“Bunu okuyacağını biliyorum dostum. Belki söyleyemediklerimi artık söylemem gerekiyor “Beni yenemediler dostum. Onlara yenilmedim. Güçlü olmak zorundaydım ve oldum da. Senin sayende. Bir seneye yakın zamandır senin yardımınla ayakta durdum. Yıkılmadım. Aklımı kaçırdığımı hissettiğim anlarım çok oldu. Sen sadece gülüp geçtin. Söylediğin iki yâda üç kelimeyle bütün ruh halimi değiştirebiliyordun çünkü.Bana asıl kaybetmenin ne demek olduğunu öğrettin. Senin sayende öğrendim; neyi kaybedersem ağlamam gerektiğini. O zaman anladım kazandığımı. O zaman anladım bu kazancımın kardeşim olduğunu.
Yaşadığımı zannettiğim yıllarımın aslında birer boşluktan ibaret olduğunu ve adına yaşamak dediğimiz olgunun ne demek olduğunu sen öğrettin bana. Benden küçük olsan da. Şimdi sadece kendim için yaşaya biliyorsam senin sayende dostum.Ve şimdi sürekli aynı şeyi düşünerek bekliyorum. Ben ki yıkılmamak için sana tutundum. Sen olmasan ya çoktan aklını yitirmiş yâda kendi hayatına son vermiş olacak kişi. Şimdi seni bekliyorum. Hiçbir kimseye “Sana ihtiyacım var” demedim bu güne kadar. Ama şimdi bağırarak söylüyorum ”SANA İHTİYACIM VAR
Lütfen seni yeniden (benim için kullandığın iplerle) hayata bağlamama izin ver. İzin ver bana. Senin benim için yaptıklarının hiç değilse çok azını yapayım izin ver. Sensiz kalmak istemiyorum. Dayandığım, tutunduğum bir tek sen varsın. Seni kaybetmek istemiyorum artık.Lütfen beni bu dünyada yalnız bırakıp gitme… Sana ihtiyacım var.