Bana tarif edin, hiç olmazsa biraz. Mesela mutluluktan bahsedin. Nasıl bir şey sizin için? Bir çocuk gibi masum ve saf mı? Aşkı da tarif edin bu arada. Ama şu son model aşkları değil. Hani şu her önüne gelene “Seni Seviyorum” diyen sahte âşıklardan da değil; Gerçek olarak içinizden geldiğince inanarak ve karşılık beklemeyen çıkarsız aşklara örnek verebilir misiniz? Var mı çevrenizde hiç?Bari dostluğu tarif edin. Hani şu unuttuğumuz var ya? Hani şu her zaman yanınızda olan, omzunda rahatlıkla ağlayabildiğiniz arkadaşınızı diyorum. Var mı sizin? Onun yanında güvendesinizdir de? Güveni anlatın o zaman. Hani gözünüz kapalı olarak güvenebileceğiniz kişileri, var mı etrafta?Ne oldu? Sustunuz. O zaman bana yalnızlığın tarifini verin; hani kalabalıktır ya herkes vardır etrafta, ama kimseyi bulamazsınız ya bu kalabalıkta. Üzüntüyü de katın tarifinize, şu içiniz yanarak ölmek istediğiniz zamanlardaki üzüntüyü. Hani şu yaşamla ölüm arasında bocalarsınızda birinin elinizden tutmasını beklerseniz de kimse koşmaz ya imdadınıza. İşte onu.Yine mi olmadı? Yine mi yok cevabınız?Boş verin, boş verin sıkmayın canınızı, ben size bir çay söyleyeyim.
yorumlar
Canım sıkıldığında, elimi tutacak bir el var Plakton, öteki elim..Çay şekersiz olsun lütfen..
benim çayım demli ve büyük bardakta olursa sevinirim, malum daha küçük bardakta çay içecek kadar büyümedik
benimkine de biraz soğuk su katın, sıcak içemiyorum.malum, sütten ağzımız yandı…
Öle büyüktü,küçüktü, sıcaktı,soğuktu,şekerliydi,tuzsuzdu uğraşamam ben sıkıntılı adamım sıkılı veririm.:))Ortaya koca bir Semaver getiririm sizin için.İsteyen istediği biçimde alsın arkadaşlar sizi mi kıracağım.
çaylar şirkettennnnnnparalar şevket’tennnnnnnn……plakton saolasıııınnnnnn iyi demişsin de eski var da yeni yok… sanki bir devir kapandı gitti. aşk bir sudur iç iç kudur oldu tam anlamıyla…..
valla semaver diyince aklıma iki şey geliyo, biri sait faik in öyküsü diğeri askerliğim sırasında semavar isteyip yediğim kazık :))
tam tarife başlıyacaktım ki çayım bitti,en iyisi sen bana bir tane daha söyle.. kaşık şıngırtısıyla böleyim suskunluğu..
Benden açıklama:lorienn‘in yorumunda bahsettiği Şevket ilen hiç bir bağlantım yoktur. Olmamıştır, vedem olmayacaktır. Çayları ben ısmarlıyorum,parayı Şevket veriyo. Niye?(olmazzzz). :))loriennve pillibebekkuyuda teşekkür şimdilik ikinize ilk cevaplar sizden geldi….Size iki bardak çay ;))
eywallaaaaaaaaaaaahhhhhhaşk yok çay var! 🙂
plakton,ellerine sağlık, ısmarladığın çaydan bir tane içtim bu yazıyı okurken:)ne kadar dostane, manevi ama öz bir yazı bu, içim açıldı, yüreğine sağlık, her zaman yazılarını merakla bekliyor olacağım:)
efendim, ayrıntılarda gizlidir benim yorumum…(:dediğim o ki:hangi tarifi verirsek verelim,tüm bu tariflerin sonunda burnumuza gelen şey “Katmerli papatyaların ateşte yanan kalplerinin kokusu” olacaktır..
çaya gel çeşmeye gel,çay elinden o yana,çay benim çeşme benim,çayda çıra yanıyooor,1926 zihni derin üstada teşekkür, çayı rizede üretmeyi akıl ettiği için
Masamızda her zaman yeri olanlardansın makaleci. Senin destekleyen ve kaliteli yorumlarını da ben bekliyorum zaten…
çok sağol plakton!
fark etmek önemlidir, sanırım burada olmam ile olmama arsında pek fark yok, iyi günler herkese
aggali bazen mesajlar herbirimize farklı zamanlarda ulaşıyor. plakton seni mutlaka farketmiştir ve en kısa sürede sana cevap gelecektir. lütfen en azından biz misafirler gördük. ve ciddi söylüyorum çayın türkiye tarihini tazelememi sağladın teşekkürler… söz senin plakton…
lorienn; boş ver işte,çaya devam:)xerre; haklısın anlamamışım ama bu “Katmerli papatyaların ateşte yanan kalplerinin kokusu” hoşuma gitti. güzel laf….aggali; Biz Rize turist çayı (sarı poşette), Tomurcuk( metal kutuda) karışımı kullanırız…Ve biz çaysız yaşayamayız…Teşekkürlerdostlar…
Ah aggali, kızma hemen dostum. Ben bir gün boyunca kimseye cevap veremediğimi bilirim. Hep şu şirket koruma duvarlarından.Sizleri kırmaktansa, kendimi kırar suspus otururum daha iyi.Hey bak Özür dilerim.(Sağol lorienn)
çay istiyorum
peki ya çay bile boğazıma düğümleniyorsa ? 🙁
neden resu?
yazıyı okuyunca düğümlendi işte, cevapsız sorular her zaman olacak hayatımızda…
anlıyorum resu… yapacak bir şey yok… düğümlense de düğümlenmese de ya bu deve güdülecek ya bu diyardan gidilecek… iç çayını ılık ılık boş ver eskiyi……
giden gitti loricim…giden mi terkeden, yoksa kalan mı?- pek filozof gördüm kendimi sayın kendim 🙂 –
Düğümlenmesin results, ya.lorienn‘e sonuna kadar katılıyorum. Giden gider boş ver.Hem bak flozofluk deme yine uzun bir ahkam döktürürüm buraya. 🙂
Resu cuğum sana gönderiyorum canımm
sedaflora :))plakton, evet giden gider, ya kalanlar :P-tamam çıkınız artık depresif moddan sayın kendim-
Arkadaşlar,dostlar…Gidenlerden bahsederken (kendi adıma söylüyorum ki), hayatımda ki bazı lüzumsuz şahısları kastediyordum.Önceki yazılan mesajlarımdan lütfen yanlış bir anlam çıkarılmasın.Bunu neden mi söyledim?. Çünkü aggalinin giden miş gibi algılanmasını istemiyorum.Kendisinden tekrar geç kaldığım için ÖZÜR DİLERİM
çay yerine bi şişe rakı açsak şöyle ?
arkadaşlar firefox ve ie hata verdi, tam da ufak bir sitem edeyim derken, bari size birer çay ısmarlayayım
not :yorumları yeni okudum
not 2(yıldız tarihi 2755555555 kaptanın seyir defterinden, kaptan çay bitkisini henüz keşfedemediği için habire konuşmaktadır): gitmem gitmeyeceğim, kalan sağlardan olmak bütün emelim
results; rakıyı ben bu akşam açacağım…aggali; Emeline ulaştın zaten…:)
? emelime? vallahi anlamadım
hayır susmadım. işte burdayım.mutluluk; küçük bir teknen varken daha büyüğünün olmasını ummak değil, daha küçüğünün de olabileceğini bilmektedir.aşk; sevgiliyle görüşememenin verdiği acı ile muhabbet etme, hasbihal etme isteğinin kat kat artmasındadır.yalnızlık ise; etrafın kalabalıklaştıkça, etrafından kopmandadır.benim acizane fikirlerim budur ve bu fikirler her zaman buradadır. uzan ve al dostum. lazım olursa kullan lazım olmassa at gitsin çöpe…ama sen yine de bir çay söyle içeriz…
kalan sağlardan olmak bütün emelim‘e atıftı. 🙂
Kalan sağlardan olmak emeline.. 🙂
Hiç kimse yalnız değildir Plakton, herkes kendini yalnız hisseder ama beynimizin bir köşesindeki ufak bir düşünce bizi hiç bir zaman yalnız bırakmaz. Sevinçlerimiz , sıkıntılarımız her zaman bizimledir.Dostluğu tarif etmeye kalksak gene en büyük dostumuz kendimiziz aslında. Dost öyle kolay bulunmuyor. En büyük dost eşimiz olacak can yoldaşlarımızdır herzaman…Ağzı sütten yananlar hariç….Bu arada benim çayım hiç farketmez. ama küçük bardak olsun. :)))
zeybekokansen daha biraları ısmarlamadın…. Ama bak ben çayı ısmarladım bile….:))
Bu yazıya içilir
yalnızlığı yaşayamayacak kadar güçsüzbıkmadan usanmadan anlatacak kadar da hırslıyımpollyphonic monophobi 1pollyphonic monophobi 2yüreğine sağlık plaktonvarolll
@plakton yine döktürmüşsün
Bazılarına kahve söylemek gerekir sevgili plakton…Burada ki ayrım değil paylaşımdır, eski bir söz geldi aklıma sayende.Bazıları ekmek gibidir hergün ararsınBazıları ilaç gibidir gerektiğinde ararsınBazılarıda mikroptur aramana gerek yok onlar zaten seni bulur…
Hepinizin şerefinine uleeeen!
Çayı boş ver.Mutluluk,kalp atımlarının hep taşikardi olması,Aşk,Maddi manevi her şeyinizi verebilmeniz.Dostluk,Karşılık beklemeksizin dertlere ve neşelere ortaklık,Yalnızlık,Hiç bir canlının sevmediği bir olgu.Son şik hariç diğerleri hep benimle sanmıştım ,ama ne yazık ki yanılmışım.Sadece son şık benim kaderimmiş.şimdi bir çay da ben alayım şeker istemem tatlandırıcı koyacağım.
Benim küçüklüğüm :))))
Teşekkürler arkadaşlar…Geç kaldım yaaaah! Uyanamadım,Servisi giderkene seyrettim artık. Hadi gelinde şunların icabına bakalım 🙂
herkese benden çay, şakire yogh (çiçek abbas filminde ilyas salman söylüyordu)
Geçen sefer Şevket şimdi de Şakir. Lütfen ayrım yapmayalım. Herkes içsin. :))
Boşverip çay içenler kervanına bende katılmak istedim,her zaman olmasada arada sırada boşverip çay molasıda vermek gerekiyor tabi.Eline sağlık @plakton.
@acuistic lütfen yeni resmini de istiyoruz
Seni mi kırcam akoni:)