Üzgün Türkçe
Üzgün Türkçe

(“Yapıcamlı”-“Edicemli” yeni nesile öğütler…)Esnetildikçe esneyen, ne tarafa çekersen o tarafa giden, kullanımı çok rahat olmasına rağmen kullanım kılavuzu bile yanlış kullanılan bir dil Türkçe…Diğer dillerin olduğu gibi bizim dilimizin de bazı kuralları var. Bu kuralları hiçe sayıp nedense kelimeleri yutmaya, cümleleri devirmeye çalışıyoruz. (Devrik cümleye değil; devirdiği cümleleriyle kendini şair sananlara karşıyım). Mesela “gideceğim” yerine “gitcem” yazıyoruz. İster misiniz 50 yıl sonra torunlarımız Türkçeyi örneklerdeki gibi yazıyor olsun? Ben istemem.Onlar da bizim gibi cümleye büyük harfle başlasın isterim. Özel isimlerin baş harfini büyük yazsın. Ek olan –de ve -ki ile bağlaç olan “de” ve “ki”yi ayırt edebilsin. Soru(n)larını düşüncelerinden ayrı tutup –mı/mi ekini ayrı yazabilsin. Kısa cümleler kursun.Türkçe öğrenmeden “İngilizceyi öğrenecem” demesin. Sevgilisine mektup yazarken kırmızı kalem kullanmayıp düzgün Türkçeyi de mektubun bir köşesine iliştirsin.Kelime cambazlığı yaparken ipten düşmesin. “Seni seviyorum” yerine “I Love You” demesin.Anlatım bozukluğu yapmasın. Cebinde kelimeler biriktirsin. Bu kelimelerle dili daha zengin olsun. Okuduğunu anlamış mı cevap verebilsin.Yüklemine sahip çıksın. Öznesi ile yüklemi arasında uyum olsun. Özellikle çocuklar ağızlarını eğerek konuşmasın. Ne kadar ağızlarını eğerek konuşurlarsa konuşsunlar Türkçe onlar kadar yavşamayacak.Belki gün gelecek herkesin başucunda bir tane Türkçe Sözlük bir tane Türkçe İmla Kılavuzu olacak. “Müsvedde”nin nasıl yazıldığını oradan bulup öğreneceğiz.Lütfen aldığımız bu değeri bizden sonraki kuşağa aldığımızdan daha temiz bırakalım.Evet; okumak iptiladır. Ama yazmak da iptiladır. Daha düzgün Türkçe ile yazarsak çok daha düzgün Türkçe ile okuyabiliriz.Müptelalara selam olsun…