Ünlü şair Rabindranath Tagore’un Gandhi’ye verdiği lakap “Mahatma” yani “Büyük Ruh”tur. Bütün dünya onu bu görkemli sıfatla tanır.
Mohandas Karamchand Gandhi
Bir ulusal bağımsızlık hareketini, şiddet aleyhtarı politika izleyerek gerçekleştiren tek siyasi liderdir.İlk mücadelesini ve en büyük savaşını kendi insanlarına karşı verdi. Halkı sabırla eğitmek, bilinçlendirmek en önemli hedefiydi. Kast sistemi denilen yani insanı değerine göre sınıflayan ilkel uygulamanın Tanrı’nın isteği olmadığını, bunun Hindistan’ın kendi ayıbı olduğunu halkına anlatmak bunu ortadan kaldıracak iradeyi sağlamak öncelikli amacı idi.
Kasturbay Gandhi
Gandhi
Gandhi daha 13 yaşındayken (1882 yılında) hayat arkadaşı olan Kasturbay’la evlenmiş. İlk yıllarda karısı ile tatlı çekişmeler yaşamış, mutlu beraberliğe giden yolda epey çabalamıştır ki evliliğinin ilk yılında karısına sinirlendiği bir anda karşı cins için, “Seversin kızarlar, sevmezsin kızarlar; kızarsın sevmezler; sevmezsin, severler!…” sözleriyle düşüncesini dile getirmiştir.Gandhi 15 yaşında sıska bir delikanlıdır. Arkadaşı Raman’la karşılıklı bağdaş kurmuş konuşurken birden siyah gözlerini arkadaşının ağzına diker. İnce bir operasyonla Raman’ın ağzında gördüğü bir parçayı çıkarır ki gördüğü şey Gandhi’yi çok kızdırır. Kızarmış bir et parçasıdır bu. Ona göre gerçek bir Hindu, Tanrı’nın yarattığı bir hayvanı bırakın yemeyi, zarar bile veremezdi. Hem Jainizm canlı her yaratığın öldürülmesini yasaklamamış mıydı? Et yemek, insanın maneviyatını da yok ediyordu ama şimdi karşısında etçil bir Hindu duruyordu.
Ancak bu etçil Hindu, güçlü kuvvetli görünmek için kızarmış eti öyle över ki, konuyu, kırmızı ete baktığında Hindistan’ın bağımsızlığını görüp iştahının daha da arttığına kadar vardırır. O günlerde korkak, çelimsiz ve vicdanıyla hareket eden çekingen Gandhi bir kez olsun et yemeye ikna olur. Acaba bir daha hiç yemeyeceği bu et parçası onu daha cesur yapacak mıydı?1888 yılı; On dokuz yaşındaki şık giyimli, sıska, etyemez Gandhi avukat olmak için İngiltere’dedir. Kendisine, zayıf halini görüp domuz eti, ringa balığı, böbrek ızgarası gibi yiyecekler yemesini öneren iki İngiliz’e “İsa’nın insanlığa verdiği en büyük mesaj -merhamet edin- mesajı değil midir?” şeklinde cevap vermiş, prensiplerine sıkı sıkı tutunmuştur.Yirmi iki yaşındaki Mohandas Karamchand Gandhi, Hindistan’ın müşterisi olmayan, hatta Hint hukukunu bilmeyen dahası bir dilekçe bile yazmakta zorlanan, çekingen, utangaç bir adamdır. Ancak aradığı şansı geçen 1 yıl sonunda Güney Afrika’da bulur. Zengin bir tüccarın davasında başarılı olur, Hintliler ve Afrikalılar arasında saygınlık kazanır. İlk ateşi burada yakmış, gerçeğin tohumu olan hayallerini burada yeşertmiştir.1904 yılı.. Gandhi otuzbeş yaşında. Mücadele Johannesburg’ta bir avukatlık bürosunda devam etmektedir artık. Sıra dışı bir dava hayatını değiştirir. Silahsız olan bu mücadeleye bir gazetede makale yazarak devam etmek ister. Amaç “Satyagraha” prensiplerini geniş kesimlere duyurabilmektir. Gandhi Satyagraha’yı şöyle tanımlar: “Şiddete karşı şidetsizlik; sert yumruğa karşı yumuşak bir gül; hançere karşı cesurca açılmış bir bağır!…” Ezilen halkına farklı bir yol çizmiştir. Bu yol; kötülük yapan kötülükten bıkana kadar, kötülüğe karşı iyilik yapma yoludur. Zorlu bir uzlaşmacılık savaşı başlamaktadır. Galibi olmayan bir sabır savaşı!
Mahatma Gandhi – Hindistan
Kuli veya parya olarak adlandırılan, ikinci sınıf Hintli hamal hakları için ömrü boyunca sessiz kalmamış karşısındaki sağır bile olsa, bir haksızlık varsa bunu ona haykırmakta tereddüt etmemiştir. Kötülüğü iyilikle, alçaklığı dürüstlükle, kibri alçakgönüllülükle, nefreti sevgiyle aşağılama felsefesini insanlara her platformda aşılamakta, halk ta büyük liderini alkışlamaktadır. Peki son derece saygı duyduğu İngilizleri ülkelerinden dostça ayrılmasını sağlayabilecek miydi? Bunun bedeli ölüm, hapis, açlık, sürgün olacaktı ama gerilmiş ok asla yaydan çıkmamalıydı.Özgür Hindistan’ın kültürlü, ayırımcılıktan kurtulmuş, demokratik sosyal geleceği Gandhi’nin tek nihai amacıydı. Kendisini sevenleri yola çekmek için günlerce oruç tutmuştur. O’na göre oruç bir sevgi silahıdır.1930 Mart’ında İngilizlerin tuz üretme tekeline ve Hintlilere uygulanan tuz vergisine karşı Britanya idaresine karşı en rahatsız edici pasif direnişini yapmıştır. (tuz yürüyüşü) Bu doğrultuda Ahmedeabad’tan Dandi’ye kadar 400 km yol yürümüş, kendisine binlerce Hindu eşlik etmiştir. Buna karşılık Britanyalılar 60.000 kişiyi hapse atmıştır. Satyagraha düzgün işlemiş bu sivil başkaldırı altından kalkılamaz yük haline gelince Britanya anlaşma yoluna giderek tutukluları bırakmıştır.30 Ocak 1948… Gandhi yetmiş dokuz yaşındadır. Hindistan’ın bölünmesine karşın Hindu ve Müslümanlar arasındaki kanlı olaylar sona ermiş ölüm orucundan çıkmış Gandhi iştahla yemek yiyebilmektedir. Aynı gün duaya gitmek üzere yola çıkar. Kalabalığı selamlar, onlara gülümser…Herkes ona yakın olmak için çabalamaktadır. Ancak radikal bir Hindu Gandhi’nin önünde eğilir, Gandhi gence şefkatle bakar. ancak bir anda işler değişir ve suikastçi genç doğrularak elinde silahla üç el ateş eder. Gandhi acıyla yere yığılırken son sözü şu olur : “Tanrım”
Ocak 1948 – Suikast sonucu öldürülen Gandhi – Delhi
Kaynak Eser : Mohandas Karamchad Gandhi -2002(Mehmet Murat İLDAN)
yorumlar
Gandhi’yi günümüzün insanlarıyla özdeşleştirmek ne kadar doğru sonuç verir bilmiyorum ama Gülen ve Gandhi arasındaki fark-benzerlik ilişkisini kaleme alan Akşam yazarı Serdar Akinan şöyle diyor:(kısa alıntı)
bi an ne okuyorum ben diye düşündüm, thing olamaz dedim bunları söyleyen:)
Satyagraha ilkesinden o kadar etkilendim ki…Kelimenin üstünü bir tıklayıp tamamını bir okuyun derim ben… Böylesine bir anlayışın benimsenip,üzerinden örgütlenilmesi ne kadar uzak duruyor şimdilerde… Çok yazıkk,ama geçmişte koca bir devletin sömürgesiyle bile başa çıkılabildiğini görmek,bunun can bulması,şimdinin imkansızlığını arka planda bırakıp mutlu etmiyor da değil…Minik minik Gandhi’ler doğsun yetiştirilsin hep:))
muhtemelen kılıçdaroğlu kişilik ve yapı itibariyle gandhi’ye daha yakın bir isimdir…
valla kılıcdaroglu o haliyle gandi den cok gundi ye benziyo kusura bakmayın ama…..
gandhi ile gülen’i özdeşleştirebilmek için ya şakirt yada -sözüm meclisten dışarı- beyinsiz olmak gerekiyor.
fetoş denen yaratığa benzetildiğini bilse gandhi nin kemikleri sızlardı….
Om mani padme hum.
İnsanları karalamadan önce yaptıklarını biraz düşünmek gerekir.Kim bu ülke için neler yapmış ve neler yapıyor kim bu ülke için bir taş koymuş yada elini altına sokuyor.İnsanları sevmesekte fikirlerini beğenmesekte,yaptıklarını yada arkasında bıraktıklarını göz önünde bulundurduktan sonra sözümüzü söylersek şayet,Fetullah Gülenin ne kadar önemli bir fikir insanı olduğunu idrak etmek çokta zor olmayacaktır kanaatimce.Gandhi insanların gönlünün sevgiyle dolduktan sonra nekadar büyük işler yapılabileceğini göstermiş,hareketleriyle ardından gelenlere ilham kaynağı olmuştur.Kalpler mıknatıs gibidir,benzerini hemen kendine çeker.Loreena Mckennitt ı tanımayan yoktur sanırım.Sözleri ise başka söz söylemeye bırakmıyor.VArın bu gücün kaynağını irade edelim.Ne kırılan kol engeller taş atmayı nede yenilen dipçik dize getirir inancı.Bunu aşmak istiyorsak sevginin gücü herşeye yeter.İnsanları yaftalamak istiyorsak buyrun ..yaftalayım.
Ha bu arada Gandhi türkiyede yaşasaydı,sanırım lakabıda “baldırı çıplak” olurdu sanırım..Nede olsa lakapsız yaşayamayız değilmi:)
Ayrıca yazı için teşekkürler dbergerac.Ellerine sağlık.
sağol turkman, mehmet murat ildan’ın yazdığı bu tiyatro oyunu için ben de kendisine teşekkür ederim aslında.. bana çok şey öğretti gandhi’nin hayatı..ülkesini işgal eden ingilizlerden asla nefret etmemiş hatta onların içine düştüğü sıkıntıdan dolayı hatalarını göremediğini ve her zamankinden daha dost olmak gerektiğini savunacak kadar geniş yürekli olmuştur. Bu çok zor değil ki, biz de biraz yüreğimizi açalım. doğrularımızı dostça anlatalım..
Türkiye’de milli takım tarihinin en iyi sonucunu alan (dünya 3.lüğü) Şenol Güneş bile yeterli karizması yok diye, sırf tipi tutmuyor diye ne laflar yedi.. herşey dış görünüşle bitmiyor işte.. beyin lazım beyin..
her ülkeye bir gandhi!
serdarın cemaatin geleceğiyle ilgili tesbitinde hata var. bu da bilgisizliğinden kaynaklanıyor. hoca sağlığında bazı işleri devretti zaten. belki kademeli olarak da devrediyor tüm meseleleri şuan sadece başta duran bir model gibi. sistem işleyecektir, belli dökülüp saçılmalar olsada işleyecektir ama hala cemaatin nihayi geleceği ve hedefi muamma
tesekkurler ilginc yorumlar
fethullah gülen nasıl kurtarıcı oluyor anlamıyorum hem neyi kurtarıyor bu adam niye kaç yıldır amerikada o zaman gandhi gibi çıksın halkının karşısına
Beyler mevcut konu hakkında bilgi ve düşünceleriniz varsa yorumlayın, yoksa eğer böyle saçma sapan lise çocukları gibi birbirinize sataşmayı kesin. Yorumlarınızı okumak bile sinir edici.Yazıyı yazan arkadaşı kutluyorum, çok lezzetli bir anlatım gücüyle hazırlanmış. Keşke çok daha uzun olsaydı diyorum.
teşekkürler pisho, karalama ve hakaretlerden ben de rahatsızım.. bu arada bu hikayeyi çok daha mükemmel bir tiyatral anlatımla kaleme alan Mehmet Murat İldan’ın eserini okumanı öneririm..
bu arada bir başka “gandhi” olan türkan saylan’ın kabe’ye gidip hacı olduğunu ama fettoş’un olmadığını da belirtmek gerek. -cemaat medyası tarafından dinsiz diye yaftalanması açısından-kendilerinin nurcular’dan (ç)aldıkları “iyilik, hoş görülük, hoş beşlik” muhabbetlerinin “opus dei” türevi yapılanmalarıyla birlikte sadece gönlümüzde taht kurmaya devam ediyorlar. (yersen)haa bu fikirlerini beğenmesekte sevelim sayalım hezeyanları da çok ilginç! kimse kimseye boşuna kızmıyor… şu cemaatin medyasına bir bakalım ne yapıyorlar ne yapmıyorlar çok açık.
gülenden olsa olsa gundi olur
:))
Güzel bir özet olmuş. Elinize sağlık.
Fethullah Gülen’İ Gandhi ile karşılaştırmak nasıl bir gaflet ve cehalettir?
Fethullah Gülen bu ülkenin muhafazakar halkının çoğunun saygı duyduğu bir kişidir. Din adamıdır, Türk eğitim dünyasında en başarılı okulları inşa ettiren bir eğitim gönüllüsüdür, toplumsal barışın inşası ve şiddetin de yok edilmesi için Türkiye’nin umududur.Gandhi de Hindistan’ın saygı duyduğu bir önderdir.Her ikisi de sivil itaatsizlik ve şiddete karşı oluşları ile özdeştir.Ancak ikisi de ayrı şartların insanıdır.Saygıdeğerlikleri ve insanlığa faydaları açısından benzer kişilerdir ama her açıdan benzeş insanlar değillerdir.Bir başka ortak yönleri de: Dünyadaki barış insanları, hangi dinden yada milletten olursa olsun bu liderlere büyük saygı gösterir. Ama ülkelerindeki totoliter ve baskıcı kesimler bu insanları tehdit görür, güdümlerine aldıkları saf insanlara da bunu dezenformasyonla enjekte eder.
Fettoş barış adına ne yapmış ?Bir kaç örnekle açıklayabilirmisin Pek saygıdeğer Rind ?
Dinler arası diyalog yaptığı için hristiyan ilan edilmiş, sonra, yahudi, sonra batı yanlısı. Ayrıca şeriatçı.Fakat bugün görüyoruz ki bu dinler arası diyalog çabaları sabote edilmese idi son yıllardaki Batıdaki ırkçı ve dinci saldırılar daha az olurdu. Arap ve müslüman dünyasındaki ezilen ve yoksul gençler de belli batılı şer odaklarının kurduğu sahte islami terör örgütlerine girmezdi.Siz Fethullah Gülen’in kendisine saldıran bir insana aynı üslupla yanıt verdiğini duydunuz mu? Hakarete, iftiralara saldırganlıkla mukabele ettiğine şahit oldunuz mu? Hz. İsa gibi tokat atana gül atıyor ama birileri hala dayanaksız mesnetlerle onun tehdit olduğuna vehmediyor. İftiralar atabiliyor.Tarihte de hep böyle olur zaten. Hz. İsa’ya, Hz. Peygambere bile çoluk çocuğu kışkırtıp taş attırmadı mı bazı huzuru kaçanlar. İnsanoğlunun tabiatı böyledir. Birileri hayırlı işler yapar. Hayırsız insanların huzuru kaçar. Bunlar da kışkırtılmaya hazır insanları kullanarak kendi menfaatlerini korumaya çalışır. Tarih tekerrür eder bu minvalde.
yahu bre hangi okulları inşa ettirmiş onları da ben alayım… orada hangi yapılanmalar var hiçbiri açık değil.sadece bazı insanlar var kimi okul kimi holding kimi bilmem ne sahibi bunların adı fettoş ile anılıyor böyle eğitim gönüllüsü böyle barış gönüllüsünü ilk defa duydum ilk defa işittim.bu sadece toplu çıkar antlaşmasıdır. adı fetoş ile anılan fettoş yapılanmasıyla arası iyi olan devletten belediyelerden rant elde ederler.enerji petrol bilmem ne ihalelerine girerler… budur işte.utanmasalar peygamber ilan edecekler ya durun bakalım o da olur…burada para konuşur… para güçtür.. siz hiç gandhi‘nin böyle bir güç bağıyla örülü olduğunu duydunuz mu?
ohooo peygamber ilan edilmiş bile geç kalmışım…
İftira atarlar dedim. “Peygamberlere bile yapılan şeyler, Fethullah Gülen gibi hayırlı bir insana tabi ki yapılır” sözünü nasıl da hemen iftiraya çevirebildiniz. Hayret bir şeysiniz. Üzülüyorum sizin adınıza.
@Uykusuz Kutup Ayısı,Siz hayatınızda Gülen hareketinin kolejlerine gittiniz mi? Şayet bu grubu takip ediyorsanız sıradan insanların bile bir müfettiş gibi okullarını gezip teftiş edebileceğini mükerreren söylediklerini duymuş olmalısınız. Sİz hayatınızda o kolejlere gitmemişsiniz muhakkak. Aksi halde o okulları gezip bu isnatları yapabilen tek kişi ile karşılaşmadım. En nefret eden insanlar bile bu kolejleri gezdikten sonra ne kadar nefret dolu insanlar olsalar bile nefret katsayıları azalmıştır. Ben gözümle gördüğüm için diyorum. Onları fırsat bulsa bir kaşık suda boğmak isteyen bir dostum o okulları gezince boğmaması gerektiği, yazık olacağı ama yine de eceliyle ölmeleri gerektiğine kâni olmuştu. Daha sonra ise biraz daha yakından tanıyınca o eğitim gönüllülerine katıldı.İnsan bilmediğinin düşmanıdır çünkü. Sizin durumunuzu da o açıdan anlıyorum. Umarım birgün o nefret ettiğiniz insanların okullarını görüp birinci elden hükümlerde bulunabilme şansınız olur.
ben de… yakın da allahtan da örnekler verir fettoş’a allaha yapıldığı gibi şirk ve iftiralara uğradığından da dem vurursunuz!fettoş hazretlerine inançsızlığımızın başımıza ne gibi işler açacağı tehditlerini de unutmayalım…fettoş birdir bir kalacak sloganlarını bekliyorum şimdiler de.
Kindarlığınızı anlıyorum. Umarım birgün gözleriniz ışığa alışır.
Bizim gözlerimiz ışığa zaten alışık, insanlar kendilerinin efensisidir..Aptallar da böyle konuşurken ağzı şapırdayan adamın akan salyalarını bal zannedip yalarlar..
1. gülen hareketi nedir?2. yapılanması nasıldır?3. bunlar vakıf mıdır? cemiyet midir? futbol kulübü müdür?4. başkan yardımcısı sekreteri var mıdır?5. böyle kapalı ve gizli bir yapılanmadan gerçekten samimi ve gerçekçi doğru birşey bekliyormusunuz?ve son olarak burada gülen kolejlerinin(!) ne kadar mükemmel olduğundan dem vururken diğer bir mim altında insanları doğan grubu çalışanı ilan edebiliyorsunuz bu bütün fettoşların iki yüzlülüğü müdür?
Siz kimsiniz @Pillibebekkuyuda?Ağzı şapırdayan adam kim?Salyayı bal zanneden aptallar kim?Söylemlerinizin çok subjektif ve akılcılık dışı olduğunun farkında mısınız? Sadece dediğim gibi isnatlar var.Başka dinden insanlara dost olmayı öğütleyen bir insan size göre ağzındn salya akan biri midir?İnsanlara okul açın deyip Türkiye’nin dünya çapında yarışmalarda en birinci olan çocuklarını yetiştiren, Dünyanın en başarılı üniversitelerine girme başarısı kazanan gençleri yetiştiren, Türk gençliğinin zekasını ve potalsiyalini açığa çıkarıp 20-30 yıl içinde dünya bilimcileri içinde zirveyi almasını sağlayan, okullarında baskıcılığı, İran yada Suudi Arabistan gibi dinciliği değil, demokratik bir müslüman ve Türk profilini öğütleyen, ırkçılığa karşı yetiştiren biri mi salya akıtıyor?Akılcı, rasyonel, bilimsel, modern, demokrat ve küreselleşmeyle uyumlu bir gençlik yetişmesi için vaazlar veren bir din adamı mı salya akıtan insan?Farklı milletlerden ve ırktan gençleri Türk Bayrağına saygılı yetiştiren ve Türkiye dostu yetiştiren makul milliyetçi bir insan mı salya akıtıyor?İddialarınızın arkası dolu olmalı.
Sen hiç zaman gazetesi ve yalanyolu tv yi seyretmedin herhalde..
Orada insanlara “fettoş” “feto” yada ağzıma almaya imtina edeceğim gay benzeri hakaretleri mi ediyorlar? Bir kesimin seviyesizce ve ahlaksızca küfürler savurduğu insandan söz ediyoruz. Samanyolu yada Zaman gazetesinde hakaret yada tekzip alan bir haber gördünüz mü? Fakat bu camia artık tekzip ettirme gereği bile duymuyorlar mecbur olmadıkça. Çünkü halkın sağduyulu kesiminin umursamadığını biliyorlar ve belki de Allaha bile havale etmiyorlar, insafa gelmeleri için dua ediyorlar.Fakat tekzip yediklerini gördünüz mü? Zaman gazetesinin mahkeme kararı ile özür dilediğini? Doğan grubu medyası gibi.
Tekzip yayınlamayan gazete var mı dünyada ?
Bazıları az yayınlar. Bazıları sık yayınlamak zorunda kalır.Çünkü bazıları sürekli yalan söyler, iftira atar. Bazıları ise buna tevessül etmez. Medya etiğine bağlı kalırlar.
iki dakikalık bir araştırma sonunda;bkz: zaman paçavrası için tekzip
diye gider…
Beni uğraştırma da bir bak.
Rind,Bunların hepsi ticari faaliyet gösteren kuruluşlar. O yüzden hepsinin peygamberi para..Çok deşersen bugüne kadar inandıklarını kaybedebilirsin.Bundan dolayı gazeteye, televizyona, dershaneye, özel okula para kazanılmak için kurulmuş ticari işletmelerden farklı bir gözle bakma.
Bu TCK kapsamına giren bariz hakarettir. İşte hergün yapılan buna benzer dayanaksız ama çamur at izi kalır iftiralarına cevap verecek olsalardı bu okulları açamazlardı heralde. Fakat bu tarz iftiraları ıspatlayamayan insanlar muhtemelen kendileri bir takım grupların piyonu olmalılardır ki toplumu yanlış bilgilendirmeye maruz bırakmak isterler.@Onnupro, evet. Bunlar para ve güç gerektiren şeyler. Fakat batılı yaşam şeklini ve batıda hayat bulan yeni bilimsel çalışmaları dünyaya ve Osmanlı’ya yaymak için bugünkü Galatasaray liseleri neyle kuruldu. Bazı faydalı şeyleri yapmak için insanların kazandıklarını hayra harcaması gerekiyor. Bu insanlar kazandıklarını lükse değil, eğitime bağışlıyor. Kötü mü ediyorlar? O paraları bağışlamasalardı o laboratuarlarda başarı ile eğitilmiş geleceğin Türk bilimadamlarını nasıl yetiştirebilirlerdi. Osmanlının çökme dönemindeki “bir hırka, bir tas çorba” anlayışıyla mı yetişebilirdi? Yetişse idi zaten 200 yıldır yetişirdi. Şu an bu başarılı gençleri yetiştiriyolarsa o yapılan hayırlar sayesindedir. Hayır yapanı da mı suçlar olduk?
Rind hayır yapmıyorlar.Meselede o zaten.Hiç bir şirket hayır işlemek için kurulmaz.Para kazanmak için kurulur.Para güç için gereklidir.Bazısı yalan söyler, bazısı vergi kaçırır, bazısıda insanların dini inançlarını sömürür.Cuma günleri Zaman gazetesinin reklam tarifesi neden % 30 zamlıdır ?
@Onnupro arkadaşım, sanırım sizin bilmediğiniz nokta şurası. Bu bu kolejler iş adamlarının kendi kazançlarını paylaşmaları ile açılır. Sonra ise kendi gelir dengesini sağlar. Yani o okullardan kar sağlanmaz. Bu insanlar sürekli başka ihtiyaç olan kentlere okul açarlar. Maddi durumu olanlar paralı okur, olmayan başarılı öğrenciler ise bu işadamlarının destekleri ile parasız okur. Zaman gazetesi ise zaten bir şirkettir ve kar ve zarar eder. Hayır kurumu değildir zaten. Ama bu kolejler (ve her eğitim kurumu) kuruluşunda ciddi finans desteğine ihtiyaç duyar ki kaliteli eğitim verebilsin. İşte bu desteği Anadoludaki çeşitli hayırsever işadamları yapıyorlar. Yani bir işadamının okul açmak için hayır yapmasında garip bir yan yok ki? Adam kendi şirketinde tabi ki maksimum kar etmeyi başaran başarılı bir işadamıdır. Ticaretin temeli budur. Fakat kazandığını lükse ve eğlenceye yada hayır ve eğitime harcama tercihi ise kişiseldir.
bu arada hangi bilim adamını yetiştirmişler?
buna ilişkin bir kanıtınız var mı? bugün dershaneler özel okullar medya hepsi zaten para yapan para getiren işler bunları tutup sanki bağışmış iyilik yapıyormuş gibi sunmak aptallık.bunların tümü güç gerektiren değil güç getiren şeyler.öyle yetişmiş bilim adamı bilmem ne falan da yok.amaç kendi sermayesini kendi firmalarında çalışacak insanları kendi görüşlerine uygun insanları devşirme çabaları.abd elbette kendilerin karşı katı bir islamcı sermaye istemiyor. ılımlı ve küresel kuzey afrikayı orta doğuyu ılımlaştıracak yönetecek bir yapı istiyor.bunlar kolun bir kısmı sadece. öyle aman aman devlet için çalışıyorlar. fakire yardım ediyorlar bilmem ne ülkeleri için çalışıyorlar gibi bir durum yok.
Rind boşver adamım.Sen koş cebindeki parayı fettoş amcana ver.Şeker vericek o sana.
Tamam @Onnupro. Sen de paranı kafana göre harca. Herkesin cebindeki kendine. Herkes kendi kanaatinden emin zaten. Keşke bir de yakından tanıyıp hükümde bulunsa insanlar. Başkalarının güdümü ile değil de kendi gözlemleri ile kanaate varsalar.Dediğin gibi boşver. Herkes hükmünü veriyor zaten.
Gandhi Kemal’e Genel Başkanlığında başarılar..
yine saçmasapan insanlar saçmasapan sözleriyle bir şey bildiklerini iddia etmeye çalışıyorlar. burada ne denir acaba; ATI ALAN ÜSKÜDARI GEÇTİ mi,yoksa İT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR mü bilmem ama bu güce karşı kutup ayısı da olsanız duramazsınız artık…Son peygamber İslam Peygamberi olan Hz. Muhammed (s.a.v.)’dir. Bilmeyen ve hala bir peygamber çıkarda ona inanırlar sanan şapşallar varsa bak burda söylüyorum.Türkan Saylan hacca gitse ne olur,ömrünü insanlar ibadet etmesin de bale yapsınlar diye harcamış,onu teneşir paklardı,pakladı mı bilmem?Hoca Efendi’ye fetoş diyen aciz ve biçare yaratıklar kendilerini hakaret ederek haklı çıkarmaya çalışalar da ”GÖZÜNÜ KAPAYAN YALNIZ KENDİNE KARANLIK EDER” bilmezler.Fethullah Gülen Hacca Gitti mi? hala böyle sorularla bir yere varmak isteyenler,şahsın kendi beyanlarından öğrenebilirler…
yuh be sanaömrünü insanlığa adamış, insan haklarına ve hukuka saygılı, iyi ve dürüst bir vatanseverdi Türkan Saylan.bari gidenin arkasından atıp tutma.ömrünün son deminde onu darbeci yapanlar utansın.
ben sana hacı desem sen bana kızmazsın değil mi sinjob.ama demeyeceğim.neden.çünkü hacca gidip gitmediğini bilmiyorum.bu girişti.bu ahkama gözümü kapatamadığım için yazıyorum…öyleyse:1- gözünü kapayan yalnız kendine karanlık eder.hayır.gözünü kapayan önce kendine, eşine, sevgilisine, beşikte bebeğine, atasına, dedesine, ninesine, evine, bahçesine, Dna’sına, bedavaya siktiği fahişeye bile karanlık eder.ha bir de gözünü kapayıp başka yerlerini açanlar vardır. onları söze mecra etmek değil amacım.2- ömrünü en büyük ibadetle yani çalışmakla geçirmiş bir insanı:en önce bilim insanını:amel defteri kapanamayacak denli insanı:sırf düşünceleri ve ibadetini onaylamadığın sebebiyle:hocana tevessül edebilmek gayesiyle:baleden ibaret kılmak,orospuluk değil midir?aksi isefetoş’a fetoş diyenleri aciz ve biçare yaratıklar diye adlandıran sen değil misin sincoş.3- bu gücün karşısında kimse duramaz iddian:hepsi kat maliki ve komşu olmakla birlikte1, kattahak2, kattagüç3, kattaonur oturur.bu -gönül apartmanı herkes kurmalı yasası-şahsınızda işlemez.siz islam diyebilmezliği yağ diye kavuran,ikiyüzlülüğü soğan gibi pembeleştiren,kıyma diye lime lime edilmiş genç beyinleri mürid ismiylesuyu kandırdığınız kalplerin gözyaşlarıylaen nihayeti amacınız gibi kapitali de hizmet ettiğniz batılı işgüzarlardan elde ettiğiniz 1 kg kırmızı mercimek gibi ekleyippişirensiniz.mis gibi çorba.bir lokma bir hırka diyenlere çok bile.herkes allah’a değil size ibadet etsin diye diliyorsunuz. Allah’ı yok sayıyorsunuz.ben sormam akşam ne var yemek var diye?ben sorarım bu ekmek nereden bu çorba nereden?hele ki kahve yemenden de gelmişse.3, kata çıkıp bir pişirimlik cezveyleyudumlayınız.belki teneşir paklar sevaplarınızı.
türkan saylanı bu şekilde anmanızı ben de kınıyorum.
Sümüklü fettoşun salyalarını yalayan bir güruhtan Türkan Saylan’ı anlamasını beklemek ?
Al şunları ye, beynimizi kemirme..
AERC güzel sunum…PBK… 🙂
PBK aynı espiriyi defalarca yapacak kadar geri bir zekaya sahipsin işte.Siz Fethullah Gülen’e her türlü saygısızlığı yapın hatta adını bile alay eder gibi değiştirin sonra Türkan Saylan’a saygı bekleyin. Neden saygı duymuyorum çünkü gerisinde sizin gibi insanlar bırakmak için uğraştı…Bir insana sırf Allah ve peygamber sevgisi için gözyaşı döküyor diye sümüklü diye alay eden insancıklar oturdukları yerde debelenir dururlar…Adıyla alay edercesine değiştiren insancıklar aciz ve biçaredir,çünkü ellerinden başka bir şey gelmez…İşte anlamadığınız ya da anlamak istemediğiniz nokta bu;1)İslam için ömrünü adamış bir insana,hakikatlari anlatırken insanların saldırılarına uğramış ve Hz. İsa gibi terslendi denildiği zaman,hemen peygamber ilan edildiğini anlayacak kadar şartlanmış ve reddetmek için proğramlanmış insanlardan ne beklenir…2) Bu bir güçtür ve bu gücün karşında duramazsınız derken hemen inançlı bir insan kesilen ve Allah diyen,yağmur nerde tarlasını oraya taşıyan insanlardan ne beklenir…3)Gözünü kapayan kendine karanlık eder,akıllı insan zaten hakikatleri görür ya da en azından görmeye çalışır…zayıf bir mum da dibine ışık vermediği gibi etrafa da vadedeceği bir şey yoktur…
Şu ifadenin saçmalığına diyecek söz bulamıyorum…4)SİZİN GİBİ DEMOKRASİ YAMAÇLARINDA YETİŞİP DE DEMOKRATİK DÜŞÜNCEDEN MAHRUM KALAN İNSANLARA DA DİYECEK BAŞKA BİR ŞEY BULAMIYORUM ZATEN…
vay dallama vay..
sen onu bunu bırakta hocana sor bakalım, ‘ölen birinin arkasından karalama yapmanın ve her fırsatta insanlara hakaret etmenin’NE PAKLADIĞINI? sor.
Hoca’sı şu an Nisan 2010 ağlama periyotunun eksik kalan ağlamalarını tamamlıyormuş.
ben ölmüş birine hakaret etmedim ki; hayatını nasıl geçirdiğini biliyoruz.Bunun hakkında yorum yapıyorum ve yorumlarım beni bağlar…
acizlikten ne diyeceğini bilmiyor artık bu insancık,dallama yazar yok şunu yazar yok bunu yazar… Hakikatler acıdır ve en çok tepkiyi hakikatler görür…
fettoş’un da bayanlarda ki pms benzeri aylık ağlama seansları varmış, doğru mu ?
senin anlattılarını kayda değer bulup incelenmesi gereken bir konuya parmak bastığını sandım ki tam,senin ne mal oldugun açığa çıktı sonunda,…cüzzamlılar karantinaya alınabilir ama ihtiyaçları karşılanmalıdır.İslam hiçbir zaman hiç kimseyi dışlamadı,Peygamberimiz de bunun en güzel örneğidir ama insanlar bazı noktaları yanlış yorumladılar ve hatalar yaptılar.Bu onların yanlışı ve günahı islamı ve getirdiklerini değiştirmez.Ben sarhoş olmam diyip içki içen insanın kendi düşüncesidir,ayet asla sarhoş olmuyorsan iç demez.Bunun gibi yorumlar insanın şahsını bağlar.Hocamın dinine ve imanına ben hem dünyada hem ahirette şahitim Allahın izniyle ama sen bir müslümana kafir diyerek,ayetle sabit bir suç işledin ve akıbetin için bir hesap yapsan iyi olur.Avrupada akıl hastalarını içine şeytan girmiş diye yaktıkları zaman islam dünyası müzik ve su sesiyle tedavi ediyordu. sen şartlanmış ve düşmanlık besleyen bir insansın…İslam en son hak dindir ve en güzel hayat tarzıdır.Günahkarın yaşadığı hayat islam değildir,onun hayatıdır ve şahsını bağlar.Kim olursa olsun,yaptıkları ile islamın esas kaynagına zarar veremezler,sadece kendilerini mahvederler.Cüzzamlıları veya başka hastaları tarihte reddeden insanlar benim bildiğim kadarı ile hıristiyanlardır.Yeşil sermaye dedikleri avrupa ve diğer güç dengelerine karşı kurulmuştur ve Türkiyenin güç dengelerinden biridir.Dağınık sermaye bir araya toplanmış ve bir güce dönüştürülmüştür.Bu gereklidir ve gereği yerine getirilmiştir.İnsan beyni düşünmek içindir ve cinsel bir obje olamaz ama böyle fantazileri olan arkadaslara saygı duymak gerekir,onların beyinleri bu kadar çalışıyorsa yapacak pek bir şey yok tabi. Küfürden medet uman her yerde kaybeder…AERC,bu kadar şey biliyorsun da 20 Ekim 2009’dan beri üye olduğun bu siteye,yukarıda anlattığın konuyu taşısaydın da bir dışkıya yarasaydın.Tek yaptığın tutarsız ahkamlar kesmek.Buradan diyeceğini de de,sonuç göster bir de… ben şunu yapıyorum ve bu amaca ulaştım de… sonucun yoksa,çalışman yoksa sus. Söz biliyorsan söyle senden feyz alsınlar,bilmiyorsan sus da seni adam sansınlar…
müzikle tedavi bir kere M.Ö 4000 lere dayanır belki de daha eski. o kadar kıt bilgilerinle seni kayda alıpta anlatanlarda hata.sen bazı arkadaşların anlatımlarında islam dini kötüleniyor zannederek, ne kadar alt bilgi düzeylerinde olduğun anlaşılıyor.senin aklın gibi zihniyetlerin, ne anlatıldığını anlamasını da beklemek hata zaten.
Bilgiler için çok teşekkür ederim.www.sirtakikursu.com
Bilgi için teşekkürlerafrican mango satışafrican mangoafrika mangosuafrika mangoafrika mangosu hapı
Bilgi için teşekkürlerArmineeşarpArmine eşarpaker eşarpaker