Yazokuluna kalan üniversite öğrencisinin klasik espirisidir;”yazokulunu kazandım” ya da ”başarımdan dolayı yazın da okulda kalmamı istediler”.Üniversite yıllarında yazokuluna kalmak bir tatil gibiydi bizim için.İzmir‘de deniz kenarında beş yıldızlı devlet yurdu,ekmek babadan su devletten geçinip giderdik.
İzmir Atatürk Öğrenci Yurdu
En zor olanı İnciraltı‘ndan o sıcakta Buca semtine gitmekti.Bir tek otobüs direk giderdi o da 270.
270 numaralı otobüs tam bir felaketti yurt öğrencisi için.
Buca’ya varış en az bir saat sürer.Bir arkadaşınızı bekliyorsanız arka arkaya geçer ama 270 bekliyorsanız bir türlü gelmek bilmezdi.Otobüsün içi kışın buz gibi yazında cayır cayır yanardı.Yağmur yağarsa tam bir çileye dönüşürdü yolculuk.Trafik kilitlenir ve eski ikarus otobüslerin körüklerinden su damlardı.İşin garip tarafı bu otobüslerde ”cep telefonunuzu kapatınız” işareti vardı ama bilgisayar donanımını andıracak en ufak bir parçası bile yoktu.Telefonda konuşmanız ya da arkadaşınızla sohbet etmeniz imkansız çünkü içerdeki gürültü düzeyi sürekli duyma bozukluğuna yol açacak cinstendi.Her durakta sürekli ”ilerleyin,arkalara doğru,sağlı-sollu yanaşın,otobüsün arkası da aynı yere gidiyor” muhabbeti eksik olmazdı.Şoförle kavga edenler olurdu;kimi şoförün tarafında,kimi şoföre karşı.