bildirgec.org

sahne hakkında tüm yazılar

En komik film ve dizi sahneleri

bithikotsis | 11 April 2011 14:55

Sinemalarda, dizilerde, çizgi dizilerde, filmlerde gözümüze batan, kimi zaman kaçırdığımız, kimi zaman yakalayıp kahkahayı bastığımız sahne anları olmuştur. Bu anları diyaloglar ile yakalayıp resmetmişler. Diyaloglar İngilizce. Biraz tebessüm olsun bari diye düşünerek size buraya bakmanızı öneriyorum. İyi gülmeler…

Haftalık-4

nazokiraze | 26 September 2010 17:07

Okullar açılalı beri bilgisayarımdan uzak kaldım, bu hafta sonu bari artık kavuşayım dedim.Ana sınıfına çocuk vermek ne zormuş, ilk günler ağlayarak yanından ayırmayan oğlum şimdilerde alıştı bırakıp dönmeye başladım, ama hala annelerini sınıftan ayırmayan çocuklar var.

Gittiğim irili ufaklı bütün kırtasiyelere iki çift lafım var: Bütün herkes Bakugan, Ben10, Spider Man ürünler kullanmak zorunda mı, yahu lise öğrencisi kızıma bir etiket alamadım, bu ne iştir.

Spartacus: Blood and Sand dizisinin Spartaküs’ü Andy Whitfield‘in hastalığı tekrarlamış, kendisine acil şifa diliyorum, umarım dizinin 2. sezonuna başka birini oynatmak gafletinde bulunmazlar.

OYUNUN DIŞINDA

mavilikler | 11 September 2010 13:05

Ölümden korkmuyorum ben! Korkanlarıysa hiç anlamıyorum.

Ne var ki yani gözlerimizi son kez kapıyorsak dünyaya?! Bir daha hiç açmayacaksak… Ne görmeyi umuyoruz ki açtığımızda?

Hep aynı şeyler boy göstermeyecek mi sahnede? Biz seyirci koltuğunda sıkıntıdan iç geçirmeyecek miyiz? Diyelim fırladık sahneye… “Ben de oynamak istiyorum!” dedik. Seyirci olmaktan kurtulmaya yetecek mi bu? Sahnenin ortasında da olsak, yine seyretmeyecek miyiz kendimizi? Her şeyin bir oyun olduğunu bilmeyecek miyiz?

sinemanın devlerinin bilinmeyenleri

nazokiraze | 06 May 2010 09:55

Türk sinemasının en aksiyon ustası kült oyuncu Cüneyt Arkın 1970’li yıllarda şarkıcılık yapar, o dönem moda olan sinemadan sahneye geçiş (şimdi tam tersi yapılıyor) onu da etkiler ve İzmir Fuarı’nda sahne alır, hemde yanında şov için dans eden kızlarla birlikte, Arkın’ın bu şarkıcılık macerası çok kısa sürer.

Hale Soygazi Saint Benoit Fransız Lisesi’nden mezun olduktan sonra Fransız Filolojisi ikinci sınıftan ayrılır ve İsviçre’ye giderek orada mankenlik eğitimi alır daha sonra bir güzellik yaışmasında taç giyerek sinemeya adım atar. Hale Soygazi oyuncu hayallerinin peşinden koşmasa ve ünlü olmasaydı ya Fransızca öğretmeni ya da tercüman olacaktı.

TEMİZLİK(!)

il mare | 04 May 2010 16:16

süprüntüler de süslenir
süprüntüler de süslenir

İki odalı bir evde temizlik var ; küçük hacimli çok sayıdaki halı, kamburlaşmış ve henüz yeni göğsünden ameliyat olmuş bir kadın tarafından balkonun kenarlarına seriliyor teker teker, annesine yardım olsun diye. Bir başka annesinin kuzusu, eski model,çok sesli bir elektrik süpürgesini çalıştırmış, aynı zamanda yüksek yaşına rağmen bir şeylerin ucundan tutmak isteyen annesinin ağır işiten kulaklarına yüksek desibeller yollayarak,süpürgenin sesiyle başıbozuk bir ahenk içerisinde azarlarını savuruyordu, elindeki boyundan çok kısa sopa zımbırtısı ile.

YARIN GİTTİM AMA DÜN GELECEĞİM…

il mare | 16 January 2010 11:53

İnsanlar da arabalar gibidir,hızları arttıkça kontrolleri azalır.

Ne doğru yazmışım zamanında,minik bir kağıda…

Ve bunun farkındalığını yaşayabildiğim her yerde kendimi huzurlu hissettiğim de bir başka doğru…Bir önceki yazımı tekrarlıyormuşum gibi olmasın ama bir tiyatro sahnesi mesela.Ya da canlı bir sahne olması da gerekmez illa, kelimelerin tane tane çıktığı tüm yapay ortamlara da eyvallah…

Şunu demek istiyorum ki;

Tüm dialoglar,tüm kavgalar düzenli olsa keşke,birbirine karışıp da anlaşılamayan sözler yerine.Hayatta sarfettiğimiz tüm spontan sözler birer replik olsa,önceden sanki ezberlenmiş.Nasıl da daha kolay ve temiz olurdu herşey… Sesler düzenli olarak yükselip alçalsa,tonlamalar hep yerinde olsa…Mimiklerimiz hep kararlı ve asil,jestler ise hep yumuşak olsa…Hasar vermeyecek cinsten birinin burnuna,patlatsak da yüzünün tam ortasına…

Sokrates’in Son Gecesi ve ötesi…

il mare | 07 January 2010 10:57

-Ne kadar aptalsın ki bir kitap bile yazmadın düşüncelerini belgelemek için;şu baldıran zehrini içip öldükten sonra sen,yokolacaksın”

-Ben kitap yazmadığım için aptal değilim;çünkü kitaplar yakılabilir.Ama beni dinleyen insanların tümünü yakamazsınız.Beni dinleyen insanlar,ben öldükten sonra benim düşüncelerimi taşıyacak ve benim söylediklerimi yorumlayacaklardır.Ve ben onların ekledikleri yorumlarla sonsuza dek yaşayacağım.Beni öldürerek ölümsüzleştirmek istiyorsunuz!!!

Zehri içirmek için üçüncü horozun ötmesini bekleyen gardiyanın karşıt bir görüşü üzerine devam eder Sokrates:

ekim ayı tiyatro etkinlikleri

nazokiraze | 15 October 2009 10:10

şölen

(17-22-23-31 ekim2009 saat 20:30, 18 ekim 2009 saat 15:00)
oyuncular:zuhal olcay, payidar tüfekçioğlu ,özgür yalım

Zuhal Olcay uzun yıl ara verdikten sonra tektat sahnelerde. Biletler tam 45, öğrenci 35 lira olarak Biletix gişelerinden satışa sunulmakta.(salon: muammer karaca tiyatrosu telefon: 0212 249 77 87
adres: i̇stiklal cad. karaca çıkmazı no: 3 beyoğlu i̇stanbul)

Yaban

pilli pati | 29 September 2009 18:08

Fırat Doğruloğlu’nu hiç böyle rol yaparken görmediniz. Sayesinde Türk sinema tarihinde yıllardır izlediğimiz film karakterlerinden aldıkları ilhamla Haneler komedi dizisinde yaratılan Yaban karakteri kendi başına bir ikon olma yolunda.

Sanatçı ilk kez 1999 yılında kamera karşısına geçtiği günden beri çeşitli yapımlarda yer aldı ama hiç bu kadar komik bir karaktere imza atmadı. Yapımın gerisindeki senaryo yazarlarının da repliklerde büyük başarısı var. Onların da hakkını yememek gerekiyor ama karakterin bu kadar kısa sürede tutulmasında onu canlandıranın da emeği büyük…

Dèjá-Vu

lagos | 12 September 2009 10:37

dedi ki,
tanrı bizleri yer küreye yollamdan önce yaşayacağımız hayatın tamamını film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçirirmiş.

dedim ki,
hiçbir kareyi atlamadan mı?

dedi ki,
evet. ama ilk kez oksijeni soluduğunda, ciğerlerin yandığında hepsini unutuyormuşsun. her şey sıfırlanıyormuş yani.

dedim ki,
deja-vu budur diyeceksin birazdan. ben de sana deja-vu‘nun farklı bir formundan bahsedeceğim.

dedi ki,
aynen öyle. fakat nedir bu farklı olan?