Takılıp kaldım, sensizliğin orta yerinde. Karamsar karanlıkların ortasında. Elim kalbimden de ağır. Çaresiz asılı bekliyorum. Sevildiğim vakitleri hatırlıyorum oysa şimdi bu karanlık bordum köşesinde, sen oynatıcımın ayak seslerini duymayı umarak. Ne zaman geleceksin?En son gösterimizi hatırlıyor musun? Hani o bana göre çok büyük sahnedeki gösterimizi, senden daha parlak olmaya çalışan ışıkların altında ki. Ne çok alkışlamışlardı değil mi bizi? Anlamışlar mıydı bizi, o anlamsız kalabalık? Bende alkışlamıştım hatırlıyorum. Şimdi şu benden az ötede duran kopuk elimle. Son gösterimizdi ve ben o gün sana söylemiştim seni sevdiğimi…Geleceksin değil mi? Gelecek ve o kopan elimi şu kırık kalbimle birlikte yeniden birleştireceksin… Değil mi?Benim ağlamadığımı zannederler oysa. Kalpsiz olduğumu, tahta parçası olduğumu sanırlar. Bak bir damla akıyor sol yanağıma, usul usul iniyor yüreğime, ilmek ilmek işliyor sensizliği olmayan kalbime. Buna ağlamak deniyor mu? Yoksa bu da o sahnedekiler gibi sahte mi?Geleceksin değil mi? Gelecek ve yeniden dans edeceğiz birlikte… Değil mi?Neden bu kadar uzun sürdü gelmen? Hemen gelirsin zannetmiştim oysa. Beni buraya attıkları günü hatırlıyorum. Hani şu seninde kukla olmak istediğin günü. Bendeki şu ipler gibi kendini bir iple astığın günü…Geleceksin değil mi? Gelecek ve ikimizde kukla olacağız… Değil mi?