bildirgec.org

unesco hakkında tüm yazılar

Kalashlar

massay | 02 October 2009 10:52

Kalaşlar, (kalash) bulundukları bölgeye nazaran fiziksel, dinsel, kültürel, ekonomik yönleriyle şaşırtıcı boyutta farklılıkları olan bir halk.
Afganistan’da, başkent Kabil’in kuzeydoğusunda, eski adıyla Kafiristan bölgesinde (yeni adıyla Nuristan bölgesinde), Hindikuş dağlarında bulunan Çitral’in üç vadisinde, denizden yaklaşık 3000 metre yükseklikte yaşıyorlar.

Bu bölgeye Kafiristan denmesinin sebebi, Kalaş halkının animist inançlara sahip olması, tevhid inancına girmemiş olmalarıdır.

Muhafazakar İslamcı kültürün baskın olduğu komşu bölgeler tarafından Kalaşlar, kafir olarak görülürler. Zira yaşadıkları bölge de kafirlerin ülkesidir.

Geçen yüzyıla kadar, sahip olduğu coğrafya dolayısıyla fethedilemeyen bölge, 1895 yılında Afganistan emiri Abdurrahman Han tarafından ele geçirilince, hem Müslümanlaştırma yoluna gidilmiş, hem de bölgenin ismi Nuristan (Işık ülkesi) olarak değiştirilmiştir.

Kalaşların bir kısmı Müslümanlığa geçmiştir, bir kısmı da kendi kimliklerini, dinlerini, mitolojik ve kültürel ritüellerini yaşamaya devam etmektedirler.

Kalaşların nüfusunun gerçek bir rakamla ifade edilmesi mümkün değildir.

brugge belçikanın venedigi

taha3045 | 23 September 2009 14:58

Avrupa’nın en romantik kentlerinden biri olarak tanınan Brugge (Bruges) kuzeyin Venedik’i olarak bilinir.Söylenenlere göre orası Paris’ten bile daha romantikmiş, burası çikolata kokan şehir olarak ta adlandırılıyor.Filmi de yapıldı bunu belirteyim.( Bayram tatilini burada geçiren kuzenim bana yazı yazmak için parlak bir fikir vermiş oldu kendisinie teşekkür ediyorum)

Brugge Venedik şehrinde oldugu gibi kanallarla çevrelenmiş ,buradaki ulaşım gondol yerine canot denilen kayıklarla yapılıyor.Zamanında bu şehre aşık olup şehrin üçte birini satın alan İngilizler şehrin pek çok yerini korumaya almışlardır ve bu yüzden bu şehirde yaşayanlar İngilizlere minnet duymaktadır.2000 yılında Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan bu kent ortaçağ mimarisini yansıtmakta gidenler ise en çok küçük kafeleri, çikolata dükkanlarını ve canlı heykelleri anlata anlata bitiremiyor.

Tam bir ortaçağ şehri olan kentte küçük bir şapelde Michelangelo’nun Madonna’sını görmek mümkün (her ne kadar eserlerinin İtalya’nın dışına çıkmasını istemeyen sanatçının buna nasıl izin verdigi anlaşılamasa da)

Pencerelerindeki dantel perdeleri ve bunları örmeye yarayan ilginç aletleri, el yapımı oyuncak satan dükkanları, en yenisi 100 yıllık olan insana gelecekten gelmiş hissi veren tarihi yapılarıyla, (neredeyse köşeden bir şövalye bekliyormuş insan o kadar masalsı yani) Belçika’ya giden insanların görmezse zavallı damgası yiyebilecekleri bir yer. Evet mutlaka Belçika’ya yolu düşenler bu kenti görmeli , görmeliymiş, ben demiyorum gidenler diyor.(Brugge: Kültür Başkentliğini Nasıl Yansıttı?)

Brugge evleri genellikle Amsterdam evlerine benzer buranın insanları Flaman oldugu için dogal olarak konuşulan dil de Flamanca. Bu kente gidilince mutlaka çeşitli çikolatalardan, özellikle midye ve patates kızartması yenilmeli , işeyen heykel görülmeli , sandal turu yapılmalı diye anlata anlata bitiremiyorlar. Bu arada ünlü çizgi film kahramanı Tenten’in dogduğu kent burası dantel ve çikolata şehri.

Unesco’dan Dijital Kütüphane

fistikfistik | 24 April 2009 16:13

Daha evvel buradaki yazımda milli kütühaneden bahsetmiştim. Tutulma oranına bakıldığı zaman bu konunun faydalı olduğunu gördüğümden yeni bir site daha eklemek istedim. Birleşmiş Milletler’e bağlı olan Eğitim, Bilim ve Kültür örgütü olan
Uneso tarafından yeni hizmete sunulan dijital kütüphane sayesinde tüm dünyanın büyük küçük kütüphanelerinden kaynaklara ulaşmak artık mümkün olacak.

Buradaki linke tıklayarak girebileceğiniz site sayesinde kataloglarda tarama yaptırabilir ve sitede olan kaynaklara ulaşabiliriz.
Site şimdilik sadece İngilizce, Arapça, Çince, Fransızca, Portekizce, Rusça ve İspanyolca olarak hizmet vermekte.
Sitede 11.yüzyıldan eser bulmak bile mümkün. Fotoğrafçılar, araştırmacılar ve öğrenciler için oldukça ideal.
Sitenin amaçlarından biri de kitap ve bilgilere ulaşımı kolaylaştırmak.
Faydalı olması dileklerimle…

imparator Qin Shihuang ve yeraltı ordusu

nazokiraze | 19 March 2009 18:50

Dünyanın harikalarından biri olarak gösterilen ,dünyanın en ilginç hükümdar mezarlarından biri olan Qin Shihuang mezarlığı,ikibin yıl evvel henüz imparator çok gençken inşa ettirilmiştir. Yaşadığı dönemde (M.Ö 259-M.Ö 210 yılları) tahta çıkan ,imparatorların henüz yaşarken kendi mezarlarını gösterişli bir şekilde yaptırmaları gelenek olduğundan Qin Shihuang henüz 13 yaşlarındayken inşaata başlanmıştır.

İmparator seçildiginde çok genç olan Qin hükümdar olur olmaz fazla harcama yaparak önce A’anggong Sarayı nı sonra dünyanın en zengin mezarlarından biri olan kendi mezarını yaptırır. Bu mezarın yapımında 700 bin kişi yer alır ve 40 yılda bile tamamlanamaz, Qin öldügünde mezarı hala bitmemiştir.Mezar 56 kilometrekareyi kaplamakta ve piramit şeklindedir. Peki bu mezarın özelliği neydi, neden bu kadar ilgi çekmekte ve dünyanın en zengin mezarlarından biri olarak belirtilmektir?

Qin mezarlığının bu denli ilginç olmasının nedeni,binlerce çocukla birlikte gömülmek isteyen imparatorun bu istegini gerçekleştirmek istemeyen vezirin ona askerlerin benzeri olan heykeller yapılmasını önermesiyle ,heykel sanatının en güzel örneklerinden olan boyları 1 metre 80 santim kiloları ise 100 ila 300 arası olan şimdiye kadar 500 tanesi ortaya çıkarılan eşsiz asker heykelleridir. Her biri farklı görünümlü olan bu heykellerin yanında savaş arabaları ve at heykelleride çıkarılmıştır.

Bulunan en degerli arkeolojik yapı olan Qin Shihuang mezarlığı ve yeraltı ordusu( Terra cotta ordu veya toprak askerler ) bir çirfçi tarafından tesadüfen 1974 yılında bulunmuştur. Hala 8000 kadar daha heykel askerin oldugu tahmin edilen kazı bölgesi UNESCO tarafından korumaya alınmıştır.Askerlerin her birinin birbirlerine benzememesinin dışında rütbelerine göre de daha gösterişli yada uzun yapılması heykelleri daha da ilginç kılıyor. İmparatorun mezarı ise henüz açılmamış vaziyette.İmparatorlar öldüğü zaman hizmetçilerinden, hayvanlarına kadar onunla birlikte gömülmesigelenegi yine de gerçekleştirildi, hepsi imparatorla beraber canlı canlı gömüldü, heykeller sayesinde gömülmekten kurtulan 400 kadar asker oldu. Çin Sosyal Bilimler Akademisi’nden yapılan açıklamaya göre askerlerden sonraki zamanda piramitten bir oda bulundugu,bu odanın geçiş yolu olarak kullanıldıgı ,odanın ölçümlerinin beş yıl sürdüğü,bu geçiş yolunun imparatorun ruhunun geçmesi için yapıldıgı belirtildi.
İmparatorun mezarı açılmasa da üstünün eritilmiş bakırla kaplı oldugu ve soygunlar için ok fırlatan mekanizmalarla korundugu biliniyor.

Kaşgarlı Mahmud

admin | 02 March 2009 15:51

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=820358&title=kasgarli-mahmud

dünyanın doğal harikaları

admin | 30 December 2008 11:25

burada yazdığım bildiride dünyanın yeni 7 harikasının seçimi ile ilgili bilgiler vermiştim. şimdi aynı organizasyon tarafından bu kez dünyanın doğal harikaları seçiliyor. aday önerme ve oylama işlemi 31 aralık 2008 tarihinde sona eriyor. siteden yapılan açıklamaya göre 7 temmuz 2009 tarihinde unesco‘nun ve uzmanların katılımıyla ilk 77 finalistten 21’inin seçileceği ve bunların aldığı oy oranına göre sıralanacağı bildirilmiş.
bu sayfayı kullanarak aday önerebilirsiniz. adayları görmek ve oy kullanmak için bu sayfadaki haritadan yararlanılabilir. oylama ile ilgili sık sorulan sorular burada.
türkiye’den şimdiye kadar pamukkale, ağrı dağı ve kapadokya olmak üzere 3 aday önerilmiş durumda. türkiye asya kıtasında gösteriliyor ve asya adayları bu sayfada.
şu ana kadar yapılan oylamaların canlı sonuçlarını görebilirsiniz.
bu tür seçimler ve oylamaların ne kadar objektif olacağını bilmiyorum ama bildiğim tek şey listede birbirinden güzel doğal harikalar olduğudur.

Doğal zenginliklerimizden Artvin-Camili…

akoni | 25 December 2008 12:05

camili köyü
camili köyü

Bitki örtüsü, hayvanları, doğal yaşamı, ormanları ile çevre duyarlılığı örneği bir yöremizi tanıtmak istiyorum. Artvin-Borçka- Camili Köyü, UNESCO tarafından, “İnsan ve Biyosfer Programı” koruma ağı altına alındı. Bu Türkiye’de bir ilktir.Zirvedeki dumanlı dağları, cennet yaylaları, ahşap yayla evleri, geleneksel yaşam tarzı, cana yakın insanlarıyla Karadeniz başlı başına bir kültür merkezimizdir. UNESCO tarafından değeri anlaşılan özel bir bölge var; Artvin’e bağlı, Borçka ilçesi, Camili Köyü (eski adıyla macahaveli). Bir kısmı Türkiye, bir kısmı Gürcistan’da olan bir yörenin adıdır aynı zamanda. Camili havzası, Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından Avrupa’da acil korunması gereken yüz ormandan biri olarak ilan edildi. Bunun yanı sıra havza, Türkiye’nin önemli doğal yaşam alanları tanımlamasında” Önemli Bitki ve Önemli Orman Alanı” ilan edilmiştir.
Toplam 25 bin hektar büyüklüğündeki Camili Projesi alanında iki adet doğayı koruma alanı (Efeler ve Gorgit) vardır. Projenin amacı:Biyolojik çeşitlilikle ilgili yasal düzenlemelerin gözden geçirilerek iyileştirme ve düzenlemeler yapılması.Ulusal ve yerel bazda, halkın katılımı ve bilinçlendirilmesi.Biyolojik çeşitliliğin izlenmesi için bir sistemin kurulması ve etkin bir korunan alan yönetimi için modeller geliştirilmesi.Uluslar arası Çevre Koruma Örgütü, Dünya Bankası ve Küresel Çevre Fonu tarafından dünyanın biyolojik çeşitlilik açısından en zengin ve aynı zamanda tehlike altındaki en önemli 25 karasal “ekolojik” bölgesinden biri olarak tanımlanmaktadır.

Bugün Mevlana’nın Doğum Günü

pasacocugu | 30 September 2008 15:28

Bugün Mevlana Celaleddin Rumî’nin doğum günü, “Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir sey kaybetmez.”, “Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır.”, “Herkesin bakmadığı yönden bak dünyaya.”, “İçteki kiri su değil, ancak gözyaşı temizler.”, “Gülün dikene katlanması onu güzel kokulu yaptı.” ve bunlar gibi binlerce güzel sözün sahibi Hazret-i pir, üstad, umman…

Wikipedia’da Mevlana’nın felsefesini anlatan yazı:

Mevlânâ, İslam dinini, şiir, sanat, raks, müzik yoluyla en ince yorumlayan kişidir Bu yorum, İslam ve İslam dışı bütün insanlık tarafından benimsenmiş, esin kaynağı olmuştur…

devamı burada

Hayattayken (ölmeden önce ) gidin mutlaka-4:Mardin

kalamara | 24 August 2008 12:00

Evet Safranbolu’dan sonra Unesco tarafından Dünya miras listesine alınan şehirlerimizden biridir Mardin…

1999 – 2002 yılları arasında görev yaptığım bu şehir ( ilk memuriyet yıllarım ) kalıcı izler bıraktı hafızamda..
Merkeze kilometrelerce uzak olsamda mutlaka 2-3 ayda bir görüyordum Mardin şehir merkezini…
Atatürk içinde Mardin’in ayrı bir önemi vardı. Çünkü General olduğunu bu şehirdeyken öğrenmişti.
Mardinde yapılan kazılarda MÖ 4500’lü yıllardan başlayarak Subari, Sümer, Akad, Hitit, Asur,Roma, Bizans, Arap, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait birçok eseri içinde barındıran bir açıkhava müzesi olduğu ortaya çıkmıştır.
Gezilecekyerleri tabiki mevcuttur.Ancak yazları çok sıcak, kışları soğuk ve çok kar yağışlı olduğundan her zaman gezmek elverişli olmayabilir.

Mardin’e geldiğinizde Hasankeyf’i görmeden sakın gitmeyin derim. Diyeceksinizki Mardin nerede Hasankeyf nerede…Oraya kadar gelip Hasankeyfi es geçmek olmaz.Dünyanın ilk ve tek açılır ve kapanır taş köprüsü buradadır. Bizanslılara ait kayalara oyulmuş mezarları da görme imkanı vardır. Konaklamak için de çeşitli alternatifler mevcuttur. Oteller, çeşitli konaklar, öğretmenevi vb..
Geriye bu açıkhava müzesini gezmek kalıyor.
Ölmeden önce tabi.Haydi kolay gelsin.

Ölmeden önce mutlaka gidin: Safranbolu

kalamara | 06 August 2008 16:05

Cennet vatanın her köşesi ayrı güzel…Tıpkı size anlatmaya çalışacağım yer olan Safranbolu gibi.
Ankara’ya 230 km uzaklıkta olan Karabük’ün şirin ilçesi olan Safranboluyu anlatmak çok uzun sürer.
Ben sizi sıkmadan en çarpıcı detayları vermekle yetineceğim.Önce o tarihin dokusunu yüzyıllarca üzerinde hoş bir elbise gibi taşıyan evleri ile başlayalım.
İlçede 200-250 yıl önce yapılmış yaklaşık 2000 tarihi ev bulunmaktadır.Bunların 1000 kadarı Unesco ve Kültür Bakanlığı tarafından koruma altına alınmıştır.Safranbolu Paleolitik çağdan beri bir yaşam merkezi olmuştur.
Tarihi evler içine girildiğinde sizi o döneme götüren müthiş bir atmosfere sahip.Bölgede sırasıyla;Hititler,Frigler,Lidyalılar,Persler,Helenistik Krallıklar,Romalılar,Selçuklular,Candaroğulları ve Osmanlılar egemenlik sürdürmüşlerdir.