izmir konusunda, testosteron tartışmasında ortaya atılan konuyla ilgisi olmayan birkaç fikir ile kafama girdiler.
ben de izmirde doğup hiç ayrılmayan ve ayrılacak gibi olmayan biri olarak izmiri anlatmak ve anlattırtmak istedim.
—-bir kere izmir türkiyenin en güzel şehri
–neden
1-kızları çok güzel
2-iklimi çok güzel
3- deniz var
4-tarihi çok sıkı
5-oldukça modern insanlar yaşar.
6- metrekareye düşen faşist ve yobaz sayısı bazı bölgelerinde sıfıra yakın, genelde düşüktür.
aklıma gelenler bunlar. bir de izmirliler hakkında yapılan yorumlardan bahsetmek istiyorum. üniversitede birçok şehirden insanla bu konuyu özellikle konuştuk. yaptığımız tartışmalarda izmirliler için söylenen birkaç sıfat şunlardır.
YAVŞAK.. genellikle sol kesim bu sıfatı tercih eder. izmirlilerin bir türlü örgütlenemeyen, amaan boşver be zihniyetine gönderme yapan bir sıfat olarak kullanılır. birçok izmirli bu sıfattan rahatsız bile olmayacak kadar yavşaktır (bende)
DİNSİZ.. izmirin dinden çıkarıcı havasında suyunda varolan, eser elementler olan, yobazların söylemidir. izmirde ramazanda dahi lokma döktürüp sokakta dağıtabilirsiniz, kimse kızmaz, biraz ayıp olur ama yaparsınız.(bıçaklanmazsınız)
GAVUR.. gavur izmir sıfat tamlamasında, izmirin tarihinde islamın ve doğu kültürünün yerinin olmaması sonucu, yaşamın oldukça batılı bir biçimde sürmesine yönelik, anadolunun toplu haykırışında anlamını bulur.
-izmire gelen sosyalist, 1, 1,5 yıl içinde çeğrek ekmek sosyalist olur.
-delikanlı bozulur.
-islamcı aynalı güneş gözlüğü takar:)
izmir, hayattaki asıl önemli şeylerin konturlarının belli olduğu yerdir.
-izmir sevginin en iyi yaşanabileceği.
-sokakta en az tacize uğrayacağınız :))
-asla nemsiz, kuru bir rüzgar ile (bozkır rüzgarı) cildinizin kurumayacağı
-kısacası gelirseniz gidemeyeceğiniz bir şehirdir.
-küçüktür, kavranabilirdir,
-izmirde yolları değil izmiri yaşarsınız
yorumlar
Futur, İzmirin erkekleri de yakışıklıdır, ben kendimden biliyorum
😀
yarı izmirliyim anne tarafından. sana katılmayacağım tek şey: izmir’de yazların çok sıcak ve bunaltıcı geçmesi; kışın çok rahattır ama! bi de şunu söylemek isterim ki izmir’de doğdum, ankara’da okudum; istanbul’da yaşıyorum ve istanbul’u hiç bir şeye değişmem, vesselam
gidiyoruz izmire hayal kırıklığına uğruyoruz.
İstanbul güzeldir! ben İstanbul’u şehir olarak çok beğenirim. Hatta öyle özledim ki, 1 yıldır gelemiyorum. Fakat İzmir’i bırakıpta orada yaşayamam… bikere İzmir’in gülen, bakımlı, içten, rahat, boşveer diyen, hiçbir duyguyu fanatizme dönüştürmeyen, dönüştürenleri bastıran, eğlenirken öldürmeyen insanlarını bırakıpta hiçbiryere gidemem. birgün istanbuldan bir arkadaşım;
“gece eğlenmeye gittik, karşı masada bir bayan dikkatimi çekti, aklıma sen geldin, senin gibi gülüyordu, senin gibi masanın diğer ucuna laf yetiştiriyordu, neşeli kıpır kıpırdı.. ondaki bu sempatik tavırlardan yola çıkarak tanışmaya karar verdim. Yanlış anlamaması için konuya İzmirden bir arkadaşımı hatırlattınız bana diyerek başladım, ve bayan gülmeye başladı sonrada ben İzmirliyim burada okuyorum dedi” diye birşey anlatmıştı. sanırım İzmirin kızları güzel derken kasdedilen bu 🙂 haa birde havasıyla kızlarına güven olmaz diye bir laf var. ama onun bendeki açıklaması çoook uzun başka zaman anlatırım :))
kumru yapıyorlar, nefis bir şey. bir de ege’de olması sevmemin diğer nedeni. işten kovsalarda, izmir’e gidip yerleşmek için bahanem olsa keşke.
kokardı ne oldu o koku yaw…
ben de istanbulu çok beğenmiştim.
olay en azından benim için deniz gibime geliyor.
deniz olmayan şehirde nasıl yaşanır bilemiyorum.
ben de yakışıklıyım darkstar 😉
eğer etkili bir sol örgüte üye olsaydım ve örgütten bana “sosyalizm için pilot bölge seç” diye bir tekmil gelseydi, bu bölge muhtemelen İzmir olurdu. çünkü şehir ucuz, insanlar az kazanıyorlar, pek fazla hırsları yok. yukarıda da görüldüğü gibi genelde yakışıklı olmak insanlara yetiyor. hırsı olan da İzmir’de durmuyor zaten. amma velakin İzmir bunun bedelini “İstanbul kadar kaale alınmamak” ile fazlasıyla ödüyor. örneğin, anlı şanlı deprem uzmanlarımız zemini İstanbul’dan çok daha berbat ve fay hattının üzerinde olan İzmir’in adını ağızlarına bile almıyorlar.
dağların kıyıya dikine gelmesinden midir nedir, ilçeler birbirinden pek bir kopuk. İzmir’den Çeşme’ye giderken İstanbul’dan İzmit’e gitmişten beter oluyorsunuz. bu ve buna benzer etkenlerin sonucu olarak sosyal hayatın yaşanabileceği mekanlar kısıtlı. gelgelelim insanı sıcak olduğu için bu mekanları -açık ya da kapalı- fazlasıyla dolduruyorlar, bunun sonucu insanların birbiriyle etkileşimleri fazlalaşıyor. İzmir’in kızları hakkında yazılmış nice destanın temelinde de bu yatar (itiraz edenin alnını karışlarım).
rahatlık ise artık beynelmilel olmuş, İzmir gece vakti bilumum fahişe ve travestinin alsancak muadili bir yerde bu kadar rahatça dolaşabildiği tek yer olsa gerek. taleplerini de açıkça dile getirebiliyorlar.
kısacası rahat yerdir, güzel yerdir, kaygısız yerdir, daha da önemlisi daha güzel yerlere yakındır. izmir’de yaşarsanız muhtemelen ne uzar ne kısalırsınız, hayattan beklentilerinizle uyuşuyorsa sizin için ideal bir mekandır. yok uyuşmuyorsa şizofreniye kadar yolunuz var.
İzmir’de yalnızca bir kere gittim. Hacılar Kırı’nda kısa dönem askerliğim için. Yemin töreni sonrası Alsancak’ta bir adreste eşimle buluşacaktık. Alsancağa indiğimde güzel hanımlar dikkat çekiyordu. Ama insanlar nedense bana garip bakışlarla baktılar. Ya da o üniforma içinde ben öyle hissettim bilmiyorum. Bilmemkaçıncı sokağı sormak için tanınmış bir mağazadan içeri girdim. Kapıdan girer girmez tezgahtar beni gördü ve müşterisini bırakarak sert bir ifadeyle “ne istiyorsun” dedi. Şok oldum. “Hiçbirşey” diyerek hemen çıktım. Sonra bir köşede simit arabasıyla satış yapan yaşlı bir amcadan yardım alarak adresi buldum. Düşünüyorumda o amcaya rastlamasaydım ne yapardım? Zaten ertesi günde dönüşümde taksi tutmuştum. İkinci kez bu Ağustosta Gümüldür’e tatile gideceğim. Hadi hayırlısı..
simit deme! “gevrek”tir onun izmirdeki resmi adı. çekirdeğe de çiğdem derler…
ben de aileyi izmire taşınmaya zorluyorum , gidebilirsek çok mükemmel olacak, şu anda bulunduğum ilde her 100 kişiden 80-85 i faşist/yobaz, yani dışarı çıkıp dolaşmak bile sorun oluyor. bu yaz tek amacım izmire taşınmak olacak. sıkıldım artık uzun saç yüzünden evde oturmaktan.
sizde bilirmisiniz bilmem. burada ki bir çamaşır suyu markası. ama ben başka yerde olmadığını bilmiyordum. dayımları ziyarete gitmiştim istanbula. dayım işe giderken sordu kızım bişe istiyormusunuz diye, benimde temizlik yapasım tutmuş, “klorak alsana dayı” dedim. o gitti, 15 dk sonra kuzenim aradı ne istersin diye, aaa dayımda sormuştu klorak istedim dedim kapattı telefonu, bi süre sonra diğer dayımın oğlu aradı, onlar geç gelcekler ben alcam gelirken istediğini, ne istiyorsun dedi, ben gene klorak dedim. akşama kadar yanlış hatırlamıyorsam 3 – 4 kez daha sordular, akşam elleri boş döndüler. dayım dayanamayıp, kızım belki bir ipucu verirsin diye 50 kez sorduk ne istediğini, manav, kasap, eczane, market hepsine de sorduk. yok çocum öyle bişey ne dir bu dedi :))))) belki özel bişe istiyorumdur diye de utanmışlar nedir demeye, ee izmirliyiz ya arsız oluruz mantığıyla :Pp nebilim izmirde o yıllarda ACE’ninde, HES’inde daha ne kadar marka varsa hepsinin adı kloraktı 🙂 hani nescafe dersin Jacop alırsın onun gibi bişeydi.
Biz Karşıyakalıyız
35 1/2 KARŞIYAKA
biz de Goztepe’de okula gittik n’olmus yani? 80’lerden beri ilk kez gecen yil Izmir’e gittm bayagi gelismis ama Kemeralti hala ayni. Yalniz daha az populer galiba. Bir de orda bir kazandibici vardi ordan Alsancaga tasinmis galiba.
gerçekten güzel yerlere parmak basmışsın.
gerçekten unuttuğum önemli bir nokta diliymiş. nasıl unuturum çiğdemi, gevreği, klorağı,
bir de izmir de kullandığımız bir sözcük var “dürmek” diye, çarşafları falan düreriz biz, istanbullu bir bana “katlamak” tır doğrusu demişti. öylemi?
Izmir’e hayatimda bir defa gittim.Ora hakkinda hatirladigim tek sey sehrin kokusuydu haziran ayiydi.Cicek kokusu gibi acayip bir koku midemi altust etmisti.
valla bu kadar laftan sonra izmir’e gelmek sart oldu…
:))
Alsancakta ZIKIMIN KÖKÜ’müyüdü yok sa sadece ZIKKIM’mıydı neydi bi bar vardı halaa açıkmı?
İzmir’pek sevmem aslında,Karşıyaka çok kalabalık güzel ye ama kalabalık işte.Gerçi İstanbul’da öyle…Kardeşim boğazda denize girdiğinde karşıdan karşıya geçebiliyorsun İzmirde varmı böle bişey…yok.
Çengelköyden sandala bindin diyelim,geziyorsun.Canın sıkıldı ver elini Ortaköy (sandalla) iç çayını dön geri.
Sonra atlamak için köprümüz bilem var hemide iki tane.
İzmir üçe bölünmüş zaten.Karşıyakalılar,Göztepeliler geri kalanda İzmirliler.Niye?…
hayır. izmir/basmane’de gecenin üçünde hiçbir paranoya olmadan rahat rahat dolaşabilirsiniz. istanbul için aynı şeyin geçerli olabileceğini düşünenler umarım tecrübe etmek zorunda kalmazlar.
istanbul izmir gibi düzenli değildir, rüya gibi muhitlerin önündeyken geçerken doksan derecelik bir dönüş yapıp on dakika daha yürüdükten sonra varoş muadili yerlere çıkarsınız. izmir’in sadece bir kısım kızına (o da gönül işlerinde, genelde çoğu iyi niyetlidir. kiminle kanka kiminle sevgili olacağınızı bilirseniz uzun yaşarsınız) güvenilmeyeceğini bilirsiniz, istanbul tam bir mozaik olduğundan çoğu insana karşı tetikte olmalısınız. onlar da genelde size karşı tetikte olduğundan insan ilişkileri pek sağlam temellere oturmaz. (tabii ki kıyaslıyorum)
falan falan falan… kısaca risk arttıkça kazanç da artar. eğer düşük riskse tercihiniz, izmir. yok yüksek kazançsa, sizin için doğru yer istanbul, ancak şunu da bilin ki istanbul için default risk primi giderek artıyor.
aman be kardeşim ben olmuşum istanbul…
departmanından bildiriyorum şurada. Biraz uzun ama, son 2 paragrafı İzmirle ilgili sadece, aslında o bile diil gerçi. Okuyun işte uğraştırmayın beni.
şindi cıktın evden dimi yapcagın o kadar super şeyler varki…
alsancak mesela… sahil boyunca her türden istedigin bar kafe …. yok beni sarmas diosan gez kordonu baştan sona..yeter adama…
Kemeraltından bi tane kumru kömürde karışık yaptır sonrada özsüte git kazandibini ye yada kaymaklı ekmek kadayıfını… ha paran yoksa cebinde gevrekte alabilirsin farketmez… bunları yaz kış yaparsın …
yazında hafta sonları ankarada ve istanbulda ve diger bütün sehirlerde bulamıycagın bi ton fırsatın var… Mesela kuşadası ! hehe sabah 8 de kalk 10 da denize girebilirsin.. akşama 11 e kadar takıl 1 de evindesin ! yada çeşme … zaten bi ılıcasına gitsen gelmek istemessin ! Foça , edremit onları saymıyorum bile…
Kışın soba yakmadan yaşayabilirsin yazın biraz rahatsız eder ama oda dikeni olsun 🙂 zaten denize girip rahatlıkla bu problemi yok edebilirsin. Dunyanın en guzel aksam üstleri izmirdedir…
Karşıyaka güzeldir ama halkı yaramazdır …
Bide Göztepesi var dabi :)) Bu semtin Super ligde bilirsinizki takımı var… Türkiyenin en iyi taraftara sahip takımlarından biridir . Izmırlıler der ; TAM 35Göztepe , bucuklusu hikaye… karşıyakılar tam olmayı becerememiş bi gurup fanatik olmaya calısan insan toplulugudur…
Saygılar
zaten hepsini toplasan on kilometrekare yeriniz var toplanıp eğlenilecek, bir de ne diye bölersiniz ki izmir’i 35, 35 1/2 diye?
Bu İzmir Valiliği’nin Flash Version webi. Beğendim.
izmir insanı kaygısızdır, istanbulda beşeri olarak ne varsa orda da var, ama insanlar rahat.
ramazanda sigara içerken adam size bakmaz bile, çünkü ona ne. umurunda değilsiniz. bunun sonucunda birbirini kışkırtamayan zıt kutuplar çoğalamıyor.
İzmir, sözde qualifiye beyaz yakalı 3üncü sınıf burjuvaların şehridir… Bir gün izmirde gaaayet lüks bir semtte, gaayet lüks bir cafede bu ufak erkek ve kadın insanların elinde ‘Cumhuriyet’ gazetesi görmüştüm… Merak edenler İzmir’e boşuna gitmesinler, hiçbişii yok, fakat gerçek anlamıyla hiç bişey yok. Ben gittim her ortamına takıldım gördüm geldim… Beni kesin anlayanlar olmuştur içinizden… 😐
İzmir Türkçesine alışmak biraz zor oluyor ama alıştıktan sonra sizde yapçam etçem diye konuşmaya başlıyorsunuz. Kızları gerçekten güzel, gece hayatı ise anlamsız. Bara gitmek isterseniz cuma ,c.tesi veya çarşamba akşamını beklemek zorundasınız. Hadi cuma ve ctesini anladık ertesi gün tatil ama çarşamba nooluyo?? bu biraz da İzmir insanının fıkır fıkırlığından kaynaklanıyor. Hafta sonunu bekleyemeyenler için nöbetçi eğlence günü – acil servis gibi bişii. Birde pazar günleri kordondaki barların diskoymuş gibi davranmasını anlayamıyorum. Gün ortasında kim diskoya gider demeyin. İzmirliler gidiyor.Dedim ya herkes fıkır fıkır. Genelde olumsuz bir izlenimim yok izmir e karşı. Hele Istanbul’dan İzmir’e kaçmış birisi olarak. Ama zaman zaman Ortaköy’de sahilde bira içip sabahlamayı, geceyarısı suarelerinde film seyretmeyi özlüyorum. Sütiş’lerin İzmir versiyonu Özsüt’lerde sahanda yumurta veya tavuklu pilav satmıyorlar. İstiklal caddesinin o düzeni-gizemli kalabalığı da yok İzmir’de. şaka maka ben Istanbul özlemişim yaa. Bi gidiiimde hasret gideriyim.
boyozu unutmuşsunuz arkadaşlar. Ben ne İstanbul’da ne Ankara’da ne de başka bir şehirde görmedim bunu.Gece içip bardan çıktıktan sonra yiyeceksin boyozu en güzel o zaman oluyo. Diğer şehirlere de bunu yayıp insanları bu zevkten mahrum bırakmamak lazım diye düşünüyom.Fırıncı ortak bulabilirim belki :))
istanbul’da da boyoz yapan yerler var. hatta kocaman harflerle izmir boyozu diye yazıyorlar. bi de kumru yapan yerler var ama izmir’deki gibi yapana raslamadım.
sonra bi de izmirliler beyaz leblebiye nohut diyorlar gerçi bu bütün ege’ye mahsus bişey. aynı çiğdem ve gevrek gibi.
izmirliler böreği böerek gibi bir şekilde telaffuz ederler.
idealand’e ise hiç katılmıyorum. Sanırım seni İzmir’de biraz üzmüşler.
Ve ben de İstanbul’da okumama ve bir dönem de çalışmama rağmen İzmir’i her koşulda İstanbul’a tercih ederim.
İstanbul aynı davul gibi. Uzaktan sesi hoş geliyor.
Nerde? Hani, nerde….
3 tane boyoz fırının olduğu bir mahallede büyüdüm. sürekli yerdik. akşamüstü çaylarında vs.
sonra sonra bol şaraplı gecelerimde saat 2:00 sularında taze boyoz yemeye başladım.(ilk boyoz bu saatte çıkar.
daha sonra boyoz hakkında bir bilgi edindim size aktarıyorum:
boyoz sözcüğü ispanyolca (boyose)
ve boyozun türkler arasındaki adı yahudi böreğidir. yanlış hatırlamıyorsam 2. beyazıt 1500 lerde bir grup yahudiyi ispanyadan gemiyle anadoluya getirmiş. bir çok yahudi de izmirde kalmayı tercih etmişler. ve izmirde boyoz kültürü bu şekilde ortaya çıkmış.
yahudiler boyozu cuma günleri yaparlarmış, gelenek böyleymiş.
Boyoz izmirden başka arjantin ve peru gibi güney amerika ülkelerinde de tüketiliyormuş…
İLGİNÇ
Punta çıkışı, boyoz, yumurta ile sabaha karşı ziyafetleri……
Gel izmire, önce Kaos, ordan Punta sonra sabaha doğru Ömerağa’da boyoz ve çay. Ne dersin 😉
ya boyoz boyoz dediler gittim yedim. poğaçanın bir nevisi gibi. yanında verilen haşlanmış yumurta enteresan oluyor. aslında yumurta değil enteresan olan yumurtanın kesilme şekli. arabaya bağlı bir misina ile iki harekette 4’e bölünmesi çok ilginç gelmişti bana. ona bakmıştım bi müddet.
Adamın gelmesine geleceğim, ama yeni ev taşıdım. Bütçe hala toplanmadı. Bakalım planlara göre yaz bitmeden ordayım. Bu arada Ali Abi iiice abartmış olayı, puntaya giriş 10, içerde de bira 5 kaatmış. Ne iş?
Hala eski personel orda mı? (girişe 10 kaat, biraya da 5 kaat vermem yani)….
Olmadı, en kötü ZMO’ya gideriz 🙂 Ucuza şişe efesssssss……..
Adamın gelmesine geleceğim, ama yeni ev taşıdım. Bütçe hala toplanmadı. Bakalım planlara göre yaz bitmeden ordayım. Bu arada Ali Abi iiice abartmış olayı, puntaya giriş 10, içerde de bira 5 kaatmış. Ne iş?
Hala eski personel orda mı? (girişe 10 kaat, biraya da 5 kaat vermem yani)….
Olmadı, en kötü ZMO’ya gideriz 🙂 Ucuza şişe efesssssss……..
Sen gel, hiç merak etme. Bornova’da 1 milyona fıçı bira veren bir yer var, orada yükleniriz. Sonra Dungeon diye bir yer var, 4’e kadar canlı müzik . Giriş ücretsiz bira 2.5 milyon. Ordayım artık her hafta. Ama illa nostalji yapalım diyorsan Alsancak’ta uyar bana.
yaw izmir’e farklı derlerdide inanmazdım, 2 sene önce istanbul’a geldim, üniv. okucam die, vallahi o zaman anladım izmir’in farkını, bu koca türkiye prototipinden…
vallahi izmir anlatılmaz yaşanırmış.
İzmir’de askerliğimi yaptım. Daha doğrusu Çeşmealtı yakınlarında bir adada. Uzunada, bilmem hiç duyanınız var mı? Askeri bir ada. Çok hoş anılarım oldu orada. Başka zaman anlatırım. Daha önce ve sonra da iş için gitmişliğim var. İstanbul’da yaşıyorum. Zaman zaman İzmir’i özlerim. Kızlarını da kişilik olarak farklı bulurum. Genelde İzmir dışında tanıdığım için mi bilmem. Değişken, özgür (?), ailelerinden ayrı olduklarından belki de başkalarına güvenmeyen. Cesur gibi gözüküp korkak, özgür gibi gözüküp aileye bağlı, insan sever gözüküp yarışmacı, kaybedince ağlayan. Söylediklerim doğru mu emin değilim. Başka şeyleri de var farklı, İzmir’in, çok güzel anlatmışsınız.
sende yara yapmış heralde KARŞIYAKALILAR!!!! bucuklusu hikaye falan ne gusel yazmışsın öle…
O en buyuk taraftar dediklerinizin babası olur 35 Bucuk’lar Tam 35 gö.tepe biz ….
Cennet Cehennem Farketmez KARŞIYAKA affetmez!!!!
ben de karşıyakada doğup büyüdüm (hala da büyümekteyim aynı yerde!) ama bu ısrarlı karşıyaka-göztepe ayrımını anlamadım gitti!
bu arada alsancaktaki sardunya barı da tavsiye ederim şiddetle. buz gibi bira ve huzurlu bi yer arayanlara…
…en sevdiğim yeri kıbrıs şehitleri caddesindeki arka sokak cafe’dir. 3 yıldır ara ara oraya uğruyorum ve meşhur nefis sıcak çikolatası ve mükemmel müzikleri, dekoru ile her seferinde bir kez daha hayran oluyorum.
sıcak çikolata (çilekli) mmmmm
uzun zaman oldu gitmeyeli..
özlemişim iyiki hatırlattın canım çekti bak :))
ayıp olmuyo mu biraz? kokutmadan tüketin ne yiyecekseniz, içecekseniz…
İzmir’e ilk gidişimde gözaltına alınmıştım, Ege Tıp’ın bi derneği vardı, (Bi de o derneğin başkanı bi ablamız vardı, uzun siyah saçlı, ayrı konu..) Bornova’da, Türkiye’nin bi sürü öğrenci derneğinden bi sürü insan, iki saat sonra zırt kapı: ‘Açın biz polisiz’..
İzlenimlerim şöyle: İzmir polisi, İstanbul polisine göre çok daha kibar ve medeniydi yani.. Üstelik videolu sorgu yapıyorlardı, o zamanlar İstanbul’da yok böyle teknoloji.. Ayrıyetten İzmir polisinde biraz böyle, ‘İşimiz bitse de gitsek’ havası vardı yanlış hatırlamıyosam, İzmir’in havası onları da yumuşatmış belli ki.. Memnun ayrıldık yani..;)
Sonra üstüne bi de mahkemeye çıkardılar, hakim anlayışlı bir adamdı, ama haftasonu keyfinden kaldırılıp getirilmesine biraz bozulmuştu sanırım.. Biraz hayat dersi verdi işte, babacan bi adamdı, İstanbul’dakiler gibi ağır bir abimiz değildi, bıraktı bizi..
Akabinde Kordon’da Pasaport’a aktık, (Hala duruyo mu bilemem), “İzmir’e geldik bari Hacı olalım” olayı, illa ki Kordon’da denize karşı çay içilirmiş, (Tam İstanbullu kıroluğu bizimki di mi?) vs vs.
Bütün bu dediklerim ben üniversitedeyken tabii, yoksa şimdi alakam yok böyle şeylerle, işinde gücünde, cansıkıntısında bi adamım ben. Yanlış anlaşılma olmasın 🙂
İzmirli arkadaşımdan bu Karşıyaka – Göztepe maçlarında yaşananları duydukça kafamda korkunç bir izmir insanı portresi oluşuyor. Ne yalan söyleyeyim.
yanlış anlaşılacak bir durum yok yani. pek pek “helal olsun bu yollar size” denir.
Valla dediğin gibi. İzmir’de sokakta elimizde birayla gezerdik. Polisler dönüp bakmazdı bile. Bizde alışmışız, bu rahatlığa. Ankara’ya gittiğim ilk yıl haftada iki kere Esat karakolunu ziyaret ediyordum. Sonra ordaki polislerle de arkadaş olduk, anahtarı evde unutunca, gittik komserin odasında uyuduk o da ayrı…
Artık pek rahat değil. Sık sık ziyaret ediyo amcalar. Onlar geliyo biz sahile gidiyoz. Oraya geliyolar tekrar sokağa gidiyoruz. Bir duyuma göre kaosun olduğu sokağa ya da kilise sokağına polis klubesi koyacaklarmış. Yine de kordonda içilebilirliğini engelleyemezler. Adım başında polis olması lazım heralde 🙂
Polisin bu kadar üzerine gelmesinde Egenin en rezil gazetesi Yeni Asır’ın yalan haberlerle satanizm yaygarası koparmasının da payı oldu.
Rezil gazete
su dunyada kamil büyük ihtiyac, kamil sevmeye sevilmeye muhtac,kamille dost ol kamille arkadas,kamiller geciyor bak yavas yavas,orda burda surdadır,surda burda ordadır,bizim kamil nerdeyse KARŞIYAKA ordadır…
Zehirli su içiyormuşsunuz.
24 saat otobüs ve vapur çalışan şehir
iyi söyledin. dün alsancakta içtik 2’ye kadar. oradan vapurla karşıyaka’ya geçtik. 5 gibi konaktaydık. 6’da bornova’daydık. var mı böyle başka bir şehir. yok tabi. saat 11 oldu mu ya koşacaksın ki otobüse yetişesin. ya da taksiye bi ton para bayılacaksın. bu 24 saat otobüsler test edildiği dönemde yolcular sayılıyordu. eğer talep fazla olursa devam edecekti. devam etsin diye her gün 2 ya da 3 gibi biniyordum otobüse. sanırım başardım 🙂
ankarada nefes alamıyorum ben
ve sanırım istanbuldan kolay vazgeçemem.cancun hariç
bence İzmir’in erkekleri de bir numara ve izmir bence Türkiye’nin gerçek anlamda tek batılı şehri.
bu yapış yapış sıcakta, insan izmir muhabbetini görünce dayanamıyo….
ya ütü ile tost yaparlardı eskiden hala daha var mı ?
hay allah yaa, eskiden, – çokda değil aslında üç beş sene evvel – otostopla parasız pulsuz geliyoduk istanbuldan izmire, sıcak hava, sahiller uyuklamak, içmek, sabahlamak için birebir… şimdi yaşlandık mı, yaş mı aldık noolduk, senelik izin almak bile zor geliyo…
parkta sabahlamıştık bi keresinde, bu kocaman fuarın olduğunda, adamın teki gelip çantamızı almaya çalışmıştı, bizde uyanıp vermemiştik… izmirli değildi heralde :-))
bi keresindede, pejmürde şekilde şehre varmıştık, uykusuz, beyinler sıfır alkolden yorgunluktan, polis gördü bizi, çevirdiler, ahh dedim yedik naneyi kökünden….
adamlar bizi fuar alanına kadar götürdüler arabayla, hiç polis arabasına binmemiştim, işte dediler burda takılın bi kaç saat, uyuyun falan kendinize gelin, öğlene doğru ava çıkarsınız… günlerce kendimize gelememiştik, böyle polis mi olur deye…
az kaldi yakinda gidiyorum izmirime..
once şu açılan kordon pier’e gidip bir güzel alışveriş yapacağım sonra da yemek..darısı tüm izmir’i özleyenlerin başına..
20 defa bodruma ve çeşmeye gitmişliğim vardır. Eskiden azıcık içinden geçtiğim İzmir birkaç yıl önce Aydın yolunun açılmasıyla benim için tamamen dışından geçilen bir şehir halini almıştır. Taaa ki bu yaz Çeşmeden dönerken yolu kaybedene kadar. Mecburen sahil yolu boyunca gitmek zorunda kaldım ve kala kaldım. Sahil yolunu çok beğendim. (başka bir adı olmalı sanırım) Arkadaşıma insanlar nerede diye sordum. Bu şehir bu kadar kalabalık olur ancak dedi. Evettttt ***ŞEHİR*** diye parladı gözümde bu yazı. Bir şehirin olması gerektiği gibi bir şehir. Hem ben hiç “şehir” görmedim ki daha..Orada yaşamak istermiydin? deseler hayır derdim. İstanbul’dan sonra o yalınlığa ve dinginliğe alışmam zor olur. Hem herkes evet dese İzmir, İzmir olur mu?
…
Hemşo kordon, midye tava, bira? Bendensin, ne dersin? Hayır deme sakın, bi daha da göremezsin..
Yalançısın olm sen, gelince aramadın ki sen..Bide vur deyince direk finiş him yaparım ben..
havasına,suyuna ve de kızına güvenilmeyen bir şehirdir… dahası yok bence
güvendiğiniz dağlara kar mı yağdı?
kar yağmış olsaydı ifadem daha farklı olurdu
boyoz hariç her haltı güzel olan şehri-derya…
bu hafifte o kadar çok izmire ithaf yazılar görüyorum ki aklıma sadece izmirliler mi buraya takılıyor diye gelmiyor değil. gerici yobaz gibi söylemlerin dinine bağlı insanlar için çokca kullanıldığı bu hafif de bu teoremi biraz ispatlar nitelikte.bir de aklıma hep ülkemde göz önünde olan şehrin istanbul olduğu gerçeğini hazmedememiş izmirliler acabola hıncını burada mı alıyorlar diye geliyor.izmiri bilen yaşamış biri olarak nesini bu denli beğeniyorlar anlamış değilim.denizi varmış… 3 tarafı denizlerle çevrili ülkemde sanki sadece bu şehirde mi deniz varki bu bir övünç kaynağı oluyor. sahilde oturup denizi izleyince dibini görebiliyorlar mı acaba. sahile yakın yüzen naylonlar arasında can çekişen denizanaları eşliğinde çiğdem çitlemek izmirperestlere ne denli bir zevk veriyor acabola.kızlarının güzelliğiyle övünenleri başka illere geziye davet ediyorum. çok uzaklaşmasınlar çanakkaleden başlasınlar.peki deniz mevzuna dönelim. yüzmek istediğinizde nereyi tercih ediyorsunuz. sahilde denizi izlerken bir anda denize atlamak isteseniz sanırım dikiliden başka yerde buna cesaret edemezsiniz. dolmuşlara binip gümüldüre gidersiniz üstüste yüzersiniz. ayağınıza batabilecek kestaneler cabası. tenha isterseniz seferihisar ahmetbeyliye gidersiniz ama soğuk su ve dalga ile mücadele edersiniz. deniz için geliniz: antalya.sımsıcak berrak deniz.boyoz diyerek övünülen şeyde malzemi bol yağdan menkul bir börek işte. acaba hangi izmirli çocukluğunda onunla büyüme şimdi severdi. ben çok seviyorum ve bunun nedeni sokak köpekleriyle beraber yediğim boyozlardandır eminim.tarihi sıkıdır da türkiyenin neresinde tarih sıkı değil anlamadım. hem tarih isteyenler bakınız; karain mağarası. o da antalyada tabi ki. hani şu ilkokul kitaplarında gördüğünüz yontma taş cilalı taş insanlarının yaşadığı yerler. daha öncesi nerede vardır onu bilemem artık…yıllar süren inşaatları vardır birde izmirin. metrosunun planını yüksel çakmur yapmıştı. burha özfatura inşaasını yaptı. rahmetli piriştina da açılışını. 3 belediye başkanı gördü emektar metro. antalyada şehrin bir ucundan bir ucuna raylı sistemi 1 yılda yapıldı. 4 tane köprülü tünelli kavşağı 3 ayda yaptılar. izmirli hemşerilerim belediyecilik görmedikleri için hem zaman olanı en iyisi sanırlar. başk işte bi telefirik keyfi vardı. tadilatı kaçıncı yılında. güldürmeyin beni izmirliler. biraz gezin gezin…:P