BİR GÜN…Ayşe Kulin’e ait bir kitap… Adı gibi bir günde okunup bitecek; ama etkisi uzun süre devam edecek bir kitap. Yine cahillik, yine töre yine kavga ve yine doğudaki kadınların dramı…Türk- Kürt çatışmasını farklı bir pencereden anlatıyor. Siz biz kavgası, önyargılar, bu güzelim ülkede kardeşçe yaşayamamanın sebepleri iki kadın kahramanın birkaç saatlik görüşmesi arasına sıkıştırılmış. Nevra, babasının görevi dolayısıyla doğuda geçirdiği çocukluğu vesilesiyle bir Kürt aşiretine mensup Zelha ile kan kardeş olur. Zelha, Nevra’nın babası sayesinde okula gider. Nevraların tayini çıkınca okul hayatı yarıda kalır ve küçük yaşta evlenmeye zorlanır. Karşı gelir ve başka bir erkekle evden kaçar. Aradan birkaç yıl geçer hatasını anlar evine döner ve töre gereği öldürülecektir. Dedesi buna engel olur ve Zelha başka biriyle evlendirilir. Çocukları ve yeni eşi yüzünden bölücü örgüte katılır, milletvekili olur ve son olarak hapse atılır. Nevra gazetecidir ve kan kardeşi ile röportaj yapmak için hapishaneye onu ziyaret gider. O gün için görüş izni alır ve bu görüşmede konuşulanlar romanın içeriğini oluşturur.Cahil insanların çok çabuk kandırılabileceği, Kürt halkının nasıl kandırıldığı, bu yöredeki halkın dramı insanın içini acıtıyor. İki karakter romanın başından itibaren Türk-Kürt, siz –biz kavgası veriyor; ama romanın sonunda her şey bir anda çözülüyor. Sonuç olarak Doğu’daki insanlar, özellikle kızlar eğitilirse sorunların biteceği söyleniyor. Gerçi romanın bitişi beni hayal kırıklığına uğrattı. Mutlaka eğitim gerekir, özellikle kızların eğitimi; ama bu meselenin başka çözümleri de olabilirdi. Romanın sonunda cahilliğe karşı savaş açma düşüncesi hakim. Bu mesajı daha farklı verebilirdi diye düşündüm. Fakat iki farklı görüşteki insanın, böylesine karmaşık bir meseleyi sade, akıcı bir dille anlatması kitabı ilgi çekici kılıyor. Bu tür kitapları her kesimden insanın okumasını, kavgaların, cinayetlerin son bulmasını ve şu güzelim yurdumda kardeş ve barış içerisinde yaşamayı temenni ediyorum…