bir dostumun mesajıyla uyandım o sabah: “kardeş başımız sağ olsun, atıf yılmaz yaşıtları gibi yapmış.” sonra bir başka mesaj: mevlana, insanların ölümüne değil, doğumuna üzülün diyor… 50lerin başından bugüne türk sineması’nın her dönemine tanıklık eden, altmışında emekliliklerini ilân edip evlerinde oturanlara inat 81’inde önümüzdeki sezon nurgül yeşilçay ile çekeceği romantik komediyi düşünen, kim bilir bir yirmi yıl daha yaşasa yine keyifle rejisörlük koltuğunda oturmaya devam edecek “türler üstü ustamız” atıf yılmaz’ı kaybetmiştik. yönetmenler genellikle yetkin olabildikleri bir türün üstüne giderler sinema serüvenleri süresince, oysa yılmaz, kadın filmlerinden, epik ürünlere, töre komedisinden, durum komedisine kadar sinema yelpazesinin pek çok ayağına uzandı: merak ve macera. işte yılmaz’ın karakterini yoğunlukla şekillendiren bu iki güdü, sinemasının bunca çeşitlenmesine vesile olur.hayatı boyunca ne günlük tutar, ne de filmleriyle ilgili bir şeyler biriktirebilir. evinde, çektiği filmlerden birinin bile video kaseti yoktur…

atıf yılmaz
atıf yılmaz

esas ismi atıf yılmaz batıbeki’dir. 9 Aralık 1925’te mersin’de dünyaya gelir. üniversite öncesi öğrenimini mersin’de tamamlar. istanbul üniversitesi hukuk fakültesi’nde okumaya başlar ancak genç atıf’ın ilgisi hukuktan çok resimedir. hukuk fakültesinde öğrenciyken güzel sanatlarda derslere kaçak girer. bir senenin sonunda bir görevli fark eder durumu! güzel sanatlar akademisi’nin resim bölümü’ne geçiş yaparak burada tamamlar eğitimini. nuri iyem atölyesi’nde resim çalışmaları yapar yıllar boyunca…

ayhan ışık - belgin doruk - atıf yılmaz
ayhan ışık – belgin doruk – atıf yılmaz

22 yaşındayken tavanarası ressamlar topluluğu’na katılır. “beş sanat” dergisinde sinemayla ilgili yazılar yayımlar. 1950’de semih evin’in asistanlığını yapar. aktif sinemaya ilk adımını atmış olur böylece. bir sene sonra da, “kanlı feryat” ile “motor” der yarım asır sürecek sinema yaşamına. 1960 yılında orhan günşiray ile yerli film şirketini, 1966’da güneş film’i, 1980’de de ömer kavur ve yavuz özkan ile birlikte ADAF’ı kurar. zeki ökten, yılmaz güney, şerif gören, ali özgentürk, halit refiğ gibi yönetmenlerin yetişmesinde katkıda bulunur.

adı: Atıf Yılmaz
adı: Atıf Yılmaz

sinema oyuncusu nurhan nur ve sonra senarist ayşe şasa ile evlenen atıf yılmaz, üçüncü evliliğini deniz türkali ile yapar.

rejisör:
rejisör:

80leri kadın filmleriyle kapatan yılmaz, 90ların başında “düş gezginleri” ile lezbiyenliği, “gece, melek ve bizim çocuklar” ile erkek eşcinselliğini taşır pelikülüne.

yönetmenin cesur bir filmi
yönetmenin cesur bir filmi

üzerinden çeyrek asırdan fazla zaman geçmesine rağmen hâlâ derinlikli, elle tutulur bir 12 eylül filmimiz yok. atıf yılmaz’ın 1999’da yönettiği eylül fırtınası en azından o dönemi yaşamış insanların trajedisini sıcak bir dille sinema salonlarımıza taşır. daha sonra 2005 yılının şubat ayında gösterime giren eğreti gelin’in yönetmenin seyircisiyle veda filmi olabileceğini nereden bilebilirdik ki?

ve tabii ki elbette mutlaka: müjde ar
ve tabii ki elbette mutlaka: müjde ar

edebiyat uyarlaması denince sinemamızda akla gelecek ilk isim elbette atıf yılmazdır. türk sineması’nın tartışmasız en iyi 10 filminden biri olan “selvi boylum al yazmalım”ı kırgız yazar cengiz aytmatov’dan uyarlar mesela. ayrıca selim ileri’den duygu asena’ya (kadının adı yok), latife tekin’den son filminde (eğreti gelin) şükran kozalı’ya dek pek çok yazarın ürününü kitap sayfalarından ustalıkla peliküle getirir.

bir başka cesur film
bir başka cesur film

“-sevgi nedir? -sevgi emektir” repliğini bilmeyen var mı bu topraklarda? o olmasaydı yönetmenlik koltuğunda, ilyas(kadir inanır) o kadar güzel bakabilir miydi asyasına(türkan şoray) selvi boylum al yazmalım’da?halil ergün, serra yılmaz ve türkan şoray, en yakın dostlarındandır ünlü yönetmenin. sigarayı da kalem gibi tutar. her şeyi çabucak unutur. “hatırlamadığım için anı kitabımın yarısını uydurmuş olabilirim” itirafını da yapar zaten çekinmeden.bir aralar yeni projesi “gökten üç ayva düştü” konuşulur sinema çevrelerinde. susurluk komedisi olacaktır film ama prostat kanserine yenilince ömrü yetmez büyük ustanın.çekeceği tüm sahneleri teker teker, en ufak ayrıntısına kadar çizer önce… kırılgan, biraz yorgun ama sert ve disiplinli: atıf yılmaz. “kapitalist ülkeler, ülkeleri işgal etmek, uzaya gitmek yerine bu tür hastalıkların çaresini arasaydı, ilaç sanayi mal satmak için yeni çözümlerin karşısında olmasaydı, bu uzun süreçte kanserin çaresi bulunurdu” der emek sineması’nda, yönetmen ömer kavur’un cenazesinin başındayken…istiklal caddesi, ağa camii’nin hemen yanındaki sakızağacı sokağı’nın yeni ismi atıf yılmaz caddesi olur. gençliğinde sakızağacı sokağı’nda oturur usta yönetmen, yan apartmanlarında genelev vardır. hatayla evlerinin zilini amerikalı askerler çalar. bizimkiler da kovarlar askerleri tabii…dizi yapımcılığından zarar eden yönetmenden eşi ile kızına trilyonluk borç miras kalır. mahkeme de yılmaz’ın ailesinin reddi miras talebini kabul eder. ne garip değil mi, koca türk sinemasının en iyi filmlerine imzasını atmaya çalışmış usta bir yönetmenden ailesine kala kala trilyonluk vergi borcu kalır. bozcaada ve cihangir’deki evleri de dâhil olmak üzere tüm mal varlığı elden çıkarılmasına rağmen ödenemez bu borç…ah güzel istanbul”u veya “selvi boylum al yazmalım”ı izleyip de ağlamayan var mı buralarda? veya “adı vasfiye”, “ahh belinda”, “kadının adı yok”, “hayallerim, aşkım ve sen”i seyredip de, zihninde kadını nasıl konumlandırdığını sorgulamayan?

yılmaz'ın son filmi
yılmaz’ın son filmi

zaman ustası ömer kavur, 14 mayıs 2005’te uzun bir yolculuğa çıkmıştı. bir başka mayıs akşamında ise şanslı (şanslı, çünkü her türde sayısız filmi var) bir yönetmen olduğunu düşündüğüm atıf yılmaz’ı yitirdik (5 mayıs 2006). mayıs ayı her yaklaştığında ödüm kopuyor artık, içim daralıyor “türk sinemamızın ustalarına bir şey olacak” diye. tedirginim. ama aynı zamanda umutluyum da. çünkü bu topraklarda elli sene sonra da selvi boylum al yazmalım, anayurt oteli, kadının adı yok, mine, ah güzel istanbul izlenmeye devam edecek. sinemamıza kattıkları onca çırak, onca fikir, onca yetkin film ömer kavur’u ve atıf yılmaz’ı unutturmayacak, filmleri her izlendiğinde yılmaz da, kavur da yeniden doğacak.

atıf yılmaz
atıf yılmaz