Tom Jenkins ve Anab Jain‘in ISEA Elektronik Sanat Festivali Bienali için hazırladıkları “Yellow Chair” projesi, evlerdeki kablosuz bağlantıları, yakın çevre için yaşayan bir komünote aracı haline getirmeyi amaçlıyor.Anab, Wi-Fi bağlantısını paylaşıma açarak, evinin önüne sarı bir sandalye yerleştirmiş ve hemen üstüne: “Wi-Fi bağlantımı komşularımla ve yoldan geçenlerle paylaşıyorum. Sarı sandalyeden ücretsiz olarak ağa bağlanabilirsiniz.” yazmış.
yellow chair project
Fiziki ya da elektronik olarak insanlar arasında yakınlaşma ve ortak bir alan yaratma fikrini başarıyla uygulayan bu ikili, Sarı Sandalye Hikayeleri adında 8 dk.lık bir film ve konuyla ilgili bir de kitap hazırlamışlar.Ağustos ayında San Jose‘de yapılacak ISEA’da “İnteraktif Şehir” konulu konferansta konuşmacı olacak Anab ve Tom’un amacı bu projeyi daha da yaygınlaştırmak. Bunun için Craiglist‘e bir ilanbırakarak, San Jose’de Wi-Fi ağlarını paylaşacak gönüllüler aramışlar.Unescotarafından da ödüllendirilen “Yellow Chair Project” ile ilgili gelişmeleri “Yellow Chair San Jose” blog sitesinden takip edebilirsiniz.
yorumlar
burda o sarı sandalyeyi ne yaparlar biliyor musun? adamı telekomundan aşşağı paketlastiği ile tavana asarlar mazallah 🙂 ne o öle kominis mominis hareketler,özgür iletişim neymiş 😉
yok o diil de, virüstür, saatlerce oturmaktır, ters şeyler olabilir. Belki belli başlı semtlerde olabilir. Güzel bişi insanların başkaları için bişilere kalkışması. İnsanları seviyorlar demek ki işin özü.
the problem in the world today is communication. too much communication. homer
çok güzelmiş.. bir de bunlar var: warchalking (beleş wireless olan yerleri işaretleme) ve wardriving (arabayla beleş wireless arama)
harikaymış bu.
Cok seviyorum boyle kollektif wi-fi cali$malarini. Supermi$ gercekten.Pocket PC ve linux yuklu notebook’la (we love kismet) cok heyecanli wardriving gunlerim oldu. Ama artik bi GPS modullu bi komunite kurup (PCMCIA ~ $30, CF ~ $50, Bluetooth ~ $100), Google Maps destekli bir software ile Istanbul Wi-Fi haritasi cikarmanin vakti geldi bence. Oyle bir ogranizasyonda onayak olmak isterim.
Türkiye’de iyi niyetlerin ne kadar suistimal edildiğini biliyoruz.O sandalyeyi bile çalabilirler,ardından işin iç yüzünü öğrenip “Senin en az 2 bilgisayrın varmış,o zaman para da çoktur sende” deyip akabinde eve giren hırsızlar bir de ev sahibini dövüp yollarına bakabilirler.
ben de sınırsız bağlantıya ayda 20 dolar veriyor olsaydım paylaşırdım herkesle. Valla paylaşırdım.Türkiyede bu internet fiyatları ile bu işin oluru sarı sandalye başında sopayla bekleyip “abi interneti kullanabilir miyim” diyene “saati 5 ytl yiğenim” demektir. Ha insaflı olun 1 ytl diyiverin size kalmış.
zaten bedava internet erişim noktalarını duymuştuk. bu daha sempatik tabi. ama yayılınca şirketler falan girer bu işe.filmdeki kızın aksanı çok sertmiş.
evde wi-fi modemim var ve 3gb sınırlı internetim. gördüm ki evde 1gbyi bile bulamıyorum, kaldırdım şifreleri. 🙂
biz de şifre kullanmıyoruz. şifrelemek hiç aklımıza gelmedi çünkü. varsa bağlanmak isteyen helali hoş olsun:)
Sifre olsun ama, sifre pre-shared key olmasin. Otomatik olarak her baglanmak isteyene ayri sifre verilsin. (oyle bir model de var)Eger sifrelemezseniz baglantinizi, bu bir radyo protokolu oldugu icin butun trafiginiz havada, radyonun eristigi her alici tarafindan yakalabilir. Kotu amacli wi-fi driverlari tarafindan yakalanabilir ve sifreli olmadigi icin herkes tarafindan gorulebilir. Girdigini web sayfalarina yazdigini sifreler, outlook ile mail check ettiginizde mail sifreniz, yahoo’ya gittiniz mail sifreniz, easynews’e ssl’siz girdiniz, ftp yaptiniz, telnet yaptiniz, msn’de arkadaslarinizla konustunuz, girdiginiz web sayfalari. Hepsi gorulebilir.Malesef dunya o kadar da guzel bir yer degil.
osman o sandalyeye otursa 48 saat başından kalkmaz ölür.ev sahibine bela olur o yüzden türkiyede yalandır..
istanbuldayim da is dolayisiyla bilgisayarimda hep benimle, nerde “beleş orda yerleş” mantığıyla geziyorum zaten ewimdeki wifi şifreli, limitlerimi aşmamak için biraz dışardan indiyorum.benim gibi insanda çok hehe benim yapacagim bişi değilancak olurda ucuzlarsa acarim tabi halka
Yeşil Sandalye diye bir film izlemiştim…Duygusal ve tensel yalnızlık gerçekten sınır tanımıyormuş!