Osmanlı İmparatorluğu zamanında halk açıp sakladıgı yufkaları süt ve şeker ile ıslatıp yerlerdi (saç ekmeği tüketen köylerde hala öyledir yazın açılan yufka ekmekleri kışın suyla hafif ıslatılarak yumuşatılır yenir) sonrasında bu süt ve şekerli yufkaya (nişastadan yapılır undan değil) gül suyuda eklenir ve adı güllaç olarak günümüze gelir.1489 yılında halkın mutfagından Osmanlı sarayına giren bu tatlı oldukça hafiftir ve hazmı kolaydır. Geleneksel olarak ramazanda tüketilir güllaç ve ben çok üzülürüm ,ama belki de bu kadar kıymetli ve özlenen bir tatlı olmasının sebebi sadece senede bir ay yenilmesinde gizlidir.( içine ısrarla gülsuyu koymayarak onu yavanlaştıranları şiddetle kınıyorum, tepenizden gül suları dökülsün inşallah)

Güllaçgerçekten lezzetlidir,hafiftir ramazanın gülüdür ve bazı kişilerce yerken hiç bitmesin diye iç geçirten bir tatlıdır, hatta kimileri için ramazanın anlamıdır. Yalnız güllaç yapıldıgı gün yenilmelidir çünkü gerçekten ertesi güne kalmış bir güllaç diğer tatlılar gibi durmaz, kıvamı,tadı kokusu bile ağırlaşır.(bazı ünlü tatlıcılarda ramazan dışında da bulunur ama pek güzel oldugunu söyleyemem ben şahsımca)Güllaçın sırrı iç malzemesinin bol konulmasıdır, ceviz, fındık,fıstık artık ne bulunursa bol bol konulursa o kadar tadından yenmez.(üzerine nar koymayı unutmayalım lütfen) Ayrıca üzerinde çeşitli lezzetlendirmeler yapılabilecek bir tatlıdır , pek çok yiyecek ile yakışır çeşitlendirmelere açıktır. Yanında nar veya kiraz şekeri dışında çilek, kivi, dondurma,hindistancevizi,tarçın,muz,böğürtlen ile servis edilebilir,gülsuyu yerine narsuyu konulabilir hatta sütüne vanilya eklenebilir, sakızlısıyapılabilir.

İç malzemesi koyarken bilinmesi gereken bademin tatlının tadını acılaştırdığı ve fındık fıstıgın rengini değiştirdiğidir.Ramazanı yaşıyoruz,şimdi yemeyecegiz de ne zaman yiyecegiz ve dolayısıyla şimdi yazmayacagız da ne zaman yazacağız bu evde yapılan en ucuz tatlılardan biri olan tepsideki haliyle yüzü buruşmuş ninelere benzeyen adı güzel,kendi güzel tatlıyı. İçerdiği E ve B vitaminlerinden dolayı oruçtan dolayı süzülen bünyenin bağışıklık sistemine ilaç gibi gelen güllaç sütle ıslatıldıktan sonra havayla fazla temas etmemeli yoksa özelliğini kaybeder.(Güllaç kriz engeline takılmaz)