Benim sadık dostum turuncu defterimin içindeki hatıralarımı karıştırırken,sayfaların arasından,üstündeki tarihten, bu yılın 15 Ağustosunda kestiğimi anladığım bir gazete küpürü yere düşüverdi,nedir ne değildir diye içini açıp baktığımda,sırtındaki sırt çantasıyla otostop çeken bir kız fotoğrafının yanındaki kocaman puntolu başlığı gördüm,ilk kez okuyormuş gibi heyecanlandım,özendim,çekip gitmek istedim falan.“BİZ NEDEN HAYATA BİR YIL MOLA VEREMİYORUZ?”Habere dair yazılanları tekrar okuduktan sonra içimde acaip bir paylaşma isteği canlandı,oturup neredeyse tek tek her cümlesini yazacaktım,ilk iki kelimeyi tuşlamıştım ki,araç çubuğumdaki internet sayfasıyla göz göze geldik,sen enayi misin der gibi bir bakış fırlattı bana,görmezden gelerek,umursamazca üstüne bastım kendisinin,yazıverdim başlığı ve gene görmezden gelmeye çalıştığım alaycı kahkahasının eşlik ettiği önümdeki gazete küpürünün birebir kopyasını serdi önüme …Yani diyeceğim şu ki; aşağıda paylaşmak istediğim bir haber yer almakta,çoğu kimsenin zaten haberdar da olduğunu düşündüğüm.Fakat bazen haberdarlıkları vurgulamak gibisi yoktur.Neyse,şimdi sözü,araç çubuğumdaki ukala internet sayfama bırakıyorum:“İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde, ABD ve Avustralya’da, insanların sıklıkla hak olarak kullandığı bir uygulama var. Hayatlarında bir sayfayı kapatıp diğerini açmadan önce bir yıl mola alıyorlar. Gap Year (Boş Yıl) deniyor buna. Liseyi bitirip üniversiteye başlarken, iş hayatına atılmadan önce, evlenmeden önce, kariyer değiştirmeden önce başka şeyler denemek, başka hayatlara bakmak, yeni şeyler öğrenmek, bir yerlerde gönüllü olarak çalışarak kefaretlerini ödemek için ortadan kayboluyorlar.Tam olarak bir yıl sürmesi gerekmiyor elbette ama bir ay izin kullanıp dönmek gibi bir şey de değil. O kadar çok insan -biz şuna gap year değil de hayat molası diyelim- bu tip seyahatlere çıkıyor ki, bugün kocaman bir sektör halinde. Bu konuda yardımcı olan pek çok şirket, acente var. Seyahat dergileri her sene mutlaka bu konuya sayfalarını ayırıyor, en popüler rotaları duyuruyor.Evet, bunun da bir modası, popüler rotaları var. Örneğin Hindistan, Güney Afrika, Kanada, Kenya ve Tayland her zaman listede olan yerler. Tabii bunlar hayat molası sırasında gönüllülük esasıyla bir yerlerde çalışmak isteyenler için. Dileyen yetimhanelerde çocuklarla ilgilenebilir, nesli tükenmekte olan hayvanları kurtarmaya çalışabilir ya da Uzakdoğu’nun ücra köylerinde öğretmenlik yapabilir.İngiltere, özellikle de bu ekonomik kriz döneminde, destekliyor hayata mola vermek isteyenleri. Çünkü okuldan yeni mezun olmuş bu çocuklar bir yıllığına başka ülkelere gitmese, onlara iş bulmak gerekecek.Danimarka’da ise durum tam tersi. O kadar çok yeni mezun bir yıllık seyahatlere çıkıyor ki, devlet durdurmak için önlemler almak zorunda kalıyor. En son bir karar almışlar, mola almayan öğrencileri ödüllendireceklermiş.Bizim için bu tip şeyler büyük ölçüde hayal tabii. Bizim bir an evvel okulları bitirip hayata atılmamız gerekiyor. Bir işe girmeyi başarırsak orada sıkı sıkı tutunmamız gerekiyor. Bu tip hovardalıkların, zıpır işlerin peşine düşmek kazık kadar adamlara yakışmıyor. Zaten diyelim siz gitmeye karar verdiniz, aileniz, eşiniz bırakır mı, bırakmaz. Derhal sorumluluklarınız hatırlatılır.Oysa insanın çekip gitme hakkı olmalı, çekip gitmeli, mola vermeli…”Banu Tuna hazırlamış sağolsun.Aslında söylenecek o kadar çok şey var ki…