çok iyi biliyorum hemen buraya bir aptal gelecek. ne oldu? haa? bizemi dendi bu laf? nedi yon sen? bende yeni üyeyim ne yaptık şimdi diyecek. hafif bu soruna yakın zamanda bir çare bulmaz ise eğer bu siteye küsenlerin sayısı günden güne artacak. bir daha girmeyeceğim diyorum, merak ediyorum sonra… belki düzelmiştir diye tekrar bakıyor eskisinden daha kötü olduğunu görünce arkama bakmadan kaçmaya başlıyorum.
iyi ki bugün hafife bana yardim edin diye birseyler yazdim, herkes yakinmis, üstüme aliniyorum, ama eskiler de hep yakinirlar nedense, yaslilik mi…evet yeniler aptal, eskiler de bunamis diyelim, noktalayalim…
Y.P.A ve onun 2. mertebeden turevi olan fonix, can80 gerizekalilari, burdan size sesleniyorum, bu bayramda TIR altinda kalarak can vermeye niyetiniz yoksa, mumkunse bir seferde 17 karakterden fazla yazmayin, difuzyonu zorlashtirmayin!
hafif kapanmadan önce, “böyle giderse site kapasın!” diyorduk, aniden gidince imza kampanyası başlatıp pilli.com önünde oturma eylemi yapma planlarına kadar herşey düşünüldü. bu kadar olaydan sonra günlükler kaldırılınca ortam biraz düzelir sanmıştım ama bu sefer de görünmez moderatörler türedi, yönetilmeye / yönlendirilmeye başladık, mimlemelerin forum mesajlarından farkı kalmadı. sanırım kendimi yeterince özgür ve eskisi kadar rahat hissedemediğimden artık siteyi iki üç günde bir ziyaret eder oldum. bunu, eski güzel günlerin (“hey gidi hafif…” diye başlayan cümlelerin) hatrına, o güzel insanları, o güzel atlara binip gitmeden önce tanıyıp sevdiğim zamanların üzerini örtüp saklamak, unutmamak, “boku çıktı”yı kullanmamak adına yapıyorum.hafifin gerçekten geri gelmesi için yapılması gereken, sayısı 14bine ulaşan üyeler arasında ciddi bir elemeye gidip üye alımını kapatmak. alttaki muhtemel ahkamlardan birindeki, “sen kim oluyorsun” cümlelerine istanaden, bunu isteme hakkını kendimde gördüğümü şimdiden söyleyeyim.
hafif’in nüfusu 10,000’i bulduğunda da bu tartışılmıştı, bence de acil bir önlem alınmalı, belki eleme değil ama en azından, yeni üye alımı durdurulmalı… Yoksa bir süre sonra, ne bir daha ben ne de siz buraya uğrayacaksınız.
Katiliyorum. Ozellikle moderasyon, uyeler tarafindan yapilmadigi surece hafif.org’un hafif uyku’nun daha once aklinda oldugunu dusundugum sosyal deneyle de bir ilgisi kalmamis oluyor. Bu nedenle, siteye yeni uye alinmasi durdurulup, yeni gelmis ve ortama ayak uyduramamis ayrik otlari da ayiklanabilir. Tabii sozluk modeli olup da isin cilki cikacaksa (yilda bir referans mektuplu, CVli uye alma seanslari :P) o zaman yine dusunup farkli bir cozum bulmak bize kaliyor. Cunku o model de cok saglikli gelmiyor bana.Bu arada…Sen kim oluyorsun?Kimse demeden ben demis olayim da, benden sonra senin mantikli fikirlerine ileri geri laf edemesinler :).
ya 14 binüye içerisinde kaç kişi takip ediyor ki? şurda sayfanın en altında ki aktif üyelere bir bakınız. burda ki gibi “lan ne site be! üyelik parasıylamı kayıt olim bari” mantığı taşımıyor. bu siteye üye olmak çok basit olduğu içindir ki 14 bin kişi oldu. gmail tarzında olsa belki bu kadar olmaz. üye alımı durdurulabilir, ancak bu bişeyi değiştirmez. ayda 100 kişi üye oluyorsa, 10 kişi ancak aktif olabiliyodur. bu tarz bir site pek sevilmez, girmeden önce arkadaşlarımda gördüğümde “ne yapıyor lan bunlar?” dediğim oldu. şimdi “neyapıyorum lan ben?” demiyorum. belki siteye çok faydalı bir girişimde bulunmadım, belkide sevdiremedim kendimi. benim gibi çok kişi var.yapılması gereken şudur kanaatimce. aktif üyeler haricindekileri silmek. şu kadar üye var falan olmayalım. daha sonra 10 bin, 5 bin konusuna girelim.
moderasyonun üyeler tarafından yapıldığı dönemde de pek çok sıkıntı yaşanıyordu. ana sayfada yer alan bir çok blog gördük o zamanlar, kankalık müessesesi sayesinde moderasyondan geçen.nüfusun 14.000’i bulduğu ise bence gerçeği yansıtmamaktadır. bu sözü edilen 14.000 üyenin önemli miktarını hafif’e bir şekilde üye olan, belki bir iki ahkamdan sonra kıdemliler tarafından azarlanmak, aradığını bulamamak gibi nedenlerle bir daha login olmayan üyelerden oluştuğunu sanıyorum. bir de birden fazla mahlasla yazan üyeler var. yani “14.000’i aşan üye sayımızla” lafı birbirimizi kandırmaktan başka bir şey değil. üye sayısının 6.000 ila 8.000’li sayılarda dolaştığı günlerde de yukarıda şikayet edilen tarzda rezillikler olmuyor muydu? hatırlayın o günleri, en çok hit alan konular “seda sayan’ın playmen pozları ve kadınlar yatakta ne ister” değil miydi? bitmeyen bir geyik halini aldı “n’olcek bu hafif’in hali” konusu. günlükler kalkınca herşey süt liman olacak sanıldı ama olmadı. şu ana sayfa düzenleyicisi kimliği gizli(!) moderatörler de soruna çözüm olamadı(belki de kimliği gizli(!) moderatörlerimize başka misyonlar da yüklemek gerekirdi). yakında sıra mimlemelere gelecek galiba…formata uygun görülmeyen kullanıcıların tabiri caizse azına sıçılarak siteden uzaklaştırılmaya ya da yontulmaya çalışılması bir kenara pek çok değerli kullanıcının da (Ringa, Pinhan Kara gibi, adını yazamadıklarımdan özür dilerim) hafif’ten uzaklaşmalarını ve artık yazmıyor oluşlarını da yeni kullanıcıların denyoluklarına mı bağlayacağız?sanırım sorun şu: formatı anlayamamış ya da denyo, salak vs. olan yeni kullanıcıların ekledikleri içerikler bir şekilde heyecan oluşturuyor, yeni mim, yeni blog, yeni ahkam kısmında yeni bir şey görünce direk oraya ışınlanıyor, içerik tatmin etmeyince ya da içeriğin formata uygun olmadığı görülünce de yaşanan hayal kırıklığına paralel söz konusu kullanıcıya denilmeyen bırakılmıyor. bu metodun doğruluğu da tartışılmalı Hasan bey izin verirse.bitirirken bir kaç sorum olacak;sayın urubitinga, iq ortalamasını neye göre aldınız? çok afedersiniz ama götünüzden uydurduğunuz bir rakamla ahkam kesmek de buranın formatına uygun değil.sayın mtlda, ciddi bir eleme nasıl yapılabilir? bunu formüle eder misiniz lütfen?ve son olarak, sayın yeşil persil adam, sayın can80 ve kankaları; siz, size sokulan lafları ve hakaretleri hakediyorsunuz ulan.
Hafifte beni ve belkide sizi sikan malum zevatin varligi degil efediler.Site ic tüzügünden ve adetlerinden habersiz kullancilar her zaman vardi.Sahsen, sitede eski abilerin ve ablalarin yasattigi heyecanli gunleri aramaktayim.Gerci geldiler buradalar ama her ne hikmetse herkes kendi fildisi kulesinden sesleniyor.kimi bir islik çalip gidiyor, kimi kafayi uzatip geri cekiyor.Sizi bilmem ama ben bu vakti kacirdigim o ilim, irfan birazda küfür kokan bloglari okuyarak degerlendiriyorum ve sabizsizlikla büyüklerin sofraya oturmasini bekliyorum.
çayın kısık ateşte bir süre demlenmesi beklenir. Harlı ateşte yapılan çaya haşlama çay denir.Çaydanlıktaki eski çaydan da önceki tad beklenmez. Elbette ki kaygı, ocağın düğmesine kimin müdahale ettiği…
bundan 4-5 sene öncesine kadar yazılan yazılar ve kullanılan metin harfleri söyledir ;-seLam ßaßa naßer yaws?-ii Lan senden naßer?-noLsun ßaßa yaws hich yoKsun ortaLikta? vs. vs.diye gidiyor. nefret ettiğim bir durum.
“uğraşacak bir şeyler kalmadığından mı size bu kadar yükleniliyor” diye düşünüyor(d)um.Güzel bir blogu bitirince birazda ben nağra atayım dedim.teklifime gelince; hani diyorum size şöyle bir oyun bahçesi veya bekleme salonu gibi bir yer tahsis etsek.hafifi anlayana kadar orada zaman öldürseniz.çitlerin üzerinden atlayıp kaçmak yok ama.ya arkadaşlar tamam bi acemilik etmişsiniz niye hala su üstüne çıkmaya çalşıyorsunuz ki! biraz sakinleşip bir köşeden oyunu seyredin.zor değil çabucak öğrenirsiniz.tamam sustum 🙂
hafif eski hafif degil o kadar…istediginizi yazabilirsiniz demisler, ilan panosu gibi birsey olsaydi oraya yazardim sormam gereken seyi, eh blog da olmadigi icin mimledim güya, ayrica konular da elestiriliyor burada, herkes ayni seyleri mimlerse daha mi iyi olur yani, secilmis, elit, yüksek zekali mim nasil birseydir ki???bu secilmis, elit yüksek zekali üyeler ne menem birseydir, onlarin citleri ne renktir???
istediğinizi yazabilirsiniz dediler diye; Beethoven 9 Nolu Senfonisi döktür ya da bugün sevgilinle neler yaptin onu yaz. herif orda konu hakkında istediğinizi yazabilirsiniz demiştir. sitede yapılmasını istediğin birşey varsa bul 3-5 hata gir blogunu anlat. açıklamasını bulamadınmı; “hafif uyku” adlı üyeye mesaj at derdini anlat. iyi YTL ile ilgili mimin altına kalkim Robbie Williams’ın “Greatest Hits” adlı albümünden bahsedim. olumu?
Şu yazılanların arasında verdiğiniz Pinhan Kara ve yazlılarının ardından yapılan muhabbetlere bakınca eskileri özlememek mümkün değil. Eskiden buralarda gezinirken eğlenirdim. Bazen yeni şeyler öğrenir, bazen de başkalarının bana inanılmaz gelen fikirlerini okurdum.Ama hayatım hafif.org değil ya. Değişirse değişsin. Bana dert olmaz yani. Ne var ki aynı kalabilen kainatta?
hay analizine koyiim aptal beyinsiz, daha derin bishey dushunemedin mi? Mesela ne biliim surekli ortamlarda millete şşşş cekip susturmaya calishan bir fasho olduum icin ş tushum bozulmushtur belki, ha ne dersin mankafa? burda biraz uretken olamaya calishsan ne olur ha? evet bana laf sokucakken bile! tat almak istiyorum cunku ben, saman sapi!
analizi yaparken, böyle bir tepki vereceğini de tahmin ederek yazmıştım zaten, “sh” “ch” yazarının kendisinin de beyin yapısı olarak ilkokul seviyesinde kalarak “aptal, beyinsiz” gibi küfürler yazacağını varsaymıştım, kişisel algılama sayın “sosyoloji deneyi”
format diyorsun ama format denilen şey bu mim için geçerlimi? Sen belirlediğinimi sanıyorsun o keskin formatı? her neyse umrumda değil. Senin, rektumumun ürettiğini iddia ettiğin sayının değeri değil bunu düşürenleri kastettiğimi anlayamamışsın. Sence bunu persilkafa ve can80 denilen adamların mimlerinden önce bunu yazarmıydım?…
Öncelikle Türkçeyi düzgün kullanın sersemler; nağra atıyomuş nağra ne mağara mı sefil! diğer yeni üyelere hiç girmiycem hepsi zavallı morötesi gençliği, laflarıma yazık, sokakta kiloyla nitekim onlardan …
yapılan çaya haşlama denirmiş,otuz yaşımda sayenizde yeni bi bok daha öğrendim, çok bilmiş beyzade, istersen harlı ateşte de çok demli güzel çaylar demlersin lakin harlı ateş suyu çabuk bitireceğinden sürekli su eklersen demlediğin çay tadından içilmez, su ve ateş kombinasyonu…kısmana gerek yok tabii tüpünü çabuk bitirmek istemiyosan…kendinize göre ne idiğü belirsiz bi doğru mantığınız var, ama doğru tektir…mim bölümüne bilmemne ne demektir siki girilerek mimleme köşesi de eski günlükler gibi olacağı müjdesini çoktan vermiştir. Burda yapılması gereken yek şey bu zerzevata prim vermemektir, evet biliyorum çok zor, biliyorum ana avrat düz gitmek için kendimizi zor tutucaz ama tutucaz…onlara yoklarmış gibi davranıcaz halbuki zaten yoklar di mi efendim, boşlukta serseri mayın misali savruluyolar o tekmeden bu tekmeye. ama laf söylemiycez..Yaptıkları, yazdıkları uğraştıkları salaklıklarla yalnız uğraşsınlar bırakın…Önlerinde leb-i derya internet var. O sorduğu kelimeyi google a yazsa 78 tane sonuç çıkar ama hey hat o salak buraya yazıyo, bırakın yazsın efendim, salaklık parayla degil ya…Anlaştık mı?Salakları yalnız bırakalım oki
Üç beş ahkam yukarıda bir arkadaşın Türkçesini eleştirirken böyle hangi dil olduğu belirlenemez bir şeyi yoğun bir öfke altında yazdığınızı düşünüyorum sayın Talos. Artı konuya nötrüm görünce dayanamadım, ahkamladım. Kusuruma bakmayınız…
Başı ve sonu anlam bütünlüğü taşımayan yazınıza bakınca, soğan cücüğü yaşınıza rağmen öğreneceğiniz çok şey olması kaçınılmaz bir durum.Çay şöyle demlenir; demlikte kuru çay bulunurken aşağıdaki suyun kaynaması beklenir. Kaynayan su demliğe ilave edilir, alttaki çaydanlığa tekrar su katılır ve kısık ateşte su kaynarken, çay üst demlikte ilk salımını yapar. Alttaki su kaynadıktan sonra demlik kısık ateşin üzerine oturtulur ve üzerindeki çay tabakası, kabarım sırasındaki ilk puflayışında tekrar su kabınınüzerine alınır. Alta su eklenir 10 – 15 dk. kadar da buhar yardımıyla demleme işlemi sonuçlandırılır. Buna Kahveci Çayı denir!İşte kişi o ilk taşımı kısık ateşte değil, harlı ateşte yaparsa çayı kaynatır içerisinde bulunan oksijeni de azaltıp, lezzetsiz, açık renk bir haşlama çay elde eder.Eh, bundan haberiniz olmazsa -ki bildim bileli hafif’in tüm ocakçılarının servisleri böyledir-elbette, kabul günlerinde börek eşliğinde 1,5 saatte dem tutan çayın peşine düşersiniz. Tavsiye ederim,çayı soğuk suda üç gün bekletin, hiç tüp harcamadan da dem elde eder, süzdükten sonra bundan da soğuk çay yaparsınız.Hâşâ sizi kastetmedim.
yardima ihtiyaci olan insanlari görünce biyik altindan gülüp hatta birkac celmeyle isleri daha da zorlastirdiklarini nasil olmussa unutup, burada böyle zeki insanlar, ben salaga yardimci olacak -türkce- birileri mutlaka vardir diyerek evet bir salaklik yapmisimdir…ama asla özür dilemiicem, böyle bir olayi agizlari sulanarak bu dereceye getirecek kadar zeki!! sizlerden özür dilemicem…ingilizcem ve almancam olmasina cok sevinerek internette yaptigim aramalar sonucunda sorunu hallettim…hani dert olmustur size diye de yaziyorum buraya…
yahu sen de takmışsın bir “zeki insan, zeki insan”, her ahkamda da hafifçilere zeki demekten bıkmıyorsun. yani burda kimsenin zeki olduğunu iddia ettiği yok. her toplulukta belli bir kültür oluşur, sonradan gelenler ilk aşamada bunu anlayamazlar, bu bir kültürsüzlük veya gerizekalılık değildir; kültürsüzlük ve gerizekalılık olan, yeni girilen ortamın atmosferini henüz solumadan, inadına kendi bildiğini okumaktır. ve bu da sende var.kültürsüzlük derken belli bir ortamın zamanla oluşmuş yazılı olan veya olmayan kurallarını hiçe saymaktan bahsediyorum. son çıkan kitaplardan bihaber olmak değil dediğim.bu arada dikkat ettim de, ne kaddar optimist bir mesaj yazdım ben.
bir de azeriler şu şekilde çay demliyor, birgün deniycem ben de: olaya direk demlikten giriyorsunuz, çayı koyuyorsunuz, suyu koyuyorsunuz, ocak üzerinde kaynıyana kadar bekletiyorsunuz. valla kulağa çok hoş geliyor, yapılması saatler süren çayı beklemektense, 10 dkda çay işte size. hele bir de ketılınız varsa, oh, değmeyin keyfinize.ha ben hala eski usul demliyorum, yani annem hala eski usul demliyor, o başka tabi.
ne kadar optimist yazi yazabildigini farkedebilmek, aptal ve salaklar dedikten sonra da neden bize zeki!! diyorsun demek de zeka ve kültür göstergesi tabii…
Kimsenin bir yere gittiğini sanmıyorum. Herkes okuyor işte.Bırakında söyleyecek şeyi olan konuşsun, meselesi olan, uğraşı olan insan yazsın.İnsan kendini zorlayarak yazı mı yazar Hafif’e?Maaş mı alınıyor?
ne şekilde tüketime hitab ederse etsin hazırlanış, tüketişe de fazla bulaşmamak gerektiği gerçeği kaçınılmaz. Tütün çiğner gibi de tüketebilirsin çayı, tabağa döküp, içtiğin kenara şeker koyarak da, kıtlamayla da.Gittiğimiz çayhanede kimseleri belirleme arsızlığımız olmamalı. Höpürtederek içenlere tahammülümüz yoksa, bu seremoniyi tek başına evimizin kuytusunda yapalım.Yok, birileriyle çay içelim diye yola vurduysak kendimizi, sonradan aristokrat pozlarına girmemiz, müdavim kabızlığımızla oluşmuş küstahlığımızı onaylatmaz kimselere.Sadece dükkanın oturup kalkma kurallarını öğrenmiş, hâlâ ısmarlanmış bir çayı bile, yapılışından dolayı, gönderenin üzerine boca etmekten başka bir poz yapamıyoruz demektir.Dediğiniz gibi, azeri çayını (affınıza sığınarak belirteyim, buna inşaatçı çayı diyorlar) da denemek lazım, her ne kadar kendi demlememize uymasa bile, içene hürmette kusur etmemek lazım. Çay nasıl yapılır anlatımınızı kimse tırpanlayamaz tabii.Ancak, şu sallama poşet çay sunuşuna tepki bu kadar abartılmamalı.Her şeye rağmen, çaya şeker atınca köpükleniyorsa, mızıldanmakta sakınca yoktur, o başka.
“aptal, salak, manyak” derken de ne kaddar pesimist yazı yazabileceğimi fark etmeye çalışıyordum belki de. bu arada üç nokta kültüründen de bahsedeyim biraz. bana komik geliyor bu, “nası kodum ama lafı hadi bakim mavi ekran” dercesine, ehehe. üç nokta insanı komik duruma düşürüyor, bu sebeple ben daha çok iki noktayı tercih ediyorum..paldır kültür bir tartışma..
kisi olarak üc nokta anlamini ve kültürünü daha iyi bilebilirsin…benim icinse sadece üc tane noktadir, anlami, ifade ettigi bir kültürü yoktur, neden bir nokta, neden iki noktaysa, bu da o nedenle…
yav desem seni eleştirmiş olabilir miyim acaba. artık başlık’ın devamı niteliğinde başlayan ahkamların pek prim yapmadığı gibi; aklım çok zeki bir ahkam kesti, noktalarım noktalarına kaçtı, bu ironi artık amacını aştı, kaderim yolundan şaştı falan.(konu ile alakasız: “sen yalandan sevince, ayrılmak düştü bize, ayrılık vakti gelince, sende kaldı, bende kaldı, dünde kaldı o günler” isimli şarkının mp3ünü nerden bulabilirim, bilen var mı?)alakasız serbest çağrışımedit: valla demesem çatlarım: üç noktanın sebebini “nokta nedense o yüzden” diye açıklaman, sinema tarihinde çok sık kullanılan bir taktiktir zannımca. en çabuk aklıma gelen donnie darco oldu, ahah, çok komik oluyor böyle şeyler, adam tavşana diyor ki “neden o saçma tavşan kostümünü giyiyorsun?”, tavşan da orda bilge dede konumunda zaten, hiç beklenmedik bir cevap verip bizleri derin düşüncelere gark etmek üzere programlandırılmış: “neden o saçma insan kostümünü giyiyorsun?”. ben bu kırılma noktalarına senaristin kısırlığı derim genelde. ha, donnie darco sağlam filmdir, o başka.
iyi YTL ile ilgili mimin altına kalkimkalkayım Robbie Williams’ın “Greatest Hits” adlı albümünden bahsedimbahsedeyim. olumuolur mu?gerçi mühim değil… sadece dikkatimi celbetmişti. belirtme gereği hissettim…
şimdi sayın talos;daha yukarılarda geçen bir ahkam. altında sizin imzanızı taşıyor.bundan 4-5 sene öncesine kadar yazılan yazılar ve kullanılan metin harfleri söyledir ;-seLam ßaßa naßer yaws?-ii Lan senden naßer?-noLsun ßaßa yaws hich yoKsun ortaLikta? vs. vs.diye gidiyor. nefret ettiğim bir durum. bundan sonrada benim ahkamıma sebep olan şekilde bir yazı yazıyorsunuz.O da budur.iyi YTL ile ilgili mimin altına kalkim(kalkayım) Robbie Williams’ın “Greatest Hits” adlı albümünden bahsedim (bahsedeyim). olumu (olur mu)?Eleştirmiyorum, kötülemiyorum. Sadece gözünüze sokuyorum. Çünkü eleştirdiğimiz hatta beğenmediğimiz bazı şeyleri günlük hayatta farkında olmadan hepimiz yapıyoruz. Mesela yukarıda bold ve italik olarak belirtilen paragraftaki konuşmalar aslen keyif için, şekil için ve muzurluk için yapılan şeyler. Bundan iğrendiğinizi belirtirken ister istemez (hiç şüphe yokki), belkide bir anlık sinirle yazı şekliniz daha beter bir Türkçeye dönüşü veriyor. Benim burda yakalamak istediğim diğer insanları eleştirirken kendimizede dönüp bir bakmamız. Dinlediğiniz için teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
İnceltme/uzaltma işareti olan “şapka” Türk Dil Kurumu tarafından bir dönem kaldırılmıştı gerçekten, fakat sonradan bunun “hala/hâlâ” benzeri sorunları beraberinde getirdiğinden olsa gerek tekrar yaygınlaştırılmaya çalışıldı.Genelin sandığı gibi şapkalar çıkartılmadı, hâlâ kullanımdalar ve kullanılmalılar, kaynak: TDK.Genel anlamda, dile vurulan her darbe ondan bir şey götürüyor. Örneğin harf devrimi (arap harflerinden latin harflerine dönmek) telaffuz/yazım konusunda büyük zorluklar getirdi, yıllardır TDK’nun bir türlü atından kalkamayıp artık iyice “o istisnadır, bu istisnadır” açıklamalarına kaçtığı gibi.Umalım ki 10-100 sene içinde bu zorluklar aşılsın ve karar verelim “yazıldığı gibi mi okuyacağız, yoksa okunduğu gibi mi yazacağız”.
aslında konu çok alakasız bir yere geldi ama n’apabilirim benimde aklıma geldi… şu şapkalar gerçekten önemli. birkeresinde şehir dışında olan yeğenim tanıdığım fakat bende kayıtlı olmayan bir numaradan sms göndermişti. “hala seni çok seviyorum ve çok özledim” diye.. bende ona “bende seni çok seviyorum bitanem. bende özledim” yazmıştım. başka bir zaman bunu tesadüfen gören o zamanlarki nişanlımla tam bir aile faciası yaşayacaktık neredeyse. tabii o hala’yı hâlâ diye algılamıştı :))çok önemli çookkk…
güzel dostum, benim orda söylemek istediğim şey şudur; “ch”, “sh” gibi gereksiz harf sarfiyatı. şimdi kalkıpta benim yazımı eleştiriyorsun, hoşumada gidiyor hani. ancak anlayamadığım nokta benim demek istediğimi anlamamandır. hepimizin kullandığını söylüyorsun, mesela bir arkadaşımızı gördüğümüzde; “ne haber yahu” değilde “naber ya” denir. daha kolay dile daha yakın olduğu için. e kalkıpta “ne haber yahu” denirse bir garip gelir insana. zira benim yazdıklarım da aynı şekilde türemiştir. bir anlık karın ağrısı ile asıl olanı değilde, kulağımla duyduğumu ve dilimden geçeni yazdım ki o eleman bu “sh” olayını bilerek yapıyor. benim eleştrim ise bu yöndedir. ben teşekkür ederim.
sayın talos. Gayet hoş, saygı ve sevgi çerçevesinde geçen bu karşılıklı görüşpmemiz sonuca bağlanmıştır. Sizinde ahkamınızda belirttiğiniz üzere bir anlık bir hamle olduğunu bende belirtmiştim zaten. Ne hoş bir sonuca ulaştık ve karşılıklı tatlı tatlı konuştuk değil mi. Keşke herkes böyle olsa diyorum. Esenliklerle kalınız.
tdk’nın eski bir üyesinin, tanık olduğum açıklamasına göre, ‘şapka’ kaldırılmamış. yaptıkları bir açıklama yanlış anlaşılmış. daha sonra pek çok kez ‘şapka’nın olduğu yerde durduğunu açıklamışlar, ama kimse tınmamış. efenim?
Yarma DİYOR Kİ, (17 Ocak 2005 21:20)hay analizine koyiim aptal beyinsiz, daha derin bishey dushunemedin mi? Mesela ne biliim surekli ortamlarda millete şşşş cekip susturmaya calishan bir fasho olduum icin ş tushum bozulmushtur belki, ha ne dersin mankafa? burda biraz uretken olamaya calishsan ne olur ha? evet bana laf sokucakken bile! tat almak istiyorum cunku ben, saman sapi!
SEVDALIMHAYAT mizah duygum boyut değiştirecek bu gidişle;-))
yapacakbirşeyyok DİYOR Kİ, (25 Ocak 2005 00:49)ne şekilde tüketime hitab ederse etsin hazırlanış, tüketişe de fazla bulaşmamak gerektiği gerçeği kaçınılmaz. Tütün çiğner gibi de tüketebilirsin çayı, tabağa döküp, içtiğin kenara şeker koyarak da, kıtlamayla da. Gittiğimiz çayhanede kimseleri belirleme arsızlığımız olmamalı. Höpürtederek içenlere tahammülümüz yoksa, bu seremoniyi tek başına evimizin kuytusunda yapalım.
Yarma DİYOR Kİ, (17 Ocak 2005 21:20)hay analizine koyiim aptal beyinsiz, daha derin bishey dushunemedin mi? Mesela ne biliim surekli ortamlarda millete şşşş cekip susturmaya calishan bir fasho olduum icin ş tushum bozulmushtur belki, ha ne dersin mankafa? burda biraz uretken olamaya calishsan ne olur ha? evet bana laf sokucakken bile! tat almak istiyorum cunku ben, saman sapi!
Ben yorum yazarken tarihe pek bakmiyorum. Ama böylesi eski yazilari ikide bir arsivden cikaranlara da kizmiyor degilim.
oky, 16 Ocak 2005 04:15 tarihinde yazmış.
2005’de yaziilan daha dogrusu yazilmayip sadece mim olan bu mimi ilk kim cikarmis ona kizmali bence. Du bi bakayim kim cikarmis;
07ebru DİYOR Kİ, (26 Haziran 2008 21:33)neler olmuş böyle !!!
Evet Ebru cikarmis. Ben de böylece 2005’de olan bir yoruma kizmis oldum sayesinde.( Arkadaslar yeterince yeni yazilar dururken neden ha bire arsivi kurcaliyorsunuz anlamiyorum. Lütfen rica ediyorum yeter artik…
xNicox bu ne demek oluyor?eski yazı okumak kızmak için sebep mi yoksa kızacaksınız da sebep mi bulmaya çalışıyorsunuz.analiz yeteneğinizi tekrar gözden geçirmeli ya da daha mantıklı olmalısınız sizin yorum eklemenize sebep olan tarihte güncelleyen kişiye bir bakınız
talos DİYOR Kİ, (18 Temmuz 2008 17:09)geciktiniz sitenin caf caflı dönemine 🙂
siz bu günden sonra yorum yazmışsınız07ebru zaten tatilde cafeden girdiği bir gün yazmış o gün güncelleme yapan kişi TALOS ama siz faturayı istediğinize kesin.yakıştıramadım.
Hayir kimseye kizmadim. Sen abartiyorsun. Sadece o bu yaziyi gündeme getirmis dedim. Ve bunu sakince insanca yaptim. Peki sen neden onu korumaya calisiyorsun bunu anlamadim. Ebru’nun kendini koruyacak kadar bilgisi görgüsü yok mu? Yoksa sen Ebru’musun? Ben kizmaya baslarsam, uzagimda olmani tercih ederim…
Hah bi sen eksiktin Yildo. olm size ne, ne yazmisim ki ben? Ebru gelsin o desin ne diyecekse. Siz kimsiniz ki Ebru’yu bilmem hasan’i Hüseyin’i kayirmaya kalkiyorsunuz. Ulan canimi sikmayin valla alayinizi ezer gecerim. Sabrimi zorlamayin yeter artik.
sakin x.ben neler olmuş sorusuna kendimce cevap verdim. waterf. aniden savunmaya geçmenize birtürlü anlam veremedim. bırakın bunları sayfanın lanetimidir nedir, aynı konu 3 sene sonra farklı kişilerle tekrar tartışılıyor.dej. tekerrür başlıyor…
insanoğlu kendini arardünya döner milim milimeğer göçüp gidersen bugünyarım kalan işin var seninkorkma ondan bundanne ölümden ne hayattanne cehennem ne de şeytanbu dünyada gördüklerinin hepsi bir hepsi haktan…pentagram-birtavsiye ederim dinlemenizi, kafa dağıtmaya iyi gelir.
an gelir yıllar önceki okuduğumuz bir kitabı tekrar okumak isteriz ve okuruz.yazının eskisi olmaz,herkes nereye isterse oraya yazar,ne kadar kendini ağa sayan var bu sitede böyle.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
çok iyi biliyorum hemen buraya bir aptal gelecek. ne oldu? haa? bizemi dendi bu laf? nedi yon sen? bende yeni üyeyim ne yaptık şimdi diyecek. hafif bu soruna yakın zamanda bir çare bulmaz ise eğer bu siteye küsenlerin sayısı günden güne artacak. bir daha girmeyeceğim diyorum, merak ediyorum sonra… belki düzelmiştir diye tekrar bakıyor eskisinden daha kötü olduğunu görünce arkama bakmadan kaçmaya başlıyorum.
yazilarimizi silebilme butonu yok…
iyi ki bugün hafife bana yardim edin diye birseyler yazdim, herkes yakinmis, üstüme aliniyorum, ama eskiler de hep yakinirlar nedense, yaslilik mi…evet yeniler aptal, eskiler de bunamis diyelim, noktalayalim…
Eşşeği unuttun yaf 🙂 genelde aptal salak manyak ve eşşek vardır sonunda. Eşşeksiz aptal salak manyak olmas onuda eklersen sefinirim 🙂
86
sivrilmeye başladınız. aynen şuna benzediniz.fakat görebiliyorum hepinizi.
Y.P.A ve onun 2. mertebeden turevi olan fonix, can80 gerizekalilari, burdan size sesleniyorum, bu bayramda TIR altinda kalarak can vermeye niyetiniz yoksa, mumkunse bir seferde 17 karakterden fazla yazmayin, difuzyonu zorlashtirmayin!
hafif kapanmadan önce, “böyle giderse site kapasın!” diyorduk, aniden gidince imza kampanyası başlatıp pilli.com önünde oturma eylemi yapma planlarına kadar herşey düşünüldü. bu kadar olaydan sonra günlükler kaldırılınca ortam biraz düzelir sanmıştım ama bu sefer de görünmez moderatörler türedi, yönetilmeye / yönlendirilmeye başladık, mimlemelerin forum mesajlarından farkı kalmadı. sanırım kendimi yeterince özgür ve eskisi kadar rahat hissedemediğimden artık siteyi iki üç günde bir ziyaret eder oldum. bunu, eski güzel günlerin (“hey gidi hafif…” diye başlayan cümlelerin) hatrına, o güzel insanları, o güzel atlara binip gitmeden önce tanıyıp sevdiğim zamanların üzerini örtüp saklamak, unutmamak, “boku çıktı”yı kullanmamak adına yapıyorum.hafifin gerçekten geri gelmesi için yapılması gereken, sayısı 14bine ulaşan üyeler arasında ciddi bir elemeye gidip üye alımını kapatmak. alttaki muhtemel ahkamlardan birindeki, “sen kim oluyorsun” cümlelerine istanaden, bunu isteme hakkını kendimde gördüğümü şimdiden söyleyeyim.
hafif’in nüfusu 10,000’i bulduğunda da bu tartışılmıştı, bence de acil bir önlem alınmalı, belki eleme değil ama en azından, yeni üye alımı durdurulmalı… Yoksa bir süre sonra, ne bir daha ben ne de siz buraya uğrayacaksınız.
Katiliyorum. Ozellikle moderasyon, uyeler tarafindan yapilmadigi surece hafif.org’un hafif uyku’nun daha once aklinda oldugunu dusundugum sosyal deneyle de bir ilgisi kalmamis oluyor. Bu nedenle, siteye yeni uye alinmasi durdurulup, yeni gelmis ve ortama ayak uyduramamis ayrik otlari da ayiklanabilir. Tabii sozluk modeli olup da isin cilki cikacaksa (yilda bir referans mektuplu, CVli uye alma seanslari :P) o zaman yine dusunup farkli bir cozum bulmak bize kaliyor. Cunku o model de cok saglikli gelmiyor bana.Bu arada…Sen kim oluyorsun?Kimse demeden ben demis olayim da, benden sonra senin mantikli fikirlerine ileri geri laf edemesinler :).
ya 14 binüye içerisinde kaç kişi takip ediyor ki? şurda sayfanın en altında ki aktif üyelere bir bakınız. burda ki gibi “lan ne site be! üyelik parasıylamı kayıt olim bari” mantığı taşımıyor. bu siteye üye olmak çok basit olduğu içindir ki 14 bin kişi oldu. gmail tarzında olsa belki bu kadar olmaz. üye alımı durdurulabilir, ancak bu bişeyi değiştirmez. ayda 100 kişi üye oluyorsa, 10 kişi ancak aktif olabiliyodur. bu tarz bir site pek sevilmez, girmeden önce arkadaşlarımda gördüğümde “ne yapıyor lan bunlar?” dediğim oldu. şimdi “neyapıyorum lan ben?” demiyorum. belki siteye çok faydalı bir girişimde bulunmadım, belkide sevdiremedim kendimi. benim gibi çok kişi var.yapılması gereken şudur kanaatimce. aktif üyeler haricindekileri silmek. şu kadar üye var falan olmayalım. daha sonra 10 bin, 5 bin konusuna girelim.
moderasyonun üyeler tarafından yapıldığı dönemde de pek çok sıkıntı yaşanıyordu. ana sayfada yer alan bir çok blog gördük o zamanlar, kankalık müessesesi sayesinde moderasyondan geçen.nüfusun 14.000’i bulduğu ise bence gerçeği yansıtmamaktadır. bu sözü edilen 14.000 üyenin önemli miktarını hafif’e bir şekilde üye olan, belki bir iki ahkamdan sonra kıdemliler tarafından azarlanmak, aradığını bulamamak gibi nedenlerle bir daha login olmayan üyelerden oluştuğunu sanıyorum. bir de birden fazla mahlasla yazan üyeler var. yani “14.000’i aşan üye sayımızla” lafı birbirimizi kandırmaktan başka bir şey değil. üye sayısının 6.000 ila 8.000’li sayılarda dolaştığı günlerde de yukarıda şikayet edilen tarzda rezillikler olmuyor muydu? hatırlayın o günleri, en çok hit alan konular “seda sayan’ın playmen pozları ve kadınlar yatakta ne ister” değil miydi? bitmeyen bir geyik halini aldı “n’olcek bu hafif’in hali” konusu. günlükler kalkınca herşey süt liman olacak sanıldı ama olmadı. şu ana sayfa düzenleyicisi kimliği gizli(!) moderatörler de soruna çözüm olamadı(belki de kimliği gizli(!) moderatörlerimize başka misyonlar da yüklemek gerekirdi). yakında sıra mimlemelere gelecek galiba…formata uygun görülmeyen kullanıcıların tabiri caizse azına sıçılarak siteden uzaklaştırılmaya ya da yontulmaya çalışılması bir kenara pek çok değerli kullanıcının da (Ringa, Pinhan Kara gibi, adını yazamadıklarımdan özür dilerim) hafif’ten uzaklaşmalarını ve artık yazmıyor oluşlarını da yeni kullanıcıların denyoluklarına mı bağlayacağız?sanırım sorun şu: formatı anlayamamış ya da denyo, salak vs. olan yeni kullanıcıların ekledikleri içerikler bir şekilde heyecan oluşturuyor, yeni mim, yeni blog, yeni ahkam kısmında yeni bir şey görünce direk oraya ışınlanıyor, içerik tatmin etmeyince ya da içeriğin formata uygun olmadığı görülünce de yaşanan hayal kırıklığına paralel söz konusu kullanıcıya denilmeyen bırakılmıyor. bu metodun doğruluğu da tartışılmalı Hasan bey izin verirse.bitirirken bir kaç sorum olacak;sayın urubitinga, iq ortalamasını neye göre aldınız? çok afedersiniz ama götünüzden uydurduğunuz bir rakamla ahkam kesmek de buranın formatına uygun değil.sayın mtlda, ciddi bir eleme nasıl yapılabilir? bunu formüle eder misiniz lütfen?ve son olarak, sayın yeşil persil adam, sayın can80 ve kankaları; siz, size sokulan lafları ve hakaretleri hakediyorsunuz ulan.
Hafifte beni ve belkide sizi sikan malum zevatin varligi degil efediler.Site ic tüzügünden ve adetlerinden habersiz kullancilar her zaman vardi.Sahsen, sitede eski abilerin ve ablalarin yasattigi heyecanli gunleri aramaktayim.Gerci geldiler buradalar ama her ne hikmetse herkes kendi fildisi kulesinden sesleniyor.kimi bir islik çalip gidiyor, kimi kafayi uzatip geri cekiyor.Sizi bilmem ama ben bu vakti kacirdigim o ilim, irfan birazda küfür kokan bloglari okuyarak degerlendiriyorum ve sabizsizlikla büyüklerin sofraya oturmasini bekliyorum.
zorlashtırmayın!
ilkokul seviyesinde ingilizce bilen, mirc hastası kuşağın yarattığı bir “türkçe karakter kullanamama” hastalığının sonucudur bu “sh” “ch” mevzu…
çayın kısık ateşte bir süre demlenmesi beklenir. Harlı ateşte yapılan çaya haşlama çay denir.Çaydanlıktaki eski çaydan da önceki tad beklenmez. Elbette ki kaygı, ocağın düğmesine kimin müdahale ettiği…
bundan 4-5 sene öncesine kadar yazılan yazılar ve kullanılan metin harfleri söyledir ;-seLam ßaßa naßer yaws?-ii Lan senden naßer?-noLsun ßaßa yaws hich yoKsun ortaLikta? vs. vs.diye gidiyor. nefret ettiğim bir durum.
senin beyninin biryerlerde preslendigi iyice belli oldu…bayram TIR öpsün seni…
“uğraşacak bir şeyler kalmadığından mı size bu kadar yükleniliyor” diye düşünüyor(d)um.Güzel bir blogu bitirince birazda ben nağra atayım dedim.teklifime gelince; hani diyorum size şöyle bir oyun bahçesi veya bekleme salonu gibi bir yer tahsis etsek.hafifi anlayana kadar orada zaman öldürseniz.çitlerin üzerinden atlayıp kaçmak yok ama.ya arkadaşlar tamam bi acemilik etmişsiniz niye hala su üstüne çıkmaya çalşıyorsunuz ki! biraz sakinleşip bir köşeden oyunu seyredin.zor değil çabucak öğrenirsiniz.tamam sustum 🙂
hafif eski hafif degil o kadar…istediginizi yazabilirsiniz demisler, ilan panosu gibi birsey olsaydi oraya yazardim sormam gereken seyi, eh blog da olmadigi icin mimledim güya, ayrica konular da elestiriliyor burada, herkes ayni seyleri mimlerse daha mi iyi olur yani, secilmis, elit, yüksek zekali mim nasil birseydir ki???bu secilmis, elit yüksek zekali üyeler ne menem birseydir, onlarin citleri ne renktir???
istediğinizi yazabilirsiniz dediler diye; Beethoven 9 Nolu Senfonisi döktür ya da bugün sevgilinle neler yaptin onu yaz. herif orda konu hakkında istediğinizi yazabilirsiniz demiştir. sitede yapılmasını istediğin birşey varsa bul 3-5 hata gir blogunu anlat. açıklamasını bulamadınmı; “hafif uyku” adlı üyeye mesaj at derdini anlat. iyi YTL ile ilgili mimin altına kalkim Robbie Williams’ın “Greatest Hits” adlı albümünden bahsedim. olumu?
“YTL ile ilgili mimin altına kalkim Robbie Williams’ın “Greatest Hits” adlı albümünden bahsedim. olumu?” di mi ?
..şurda.ama bu pişkinlik neden? yok yok, arsızlık..
kabul et güzel bir örnek 🙂
Şu yazılanların arasında verdiğiniz Pinhan Kara ve yazlılarının ardından yapılan muhabbetlere bakınca eskileri özlememek mümkün değil. Eskiden buralarda gezinirken eğlenirdim. Bazen yeni şeyler öğrenir, bazen de başkalarının bana inanılmaz gelen fikirlerini okurdum.Ama hayatım hafif.org değil ya. Değişirse değişsin. Bana dert olmaz yani. Ne var ki aynı kalabilen kainatta?
hay analizine koyiim aptal beyinsiz, daha derin bishey dushunemedin mi? Mesela ne biliim surekli ortamlarda millete şşşş cekip susturmaya calishan bir fasho olduum icin ş tushum bozulmushtur belki, ha ne dersin mankafa? burda biraz uretken olamaya calishsan ne olur ha? evet bana laf sokucakken bile! tat almak istiyorum cunku ben, saman sapi!
analizi yaparken, böyle bir tepki vereceğini de tahmin ederek yazmıştım zaten, “sh” “ch” yazarının kendisinin de beyin yapısı olarak ilkokul seviyesinde kalarak “aptal, beyinsiz” gibi küfürler yazacağını varsaymıştım, kişisel algılama sayın “sosyoloji deneyi”
Haklısınız Sayın Jawussjan, özür dilerim.
format diyorsun ama format denilen şey bu mim için geçerlimi? Sen belirlediğinimi sanıyorsun o keskin formatı? her neyse umrumda değil. Senin, rektumumun ürettiğini iddia ettiğin sayının değeri değil bunu düşürenleri kastettiğimi anlayamamışsın. Sence bunu persilkafa ve can80 denilen adamların mimlerinden önce bunu yazarmıydım?…
Öncelikle Türkçeyi düzgün kullanın sersemler; nağra atıyomuş nağra ne mağara mı sefil! diğer yeni üyelere hiç girmiycem hepsi zavallı morötesi gençliği, laflarıma yazık, sokakta kiloyla nitekim onlardan …
yapılan çaya haşlama denirmiş,otuz yaşımda sayenizde yeni bi bok daha öğrendim, çok bilmiş beyzade, istersen harlı ateşte de çok demli güzel çaylar demlersin lakin harlı ateş suyu çabuk bitireceğinden sürekli su eklersen demlediğin çay tadından içilmez, su ve ateş kombinasyonu…kısmana gerek yok tabii tüpünü çabuk bitirmek istemiyosan…kendinize göre ne idiğü belirsiz bi doğru mantığınız var, ama doğru tektir…mim bölümüne bilmemne ne demektir siki girilerek mimleme köşesi de eski günlükler gibi olacağı müjdesini çoktan vermiştir. Burda yapılması gereken yek şey bu zerzevata prim vermemektir, evet biliyorum çok zor, biliyorum ana avrat düz gitmek için kendimizi zor tutucaz ama tutucaz…onlara yoklarmış gibi davranıcaz halbuki zaten yoklar di mi efendim, boşlukta serseri mayın misali savruluyolar o tekmeden bu tekmeye. ama laf söylemiycez..Yaptıkları, yazdıkları uğraştıkları salaklıklarla yalnız uğraşsınlar bırakın…Önlerinde leb-i derya internet var. O sorduğu kelimeyi google a yazsa 78 tane sonuç çıkar ama hey hat o salak buraya yazıyo, bırakın yazsın efendim, salaklık parayla degil ya…Anlaştık mı?Salakları yalnız bırakalım oki
Üç beş ahkam yukarıda bir arkadaşın Türkçesini eleştirirken böyle hangi dil olduğu belirlenemez bir şeyi yoğun bir öfke altında yazdığınızı düşünüyorum sayın Talos. Artı konuya nötrüm görünce dayanamadım, ahkamladım. Kusuruma bakmayınız…
ne dediğini (demek istediğini) anlamadım. bir kusur göremiyorum (hani bir eleştri varda çıkaramadım) ahkâmlar fikir beyanıdır, başka bir önemi yoktur.
Başı ve sonu anlam bütünlüğü taşımayan yazınıza bakınca, soğan cücüğü yaşınıza rağmen öğreneceğiniz çok şey olması kaçınılmaz bir durum.Çay şöyle demlenir; demlikte kuru çay bulunurken aşağıdaki suyun kaynaması beklenir. Kaynayan su demliğe ilave edilir, alttaki çaydanlığa tekrar su katılır ve kısık ateşte su kaynarken, çay üst demlikte ilk salımını yapar. Alttaki su kaynadıktan sonra demlik kısık ateşin üzerine oturtulur ve üzerindeki çay tabakası, kabarım sırasındaki ilk puflayışında tekrar su kabınınüzerine alınır. Alta su eklenir 10 – 15 dk. kadar da buhar yardımıyla demleme işlemi sonuçlandırılır. Buna Kahveci Çayı denir!İşte kişi o ilk taşımı kısık ateşte değil, harlı ateşte yaparsa çayı kaynatır içerisinde bulunan oksijeni de azaltıp, lezzetsiz, açık renk bir haşlama çay elde eder.Eh, bundan haberiniz olmazsa -ki bildim bileli hafif’in tüm ocakçılarının servisleri böyledir-elbette, kabul günlerinde börek eşliğinde 1,5 saatte dem tutan çayın peşine düşersiniz. Tavsiye ederim,çayı soğuk suda üç gün bekletin, hiç tüp harcamadan da dem elde eder, süzdükten sonra bundan da soğuk çay yaparsınız.Hâşâ sizi kastetmedim.
yardima ihtiyaci olan insanlari görünce biyik altindan gülüp hatta birkac celmeyle isleri daha da zorlastirdiklarini nasil olmussa unutup, burada böyle zeki insanlar, ben salaga yardimci olacak -türkce- birileri mutlaka vardir diyerek evet bir salaklik yapmisimdir…ama asla özür dilemiicem, böyle bir olayi agizlari sulanarak bu dereceye getirecek kadar zeki!! sizlerden özür dilemicem…ingilizcem ve almancam olmasina cok sevinerek internette yaptigim aramalar sonucunda sorunu hallettim…hani dert olmustur size diye de yaziyorum buraya…
yahu sen de takmışsın bir “zeki insan, zeki insan”, her ahkamda da hafifçilere zeki demekten bıkmıyorsun. yani burda kimsenin zeki olduğunu iddia ettiği yok. her toplulukta belli bir kültür oluşur, sonradan gelenler ilk aşamada bunu anlayamazlar, bu bir kültürsüzlük veya gerizekalılık değildir; kültürsüzlük ve gerizekalılık olan, yeni girilen ortamın atmosferini henüz solumadan, inadına kendi bildiğini okumaktır. ve bu da sende var.kültürsüzlük derken belli bir ortamın zamanla oluşmuş yazılı olan veya olmayan kurallarını hiçe saymaktan bahsediyorum. son çıkan kitaplardan bihaber olmak değil dediğim.bu arada dikkat ettim de, ne kaddar optimist bir mesaj yazdım ben.
bir de azeriler şu şekilde çay demliyor, birgün deniycem ben de: olaya direk demlikten giriyorsunuz, çayı koyuyorsunuz, suyu koyuyorsunuz, ocak üzerinde kaynıyana kadar bekletiyorsunuz. valla kulağa çok hoş geliyor, yapılması saatler süren çayı beklemektense, 10 dkda çay işte size. hele bir de ketılınız varsa, oh, değmeyin keyfinize.ha ben hala eski usul demliyorum, yani annem hala eski usul demliyor, o başka tabi.
nâra(nara) olacaktı değil mi? Şapkalar kalkınca ne yapacağını şaşırıyor insan.Ne istediler şu şapkalardan yahu?
ne kadar optimist yazi yazabildigini farkedebilmek, aptal ve salaklar dedikten sonra da neden bize zeki!! diyorsun demek de zeka ve kültür göstergesi tabii…
Kimsenin bir yere gittiğini sanmıyorum. Herkes okuyor işte.Bırakında söyleyecek şeyi olan konuşsun, meselesi olan, uğraşı olan insan yazsın.İnsan kendini zorlayarak yazı mı yazar Hafif’e?Maaş mı alınıyor?
ne şekilde tüketime hitab ederse etsin hazırlanış, tüketişe de fazla bulaşmamak gerektiği gerçeği kaçınılmaz. Tütün çiğner gibi de tüketebilirsin çayı, tabağa döküp, içtiğin kenara şeker koyarak da, kıtlamayla da.Gittiğimiz çayhanede kimseleri belirleme arsızlığımız olmamalı. Höpürtederek içenlere tahammülümüz yoksa, bu seremoniyi tek başına evimizin kuytusunda yapalım.Yok, birileriyle çay içelim diye yola vurduysak kendimizi, sonradan aristokrat pozlarına girmemiz, müdavim kabızlığımızla oluşmuş küstahlığımızı onaylatmaz kimselere.Sadece dükkanın oturup kalkma kurallarını öğrenmiş, hâlâ ısmarlanmış bir çayı bile, yapılışından dolayı, gönderenin üzerine boca etmekten başka bir poz yapamıyoruz demektir.Dediğiniz gibi, azeri çayını (affınıza sığınarak belirteyim, buna inşaatçı çayı diyorlar) da denemek lazım, her ne kadar kendi demlememize uymasa bile, içene hürmette kusur etmemek lazım. Çay nasıl yapılır anlatımınızı kimse tırpanlayamaz tabii.Ancak, şu sallama poşet çay sunuşuna tepki bu kadar abartılmamalı.Her şeye rağmen, çaya şeker atınca köpükleniyorsa, mızıldanmakta sakınca yoktur, o başka.
breh breh!
“aptal, salak, manyak” derken de ne kaddar pesimist yazı yazabileceğimi fark etmeye çalışıyordum belki de. bu arada üç nokta kültüründen de bahsedeyim biraz. bana komik geliyor bu, “nası kodum ama lafı hadi bakim mavi ekran” dercesine, ehehe. üç nokta insanı komik duruma düşürüyor, bu sebeple ben daha çok iki noktayı tercih ediyorum..paldır kültür bir tartışma..
kisi olarak üc nokta anlamini ve kültürünü daha iyi bilebilirsin…benim icinse sadece üc tane noktadir, anlami, ifade ettigi bir kültürü yoktur, neden bir nokta, neden iki noktaysa, bu da o nedenle…
yav desem seni eleştirmiş olabilir miyim acaba. artık başlık’ın devamı niteliğinde başlayan ahkamların pek prim yapmadığı gibi; aklım çok zeki bir ahkam kesti, noktalarım noktalarına kaçtı, bu ironi artık amacını aştı, kaderim yolundan şaştı falan.(konu ile alakasız: “sen yalandan sevince, ayrılmak düştü bize, ayrılık vakti gelince, sende kaldı, bende kaldı, dünde kaldı o günler” isimli şarkının mp3ünü nerden bulabilirim, bilen var mı?)alakasız serbest çağrışımedit: valla demesem çatlarım: üç noktanın sebebini “nokta nedense o yüzden” diye açıklaman, sinema tarihinde çok sık kullanılan bir taktiktir zannımca. en çabuk aklıma gelen donnie darco oldu, ahah, çok komik oluyor böyle şeyler, adam tavşana diyor ki “neden o saçma tavşan kostümünü giyiyorsun?”, tavşan da orda bilge dede konumunda zaten, hiç beklenmedik bir cevap verip bizleri derin düşüncelere gark etmek üzere programlandırılmış: “neden o saçma insan kostümünü giyiyorsun?”. ben bu kırılma noktalarına senaristin kısırlığı derim genelde. ha, donnie darco sağlam filmdir, o başka.
iyi YTL ile ilgili mimin altına kalkim kalkayım Robbie Williams’ın “Greatest Hits” adlı albümünden bahsedim bahsedeyim. olumu olur mu?gerçi mühim değil… sadece dikkatimi celbetmişti. belirtme gereği hissettim…
şimdi sayın talos;daha yukarılarda geçen bir ahkam. altında sizin imzanızı taşıyor.bundan 4-5 sene öncesine kadar yazılan yazılar ve kullanılan metin harfleri söyledir ;-seLam ßaßa naßer yaws?-ii Lan senden naßer?-noLsun ßaßa yaws hich yoKsun ortaLikta? vs. vs.diye gidiyor. nefret ettiğim bir durum. bundan sonrada benim ahkamıma sebep olan şekilde bir yazı yazıyorsunuz.O da budur.iyi YTL ile ilgili mimin altına kalkim (kalkayım) Robbie Williams’ın “Greatest Hits” adlı albümünden bahsedim (bahsedeyim). olumu (olur mu)?Eleştirmiyorum, kötülemiyorum. Sadece gözünüze sokuyorum. Çünkü eleştirdiğimiz hatta beğenmediğimiz bazı şeyleri günlük hayatta farkında olmadan hepimiz yapıyoruz. Mesela yukarıda bold ve italik olarak belirtilen paragraftaki konuşmalar aslen keyif için, şekil için ve muzurluk için yapılan şeyler. Bundan iğrendiğinizi belirtirken ister istemez (hiç şüphe yokki), belkide bir anlık sinirle yazı şekliniz daha beter bir Türkçeye dönüşü veriyor. Benim burda yakalamak istediğim diğer insanları eleştirirken kendimizede dönüp bir bakmamız. Dinlediğiniz için teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
İnceltme/uzaltma işareti olan “şapka” Türk Dil Kurumu tarafından bir dönem kaldırılmıştı gerçekten, fakat sonradan bunun “hala/hâlâ” benzeri sorunları beraberinde getirdiğinden olsa gerek tekrar yaygınlaştırılmaya çalışıldı.Genelin sandığı gibi şapkalar çıkartılmadı, hâlâ kullanımdalar ve kullanılmalılar, kaynak: TDK.Genel anlamda, dile vurulan her darbe ondan bir şey götürüyor. Örneğin harf devrimi (arap harflerinden latin harflerine dönmek) telaffuz/yazım konusunda büyük zorluklar getirdi, yıllardır TDK’nun bir türlü atından kalkamayıp artık iyice “o istisnadır, bu istisnadır” açıklamalarına kaçtığı gibi.Umalım ki 10-100 sene içinde bu zorluklar aşılsın ve karar verelim “yazıldığı gibi mi okuyacağız, yoksa okunduğu gibi mi yazacağız”.
aslında konu çok alakasız bir yere geldi ama n’apabilirim benimde aklıma geldi… şu şapkalar gerçekten önemli. birkeresinde şehir dışında olan yeğenim tanıdığım fakat bende kayıtlı olmayan bir numaradan sms göndermişti. “hala seni çok seviyorum ve çok özledim” diye.. bende ona “bende seni çok seviyorum bitanem. bende özledim” yazmıştım. başka bir zaman bunu tesadüfen gören o zamanlarki nişanlımla tam bir aile faciası yaşayacaktık neredeyse. tabii o hala’yı hâlâ diye algılamıştı :))çok önemli çookkk…
güzel dostum, benim orda söylemek istediğim şey şudur; “ch”, “sh” gibi gereksiz harf sarfiyatı. şimdi kalkıpta benim yazımı eleştiriyorsun, hoşumada gidiyor hani. ancak anlayamadığım nokta benim demek istediğimi anlamamandır. hepimizin kullandığını söylüyorsun, mesela bir arkadaşımızı gördüğümüzde; “ne haber yahu” değilde “naber ya” denir. daha kolay dile daha yakın olduğu için. e kalkıpta “ne haber yahu” denirse bir garip gelir insana. zira benim yazdıklarım da aynı şekilde türemiştir. bir anlık karın ağrısı ile asıl olanı değilde, kulağımla duyduğumu ve dilimden geçeni yazdım ki o eleman bu “sh” olayını bilerek yapıyor. benim eleştrim ise bu yöndedir. ben teşekkür ederim.
sayın talos. Gayet hoş, saygı ve sevgi çerçevesinde geçen bu karşılıklı görüşpmemiz sonuca bağlanmıştır. Sizinde ahkamınızda belirttiğiniz üzere bir anlık bir hamle olduğunu bende belirtmiştim zaten. Ne hoş bir sonuca ulaştık ve karşılıklı tatlı tatlı konuştuk değil mi. Keşke herkes böyle olsa diyorum. Esenliklerle kalınız.
provakatörsüz bir dünya düşünülemez, polemikler daima karşımız da olacaktır.saygılar.
tdk’nın eski bir üyesinin, tanık olduğum açıklamasına göre, ‘şapka’ kaldırılmamış. yaptıkları bir açıklama yanlış anlaşılmış. daha sonra pek çok kez ‘şapka’nın olduğu yerde durduğunu açıklamışlar, ama kimse tınmamış. efenim?
neler olmuş böyle !!!
SEVDALIMHAYAT buradaki yorumlardan iyi malzeme çıkar teknik ve strateji bakımından;-))
SEVDALIMHAYAT mizah duygum boyut değiştirecek bu gidişle;-))
gerçekten önemli bilgiler var.
geciktiniz sitenin caf caflı dönemine 🙂
talos tekrar olmaz mı diyorsun yani ;-))
tarih tekerrürden ibarettir veaynı ırmakta iki kez yıkanılmaz çelişkisi
buna “bir müslüman aynı delikten iki kere sokulmaz” diyerek katkıda bulunayım.umarım sende iyisindir devajuu88
Eh.. Hayat bir müddet durdu bendesağol, iyi olduğunu umuyorum
Dejavuu88 geçici bir durumdur daha iyi olursun inşallah.sen de sağol.
2005 yılından bu zamana kadar bir arpa boy alamamış mı yani?
vaay be!
Ulan bu yarma gercekten de yarma imis.
xNicox çok yaşa!
Noluyo ulen burada, beynime mukayt ol sezar.. yazi 2005 de yazilmis, yazida ki link e tikadiginda 2008 yazisi cikiyor.. Ben mi yanlisim yoksam
bu yazının başlığını öyle bir durumda söylemek vardı ya!!!!!!!!
iLLERiN HANi senin dediğin gibi oluyor sende yanlış yok.
mak, hemide 3-4 mislini..
10 misli de olur değil mi?
Ben yorum yazarken tarihe pek bakmiyorum. Ama böylesi eski yazilari ikide bir arsivden cikaranlara da kizmiyor degilim.
2005’de yaziilan daha dogrusu yazilmayip sadece mim olan bu mimi ilk kim cikarmis ona kizmali bence. Du bi bakayim kim cikarmis;
Evet Ebru cikarmis. Ben de böylece 2005’de olan bir yoruma kizmis oldum sayesinde.( Arkadaslar yeterince yeni yazilar dururken neden ha bire arsivi kurcaliyorsunuz anlamiyorum. Lütfen rica ediyorum yeter artik…
xNicox bu ne demek oluyor?eski yazı okumak kızmak için sebep mi yoksa kızacaksınız da sebep mi bulmaya çalışıyorsunuz.analiz yeteneğinizi tekrar gözden geçirmeli ya da daha mantıklı olmalısınız sizin yorum eklemenize sebep olan tarihte güncelleyen kişiye bir bakınız
siz bu günden sonra yorum yazmışsınız07ebru zaten tatilde cafeden girdiği bir gün yazmış o gün güncelleme yapan kişi TALOS ama siz faturayı istediğinize kesin.yakıştıramadım.
Hayir kimseye kizmadim. Sen abartiyorsun. Sadece o bu yaziyi gündeme getirmis dedim. Ve bunu sakince insanca yaptim. Peki sen neden onu korumaya calisiyorsun bunu anlamadim. Ebru’nun kendini koruyacak kadar bilgisi görgüsü yok mu? Yoksa sen Ebru’musun? Ben kizmaya baslarsam, uzagimda olmani tercih ederim…
ebru suan tatilde, bırakın isteyen istedigi yazıya yorum yazsın,bu mesrudur,istemeyen yazıyı okumaz, yorumda yazmaz,yazının eski olması onemli degil
Hah bi sen eksiktin Yildo. olm size ne, ne yazmisim ki ben? Ebru gelsin o desin ne diyecekse. Siz kimsiniz ki Ebru’yu bilmem hasan’i Hüseyin’i kayirmaya kalkiyorsunuz. Ulan canimi sikmayin valla alayinizi ezer gecerim. Sabrimi zorlamayin yeter artik.
sakin x.ben neler olmuş sorusuna kendimce cevap verdim. waterf. aniden savunmaya geçmenize birtürlü anlam veremedim. bırakın bunları sayfanın lanetimidir nedir, aynı konu 3 sene sonra farklı kişilerle tekrar tartışılıyor.dej. tekerrür başlıyor…
insanoğlu kendini arardünya döner milim milimeğer göçüp gidersen bugünyarım kalan işin var seninkorkma ondan bundanne ölümden ne hayattanne cehennem ne de şeytanbu dünyada gördüklerinin hepsi bir hepsi haktan…pentagram-birtavsiye ederim dinlemenizi, kafa dağıtmaya iyi gelir.
an gelir yıllar önceki okuduğumuz bir kitabı tekrar okumak isteriz ve okuruz.yazının eskisi olmaz,herkes nereye isterse oraya yazar,ne kadar kendini ağa sayan var bu sitede böyle.
Hassikdir ordan
Güzel şarkı sözleri…
eski hafif daha cesurmuş 🙂 ama harbiden meraklıymış.
karanlığa küfredeceğine bir ışık da sen yak demiş eskilerden bir feylozof…
“Karanlığa söveceğine, kalk bir mum yak”, aslı budur ve Konfüçyüs’e aittir.
karanlıkta kalırsanız lambanın prizine doğru fırlatın terliği, denk gelirse aydınlık sizin olsun.
karanlıkta kalırsanız uzandığınız yerden sigaranızın izmaritini söndürmeksizin halının üstüne atın, tutuşturabilirseniz aydınlık sizin olsun.
hala lambayı yakamadıysanız konfüçyusu cepten ödemeli arayın, bu durum için muhakkak ikinci bir formül üretmiştir.
Böyle 100 mumluk ampüller bulundurun yanınızda, aydınlanın..
🙂