bildirgec.org

Bugünlerde Hotelicopterfirmasının 2004 yılından beri üzerinde çalıştığı 2 büyük proje bayağı ses getireceğe benziyor. Birincisi “Dünyanın en büyük helikopteri”, ikincisi ise “Dünyanın uçan ilk oteli”. Firmanın 2004’ten beri üzerinde çalıştığı Sovyet yapımı Mil V-12 helikopteri ile 5 yıldızlı otel standartlarında yakında hizmet vermeye başlayacak. Hizmet olarak oda servisinin dışında, Spa seansları, yoga dersleri, oyun salonu ve çay bahçesi ile extradan hizmet havada ayağınıza gelecek. Boyut olarak 14 metre yüksekliğinde ve 42 metre uzunluğundaki bu otel saatte 255 km hız yapabiliyor. Ayrıca 1030 km ye kadar uçma menzili var. Fiyatı henüz açıklanmasada uçuşlar 26 temmuzda başlıyor.

I’m Flying; Rodshakur tasarımda R Kelly in I Believe I Can Fly şarkısından esinlenmiş

Kulaklık, müzik severler için bambaşka bir anlam ifade eder. Bir müzik sever için özellikle sesin kalitesi herşeyden önemlidir. Ama bunun yanında, benim için kulaklığın görüntüsü de önemli diyorsanız, o halde bu haber tam size göre.

Nokia‘nın düzenlediği kulaklık tasarım yarışmasının sonuçları açıklandı. Yarışmaya 3 ay içinde birbirinden ilginç, 8000’den fazla başvuru yapıldı. En iyi beş tasarımı Dick Powell, Eddi Yip, Tej Chauhan ve Felix Buxton dan oluşan juri belirledi. Kazanan tasarımlar nisan ayında Nokia’nın Regent Street Flagshi mağazasında ilgililerin beğenisine sunulacak.

Eğer meraklı biriyseniz ya da siz çıktıktan sonra evde veya işyerinde neler olup bittiğini öğrenmek istiyorsanız bu alet tam size göre. Peçete kutusu şeklinde tasarlanan bu gizli kamerayla artık gözünüz arkada kalmayacak. 720×480 piksel kalitesinde görüntüsü ayrıca 2GB’lık (16 GB’a kadar yükseltilebilir) SD kartıyla bu alet 600$’a sizi bekliyor. Çok paranız varsa kaçırmayın derim.

Günümüzde Atom işlemcili küçük bilgisayarlara gerçekten büyük bir talep var. Bu bilgisayarlar; hem fiyatlarının uygun olması, hem de hafif olmaları sayesinde yoğun bir taleple karşı karşıyalar. Bu talebi fırsata çevirmek isteyen dizüstü bilgisayar üreticilerinden Lenovo‘nun yeni konsepti Pocket Yoga‘yı gördükten sonra sanırım sizde “neden bir tanede bende yok” hissine kapılabilirsiniz. Deri kaplama yüzeyi ve dokunmatik ekranıyla bu bilgisayarı arka cebinizde bile taşıyabilirsiniz.

Japon otomobil üreticisi, geçen hafta Genova‘da yeni aracının konseptini beğeniye sundu. Infiniti ailesini lüks sınıf’ta temsil eden bu araç, stil olarak avrupa etkisini üzerinde taşıdığını hissettirse de, çizgileri Japon kaligrafisinden esinlenmiş.

Ayrıca Infiniti Essence hybrid. Yani 4,7 metre boyundaki bu araç, içinde 160 beygirlik elektirikli ve 434 beygirlik benzinli twin-turbo motor barındırıyor. Bunun dışında bu araç, 100 kilometrede 8 litre benzin harcıyor.

Rus tarihine ismini altın harflerle yazdıran, Ruslar’a ve dünyaya göre büyük, bize göre ise Deli Petro; Avrupa’daki gelişmeleri öğrenmek ve bunları ülkesinde uygulamak için yüzbaşı kılığında Avrupa’nın birçok ülkesine seyahat eder. Bir işçi gibi tersanelerde çalışır ve gemi yapımını öğrenir. Ayrıca gezerken hayran kaldığı kurumları da aklına kazır ve ülkesine döner. Döner ve bunları uygulamaya geçirmeye koyulur. 1703 yılında Saint Petersburg’u kurar. Ardından başkenti buraya taşır. Şehri güzelleştirmek için Moskova’daki bütün zenginlere Petersburg’da yazlık ve köşk inşa etmeleri emrini verir. Acımasızlığıyla bilinen Petro‘ya karşı çıkabilen olmaz. Hele bu kişi oğlunu bile bir çırpıda öldürtecek kadar acımazsa. Bu şehrin yapımında binlerce kişi ölür. Bunların çoğu İsveç’le yapılan savaştan kazanılan esirlerdir. Bütün bu çalışmaların sonucunda, güzellik olarak Venedik kadar olmasa da, ona benzer ve takdire şayan bir şehir ortaya çıkar.

42 adanın üstüne kurulmuş olan Petersburg şehrinin, Vasilevsky adasında yer alan Kunstkamera Müzesi, Neva nehrinin kıyısında yer almaktadır. Ayrıca dünyanın en eski müze binasıdır.

Almanca “konst-kamer”, yani sanat odası anlamına gelen bu müzenin ismini “meraklar odası” olarak da çevirmek mümkün. Ama asıl adı Kunstkamera Antropoloji ve Etnoğrafya Müzesi.

İçinde farklı kültürlerden 2 milyona yakın sanat eserini saklayan müze, daha çok içinde barındırdığı anatomi bölümüyle ilgi odağı haline gelmiştir. Bu bölümde bulunan yarı insan yarı hayvan yaratıklar ve tuhaf canlılarla, ziyaretçilerden kimileri için hayretle uzun süre bakakalınan, kimileri için ise iğrençliği karşısında kusulası bir bölüm burası. Özellikle yeni doğmuş; kimileri birbirine yapışık, bazılarında ise beyinlerinin yarı kısmı açılmış bebekler, insanda acımayla karışık tiksinme hissi doğurmuyor değil. Bunların üstünde deney yapan kişinin ise bizzat Petro olması, deli lakabının nereden geldiğini biraz açıklar nitelikte. Ayrıca o zamanlar halkı fakir olan Rus halkından bazılarının buraya tuhaf yaratık verip para kazanmak için hamileyken karınlarını tekmelettikleri veya karınlarının üstlerine atladıklarını duyunca insanın gerçekten ağzı açık kalıyor.

İsterseniz bunları bir kenara not ettikten sonra, diğer bölümlere de şöyle bir göz atalım. Umarım sizlere faydası olur.

Giugiaro firmasının ürettiğis,saatte 300 km yapabilen bu araç;100 km ye 3,5 saniyede çıkabiliyor.Çift elektromotoru ile bu araç 362 beygir gücünde.

Ülkemizde kitap okuma oranının ne kadar yüksek olduğu hepimizin malumu. Kişi başına düşen kitap okuma oranlarını da bir kenara bıraksak, kütüphaneye gitme alışkanlığı neredeyse taban yapmış durumda. Buna karşın ülkemizde her ne kadar muazzam büyüklükte kütüphane olmasa da, değerli kütüphanelerimiz mevcut elbette. Ama yine de bu, ülkemizdeki kütüphanelerin de incelenmeye değer olmadıklarını göstermez. O yüzden onları da belki başka bir yazıda ele alabiliriz. Ama şimdi dünyada hem kapladığı alan hem içerdiği kitap sayısı hem de içinde barındırdığı koruma altındaki değerli kitap sayısı olarak öne çıkan, kendi seçtiğim dört kütüphaneyi tanımaya ne dersiniz?

Hemen herkesin hayalidir uçmak. İnsanoğlu kanatları olmasa da zekasıyla uçabileceğini çoktan kanıtladı. Ama uçan bir arabaya sahip olmak bambaşka bir duygu olurdu heralde. Böyle bir arabayla yapılabilecekler artık sizin hayal gücünüze kalmış.Şimdi karşınızda Audi Shark. Henüz konsep aşamasında olsa da bu fikrin artık çok uzak olmadığını gösteriyor.