bildirgec.org

SIMONLIVE

11 yıl önce üye olmuş, 19 yazı yazmış. 489 yorum yazmış.

Ela Sen Beni Mahvettin!

SIMONLIVE | 22 August 2008 17:20

İş çıkışı buluşmak için sözleştik. Ben 22.00 de ancak işten ayrılabiliyorum. Ela ise 17.00’de işten çıkmış oluyor. Arada geçen sürede beni beklemesi gerekiyor. Doğal olarak sıkılıp, bunalıyor ve o geçen sürede aklını tamamen bana takmış oluyor. Kızamıyorum da bu durumuna çünkü ben de onu o kadar saat beklemek zorunda kalsam herhalde onun yaptığını yapardım ama o kadar abartmazdım.Bir mesajını okumadan ikinci mesajı geliyor. Ben gelen mesajları mı okuyayım yoksa onlara cevap mı yazayım. Bu kadar vaktim olsa zaten ben iş yerinde niye durayım çıkıp Ela’nın yanına giderim. Yine de onu haklı görerek bir süre bu duruma ayak uydurmaya çalıştım ama Ela’ya yetişmem mümkün değil. Yetişemeyince görüştüğümüzde sitem etmesi ise dayanılmaz bir durum.İş toplantılarında telefonlarımızı yanımıza almıyoruz sekreter olarak görev yapanlara bırakıyoruz. Benim telefonuma gelen aramalar ve mesajlara da Fatih adında bir arkadaş bakıyor. Toplantılarımız sık olduğundan Fatih benimle ilgili her konuya vakıf oluyor bu olay sonucunda Ela ile de çok yakından ilgili ve bilgili olmuş oldu. Her ne kadar bu durum beni rahatsız etse de yapılacak başka bir şey yok. Ela’ya defalarca söyledim mesajlarına cevap verme konusunda yetişemiyorum ve bu durum beni üzüyor istersen her toplantıya gireceğimde sana haber vereyim ve ben toplantıdan çıkana kadar yazma diye.Bu uyarımı Ela farklı algıladı ve bana gücendi. Ertesi gün bana hiç mesaj yazmadı. Ben öyle alışmışım ki onun mesajlarına o gün gelmediği halde sık sık telefonuma baktım mesaj var mı diye. Akşamı zor ettim. Güzel bir plan yaptım onun gönlünü alayım diye. Güzel bir geceydi, ilk başta zor oldu ama sonuna doğru her şey tatlıya bağlanmıştı. Olan benim mesai saatlerim içinde onun mesaj yazmaya hakkı olduğu konusunda fikir birliği ile bitti.Sıra geldi Fatih’i ayarlamaya aldım karşıma “bak ben bu kızı seviyorum ve onunla ileriye dönük planlarım var yazma desem darılıyor, yaz desem ben yetişemiyorum. Senden bana bu konuda da yardım etmeni bekliyorum” dedim. Hala böyle bir şeyi kendi rızam ile nasıl istedim ve nasıl kabullendim bilemiyorum.
Fatih’i severim ve güvenirim çok iyi niyetli ve güvenilir bir insandır ama yine de benim yerime Ela ile mesajlaşması beni deli ediyor. Toplantılarda aklım hep telefonumda kalıyor.
Başlarım dedim böyle aşkın ızdırabına aldım telefonumu yanıma soktum masanın altına Ela yazıyor ben yazıyorum. Ben yazdıkça Ela yazmaya devam ediyor. Ellerim masanın altında sürekli mesaj yamakla meşgul gözlerim bir telefonun ekranında, bir toplantı salonunda bana bakan var mı diye kontrol ediyorum.Bu iş böyle nereye gider ki?

Ela ile tanışmamız…

SIMONLIVE | 17 August 2008 16:40

Adı Ela değil ama ruhu ela, gözleri ela, dokunuşu ela hatta “ela” sadece o diyebileceğim kadar ela. Rutin bir iş toplantısıydı, öyle alıştım ki artık bu toplantılara benim için heyecanını yitirmişti. Oysa bu toplantılara katıldığım ilk acemilik dönemlerinde büyük heyecan duyardım. Yeni insanları ve aynı sektördekileri tanımak hoşuma giderdi.Sıradan bir gece gibi başladı. Toplantının yapıldığı alan yine çok güzel hazırlanmıştı. Eski arkadaşlarla karşılaşınca seviniyordum. Yenileri ile tanışmak için sabırsızlanırdım. Diyorum ya artık bu tip heyecanlarım kalmamıştı. Eski bir arkadaşımla karşılaştım çok sevindim. Yanında arkadaşları da vardı, tanıştırdı. Ela ile tokalaşırken gözlerim elasına takıldı. Bu nasıl bir ela?Sanki göz bebeğinin iris bölümünde hareket eden bir su var ve rengi de ela olduğundan ela yüzüyor gibi. Ben bunu anlatamayacağım, anladım o nedenle de o suda kendi halimde yüzeyim. Yüzerken derinlere de açılsam boğulmuyorum sadece âlem değiştiriyorum. Hangisi daha korkunç bilemiyorum. Kıza dalıp gidiyorum. İyi yüzme bilirim ama bu başka…
Ela ile ela olmak istiyorum.

Kaç yıldır bekliyorum seni, nerelerdeydin?

SIMONLIVE | 17 August 2008 16:19

Uzun süredir iş yoğunluğumdan önümü göremez haldeydim. Seni gördüğüm de ise silindi her şeyim. Eskisi gibi sadece işimi düşünmüyorum artık. Sen gelince aklıma işimi bile düşünemez oldum. Senin yüzünden işimle ilgili hatalar yapıyorum. Sana kızıyorum, aklımı başımdan aldın diye. Sinirim çabuk geçiyor. “O”’nun ne suçu var kafası dağınık olan sensin diyorum.Ela gözlerini aklımdan bir çıkarsam hata yapmam ama çıkaramıyorum.Adını da koyamadım henüz sana sevda çiçeğim mi desem yoksa aşk perisi mi? Adını kendin seç. Adını ne koyarsan koy kabulümdür. Adı olmasa bile razıyım. Yeter ki sen hep gözlerime öyle bak.
Ela ela…Yanında iken su gibi akıp giden saatler sen yokken sanki duruyor. Akrep ve yelkovan bizi kıskanıyor. Sen yanımda iken saate bakmaya korkuyorum. Külkedim benim saatini geçirmeden eve gitmesi gerekiyor.Acıktım dediğimde elinle yüzüme dokunduğun an bende midemi unuttuğum, evreni unuttum, kendimi unuttum bir tek ela gözlerin vardı. Çok güzel bakıyorsun demiş miydim?
Dememişsem şayet eşeklik etmişim. Bir daha olmaz, sabah olsun ilk işim sana “ çok güzel bakıyorsun” diye mesaj çekmek olacak. Çünkü ela ela çok güzel bakıyorsun…

Kadın Olmak Ne Zormuş, Seni Tanıdığımda Anladım…

SIMONLIVE | 03 August 2008 08:47

Başka bir il ama aynı arkadaşlar ile çalışıyorum. Ortam yabancı gelmiyorsa da yeni arkadaşlar var. Henüz burada çalışmaya başlayalı bir hafta bile dolmamışken iş yerinde ve yeni evimde ortama ısınmaya çalışıyorum. Çabuk kaynaştımİş çıkışı ortamda eski ama bana yeni olan Gamze adında çok şirin bir bayan arkadaş “eve giderken beni de bırakır mısın?” dedi.”bırakırım ama önce eve uğramam lazım kirli gömleklerimi alıp arkadaşın evine geçeceğim” dedim. Kabul etti.

İş yerinden birlikte çıktık, önce benim eve uğrayacağız sonra onu bırakıp ben arkadaşımın evine gideceğim. İlk olarak benim eve uğradık apar topar kirli gömleklerimi doldurdum. Gömlek harici kirlilerimi de ayrı bir çantaya koydum. Kapıdan çıkmak üzereydik telefonum çaldı. Gamze elimdeki çantaları aldı ben telefonla rahat görüşeyim diye. Bir yandan da arabanın anahtarını çıkarmaya çalışırken ne görelim!!!“Senin evinden çıkarken gördüler” de…
“Ben kendimi nasıl açıklarım onlara şimdi” haklı ben bile kendimi değil kızın bu halini, düştüğü durumu düşünüyorum.
“Al şu kirlilerini beni de kirletti, adım çıkacak şimdi” gibilerden verip veriştiriyor. Ne yapsan ne desem sakinleşmiyor da…İçimden” hay” dedim, “seni alanı da, eline çantaları vereni de,hay kirli gömleklerimin de …. “ diyerek durumu kafamda toparlamaya çalışıyorum.Bana da “zampara” diyebilirler ama buna ben bile inanmadım. Zaten sadece Gamze’yi sakinleştirmek için saçmalıyordum. Hiç susmuyor ki ben kafamı toplayayım da ona düzgün iki laf edeyim.Bir çığlık koptu “aaaaaaaaaaa”Neye uğradığımı şaşırdım benim kirli çamaşırlar yaramazlık mı yaptı yoksa diye….
“ineceğim yeri geçmişsin geri dönmelisin şuradan” demez mi, iyi de ben nereden bileyim bana nerede ineceğini söyledin mi?Sanki daha önceden onu evine bırakmışım da yolunu ve ineceği yeri biliyormuşum gibi bağırıyor.

Muharrem Ağabey Deli Ettin Hepimizi

SIMONLIVE | 29 July 2008 10:02

Apartmanda hepimizi deli eder “Muharrem Abi”, kavga etmediği yoktur. Apartmanın güvenlik görevlisi Muharrem abiyi görüp kapıyı açınca yanında durup
“kapıyı neden açtın” demiş.

Güvenlikçimiz de “Muharrem Bey sizin geldiğinizi gördüğüm için açtım” demiş.
“Madem kapıyı sen açacaksın ben niye bu aleti (kapının uzaktan kumandası) taşıyayım ki, benim arabamla başkası gelse içeri alacaksın yani? Ben buraya bu kadar parayı bunun için mi ödedim?” diyerek yaptığı incelik için teşekkür bekleyen güvenlikçiyi de deli etmeyi başarmıştır.

Lütfen Bana Lütfen Deme Lütfen…

SIMONLIVE | 22 July 2008 12:00

Kristalleşmiş anılarım,dün yine sen uyurken ben seni düşündüm.Resmini çıkarmıştım yerinden böylece daha az hatırlayacaktım seni.O bile kar etmedi,resmini çıkarmakla hayatımdan çıkamayacağını anladım madem durum bu bari resmine rahatça bakayım diye ait olduğu yere geri koydum,yüreğimi de arasına sıkıştırdım. Kımız sarhoşluğunda aklımda dudakların…Utangaç gülüşün…Sessizce öpüşün…Neden uzaksın şimdi yokluğunda arıyorum kendimi.Şu an üzerinde ne var,akşam yemekte ne yedin ki,şimdi rüyada mısın?Sen uyurken ben yine senin deryana daldım,unuttum uykuyu deryanın seyrine daldım.Sabah işe geç kalacağım geliyor aklıma yine de yatamıyorum ben bunu sana 04.14’de yazıyorum.

Sahip Olsaydım Eğer…

SIMONLIVE | 20 July 2008 16:00

Sahip olsaydım eğer
Neler vermek isterdim sana
El değmemişinden bir bulut
Tozlanmamış bir yıldız

Sana özel gökkuşağı
Sadece seni soğutan ırmak
Bakınca sen olan deniz
Dokununca yakan sahra

Saçlarını dağıtan fırtına
Yüreğimi de ellerine
Hoyratça sev isterdim
Esirgemeden kendini

Lodos ile üşüyüp bana sarılsan
Saçlarını omuzuma saldırsan
Küçük buselere gömülsem
Ben niye öldüm demem.

Euro 2008 ve Unutamayacağım Anılarım

SIMONLIVE | 16 July 2008 09:49

Arkadaşlarla Euro 2008’e katılmak için İsviçre’ye yola çıktık,grubumuz kalabalıktı hepsini tanımıyordum ama tanımak için sabırsızlanıyordum.İlk gözlerimizin birbirine dokunduğu anda içime akan sıcaklığı beynimi sarmıştı,arkadaşlarımla sohbet ederken bile onun yönünde olan arkadaşıma laf atıp duruyordum onu rahat izlemek adına.
Yolculuk bittiğinde otele yerleştik,benim aklım hala içimi ısıtıp beynimi esir alan güzeldeydi,öyle mahsun ve mağrur bakışları vardı ki sanki çok acı çekmiş,yorulmuş,kırılmış ama hala yaşam isteği ölmemiş gibiydi.Bu hali bana çok dokundu,onu hiç incitip üzmeyeceğimi biliyordum o yüzden ona yakın olmak istiyordum,aşkam yemeği için tüm grup önce lobide buluştu oradan yemek salonuna geçtik.Onu görünce için akmaya başlamıştı,beyazlar giymiş sülün gibiydi,başını öne eğmiş kaçamak bakışlarla utanarak bakıyordu bana hemen de kaçırıyordu gözlerini işte bu tavrı beni daha da etkisi altına almıştı.Yemek sırasında allem ettim kullem ettim karşısına oturdum ama keşke oturmasaymışım kız utancından yemeğini yiyemedi geç fark ettim durumu biraz odunluk var serde.Gözüm ondan başka şey görmüyordu ki yemeğini yiyor mu yemiyor mu anlamadım bile.Benim tek derdim ve düşüncem onun kaçamak bakışlarını yakalamak ve şimşekler çaktırmaktı.

Bu Sesi Nerenden Çıkartıyorsun?

SIMONLIVE | 11 July 2008 10:05

Gün ışıldamaya başlamıştı,yoruldum ve göz kapaklarımın direnecek hali kalmamıştı.Hava çok sıcaktı.Klima açıkken gürültüsünden uyuyamadığım için kapatmıştım.En hafif şekilde giyindim pencerenin önündeki yatağıma uzandım.Uyku moduna girmiştim ki hain böcek izin verse yarı ölüm moduna bile geçiş yapabilecektim.Ama ne mümkün!Penceredeki sinekliğe gelen davetsiz misafir öyle ses çıkarıyordu ki,sinekliğin olduğunu bile unutarak irkilmeme neden oldu.Nasıl bir sürüm böyle bir ses çıkarabilir diye merakımdan böcekle göz göze gelmeyi göze aldım.Kahverengi,orta boylu,tombulca,yaşlı bir modeldi.Bademcikleri şişmiş olacak ki sesi kulağımı tırmalıyordu.Böcekle bakışırken;“bu sesi nerenden çıkarıyorsun dedim”

zamanlaması berbattı ama bu fırsat kolay kolay bir daha ele geçmez diyerek yatak odamda ona dokunacak bir eşya aradım,dokundum.Uçarak kaçmak yerine havalanıp az öteye yeniden çadır kurdu.Biraz yüz versem içeri,yanıma gelecekti.

Zor Oldu Ama Sonunda Kararımı Verdim…

SIMONLIVE | 10 July 2008 10:38

Karar verdim,kararlar almaya,
Karar verdim önceki kararlarımı yok saymaya,
Karar verdim yeni kararlarım ile yani bir hayat yaşamaya…

Sürekli ben kimim, neyim, dünyada ne işim var, ne zaman beni de kefene sarıp toprağa ekecekler diye düşünmemeye karar verdim.

Bu işi başarabilecek miyim, sonuna kadar tamamlayabilecek miyim, kariyer sahibi olabilecek miyim diye düşünmemeye karar verdim.

Hata yapacak mıyım, dilim sürçecek mi, komik duruma düşecek miyim diye düşünmemeye karar verdim.

Şimdi ne yapıyor, beni düşünüyor mu, özledi mi,ne zaman arayacak diye düşünmemeye karar verdim.