. aferim onlara. sevenleri de okuyor. daha ne olacak ki. hem sen sevip sahip çıkıyorsun işte. herkesten de aynını beklemeyi de ben analmıyorum.olayların kaynağı ben ve teacherız ve ben yazının bir cümlesini saçma buldum dedim sadece. yazıyı ya da yazarı değil. neyi niçin savunduğunuzu anlamadım açıkçası. bu kadar mı fena sevmediğimizi belirtmek.
Açık olayım manson tabii kiAçık açık konuşayım. Şahsen çelişkiler gözüme batıyor ve genelde patlak verdiği içi bana da dahil olma hakkı doğuyor. Hem “tarzım olmayan, sevmediğim yazı ve yazarları görmezden gelirim” diyip hemde tarzın olmayan yazıları yorumlamak ve anlamaya çalışmak burada çizdiğin manson karakteriyle çok örtüşmüyor. Yanlışım varsa düzeltmeni rica ediyorum.Kendini zorlayacağını düşünmüyorum. Sonuçta herkesin bir tarzı var, benim yazdıklarımdan da hoşlanmıyor olabilirsin mesela, yorum da yapmıyorsun geçinip gidiyoruz. Ama özellikle “ufakufak”ın tahmin ettiğin eski bir rumuz olmasından ötürü tıpkı o eski rumuzda yaşanan gerilimlerin aynısını yine yaşattığını düşünüyorum. Bende beğenmediğim yazı ve yazarlara bazen yorumlar yapıyorum. Ama fark şu ki “ben bunu bunu yapmam” diyip sonra o eylemi gerçekleştirmemek..Yani bir kışkırtma var gibime geliyor
Fanatiklik iyi değil. Kalabalıklar yazıya değil yazara aşık olurlar genelde. Ahmet Altan’ın yazılarına bayılan, adama tapan, onu kadın ruhunu kadınlardan daha iyi anlayan yazar diye niteleyen bir bayan arkadaşım, bugün gazetesi aracılığı ile demokrasi mücadelesi yapıyor diye sildi onu. Üstelik yazma yeteneğini bile aşağılıyor artık. Çünkü gerçek değer vermeler değildi bunlar. Edebi romantizmlerdi. Bunlar nedensizdir ve zamanı gelince nedensiz bir şekilde kaybolur. Manson benim yazılarımı da beğenirdi ise beğendim der, beğenmese lafını oturtur. Yapmacık ve içten olmayan sözleri söyleyemiyor oluşu belki yadırgatıcı oluyor. Ama ben beni eleştirdiği zamanlarda da değer veriyorum bu kadının yorumlarına. Çünkü bir kişinin her yaptığını mutlak iyi yada mutlak kötü diye nitelemiyor. Duruma göre muamele çekiyor. Bir de kelebek böyledir. Harbi olmak gerek, hülasa.(sözlerimin amacı sadece manson’ın beğenmeyişidir. başalarının beğenisi ile alakadar değilim. yanlış yormayın sakın ha!)
manson; herşeyi getirip demokratlığa bağlamak, hayatta her zaman sevimli olmuyor…Özgürüm, fikrimi belirtirimi anlarım, peki. Ancak, saçma bulduğunu belirtmek için harcadığın mesaiyi anlamıyorum. Hele benim, çok saçma bulduğum metinler hatta mimler oluyor ama sırf bu gerekçeyle yorum yapmıyor, kendimi yormuyorum, yorum yorum…Yazıyı okuyup anlayamadığının sebebini, yazının saçma oluşundan hareket vermen ise apayrı bir konu. Anlamamış olabilirsin, ki normal elbet; bunu yazı saçma da ondan ben anlayamadım şeklinde bir eksene oturtamazsın, çok yüzeysel, anlamsız…
“Şiir dilinin kendine özgü yapısı konuşma dilinden sapmalarla, öne çıkartma ve düzenliliklerle sağlanmaktadır. Gündelik dilden sessel, sözcüksel, sözdizimsel, anlamsal her türlü sapma ile yineleme (uyaklar ve sözcük yinelemeleri) ve koşutluklar şiir dilinin öne çıkartılan özellikleridir.”teacher07’nin bu alıntısıyla yazmaya çalıştığım şiirimsimin tekrar okunması pek güzel olacaktır.tam da bunları yapmaya çalışan (kendi yazdığımı över konuma sokan sizlersiniz, utanıyorum bu durumdan) ve buna yaklaşan bir “dil” var bu dizelerde.bunu görmeyenleri kaleye mum dikmeye çağırıyorum artık…waterfairy, cemsiyah, odeon, bebecik, ortapedik,korsan71, bekunis, 68kuşağı, gecekarası, zeynep06, kozmikfay, edvarente, mocalte, pauqyln, prtsycsnsrq, portacee, kristaller, sarıleblebi, maviyazı, bioenerji, ardıç61, zaynakım, maksizkay, üsttire, simonlive…ne yani, beni beğenmiyür müsünüz gaffur lisanıncasöylersek…bu kabağın tadını saldığı mevzuu için sn. anthroyerinde bir cevap vermiş, sözü kendisine bırakıyorum, buyursun:”Çok tutulmak maharet değildir arkadaşlar. Kemiyet nerdeyse, orda keyfiyet düşmüş demektir. Yada başka bir ifade ile makusen mütenasiptir. Nicelik-nitelik çoğu zaman ters orantılıdır. Bu saçma tartışmayı da habire yapıp, bu tutma oyununu daha da alevlendirmeyin Allah aşkına! Bayıyor artık bu tartışma. Hoşlanmıyorsanız da görmezden gelin. Ya da kendi klanınızla sözleşme ayarlayıp kendi tutuş klanınınızı oluşturun.”
bence makaleci de çok haklı manson..
bence ufalufal da haklı manson..
ufakufak olucaktı..pardones
Bence herkes kendince haklı. Eleştirirken art niyetli olunmasın da.. Hemfikir olunması zaten mümkün deel.
hiç önemi artık rica ederimones!burasının çivisi çıktı nasılsa…her şey serbest…şiiri şeeediim…şiir yazmaya çalışanı da yazanı eşek sudan gelinceye kadar (fiıl in dı bılenks)…hadi artık dağılalım (mı) çocuklar…gideryak bir de birkaç dize benden hedaye babında:göz altlarımda birikiyor şehrin kirikakara kikiri gülüşmeler kaçıncı mevkibir hüznün tek taş şelalesiakordeon ile udun düşeş aksi inan kieyvallah!
makaleci yazmamaya çalışıyorum rica ederim uzatmayın. ille de uzatacağım derseniz yanıtlamamamı kabalığıma değil sıkılmış olmama verin.
ufakufak, yapma bunu…
sizyeter kisıkılmayınmuhteremmansonilizedsizyeterkimayınsıkılıkılık ılık aksınkanımkanıksayıncümleten selamlar…not: bir şey yaptığım makaleci.batı cephesinde erich nöbette 😉
sizyeter kisıkılmayınmuhteremmansonilizedsizyeterkimayınsıkılıkılık ılık aksınkanımkanıksayıncümleten selamlar…not: bir şey yaptığım yok makaleci.batı cephesinde erich nöbette 😉
sizyeter kisıkılmayınmuhteremmansonilizedsizyeterkimayınsıkılıkılık ılık aksınkanımkanıksayıncümleten selamlar…not: bir şey yaptığım yok makaleci.batı cephesinde erich nöbette 😉
ufakufak, Alıntıyı boş yere bütün olarak vermedim… Sen işine gelen cümleleri ortaya atarak kendini kandırırsın ancak…
burayı da dikkate almalısın…:((
Ufakufak, bence sen bundan sonra Makaleci aracılığı ile yaz. Onun hesabından kendi rumuzunu altına iliştirip yaz. Hem Makaleci her seferinde acı çekmez. Senin yazılarına da daha bir yakın olur. Hem sen poleniklerle sıkılmazsın. Öbür taraftan da yazılarını yazmış olursun. Pek bi baki kalırsın bu hafif kubbede.Sadece bi fikir..
sana heves’i okumanı (dergidir, pan yayınları)salık veririm.yazdıklarıma sümük sürmek pek de yapıcı gelmiyor bana.unuttuğun şudur: muhteşem yazarım falan gibiiri iri laflar salmadım ortalık yere…âciz ruhun içinde sızıntı halindeki kanı, irini, gözyaşınıküçümseyeceğine, yere çalmaya uğraşacağına,samimiysen insan gibi, insanca, aşağılamadan,rumuzunla müsemma tavsiyelerde bulun jakobson makobson gibi ülema üstatların ardına sığınıp da sniper’lık yapmadan…samimi bir cümleye kafamı veren biriyimdir.ancak, nerede bir pusu, kumpas ve paslı birsustalı gördüğümde de acımam…mehmet öztek’in ben google değilim’ini oku!evet, anlama etkide bulunmaz dizelerim…şiirin derin yapısını kim ipler ki…yüzeyselliğe hastayım…hep yastayım…bu amatör şiir eleştirmenlerine çok hastayım…sözcük oyunları epey moda…moda’da demlenirken bu modaya uymayabayılırım…şiirim zarar mı görürmüş…okuyana bi’ şey olmasın şiirimi seviim!haa, hangi ciddi edebiyat dergisinde bir şiir kitabına ya da hangi şairin şiirine eleştirel gözle ve hangi yapısalcılık ekolüyle eleştiri yaptın da, yayınlandı?..çbu da meraklandırıcı bi mevzuu…o dergiyi/kitabı bulup feyz almak ister bu deli divane ve sünepe gönül…allahaısmarlamaknehoşinsanları…
sadece öneri öyle mi?sadece seviyesizlik…
Selametle ufakufak..
anthro ben de seni adam sanmıştım, yazdığın birkaç paragraflık yorumundan alıntıladığım cümlelerine bakarak…yazık.çok talihsiz bir laf etmişsin.hatta epey bir terbiyesizlik etmişsin!kendi işine bak ve önüne dön ona buna akıl vereceğine!…kendine bak sen!edebinle, sağa sola bulaşarak bir de sensıçma bu blog’un altına…sonra da, vaaay ufakufak şunu demiş, bunu demişteraneleri…millet gelip ona buna laf sokacak, terbiyesizlik yapacak…eee?bize de, aman canım, burası böyle, ne var, sinirlenme, “he” de geç diye önerilerle itidal tavsiye edilsin…anthro gibi haddini bilmezler var oldukça,biz de bu edepsizlere gereken cevabı vereceğiz!bu kadar!çok uzattınız, yeter!
anthro ben de seni adam sanmıştım, yazdığın birkaç paragraflık yorumundan alıntıladığım cümlelerine bakarak…yazık.çok talihsiz bir laf etmişsin.hatta epey bir terbiyesizlik etmişsin!kendi işine bak ve önüne dön ona buna akıl vereceğine!…kendine bak sen!edebinle, sağa sola bulaşarak bir de sensıçma bu blog’un altına…sonra da, vaaay ufakufak şunu demiş, bunu demişteraneleri…millet gelip ona buna laf sokacak, terbiyesizlik yapacak…eee?bize de, aman canım, burası böyle, ne var, sinirlenme, “he” de geç diye itidal tavsiye edilsin…anthro gibi haddini bilmezler var oldukça,biz de bu edepsizlere gereken cevabı vereceğiz!bu kadar!çok uzattınız, yeter!
şunu eklemezsem hatırım kalır:anthro, çok kılsın.
Ben polemik amaçlı yazmadım bunu. Samimi bir tavsiye idi. Muhtelif cevapları olabilirdi.* yok saol kardeş almıyım.* düşünmem lazım* anthro ben de seni adam sanmıştım, yazdığın birkaç paragraflık yorumundan alıntıladığım cümlelerine bakarak* anthro ben senin ta …ve sair çoğaltılabilecek cevaplar. Ben samimi olarak yazdığım için ilk iki türevi cevapları ciddiye alırım. Benim de huyum verdiğin cevap türü cevapları ciddiye almamaktır. Teklifimi ters nahiyeden almışsın. Mübarek olsun.Giderayak nezaketle selametle demiştim.Ben değişken olmayan üslübumla tekrar edeyim bu dileğimi.Arzu ve isteğin varsa polemik yapma konusunda. Bloglara baktığım kadarıyla yeterince bu konuda tartışabileceğin kişi var. Ama gözüm, beni sarmıyor bu mevzular. “Ben”, “sen”, “böyleymişin meğer”, “oldu mu bu ettiğin” türü bahisler beni açmıyor.Samimi ve artniyetsiz teklifim ters bir algılama ile reddedilmiş madem. Hadi giderayak tekrar selametle.. Ben her daim burdayım, bekleriz gene.
şairin o sevdiğim sözünü buraya da eklemeden duramayacağım..’okuduğun kitap benim kitabım,ama öyle berbat okuyorsun ki,senin gibi oluyor’
Oooof arkadaşlar rica ediyorumYa beğenen beğendiğini ifade etsinHata bulan doğru düzgün ifade etsinBeğenmeyen sevmeyen de es geçsin kardeşimBu kadar basit..Ama bu bir şiirŞiirde imla hatası dışında hata aranmazBu yazan kişiye en büyük haksızlıkHele hele anlamadım demek…Tek bir an vardır dökülüverir kelimeler, her birinin Binlerce sebebi vardır yanyana dizilmeye..Hala merak ediyorum “reçelli emzik” nedir diye, çözeceğim çözeceğim ama yazana asla sormayacağım..
yahu bir bırakın şu adamı be..bırakında rahat rahat yazsın.. ne tür bir hazımsızlık sizinkisi anlamadım..neyle beslesek dokunuyor bünyenize..anlamadınız mı, sevmediniz mi, geçiniz efendim, ne o öyle her seferinde durup durup, ‘yazmışsın ama saçmalamışsın’ nameleri…@lesorci hanfendiciğim,bir adam düşününüz sokakta ve üzerinde ‘absence of mind’ (anlamayanlar için =ben akılsızım biriyim, bir ikinci anlamı aklım başımda değil) yazan, siz de ona yaklaşıp diyorsunuz ki, ‘siz akılsız birisiniz’..şimdi sadece birkaç saniye kendi aklınızı ölçüp biçiniz..taa en başından kendime dediğim şeylerle gelmeyiniz bana lütfen..
oğuz atay abim benim!”canım isanlar sonunda bana bunu da yaptırdınız.”biz kimiz ki!şeyh gâlib’in ayağının kiri olamayız amabu şiire gıcık olanlar için kıl olanlar içinbüyük üstadın şu beytini yazmak elzem artık:zannetme ki şöyle böyle bir sözgel sen dahi söyle böyle bir sözbâki de durur mu?insan odur ki âyine-veş kalbi sâf olasinende n’eyler âdem isen kîne-i pelenghâmiş: sevgili deja, “Tek bir an vardır dökülüverir kelimeler, her birinin Binlerce sebebi vardır yanyana dizilmeye” terkibin için müteşekkirim.
devajuu 🙂
reçelli emzik deyince aklıma tek bir şey geliyor benim.. bebekler emmezler, almak istemezler ağızlarına emziği, huysuzlanır dururlar.. ağzına tıkıştırmak gaylesiyle batırılır bir parça reçele tadını alsın da emsin diye..sesi kesilsin, cuk cuk etsin diye..ne saçmalıyorum ben ya.. reçelli emzik ne yahu.. nerede yazıyor dej…kaçırmışım ben..
:)sed yazan kişi siteden ayrılmış olduğu için yazılarına tek bir yerden ulaşamıyorum. Hangi yazıda olduğunu da çıkartamadım o ifadenin ama net aklımda hala şu anda, ama bulursam ilk işim burada yayınlamak olacak..
…
Sevgili kardesim, Keske bu yazini yazi olarak sunsaydin bize. Yazilarini cok begenmeme ramen siirlerinden pek bi sey anlamiyorum. Birinci dörtlük eh iste ama ikinci ve ücüncü dörtlük hic olmamis. Tamam, kafiyeli siir tarzin olmaya bilir ama hic kafiye olmazsa da siir olmaz ki be kardesim. Neyse kusuruma bakma, senin gibi bir ustadan böylesi bir siir olmamali diye düsündügüm icin elestiri hakkimi kullandim. Kirdimsa pesinen özür dilerim…
böyle samimi eleştiriye susup dinlerim.biliniz ki, bu yazdığım şiirimsinin tarafımdan “bozulmuş” halidir. ne yazık ki!bir nevi protesto…bir nevi alın işte, “sadme” yerine “sarsıntı”itirazı…çalsın jazz band, oynasın bhaktin ile jakobson…haa, julia mı?julia kristeva mı?o masaya çıkmış efenim…acemi dansözler gibi garibim…yeter ki, “öğretmen”lerin gönlü olsun…neyse.hiç derdim değil…şiirimsimin ilk halini okuyabilseydiniz keşke…kafiyesiz şiir mevzuuna girmesek…kafiyey boğulmuş şiir de şey gibi…muza bal dökmüşüz de, üstüne çam fıstığı (şam, diyenler de var di mi?), bir de çilek reçeli, bir de krema…”usta” musta demişsiniz…yapmayın rica edicem…ustalığı kim kaybetti de biz bulalım…lütfen…şiirin kölesiyiz… şiirin talebesiyiz…şiirin köpeğiyiz…samimi, tertemiz eleştiriniz için teşekkürler…bu arada: zannediliyor ki, her yazdığımı beğenin, tutun mutun…ilgisi yok!sadece rumuza saldırmayın…şiire heves eden ruhları, bu kelimeyi nerden buldun, anlamadım, ne bu falan diye kösteklemeyin…bunun adı eleştiri değildir.bu şiire gönül düşürenleri kösteklemektir.laçakgönüllülük içinde bir şeyler karalayanlarıyılan gibi sokmak eleştiri falan değildir, düpedüzhor görmektir, hakir görmektir.o ciğere mudar demeyin, üç kuruşluk hevesimizi demudar etmeyin!allah razı olsun xnicox!
“murdar”dır, yaygın yanlış olan “mundar” da değil!
serdarsabri’nin deyimiyle sizi bir dürten olmasa kıpırdamayacaksınız, ufakufak!kavga iyidir, iyi.
ooo, muhterem nur’ların en nûru…hoş geldiniz!”inan” olsun mevcudiyetinizi algılayınca,kan çanağı gözlerim ışıldadı…iyi de kıymetli nevdalist, müsademe-i efkârdan, bârika-i hakikat doğmuyor mu bu hiper hazımsızlık ortamında…ööle sade suda havan dövmece ha bire…
rev: iyi de kıymetli nevdalist, müsademe-i efkârdan, bârika-i hakikat doğmuyor ki bu hiper hazımsızlık ortamında…
efenim hoşbulduk. hassas ve alıngan bünyenizi özlemişim.hakikat ise uzun zamandır görmek istemediğimiz bir şey. o yüzden ne desem sözler kifayetsiz kalacak.isterimki: bu sefer kaçıp gitmek yerine, dilaoğu seçin. belki bu hazımsızlıklarda anlamaya dönüşür.safız biz, salak değiliz diyerek inan’a da bir selam yollamış olalım.
yeni başlıkları sevdim:)
kırıldığınız şiirin değişmesinden belli oluyor,oysa ben tekrar okumak istemiştim eserinizi göremeyince hayal kırıklığı yaşadım.şiirinizi anlamayanlara kırılarak yapılan bu davranışınızla şiirinizi çok beğenenlere haksızlık olmuş.
söz…bir daha eleştirinin e’sini dahi beceremeyenlerin”bu kelimeyi çok mu aradın” benzeri art niyet ve saldırı amacı güden ham sözlerini kale almayacağım.olumlu-olumsuz her tenkite açık olmak başka,bu kelimeyi çok mu aradın, demek başka…”sarsıntı”lı derin” eleştirel analizlere aynı “seviyede” cevap bile vermemek lazımmış meğer.azizim thing,maddeleştirdiğin yorumun için teşekkürler…iltifat kabul ederim, sağ ol!uyarılarını göz ardı etmeyeceğim.
ben de inan üstadımıza, tez teskereler dilerim hayırlısıyla…
Orjinalini okumayı tercih ediyoruz..hamiş: arrogante aşağıda mahsur kalmış gibi:)
deja:):)