bildirgec.org

philip_natan

11 yıl önce üye olmuş, 11 yazı yazmış. 10 yorum yazmış.

bir korkum var

philip_natan | 17 July 2002 08:08

bir uyari: korkusevmeyenler okumasin bir korkum var benim. birisi yumurta yediginde aklima geliyor ve bir turlu cikmiyor aklimdan. korkum su: birisi bir yumurtayi isirarak yemek istediginde isirmadan tam once aklima yumurtanin ortasinda capraz yerlestirilmis iki jilet oldugu geliyor.

hayatin suyu

philip_natan | 17 July 2002 08:05

Hayatin suyu cikmis diyorlar. Suyu cikmak ne demektirki? Mesela karpuzun suyu cikinca ne olur? Karpuz suyu olur. Limonun suyu cikar mi? Cikar. Nasil olur? Valla iyi olur. Tansiyonu olanlara, kilo problemi cekenlere birebir gelir. Ama biraz mideyi delebilir. Yaninda bir miktar eslik edeni olursa iyi olur.

Hayatin suyu nasil cikar peki? Ya da ne zaman insan ulkesinden utanir? yasanmaz ulan bu ulkede deyip uzak yakin demeden uzaklasmak ister. Neden bu ulkenin insanlari, en iyi yetismis beyinleri yurtdisina cikmak ister. Bir ulkenin basbakani neden olmek uzere iken dahi koltugu birakmaz. Hadi o parkinson hastasidir bunu dusunecek hali ve mecali yoktur? Ya yanindakilere ne demeli? O pek sevgili karisi, hayat arkadasi Rahsan hanim? Hic mi acimaz? Bir insan olarak ben aciyorum, yazik diyorum. O kadar doktor, burokrat, milletvekili, lider bunu gormez mi? Cumhurbaskani buna bir dur demez mi? Nezaketen da olse artik cekelen sayin basbakan neden denmez?

Bu kadar politika yeter degil mi? Evet nerde kalmistik hayatin suyu cikar mi? Dunyaca unlu kaliteli muzisyen, sarkici, yazar vs. cikartamadigimiz zaman mi? Ibrahim Tatlises bir nebze olsun disa acilan, en azindan bunun icin calisan bir cocuga celme takmaya calistigi zaman mi? BBG turu asagilik asagisi diziler rating yapinca mi? Dizinin cekildigi yere giden yuzlerce insan, BBG minibusune goruncem diye trafigi katletmege yeltenecek kadar yalakalik yapmaya calisan insanlar olunca mi? 2. bogaz koprusu 3 ay boyunca bakima alinip kimsenin giki cikmayinca mi? Yahu bu kopru kac ayda yapilmisti diyen olmayinca mi? Bayindirlik bakani ulastirma bakani yaparsa bende yaparim diye 3. kopruyu yapicam diye tutturunca mi?

Yine politikaya girdik. Ne yapalim her tasin altindan onlar cikiyor. Liderler ben dogdugumdan beri ayni. Yeni cikanlar bizans oyunlariyla alasagi ediliyor. Parti yasalari, lider sultalari bir turlu duzelmiyor. Hala trafik sorunumuz var. Hala depremde yuzbinlerce kisi olecek gercegi ortada duruyor. Ve kimsenin bir tek sey yaptigi yok.

Kotu bir yazi oldu. kusura bakmayin.

Lego

philip_natan | 09 July 2002 18:44

Ben küçükken lego’larimi cok severdim. Size aslinda Danimarka hakkinda bilgi verecektim bu blog’umda ama legoland ile ilgili bir link gorunce dayanamadim. Sizi bilmem ama lego’larim benim en sevdiğim oyuncaklarimdandi. Buyuk kuzenlerimden birisi Isvicre’de calisiyordu ve Türkiye’ye tetile gelirken bana da lego getirmisti. Tasarim isleriyle ugrasmamda etkisi oldumu bilmem ama cok keyif alirdim onlarla oynamaktan.

Swiss chocolate

philip_natan | 04 July 2002 10:56

Isvicre gordugum yerler arasinda en duzenli, bakimle ve temiz olani… Istisnasiz tum pencerelerde cicek var… oyle boyle degil adamlar cicek hastasi… Nasil guzel gorunuyor… Bern’de sehirde sokaklarda 100 m arayla cesmeler var. Ortada bir sutun, sutunun ustunde bir heykel… renkli…sutunun etrafi kucuk bir havuz… anlatmakla olmuyor gormeniz lazim… hele sehir disi bir harika.. doga deseniz muhtesem…

adamlar her koseye tabela koymuslar… efendim yuruyerek su kadar saat… bisikletle bu kadar saat… milletce geziniyolar… dagin tepesinde herfler kopekler icin shit box yapmislar yaaa… posetler falan… cok guzel cok… lozan’da bir gol var… karsisi fransa… zaten isvicre kucucuk bir yer… tum avrupanin ortasi. havaalanina bir iniyorsunuz gateler siralaniyor… isvicre, almanya, fransa… :)) isvicre bir kanton ulkesi… kanton eyalet gibi bir sey… her kantonun dili ve kulturu farkli… italyan, alman, fransiz kantonlari var… adamlarin her urunun ustunde sadece basit aciklamalar degil tum yazilar icindekiler falan 4 dilde yaziliyor. bir kantondan digerine gectiginizde tum trafik tabelalari falan degisiyor… ilginc yani… gidenler olursa swiss pass denen bir sey var ucuz ve tum ulkeyi gezmenizi saglayacak bir tren bileti… montro cok guzel. en az bir aylik zaman gerek her yere gitmek icin… kisa sureli giderseniz de mutlaka ikinci ucuncu defa gitmeniz gerekebilir… :)) benden soylemesi…

New York

philip_natan | 04 July 2002 09:08

NY bana biraz soguk bir sehir geldi. Tabi orada oldugum sirada yagan karin da buna bir etkisi olmus olabilir. 🙂 Empire State’in tepesinde bile disari cikmamiza izin vermediler. Dusunsenize onbilnlerce km oteden gelmissiniz ve o gun tipi olacagi tutuyor ve disari cikamiyorsunuz. Ama yinede manzara muhtesemdi. Brooklyn’de kaliyordum ve gun icinde sehir merkezine gidiyordum. Her taraf evsizlerle doluydu ve bu beni cok rahatsiz etti. Metrolar aynen filmlerdeki gibi pis ve bir evsiz biniyor ustu basi perisan ve etrafi hemen bosaliyor. Bir gece metroda bir suru zenciyle karsilastim. Metro bombos. Bana bakiyolar. Allahtan tren hemen geldi. 🙂 Starbucks coffee shoplar guzel. Macy’s de. Bilen bilir bir tane ucgen seklinde bina var NY’ta. Onu gordum. Gercekten urkutucu bir yani var.

paris

philip_natan | 03 July 2002 14:03

paris sokaklari bana biraz kirli geldi… copler, trafik, yabancilar… istanbul gibi… eyfel kulesi cok guzel… turistik br mevsimde ordaysaniz cikmak icin 2 saat bekleyebilirsiniz kuyrukta (benim gibi)… eger kuledeki restorana girme gibi bir dusunceniz varsa sort giymemenizi oneririm. sortlu erkekleri sokmuyorlar. kadinlar icin ne gibi bir sartlari var bilmiyorum. ve aylar onceden rezervasyon yapmak gerekiyormus… metrosu muhtesem. sehrin herhangi bir yerine metro ile gidebilirsiniz… louvre muzesi ve mona lisa harika… café’leri ve kizlari da oyle… :)) erkekler mumkunse yalniz gidin… :)) parklari icin ise soyleyecek kelime bulamiyorum. muhtesem. son derece bakimli ve temiz. mumkunse baharda gidin ve mutlaka cimlerin uzerine uzanin. elinizi tutacak biriside olsun tabi yaninizda… :))

san francisco

philip_natan | 03 July 2002 08:34

san francisco cok guzel bir sehir. cocuklugumun san francisco dizisinden hatirladigim sehir. tramvaylari, yokuslari, cin mahallesi ve istanbul’a benzer bir iklimi var. paris’e giden bir san franciscolunun ozenip getirdigi guvercinler su anda sehre yayilmis durumda ve sehirdeki cogu kimse guvercinleri sevmiyor. dogal olmadigini ve sehre ait olmadiklarini dusunuyorlar…

gizlidir hayat satirlarin arasinda

philip_natan | 02 July 2002 17:05

hayat satir aralarinda gizlidir. sayilarin o ilk bakista insana urkuntu veren, soguk ve cekici olmayan yuzleri gibi. iclerine girmek, guzelliklerini gormek kolay degildir. sabir ve mesakkat ister. gerekli sabiri gosterenler icin ise sonsuz bir guzellikleri vardir. matrix’i izleyenler bilir. akan sayilari degil de matrix’i gormek gibi bir sey. hayat da boyle bir sey sanirim. onca kosusturmaca. onca insan. olmasini istedigimiz suruyle sey. karsimiza cikan bir suru insan. bizim aradiklarimiz. bazen sehre bakiyorum. yasayan bir varlik gibi. damarlarinda akan trafik ve binlerce insan. onrdan oraya kosustururan bir kalabalik. cogunlukla mutsuz, idealsiz bir insan surusu. acaba gormedigimiz, gormek icin sabir gerektiren bir gorunmeyen hayat mi var? onu gormek icin sabirla bekledigimizde bize kendini gosterecek sonsuz guzellikte bir hayat? kosmayi birakip bir an durdugumuzda belki gorecegiz. yada yeterince bekledigimizde. bir cicegi egilip kokladigimizda. ya da bir kediyi sevdigimizde. kimbilir belki yururken karsimiza cikan birine gulumsedigimizde? kimbilir?

ilginc bir ruya

philip_natan | 28 June 2002 16:31

ilginc bir ruya gormustum bir zamanlar. uzun yillar once. ruyamda buyuk ama cok buyuk bir satodaydim. satonun butun malzemeleri demirdendi. yada demir gibi bir metalden. siyahti hersey. kapilar, sandalyeler, masalar. sandalye demirden olur mu demeyin olmustu iste. isin ilginc yani herseyin boyutlarinin devasa olmasiydi. yada benim boyutlarim etaftakilere gore bayagi kucuktu. hangisini isterseniz secin artik. O kadar kucuktum ki ayrintisina birazdan girecegim kapinin altindaki bosluktan gecebiliyordum. yanimda rahip yada monk (kesis) benzeri insanlar vardi. basliklari o kadar buyuk yada yuzleri o kadar karanliktiki gorunmuyordu yuzleri ve sanki yuzleri yok gibiydi. (benzerlik bulmaya kalkisacaklar icin simdiden soylemeliyim. bu ruya kesinlikle yuzuklerin efendisinden once gorulmustur:) neden benim yanimdaydilar? neden yuzleri gorunmuyordu? neden tipatip birbirlerine benziyorlardi? bilmiyorum. birden bir korku hissettim. hissettiklerimde yalnizda degildim. bilebeldigim kadariyla evin sahibi ve kedisi pesimizdeydi. kapinin (evet o kapi) altindan gecerek disari ciktik. kapi satodaki diger esyalari gibi demirdendi. dis yuzeyi degisik geometrik sekillerle bezenmisti. ve siyahti. disari ciktik ama cok uzaga gidemeyecegimiz belliydi. sonucta bir devden nasil kacabilirdik ki. disarda bir ilginclik daha vardi cunku tum otlar, taslar, calilar da dev boyutlardaydi. sanki tum dunya buyumustu ya da biz kuculmustuk. sonucta cok uzaklara gidemedik ama bizim monk’larla beraber bir ot yigini icine saklandik ve devlerin bizi bulamamasi icin dua etmeye basladik. sonra ne mi oldu? ben uyandim… :))

yalnizim, yalniz

philip_natan | 28 June 2002 11:04

Bir suredir yalnizim. Her yalnizligimda bu yalnizligi sona erdirice diye gobegim catlar. Bir iliskiye girince de ki genelde bastan yanlistir- bu sefer hadi ben nasil bitircem bu iliskiyi demeye baslarim… Bir cesit gel git yani…

Birde herkese boyle mi olur bilmem yalnizken olmaz olmaz sonra bir gun aniden dort bes kisi birden arar. Yada o aksam biriyle bulusacakken bir baskasi da bulusmak ister ve ben illa ki yanlis kisiyi tercih ederim. Yani insan yalnizligin kiymetini bilse. Soyle tek basina cafede otururken birasini yudumlasa. Keyif yapsa…

Yok olmaz… Illa ki yan masaya bakilacak? Hatun kisi incelenecek. Garsona yabanci olup olmadigi, birlikte bira icmek isteyip istemedigi sorulacak. Garsona bu is icin illa ki bahsis verilecek. Hey Allahim Allahim yaaa… Sanki kabul etse nolacak. hadi basladin diyelim. No perfect love durumlari olmicak mi? Tekrar bitmicek mi? Bitecek. E o zaman? Ne bileyim yaaa….