Karamsarlık ne kötü. Organizma bulunduğu ortamda ya mücadele eder, ya ortama intibak eder, ya da yok olur gider.İnsan beyni daha da karmaşık tepkiler verir hatta.İnsanın başına gelecek en kötü şey sanırım ümitsiz olmasıdır. Her kim yada kimler olursa olsun.
istanbul tıpta altıncı sınıfta okuyan bir kız vardı, başörtüsünden dolayı okuldan atılmıştı, arkadaşları toplanıp bir senen kaldı, çıkar da şu örtüyü bitir okulunu deyince kızın verdiği cevab çok ilginçti; “onların düşmanlığı örtüme değil müslüman kadının kimliğinedir, örtü sadece teferruat…”ulusalcı kemalistlere tanrılarından başarı diliyorum.
Kızımız o kafayla kime, ne yarar sağlıyacak? Acil bir erkek hasta gelse bakmıyacaktır sonuçta. Hipokrat yeminini de etmeyecektir vicdanını rahatlatmak için. Yani kendini bağlayan bir şey yoktur kafasınca. Örneklerini çok gördük…
her sakallıyı da denen sanamazsın sayın teacher.bu yaklaşımınızı ciddi anlamda çok tehlikeli buluyorum. bırakınız insanı insan yapan özelliklere göre kişiler hakkında karar verelim. o türbanlı kızın ne kadar idealist yahut ne kadar meslek düşmanı ne kadar dindar yahut ne kadar allah kitap bilmez olduğuna örtüsüne bakarak karar veren zihniyet benim gözümde cahil bir zihniyettir.ben bu fenalıktan Allah’a sığınırım.yıllarca nüfus cüzdanına bakıp milliyetiyle tehdit ettiğimiz insanlar, kılığına bakıp haklarında kesin yargılara vardığımız insanların vebalinden korkarım.mutlaka aynı hataya düşmüşümdür kendimi de ayrı tutmam hatamızı düzeltmeyi umarım.
2008 Ramazan gözlemlerimsabah 06:00 suları…türbanlı bir genç kızımız otobüse yetişmek için koşturmakta, silikonsuz memeleri dar bluzunu parçalamak istercesine, içinden çıkmak istercesine (sahil güvenlik dizindeki Pamela Anderson’ı aratmadan) yukarı aşağı sallanırken otobüsün içindeki erkeklerin gözleri yuvalarından çıkmış, cama yapışmış bir şekilde türbanlı kızımıza bakma sahnesi, yine sahil güvenlik dizisindeki gibi ağır çekim ile gösterilmiştir. Fonda dizinin jenerik müziği vardır…iftar sonrası suları…yine başka bir türbanlı kızımız, iftar sonrası yediklerini hazmetmek amacıyla sahilde erkek arkadaşı (ya da kocası da olabilir, bilmiyorum.) ile yürüyüşe çıkmış. Elinde hangi marka oldu belli olmayan dondurması ile yalaya yalaya (elinden “sıkıca” tutmak zorunda kaldığım erkek ardaşımla bana doğru) ilerlemekte. Türbanlı kızımızın dilinin renginden dondurmasının çilekli olduğunu anlıyor, hiç dondurma sevmeyen-yemeyen biri olarak soruyorum erkek arkadaşıma:- bu magnum benzeri dondurmalar ısrılmıyor muydu?- E ısırılır tabii, ama yalamak da caizdir.Gülüyoruz tabii doğal olarak.Kimi banklarda oturmuş, kimi gezinmekte olan insanların türbanlı kızımıza bakışlarını takip ediyorum. dondurmasını küçük dili görünürcesine yalayan türbanlı kızın erkek arkadaşını Josh Holloway’e benzetiyorum sonra, fonda magnumun reklam müziği… Yaa…öyle işte öğretmenim, canım benim;Beş parmağının beşi bir değildir.Kimi küçük diliyle bile yalayabildiğini gösterir, kimi tombul memelerini sallar, kimi dudaklarını silikonlu parlatıcılarla şişirir, kimi benim bile giymeye cesaret edemediğim çok çok uzun topuklu ayakkabılarla, o kalın ayak bileklerine bırak bir erkeği, benim bile bakmamı sağlar. (Topuğun çıkardığı erkekleri tahrik eden sesten hiç bahsetmiyorum.) ve bunlar “tahrik edici” değilmiş gibi görünür. Hipokrat yemini bence bu durumda edilebilir.Yani isteyen istediği gibi açılsın, kapansın. Bana ne! Ama “ben dini görüşümden dolayı türban takıyorum” demesin. Görünen köy kılavuz istemez!
örtü kimi için aksesuar kimi için inanç olabilir. Sonuç olarak neden başın açık sorusuyla neden başın kapalı sorusu teknik olarak aynıdır. Neden pantolon giyiyorsun neden kravat takıyorsun neden şalvar giyiyorsun. Bence ortak cevap sana ne lan olmalıdır.
Hani tamam, türban takan bazı kadınların uygunsuz ya da İslam dinine aykırı olan davranışlarında bulunduğunu görüyoruz. Ama gerçekten ibadetini layığı ile yapanlar da var. madem beş parmağın beşi bir değil, her birine bir isim verilsin biz de ona göre davranalım. Durduk yere ibadetini layığı ile yapan kişileri sokmayalım araya.Yani demem o ki; dini bütün, kendini islama adayan ve ibadetini dört dörlük yapan biri zaten bu tür mevzulara girmez. islam dininin şartlarını yerine getirir. Örneğin:Sadece eşi ve kendine nikahı düşmeyenlerin yanında rahatça davranabilir. Diğer durumlarda ise namahrem bir erkekle herhangi bir temasta bulunmaması gerekir.Türkiye’de çalışma ortamlarının çoğu islama uygun olmadığı için dini bütün kızımız zaten okumayı tercih etmez. Bu durumda türbanın üniversiteye girmesi istense de olmaz.Peki ya üniversitede okumak isteyen türbanlı kızlar, onlar hangi dine mensup?
Durduk yere ibadetini layığı ile yapan kişileri sokmayalım araya.
Soksan n’olacak Expresyon. Otorite misin? Resmi makam mısın? Ben de senin zihniyetindekiler gibi yapıp bu tarz konuşanları laikçi faşist olarak niteliyorum. İyi, sen de öyle olmadığını kabul ettir bana. Evrensel değerlerle bağdaşık bir geleneğe ait olduğunu, uygar dünyanın parçası olduğunu ıspat et. Dünyadan ve Türkiyenin çoğunluğundan soyutlanmış, marjinal bir zihniyette olmadığınızı ıspat et! “Türke Türkten başka dost yok” düşüncesinde olup, Türklerin çoğunluğuna bile nasıl bir psikosomatik ruh hali ile düşman olduğunuzu izah et!
Yani demem o ki; dini bütün, kendini islama adayan ve ibadetini dört dörlük yapan biri zaten bu tür mevzulara girmez. islam dininin şartlarını yerine getirir. Örneğin: Sadece eşi ve kendine nikahı düşmeyenlerin yanında rahatça davranabilir. Diğer durumlarda ise namahrem bir erkekle herhangi bir temasta bulunmaması gerekir.
Başkasının dini nasıl algılayacağı seni neden ilgilendiriyor yüce Zeus aşkına? Davranışın aynı dinci zihniyetin tavrı gibi. Onlar da senin gibi yorumluyor, “dinibütün kadının yeri evidir. Okuyup namahremle irtibata geçmesin” diyor. Belki haklısınız, belki de değil, ama kimin ne yapıp yapmayacağı siz dinci ve laikçileri ne ilgilendiriyor? Neden medeni bir insan olmayı deneyip de sadece kendi hayatınıza odaklanamıyorsunuz?Ben de sizin gibi faşist yönetim özleminde olsa idim, Tiçır gibi her yazdığı yazıda sığlığı buram buram kokan, kendisini yetiştirmeye çabalamayıp eski bilgilerle yetinen, ezberci ve benim çocukluğumda emekli olan eski “muallim”lerin sadece model numarası taze olan, tarihten bihaber, olayları neden-sonuç ilişkisi içinde değil de, emir ve dikte-ezber döngüsü içinde değerlendiren beyni örtük örtmenleri milli eğitim sisteminden uzaklaştırırdım. O zaman ben de başka bir tarz faşist olurdum. Onun için başörtüsü karşıtı faşistlerle yetinmeliyiz kanaatindeyim.
Türkiye’de çalışma ortamlarının çoğu islama uygun olmadığı için dini bütün kızımız zaten okumayı tercih etmez. Bu durumda türbanın üniversiteye girmesi istense de olmaz.allah allah akademik eğitim almak isteyen herkesin çalışmak zorunda olması mı gerek kardeşim. benim çevremde hepsi lisans hatta yüksek lisans eğitimli ancak çalışmayan yahut eğitimi ile ilgili bir meslekte çalışmayan bir sürü insan var.Peki ya üniversitede okumak isteyen türbanlı kızlar, onlar hangi dine mensup?ser- hus ifade etmiş ama mesaj alınmamış. sana ne kardeşim. milletin dininden sana ne? hatta milletin sözcüsü değilim direk sorunun muhatabı olarak ben cevap vereyim benim dinimden sana ne?Yani demem o ki; dini bütün, kendini islama adayan ve ibadetini dört dörlük yapan biri zaten bu tür mevzulara girmez.hangi mevzuya? sokakta dondurma yeme mevzusuna mı topuklu giyip yolda takırdama mevzusuna mı.Diğer durumlarda ise namahrem bir erkekle herhangi bir temasta bulunmaması gerekir.dinimizin gereğine yerine getirip ibadet ediyoruz diye çölde çadır kurup deveye de mi binelim.ayıptır yahu. ben toplam nüfusuna hangi dine mensupsunuz sorusu sorulup ( ki bu kadar hıyarca bir soru ve anket olamaz) cevabın çoğunlukla müslümanlık olacağı bir populasyonda böylesi yobaz bir kesimin sürekli dinimi, örtümü, namazımı, yaşam şeklimi sorgulamasından ötürü huzursuzum, mutsuzum.
Anthro DİYOR Kİ, (10 Eylül 2008 08:11)Tiçır gibi her yazdığı yazıda sığlığı buram buram kokan, kendisini yetiştirmeye çabalamayıp eski bilgilerle yetinen, ezberci ve benim çocukluğumda emekli olan eski “muallim”lerin sadece model numarası taze olan, tarihten bihaber, olayları neden-sonuç ilişkisi içinde değil de, emir ve dikte-ezber döngüsü içinde değerlendiren beyni örtük örtmenleri milli eğitim sisteminden uzaklaştırırdım. O zaman ben de başka bir tarz faşist olurdum. Onun için başörtüsü karşıtı faşistlerle yetinmeliyiz kanaatindeyim.
Senin yazılarını da biliyorum sayın Anthro. Başkasına yanıt verirken araya adımı da sıkıştırman gayet doğal geldi bana. Benim yazılarımın sığlığı bile senin yazılarının derecesini belirtiyor. Söylermisin yazılarının kaçı “mim” , kaçı senin beyninin ürünü? Başkalkarının fikirleriyle ben ortaya çıkmak istemem… Kaba bir deyim ama hak etmişsin; ” El şeyiyle şey olmaz.”Gelelim esas konuya, “velevki siyasi simge olsun” söylemi bile türbanın simgeleştiğini ortaya koyar. Benim yakınlarım da baş örtüsü takar. (türban demiyorum) Hepsi de dinine saygılıdır. İslamiyet’le ilgisini tartışmak istemiyorum. Onlar türban takmadıkları için müslüman değil mi? Onları Afaroz mu ettiniz yoksa… Türbanın arkasına sığınıp, karanlık emellerine ulaşmak isteyenlere neler söylendi, hep tartışıldı. Dürüstlük beklerim ben bu öz müslümanlardan; ( türbanı dini gereği taktığını söyleyenlerden)” ben türbanı şeriat için takıyorum, islam cumhuriyeti kurmak baenim amacım ” diyebilmeliler… İslamlık, dürüstlük gerektirmez mi?
Okudum ya işte. Zaten bunlara binaen diyorum. Hamininemden kalma bahisler diye. Hele ki şu bilişim ağlarının küreyi sarmaladığı devirlerde bu bilgiler artık gençleri sarmıyor, sorguluyor, kabullenmiyorlar diyorum.Haa, ben senden farklı bakıyorum, sen benden farklı. Benim gibi bakmanı beklemiyorum hayata ama kendi zihnimzde oluşturduğumuz tahayyülleri başkalarına atfederken dikkatli hükümde bulunmak zorundayız. Dün, 3 yy önce bazı miskinler din kisvesi altında kendi statülerini ve statükoyu sarsacak şeyleri eleştirirlerdi (senin bahsettiğin matbaa’da olduğu gibi. matbaa sayesinde işsiz kalacaklarını hesap edip önüne takoz koyuolardı ki işsiz kalmasınlar. Halbuki yeni sisteme adapte olup oradan da ekmeklerini kazanabilirlerdi ama yaratıcılıklarını ve girişimciliklerini kullanmaları gerekecekti. Bunun yerine matbaayı dini kullanarak engellemeyi seçtiler.) Bugün ise ise din-dışı kesim iki kıtayı birbirine bağlayacak köprüye karşı çıktı, yapılmaması için çabaladı, bazen sosyalizmi suistimal ederek, bazen Atatürk’ü kullanarak, bazen çevre konularını kullanarak. Alternatif sunacak yaratıcılığa başvurmadılar. Çünkü bir kısmı sallabaşını, al maaşını diyen bürokratlardı. Başlarına iş almak istemiyolardı, bir kısmı da az çalışarak devletten çok kazanan, devletin seçkinci işadamları idi. Onlar ise dereye köprü yapsalar da, boğaza köprü yapsalar da devleti aynı miktarda parayla soyabiliyorlardı…..falan filan. neyse, hayata nasıl bakarsan bak, beni ilgilendirmiyor ama karşında nitelediğin insanlara ve zihniyete karşı yorum yaparken dayanaksız sallamana tepki koyarım. koyduğum tepki de buydu zaten.1930’larda yaşamaya devam edebilirsin sen. İtirazım yok. Bana ilişme, yeter.
expresyon bir de sana tavsiye dondurma yalayan kiz gördügünde sevgilinin sikica tuttugun elinin kacip gitmesinden korkuyorsan ya da süphe ediyorsan bence sen o kisiden direk ayril.
bisey daha erkeklerden cekinip disarda dondurma yemeyen kadin tipi de cok tiksinc bir kadin tipidir.bir kadinin dondurma yemesini seksi ya da bastan cikarici bulan erkek tipinin aklindan da süphe duyarim.
ilerleyelim efendim.Turban uzun zamandir ulke gundemini mesgul eden bir turunsol kagidi. Universitelerde, liselerde, ilkokulda, hastanede,sokakta, evde vs.de turbana karsi olan zevatin bu mucadelesi aslinda turbanla olmayip, bi zatihi turban takan insanlarin kendileriyledir. Egitim hakki ellerinden alinan bu insanlar, istedikleri konumlara gelememis, ya isci yada cok azi kendine iyi bir yer edinebilmislerdir. Madem durum boyle deyip, onlarin makamlarini ele gecirmemiz lazim diyen bazi, gruplar, topluluklar universitede bitene kadar bas acilabilir demislerdir.Vebali kendilerinin boynuna.yukarida anlatilan bir hadise manidar olmus.Turbanli kizi ucube, azmis bir kadin, kiz gibi anlatan, ( o sahis icin dogru da olabilir, hic onemli degil) arkadas nasil ki sevgilisinin kollarina sarilmis, muslumanlarin bu ulkede yukselmesi karsisinda tedirgin olan, kendi cikarlarindan, menfaatlerinden, hayat tarzindan endiseye kapilan insanlarda, Mustafa Kemal Pasa’nin arkasina saklanmislar,o da yetmeyince isi zorbaliga dokmuslerdir.Dolayisiyla mesele turban degil, mesrutiyetten beri gelen din meselesidir.Dini siyasete malzeme yapan, dini cikarlarina malzeme yapan, dini para kazanma malzemesi olarak goren insanlara lanet ediyorum.Ve bu insanlari gavurlardan daha zararli buluyorum.Bu arada Ergenekon denen meselenin arkasindaki, Derin devlet-Parti-Cemaat savasini dikkatle izliyorum.Oyle zannediyorumki, Cumhuriyet tarihindeki en onemli meselelerden biri de bu meseledir.Devlet kademelerindeki yer degisiklikleriyle zaten istedigini elde eden X devletin en ust makamlarina da istedigi kisileri yerlestirmesiyle istedigini elde edecek.Izleyelim, gorelim..
Anthro DİYOR Kİ, (10 Eylül 2008 10:46)1930’larda yaşamaya devam edebilirsin sen. İtirazım yok. Bana ilişme, yeter
Tarihten ders almayan milletler, geleceğini yönlendiremez. O olayları yaratanlar ( canavarlar) bu güne zehirlerini taşıdılar ne yazık. o zihniyetin öz be öz torunları bizleri yönetiyor ne yzık ki… Dürüst geçinen, allahtan başka kimseden korkmam diyenler,” ben şeriat istiyorum, İslam cumhuriyeti istiyorum ” deme cesaret ve dürüstlüğünü gösteremiyorlar…
teacher07 DİYOR Kİ, (11 Eylül 2008 10:39)Dürüst geçinen, allahtan başka kimseden korkmam diyenler,” ben şeriat istiyorum, İslam cumhuriyeti istiyorum ” deme cesaret ve dürüstlüğünü gösteremiyorlar…
Türkiye’de çalışma ortamlarının çoğu islama uygun olmadığı için dini bütün kızımız zaten okumayı tercih etmez. Bu durumda türbanın üniversiteye girmesi istense de olmaz.Peki ya üniversitede okumak isteyen türbanlı kızlar, onlar hangi dine mensup?
çalışma ortamları türbanlı bir insan evladının çalışmasına uygun değilse bu onları sosyal hayattan egale etmek isteyenlerin bi tutumudur.2. sınıf vatandaş yapmaya çalıştıklarınızın pek çoğu hayatın belirli yerlerinde belirli şekilerde karşısınızdadırlar ve olacaklardır…siz ve türevleriniz hangi dine mensup olduğu “onları” ilgilendirmezkensizi niye ilgilendirir sorarım?MADDE 42. ; Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz…
matematiği sevmiyorum baylar12 resim ve ikametgahla hiçbiryere başvurmadımceketimin ön düğmesi hala kopukyoksul kızları ve gözlüklü çocukları savunuyorumKENTİN TANRILARINA karşıYARINI DÜŞLÜYORUM………….
Hafif.org’da yapılan tüm tartışmalarda (türban, laiklik, din) din’i, türbanı savunan tüm yazarlar; onlar da aynen başbakan ve yandaşları gibi alıştıra alıştıra değiştirmeye çalışıyorlar ülkeyi.
kimin ne yapıp yapmayacağı siz dinci ve laikçileri ne ilgilendiriyor? Neden medeni bir insan olmayı deneyip de sadece kendi hayatınıza odaklanamıyorsunuz?
Laf!Kendi hayatımıza odaklanalım da sıçın ağzımıza. Bunlar hep sana ne, bana ne demekten olmadı mı? Ayrıca lütfen meraklanmayınız, kendi hayatımızı da pek güzel yaşamaktayız.Bu tür söylevlerle “bırakınız dinimi yaşayayım” diyenlerin içlerinde özlem duyduğu bir İslam cumhuriyeti yatmaktadır. Açık açık söyleyemeseler de. Türbanın üniversiteye girmesi benim için asla sorun olmamıştır, kimsenin kılığına, vicdanına karışacak değilim. Ama mevzu türban ile başlamıştır. Türban üniversiteye girecek ve Türkiye’de bu böyle kalacak mı sanıyorsunuz? Türbanıyla tıp fakültesinde okuyacak kızlarımız için kadınlara özel hastaneler de açılır bu ülkede. Olmaz mı sanıyorsunuz? erkekler ve kadınlar için ayrı hastaneler, pastaneler, postaneler vs…Benim ve birçok insanın korkusu bu ve bu tür şeylerin olmasıdır. Hiç kimse birilerinin diniyle kafasına ne takıp ne takmadığıyla ilgilenmiyor… Yapmak istenilenin daha fazlası olduğunu siz de biliyorsunuz. “Türbanımla, dinimle, ibadetimle niye uğraşıyorsunuz” diye vik vikleyip kendinizi bir şey sanmayın.Hem tarz olarak hem de sağlık açısından türbanı tasvip etmiyorum. Başkasına karışmadım, karışmam.
çölde çadır kurup deveye de mi binelim.
Çağa ayak uyduranların hali de bir başka. Teknolojiye göre değişebilen esnek bir dinleri var. Din esnek ama türban hala kural. Çölde kadın-erkek örtünürdü kum fırtınaları yüzünden. Hayatında çöl fırtınasını hiç yaşamayanlar, hala bir umut fırtına çıkacak diye bekliyor. Benim için sorun değil, ama çölde türban çok işinize yarayacak, bence gidin.
çalışma ortamları türbanlı bir insan evladının çalışmasına uygun değilse bu onları sosyal hayattan egale etmek isteyenlerin bi tutumudur.2. sınıf vatandaş yapmaya çalıştıklarınızın pek çoğu hayatın belirli yerlerinde belirli şekilerde karşısınızdadırlar ve olacaklardır…siz ve türevleriniz hangi dine mensup olduğu “onları” ilgilendirmezkensizi niye ilgilendirir sorarım?
Hayır efendim onlar kendilerini sosyal hayattan koparmışlardır. Dinleri bunu gerektiriyor çünkü. Türkiyenin çalışma ortamlarının çoğu dine uygun değildir. Bunu onlar söylüyor ben değil. Türban takan bir kadının bir erkekle temasa geçmesi benim için önemli değil, olmamıştır. Ben onların yalancısıyım. Ben bunları söyledikten sonra da,
Davranışın aynı dinci zihniyetin tavrı gibi, Onlar da senin gibi yorumluyor, “dinibütün kadının yeri evidir. Okuyup namahremle irtibata geçmesin” diyor
deniliyor. Halbuki ben onların yalancısıyım.Yani ben onlara tercüman olurken, onlar bana dinci zihniyetini savunduğumu söylüyor. Asla! Tam tersini savunduğum apaçık ortadadır. Din birçok şeyi yasaklamış, birçok kez tartıştık bu konuyu. Türbanın üniversiteye girmesi söz konusu olduğu günden bu yana yasaklar birden bire kalktı. Ne oldu da, sosyal oluverdiniz birden? Ne oldu da türban takanları birbirinden ayıran bazı özellikler çıktı ortaya? “Beş parmağın beşi bir değil” sözü ne yazık ki bu konuda söylenecek en aptalca sözdür. Türban takmanın sebebi “1” değil midir? Başka sebepler varsa onları söyleyin diyorum. İğneleyici değil tamamen samimiyetle soruyorum. Cevap: sana ne!Asıl cevap tabii ki “siyasi simge” olmasıdır. Bunu söylemeye çekinip, sana ne-bana necilik oynuyoruz.suphi;Ben gözlemlediğimi yazdım. Çok da eğlenerek yazdım. Ülkemin geleceğinden başka hiçbir şey beni endişelendiremez. Mustafa Kemal’in arkasına saklanmak ne demek; ben onun izinden en önde gitmeye her daim hazırım. Bunu böyle biliniz.Rusti;Biraz daha yaratıcı olun, o zaman cevap vereyim.Mansonilized;
allah allah akademik eğitim almak isteyen herkesin çalışmak zorunda olması mı gerek kardeşim. benim çevremde hepsi lisans hatta yüksek lisans eğitimli ancak çalışmayan yahut eğitimi ile ilgili bir meslekte çalışmayan bir sürü insan var.
Son söz:türbanlı ya da türbansız;Mesleğini icra etmedikten sonra yemişim senin akademik kariyerini.
expresyon dilediğini yemekte serbestsin. ben ifade etmeden de biliyorsundur gerçi ama bi tekrar etmekte fayda gördüm.memlekette faşist ve yanlısı çok.yapacak birşey yok.
memleketi expres yoldan kuzey kore tipi diktatörlüğe çevirmek isteyenlerin çok güzel niyet okuduğunu görmekteyim. lakin önemli diil, değişmeyen tek şey değişimdir. niyet okuyup hayaller, vehimler üzerinden diktatörlük hayali kuran faşistler tarih boyunca cevaplarını misler gibi almışlardır. gene öle olucaa içün kendi haline bırakıp çok üzerine gitmemek gerekir.ayriyeten bu tür faşistlerin kendi devlet sistemlerine, askeriyelerine, emniyetine en ufak bi güven duymadığı isviçreli bilimkadınlarınca yapılan expres deneylerce kanıtlanmış olup, hezeyanlarının tamamen hastalıklı hayallerinin mahsulü olduğu mazhar osman diplomalı hekimlerce raporlara işlenmiştir.
Hem tarz olarak hem de sağlık açısından türbanı tasvip etmiyorum. Başkasına karışmadım, karışmam.
Bunlar hep sana ne, bana ne demekten olmadı mı?
Zihnini toparlamadan, duygusallıkların ve kinlerinle yazıyosun ki her yazdığın birbiriyle çelişiyor. Sen “ben başkasının yaptığına karışmıyorum, karışmadım ki” diye iddia edebilecek tavıra sahip değilsin. Boşuna bu cümleleri yazma. Totoliter bir zihniyeti seslendiriyosun. Ya sev ya terketçi kafadasın. Ve Dünyanın her coğrafyasındaki bu tarz fanatik kitleler gibi muhakeme etmeden yorum yapıyorsun. Biz de yok yere laf yetiştirmeye çabalıyoruz. Almanyada dazlakların oy potansiyeli de %10lar civarında dolanır. Kimse bunlara laf anlatmak için çabalamaz. Çünkü bu insanlar muhakemeye ihtiyaç duymazlar. Kinleri yeter o kişilere. Üstelik kendi kinlerinin de farkında değillerdir. Sürekli “yabancılar bizi sömürüyor. ülkemize gelip işlerimizi elimizden alıyorlar” gibi cümleler ve hayaller kurup, sonra yabancı ve düşman addettiklerine imkanları nisbetinde zarar vermeye çalışırlar. Sürekli “ben başkalarının özel hayatına ve tercihlerine müdahale etmeyi doğru bulmuyorum” yazıyorsun ama her yorumunun anafikri “ben kendimi tehdit altında hissediyorum, ve bu diktacı bürokratik elitin yaptığı baskılar gereklidir”i izah ediyorsun. Aklın karışık, her faşist gibi çelişkiler içindesin. Umarım hepten faşist düzeye gelmezsin.
expresyon sen benim yaraticigimla ugrasacagina sevgilini tut, bak kaciyor, amannnnnn tüh gitti. ne olcak simdi.vah yazik aciz expresyon… simdi korunmasiz mi kaldi?
expresyon sen benim yaraticigimla ugrasacagina sevgilini tut, bak kaciyor, amannnnnn tüh gitti. ne olcak simdi.vah yazik aciz expresyon… simdi korunmasiz mi kaldi?türk kadini neden böyle aciz demisti de cliciax, hücuma ugramisti. bu türk kadini neden bu kadar aciz gercekten?
Atatürk’ün doğu günlüğü (kendi el yazısıyla)22 kasım 1916Gece saat 9’a kadar Erkanıharp reisi ile örtünmenin kaldırılması ve toplumsal yaşamın düzeltilmesi hakkında sohbet;1) güçlü ve hayata vakıf anneler yetiştirmek,2) kadınlara özgürlüklerini vermek,3) kadınlarla bir arada bulunma, erkeklerin ahlakı, düşünceleri, duyguları üzerinde etki yapar.* Karargâha yeni gelmiş bir telsizciye “İstanbul’da neler olup bitiyor” diye sordu. Telsizci, “çok üzücü şeyler efendim, eski görenekler hep unutuluyor. Kadınlarımız önüne gelen yerde peçelerini açmaya başladılar”. Bunun üzerine Mustafa Kemal meydan okurcasına “bu gibi şeyler burada, doğu illerinde de olmalı” dedi ve hemen subay gazinosunda bir danslı toplantı düzenledi”.3 Aralık 1916“Allah’ı inkar mümkün mü?” eserini bitirdim. Bütün filozofların çeşitli dinlere bağlı olan natüralistlerin, akılcıların, materyalistlerin, hukukçuların, düşünürlerin, tasavvufçuların tümü ruhun var olup olmadığını, ruhun ve maddenin bir ya da ayrı olup olmadığını, ruhun kalıcı olup olmadığını inceliyor. Bu incelemelerde, ancak bilim ve fenne dayananlar kabul edilebilir…”Can Dündar’ın”Yükselen Bir Deniz” isimli kitabından alınmıştır.
ilk gönderdiğimi ben bile okuyamadım, bu daha okunaklı olacak sanırım…Atatürk’ün doğu günlüğü (kendi el yazısıyla)22 kasım 1916Gece saat 9’a kadar Erkanıharp reisi ile örtünmenin kaldırılması ve toplumsal yaşamın düzeltilmesi hakkında sohbet;1) güçlü ve hayata vakıf anneler yetiştirmek,2) kadınlara özgürlüklerini vermek,3) kadınlarla bir arada bulunma, erkeklerin ahlakı, düşünceleri, duyguları üzerinde etki yapar.• Karargâha yeni gelmiş bir telsizciye “İstanbul’da neler olup bitiyor” diye sordu. Telsizci, “çok üzücü şeyler efendim, eski görenekler hep unutuluyor. Kadınlarımız önüne gelen yerde peçelerini açmaya başladılar”. Bunun üzerine Mustafa Kemal meydan okurcasına “bu gibi şeyler burada, doğu illerinde de olmalı” dedi ve hemen subay gazinosunda bir danslı toplantı düzenledi”.3 Aralık 1916“Allah’ı inkar mümkün mü?” eserini bitirdim. Bütün filozofların çeşitli dinlere bağlı olan natüralistlerin, akılcıların, materyalistlerin, hukukçuların, düşünürlerin, tasavvufçuların tümü ruhun var olup olmadığını, ruhun ve maddenin bir ya da ayrı olup olmadığını, ruhun kalıcı olup olmadığını inceliyor. Bu incelemelerde, ancak bilim ve fenne dayananlar kabul edilebilir…”Can Dündar’ın”Yükselen Bir Deniz” isimli kitabından alınmıştır.
6 Temmuz 1918“Dedim ki, ‘Ben her vakit söylerim, benim elime büyük yetki ve kudret geçerse, ben sosyal hayatımızda istenilen devrimi bir anda bir darbe ile uygulayabileceğimi sanıyorum. Zira ben, bazıları gibi halkın anlayışını (…) yavaş yavaş (…) alıştırmak suretiyle bu işin yapılacağını kabul etmiyorum. Buna ruhum isyan ediyor. Ben bu kadar yıl eğitim gördükten, uygar yaşamı ve toplumu inceledikten ve özgürlüğümü elde etmek için hayatımı ve yıllarımı harcadıktan sonra neden cahiller derecesine ineyim? Onları kendi düzeyime çıkarırım. Ben onlar gibi değil onlar benim gibi olsunlar”.“İslamiyette uygulanmakta olan örtünme, kadınların kocalarından başka erkekle kesinlikle ilişki kuramamaları ve ev dışında bir hayata sahip olmamaları bir dereceye kadar kadınları alıkoyar, fakat erkekler için bugünkü uygarlık ortamında bir engel bulmak zor. Gerçi onları ciddi ve sürekli çalıştırmak yoluyla meşgul etmek akla gelebilir. Pek güzel, o kadar ciddi ve yorucu işten sonra, son dönemin ilerleme ve uygarlığının ışığıyla bilinci aydınlanmış bir erkek, işinden doğru evine gelip kapanmak suretiyle, yarın için gereken çalışma arzusu ve gücünü kazanabilir mi? Biraz hava, biraz musiki, biraz tiyatro, kısacası bir hayat arzu etmez mi? Bu doğal ve uygar gerekleri yerine getirirken yanında karısı bulunmazsa, bu eksikliği gidermek gerekmeyecek mi? Çünkü bir erkek için kadın huzurundan, kadın sözünden kadın refakatinden yoksun kalmak bir eksikliktir, bu mutlaka giderilir. Fakat evde erkeksiz kalacak kadın için erkek gereksinimi aynıdır. Ruh ihtiyacıdır ve önemli olan budur. Sonra bu derece sıkı kurallara bağlı yaşayacak kadınlarımızın hayat hakkında, uygarlık hakkında, hürriyet hakkındaki düşünceleri, uzmanlıkları ne olabilecektir?”“kısacası sonuç: Bu kadın meselesinde cesur olalım. Kuruntuyu bırakalım. Açılsınlar, onların bilinçlerini ciddi bilim ve sanatla süsleyelim. Namusu, bilimsel ve sağlığa uygun biçimde açıklayalım. Şeref ve onur sahibi olmalarına birinci derecede önem verelim. Sonra kişisel ilişkiye gelince, tabiatımıza ve ahlakımıza uygun eş arayalım. Ve onunla evlilik koşullarımızı açık ve kesin kararlaştıralım. Buna uymakta kusur edince, gereğini yapalım. Kadın da böyle hareket etsin…”Can Dündar’ın”Yükselen Bir Deniz” isimli kitabından alınmıştır.
balık yiyemeyen kızılderililer kıtlık olunca geyik yemek için onlara dağbalığı adını verirlermiş, bunlarınkide o hesap.başörtülülere müdahale edebilmek içün tarihin dehrinden kendilerine dayanak noktası çıkarmaya çalışıyorlar. halbuki 1918de sadece bir osmanlı paşası olan mustafa kemal, 1923te her türlü yetkiyi ve iktidarı haiz atatürk olmuştu. isteseydi başörtüsünü yasaklamazmıydı, şapka kanununun içine bi madde olarak eklemezmiydi?kendinizi kandırmaktan vazgeçin, bırakın insanlar istediğine kendisi karar versin. diktatörlük hayalleriyle ne yapabileceğinizi zannediyosunuz?
Çarşaftan çık , çarşafa gir, böyle bir zihniyet görülmemiş..Ozz abi, çok haklısın Atatürk böyle bir madde ekleyebilirdi..Ama diktatörlük hayalleri olmadığı için bunu milletin kendi iradesine bıraktı..Keşke bırakmasaydı, bu milletin iradesi çarşafın altında kalmaya mahkum böyle giderse..
sizin temel yanlışlığınızda milletin iradesini hakir görmek pbk, atatürk çok iyi biliyorduki ne yapılacaksa millet yapacak. kendini üstün gören bir avuç seçkinimsinin karar verip millete zorla dikta etmesi geçer akçe olsaydı atatürk o yolu seçmekte tereddüt etmezdi. lakin o yolun yol olmadığını bildiği için, yapacağı inkılaplarda çok gerekli olmadıkça -alfabe inkılabı gibi- milleti ikna yoluna gitmiştir.eğer atatürkün vefatından sonra kemalizm ucubesini icat edip, milleti disipline sokma bahanesiyle zorla istemediği şeyler yaptırılmaya çalışılmasaydı bugün farklı yerlerde olurduk.lakin aynı zihniyetin aynı yöntemleri bugünde kullanmaya çalıştığını görünce yazık diyorum, atatürkü zerre miktar anlamamışlar.
Ucube, çarşafın altına gizlenmiş, insan kılığından çıkmış, ne idüğü belirsiz çarşaflı yaratıklara denir..Kendini gizlemek, bağlamak özgürlük ise, tutsaklığın anlamını, biri bana açıklasın, lütfen..
ucube, statükosunun muhafazası için kendi sınıfı dışında her türlü kültürel tezahür ve yaşam tarzıyla, kendi sınıf çıkarlarına halel getirebilecek olan “tehlikeli sınıfları” kültürel ve yaşam tarzı tezahürleriyle etiketleyenlerdir.elbise giymek özgürlük ise biri bana çıplaklığın anlamını açıklasın lütfen.
Mustafa Kemal için önden gittiğini söyleyen abiler ablalar, zıplaya zıplaya gidiyorsunuz, bu heyecan, bu korku, filmde kötü kadını görünce masum kadının kameraya gösterdiği bu endişe, lunaparkta gondola binmeye mahkum küçük çocuk gibi inmek istiyorum annecim diye ağlamalar…kuru ideolojik söylemleriniz, çağdaş insan yaratma ayakları, üç kuruşluk medeniyet açılımlarınızdan uydurduğunuz çıkarımlar…bir örtülüye karışma hakkını kendinizde bulduğunuz saçma cesaret ve temelsiz bilgisiz iz düşümleri…Madem birbirinize karışmayın babında söylediğim “sanane” lafını beğenmediniz, hangi düşünce ve fikirden olursa olsun toplumda eşit yaşam isteğini hor gören başkasını örümcek kafalı gören siz insancıklar, olum siz kimsiniz lan ne yaptınız bu toplum bu devlet için de kendinizi bu kadar bi mok sanıyorsunuz, ne ürettiniz ne sundunuz bu topluma da toplumun değer yargılarına burun kıvırıyorsunuz, nedir abi farkınız sizin? kritik makamlara çırılçıplak gelinince memleket ayağa kalkacaksa ilk açılışı ilk striptizi ben yapmak istiyorum. Hükümet konağının trabzanlarındaki çağdaş gösterime herkesi bekliyorum. Vatandaş uygar yaşamın tüm kıvrımlarını görsün.
pillibebekkuyuda DİYOR Kİ, (14 Eylül 2008 15:14)Ucube, çarşafın altına gizlenmiş, insan kılığından çıkmış, ne idüğü belirsiz çarşaflı yaratıklara denir..
ser-hus DİYOR Kİ, (15 Eylül 2008 10:41) bir örtülüye karışma hakkını kendinizde bulduğunuz saçma cesaret ve temelsiz bilgisiz iz düşümleri…
Ne diyosun!?!?
pillibebekkuyuda DİYOR Kİ, (14 Eylül 2008 15:14)Ucube, çarşafın altına gizlenmiş, insan kılığından çıkmış, ne idüğü belirsiz çarşaflı yaratıklara denir..
İnsanlar aynı toplumu paylaştığı yurttaşlarına bu gözle bakıyor. Yaratıklardan bahsediyoruz, yaratıklardan. Onlar aşağılık, pis, dinci sürüngenler. Yaptıkları az bile.
Anthro, saptırma onlar böyle olmayı kendileri istiyorlar, yoksa bizim gibi insanlar yani..Bağla 5 metre kara çarşafa kendini , çok normal miş gibi insan arasında dolaşırken bir de çevrende olup biten anormalmış gibi bak..Bırakın yaw, ne hale geldi bu toplum..
Normal nedir efendim? Asiri olmama durumu mu? Hangi norma uydugunuzda asiri olmuyorsunuz?Ve bu ulkenin insanlari norma uysaydi, siz bugun en asagilik hakaretleri inancindan oturu basini orten bu insanlara edebilir miydiniz?baby700’un cok guzel bir lafi vardi: “kendini kaybetmis cumhuriyet aydinlari” derdi. Ya sizi nasil betimlemeli, hangi teraziyle olcmeli de bu sozleri hangi kefeye koymali.Sen benim hayatima dahl ettigin surece, benim nefsi mudafa hakkim vardir. Basortusunun tehdit ettigi sey, kamu duzeni falan degildir.Belki mevcut olan adaletsiz duzendir. Hurriyet istegidir. Vatan sadece topraktan ibaret degildir efendiler.Vatan inancini yasayabildigin yerdir ayni zamanda. Bizim peygamberimize yasama hakki vermedikleri icin hicret etmistir. Bugun okumak icin avrupalara giden kizlari ayiplamayin sakin.Ortada ayip varsa, ayip bu duruma sebep olanlarin ayibidir.Kim bilir ceddiniz bu laflarinizi duysa yuzunuze tukururdu belki. Bes etmez ahlak anlayisinizla, fikri yapinizda temin edebileceginiz huzur bu kadardir ve bunun adi huzur degil, bil akis huzursuzluktur.Buhrandir. Yillardir sundugunuz cozum, “ya benim dediklerime razi ol, yada falan yere git” ten ote bir sey degildir.Carsaf giyen insanlara “ucube” diyen zavalli. Belki hayatimda bir soz beni bu kadar siksindirmemisti. Insanlarin toplumsal hayata katilip, katilmamalarini, bunun anlamini, ne demek oldugunu, gerekliligini, sebeplerini ve sonuclarini, herseyini tartisabilirsiniz, tartisabilir.Ama kalkip boyle yapan insanlara “ucube” gibi igrenc bir sifati yapistirmanin ne dinle ne de dinsizlikle ilgisi vardir.Yukarida Mustafa Kemal Pasa’dan alinti yapip onlari, ayet gibi karsimiza diken zevat.Ben senin karsina ayet dikiyorum.Ilahi bir kelam koyuyorum.Ve meydan okuyorum, diyorum ki, bizim kitabimiza benzer bir kitap getirin haydi.Benzer bir soz getirin gucunuz yetiyorsa.Getirebilirseniz sayet vazgececegim ben bu inancimdan.fakat getiremezseniz siz yapacaksiniz. Neden bu insanlar sizin hor gordugunuz bu inanclarina bu kadar baglilar. Bunu taassub ile ifade edersiniz belki. Sundugunuz sey nedir? bu zalim duzen mi? Ortaya koydugunuz nedir? bu curumus, kokmus, insanin midesini bulandiran kurallar mi? Yasa diye taptiginiz nedir? Ilah diye bellediginiz kim? Neye inaniyorsunuz? Hurriyet nedir? Sen hurriyetin icin savastin mi hic? Canin yandi, kanin akti mi? Inancin yuzunden iskence gordun mu?Ofkemi mazur gorunuz lakin ucube lafi cok gucume gitti.
yukardaki yorumu okuyup suphi nickli arkadaşı ki tanışmam ama yazdıklarını okur ve saygı duyarım bu denli rahatsız görünce insanlar nasıl oluyor da hak hukuk özgürlük deyip bir başka insanı oturduğu yerden bu derece incitir, üzer diye düşünmeden edemedim.gerçekten üzülüyorum.
”suphi DİYOR Kİ, (15 Eylül 2008 15:28)Carsaf giyen insanlara “ucube” diyen zavalli.”Çarşaf giyen kadın medeniyet düşmanı gelişmemiş bir yaratıktır..Giyeceksin düzgün bir şekilde etek ceket takımını, tarayacaksın insan gibi saçını çıkacaksın toplum önüne, ben buradayım diyeceksin arkadaş, saklanmayacaksın kara çarşafların arkasına hakkını arayacaksın insan olduğunu düşünerek..Ben de tiksiniyorum..İnsan olmayı bile beceremeyen bu zihniyetlerden..
senin insanlık anlayışınla bizimki uyuşmalı mı diyecem ama boş bu mantığa dayalı olmayan düşmanlık bu kendini bilmezlik bitmek tükenmez.içine tüküreyim ben o medeniyetin.
modernleşmeyi sakalda arayan deli petronun beyazımsıtrakgri postmodern neoçağdaş türk varsiyonları etek ceket takımında arıyorlar. bu ne saadettir, bu ne bahtiyarlıktır. türk modernleşmesi tarihinin yeni evresi burada yazılmaktadır, şahit olabilmek ne büyük saadet!
Nokta konulması gereken yer buralar yine. Ama ben de diycem ki:Öncelikle Pibek lütfen şu alıntılamayı düzgün yap ki suphi ne demiş, sen ne demişsin anlayalım.Sonra da senin “güzel” ve “mübah” olarak nitelediğin şekilde giyim zorunluluğunu senden başka bir “güzel” ve “mübah” tarifiyle İran’da uyguluyor diyoruz. Aynı zihniyette davrandığını görüyorum ve sana hiç yakıştırmıyorum bu halleri. Ama bu muhabbetler dekısır döngü olarak devam edecek.Bir de en sevmediğim şeylerden biri nedir biliyo musun Pibek. Senin kendini tarif ettiğin kadarıyla senin gibi giyimli bir bayanı, sırf kendi giyim tarzında değil diye “o**spu gibi giyinmiş, şuna bak, ne kadar ahlaksız namussuz kadın” diye tarif edenler olur. Beyinsiz ve dar kafalıdırlar, kendileri gibi olmayanları namussuzlukla, habislikle, iğrençlikle suçlarlar. Şu yukardaki yazdıklarına bakıyorum da malesef bunun türevinde yorumlar yaptığını gördüğüm için çok üzgünüm. Tabi ki o kadınların da tavırları, senin de tavrın sizleri bağlar. Ama bana çok nahoş geldiğini belirtmek istedim.Öte yandan bu insanın doğasında var. Afrika’daki pekçok kabile de açık tenli insanları gulyabani yaratıklar olarak görürlerdi. Yine Antik Yunanlılar da, Yunanlı olmayanları ‘Barbar’lar olarak 3 kafalı, 4 elli ucube yaratıklar şeklinde düşünüp tasvir ederlerdi. Bu hala, taşrada yada büyük kentlerin yalıtılmış kesimlerinde karşılıklı olarak süregeliyo demek ki.
Benim dediğim ortada, Anthro..Çalışan, hakkını arayan, saçı ve yüzü açık (yüz açıklığıyla , kıç açıklığını bir tutan, komik insanlar var bu arada aramızda) bir kadını tarif ediyorum..Aslında beni çok iyi anlıyorsunuz da, işinize gelmiyor..Eskiden, abilerim ablalarım Türbanı savunurlardı, şimdi çarşaf a geçtiler..Bravo size bravo..Not: bu arada Anthro senin açıklamalarımı nahoş bulman ve bu konudaki yorumların zerre kadar etkilemiyor beni..Haberin olsun..İsteyen istediğini düşünsün..Kimse kimsenin düşüncesiyle ne müslüman olur ne de orospu..Hayırlı akşamlar..
Siyasi ozgurlugu elde etmek yuzlerce yillik entellektuel ve felsefi gelisim gerektirmistir. Bu Aristo’dan John Locke’a ve oradan ABD’nin kurucu babalarina kadar uzanan uzun bir mucadeledir. Onlarin kurduklari sistem sinirsiz cogunluk yonetimine dayanmiyordu; tersine, yani cogunluk oyu veya azinlik komplolari ile gasp edilemeyecek olan bireysel haklara dayaniyordu. Birey, komsusunun veya liderlerinin insafina birakilmamisti: Kuvvetler ayriligina dayanan Anayasa sistemi bilimsel olarak bireyi her ikisine karsi korumak icin gelistirilmisti. Bu yuzden milletlerin ne istedigini cok iyi bilmesi gerekmektedir. 1917’de Rus koyluleri ‘toprak ve ozgurluk!’ talep ediyorlardi. Fakat elde ettikleri Lenin ve Stalin idi. 1933’te Almanlar ‘yasayacak alan!’ istiyorlardi. Fakat elde ettikleri Hitler idi. 1793’te Fransizlar ‘ozgurluk, esitlik, kardeslik!‘ istiyorlardi. Aldiklari Napolyon oldu. 1776’da Amerikalilar ‘insan haklari’ diye bagiriyorlardi ve siyaset felsefecilerinin onderliginde onu elde ettiler. Ayn Rand
serhus’un verdiği ingilterede şeriat mahkemeleri kuruluyor linki araya gitmesin istedim.sürekli şeriat geliyor diye inliyoruz adamlar şak diye getirmiş şeri kanun uygulamasını.
Çıplaklık versus, başörtüsü ya da işçi tulumu ya da çarşaf ya da bikini.. her ne haltsa. Her şeyi karşılaştırırım. Gerçi ben çıplaklıktan da bahsetmedim, dekolte giyinen modern kadın giyiminden bahsetmiştim. Ama kavramların analizini “karşılaştırmalı” yapmak bir çözüm yöntemidir. Mukayesede mantıksal bir çelişki mi var, onu söyle sadece Arrogante.Sonra Pibek, ben burda her türlü kıyafet giyen insanların özgürlüğünü de savunurum elbette. Çarşaf giyen insanlar zaten çok azdır Türkiye’de ve bu insanlar da sosyal hayattan soyutlanacak ölçüde dini özel ve dar yaşamında yaşar. Heryer çarşaflı dolsun, çarşafla üniversiteye gidilsin diyen olmadı burda. Ama hiç kimse bir başka kitleyi kıyafetleri için “yaratık” gibi bir nitelemeyle niteleme hakkına sahip değildir. Bu çok küstah bir tavır. Çirkin bir tavır. Onun için de aynayı aksi yöne tutarak bir başka yabani tavrı göstermek istedim.İnsanlar özgürdür ama, siz karşınızdakine saygı dolu yaklaşırsanız karşınızdaki de size saygı göstermek zorunda kalır. Ama siz bu şekilde niteleme yaptıkan sonra yarın “açık giyinen kadınlara namussuzluk nitelemesi yapan yobazlar var” diyemezsiniz. Zaten siz de o yobaz kitlenin bir ferdisinizdir.Uygar bir insan soluduğu havayı soluyan hiçbir dini, etnik yada sosyal-ekonomik grubu böyle aşağılayıcı nitelemelerle tasvir etmez.
aRRoGaNTe HoMbRe DİYOR Kİ, (15 Eylül 2008 17:18)ya da şöyle diyeyim, ‘mukayesede mantıksal bir çelişki var.’turbanın karşısına ne cıplaklıgı ne de dekolte giymiş kadını koyamazsın
Sebep ne işte. “Koyamazsın”ın bir nedeni olmalı.Ayrıca gitme, üçlü grup yapacağdık daha.
arkadaşlar çarşaf giyen ucubedir yazan bir zihniyet var burada.katılıyoruz öyledir deyin bu bloga bir daha yorum yapmam.burada anthronun yahut benim yahut başkasının koyduğu tavrı yanlış anlıyoruz deyin susayım.bizim eleştirdiğimiz insanların en doğal haklarının eleştirilmesidir.aynı mantık buraya mini etek giyen ucubedir yazsın aynı şekilde karşısında dururum.az biraz objektif olalım.ibne diyene de karşı durduk, bülent ersoyun cinsiyetini alay konusu edene de, el kadar kıza tecavüz eden bunu dini kalıplara sokmaya çalışana da.bu tavrın samimiyeti açıktır. anlamak istemeyene yapacak şey söyleyecek söz yoktur.
koyamazsın’ın sebebi.cunku toplumda turban takan kadınlar, carsaf giyen kadınlar, çıplak gezen kadınlar ve dekolte giyen kadınlar diye dort sınıflandırma yok. turban takmayan, carsaf giymeyen kadın demek ki cıplak kadındır cıkarımını hangi zihniyet yapabilir.benim karşı cıktıgım, turbanı ya da carsafı savunurken “iyi o zaman cıplak gezelim lan, oooorrrrsspuuu gibi dolaşalım ortalıklarda” basitliginde yaklaşılması olaya.yoksa yazdıklarına eyvallah. kimse kimseye ne giydigi yuzunden ne de inandıkları yuzunden ucube demesin.
Provakasyonculuk yeni mesleğiniz sanırım, Manson hanım, dinle ilgili yorum yapacak en son kişisiniz burada..”Yaşasın sadomazoşizm” diye bağırdığınızda ve ”dini ne bağlı katil kolici”den övünerek bahsettiğiniz de, zihniyetiniz bir hayli ilgimi çekmişti..Moderasyona şikayet edin atarlar belki beni, hırs zevkinizi tatmin edersiniz..ÇARŞAF GİYEN UCUBEDİR…
olayı kişiselleştirerek acizleşmeyin.ilk günden beri tavrım açıktır.kişisel zevklerimi yahut hobilerimi tartışacak lükse sahip değilseniz.sizi niye şikayet edeyim anlamadım ki. fikrinizi beyan edersiniz ama karşı görüşlere tahammül edemiyorsanız sizin bileceğiniz iş. burada moderasyona şikayet için hakaret gerekir sizin gibi insanların fikirlerine tahammülsüzlük değil.ben kuran okuyan namaz kılan zekat veren bir kadınım. bu ülke için çalışıyorum. vergi ödüyorum yasalara uyuyorum. insanlara benim gibi olmasalar bile değer veriyorum.dinimce haram olan şeyleri yapanlara kin duymuyor onları sizin gibi saldırgan ve saygısız tavırlarla rahatsızlık vermiyorum.benim dinim bana senin dinin sana! hangi cesaretle din hakkında kimin ne yorum yapacağına karışırsınız şaşkınlıkla izliyorum.bugün de yarında burda kişisel tercihinden ötürü eleştirilecek kim varsa yanında durur onu korurum.
Bırakın bu ayakları, bakın ayak dedim nasıl hissediyorsunuz kendinizi, önce psikolojinizi düzeltin sonra tartışalım..Allah birdir, eşi ve benzeri yoktur..Doğru ve dürüst insanın yanındadır..Bitti..
söyleyecek lafım yok eziğim ve kişiliğinize dil uzatmaktan öte gücüm yok diyorsunuz. peki kabul.kini kusmak iyidir.vücudu ve zihni gerginlikten uzak tutar.
eğer atatürkün vefatından sonra kemalizm ucubesini icat edip, milleti disipline sokma bahanesiyle zorla istemediği şeyler yaptırılmaya çalışılmasaydı bugün farklı yerlerde olurduk.
İşte ucube kelimesinin geçtiği ilk cümle. Buyurun sözlük anlamı… Nitekim bu konuda pbk’ya katılıyorum. Madem çirkin değilsin, bize de göster, neyi saklarsın? (“neyi” diyorum bakın, bilmiyorum. her şey olabilir?!) bknz: ne idüğü belirsizHoş… bunu seksi bulanlar da var ama, şu andaki konuyla yok bir alaka.
Yukarida Mustafa Kemal Pasa’dan alinti yapip onlari, ayet gibi karsimiza diken zevat.Ben senin karsina ayet dikiyorum.Ilahi bir kelam koyuyorum.Ve meydan okuyorum, diyorum ki, bizim kitabimiza benzer bir kitap getirin haydi.Benzer bir soz getirin gucunuz yetiyorsa.Getirebilirseniz sayet vazgececegim ben bu inancimdan.
Asırlardır aynı savunma ve asırlardır kimse benzer kitap-ayet getirememiş(!)miş(!). Yahu niye getirelim? bizim beynimiz akla-mantığa dayanır, böyle saçmalıklarla dolu değil. Asıl siz bana yazılanların saçma olmadığını kanıtlayın.
Basortusunun tehdit ettigi sey, kamu duzeni falan degildir.Belki mevcut olan adaletsiz duzendir. Hurriyet istegidir.
Başörtüsünden değil, türbandan söz ediyoruz… benim anneannem de baş örtüsü takar, sebebi; bu yaşta bembeyaz olan saçını zırt pırt boyayamaması. Ona başörtüsü sanarak yanlışlıkla aldığım türbanı masa örtüsü yapmıştır.Türban kabul etseniz de etmeseniz de kamu düzenini tehdit etmektedir. Çünkü laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulmasıdır. ama hiçbir Müslüman laik değildir. Rte’nin de dediği gibi…Bilmem anlatabildim mi?Peki nesiniz efenim siz?Nasıl isim vermem gerekiyor size ya da benim gibi düşünen herhangi biri? Ya da dilimizi-dininizi bilmeyen bir yabancı? Umurunuzdaymış gibi kırılmalar, incinmeler falan… Tüm dünyaya bakıp, dininize inanmayanlara “topunuz cehennemde yanacaksınız kitapsızlar” diyen cennetlikler, nesiniz siz?Din olmadan yolunu bulamayan, kendini tanıyamayan, tanımlayamayan, insan olmayı kitaptan öğrenmeyi bir erdem olarak gören, saç telininin görünmesini günah kabul eden ve bunlara rağmen kendini özgür-hür hisseden, gelecek hakkında hiçbir korkusu olmayan (çünkü ne olursa olsun, kim ne yaparsa yapsın Allah her zaman yanlarında, küresel ısınma umurlarında bile değil, peh!) zihniyet!Özgürlüğün kılıkta olduğunu savunan biri değilim, Ama din uğruna bir ömür kendi kılığınıza uyguladığınız kısıtlamalar özgürlük değildir. Kendinize hakarettir. Hanginiz dini hiç karıştırmadan kendini anlatabilir? Hanginiz bir işi Allah’ı karıştırmadan yapabilir? Allahın izni olmadan yaptığınız neler var? Başaramadığınız şeylerin sebebi siz değil Allah mı? Çünkü o izin vermezse hiçbir şey yapamadığınızı söylersiniz. Oysa siz aslında çok çok çok zeki ve başarılısınız her işte. Yaptığınız her şey Allahın iznine bakar. Ben ve benim gibiler bir şeyi yaparken tecrübe, bilgi, akıl, mantık ve duyguyu kullanıyoruz. Ama siz bizimle aynı özellikleri kullanabilmenize rağmen, her şeyi ettiğiniz dualara borçlu olduğunuzu sanırsınız. “Allah böyle istedi yoksa ben çok iyiydim, elimden geleni yaptım” deyip, kendi başarısızlığınızı Allaha yükleyecek kadar acizsiniz! Sırf dininize olan inancınızdan dolayı cennete gideceğinizi sanıp, kendinizi diğerlerinden üstün görürsünüz. cenneti beklerken, kendinize ve bedeninize yaptığınız bu hakaretin acısını cennette çıkaracağınızı düşünürsünüz. kitabı, dini 5 dakikalığına “yok sayıp” hiçbir tesir altında kalmadan kendinizi bir dinleyin yahu, aklınızı, bedeninizi, kalbinizi bir dinleyin… kimbilir neler söyleyecek size…İşte bunu yapamayan acizdir benim gözümde, eziktir.Ama şimdi, yani buraya yazdığınız onca saçmalıktan, bir rüyada, bir masalda yaşadığınızı ve uyanamayacağınızı gördükten sonra, itiraf etmeliyim ki türbanı kabul ediyorum. türbanı takın ki, sizi diğer insanlardan ayırabilelim. Kimin gerçekte, kimin rüyada yaşadığını bilelim.Bence siz; kendi gücünü, kendi düşüncelerini dine bağlamadan uygulayamayan, kendini doğuştan günahkâr görüp, sosyal hayatını gerçekte bir cehenneme ceviren menfaatçilersiniz! Cenneti vaat etmese, Allah’ı bile tanımazsınız!
Kimse rahatı kaçmasın diye tepki vermiyor şu an, onlar ise , bu ülkenin laik bir Türkiye Cumhuriyeti olduğunu çoktaaan unutmuş, laiklikle yetişmiş Atatürk çocuklarını uçurumun kenarına getirmeye çalışıyorlar..Hiç acımadan aşağıya iteceklerinden de çok eminim..Tam ucuna gelmeden uyanmak dileklerimle..Madem yolunuz İslam yolu, ülkelerin bir önemi yok, İran da, Arabistan da, rahat ve huzurlu yaşarsınız.. ..Bu ülkeyi Atatürk bizlere emanet etti, sizlere değil..
ezikliğin had safhaya çıktığını gözlemlemekteyim. o kadarki kırk dereden kırk katıra kırk kırba su taşıtılmasına rağmen yine istenilen faşizm kıvamı elde edilemiyor, sinir tavanlara vuruyor, beni ciddiye alın deyu havalara uçuluyor.neyse, günün dersini verip devam edelim. ilokuldan kalma cin ali bilgileriyle anca bu kadar ciddiye alınırsınız. laiklik din ve devlet işlerinin ayrılması diildir, devletin bütün dinler ve inançlar karşısında tarafsız olmasıdır. arkaik pozitivist tanımlarla gideceğiniz yer anca kafa karışıklığının artması olur.madem nezaketle sevketmeye başladık, laaaik yaşam tarzı içün özelde fransa, genelde evropa uygundur diyorlar, sizde oralarda rahat edersiniz kanımca.ülkenin kendisine emanet edildiğine inananlara orhan veli dedemden gelsin:neler yapmadıkki bu vatan içinkimimiz öldükkimimiz nutuk attık.
pillibebekkuyuda DİYOR Kİ, (16 Eylül 2008 09:48)Kimse rahatı kaçmasın diye tepki vermiyor şu an, onlar ise , bu ülkenin laik bir Türkiye Cumhuriyeti olduğunu çoktaaan unutmuş, laiklikle yetişmiş Atatürk çocuklarını uçurumun kenarına getirmeye çalışıyorlar..Hiç acımadan aşağıya iteceklerinden de çok eminim..Tam ucuna gelmeden uyanmak dileklerimle..Madem yolunuz İslam yolu, ülkelerin bir önemi yok, İran da, Arabistan da, rahat ve huzurlu yaşarsınız.. ..Bu ülkeyi Atatürk bizlere emanet etti, sizlere değil..
Yani pilli hiç değişmeyeceksin sen anlaşıldı.. ..uçurumdan itme görevini sana versinler bence…büyük bir keyifle yapacağından şüphem yok…şöyle toplayıp ucubeleri at tek tek aşağıya…iyice bi rahatla…zira Atatürk sana emanet ettiydi ya cumhuriyeti…vatanı…onu iyi koru haa…ne kadar başı örtülü yada dindar falan bulursan hepsini kovala irana arabistana……onların ne işi var türk topraklarında…burası seninnndir…senin kalacaktırrr…şu koca egonu indir biraz …uçmaya başladın…haddini bil ..kimi kimin toprağından çıkartıyorsun…haddini bil…kimin anasına bacısına tercihinde ötürü ucube diyorsun…haddini aşan kadın önce dön bi kendine bak…güzellik yada çirkinlik insanın dışında değil içindedir…istediğin kadar süslen püslen …şu kafayla senin ruhun ucubeye dönmüş…
Neden reddediyorsunuz, sizin için önemli olan İslam, burası Türkiye Cumhuriyeti, burasının belirlenmiş anayasasına bu müdahale niye, ben kabul etmişim, laik cumhuriyeti benimsemiş, ona göre yetişmişim, el altından açılan okullara gitmemişim..Sizin mücadeleniz neden, ben toprağıma sahip çıkıyorum, siz İslam a çıkın, rahat ve özgür olun .. Anayasanız Kur an olsun..Çarşafların arkasına gizlenirken, neyin özgürlüğünü savunuyorsunuz..
@experesyonBazi seylerin anlami sadece sozlukte ve bil hassa TDK’nin sozlugunde yazdigi gibi degildir.bknz: asrilesmekasrilesmenin halk dinindeki adi yabancilasmaktir; yabancilasmak yani gavurlasmak.Sen ortunmenin sebebini cirkinlik olarak gorebilirsin. Insanlarin bazi ahlak yasalari vardir.Utanma denen bir sey vardir.Tabi siz bundan habersizsiniz anlasilan. Yani bir insan bazi yerleri cirkin diye ortmez sadece..Sebepleri vardir bunun.Akillim.Sen o kitabi inceleyip, musluman olmus veya hala musluman kalan kac tane ilim adami ( sizin tabirinizle bilim adami ) var biliyor musun? Senin gibi dusunen bir cok insan daha mantigin Msinden habersizken, Islam aristoyu, Eflatunu ve daha bir cok mantik hakkinda konusmus, kitaplar yazmis insanin kitaplarini tercume edip, onlara hasiyeler yazmislar.Bazi hatalarini tespit etmisler ve duzeltmisler.bknz: Isagoci ve semsiyye kitaplari.Bu kitaplar yillarca Osmanlida ders kitabi olarak okutulmus.Turban yahut basortusu yahut basbezi, yahut sarik yahut vs.Bu isimlerin hic birinin onemi yok aslinda.Onemli olan dindeki emri yerine getirmek.Buna ne ad verdigin degil.Kamu duzeni dediginiz sey, adaletsizlik ve duzensizlikten ote bir sey degildir. Kamu duzeni dediginiz, yillardir Ataturk uzerinden rant saglayip, kendilerine ve kendileri gibi dusunenlere rahat bir zemin hazirlayip, otekileri ezme ayricaligidir. Rahatimiz bozulacak diye kopardiginiz feryat budur.Bana Abdullah diye bilirsiniz.Kendimi Allah’in bir kulu olarak goruyorum. Beni kendiniz gibi ikiyuzlu sanabilirsiniz.Bunu anlarim.Iki yuzlu medya ve insanlarin arasinda, siz de bu sekilde yetismis olabilirsiniz.Kose kapmak icin birilerinin yalakasi olabilir, kendi iradenizden fedakarlik edebilirsiniz.Dunyevi menfaat icin.Ben kendi irademden fedakarlik ederim fakat dunyevi menfaat ve Cennet sevdasi icin degil.Sadece Allah rizasi icin.Tabi siz “Allah rizasi”nin ne anlama geldigini de anlamasiniz muhtemelen. Allah rizasi icin ne yaptiniz bu gune kadar.Cevabini kendinize veriniz.
Din olmadan yolunu bulamayan, kendini tanıyamayan, tanımlayamayan, insan olmayı kitaptan öğrenmeyi bir erdem olarak gören, saç telininin görünmesini günah kabul eden ve bunlara rağmen kendini özgür-hür hisseden, gelecek hakkında hiçbir korkusu olmayan (çünkü ne olursa olsun, kim ne yaparsa yapsın Allah her zaman yanlarında, küresel ısınma umurlarında bile değil, peh!) zihniyet!
Tum bunlar tamamen sizin kuruntunuzdur.Tamamen hayal urunu.Akilli ve irade sahibi bir insanim.Bazi seyleri muhakeme edebilecek kadar altyapim var.Inandigim her seyin altinda yatan sebepleri biliyorum diyemem.Inandigim sey ile mantigim celisirse inandigim seyi yaparim.Iman da bu oluyor zaten.Bunu bir ozur, kabahat, eksiklik olarak degil, en kiymetli vasif olarak goruyorum.Ve iman sahibi insanlari otekilerden ayiririm. Fakat sunu kimse bilemez; bugun imanli olan kisi acaba son nefesinde imanli kalabilecek mi? yahut bugun inanmayan birisi yarin yahut daha ilerde iman edip o hal uzre son nefesini verebilir.Yani kimseye cennetliktir veya cehennemliktir diyemem. Ama muslumanlar, sonunda cennete gireceklerdir.Gunahini cehennemde cekecek olanlar olsa bile.Fakat kafir ebediyyen cehennemdedir.Bu dunyada umrumdadir. Esimi, ailemi, cocuklarimi ve diger insanlarin uzerimde hakki vardir.kafire Kafir diye zulmedilmez.Her iste adaletli olmak lazimdir.Neyse efendim, muslumanin nasil olmasi gerektigini benden ogrenecek degilsiniz.Ehli sunnet vel Cemaat alimlerinin kitaplarina bakiniz.Siz rahat olunuz efendim.Siz benim kendi ozgurlugumu kisitladigimi dusunuyor olabilirsiniz.Ben de sizin boyle giderse cehennemi boylayacaginizi dusunuyor olabilirim.Nasil ben size zorla tevbe ettirip, namaza oruca kisaca imana davet etmiyorsam, sizde bunu yapamazsiniz.Kimine komik gelebilir bu sozum.Fakat sizin sozunuz daha komik ve duruma gore sinir bozucudur.
Başaramadığınız şeylerin sebebi siz değil Allah mı?
Bu ve benzeri sozleriniz gosteriyor ki, Islam dini hakkinda ve ozellikle de Irade bahsi hakkinda hic bilginiz yok.Bilmemek ayip degil, ogrenmemek ayip.O halde ogreniniz.Muslumanca yasadigi icin cok huzurlu ve mutlu olan milyonlarca erkek ve kadin var. Siz onlarin bir ruyada oldugunu yahut kendilerini uyusturduklarini idda edebilirsiniz.Ben de bir cok seyi idda edebilirim ama bunun bir kiymeti olmaz.Son olarak bir kissa anlatayim; Sadi sirazi’nin karsina bir adam cikarmislar.Adam dinsiz mi dinsiz.Demisler ki bu adamin hakkindan gelse gelse Hafiz Sadi gelir. Sadi Sirazi bir saat konusmus adamla basbasa.Tabi ahali merakli.Sadi odadan cikinca hemen kosmuslar yanina.”Ne oldu” demisler, ” ikna oldu mu?” “olur mu?!” demis Sadi, ” ben ne konusursam kitaptan sunnetten konusuyorum, O ise bunlarin hic birini kabul etmiyor” demis.Hurmetler..
madem Müslümanlığın işaret ettiği bir örtünme kaidesi var ise o halde bu insanlar neden farklı örtünüyorlar? birbirlerinin örtünme stillerini hiç mi yorumlamıyorlardır? hiç mi sorgulamıyorlardır?şekil 1şekil 2şekil 3daha ötesi var mıdır? bilemiyorum.
Sevgili ExpresyonÖzgürlükten dem vurulmuş birkaç yorumda. Dini yönü bir kenara, özgürlüğe panaromik bakıldığı zaman; kişi kendini kimseye göstermeyecek şekilde kapanabilir. Kimsenin anasına, bacısına veya herhangi bir yakınına bu denli ithamda bulunmak, herşey bir kenara medeniyete aykırı(!)Yorumunuzda değerli anneannenizin başörtü takma sebebini bembeyaz olan saçları olarak açıklamışsınız. Bu da demek oluyor ki anneanneniz kır saçları açıkta olduğu zaman kendini iyi hissetmiyor. Bakın onu hiç yadırgamıyorsunuz. Anneanne özgür ol, boş ver böyle kalsın demiyorsunuz. Ama kendini çarşaf giyerek veya türban takarak kendini iyi hisseden insanlar için hakaret boyutunda kelimeler sarf edebiliyorsunuz. O büyüğümü yadırgamak kesinlikle haddime değil, yalnızca örneklemek istedim. Sevgili anneannenizi yoruma eklediğim için özür diler, ellerinden öperim..Bizden olmayan cehennemde yanacak(mış)!Standartlarında bir Müslümanın en önemli niteliklerinden birisi oldukça mütevazi olmasıdır emin olun. Kaldı ki Müslümanlar “bizden olmayan cehennemde yanacak” kavramını benimsemiş olsaydı Efes’e gidip dua etmezlerdi. Efes’e gidip, Meryem Ana’nın yaşadığı iddia edilen evi ziyaret ettiğinizde Müslümanların o evin etrafında nasıl dua ettiğini görün! Aynı zamanda dönüp dolaşıp inancı olanlara karşı bu sözcüğü bir kalkan olarak kullananlara farklı stratejiler bulmalarını tavsiye ediyorum. Çok bayatladı.
Sırf dininize olan inancınızdan dolayı cennete gideceğinizi sanıp, kendinizi diğerlerinden üstün görürsünüz
Yorum yaptığınız konuya vakıf olmadığınız için böyle aksak cümleler kurmanız çok normal. Dini yaşayan insanlar kesinlikle cennete gireceğim hissine kapılmaz. Aksine sürekli eksiklik hissederler inançlarında. 5 şartı yerine getirdim, cennete giderim diye bir hisse kapılıp, başkalarına karşı kibirlenmezler. Ayrıca duayı yalnızca kendileri için değil, toplum adına da edip af dilerler. Malum, başkası için edilen dua daha hayırlıdır.
bizim beynimiz akla-mantığa dayanır, böyle saçmalıklarla dolu değil.
Sürekli dem vurduğunuz, akıl ve mantıkla savunduğunuz özgürlük kavramını tekrar gözden geçirmenizi dilerim. Bunun haricinde insanlara “5 dakika dini, kitabı bırakıp kendinizi dinleyin. Yapmazsanız benim gözümde acizsiniz veya eziksiniz” telkinleri yağdırmak yerine, 5 dakika kendinizi dinleyip, insanaların ideolojilerine, giyim tarzına, fikirlerine vs. saygı göstermeye özen gösterin. Saygının, beşeri münasebetlerdeki yeri çok ayrıdır. Neyse! Siz; türban, çarşaf vs herhangi bir şeyle kendini sizden saklayan veya örtünmeden bile inancına sadık kalan insanlar hakkında konuşmaya devam edin. Onlar huzurlu bir şekilde iftarlarını yaptılar. Keyifle çaylarını içerken, sevgiyle gülen ve ışıldayan gözlerle teravih vaktini beklemekteler. Allah kabul etsin.Selametle…
ben çok sıkıldım artık sizden. önemli bulmuyorsunuz madem söylediklerimi, cevap vermeyiniz o zaman.Musatafa Kemal deriz, arkasına saklanıyorsun derler. Mustafa Kemalin gelecek hakkındaki gençlere “önerilerini” (dikkat edin “emirleri” değil) ayet olarak görürler ki, Mustafa Kemal Atatürk bunları yapmayanı cezalandırmaz, ve bununla da kalmayıp utanmadan Mustafa Kemali anlamamışsınız derler. yazdığım onca şeyden sonra eminim ne tarafa baktığımı anlamışsınızdır. öğüde, nasihata ihtiyacım yok.yazdıklarıma bir Fransız albayının Atatürk’e söyledikleriyle son vermek istiyorum,”başınızda bu tuhaf başlıklar oldukça, kimse kafanızdakilere itibar etmez.”istediğiniz kadar konuşun…
çok güzel dostluklar kurdum hafifte, hani şu arayıpta bulamadığın dosluklar hemde. daha önceden tanıdığım bir dostumun bile burada başka bir özelliğini öğrenme şansını yakaladım. o yüzden çok önmelidir hafif benim için. ve inanın onların hiçbiri sanal değil!karşı görüşlerde olsak da çok şey öğrendik birbirimizden. ama şimdi öyle bir durum söz konusu değil ne yazıkki. pbk’nın dediği gibi, birçoğu burada değiller…
“Ey Ademoğulları! Size çirkin yerlerinizi örtecek bir giysi, bir de giyip süsleneceğiniz bir giysi indirdik. Takva örtüsü ise daha hayırlıdır.” (el-A’râf, 7/26)
Yazdıklarımda yanılmadığımı Suphi verdiği link ile kanıtlamış. Teşekkür ederim…
BIRAK YA HERKES BİRBİRİNİN YÜZÜNE GÜLÜP ARKADAN NE DOLAPLAR ÇEVİRİYO HABERİMİZ VAR. HATTA DOST SANDIKLARIN BAŞKA BİR NİCKLE İÇİNDE KALAN NE VAR NE YOKSA ORTAYA DÖKÜYOR.SANALMIŞ DOSTMUŞ BİLMEM NE.
@pelitas;neden inanmayan insnların dini bilmediğini iddia edip duruyorsunuz? sadece siz değil birçok insan “siz nereden bilirsiniz ki” tavrında.ben sadece islam dinini değil, 3 kitabı da çok iyi biliyorum. mesala incil’i okumakla kalmayıp, şu anda hiristiyanlığın en büyük savunucusu olan oxford eğitim üyesi Ravi Zacharias‘tan bizzat dinledim, sorular sordum, saçma bulduğum yerleri söyledim. bu kadar tepki vermedi, seminerlerine davet etti, gittim. oradaki insanlarlada konuştum kimse bu kadar, sizin kadar tepki vermedi, tam tersi araştırdığım, sorular sorduğum için tebrik ettiler beni.ancak yetmedi bana…islam dinini araştırmak adına için camilere bile gittim yıllar önce, kafirlikle suçlanıp kovuldum!neyi bilip neyi bilmediğimi yazmak hoşuma gitmiyor ama, bilmemekle suçlayıp bunları yazmaya mecbur bırakıyorsunuz.akıl olarak çok çok üstün olduğumu söylemiyorum ama sadece sizin algıladığınız gibi algılamıyorum ben yazılanları, saçma, insana hakaret olarak algılıyorum.inanın bilmeden konuşmaktan nefret ederim. ve siz zannediyor musunuzki, hiç bir fikrim olmadan yazıyorum bunları?bakınız ne demişsiniz;
5 şartı yerine getirdim, cennete giderim diye bir hisse kapılıp, başkalarına karşı kibirlenmezler. Ayrıca duayı yalnızca kendileri için değil, toplum adına da edip af dilerler. Malum, başkası için edilen dua daha hayırlıdır.
ve bakın burada ne deniliyor;
“Ümmetimin son dönemlerinde giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak, bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Bunları lanetleyin, çünkü onlar lanetlenmişlerdir” Başka bir rivayette; “onlar cennete giremez ve cennetin kokusunu bile bulamazlar”
Sevgili ExpresyonYazdığım yorumda kesinlikle ben iyi bilirim tavrına girmedim. Oldukça yapıcı olmaya çalıştım. Lakin siz beni, “siz nerden bilirsiniz ki” tavırlarında algılamışsınız. Böyle bir iddiam kesinlikle yok.
Sırf dininize olan inancınızdan dolayı cennete gideceğinizi sanıp, kendinizi diğerlerinden üstün görürsünüz
Müslümanlığı araştırıp bilen bir insanın bu şekilde bir cümle kurması bana biraz garip geldi. Neyse!Bunu çok kısa kesmiştim zaten. Birde bunu hakaret olarak algılamışsınız. Konunun özünde sizin; insanları giyiniş, idol vs. yadırgamanızın yanlış olduğunu belirttmiştim haddim olmayarak. Sanırım yanlış anlaşılmışım.Hayırlı geceler…
@suphi,”öfkenin sorularla kusulması hadisesi” hakkındaki çekincenizi, söze/yazıya dökmüşlüğünüzü okumak ne yazık ki; beni her ne kadar rahatsız etmiş olsa da, sizin bu ifadeyi kullanışınızın sebebini çok iyi anladığımı, burada belirtmek istiyorum.maalesef, şu günlerde, tıpkı siz gibi, toplumda bu durumları sorgulayan her birey gibi bunu aynen birebir yaşıyorum. bir soruyu dinlerken bile o sorunun merakla sorulmuş olma ihtimalinin yanısıra bir tür ithama dönüşme ihtimalini de beraberinde taşıyan, zırh kuşanmış sözcüklerimiz, peşisıra takip ediyor meraklı cümlelerimizi ve çoğunlukla sinsi bir şekilde meşgul ediyor bu fikirler, tartışma içine girdiğimiz insanların algılarını/algılarımızı… algının bir yerine yapışıp kalıyor hatta. gördüğüm bu. hele bu en kötüsü. bir başka konuya geçsek dahi o şüphe zırhını kuşanarak başka tartışmalara çekince ile başlayabiliyoruz.hassas dengeler içinde yaşıyoruz.birbirimizi incitmekten imtina etmemiz gereken bir zamanda, bizi buraya, bu noktaya getiren durumun ne olduğunu, ne zaman “patlak” verdiğini, bu toplumsal kaoslardan en çok kimlerin fayda sağladığını merak ediyoruz. bunu inkar edebilir miyiz? dünya global çıkarlar üzerine kurulmuş iken aynı havayı solumakta iken bu gerçeği yadsıyabilir miyiz? ülkenin yönetimi ve muhalefet kanadındakiler dahi ve daha bir dolu mihrak, (bakın şüphe içinde soruyorum), hatta daha adını sanını bilmediğimiz bir dolu mihrak, birbirine aleni ya da gizli öfke kusarken, pusular kurarken, yaratılan kaosa kenarlardan kıs kıs gülerken, gülmeyi bırakın ‘Tek Olan’a inanmak yerine banka hesabındaki rakamlara gece gündüz taparken, toplumdaki bireylerin birbirlerine normal sınırlarda yaklaşıp yaklaşmadıklarını bir şüphe içinde ayırdetmeye çalışmaları gayet doğal değil mi? büyük hesaplar ile küçük hesaplar birbirine girmiş durumda. kimse kimseye sırtını yaslayıp artık ülke çıkarlarını ortak bir çaba içinde korumak gailesini düşünemiyor bir türlü. kapitalin zorladığı kafalar ve aşınan ayak tabanları en ağır yükle, “otomatik portakal” komutu almışçasına işinden evine, evinden işine gidip geliyorlar. devlet çiftçisini desteklemek konusunda yetersiz, yatırım teşviklerinden elde edilen komisyonlar kapalı kapılar ardında sessizce ceplere indiriliyor. Ankara’da çalıştığım vakitler birçok Bakanlık’ta işlerin nasıl yürüdüğünü gözlerimle görmüş bir birey olarak artık medyanın ortalıkta “iddia edildiği gibi taraf tutan ya da tutmayan” haberlerine tamah edecek gözleri çoktan bir gözlük gibi çıkarıp bir yerlere bıraktım. ne ise şimdilik konuya döneyim. konu fazlasıyla derin.merak etmişsiniz: ifade edeyim. yukarıdaki sorularım sadece meraktan sorulmuştur. öğrenmek amaçlıdır. asla nifak sokma niyetim yoktur. toplumları oluşturan bireyler yaptıkları seçimleri ile ayakta durabilirler. seçim yapmayanlarsa layık oldukları yönetimlere boyun eğmek zorundadırlar.benim bu soruları sorarken toplumların genelde çoğunluğunu oluşturan kadınların aslında birbirleri ile iletişimlerinin ne denli güçlü ve yahut zayıf olduğunu irdeleme maksadım olacaktı. o konu ise belki ikinci grup sorularımda yer alacaktı. yukarıda yönelttiğim sorular sadece şahsınıza değil bütün bu bloğu ziyaret etme ihtimali olan hanımefendilere/beyefendileredir. çok uç sorular gibi gözüküyor olabilirler. toplum içinde birebir farklı kesimlerden insanlara bu soruları yöneltme şansımız olsa şaşırtıcı, beklenmedik ya da beklenen cevaplar alma ihtimali kimbilir hangi yüzdelerde gerçekleşecektir? türban takan bir bayan, bir burka fikrine nasıl bakar? neden türbanı seçmiştir? neden çarşaflı dolaşmaya gerek hissetmemiştir? birbirlerinin fikirlerine belki saygı göstereceklerdir. peşinde olduğum konu bu değildir. asıl merakım bir diğer örtünme biçimini nasıl yorumladıklarıdır. merakım açıkça budur.kaynak sunmuşsunuz. teşekkür ederim. bu konuda kaynağın eshabı hakkında henüz bir önyargıya düşmeden siteyi inceleyeceğim. yine de site sahiplerini araştırma ihtiyacına düşeceğimi de burada not etmek isterim.”tesettür nerede başlar? nerede biter?” gibi bir sorudan ziyade “aralarındaki farkların insanları farklı örtünmeye itme sebebi hikmeti nedir?” şeklindedir benim aklımın henüz alamadığı. bilgisi olan, lütfen açıkyüreklilikle soruyorum, doyursun beni.
Bir ülke düsünün ki” bu ülke de guya demokrasi var. Guya özgürlük esitlik var. Nasil bir demokrasi ki bir insanin giyimine kusamina karisiliyor, yargilaniyor? Bu nasil bir özgürlük esitlik anlayisi ki” bir basörtüsüne tahammül edilemiyor, kulplar takmaya asagilamaya calisiliyor? Sanane kardesim bunlardan? Sen kim oluyorsun da bunlari sorguluyorsun? Ister basörtü takar carsinin ortasinda oynarim, ister salvar giyer rahatima baskarim. Sen kim oluyorsun da bunu sorguluyorsun? Efenim dormayi söyle yaliyormus böyle yaliyormus. Ne kadar da dikkatini cekmis bu. Sen ne haldeydin o zaman? Sana kac kisinin baktiginin farkindamiydin? Ayna ayna ahhh ayna. O dorma yalayan kisi sana yansimis ama bunun farkinda bile degilsin sen. Icindeki basörtüsüne olan kin seni mahvetmis nefretinden sacmaliyorsun. Vay efenim söyle olmaliymis böyle olmaliymis. Yahu böyle bir kanun nizam cikti da bizim mi haberimiz yok. Ne demek söyle olmali böyle olmali? Kimsin kardesim sen? Kilik kiyafet memuru falan misin yoksa? Benim kardeslerimin basörtü takmasina kimse dil uzatamaz. Nasil biz acik sacik giyenlere dil uzatmiyor hosgörüyorsak, sen de basini öne egip hosgöreceksin o kadar. Cildirtmayin beni. Biz seriatciyiz diyemezlermis. Neden diyemesinler? Deseler ne olur? Hani özgürlükcüydünüz siz? Bu mudur sizin anladiginiz esitlik özgürlük sözde demokrasi kavramlari? Seriat Kur’an’dir ahmak kardesim. Sen Seriat istemeye bilirsin ama ben istiyorum. Ha bunu istemekle ben Kur’ani istiyorum. Rejim degissin demiyorum. Hem desem sanane? Asacak misin beni? Senin basin acik olsun bundan banane. Ne yaparsan yap, hangi kiyafeti uygun bulursan onu giyin ama lütfen sacmalama. Sacima sakalima örtüme kiyafetime sakin karisma. Demokrasi olan tüm ülkelerde inanc özgürlügü vardir. Sizin yaptiginiz, bir de bunu Mustafa Kemal’in arkasina siginarak yapmaya calistiginiz fasistligin daniskasidir. Sizin simdi yaptiginizi Hitler bile Yahudilere yapmadi. Bana Allah (cc) nasil emretmisse öyle yasarim. Kimse ama hic kimse buna karisamaz. Bu benim özgürlügüm demokrasi anlayisimdir. Bir de bunlar daralinca söyle sacmalarlar; Yahu benim Ninem’de Babaannem de Anneannem de takardi basörtü. Niye beni kiniyorsunuz? Ben de bu ülkenin bir ferdiyim ama… Iste bu ama her seyi ortaya döker. Burda Almanya’da bir takim cevreler, bizim yanimizda bunlarin söylediklerinin aynisini söylerler. Yahu biz Türklere karsi degiliz ama… Kardesim, banane senin ebenden ninenden bilmem neyinden. Sen kimsin ondan haber ver. Bir de bu örümcek kafalilar ögretmen olup benim masum yavrularima bunlari ögretiyorlarsa vay halimize. Nasil ögretmenlik bu ki” demokrasiden esitlikten özgürlükten haberi yok. Neyi ögretiyor bunlar, masum yavrulara? 80 yildir ayni hikaye. Seriat geliyor, Laiklik gidiyor, Cumghuriyet cöküyor. Bunlar bu türküleri cirdikca kendileri batiyor haberleri yok. Hic bir seyin ne geldigi ne gittigi ne de cöktügü var. Arkadas neye inaniyorsan inan bunda özgürsün. Benim inandigima bulasma. Inancim dolayisi ile yaptigim hic bir seye karisma. Ister Ateist ol ister putperes bu beni ilgilendirmez. Benim kardesimin benim Annemin kiyafetine burnunu sokma. Sana göre öyle olan bana göre böyledir. özgürlük esitlik denen sey de budur.
Yukarda yapilmis olan yorumlarin cogunu okuyamadim. Okudugum kadari ile bir seyler yazmak ihtiyaci duyuyorum…Bazi arkadaslar, biz aklimizla mantigimizla hareket ederiz. Siz o sacmalijklarla yetinin gibi aklin mantigin almayacagi seyler mirildanmislar. Bre kardesim, o akli o mantigi sana veren kim? Hic yoktan mi o akla o mantiga sahip oldun sanirsin? Madem öyle bunu bana kanitlayabilir misin? Be ahmak kardesim, o akli sana veren yine ayni akilla kendini sana senin dilinle inkar ettiriyor. Peki ya sen bunun farkinda misin? Ey yüce Rabbbim senin bu sirlarina akil erdiremeyen zavallilara ne demeli bilmiyorum. Kendini akilli mantikli zannedersin, neye dayanarak bunu iddia edersin? Sen kimsin? Nesin sen? Nerden geldin? Nereye gideceksin? Bunlari hic düsündün mü kardesim? Her canli da oldugu gibi sen hic ölmeyecek misin? Seni dogdugundan beri 5 duyu organi ile süsleyen yaraticin halikina nasil olurda karsi cikar yok diye bilirsin. Peki sen var misin? Evet varsin. Öyleyse sen nasil oldu da sen oldun? Sen varsan seni meydana getiren biri de var Öyle degil mi? Her seyin her yapitin bir Mimari yok mu? O senin kafanda olan mükemmel essiz kompitürü kim yerlestirdi oraya? Öyle ya bagimsiz bir sey olamayacagina göre senin Mimar’in kim? Benim aklim var benim fikrim var böyle hareket ederim diyen acaba gercekten de sen misin? Yoksa ayna da gördügün topraktan gelmis bedeni kendin mi sanirsin? Benim ayaklarim benim kollarim benim ellerim benim gözlerim. Peki BEN dedigin benim dedigin O gercek BEN nerde? Onu bana tarif edebilir misin? Hic yoktan bir sey olur mu? Sen bu dünya da hic yoktun. Senin ne adin ne sanin vardi. Seni Baban Annen bile tanimiyordu daha. Seni yoktan var edip senin icine nefes üfleyip seni yaratani nasil inkar edersin? Neye dayanarak bunu yapa bilirsin? Kendini cok bilgili zannedersin. Belki cok okumus cok da ögrenmissin ama kendini ögrenememis bilememissin. Bunca okuman niyedir ki o halde? Okumaktan ilk önce kendini bilmek tanimaktir. Oysa sen kendini bilememis taniyamamissin. Simdiye kadar tüm ögrendiklerine cöpe at kendini ögrenemedinse onlar hic bir ise yaramaz. Önce kendini ögren kendini tani. Sorgulamaktan korkma. Her seyi sorgula ki kimligini bilesin. Sana kizmiyor kizamiyorum. Cünkü cok cahil cok avamsin. Kusura bakma böyle dedigim icin. Maksadim seni üzmek degil, tesvik etmektir. Bilmeden ögrenmeden senin gibi sözler sarfedenlere böyle derler. Akilli mantikli insan hic bir zaman kendi Mimar’ini inkar etmez. Akilli ve mantikli olan insan nerden geldigini nereye gidecegini gördügü yapitin gercek kendisi olmadigini bilir müsahede eder. Benim bir Mimar’im bir dayanagim var. Ya senin, senin var mi benimkisi gibi olan bir Mimar’in? Senin dilinden sana bunlari söyleteni bildigim idrak ettigim icin sana kizamiyorum. Ah bunun bir farkinda olsan. Aslina bakarsan ne sen varsin ne de ben. Bir olan tek olan “O” var sadece. Testiler ayri ayri forumlarda yapilmis ama icindeki su ayni. O testiler kirilince su cesitli arklardan toplanir bir olur ve umman olur. Senin benim bizim bedenlerimizi testiye benzet sen. Icindeki sulari da Ruh olarak kabul et. O Ruh, o nefes olmasaydi yasayamazdik biz. Icimizdeki EGO bizi birbirimize düsürüyor acaba biz bunun farkinda miyiz? Önce kizdim yazilanlara sonra düsündüm kendi kendime sebebini. Kim ne yaparsa yapsin herkes kendinden sorumludur dedim sonunda. EGO’ma yenik düsmektense ezilmeye hakir görülmeye raziyim. Yeterki EGO’ma yenik düsüp kimseyi üzmeyeyim kirmayayim.Eger kirdinsa bir kalpo kildigin namaz namaz degildiryetmisikibucuk millet dahielin yüzün yumaz degildirdiyen Hz. Yunus geldi aklima. Birakin kim neyi istiyorsa onu giyinsin. Bunu sorgulamak, yargilamak bizim isimiz olmamali. Önce kendimize bakmali kendimizi sorgulamaliyiz. Her yaptigimiz sey düzgün mü ki baskalarini sorgulaya biliyoruz.
Manso ve PBK her ikinizden de rica ediyorum. Birbirinizi üzmeyin. Lütfen ikinizde birbirinizden özür dileyin kapansin bu konu. Su mübarek günlerde böylesi polimikler olabilir. EGO’nuza yenik düsmeyin. Isi kisisellilge götürmeyin. Önceden aranizda ne gecti bilmiyorum. Ama her ne ise anlasamadiginiz aranizda tatlilikla halledin bunu.
Nico, hayat felsefesi çarpık ve sapıkça fikirleri olan biri bana dinim hakkında bilgi veremez, bak yukarıda yazılar yazmışlar okuyup dinliyorum..Ama böyle birinin tedavi olması gerekirken aramıza dini kullanıp, girip ruhunu tatmin etmesi bana hoş gelmiyor..Nico, sen namaz kılarken arkandan ayağını izleyen biri seni rahatsız etmez mi bana onu söyle..
hafif.org a girdiğimde öğrendiğim tek şeyherkesin kendi araştırmalarını, kendi deneme, fikir yazılarını, kendi öykülerini, kendi şiirlerini yazacak olmalarıydı. Kimse çıkıp demedi ya da moderasyon uyarmadı “bireylerin huyuna git, herkese kendini copy paste et, tek tip olun”İsterse seri katillere tapsın, birimizden birini öldürmeye yeltenmediği müddetçe ne önemi var bunun. Kendi tercihidir. Hee bu da böyle bir tür benimsemek çok mu zor. Evet sıradışı bir arkadaştır manson ama tahammülsüzlük gerektirecek ne bir rahatsızlık verdiğine şahit oldum ne de başka bir şeyine.
Lesör, senin bir kişiliğin var mı..Yoksa Onun yarattığı endırsın mısın ki ona karşı her yorumumda mantar gibi beliriyorsun, şüphelerim var, o yüzden boşver..Hanım dan her türlü şeyi bekliyorum..keselim gitsin..Ama başlarda üzülmüştüm şiddetle ilerliyor, farkına vardım şu an..Ve aramızda ruhen beslenmesini istemiyorum..Bu kadar basit..
PBK her insan kendinden sorumludur. Bu anlamda kimse kimsenin özeline müdahele edemez, karisamaz. Manso’nun senin ifade ettigin seyler kadar oldugunu ben düsünmüyorum. Öyle olsa bile bu kendini baglar. Önceden aranizda ne gecti bunu da bilmiyorum. Ama böylesi yaklasimlarin hos olmadigini belirtmek isterim. Kimse kimseyi bu mübarek günlerde kirmasin, üzmesin. Sadece bunu rica ediyorum…
Peki Nicox, O kadar iyi niyetliyiz ki, kim olsa kabul edecek pozisyondayız, kimler yararlanmadı ki milletimin bu iyi niyetinden..Fikirlerim bu bloğa kapanmıştır..
nico, “seriat isterim, kimi ilgilendirir” demişsin. o biraz olmamış bence. uygulanan seriat ornekleri, gordugumuz kadarıyla kisisel hak ve ozgurluklerini desteklemiyor. ‘niye karışılıyor efenim, herkes istedigini giyer, ozgurluk var demokrasi var’ soylemlerinin yanına ben seriat isterim demek nasıl desem..olmamış işte. kırmak istemem.hürmetler..:))
aRRoGaNTe HoMbRe, önce bir kac yorum okuyunca kizdim öyle yazdim. Ama rejim olarak degil dedim. Kur’an olarak dedigim dogrudur. Fakat günümüz de Seriat’la yönetilen Devlet’lerin hic biri dogru Seriat kanunlari uygulamiyor, bu da ayri bir konu tabii. Seriat rejimi isteyenlerden degilim. Bu sorgulamalar karsisinda; “özgürlük varsa insan ben seriat istiyorum da diye bilmelidir dedim.” Düsündügünü özgürce ifade edemiyor, konusamiyorsan; o ülke de demokrasi’den söz etmek, o ülke icin demokrasi kanunlari var demek sözkonusu olmaz zaten. Bunlari ifade etmeye calistim sadece…
balayı suitini bence yatıya kapatalım böbeem, müze haline getirelim konuklara gezdirelim, havası yeter, dünya akar oraya çok para kazanırız, cayman adalarına gideriz…
demokrasi, kendisini yok edecek ve tehdit eden hareketlere, soylemlere izin vermez. yani “demokrasi varsa insan ben seriat istiyorum” diyemez. bu demokrasi ve yaşadıgımız cumhuriyet için tehdittir.
kavga var, bir haber vermiyorsun expresyon’um. ben de sosyalleşmek, nefret etmek istiyorum. üstüne hepiniz ucubesiniz diyeceğim…bu at avrat silah’ın aralarda büyük harflerle kondurduğu kışkırtmalara taktım. pillibebekkuyuda ile manson kapışırken ben de onu döveceğim.
al işte sana seriat istiyorum diyen. ama kürsüde yemin ederken bahsetmiyor bu isteginden. amaca giden yolda kullandıgı tren cunku demokrasi..istedigi duraga gelince inecek belli ki.
yavrum sen çok yenisin buralarda. ilk önce ağzına acı biber sürmek lâzım. ilk önce ağzını sonra şu yaratmaya çalıştığın karizmanı yerlerden topla. böyle kaşar ablaların yanda çarklı pozisyonunda devinip durma istersen. bırak insanlar neyi istiyorlarsa tartışsınlar, aralara girip de çok biliyorum havalarına takılma. sonra da insanları kışkırtmak için elinden geleni yapıyorsun. daha 15 temmuzda üye oldun da ne çabuk herşeyi öğrendin?bir daha bana karı vs dersen o nickin uçar haberin olsun.dedim ben ama, gün gelecek hepimiz faşist olacağız diye…
Seriat derken bundan neyi anliyoruz, önce buna bir bakalim; Seriat Kuran hükümleri ile, yani Kuran kanunlari ile hükmetmektir. Bir insan ben Seriat istemiyorum derken, önce bunun farkinda olmalidir. Seriat’i istemiyorum diyen, Kuran’i istemiyorum dediginin farkinda olmalidir. Bu anlam da ben Seriat istiyorum. Yani Kuran’i istiyorum anlaminda Seriat istiyorum. Diger yönden olaya bakinca; dünya sartlarina göre su an ülkemiz de uygulanan kanunlar Kuran’a karsi degildir. Bu anlamda da bu rejimi istemek desteklemek lazimdir. Senin sözünü ettigin sey demokrasi degil, aksine dayatmacilik olur. Demokrasi cogulculuktur. Yani her inanctan, her düsünceden insanlarin oldugu bir yönetim bicimidir. Demokrasi de kisitli özgürlük yoktur. Her insan aklina geleni, düsündügünü söyleyebilir. Bunlari söylemek, düsünmek suc degildir. Ama ne zaman ki eline silah alir, ben bunu istiyorum diye cana, calara kiyar iste o zaman buna müsade edilmez. Böyle olmadigi sürece herkes kendi düsüncesini özgürce söyleme hakkina sahiptir. Eylem farkli, düsünce farklidir. Eylem suctur. Cünkü tehlike unsuru vardir. Düsünce, söylem suc degildir. Cünkü bir tehlike arzetmez. Örnek olarak olaya söyle baka biliriz; Almanya bir demokrasi ülkesidir. Almanya’da Neonazicilik yasaktir. Su anlam da yasaktir; ne zaman ki silahli bicakli eylem yaparlar o zaman kanunlara uymamis olurlar hemen cezalari kesilir. Yoksa bu düsünce bazinda yasaklanamaz. Bunun icin de sayiliri 10’a yakin bu görüste partiler vardir. Ülke bazinda 100% civarinda oylari vardir. Bunlar yasak degildir. Her yerde Hitler’i rejimini över o rejimi geri istediklerini iktidara gelince bunu uygulayacaklarini söylerler. Secim öncesi büyük kampanyalar düzenleyerek, gazetelere, televizyonlara ilanlar vererek bununla halktan oy almaya calisirlar. Ben 30 yildir burdayim, bunlarin oy potansiyeli 100% 10’u gecmemistir. Türkiye’de bir kac kisinin Seriat istemesi ile de Rejim degismez. Ha efenim, Türkiye böyle degildir. Diye bilirsin. Ama hic kimse bu rahatligi birakip da baska kanunlar istemez. Bunu isteyen bazi marjinal guruplar olabilir. Onlarin da hepsini toplasan %10’u gecmez. Ben böyle düsünüyorum…
Bak kardesim, Büyük yazi bagirma ve hakaret anlamini tasir. Ayrica yaptigin bu muhabbet hic ama hic SIK degil bilesin. Sevgili kardesim, eger böyle, bu sekilde bir imaj yapmak istiyorsan, inan bana yanilirsin. Hafif ahalisi akli basinda insanlardir. Sevdiklerini tam sevdikleri gibi, yerdiklerini de tam yererler. Hanim oldugunu söylüyorsun. Yaptigin muhabbeti hic bir hanim kendine yakistirmaz. Lütfen kendine gel.
at avrat, az evvel çok değerli birisini kaybettiğimi öğrendim. Son derece sinirim bozuk, cinlerimi tepeme çıkartma yemin ederim gözüm kararırsa olacaklardan ben sorumlu değilim. Benimle ve diğer bayanlarla doğru konuş, terbiyesizlik etme ağzını burnunu terbiye ederler yoksa !!!BANA DA BULAŞMA !
yahu at avrat silan herkese karı diye hitab etme insanlar hoşlanmıyor olabilir dediğim yorum silinmiş. moderasyon bi türlü kıvamı tutturamadı. kel bile demedim yahu.önüne geleni silmiş insanlar konu bütünlüğü bozulmasın diye.
bakışlar bana çevrildi gibi hissettim. ben rapor etmedim. rapor ettiğim tek bir kişi var, o da uçuruldu zaten.
yahu at avrat silan herkese karı diye hitab etme insanlar hoşlanmıyor olabilir dediğim yorum silinmiş.
manson güldürdün beni. bi daha, biri bu kahrolası sitede bana karı derse hiç dinlemem basarım küfürü…..velhasıl at avrat silah başk abir rumuzla dön, şöyle doğru düzgün bir giriş yap. ağzın bozuk olabilir; ama kişilere karşı bunu kullanma.
@pilli pati”öfkenin sorularla kusulması hadisesi” hakkindaki izahiniz beni ziyadesiyle memnun etti.Ve buradan gectiginiz toplumsal meseleler bahsine de. O kadar ihtiyacimiz var ki, hosgoruye.Memlekette hep bir tedirginlik ve gerilim havasi var.Medya bunun en buyuk destekcisi.Hatta oyle zannediyorumki, guzel gunler icin medyanin komple degismesi lazim. Benim gibi dusunen insan istemiyorum, dusunen ve dusundugunu yazan insan istiyorum.Medya patronlarinin, siyasilerin, parababalarinin dusuncelerini yazan ve cikarlarini savunan iki yuzlu ve hatta yuzsuz bir medya istemiyorum.Bu iki yuzluluk muslumanlarin icine de o kadar islemis ki, bazilari muslumanlar arasinda hosgoru temin etmektense, kafirler ile diyaloga tutusmuslar.Yazik.Bu arada kafir lafim bazilarini rahatsiz ediyor olabilir.Gayr-i muslim demek daha kibarsa oyle diyelim.Bakin bu soyledigim ayrim bile toplumdaki bir tahribatin neticesidir.Yani muslumanim diyen bir insan, kafire kafir denmesinden rahatsiz oluyorsa, ben o insanin imanindan suphe ederim.Ben iman bekcisi degilim, fakat insafsizca ve cahilce Dine saldirilmasina karsiyim. Ben hiristiyanlik hakkinda nutuk cekmiyorum cunku o kadar bilgim yok.Fakat Islam hakkinda okumuslugum vardir, en azindan nefsi mudafa edebilirim.Dilerdim ki, bu yazinin altinda basi ortulu muslumanlarin yorumlari olsun da erkeklerden ziyade bu meseleyi onlar tartissin. Evet bugun Turkiye’mizde maalefes basi ortulu kizlarimizin ve kadinlarimizin egitim seviyeleri dusuktur.Belki siz mantiksal cikarimlarinizla ve argumanlarinizla onlari haksiz cikarabilirsiniz.Fakat bu kusur onlarin degil, onlara okuma hakki vermeyenlerindir.Yukarida birisi bir prof.la tartistigini falan soylemis, muhtemelen basi acik birisi.Aferin, teprik ederim bir sekilde kendini bir yerlere ispatlamis birisiyle konusma imkaniniz olmus.Belki entellektuel ve makan olarak iyibir yerdesinizdir. Fakat size bir sey soyleyeyim, benim kardesim de oldukca basarili bir ogrenciydi.Oyle ki liseyi 4.93/5.00 ile bitirmisti.Sonra basini orttu.Dolayisiyla Universiteye gidemedi.Maddi imkansizliklardan dolayi Yurt disinda egitim alma durumu da yoktu.Ne oldu? Sizin onunuzu acan sistem kardesimin onunu kapadi. Bazilari kendi cabalariyla yine iyi bir seviyeye gelebiliyor fakat cogunluk boyle degil. Dusunun bir kere bu insanlar devletine, askerine, onlari hosgormek yerine horgorenlere kirilmaz mi? Kizmaz mi?Bu insanlari bu ulkeden kovmaya calisanlar.Ilk firsatta Iran’lari yol gosterenler, siz de biliyorsunuz ki, bizim dedelerimiz bu topraklar icin, dinleri icin, namuslari icin olduler.Evet bazilari sadece nutuk atti.Ve hala da atiyorlar. Siz o basi ortulu kadinlara “bu ulke icin ne yaptin diyemezsiniz”.cunku hep onlerini kestiniz, hep asagiladiniz, hep hor gordunuz. Bugun yine vatan icin, seve seve olenler genelde onlarin cocuklaridir. Oteki imkani varsa, yirtmaya calisir askerlikten yada bir yolunu bulup baska bir ulkenin vatandasligina.Yazik ki ne yazik. Oyle bir kurulmus duzen ki, gununu gun eden efendiler, olenler garibanlar.Istisnalar sunupta suyu bulandirmayin.Cok iyi anliyorsunuz ne demek istedigimi.Uzuldugum seylerden birisi de; cigeri bes para etmez adamlar yurt disinda ehl-i keyif bir hayat surerken, kendi cevherlerimizi kendimiz mahvediyoruz icerde.
“tesettür nerede başlar? nerede biter?” gibi bir sorudan ziyade “aralarındaki farkların insanları farklı örtünmeye itme sebebi hikmeti nedir?”
bu sorunun cevabi da var aslinda orada. Tabi iktifa ederseniz.kadinlarin birbiri hakkinda ne dusunduklerine ise takdirinizdir ki ben cevap veremem..
”suphi DİYOR Kİ, (17 Eylül 2008 16:01)Uzuldugum seylerden birisi de; cigeri bes para etmez adamlar yurt disinda ehl-i keyif bir hayat surerken, kendi cevherlerimizi kendimiz mahvediyoruz icerde.”Müteşebbis ruhluyum, sermayem var, fabrika kurmuşum, kazanıyorum, laik cumhuriyetime sahip çıkarım, içerde de dışarda da yaşarım, sen pasifsin yapamamışsın, benim kadar akıllı karar verememişsin, bu senin şahsi sorunun..Adamın derdine bak..Senin değerin çarşaf mı emin misin, Fena çözüldü, ben yemiyim al sen ye, o zaman….Tahamülsüzlük asıl budur..
:)))))) insanın tek derdi böbürlenmek ve kendini yükseklerde kariyer ve paranın dibine vurmuş bi halt gibi gösterme derdi olunca..konu ister istemez sapıyor tabi…şu iki lafın arasında sıkıştırdığın özellikler eğer gerçekten sende olsaydı bunları her yerde egonu şişirmek adına kullanmazdın…demekki yok…..haaa ..hasbel kader var ise de…sonradan görmenin önde gidenisin o halde…senden başka kimsenin işini kariyerini parasını arabasını bilmiyor hafif ahalisi…ama maşallah senin herşeyini biliyoruz kaç kere yurt dışına gidip geldin ..kaç işçiye ekmek! verdin falan filan…ne kadar komik duruma düştüğünün farkına var istiyorum artık ..büyük görünmeye çalıştıkça kendi kendini küçültüyorsun farkında değilsin
şu beyaz Türklerin tek tip medeniyet ve çağdaşlık anlayışı beni gülmekten öldürüyor, 1930 model tayyör elbiseden etek ceket takımına doğru evrimleşen laik dünya anlayışı. Ancak bu kadar gelişebildiler. Kolejlerinde tek örgülü saçlarla okuyup vatandaşlık görevini yaptığını düşünen yarı aydın insancıklar. Ceplerinin dolu olması kendilerinin haklı olduğu inancını benimseten belli bir zümrenin kırıntılarıyla büyüyüp farklılığa kapalı kalan insancıklar, mesela bunlara kapalı kadın diye okuldaki hademe teyzeyi öğretmişler. Tesettürdeki kumaş uzunluğu onlara köylülüğü hatırlatır.Parası olanın konuşma ve tahakküm hakkı olduğu bir dünya yaratma meraklısı şu çılgın Türkleriz.
Tum bunlardan anlasilan ofkenizin ve gururunuzun zihninizi nasil dumura ugrattigi gercegidir.Ben o sozu kendim icin soylemedim.Cevher oldugumu idda ettigim falan yok. Fakat ne yazik ki dedigim dogrudur. Eldeki carpik sistem nedeniyle nice cevher gibi insanimizi hic ediyoruz. Cok azi yurt disina gidince adam yerine koyuluyor. Benim paraya tamah edip etmedigimi bilen bilir.Su an nerede oldugumu ve ne yaptigimi da.O sebeple, bu sozlerinizle kendinizi ne kadar acinacak bir hale soktugunuzu gormuyorsunuz.
pillibebekkuyuda DİYOR Kİ, (17 Eylül 2008 17:22)Söyle o zaman, arabamın markasını ve hangi çocuk yetiştirme yurdunu ayakta tuttuğumu bakalım, bilmiş hanım..
işte böylesin dedim yine diyorum…övünmeyi seviyosun ..yine yaptığın gibi..şikayet edip sildireceğine bence kendini biraz düzelt…iyiliğin için söylüyorumbu arada benim yorumumda anında silinecek ne vardı onu anlamadım..geçmiş haftalarda adı lazım değil bir şahsın kişiliğime namusuma onuruma dil uzatması defalarca kez şikayet etmeme rağmen görmezden gelinmişti…acaba hakaret anlayışımızda mı farklılık var…birine cadı diyince hakaret oluyor…öte yandan birisi gelip askıntı olunca cinselliği kattığı cümlelerle beni rahatsız edince hiç bişey olmuyor…çifte standart
Kisisel tercihim olarak yukarida mevcut bulunan hakaretlerin silinmemesi gerekir kanimca. Ahali bu insanlarin dusuncelerinin daha dogrusu dusuncesizliklerinin ve ne kadar acz icinde (acz sadece maddi anlamda degildir) olduklarini gormelidir.Bu arada bazi insanlarin kendi vicdan azablarini yatistirmak icin yaptiklari bagislari da tartisalim. hatta ulu orta cikip “ben yaptim” demelerini, yahut yaptirdiklari okullara vs.lere isimlerini vermelerini de..
bu kadin iice siyirmaya basladi, obur taraftan yorumlari okudukca guluyorum.nedenli nedensiz tayip erdoganla organik bir bag kuruyorum bu zilli bebek arasinda.erdoganda sikistigi zaman kin kusuyor yumurta kapiya dayandimi fikirlerini kontrolsuzce sunuyor,,aciklayacam diye paraliyor sizofrene burunuyor 1 anda, bu kadin da fabrikalar,araba renkleri ,endirsin da sensin,senide sevmiyorum rezzak,fln sayiklyor biseyler.ne derdin var kizim senin,kalkip ozur dileyecegin yerde absurd luklerinle yerin dibinde fink atacam diye patinaj siyiriyorsun.animsatmak istedigim su idi aslinda;Araba ev dedigi sey ne iki,durmadan temcit pilavi gibi materyalist aciklamalrinla samar-kizi olmak arasinda mekik dokuyorsun.Yurtdisinda “gelismis ulkelerde”turk olmayi ayricalikli saiyorsan avcunu yalarsin sadece.hayatinda hasbel kadar 2 kere fln yurt disinda bulunmayi bu kadar buyutme ha caylak.
yurdu ayakta tutmak yardım etmek çok güzel ve örnek bir davranıştır ama bunu olur olmaz ben yaptım ben ettim diye ortalara dökmek ayıptır…..o hayır sana hayır getirmez …yukardaki sorunu talihsizce yazılmış kabul ediyorum..yani insan bil bakalım hangi yetiştirme yurdunu ayakta tutuyorum diye bi soru sorar mı yaa:))))))))..bunuda gördüm yaa gam yemem artık..
Yeter artik su kavgaya bi son verin. Mübarek günlerde hic birimize yakismaz bunlar. Rica ediyorum. Artik buraya olumlu veya olumsuz bir sey yazmayin. Ki su münakasa son bulsun artik…
Aslında hiçkimseye kızmamak gerekiyor. Önemli olan değişimi anlayabilmek. Durumun farkna varabilmek. Dürüstçe doğru soruları sorup doğru cevapları alabilmek. Ondan sonra anlaşmazlıklar ve tartışmalar son bulmaya başlayacaktır.Tabii ki karmaşadan nasiplenen şer odakları hariç.(Söz meclisten dışarı.)1. İlk Türkiye güzeli Kerman Halis olayı:
Başkan kürsüye geçerek : – Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa’nın Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz.1400 senedir dünya üzerinde hâkimiyetini sürdüren İslamiyet artık bitmiştir.Onu Avrupa bitirmiştir.Bir zamanlar sokağı bile, pencere arkasından seyredebilen Müslüman kadınların temsilcisi Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır.Bu kızı, zaferimizin tacı kabul edeceğiz, onu kraliçe seçeceğiz.Ondan daha güzel varmış, yokmuş bu önemli değil…Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz.Bu sene İslami yenmenin zaferini kutluyoruz.Avrupa’nın zaferini kutluyoruz.Bir zamanlar Fransa’da oynanan dansa müdahalede bulunan Kanuni Sultan Süleyman’ın torunu işte mayo ve sutyen ile önümüzdedir.Kendini bizlere beğendirmek istemektedir.Biz de bize uyan bu kızı beğendik.Müslümanların geleceği böyle olması temennisiyle Türk güzelini dünya güzeli olarak seçiyoruz.Fakat kadehlerimizi Avrupa’nın zaferi için kaldıracağız.” Böylece Keriman Halis dünya güzeli seçildi.Resimleri gazetelerde basıldı. Hatta kartpostal yapılarak satıldı, elden ele dolaştı.”
2.Ve Türkiye’de değişimin gerçek yüzü.“Dinsiz ve namussuz olmalıyız!”
«10 Temmuz 1923 Ankara istasyonundaki kalem-i mahsus binasında Fırka nizamnamesini müzakereden sonra, Gazi ile yalnız kalarak hasbihallere başlamıştık.“Dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkumdurlar” dediler. Kendisini hilâfet ve saltanat makamına layık gören ve bu hususlarda teşebbüslerde de bulunan, din ve namus lehinde türlü sözler söyleyen ve hatta hutbe okuyan, benim kapalı yerlerde baş açıklığımla lâtife eden, fes ve kalpak yerine kumaş başlık teklifimi hoş görmeyen Mustafa Kemal Paşa, benim hayretle baktığımı görünce, şu izahatı verdi:“Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkumdurlar! Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Bunun için önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz. Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz!”»Aynı hatıraları Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor” ismiyle neşretmiş. Oradaki ifadesi, din ve namus telâkkisini “değiştirmeliyiz” yerine “kaldırmalıyız” şeklinde.Aynı hatıraları Doğu Perinçek’in “Atatürk Din ve Laiklik Üzerine” ismiyle neşrettiği derlemede de var. Orada da, birinci cümledeki “namus” yerine “ahlâk” ifadesi var; “Dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkumdurlar.” şeklinde…Ve ilâve ediyor M. Kemal…«(Dinsizlik ile namussuzluğu) kabul edenleri çabuk zengin etmeliyiz. Bu sûretle kalkınma kolay ve çabuk olur. (…) Dinî ve ahlâkî inkılâp yapmadan önce bir şey yapmak mümkün değildir. Bunu da ancak bu prensibi kabul edebilecek genç unsurlarla yapabiliriz.»(Bkz. Kazım Karabekir, Paşaların Kavgası: Atatürk-Karabekir, Yayına hazırlayan: İsmet Bozdağ, Emre Yayınları, Aralık 1991, s.143.)(Bkz. Kazım Karabekir Anlatıyor, Yayına hazırlayan: Uğur Mumcu, Umag Vakfı Yayınları, 1996, s.75-76.)(Bkz. Atatürk Din ve Laiklik Üzerine, Derleyen: Doğu Perinçek, Kaynak Yayınları, 3. Basım: 1999, s. 251-252.)
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Sonları geliyor, kendi pisliklerinde boğulacaklar inşallah…
onların nesli tükenecek gibi değil..
Karamsarlık ne kötü. Organizma bulunduğu ortamda ya mücadele eder, ya ortama intibak eder, ya da yok olur gider.İnsan beyni daha da karmaşık tepkiler verir hatta.İnsanın başına gelecek en kötü şey sanırım ümitsiz olmasıdır. Her kim yada kimler olursa olsun.
istanbul tıpta altıncı sınıfta okuyan bir kız vardı, başörtüsünden dolayı okuldan atılmıştı, arkadaşları toplanıp bir senen kaldı, çıkar da şu örtüyü bitir okulunu deyince kızın verdiği cevab çok ilginçti; “onların düşmanlığı örtüme değil müslüman kadının kimliğinedir, örtü sadece teferruat…”ulusalcı kemalistlere tanrılarından başarı diliyorum.
Kızımız o kafayla kime, ne yarar sağlıyacak? Acil bir erkek hasta gelse bakmıyacaktır sonuçta. Hipokrat yeminini de etmeyecektir vicdanını rahatlatmak için. Yani kendini bağlayan bir şey yoktur kafasınca. Örneklerini çok gördük…
Beş parmağın beşini bir sanan cehaletten Allah’a sığınırım.
Beş parmağın beşi bir değilse, iş göremeyen parmağı yok sayamazsın sayın mansonilized .
her sakallıyı da denen sanamazsın sayın teacher.bu yaklaşımınızı ciddi anlamda çok tehlikeli buluyorum. bırakınız insanı insan yapan özelliklere göre kişiler hakkında karar verelim. o türbanlı kızın ne kadar idealist yahut ne kadar meslek düşmanı ne kadar dindar yahut ne kadar allah kitap bilmez olduğuna örtüsüne bakarak karar veren zihniyet benim gözümde cahil bir zihniyettir.ben bu fenalıktan Allah’a sığınırım.yıllarca nüfus cüzdanına bakıp milliyetiyle tehdit ettiğimiz insanlar, kılığına bakıp haklarında kesin yargılara vardığımız insanların vebalinden korkarım.mutlaka aynı hataya düşmüşümdür kendimi de ayrı tutmam hatamızı düzeltmeyi umarım.
Allah kurtarsın…
amin. cümlemizi.
2008 Ramazan gözlemlerimsabah 06:00 suları…türbanlı bir genç kızımız otobüse yetişmek için koşturmakta, silikonsuz memeleri dar bluzunu parçalamak istercesine, içinden çıkmak istercesine (sahil güvenlik dizindeki Pamela Anderson’ı aratmadan) yukarı aşağı sallanırken otobüsün içindeki erkeklerin gözleri yuvalarından çıkmış, cama yapışmış bir şekilde türbanlı kızımıza bakma sahnesi, yine sahil güvenlik dizisindeki gibi ağır çekim ile gösterilmiştir. Fonda dizinin jenerik müziği vardır…iftar sonrası suları…yine başka bir türbanlı kızımız, iftar sonrası yediklerini hazmetmek amacıyla sahilde erkek arkadaşı (ya da kocası da olabilir, bilmiyorum.) ile yürüyüşe çıkmış. Elinde hangi marka oldu belli olmayan dondurması ile yalaya yalaya (elinden “sıkıca” tutmak zorunda kaldığım erkek ardaşımla bana doğru) ilerlemekte. Türbanlı kızımızın dilinin renginden dondurmasının çilekli olduğunu anlıyor, hiç dondurma sevmeyen-yemeyen biri olarak soruyorum erkek arkadaşıma:- bu magnum benzeri dondurmalar ısrılmıyor muydu?- E ısırılır tabii, ama yalamak da caizdir.Gülüyoruz tabii doğal olarak.Kimi banklarda oturmuş, kimi gezinmekte olan insanların türbanlı kızımıza bakışlarını takip ediyorum. dondurmasını küçük dili görünürcesine yalayan türbanlı kızın erkek arkadaşını Josh Holloway’e benzetiyorum sonra, fonda magnumun reklam müziği… Yaa…öyle işte öğretmenim, canım benim;Beş parmağının beşi bir değildir.Kimi küçük diliyle bile yalayabildiğini gösterir, kimi tombul memelerini sallar, kimi dudaklarını silikonlu parlatıcılarla şişirir, kimi benim bile giymeye cesaret edemediğim çok çok uzun topuklu ayakkabılarla, o kalın ayak bileklerine bırak bir erkeği, benim bile bakmamı sağlar. (Topuğun çıkardığı erkekleri tahrik eden sesten hiç bahsetmiyorum.) ve bunlar “tahrik edici” değilmiş gibi görünür. Hipokrat yemini bence bu durumda edilebilir.Yani isteyen istediği gibi açılsın, kapansın. Bana ne! Ama “ben dini görüşümden dolayı türban takıyorum” demesin. Görünen köy kılavuz istemez!
örtü kimi için aksesuar kimi için inanç olabilir. Sonuç olarak neden başın açık sorusuyla neden başın kapalı sorusu teknik olarak aynıdır. Neden pantolon giyiyorsun neden kravat takıyorsun neden şalvar giyiyorsun. Bence ortak cevap sana ne lan olmalıdır.
Hani tamam, türban takan bazı kadınların uygunsuz ya da İslam dinine aykırı olan davranışlarında bulunduğunu görüyoruz. Ama gerçekten ibadetini layığı ile yapanlar da var. madem beş parmağın beşi bir değil, her birine bir isim verilsin biz de ona göre davranalım. Durduk yere ibadetini layığı ile yapan kişileri sokmayalım araya.Yani demem o ki; dini bütün, kendini islama adayan ve ibadetini dört dörlük yapan biri zaten bu tür mevzulara girmez. islam dininin şartlarını yerine getirir. Örneğin:Sadece eşi ve kendine nikahı düşmeyenlerin yanında rahatça davranabilir. Diğer durumlarda ise namahrem bir erkekle herhangi bir temasta bulunmaması gerekir.Türkiye’de çalışma ortamlarının çoğu islama uygun olmadığı için dini bütün kızımız zaten okumayı tercih etmez. Bu durumda türbanın üniversiteye girmesi istense de olmaz.Peki ya üniversitede okumak isteyen türbanlı kızlar, onlar hangi dine mensup?
Soksan n’olacak Expresyon. Otorite misin? Resmi makam mısın? Ben de senin zihniyetindekiler gibi yapıp bu tarz konuşanları laikçi faşist olarak niteliyorum. İyi, sen de öyle olmadığını kabul ettir bana. Evrensel değerlerle bağdaşık bir geleneğe ait olduğunu, uygar dünyanın parçası olduğunu ıspat et. Dünyadan ve Türkiyenin çoğunluğundan soyutlanmış, marjinal bir zihniyette olmadığınızı ıspat et! “Türke Türkten başka dost yok” düşüncesinde olup, Türklerin çoğunluğuna bile nasıl bir psikosomatik ruh hali ile düşman olduğunuzu izah et!
Başkasının dini nasıl algılayacağı seni neden ilgilendiriyor yüce Zeus aşkına? Davranışın aynı dinci zihniyetin tavrı gibi. Onlar da senin gibi yorumluyor, “dinibütün kadının yeri evidir. Okuyup namahremle irtibata geçmesin” diyor. Belki haklısınız, belki de değil, ama kimin ne yapıp yapmayacağı siz dinci ve laikçileri ne ilgilendiriyor? Neden medeni bir insan olmayı deneyip de sadece kendi hayatınıza odaklanamıyorsunuz?Ben de sizin gibi faşist yönetim özleminde olsa idim, Tiçır gibi her yazdığı yazıda sığlığı buram buram kokan, kendisini yetiştirmeye çabalamayıp eski bilgilerle yetinen, ezberci ve benim çocukluğumda emekli olan eski “muallim”lerin sadece model numarası taze olan, tarihten bihaber, olayları neden-sonuç ilişkisi içinde değil de, emir ve dikte-ezber döngüsü içinde değerlendiren beyni örtük örtmenleri milli eğitim sisteminden uzaklaştırırdım. O zaman ben de başka bir tarz faşist olurdum. Onun için başörtüsü karşıtı faşistlerle yetinmeliyiz kanaatindeyim.
Türkiye’de çalışma ortamlarının çoğu islama uygun olmadığı için dini bütün kızımız zaten okumayı tercih etmez. Bu durumda türbanın üniversiteye girmesi istense de olmaz.allah allah akademik eğitim almak isteyen herkesin çalışmak zorunda olması mı gerek kardeşim. benim çevremde hepsi lisans hatta yüksek lisans eğitimli ancak çalışmayan yahut eğitimi ile ilgili bir meslekte çalışmayan bir sürü insan var.Peki ya üniversitede okumak isteyen türbanlı kızlar, onlar hangi dine mensup?ser- hus ifade etmiş ama mesaj alınmamış. sana ne kardeşim. milletin dininden sana ne? hatta milletin sözcüsü değilim direk sorunun muhatabı olarak ben cevap vereyim benim dinimden sana ne?Yani demem o ki; dini bütün, kendini islama adayan ve ibadetini dört dörlük yapan biri zaten bu tür mevzulara girmez.hangi mevzuya? sokakta dondurma yeme mevzusuna mı topuklu giyip yolda takırdama mevzusuna mı.Diğer durumlarda ise namahrem bir erkekle herhangi bir temasta bulunmaması gerekir.dinimizin gereğine yerine getirip ibadet ediyoruz diye çölde çadır kurup deveye de mi binelim.ayıptır yahu. ben toplam nüfusuna hangi dine mensupsunuz sorusu sorulup ( ki bu kadar hıyarca bir soru ve anket olamaz) cevabın çoğunlukla müslümanlık olacağı bir populasyonda böylesi yobaz bir kesimin sürekli dinimi, örtümü, namazımı, yaşam şeklimi sorgulamasından ötürü huzursuzum, mutsuzum.
Senin yazılarını da biliyorum sayın Anthro. Başkasına yanıt verirken araya adımı da sıkıştırman gayet doğal geldi bana. Benim yazılarımın sığlığı bile senin yazılarının derecesini belirtiyor. Söylermisin yazılarının kaçı “mim” , kaçı senin beyninin ürünü? Başkalkarının fikirleriyle ben ortaya çıkmak istemem… Kaba bir deyim ama hak etmişsin; ” El şeyiyle şey olmaz.”Gelelim esas konuya, “velevki siyasi simge olsun” söylemi bile türbanın simgeleştiğini ortaya koyar. Benim yakınlarım da baş örtüsü takar. (türban demiyorum) Hepsi de dinine saygılıdır. İslamiyet’le ilgisini tartışmak istemiyorum. Onlar türban takmadıkları için müslüman değil mi? Onları Afaroz mu ettiniz yoksa… Türbanın arkasına sığınıp, karanlık emellerine ulaşmak isteyenlere neler söylendi, hep tartışıldı. Dürüstlük beklerim ben bu öz müslümanlardan; ( türbanı dini gereği taktığını söyleyenlerden)” ben türbanı şeriat için takıyorum, islam cumhuriyeti kurmak baenim amacım ” diyebilmeliler… İslamlık, dürüstlük gerektirmez mi?
Sen de tak o zaman ..
Bunu okudun mu Anthro?Ya bunu…
Okudum ya işte. Zaten bunlara binaen diyorum. Hamininemden kalma bahisler diye. Hele ki şu bilişim ağlarının küreyi sarmaladığı devirlerde bu bilgiler artık gençleri sarmıyor, sorguluyor, kabullenmiyorlar diyorum.Haa, ben senden farklı bakıyorum, sen benden farklı. Benim gibi bakmanı beklemiyorum hayata ama kendi zihnimzde oluşturduğumuz tahayyülleri başkalarına atfederken dikkatli hükümde bulunmak zorundayız. Dün, 3 yy önce bazı miskinler din kisvesi altında kendi statülerini ve statükoyu sarsacak şeyleri eleştirirlerdi (senin bahsettiğin matbaa’da olduğu gibi. matbaa sayesinde işsiz kalacaklarını hesap edip önüne takoz koyuolardı ki işsiz kalmasınlar. Halbuki yeni sisteme adapte olup oradan da ekmeklerini kazanabilirlerdi ama yaratıcılıklarını ve girişimciliklerini kullanmaları gerekecekti. Bunun yerine matbaayı dini kullanarak engellemeyi seçtiler.) Bugün ise ise din-dışı kesim iki kıtayı birbirine bağlayacak köprüye karşı çıktı, yapılmaması için çabaladı, bazen sosyalizmi suistimal ederek, bazen Atatürk’ü kullanarak, bazen çevre konularını kullanarak. Alternatif sunacak yaratıcılığa başvurmadılar. Çünkü bir kısmı sallabaşını, al maaşını diyen bürokratlardı. Başlarına iş almak istemiyolardı, bir kısmı da az çalışarak devletten çok kazanan, devletin seçkinci işadamları idi. Onlar ise dereye köprü yapsalar da, boğaza köprü yapsalar da devleti aynı miktarda parayla soyabiliyorlardı…..falan filan. neyse, hayata nasıl bakarsan bak, beni ilgilendirmiyor ama karşında nitelediğin insanlara ve zihniyete karşı yorum yaparken dayanaksız sallamana tepki koyarım. koyduğum tepki de buydu zaten.1930’larda yaşamaya devam edebilirsin sen. İtirazım yok. Bana ilişme, yeter.
mansonilized cok tuttum…expresyon sevgiline acidim:)iyi tutsaydin da bari kacmasaydi. ne aciz bir kadin durusu allahim.
expresyon bir de sana tavsiye dondurma yalayan kiz gördügünde sevgilinin sikica tuttugun elinin kacip gitmesinden korkuyorsan ya da süphe ediyorsan bence sen o kisiden direk ayril.
bisey daha erkeklerden cekinip disarda dondurma yemeyen kadin tipi de cok tiksinc bir kadin tipidir.bir kadinin dondurma yemesini seksi ya da bastan cikarici bulan erkek tipinin aklindan da süphe duyarim.
ilerleyelim efendim.Turban uzun zamandir ulke gundemini mesgul eden bir turunsol kagidi. Universitelerde, liselerde, ilkokulda, hastanede,sokakta, evde vs.de turbana karsi olan zevatin bu mucadelesi aslinda turbanla olmayip, bi zatihi turban takan insanlarin kendileriyledir. Egitim hakki ellerinden alinan bu insanlar, istedikleri konumlara gelememis, ya isci yada cok azi kendine iyi bir yer edinebilmislerdir. Madem durum boyle deyip, onlarin makamlarini ele gecirmemiz lazim diyen bazi, gruplar, topluluklar universitede bitene kadar bas acilabilir demislerdir.Vebali kendilerinin boynuna.yukarida anlatilan bir hadise manidar olmus.Turbanli kizi ucube, azmis bir kadin, kiz gibi anlatan, ( o sahis icin dogru da olabilir, hic onemli degil) arkadas nasil ki sevgilisinin kollarina sarilmis, muslumanlarin bu ulkede yukselmesi karsisinda tedirgin olan, kendi cikarlarindan, menfaatlerinden, hayat tarzindan endiseye kapilan insanlarda, Mustafa Kemal Pasa’nin arkasina saklanmislar,o da yetmeyince isi zorbaliga dokmuslerdir.Dolayisiyla mesele turban degil, mesrutiyetten beri gelen din meselesidir.Dini siyasete malzeme yapan, dini cikarlarina malzeme yapan, dini para kazanma malzemesi olarak goren insanlara lanet ediyorum.Ve bu insanlari gavurlardan daha zararli buluyorum.Bu arada Ergenekon denen meselenin arkasindaki, Derin devlet-Parti-Cemaat savasini dikkatle izliyorum.Oyle zannediyorumki, Cumhuriyet tarihindeki en onemli meselelerden biri de bu meseledir.Devlet kademelerindeki yer degisiklikleriyle zaten istedigini elde eden X devletin en ust makamlarina da istedigi kisileri yerlestirmesiyle istedigini elde edecek.Izleyelim, gorelim..
Tarihten ders almayan milletler, geleceğini yönlendiremez. O olayları yaratanlar ( canavarlar) bu güne zehirlerini taşıdılar ne yazık. o zihniyetin öz be öz torunları bizleri yönetiyor ne yzık ki… Dürüst geçinen, allahtan başka kimseden korkmam diyenler,” ben şeriat istiyorum, İslam cumhuriyeti istiyorum ” deme cesaret ve dürüstlüğünü gösteremiyorlar…
şeriata istiyorum diyen adamın iliğini kurutursunuz ayol. manyak mı bi insan şeriat istiyorum desin.
Bence yeterince dürüstler şu an..:)
ben şeriat istesem hayatta söylemem çok net bi şekilde.
şimdilik sessiz düşünüyorlar ..
bu arkadaşları hislerine tercüman olan herkese teşekkür ediyorum ben.
Demekki, çağdaş yaşama aykırı bir durum şeriat…
iliğini kurutacak kitlenin çağdaş yaşama uyduğunu savunan sizsiniz. o da bir bakış açısı tabi.
çalışma ortamları türbanlı bir insan evladının çalışmasına uygun değilse bu onları sosyal hayattan egale etmek isteyenlerin bi tutumudur.2. sınıf vatandaş yapmaya çalıştıklarınızın pek çoğu hayatın belirli yerlerinde belirli şekilerde karşısınızdadırlar ve olacaklardır…siz ve türevleriniz hangi dine mensup olduğu “onları” ilgilendirmezkensizi niye ilgilendirir sorarım?MADDE 42. ; Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz…
islam cumhuriyeti ne ya nasıl bir kavramdır?
matematiği sevmiyorum baylar12 resim ve ikametgahla hiçbiryere başvurmadımceketimin ön düğmesi hala kopukyoksul kızları ve gözlüklü çocukları savunuyorumKENTİN TANRILARINA karşıYARINI DÜŞLÜYORUM………….
Hafif.org’da yapılan tüm tartışmalarda (türban, laiklik, din) din’i, türbanı savunan tüm yazarlar; onlar da aynen başbakan ve yandaşları gibi alıştıra alıştıra değiştirmeye çalışıyorlar ülkeyi.
Laf!Kendi hayatımıza odaklanalım da sıçın ağzımıza. Bunlar hep sana ne, bana ne demekten olmadı mı? Ayrıca lütfen meraklanmayınız, kendi hayatımızı da pek güzel yaşamaktayız.Bu tür söylevlerle “bırakınız dinimi yaşayayım” diyenlerin içlerinde özlem duyduğu bir İslam cumhuriyeti yatmaktadır. Açık açık söyleyemeseler de. Türbanın üniversiteye girmesi benim için asla sorun olmamıştır, kimsenin kılığına, vicdanına karışacak değilim. Ama mevzu türban ile başlamıştır. Türban üniversiteye girecek ve Türkiye’de bu böyle kalacak mı sanıyorsunuz? Türbanıyla tıp fakültesinde okuyacak kızlarımız için kadınlara özel hastaneler de açılır bu ülkede. Olmaz mı sanıyorsunuz? erkekler ve kadınlar için ayrı hastaneler, pastaneler, postaneler vs…Benim ve birçok insanın korkusu bu ve bu tür şeylerin olmasıdır. Hiç kimse birilerinin diniyle kafasına ne takıp ne takmadığıyla ilgilenmiyor… Yapmak istenilenin daha fazlası olduğunu siz de biliyorsunuz. “Türbanımla, dinimle, ibadetimle niye uğraşıyorsunuz” diye vik vikleyip kendinizi bir şey sanmayın.Hem tarz olarak hem de sağlık açısından türbanı tasvip etmiyorum. Başkasına karışmadım, karışmam.
Çağa ayak uyduranların hali de bir başka. Teknolojiye göre değişebilen esnek bir dinleri var. Din esnek ama türban hala kural. Çölde kadın-erkek örtünürdü kum fırtınaları yüzünden. Hayatında çöl fırtınasını hiç yaşamayanlar, hala bir umut fırtına çıkacak diye bekliyor. Benim için sorun değil, ama çölde türban çok işinize yarayacak, bence gidin.
Hayır efendim onlar kendilerini sosyal hayattan koparmışlardır. Dinleri bunu gerektiriyor çünkü. Türkiyenin çalışma ortamlarının çoğu dine uygun değildir. Bunu onlar söylüyor ben değil. Türban takan bir kadının bir erkekle temasa geçmesi benim için önemli değil, olmamıştır. Ben onların yalancısıyım. Ben bunları söyledikten sonra da,
deniliyor. Halbuki ben onların yalancısıyım.Yani ben onlara tercüman olurken, onlar bana dinci zihniyetini savunduğumu söylüyor. Asla! Tam tersini savunduğum apaçık ortadadır. Din birçok şeyi yasaklamış, birçok kez tartıştık bu konuyu. Türbanın üniversiteye girmesi söz konusu olduğu günden bu yana yasaklar birden bire kalktı. Ne oldu da, sosyal oluverdiniz birden? Ne oldu da türban takanları birbirinden ayıran bazı özellikler çıktı ortaya? “Beş parmağın beşi bir değil” sözü ne yazık ki bu konuda söylenecek en aptalca sözdür. Türban takmanın sebebi “1” değil midir? Başka sebepler varsa onları söyleyin diyorum. İğneleyici değil tamamen samimiyetle soruyorum. Cevap: sana ne!Asıl cevap tabii ki “siyasi simge” olmasıdır. Bunu söylemeye çekinip, sana ne-bana necilik oynuyoruz.suphi;Ben gözlemlediğimi yazdım. Çok da eğlenerek yazdım. Ülkemin geleceğinden başka hiçbir şey beni endişelendiremez. Mustafa Kemal’in arkasına saklanmak ne demek; ben onun izinden en önde gitmeye her daim hazırım. Bunu böyle biliniz.Rusti;Biraz daha yaratıcı olun, o zaman cevap vereyim.Mansonilized;
Son söz:türbanlı ya da türbansız;Mesleğini icra etmedikten sonra yemişim senin akademik kariyerini.
Expresyon kızmaz isen yorumunu print out yapıp bazı arkadaşlarıma göstereceğim..Süper..
expresyon dilediğini yemekte serbestsin. ben ifade etmeden de biliyorsundur gerçi ama bi tekrar etmekte fayda gördüm.memlekette faşist ve yanlısı çok.yapacak birşey yok.
memleketi expres yoldan kuzey kore tipi diktatörlüğe çevirmek isteyenlerin çok güzel niyet okuduğunu görmekteyim. lakin önemli diil, değişmeyen tek şey değişimdir. niyet okuyup hayaller, vehimler üzerinden diktatörlük hayali kuran faşistler tarih boyunca cevaplarını misler gibi almışlardır. gene öle olucaa içün kendi haline bırakıp çok üzerine gitmemek gerekir.ayriyeten bu tür faşistlerin kendi devlet sistemlerine, askeriyelerine, emniyetine en ufak bi güven duymadığı isviçreli bilimkadınlarınca yapılan expres deneylerce kanıtlanmış olup, hezeyanlarının tamamen hastalıklı hayallerinin mahsulü olduğu mazhar osman diplomalı hekimlerce raporlara işlenmiştir.
bknz: ozgurluk dersi
link icin ozur dilerim.Youtube’nin yasakli oldugunu unutmusum.ilgili link icin bknz: Ozgurluk Dersi
Koca bir çelişkiler yumağısın Expresyon.
Zihnini toparlamadan, duygusallıkların ve kinlerinle yazıyosun ki her yazdığın birbiriyle çelişiyor. Sen “ben başkasının yaptığına karışmıyorum, karışmadım ki” diye iddia edebilecek tavıra sahip değilsin. Boşuna bu cümleleri yazma. Totoliter bir zihniyeti seslendiriyosun. Ya sev ya terketçi kafadasın. Ve Dünyanın her coğrafyasındaki bu tarz fanatik kitleler gibi muhakeme etmeden yorum yapıyorsun. Biz de yok yere laf yetiştirmeye çabalıyoruz. Almanyada dazlakların oy potansiyeli de %10lar civarında dolanır. Kimse bunlara laf anlatmak için çabalamaz. Çünkü bu insanlar muhakemeye ihtiyaç duymazlar. Kinleri yeter o kişilere. Üstelik kendi kinlerinin de farkında değillerdir. Sürekli “yabancılar bizi sömürüyor. ülkemize gelip işlerimizi elimizden alıyorlar” gibi cümleler ve hayaller kurup, sonra yabancı ve düşman addettiklerine imkanları nisbetinde zarar vermeye çalışırlar. Sürekli “ben başkalarının özel hayatına ve tercihlerine müdahale etmeyi doğru bulmuyorum” yazıyorsun ama her yorumunun anafikri “ben kendimi tehdit altında hissediyorum, ve bu diktacı bürokratik elitin yaptığı baskılar gereklidir”i izah ediyorsun. Aklın karışık, her faşist gibi çelişkiler içindesin. Umarım hepten faşist düzeye gelmezsin.
expresyon sen benim yaraticigimla ugrasacagina sevgilini tut, bak kaciyor, amannnnnn tüh gitti. ne olcak simdi.vah yazik aciz expresyon… simdi korunmasiz mi kaldi?
expresyon sen benim yaraticigimla ugrasacagina sevgilini tut, bak kaciyor, amannnnnn tüh gitti. ne olcak simdi.vah yazik aciz expresyon… simdi korunmasiz mi kaldi?türk kadini neden böyle aciz demisti de cliciax, hücuma ugramisti. bu türk kadini neden bu kadar aciz gercekten?
Atatürk’ün doğu günlüğü (kendi el yazısıyla)22 kasım 1916Gece saat 9’a kadar Erkanıharp reisi ile örtünmenin kaldırılması ve toplumsal yaşamın düzeltilmesi hakkında sohbet;1) güçlü ve hayata vakıf anneler yetiştirmek,2) kadınlara özgürlüklerini vermek,3) kadınlarla bir arada bulunma, erkeklerin ahlakı, düşünceleri, duyguları üzerinde etki yapar.* Karargâha yeni gelmiş bir telsizciye “İstanbul’da neler olup bitiyor” diye sordu. Telsizci, “çok üzücü şeyler efendim, eski görenekler hep unutuluyor. Kadınlarımız önüne gelen yerde peçelerini açmaya başladılar”. Bunun üzerine Mustafa Kemal meydan okurcasına “bu gibi şeyler burada, doğu illerinde de olmalı” dedi ve hemen subay gazinosunda bir danslı toplantı düzenledi”.3 Aralık 1916“Allah’ı inkar mümkün mü?” eserini bitirdim. Bütün filozofların çeşitli dinlere bağlı olan natüralistlerin, akılcıların, materyalistlerin, hukukçuların, düşünürlerin, tasavvufçuların tümü ruhun var olup olmadığını, ruhun ve maddenin bir ya da ayrı olup olmadığını, ruhun kalıcı olup olmadığını inceliyor. Bu incelemelerde, ancak bilim ve fenne dayananlar kabul edilebilir…”Can Dündar’ın”Yükselen Bir Deniz” isimli kitabından alınmıştır.
ilk gönderdiğimi ben bile okuyamadım, bu daha okunaklı olacak sanırım…Atatürk’ün doğu günlüğü (kendi el yazısıyla)22 kasım 1916Gece saat 9’a kadar Erkanıharp reisi ile örtünmenin kaldırılması ve toplumsal yaşamın düzeltilmesi hakkında sohbet;1) güçlü ve hayata vakıf anneler yetiştirmek,2) kadınlara özgürlüklerini vermek,3) kadınlarla bir arada bulunma, erkeklerin ahlakı, düşünceleri, duyguları üzerinde etki yapar.• Karargâha yeni gelmiş bir telsizciye “İstanbul’da neler olup bitiyor” diye sordu. Telsizci, “çok üzücü şeyler efendim, eski görenekler hep unutuluyor. Kadınlarımız önüne gelen yerde peçelerini açmaya başladılar”. Bunun üzerine Mustafa Kemal meydan okurcasına “bu gibi şeyler burada, doğu illerinde de olmalı” dedi ve hemen subay gazinosunda bir danslı toplantı düzenledi”.3 Aralık 1916“Allah’ı inkar mümkün mü?” eserini bitirdim. Bütün filozofların çeşitli dinlere bağlı olan natüralistlerin, akılcıların, materyalistlerin, hukukçuların, düşünürlerin, tasavvufçuların tümü ruhun var olup olmadığını, ruhun ve maddenin bir ya da ayrı olup olmadığını, ruhun kalıcı olup olmadığını inceliyor. Bu incelemelerde, ancak bilim ve fenne dayananlar kabul edilebilir…”Can Dündar’ın”Yükselen Bir Deniz” isimli kitabından alınmıştır.
6 Temmuz 1918“Dedim ki, ‘Ben her vakit söylerim, benim elime büyük yetki ve kudret geçerse, ben sosyal hayatımızda istenilen devrimi bir anda bir darbe ile uygulayabileceğimi sanıyorum. Zira ben, bazıları gibi halkın anlayışını (…) yavaş yavaş (…) alıştırmak suretiyle bu işin yapılacağını kabul etmiyorum. Buna ruhum isyan ediyor. Ben bu kadar yıl eğitim gördükten, uygar yaşamı ve toplumu inceledikten ve özgürlüğümü elde etmek için hayatımı ve yıllarımı harcadıktan sonra neden cahiller derecesine ineyim? Onları kendi düzeyime çıkarırım. Ben onlar gibi değil onlar benim gibi olsunlar”.“İslamiyette uygulanmakta olan örtünme, kadınların kocalarından başka erkekle kesinlikle ilişki kuramamaları ve ev dışında bir hayata sahip olmamaları bir dereceye kadar kadınları alıkoyar, fakat erkekler için bugünkü uygarlık ortamında bir engel bulmak zor. Gerçi onları ciddi ve sürekli çalıştırmak yoluyla meşgul etmek akla gelebilir. Pek güzel, o kadar ciddi ve yorucu işten sonra, son dönemin ilerleme ve uygarlığının ışığıyla bilinci aydınlanmış bir erkek, işinden doğru evine gelip kapanmak suretiyle, yarın için gereken çalışma arzusu ve gücünü kazanabilir mi? Biraz hava, biraz musiki, biraz tiyatro, kısacası bir hayat arzu etmez mi? Bu doğal ve uygar gerekleri yerine getirirken yanında karısı bulunmazsa, bu eksikliği gidermek gerekmeyecek mi? Çünkü bir erkek için kadın huzurundan, kadın sözünden kadın refakatinden yoksun kalmak bir eksikliktir, bu mutlaka giderilir. Fakat evde erkeksiz kalacak kadın için erkek gereksinimi aynıdır. Ruh ihtiyacıdır ve önemli olan budur. Sonra bu derece sıkı kurallara bağlı yaşayacak kadınlarımızın hayat hakkında, uygarlık hakkında, hürriyet hakkındaki düşünceleri, uzmanlıkları ne olabilecektir?”“kısacası sonuç: Bu kadın meselesinde cesur olalım. Kuruntuyu bırakalım. Açılsınlar, onların bilinçlerini ciddi bilim ve sanatla süsleyelim. Namusu, bilimsel ve sağlığa uygun biçimde açıklayalım. Şeref ve onur sahibi olmalarına birinci derecede önem verelim. Sonra kişisel ilişkiye gelince, tabiatımıza ve ahlakımıza uygun eş arayalım. Ve onunla evlilik koşullarımızı açık ve kesin kararlaştıralım. Buna uymakta kusur edince, gereğini yapalım. Kadın da böyle hareket etsin…”Can Dündar’ın”Yükselen Bir Deniz” isimli kitabından alınmıştır.
yazmayı unutmuşum, üstteki ahkamımda yazılanlarda Mustafa Kemal Atatürk’e aittir, yine kendi el yazısıyla yazılmıştır…
balık yiyemeyen kızılderililer kıtlık olunca geyik yemek için onlara dağbalığı adını verirlermiş, bunlarınkide o hesap.başörtülülere müdahale edebilmek içün tarihin dehrinden kendilerine dayanak noktası çıkarmaya çalışıyorlar. halbuki 1918de sadece bir osmanlı paşası olan mustafa kemal, 1923te her türlü yetkiyi ve iktidarı haiz atatürk olmuştu. isteseydi başörtüsünü yasaklamazmıydı, şapka kanununun içine bi madde olarak eklemezmiydi?kendinizi kandırmaktan vazgeçin, bırakın insanlar istediğine kendisi karar versin. diktatörlük hayalleriyle ne yapabileceğinizi zannediyosunuz?
Çarşaftan çık , çarşafa gir, böyle bir zihniyet görülmemiş..Ozz abi, çok haklısın Atatürk böyle bir madde ekleyebilirdi..Ama diktatörlük hayalleri olmadığı için bunu milletin kendi iradesine bıraktı..Keşke bırakmasaydı, bu milletin iradesi çarşafın altında kalmaya mahkum böyle giderse..
sizin temel yanlışlığınızda milletin iradesini hakir görmek pbk, atatürk çok iyi biliyorduki ne yapılacaksa millet yapacak. kendini üstün gören bir avuç seçkinimsinin karar verip millete zorla dikta etmesi geçer akçe olsaydı atatürk o yolu seçmekte tereddüt etmezdi. lakin o yolun yol olmadığını bildiği için, yapacağı inkılaplarda çok gerekli olmadıkça -alfabe inkılabı gibi- milleti ikna yoluna gitmiştir.eğer atatürkün vefatından sonra kemalizm ucubesini icat edip, milleti disipline sokma bahanesiyle zorla istemediği şeyler yaptırılmaya çalışılmasaydı bugün farklı yerlerde olurduk.lakin aynı zihniyetin aynı yöntemleri bugünde kullanmaya çalıştığını görünce yazık diyorum, atatürkü zerre miktar anlamamışlar.
Ucube, çarşafın altına gizlenmiş, insan kılığından çıkmış, ne idüğü belirsiz çarşaflı yaratıklara denir..Kendini gizlemek, bağlamak özgürlük ise, tutsaklığın anlamını, biri bana açıklasın, lütfen..
ucube, statükosunun muhafazası için kendi sınıfı dışında her türlü kültürel tezahür ve yaşam tarzıyla, kendi sınıf çıkarlarına halel getirebilecek olan “tehlikeli sınıfları” kültürel ve yaşam tarzı tezahürleriyle etiketleyenlerdir.elbise giymek özgürlük ise biri bana çıplaklığın anlamını açıklasın lütfen.
bknz: bknz
Mustafa Kemal için önden gittiğini söyleyen abiler ablalar, zıplaya zıplaya gidiyorsunuz, bu heyecan, bu korku, filmde kötü kadını görünce masum kadının kameraya gösterdiği bu endişe, lunaparkta gondola binmeye mahkum küçük çocuk gibi inmek istiyorum annecim diye ağlamalar…kuru ideolojik söylemleriniz, çağdaş insan yaratma ayakları, üç kuruşluk medeniyet açılımlarınızdan uydurduğunuz çıkarımlar…bir örtülüye karışma hakkını kendinizde bulduğunuz saçma cesaret ve temelsiz bilgisiz iz düşümleri…Madem birbirinize karışmayın babında söylediğim “sanane” lafını beğenmediniz, hangi düşünce ve fikirden olursa olsun toplumda eşit yaşam isteğini hor gören başkasını örümcek kafalı gören siz insancıklar, olum siz kimsiniz lan ne yaptınız bu toplum bu devlet için de kendinizi bu kadar bi mok sanıyorsunuz, ne ürettiniz ne sundunuz bu topluma da toplumun değer yargılarına burun kıvırıyorsunuz, nedir abi farkınız sizin? kritik makamlara çırılçıplak gelinince memleket ayağa kalkacaksa ilk açılışı ilk striptizi ben yapmak istiyorum. Hükümet konağının trabzanlarındaki çağdaş gösterime herkesi bekliyorum. Vatandaş uygar yaşamın tüm kıvrımlarını görsün.
cık cık cık.
Ne diyosun!?!?
İnsanlar aynı toplumu paylaştığı yurttaşlarına bu gözle bakıyor. Yaratıklardan bahsediyoruz, yaratıklardan. Onlar aşağılık, pis, dinci sürüngenler. Yaptıkları az bile.
he valla
İnsan kılığından çıkmışlar hakkında, konuşmayalım, kendi tercihleri..
evet çok doğru ..
Anthro, saptırma onlar böyle olmayı kendileri istiyorlar, yoksa bizim gibi insanlar yani..Bağla 5 metre kara çarşafa kendini , çok normal miş gibi insan arasında dolaşırken bir de çevrende olup biten anormalmış gibi bak..Bırakın yaw, ne hale geldi bu toplum..
Normal nedir efendim? Asiri olmama durumu mu? Hangi norma uydugunuzda asiri olmuyorsunuz?Ve bu ulkenin insanlari norma uysaydi, siz bugun en asagilik hakaretleri inancindan oturu basini orten bu insanlara edebilir miydiniz?baby700’un cok guzel bir lafi vardi: “kendini kaybetmis cumhuriyet aydinlari” derdi. Ya sizi nasil betimlemeli, hangi teraziyle olcmeli de bu sozleri hangi kefeye koymali.Sen benim hayatima dahl ettigin surece, benim nefsi mudafa hakkim vardir. Basortusunun tehdit ettigi sey, kamu duzeni falan degildir.Belki mevcut olan adaletsiz duzendir. Hurriyet istegidir. Vatan sadece topraktan ibaret degildir efendiler.Vatan inancini yasayabildigin yerdir ayni zamanda. Bizim peygamberimize yasama hakki vermedikleri icin hicret etmistir. Bugun okumak icin avrupalara giden kizlari ayiplamayin sakin.Ortada ayip varsa, ayip bu duruma sebep olanlarin ayibidir.Kim bilir ceddiniz bu laflarinizi duysa yuzunuze tukururdu belki. Bes etmez ahlak anlayisinizla, fikri yapinizda temin edebileceginiz huzur bu kadardir ve bunun adi huzur degil, bil akis huzursuzluktur.Buhrandir. Yillardir sundugunuz cozum, “ya benim dediklerime razi ol, yada falan yere git” ten ote bir sey degildir.Carsaf giyen insanlara “ucube” diyen zavalli. Belki hayatimda bir soz beni bu kadar siksindirmemisti. Insanlarin toplumsal hayata katilip, katilmamalarini, bunun anlamini, ne demek oldugunu, gerekliligini, sebeplerini ve sonuclarini, herseyini tartisabilirsiniz, tartisabilir.Ama kalkip boyle yapan insanlara “ucube” gibi igrenc bir sifati yapistirmanin ne dinle ne de dinsizlikle ilgisi vardir.Yukarida Mustafa Kemal Pasa’dan alinti yapip onlari, ayet gibi karsimiza diken zevat.Ben senin karsina ayet dikiyorum.Ilahi bir kelam koyuyorum.Ve meydan okuyorum, diyorum ki, bizim kitabimiza benzer bir kitap getirin haydi.Benzer bir soz getirin gucunuz yetiyorsa.Getirebilirseniz sayet vazgececegim ben bu inancimdan.fakat getiremezseniz siz yapacaksiniz. Neden bu insanlar sizin hor gordugunuz bu inanclarina bu kadar baglilar. Bunu taassub ile ifade edersiniz belki. Sundugunuz sey nedir? bu zalim duzen mi? Ortaya koydugunuz nedir? bu curumus, kokmus, insanin midesini bulandiran kurallar mi? Yasa diye taptiginiz nedir? Ilah diye bellediginiz kim? Neye inaniyorsunuz? Hurriyet nedir? Sen hurriyetin icin savastin mi hic? Canin yandi, kanin akti mi? Inancin yuzunden iskence gordun mu?Ofkemi mazur gorunuz lakin ucube lafi cok gucume gitti.
yukardaki yorumu okuyup suphi nickli arkadaşı ki tanışmam ama yazdıklarını okur ve saygı duyarım bu denli rahatsız görünce insanlar nasıl oluyor da hak hukuk özgürlük deyip bir başka insanı oturduğu yerden bu derece incitir, üzer diye düşünmeden edemedim.gerçekten üzülüyorum.
”suphi DİYOR Kİ, (15 Eylül 2008 15:28)Carsaf giyen insanlara “ucube” diyen zavalli.”Çarşaf giyen kadın medeniyet düşmanı gelişmemiş bir yaratıktır..Giyeceksin düzgün bir şekilde etek ceket takımını, tarayacaksın insan gibi saçını çıkacaksın toplum önüne, ben buradayım diyeceksin arkadaş, saklanmayacaksın kara çarşafların arkasına hakkını arayacaksın insan olduğunu düşünerek..Ben de tiksiniyorum..İnsan olmayı bile beceremeyen bu zihniyetlerden..
senin insanlık anlayışınla bizimki uyuşmalı mı diyecem ama boş bu mantığa dayalı olmayan düşmanlık bu kendini bilmezlik bitmek tükenmez.içine tüküreyim ben o medeniyetin.
modernleşmeyi sakalda arayan deli petronun beyazımsıtrakgri postmodern neoçağdaş türk varsiyonları etek ceket takımında arıyorlar. bu ne saadettir, bu ne bahtiyarlıktır. türk modernleşmesi tarihinin yeni evresi burada yazılmaktadır, şahit olabilmek ne büyük saadet!
Nokta konulması gereken yer buralar yine. Ama ben de diycem ki:Öncelikle Pibek lütfen şu alıntılamayı düzgün yap ki suphi ne demiş, sen ne demişsin anlayalım.Sonra da senin “güzel” ve “mübah” olarak nitelediğin şekilde giyim zorunluluğunu senden başka bir “güzel” ve “mübah” tarifiyle İran’da uyguluyor diyoruz. Aynı zihniyette davrandığını görüyorum ve sana hiç yakıştırmıyorum bu halleri. Ama bu muhabbetler dekısır döngü olarak devam edecek.Bir de en sevmediğim şeylerden biri nedir biliyo musun Pibek. Senin kendini tarif ettiğin kadarıyla senin gibi giyimli bir bayanı, sırf kendi giyim tarzında değil diye “o**spu gibi giyinmiş, şuna bak, ne kadar ahlaksız namussuz kadın” diye tarif edenler olur. Beyinsiz ve dar kafalıdırlar, kendileri gibi olmayanları namussuzlukla, habislikle, iğrençlikle suçlarlar. Şu yukardaki yazdıklarına bakıyorum da malesef bunun türevinde yorumlar yaptığını gördüğüm için çok üzgünüm. Tabi ki o kadınların da tavırları, senin de tavrın sizleri bağlar. Ama bana çok nahoş geldiğini belirtmek istedim.Öte yandan bu insanın doğasında var. Afrika’daki pekçok kabile de açık tenli insanları gulyabani yaratıklar olarak görürlerdi. Yine Antik Yunanlılar da, Yunanlı olmayanları ‘Barbar’lar olarak 3 kafalı, 4 elli ucube yaratıklar şeklinde düşünüp tasvir ederlerdi. Bu hala, taşrada yada büyük kentlerin yalıtılmış kesimlerinde karşılıklı olarak süregeliyo demek ki.
turbanın ya da çarşafın karşısına cıplaklıgı getirmek de ayrı bir tez konusu olmalı. bu blog altında bir kaç karşıma cıkınca dikkatimi cekti.
‘birkaç kez’
Benim dediğim ortada, Anthro..Çalışan, hakkını arayan, saçı ve yüzü açık (yüz açıklığıyla , kıç açıklığını bir tutan, komik insanlar var bu arada aramızda) bir kadını tarif ediyorum..Aslında beni çok iyi anlıyorsunuz da, işinize gelmiyor..Eskiden, abilerim ablalarım Türbanı savunurlardı, şimdi çarşaf a geçtiler..Bravo size bravo..Not: bu arada Anthro senin açıklamalarımı nahoş bulman ve bu konudaki yorumların zerre kadar etkilemiyor beni..Haberin olsun..İsteyen istediğini düşünsün..Kimse kimsenin düşüncesiyle ne müslüman olur ne de orospu..Hayırlı akşamlar..
okumak iyidir, arada sırada anlamakta gerekir.
serhus’un verdiği ingilterede şeriat mahkemeleri kuruluyor linki araya gitmesin istedim.sürekli şeriat geliyor diye inliyoruz adamlar şak diye getirmiş şeri kanun uygulamasını.
Çıplaklık versus, başörtüsü ya da işçi tulumu ya da çarşaf ya da bikini.. her ne haltsa. Her şeyi karşılaştırırım. Gerçi ben çıplaklıktan da bahsetmedim, dekolte giyinen modern kadın giyiminden bahsetmiştim. Ama kavramların analizini “karşılaştırmalı” yapmak bir çözüm yöntemidir. Mukayesede mantıksal bir çelişki mi var, onu söyle sadece Arrogante.Sonra Pibek, ben burda her türlü kıyafet giyen insanların özgürlüğünü de savunurum elbette. Çarşaf giyen insanlar zaten çok azdır Türkiye’de ve bu insanlar da sosyal hayattan soyutlanacak ölçüde dini özel ve dar yaşamında yaşar. Heryer çarşaflı dolsun, çarşafla üniversiteye gidilsin diyen olmadı burda. Ama hiç kimse bir başka kitleyi kıyafetleri için “yaratık” gibi bir nitelemeyle niteleme hakkına sahip değildir. Bu çok küstah bir tavır. Çirkin bir tavır. Onun için de aynayı aksi yöne tutarak bir başka yabani tavrı göstermek istedim.İnsanlar özgürdür ama, siz karşınızdakine saygı dolu yaklaşırsanız karşınızdaki de size saygı göstermek zorunda kalır. Ama siz bu şekilde niteleme yaptıkan sonra yarın “açık giyinen kadınlara namussuzluk nitelemesi yapan yobazlar var” diyemezsiniz. Zaten siz de o yobaz kitlenin bir ferdisinizdir.Uygar bir insan soluduğu havayı soluyan hiçbir dini, etnik yada sosyal-ekonomik grubu böyle aşağılayıcı nitelemelerle tasvir etmez.
bu yukarıdaki samimi cevabın ise beni anlamamışsın. sen anlamadıysan ne demek istedigimi ben çok şaşırırım o vakit..;)
ayrıca, ‘ben var gitmek istiyor sultanahmet.’
ya da şöyle diyeyim, ‘mukayesede mantıksal bir çelişki var.’turbanın karşısına ne cıplaklıgı ne de dekolte giymiş kadını koyamazsın.
Çok enteresan.. hmm.
Sebep ne işte. “Koyamazsın”ın bir nedeni olmalı.Ayrıca gitme, üçlü grup yapacağdık daha.
arkadaşlar çarşaf giyen ucubedir yazan bir zihniyet var burada.katılıyoruz öyledir deyin bu bloga bir daha yorum yapmam.burada anthronun yahut benim yahut başkasının koyduğu tavrı yanlış anlıyoruz deyin susayım.bizim eleştirdiğimiz insanların en doğal haklarının eleştirilmesidir.aynı mantık buraya mini etek giyen ucubedir yazsın aynı şekilde karşısında dururum.az biraz objektif olalım.ibne diyene de karşı durduk, bülent ersoyun cinsiyetini alay konusu edene de, el kadar kıza tecavüz eden bunu dini kalıplara sokmaya çalışana da.bu tavrın samimiyeti açıktır. anlamak istemeyene yapacak şey söyleyecek söz yoktur.
koyamazsın’ın sebebi.cunku toplumda turban takan kadınlar, carsaf giyen kadınlar, çıplak gezen kadınlar ve dekolte giyen kadınlar diye dort sınıflandırma yok. turban takmayan, carsaf giymeyen kadın demek ki cıplak kadındır cıkarımını hangi zihniyet yapabilir.benim karşı cıktıgım, turbanı ya da carsafı savunurken “iyi o zaman cıplak gezelim lan, oooorrrrsspuuu gibi dolaşalım ortalıklarda” basitliginde yaklaşılması olaya.yoksa yazdıklarına eyvallah. kimse kimseye ne giydigi yuzunden ne de inandıkları yuzunden ucube demesin.
Provakasyonculuk yeni mesleğiniz sanırım, Manson hanım, dinle ilgili yorum yapacak en son kişisiniz burada..”Yaşasın sadomazoşizm” diye bağırdığınızda ve ”dini ne bağlı katil kolici”den övünerek bahsettiğiniz de, zihniyetiniz bir hayli ilgimi çekmişti..Moderasyona şikayet edin atarlar belki beni, hırs zevkinizi tatmin edersiniz..ÇARŞAF GİYEN UCUBEDİR…
Şimdi anladım dediğini, doğru diyosun, eyvallah..
olayı kişiselleştirerek acizleşmeyin.ilk günden beri tavrım açıktır.kişisel zevklerimi yahut hobilerimi tartışacak lükse sahip değilseniz.sizi niye şikayet edeyim anlamadım ki. fikrinizi beyan edersiniz ama karşı görüşlere tahammül edemiyorsanız sizin bileceğiniz iş. burada moderasyona şikayet için hakaret gerekir sizin gibi insanların fikirlerine tahammülsüzlük değil.ben kuran okuyan namaz kılan zekat veren bir kadınım. bu ülke için çalışıyorum. vergi ödüyorum yasalara uyuyorum. insanlara benim gibi olmasalar bile değer veriyorum.dinimce haram olan şeyleri yapanlara kin duymuyor onları sizin gibi saldırgan ve saygısız tavırlarla rahatsızlık vermiyorum.benim dinim bana senin dinin sana! hangi cesaretle din hakkında kimin ne yorum yapacağına karışırsınız şaşkınlıkla izliyorum.bugün de yarında burda kişisel tercihinden ötürü eleştirilecek kim varsa yanında durur onu korurum.
Bırakın bu ayakları, bakın ayak dedim nasıl hissediyorsunuz kendinizi, önce psikolojinizi düzeltin sonra tartışalım..Allah birdir, eşi ve benzeri yoktur..Doğru ve dürüst insanın yanındadır..Bitti..
söyleyecek lafım yok eziğim ve kişiliğinize dil uzatmaktan öte gücüm yok diyorsunuz. peki kabul.kini kusmak iyidir.vücudu ve zihni gerginlikten uzak tutar.
İşte ucube kelimesinin geçtiği ilk cümle. Buyurun sözlük anlamı… Nitekim bu konuda pbk’ya katılıyorum. Madem çirkin değilsin, bize de göster, neyi saklarsın? (“neyi” diyorum bakın, bilmiyorum. her şey olabilir?!) bknz: ne idüğü belirsizHoş… bunu seksi bulanlar da var ama, şu andaki konuyla yok bir alaka.
Asırlardır aynı savunma ve asırlardır kimse benzer kitap-ayet getirememiş(!)miş(!). Yahu niye getirelim? bizim beynimiz akla-mantığa dayanır, böyle saçmalıklarla dolu değil. Asıl siz bana yazılanların saçma olmadığını kanıtlayın.
Başörtüsünden değil, türbandan söz ediyoruz… benim anneannem de baş örtüsü takar, sebebi; bu yaşta bembeyaz olan saçını zırt pırt boyayamaması. Ona başörtüsü sanarak yanlışlıkla aldığım türbanı masa örtüsü yapmıştır.Türban kabul etseniz de etmeseniz de kamu düzenini tehdit etmektedir. Çünkü laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulmasıdır. ama hiçbir Müslüman laik değildir. Rte’nin de dediği gibi…Bilmem anlatabildim mi?Peki nesiniz efenim siz?Nasıl isim vermem gerekiyor size ya da benim gibi düşünen herhangi biri? Ya da dilimizi-dininizi bilmeyen bir yabancı? Umurunuzdaymış gibi kırılmalar, incinmeler falan… Tüm dünyaya bakıp, dininize inanmayanlara “topunuz cehennemde yanacaksınız kitapsızlar” diyen cennetlikler, nesiniz siz?Din olmadan yolunu bulamayan, kendini tanıyamayan, tanımlayamayan, insan olmayı kitaptan öğrenmeyi bir erdem olarak gören, saç telininin görünmesini günah kabul eden ve bunlara rağmen kendini özgür-hür hisseden, gelecek hakkında hiçbir korkusu olmayan (çünkü ne olursa olsun, kim ne yaparsa yapsın Allah her zaman yanlarında, küresel ısınma umurlarında bile değil, peh!) zihniyet!Özgürlüğün kılıkta olduğunu savunan biri değilim, Ama din uğruna bir ömür kendi kılığınıza uyguladığınız kısıtlamalar özgürlük değildir. Kendinize hakarettir. Hanginiz dini hiç karıştırmadan kendini anlatabilir? Hanginiz bir işi Allah’ı karıştırmadan yapabilir? Allahın izni olmadan yaptığınız neler var? Başaramadığınız şeylerin sebebi siz değil Allah mı? Çünkü o izin vermezse hiçbir şey yapamadığınızı söylersiniz. Oysa siz aslında çok çok çok zeki ve başarılısınız her işte. Yaptığınız her şey Allahın iznine bakar. Ben ve benim gibiler bir şeyi yaparken tecrübe, bilgi, akıl, mantık ve duyguyu kullanıyoruz. Ama siz bizimle aynı özellikleri kullanabilmenize rağmen, her şeyi ettiğiniz dualara borçlu olduğunuzu sanırsınız. “Allah böyle istedi yoksa ben çok iyiydim, elimden geleni yaptım” deyip, kendi başarısızlığınızı Allaha yükleyecek kadar acizsiniz! Sırf dininize olan inancınızdan dolayı cennete gideceğinizi sanıp, kendinizi diğerlerinden üstün görürsünüz. cenneti beklerken, kendinize ve bedeninize yaptığınız bu hakaretin acısını cennette çıkaracağınızı düşünürsünüz. kitabı, dini 5 dakikalığına “yok sayıp” hiçbir tesir altında kalmadan kendinizi bir dinleyin yahu, aklınızı, bedeninizi, kalbinizi bir dinleyin… kimbilir neler söyleyecek size…İşte bunu yapamayan acizdir benim gözümde, eziktir.Ama şimdi, yani buraya yazdığınız onca saçmalıktan, bir rüyada, bir masalda yaşadığınızı ve uyanamayacağınızı gördükten sonra, itiraf etmeliyim ki türbanı kabul ediyorum. türbanı takın ki, sizi diğer insanlardan ayırabilelim. Kimin gerçekte, kimin rüyada yaşadığını bilelim.Bence siz; kendi gücünü, kendi düşüncelerini dine bağlamadan uygulayamayan, kendini doğuştan günahkâr görüp, sosyal hayatını gerçekte bir cehenneme ceviren menfaatçilersiniz! Cenneti vaat etmese, Allah’ı bile tanımazsınız!
Kimse rahatı kaçmasın diye tepki vermiyor şu an, onlar ise , bu ülkenin laik bir Türkiye Cumhuriyeti olduğunu çoktaaan unutmuş, laiklikle yetişmiş Atatürk çocuklarını uçurumun kenarına getirmeye çalışıyorlar..Hiç acımadan aşağıya iteceklerinden de çok eminim..Tam ucuna gelmeden uyanmak dileklerimle..Madem yolunuz İslam yolu, ülkelerin bir önemi yok, İran da, Arabistan da, rahat ve huzurlu yaşarsınız.. ..Bu ülkeyi Atatürk bizlere emanet etti, sizlere değil..
ezikliğin had safhaya çıktığını gözlemlemekteyim. o kadarki kırk dereden kırk katıra kırk kırba su taşıtılmasına rağmen yine istenilen faşizm kıvamı elde edilemiyor, sinir tavanlara vuruyor, beni ciddiye alın deyu havalara uçuluyor.neyse, günün dersini verip devam edelim. ilokuldan kalma cin ali bilgileriyle anca bu kadar ciddiye alınırsınız. laiklik din ve devlet işlerinin ayrılması diildir, devletin bütün dinler ve inançlar karşısında tarafsız olmasıdır. arkaik pozitivist tanımlarla gideceğiniz yer anca kafa karışıklığının artması olur.madem nezaketle sevketmeye başladık, laaaik yaşam tarzı içün özelde fransa, genelde evropa uygundur diyorlar, sizde oralarda rahat edersiniz kanımca.ülkenin kendisine emanet edildiğine inananlara orhan veli dedemden gelsin:neler yapmadıkki bu vatan içinkimimiz öldükkimimiz nutuk attık.
Yani pilli hiç değişmeyeceksin sen anlaşıldı.. ..uçurumdan itme görevini sana versinler bence…büyük bir keyifle yapacağından şüphem yok…şöyle toplayıp ucubeleri at tek tek aşağıya…iyice bi rahatla…zira Atatürk sana emanet ettiydi ya cumhuriyeti…vatanı…onu iyi koru haa…ne kadar başı örtülü yada dindar falan bulursan hepsini kovala irana arabistana……onların ne işi var türk topraklarında…burası seninnndir…senin kalacaktırrr…şu koca egonu indir biraz …uçmaya başladın…haddini bil ..kimi kimin toprağından çıkartıyorsun…haddini bil…kimin anasına bacısına tercihinde ötürü ucube diyorsun…haddini aşan kadın önce dön bi kendine bak…güzellik yada çirkinlik insanın dışında değil içindedir…istediğin kadar süslen püslen …şu kafayla senin ruhun ucubeye dönmüş…
Neden reddediyorsunuz, sizin için önemli olan İslam, burası Türkiye Cumhuriyeti, burasının belirlenmiş anayasasına bu müdahale niye, ben kabul etmişim, laik cumhuriyeti benimsemiş, ona göre yetişmişim, el altından açılan okullara gitmemişim..Sizin mücadeleniz neden, ben toprağıma sahip çıkıyorum, siz İslam a çıkın, rahat ve özgür olun .. Anayasanız Kur an olsun..Çarşafların arkasına gizlenirken, neyin özgürlüğünü savunuyorsunuz..
türk milleti hem islama hem toprağına sahip çıkabilir sen bu görevi kendi üzerine alıp altında ezilme…sonra böyle kafayı yiyosun..ağır geliyor bünyene
SİKTİR ET EYLÜLBAHAR ÜZME CANINI O SATIRLAR BANA DENMİŞ OLMASINA KARŞIN BEN ETTİM
öyle deme bu pilli bebeğe yardım etmeliyiz…bu kafayla düşünce sistemiyle ve kiniyle hastalanır tedavi edilmezse çok yaşamaz bu…
sizde siktir edin, yorum yazmayın o zaman kardeşim..
sen niye atladın kardeşim, konuşuyorlardı aralarında !!
BANA GİREN ÇIKAN VARDI DA O YÜZDEN
haaaa. anladım.
@experesyonBazi seylerin anlami sadece sozlukte ve bil hassa TDK’nin sozlugunde yazdigi gibi degildir.bknz: asrilesmekasrilesmenin halk dinindeki adi yabancilasmaktir; yabancilasmak yani gavurlasmak.Sen ortunmenin sebebini cirkinlik olarak gorebilirsin. Insanlarin bazi ahlak yasalari vardir.Utanma denen bir sey vardir.Tabi siz bundan habersizsiniz anlasilan. Yani bir insan bazi yerleri cirkin diye ortmez sadece..Sebepleri vardir bunun.Akillim.Sen o kitabi inceleyip, musluman olmus veya hala musluman kalan kac tane ilim adami ( sizin tabirinizle bilim adami ) var biliyor musun? Senin gibi dusunen bir cok insan daha mantigin Msinden habersizken, Islam aristoyu, Eflatunu ve daha bir cok mantik hakkinda konusmus, kitaplar yazmis insanin kitaplarini tercume edip, onlara hasiyeler yazmislar.Bazi hatalarini tespit etmisler ve duzeltmisler.bknz: Isagoci ve semsiyye kitaplari.Bu kitaplar yillarca Osmanlida ders kitabi olarak okutulmus.Turban yahut basortusu yahut basbezi, yahut sarik yahut vs.Bu isimlerin hic birinin onemi yok aslinda.Onemli olan dindeki emri yerine getirmek.Buna ne ad verdigin degil.Kamu duzeni dediginiz sey, adaletsizlik ve duzensizlikten ote bir sey degildir. Kamu duzeni dediginiz, yillardir Ataturk uzerinden rant saglayip, kendilerine ve kendileri gibi dusunenlere rahat bir zemin hazirlayip, otekileri ezme ayricaligidir. Rahatimiz bozulacak diye kopardiginiz feryat budur.Bana Abdullah diye bilirsiniz.Kendimi Allah’in bir kulu olarak goruyorum. Beni kendiniz gibi ikiyuzlu sanabilirsiniz.Bunu anlarim.Iki yuzlu medya ve insanlarin arasinda, siz de bu sekilde yetismis olabilirsiniz.Kose kapmak icin birilerinin yalakasi olabilir, kendi iradenizden fedakarlik edebilirsiniz.Dunyevi menfaat icin.Ben kendi irademden fedakarlik ederim fakat dunyevi menfaat ve Cennet sevdasi icin degil.Sadece Allah rizasi icin.Tabi siz “Allah rizasi”nin ne anlama geldigini de anlamasiniz muhtemelen. Allah rizasi icin ne yaptiniz bu gune kadar.Cevabini kendinize veriniz.
Tum bunlar tamamen sizin kuruntunuzdur.Tamamen hayal urunu.Akilli ve irade sahibi bir insanim.Bazi seyleri muhakeme edebilecek kadar altyapim var.Inandigim her seyin altinda yatan sebepleri biliyorum diyemem.Inandigim sey ile mantigim celisirse inandigim seyi yaparim.Iman da bu oluyor zaten.Bunu bir ozur, kabahat, eksiklik olarak degil, en kiymetli vasif olarak goruyorum.Ve iman sahibi insanlari otekilerden ayiririm. Fakat sunu kimse bilemez; bugun imanli olan kisi acaba son nefesinde imanli kalabilecek mi? yahut bugun inanmayan birisi yarin yahut daha ilerde iman edip o hal uzre son nefesini verebilir.Yani kimseye cennetliktir veya cehennemliktir diyemem. Ama muslumanlar, sonunda cennete gireceklerdir.Gunahini cehennemde cekecek olanlar olsa bile.Fakat kafir ebediyyen cehennemdedir.Bu dunyada umrumdadir. Esimi, ailemi, cocuklarimi ve diger insanlarin uzerimde hakki vardir.kafire Kafir diye zulmedilmez.Her iste adaletli olmak lazimdir.Neyse efendim, muslumanin nasil olmasi gerektigini benden ogrenecek degilsiniz.Ehli sunnet vel Cemaat alimlerinin kitaplarina bakiniz.Siz rahat olunuz efendim.Siz benim kendi ozgurlugumu kisitladigimi dusunuyor olabilirsiniz.Ben de sizin boyle giderse cehennemi boylayacaginizi dusunuyor olabilirim.Nasil ben size zorla tevbe ettirip, namaza oruca kisaca imana davet etmiyorsam, sizde bunu yapamazsiniz.Kimine komik gelebilir bu sozum.Fakat sizin sozunuz daha komik ve duruma gore sinir bozucudur.
Bu ve benzeri sozleriniz gosteriyor ki, Islam dini hakkinda ve ozellikle de Irade bahsi hakkinda hic bilginiz yok.Bilmemek ayip degil, ogrenmemek ayip.O halde ogreniniz.Muslumanca yasadigi icin cok huzurlu ve mutlu olan milyonlarca erkek ve kadin var. Siz onlarin bir ruyada oldugunu yahut kendilerini uyusturduklarini idda edebilirsiniz.Ben de bir cok seyi idda edebilirim ama bunun bir kiymeti olmaz.Son olarak bir kissa anlatayim; Sadi sirazi’nin karsina bir adam cikarmislar.Adam dinsiz mi dinsiz.Demisler ki bu adamin hakkindan gelse gelse Hafiz Sadi gelir. Sadi Sirazi bir saat konusmus adamla basbasa.Tabi ahali merakli.Sadi odadan cikinca hemen kosmuslar yanina.”Ne oldu” demisler, ” ikna oldu mu?” “olur mu?!” demis Sadi, ” ben ne konusursam kitaptan sunnetten konusuyorum, O ise bunlarin hic birini kabul etmiyor” demis.Hurmetler..
madem Müslümanlığın işaret ettiği bir örtünme kaidesi var ise o halde bu insanlar neden farklı örtünüyorlar? birbirlerinin örtünme stillerini hiç mi yorumlamıyorlardır? hiç mi sorgulamıyorlardır?şekil 1şekil 2şekil 3daha ötesi var mıdır? bilemiyorum.
Eger bu sordugunuz sorularin cevabini gercekten merak ediyorsaniz, yani ofkenizi sorularla kusmuyorsaniz linkteki kitabi okumanizi tavsiye ediyorum.Ilgili linkten okuyabilirsiniz.
KEREVİZ SEVMEYEN BİRİNİN ÖNÜNE BİR TENCERE KEREVİZ YEMEĞİ KOYMAK GİBİ BİRŞEY BU. OKUMAZ SANMAM.
pilli patiden başkası olsa belki direk okumaz diyebilirdim ama pilli patiyi ayırmak isterim. sorusunda da samimi olduğuna inanıyorum.
Sevgili ExpresyonÖzgürlükten dem vurulmuş birkaç yorumda. Dini yönü bir kenara, özgürlüğe panaromik bakıldığı zaman; kişi kendini kimseye göstermeyecek şekilde kapanabilir. Kimsenin anasına, bacısına veya herhangi bir yakınına bu denli ithamda bulunmak, herşey bir kenara medeniyete aykırı(!)Yorumunuzda değerli anneannenizin başörtü takma sebebini bembeyaz olan saçları olarak açıklamışsınız. Bu da demek oluyor ki anneanneniz kır saçları açıkta olduğu zaman kendini iyi hissetmiyor. Bakın onu hiç yadırgamıyorsunuz. Anneanne özgür ol, boş ver böyle kalsın demiyorsunuz. Ama kendini çarşaf giyerek veya türban takarak kendini iyi hisseden insanlar için hakaret boyutunda kelimeler sarf edebiliyorsunuz. O büyüğümü yadırgamak kesinlikle haddime değil, yalnızca örneklemek istedim. Sevgili anneannenizi yoruma eklediğim için özür diler, ellerinden öperim..Bizden olmayan cehennemde yanacak(mış)!Standartlarında bir Müslümanın en önemli niteliklerinden birisi oldukça mütevazi olmasıdır emin olun. Kaldı ki Müslümanlar “bizden olmayan cehennemde yanacak” kavramını benimsemiş olsaydı Efes’e gidip dua etmezlerdi. Efes’e gidip, Meryem Ana’nın yaşadığı iddia edilen evi ziyaret ettiğinizde Müslümanların o evin etrafında nasıl dua ettiğini görün! Aynı zamanda dönüp dolaşıp inancı olanlara karşı bu sözcüğü bir kalkan olarak kullananlara farklı stratejiler bulmalarını tavsiye ediyorum. Çok bayatladı.
Yorum yaptığınız konuya vakıf olmadığınız için böyle aksak cümleler kurmanız çok normal. Dini yaşayan insanlar kesinlikle cennete gireceğim hissine kapılmaz. Aksine sürekli eksiklik hissederler inançlarında. 5 şartı yerine getirdim, cennete giderim diye bir hisse kapılıp, başkalarına karşı kibirlenmezler. Ayrıca duayı yalnızca kendileri için değil, toplum adına da edip af dilerler. Malum, başkası için edilen dua daha hayırlıdır.
Sürekli dem vurduğunuz, akıl ve mantıkla savunduğunuz özgürlük kavramını tekrar gözden geçirmenizi dilerim. Bunun haricinde insanlara “5 dakika dini, kitabı bırakıp kendinizi dinleyin. Yapmazsanız benim gözümde acizsiniz veya eziksiniz” telkinleri yağdırmak yerine, 5 dakika kendinizi dinleyip, insanaların ideolojilerine, giyim tarzına, fikirlerine vs. saygı göstermeye özen gösterin. Saygının, beşeri münasebetlerdeki yeri çok ayrıdır. Neyse! Siz; türban, çarşaf vs herhangi bir şeyle kendini sizden saklayan veya örtünmeden bile inancına sadık kalan insanlar hakkında konuşmaya devam edin. Onlar huzurlu bir şekilde iftarlarını yaptılar. Keyifle çaylarını içerken, sevgiyle gülen ve ışıldayan gözlerle teravih vaktini beklemekteler. Allah kabul etsin.Selametle…
ben çok sıkıldım artık sizden. önemli bulmuyorsunuz madem söylediklerimi, cevap vermeyiniz o zaman.Musatafa Kemal deriz, arkasına saklanıyorsun derler. Mustafa Kemalin gelecek hakkındaki gençlere “önerilerini” (dikkat edin “emirleri” değil) ayet olarak görürler ki, Mustafa Kemal Atatürk bunları yapmayanı cezalandırmaz, ve bununla da kalmayıp utanmadan Mustafa Kemali anlamamışsınız derler. yazdığım onca şeyden sonra eminim ne tarafa baktığımı anlamışsınızdır. öğüde, nasihata ihtiyacım yok.yazdıklarıma bir Fransız albayının Atatürk’e söyledikleriyle son vermek istiyorum,”başınızda bu tuhaf başlıklar oldukça, kimse kafanızdakilere itibar etmez.”istediğiniz kadar konuşun…
KİM İNANIR BU İNSANLARIN DAHA DÜNE KADAR GÖTLE DON MİSALI BİRBİRLERİNİ ÖVEN AHKAMLAR YAPTIKLARINA.
bu konuda herzaman ayrı fikirde olmuştuk, iyi takip edememişsin..hafif dostluğunu bitiren de bu konudur zaten..
Milli felaket zilli bebek tasini taragini topla sen uclan, durup daha ceneni acman bile zarar..mefkud mus,700 mus.mefkud giderse kalmam buralarda diye paraliyordun kendini, kimsin sen kalkmis tavsiye veriyorsun kronik mobbing seni.kac zumresiniz siz “bogulacagiz” cogul takilari kullanip yandas ararsin,golge olmaktan cik,sonra ceneni ac.
SANALDA DOSTLUK OLMAZ PİLLİBEBEK DENEMESİ BEDAVA
çok güzel dostluklar kurdum hafifte, hani şu arayıpta bulamadığın dosluklar hemde. daha önceden tanıdığım bir dostumun bile burada başka bir özelliğini öğrenme şansını yakaladım. o yüzden çok önmelidir hafif benim için. ve inanın onların hiçbiri sanal değil!karşı görüşlerde olsak da çok şey öğrendik birbirimizden. ama şimdi öyle bir durum söz konusu değil ne yazıkki. pbk’nın dediği gibi, birçoğu burada değiller…
Yazdıklarımda yanılmadığımı Suphi verdiği link ile kanıtlamış. Teşekkür ederim…
BIRAK YA HERKES BİRBİRİNİN YÜZÜNE GÜLÜP ARKADAN NE DOLAPLAR ÇEVİRİYO HABERİMİZ VAR. HATTA DOST SANDIKLARIN BAŞKA BİR NİCKLE İÇİNDE KALAN NE VAR NE YOKSA ORTAYA DÖKÜYOR.SANALMIŞ DOSTMUŞ BİLMEM NE.
@pelitas;neden inanmayan insnların dini bilmediğini iddia edip duruyorsunuz? sadece siz değil birçok insan “siz nereden bilirsiniz ki” tavrında.ben sadece islam dinini değil, 3 kitabı da çok iyi biliyorum. mesala incil’i okumakla kalmayıp, şu anda hiristiyanlığın en büyük savunucusu olan oxford eğitim üyesi Ravi Zacharias‘tan bizzat dinledim, sorular sordum, saçma bulduğum yerleri söyledim. bu kadar tepki vermedi, seminerlerine davet etti, gittim. oradaki insanlarlada konuştum kimse bu kadar, sizin kadar tepki vermedi, tam tersi araştırdığım, sorular sorduğum için tebrik ettiler beni.ancak yetmedi bana…islam dinini araştırmak adına için camilere bile gittim yıllar önce, kafirlikle suçlanıp kovuldum!neyi bilip neyi bilmediğimi yazmak hoşuma gitmiyor ama, bilmemekle suçlayıp bunları yazmaya mecbur bırakıyorsunuz.akıl olarak çok çok üstün olduğumu söylemiyorum ama sadece sizin algıladığınız gibi algılamıyorum ben yazılanları, saçma, insana hakaret olarak algılıyorum.inanın bilmeden konuşmaktan nefret ederim. ve siz zannediyor musunuzki, hiç bir fikrim olmadan yazıyorum bunları?bakınız ne demişsiniz;
ve bakın burada ne deniliyor;
artık soru sormuyorum. saygılar…
hiristiyan=hıristiyan
Sevgili ExpresyonYazdığım yorumda kesinlikle ben iyi bilirim tavrına girmedim. Oldukça yapıcı olmaya çalıştım. Lakin siz beni, “siz nerden bilirsiniz ki” tavırlarında algılamışsınız. Böyle bir iddiam kesinlikle yok.
Müslümanlığı araştırıp bilen bir insanın bu şekilde bir cümle kurması bana biraz garip geldi. Neyse!Bunu çok kısa kesmiştim zaten. Birde bunu hakaret olarak algılamışsınız. Konunun özünde sizin; insanları giyiniş, idol vs. yadırgamanızın yanlış olduğunu belirttmiştim haddim olmayarak. Sanırım yanlış anlaşılmışım.Hayırlı geceler…
@suphi,”öfkenin sorularla kusulması hadisesi” hakkındaki çekincenizi, söze/yazıya dökmüşlüğünüzü okumak ne yazık ki; beni her ne kadar rahatsız etmiş olsa da, sizin bu ifadeyi kullanışınızın sebebini çok iyi anladığımı, burada belirtmek istiyorum.maalesef, şu günlerde, tıpkı siz gibi, toplumda bu durumları sorgulayan her birey gibi bunu aynen birebir yaşıyorum. bir soruyu dinlerken bile o sorunun merakla sorulmuş olma ihtimalinin yanısıra bir tür ithama dönüşme ihtimalini de beraberinde taşıyan, zırh kuşanmış sözcüklerimiz, peşisıra takip ediyor meraklı cümlelerimizi ve çoğunlukla sinsi bir şekilde meşgul ediyor bu fikirler, tartışma içine girdiğimiz insanların algılarını/algılarımızı… algının bir yerine yapışıp kalıyor hatta. gördüğüm bu. hele bu en kötüsü. bir başka konuya geçsek dahi o şüphe zırhını kuşanarak başka tartışmalara çekince ile başlayabiliyoruz.hassas dengeler içinde yaşıyoruz.birbirimizi incitmekten imtina etmemiz gereken bir zamanda, bizi buraya, bu noktaya getiren durumun ne olduğunu, ne zaman “patlak” verdiğini, bu toplumsal kaoslardan en çok kimlerin fayda sağladığını merak ediyoruz. bunu inkar edebilir miyiz? dünya global çıkarlar üzerine kurulmuş iken aynı havayı solumakta iken bu gerçeği yadsıyabilir miyiz? ülkenin yönetimi ve muhalefet kanadındakiler dahi ve daha bir dolu mihrak, (bakın şüphe içinde soruyorum), hatta daha adını sanını bilmediğimiz bir dolu mihrak, birbirine aleni ya da gizli öfke kusarken, pusular kurarken, yaratılan kaosa kenarlardan kıs kıs gülerken, gülmeyi bırakın ‘Tek Olan’a inanmak yerine banka hesabındaki rakamlara gece gündüz taparken, toplumdaki bireylerin birbirlerine normal sınırlarda yaklaşıp yaklaşmadıklarını bir şüphe içinde ayırdetmeye çalışmaları gayet doğal değil mi? büyük hesaplar ile küçük hesaplar birbirine girmiş durumda. kimse kimseye sırtını yaslayıp artık ülke çıkarlarını ortak bir çaba içinde korumak gailesini düşünemiyor bir türlü. kapitalin zorladığı kafalar ve aşınan ayak tabanları en ağır yükle, “otomatik portakal” komutu almışçasına işinden evine, evinden işine gidip geliyorlar. devlet çiftçisini desteklemek konusunda yetersiz, yatırım teşviklerinden elde edilen komisyonlar kapalı kapılar ardında sessizce ceplere indiriliyor. Ankara’da çalıştığım vakitler birçok Bakanlık’ta işlerin nasıl yürüdüğünü gözlerimle görmüş bir birey olarak artık medyanın ortalıkta “iddia edildiği gibi taraf tutan ya da tutmayan” haberlerine tamah edecek gözleri çoktan bir gözlük gibi çıkarıp bir yerlere bıraktım. ne ise şimdilik konuya döneyim. konu fazlasıyla derin.merak etmişsiniz: ifade edeyim. yukarıdaki sorularım sadece meraktan sorulmuştur. öğrenmek amaçlıdır. asla nifak sokma niyetim yoktur. toplumları oluşturan bireyler yaptıkları seçimleri ile ayakta durabilirler. seçim yapmayanlarsa layık oldukları yönetimlere boyun eğmek zorundadırlar.benim bu soruları sorarken toplumların genelde çoğunluğunu oluşturan kadınların aslında birbirleri ile iletişimlerinin ne denli güçlü ve yahut zayıf olduğunu irdeleme maksadım olacaktı. o konu ise belki ikinci grup sorularımda yer alacaktı. yukarıda yönelttiğim sorular sadece şahsınıza değil bütün bu bloğu ziyaret etme ihtimali olan hanımefendilere/beyefendileredir. çok uç sorular gibi gözüküyor olabilirler. toplum içinde birebir farklı kesimlerden insanlara bu soruları yöneltme şansımız olsa şaşırtıcı, beklenmedik ya da beklenen cevaplar alma ihtimali kimbilir hangi yüzdelerde gerçekleşecektir? türban takan bir bayan, bir burka fikrine nasıl bakar? neden türbanı seçmiştir? neden çarşaflı dolaşmaya gerek hissetmemiştir? birbirlerinin fikirlerine belki saygı göstereceklerdir. peşinde olduğum konu bu değildir. asıl merakım bir diğer örtünme biçimini nasıl yorumladıklarıdır. merakım açıkça budur.kaynak sunmuşsunuz. teşekkür ederim. bu konuda kaynağın eshabı hakkında henüz bir önyargıya düşmeden siteyi inceleyeceğim. yine de site sahiplerini araştırma ihtiyacına düşeceğimi de burada not etmek isterim.”tesettür nerede başlar? nerede biter?” gibi bir sorudan ziyade “aralarındaki farkların insanları farklı örtünmeye itme sebebi hikmeti nedir?” şeklindedir benim aklımın henüz alamadığı. bilgisi olan, lütfen açıkyüreklilikle soruyorum, doyursun beni.
Bir ülke düsünün ki” bu ülke de guya demokrasi var. Guya özgürlük esitlik var. Nasil bir demokrasi ki bir insanin giyimine kusamina karisiliyor, yargilaniyor? Bu nasil bir özgürlük esitlik anlayisi ki” bir basörtüsüne tahammül edilemiyor, kulplar takmaya asagilamaya calisiliyor? Sanane kardesim bunlardan? Sen kim oluyorsun da bunlari sorguluyorsun? Ister basörtü takar carsinin ortasinda oynarim, ister salvar giyer rahatima baskarim. Sen kim oluyorsun da bunu sorguluyorsun? Efenim dormayi söyle yaliyormus böyle yaliyormus. Ne kadar da dikkatini cekmis bu. Sen ne haldeydin o zaman? Sana kac kisinin baktiginin farkindamiydin? Ayna ayna ahhh ayna. O dorma yalayan kisi sana yansimis ama bunun farkinda bile degilsin sen. Icindeki basörtüsüne olan kin seni mahvetmis nefretinden sacmaliyorsun. Vay efenim söyle olmaliymis böyle olmaliymis. Yahu böyle bir kanun nizam cikti da bizim mi haberimiz yok. Ne demek söyle olmali böyle olmali? Kimsin kardesim sen? Kilik kiyafet memuru falan misin yoksa? Benim kardeslerimin basörtü takmasina kimse dil uzatamaz. Nasil biz acik sacik giyenlere dil uzatmiyor hosgörüyorsak, sen de basini öne egip hosgöreceksin o kadar. Cildirtmayin beni. Biz seriatciyiz diyemezlermis. Neden diyemesinler? Deseler ne olur? Hani özgürlükcüydünüz siz? Bu mudur sizin anladiginiz esitlik özgürlük sözde demokrasi kavramlari? Seriat Kur’an’dir ahmak kardesim. Sen Seriat istemeye bilirsin ama ben istiyorum. Ha bunu istemekle ben Kur’ani istiyorum. Rejim degissin demiyorum. Hem desem sanane? Asacak misin beni? Senin basin acik olsun bundan banane. Ne yaparsan yap, hangi kiyafeti uygun bulursan onu giyin ama lütfen sacmalama. Sacima sakalima örtüme kiyafetime sakin karisma. Demokrasi olan tüm ülkelerde inanc özgürlügü vardir. Sizin yaptiginiz, bir de bunu Mustafa Kemal’in arkasina siginarak yapmaya calistiginiz fasistligin daniskasidir. Sizin simdi yaptiginizi Hitler bile Yahudilere yapmadi. Bana Allah (cc) nasil emretmisse öyle yasarim. Kimse ama hic kimse buna karisamaz. Bu benim özgürlügüm demokrasi anlayisimdir. Bir de bunlar daralinca söyle sacmalarlar; Yahu benim Ninem’de Babaannem de Anneannem de takardi basörtü. Niye beni kiniyorsunuz? Ben de bu ülkenin bir ferdiyim ama… Iste bu ama her seyi ortaya döker. Burda Almanya’da bir takim cevreler, bizim yanimizda bunlarin söylediklerinin aynisini söylerler. Yahu biz Türklere karsi degiliz ama… Kardesim, banane senin ebenden ninenden bilmem neyinden. Sen kimsin ondan haber ver. Bir de bu örümcek kafalilar ögretmen olup benim masum yavrularima bunlari ögretiyorlarsa vay halimize. Nasil ögretmenlik bu ki” demokrasiden esitlikten özgürlükten haberi yok. Neyi ögretiyor bunlar, masum yavrulara? 80 yildir ayni hikaye. Seriat geliyor, Laiklik gidiyor, Cumghuriyet cöküyor. Bunlar bu türküleri cirdikca kendileri batiyor haberleri yok. Hic bir seyin ne geldigi ne gittigi ne de cöktügü var. Arkadas neye inaniyorsan inan bunda özgürsün. Benim inandigima bulasma. Inancim dolayisi ile yaptigim hic bir seye karisma. Ister Ateist ol ister putperes bu beni ilgilendirmez. Benim kardesimin benim Annemin kiyafetine burnunu sokma. Sana göre öyle olan bana göre böyledir. özgürlük esitlik denen sey de budur.
Iki defa dondurmayi yanlis yazmisim. Özür diliyorum…
manson’ ım, canım, bir ara müsait olduğunda başka bir mecrada görüşelim tatlım!
manson’ ım, canım, bir ara müsait olduğunda başka bir mecrada görüşelim tatlım!
”mansonilized DİYOR Kİ, (17 Eylül 2008 09:19)ister sado mazoşist olurum ister nekrofil, ister namaz kılarım ister ineğe taparım, ister yaradan tahrik olurum ister ayaktan.”ee itiraf ettiğinize göre muhatabım değilsiniz artık..Konuşmayalım..
Yukarda yapilmis olan yorumlarin cogunu okuyamadim. Okudugum kadari ile bir seyler yazmak ihtiyaci duyuyorum…Bazi arkadaslar, biz aklimizla mantigimizla hareket ederiz. Siz o sacmalijklarla yetinin gibi aklin mantigin almayacagi seyler mirildanmislar. Bre kardesim, o akli o mantigi sana veren kim? Hic yoktan mi o akla o mantiga sahip oldun sanirsin? Madem öyle bunu bana kanitlayabilir misin? Be ahmak kardesim, o akli sana veren yine ayni akilla kendini sana senin dilinle inkar ettiriyor. Peki ya sen bunun farkinda misin? Ey yüce Rabbbim senin bu sirlarina akil erdiremeyen zavallilara ne demeli bilmiyorum. Kendini akilli mantikli zannedersin, neye dayanarak bunu iddia edersin? Sen kimsin? Nesin sen? Nerden geldin? Nereye gideceksin? Bunlari hic düsündün mü kardesim? Her canli da oldugu gibi sen hic ölmeyecek misin? Seni dogdugundan beri 5 duyu organi ile süsleyen yaraticin halikina nasil olurda karsi cikar yok diye bilirsin. Peki sen var misin? Evet varsin. Öyleyse sen nasil oldu da sen oldun? Sen varsan seni meydana getiren biri de var Öyle degil mi? Her seyin her yapitin bir Mimari yok mu? O senin kafanda olan mükemmel essiz kompitürü kim yerlestirdi oraya? Öyle ya bagimsiz bir sey olamayacagina göre senin Mimar’in kim? Benim aklim var benim fikrim var böyle hareket ederim diyen acaba gercekten de sen misin? Yoksa ayna da gördügün topraktan gelmis bedeni kendin mi sanirsin? Benim ayaklarim benim kollarim benim ellerim benim gözlerim. Peki BEN dedigin benim dedigin O gercek BEN nerde? Onu bana tarif edebilir misin? Hic yoktan bir sey olur mu? Sen bu dünya da hic yoktun. Senin ne adin ne sanin vardi. Seni Baban Annen bile tanimiyordu daha. Seni yoktan var edip senin icine nefes üfleyip seni yaratani nasil inkar edersin? Neye dayanarak bunu yapa bilirsin? Kendini cok bilgili zannedersin. Belki cok okumus cok da ögrenmissin ama kendini ögrenememis bilememissin. Bunca okuman niyedir ki o halde? Okumaktan ilk önce kendini bilmek tanimaktir. Oysa sen kendini bilememis taniyamamissin. Simdiye kadar tüm ögrendiklerine cöpe at kendini ögrenemedinse onlar hic bir ise yaramaz. Önce kendini ögren kendini tani. Sorgulamaktan korkma. Her seyi sorgula ki kimligini bilesin. Sana kizmiyor kizamiyorum. Cünkü cok cahil cok avamsin. Kusura bakma böyle dedigim icin. Maksadim seni üzmek degil, tesvik etmektir. Bilmeden ögrenmeden senin gibi sözler sarfedenlere böyle derler. Akilli mantikli insan hic bir zaman kendi Mimar’ini inkar etmez. Akilli ve mantikli olan insan nerden geldigini nereye gidecegini gördügü yapitin gercek kendisi olmadigini bilir müsahede eder. Benim bir Mimar’im bir dayanagim var. Ya senin, senin var mi benimkisi gibi olan bir Mimar’in? Senin dilinden sana bunlari söyleteni bildigim idrak ettigim icin sana kizamiyorum. Ah bunun bir farkinda olsan. Aslina bakarsan ne sen varsin ne de ben. Bir olan tek olan “O” var sadece. Testiler ayri ayri forumlarda yapilmis ama icindeki su ayni. O testiler kirilince su cesitli arklardan toplanir bir olur ve umman olur. Senin benim bizim bedenlerimizi testiye benzet sen. Icindeki sulari da Ruh olarak kabul et. O Ruh, o nefes olmasaydi yasayamazdik biz. Icimizdeki EGO bizi birbirimize düsürüyor acaba biz bunun farkinda miyiz? Önce kizdim yazilanlara sonra düsündüm kendi kendime sebebini. Kim ne yaparsa yapsin herkes kendinden sorumludur dedim sonunda. EGO’ma yenik düsmektense ezilmeye hakir görülmeye raziyim. Yeterki EGO’ma yenik düsüp kimseyi üzmeyeyim kirmayayim.Eger kirdinsa bir kalpo kildigin namaz namaz degildiryetmisikibucuk millet dahielin yüzün yumaz degildirdiyen Hz. Yunus geldi aklima. Birakin kim neyi istiyorsa onu giyinsin. Bunu sorgulamak, yargilamak bizim isimiz olmamali. Önce kendimize bakmali kendimizi sorgulamaliyiz. Her yaptigimiz sey düzgün mü ki baskalarini sorgulaya biliyoruz.
neden? neden oluyor bunlar ???????
Manso ve PBK her ikinizden de rica ediyorum. Birbirinizi üzmeyin. Lütfen ikinizde birbirinizden özür dileyin kapansin bu konu. Su mübarek günlerde böylesi polimikler olabilir. EGO’nuza yenik düsmeyin. Isi kisisellilge götürmeyin. Önceden aranizda ne gecti bilmiyorum. Ama her ne ise anlasamadiginiz aranizda tatlilikla halledin bunu.
Nico, hayat felsefesi çarpık ve sapıkça fikirleri olan biri bana dinim hakkında bilgi veremez, bak yukarıda yazılar yazmışlar okuyup dinliyorum..Ama böyle birinin tedavi olması gerekirken aramıza dini kullanıp, girip ruhunu tatmin etmesi bana hoş gelmiyor..Nico, sen namaz kılarken arkandan ayağını izleyen biri seni rahatsız etmez mi bana onu söyle..
vay vay vayyyyy..son cümleye yarıldım yannız
valla ne yalan diyem sörsi, şu andan itibaren acaip nefret ediyom mansondan, pbk gözüü açtı desem yeridir böbeem..
hafif.org a girdiğimde öğrendiğim tek şeyherkesin kendi araştırmalarını, kendi deneme, fikir yazılarını, kendi öykülerini, kendi şiirlerini yazacak olmalarıydı. Kimse çıkıp demedi ya da moderasyon uyarmadı “bireylerin huyuna git, herkese kendini copy paste et, tek tip olun”İsterse seri katillere tapsın, birimizden birini öldürmeye yeltenmediği müddetçe ne önemi var bunun. Kendi tercihidir. Hee bu da böyle bir tür benimsemek çok mu zor. Evet sıradışı bir arkadaştır manson ama tahammülsüzlük gerektirecek ne bir rahatsızlık verdiğine şahit oldum ne de başka bir şeyine.
Lesör, senin bir kişiliğin var mı..Yoksa Onun yarattığı endırsın mısın ki ona karşı her yorumumda mantar gibi beliriyorsun, şüphelerim var, o yüzden boşver..Hanım dan her türlü şeyi bekliyorum..keselim gitsin..Ama başlarda üzülmüştüm şiddetle ilerliyor, farkına vardım şu an..Ve aramızda ruhen beslenmesini istemiyorum..Bu kadar basit..
PBK her insan kendinden sorumludur. Bu anlamda kimse kimsenin özeline müdahele edemez, karisamaz. Manso’nun senin ifade ettigin seyler kadar oldugunu ben düsünmüyorum. Öyle olsa bile bu kendini baglar. Önceden aranizda ne gecti bunu da bilmiyorum. Ama böylesi yaklasimlarin hos olmadigini belirtmek isterim. Kimse kimseyi bu mübarek günlerde kirmasin, üzmesin. Sadece bunu rica ediyorum…
aramızda beslemeyelim mansonu, bana verin onu, ben besliyeyim, derin derin işleyeyim organize bi seri katil yapayım..
Peki Nicox, O kadar iyi niyetliyiz ki, kim olsa kabul edecek pozisyondayız, kimler yararlanmadı ki milletimin bu iyi niyetinden..Fikirlerim bu bloğa kapanmıştır..
nico, “seriat isterim, kimi ilgilendirir” demişsin. o biraz olmamış bence. uygulanan seriat ornekleri, gordugumuz kadarıyla kisisel hak ve ozgurluklerini desteklemiyor. ‘niye karışılıyor efenim, herkes istedigini giyer, ozgurluk var demokrasi var’ soylemlerinin yanına ben seriat isterim demek nasıl desem..olmamış işte. kırmak istemem.hürmetler..:))
bu blok kapanan fikirlerden çok şey kaybeder sörsi böbeem, bitiremedin şu çıplaklar kampını sen de, ne güzel margarita içerdik plajda, tam mevsimi…
aRRoGaNTe HoMbRe, önce bir kac yorum okuyunca kizdim öyle yazdim. Ama rejim olarak degil dedim. Kur’an olarak dedigim dogrudur. Fakat günümüz de Seriat’la yönetilen Devlet’lerin hic biri dogru Seriat kanunlari uygulamiyor, bu da ayri bir konu tabii. Seriat rejimi isteyenlerden degilim. Bu sorgulamalar karsisinda; “özgürlük varsa insan ben seriat istiyorum da diye bilmelidir dedim.” Düsündügünü özgürce ifade edemiyor, konusamiyorsan; o ülke de demokrasi’den söz etmek, o ülke icin demokrasi kanunlari var demek sözkonusu olmaz zaten. Bunlari ifade etmeye calistim sadece…
balayı suitini bence yatıya kapatalım böbeem, müze haline getirelim konuklara gezdirelim, havası yeter, dünya akar oraya çok para kazanırız, cayman adalarına gideriz…
çıplaklar kampına beni de alın
demokrasi, kendisini yok edecek ve tehdit eden hareketlere, soylemlere izin vermez. yani “demokrasi varsa insan ben seriat istiyorum” diyemez. bu demokrasi ve yaşadıgımız cumhuriyet için tehdittir.
bravo!
kavga var, bir haber vermiyorsun expresyon’um. ben de sosyalleşmek, nefret etmek istiyorum. üstüne hepiniz ucubesiniz diyeceğim…bu at avrat silah’ın aralarda büyük harflerle kondurduğu kışkırtmalara taktım. pillibebekkuyuda ile manson kapışırken ben de onu döveceğim.
al işte sana seriat istiyorum diyen. ama kürsüde yemin ederken bahsetmiyor bu isteginden. amaca giden yolda kullandıgı tren cunku demokrasi..istedigi duraga gelince inecek belli ki.
hiç güleceğim yoktu sabah sabah ( öğlen olmuş lan, ne sabahı )
sed’im kaymağım, cam çerçeveyi kafalarda paralama vakti gelmiş geçiyor gibi ne dersin
dur bir gülmem bitsin hemen düğmeye basıcam ballı lokma tatlım
yine kaymak bal..
yavrum sen çok yenisin buralarda. ilk önce ağzına acı biber sürmek lâzım. ilk önce ağzını sonra şu yaratmaya çalıştığın karizmanı yerlerden topla. böyle kaşar ablaların yanda çarklı pozisyonunda devinip durma istersen. bırak insanlar neyi istiyorlarsa tartışsınlar, aralara girip de çok biliyorum havalarına takılma. sonra da insanları kışkırtmak için elinden geleni yapıyorsun. daha 15 temmuzda üye oldun da ne çabuk herşeyi öğrendin?bir daha bana karı vs dersen o nickin uçar haberin olsun.dedim ben ama, gün gelecek hepimiz faşist olacağız diye…
geç kalmış değilsin nevdalist’im. sen başla, ben çamaşırları asıp geliyorum hemen.
bugün oldukça sakinim, keyifliyim..Sana cevabı birazdan vereceklerdir at avrat şeysi, bekle biraz daha, biraz daha açıl, biraz daha yavrum
Zamanında bu sebepten silinmiş üyemiz de mevcuttur thing..
Seriat derken bundan neyi anliyoruz, önce buna bir bakalim; Seriat Kuran hükümleri ile, yani Kuran kanunlari ile hükmetmektir. Bir insan ben Seriat istemiyorum derken, önce bunun farkinda olmalidir. Seriat’i istemiyorum diyen, Kuran’i istemiyorum dediginin farkinda olmalidir. Bu anlam da ben Seriat istiyorum. Yani Kuran’i istiyorum anlaminda Seriat istiyorum. Diger yönden olaya bakinca; dünya sartlarina göre su an ülkemiz de uygulanan kanunlar Kuran’a karsi degildir. Bu anlamda da bu rejimi istemek desteklemek lazimdir. Senin sözünü ettigin sey demokrasi degil, aksine dayatmacilik olur. Demokrasi cogulculuktur. Yani her inanctan, her düsünceden insanlarin oldugu bir yönetim bicimidir. Demokrasi de kisitli özgürlük yoktur. Her insan aklina geleni, düsündügünü söyleyebilir. Bunlari söylemek, düsünmek suc degildir. Ama ne zaman ki eline silah alir, ben bunu istiyorum diye cana, calara kiyar iste o zaman buna müsade edilmez. Böyle olmadigi sürece herkes kendi düsüncesini özgürce söyleme hakkina sahiptir. Eylem farkli, düsünce farklidir. Eylem suctur. Cünkü tehlike unsuru vardir. Düsünce, söylem suc degildir. Cünkü bir tehlike arzetmez. Örnek olarak olaya söyle baka biliriz; Almanya bir demokrasi ülkesidir. Almanya’da Neonazicilik yasaktir. Su anlam da yasaktir; ne zaman ki silahli bicakli eylem yaparlar o zaman kanunlara uymamis olurlar hemen cezalari kesilir. Yoksa bu düsünce bazinda yasaklanamaz. Bunun icin de sayiliri 10’a yakin bu görüste partiler vardir. Ülke bazinda 100% civarinda oylari vardir. Bunlar yasak degildir. Her yerde Hitler’i rejimini över o rejimi geri istediklerini iktidara gelince bunu uygulayacaklarini söylerler. Secim öncesi büyük kampanyalar düzenleyerek, gazetelere, televizyonlara ilanlar vererek bununla halktan oy almaya calisirlar. Ben 30 yildir burdayim, bunlarin oy potansiyeli 100% 10’u gecmemistir. Türkiye’de bir kac kisinin Seriat istemesi ile de Rejim degismez. Ha efenim, Türkiye böyle degildir. Diye bilirsin. Ama hic kimse bu rahatligi birakip da baska kanunlar istemez. Bunu isteyen bazi marjinal guruplar olabilir. Onlarin da hepsini toplasan %10’u gecmez. Ben böyle düsünüyorum…
çok kıkırdama, iki dakika oynaşıyoruz şurada…
MİLLET DE Bİ ANLASA YORUMLARIMLA BLOGA RENK GETİRİP AKILLI USLU ŞAHISLARI KAVGA GÜRÜLTÜDEN UZAKLAŞTIRMAK İSTEDİĞİMİ
niko aşkolsun, sarı ineğini hortlattık da görmedin, duymadın hiç..
HARBİ SALAKMIŞIM SEDAFLORA. BENDE DEJAVUU88 BANA SARI İNEK DEDİ SANDIM. BAK BU SEFERDE BEN GÖTÜMLE OKUMUŞUM
ben de onu dediydim işte..
NE DERSEN KABULUM, UZATMA
Bak kardesim, Büyük yazi bagirma ve hakaret anlamini tasir. Ayrica yaptigin bu muhabbet hic ama hic SIK degil bilesin. Sevgili kardesim, eger böyle, bu sekilde bir imaj yapmak istiyorsan, inan bana yanilirsin. Hafif ahalisi akli basinda insanlardir. Sevdiklerini tam sevdikleri gibi, yerdiklerini de tam yererler. Hanim oldugunu söylüyorsun. Yaptigin muhabbeti hic bir hanim kendine yakistirmaz. Lütfen kendine gel.
at avrat, az evvel çok değerli birisini kaybettiğimi öğrendim. Son derece sinirim bozuk, cinlerimi tepeme çıkartma yemin ederim gözüm kararırsa olacaklardan ben sorumlu değilim. Benimle ve diğer bayanlarla doğru konuş, terbiyesizlik etme ağzını burnunu terbiye ederler yoksa !!!BANA DA BULAŞMA !
Dejam basin sagolsun. Ne yazsam bilmiyorum. Kelimelerin tükendigi yer bu olsa gerek…
Hala büyük harflerle yaziyorsun. Nasil anlayacagimi bilemiyorum. Lütfen, rica ediyorum. Su büyük harflerle yazmayi birak kardesim…
tamam xnicox tamam. böyle kibar bir usluba gelde aksini yap
Ha söyle be kardesim. Tesekkür ederim…
yeni rumuzu ne olacak. merak ediyorum. takipteyim.ben atılırsam ya düdükistan olacağım ya katatonia.
rapor edilmese niye silinsin ayol. rapor etti mutlak biri.
yahu at avrat silan herkese karı diye hitab etme insanlar hoşlanmıyor olabilir dediğim yorum silinmiş. moderasyon bi türlü kıvamı tutturamadı. kel bile demedim yahu.önüne geleni silmiş insanlar konu bütünlüğü bozulmasın diye.
evet silinen yorumlardan sonra “agzını topla” nın muhatabı da ben olmuş oldum. aman ne hoş..!
🙂
Aman Allah’ım!Aman Allah’ım!Aman Allah’ım!İki dakka boş bırakmaya gelmiyosunuz çucuklar.Yazacak çok şey var ama önce bi şoka girip çıkmam lazım..
bakışlar bana çevrildi gibi hissettim. ben rapor etmedim. rapor ettiğim tek bir kişi var, o da uçuruldu zaten.
manson güldürdün beni. bi daha, biri bu kahrolası sitede bana karı derse hiç dinlemem basarım küfürü…..velhasıl at avrat silah başk abir rumuzla dön, şöyle doğru düzgün bir giriş yap. ağzın bozuk olabilir; ama kişilere karşı bunu kullanma.
Thing ne yaptın sen
@pilli pati”öfkenin sorularla kusulması hadisesi” hakkindaki izahiniz beni ziyadesiyle memnun etti.Ve buradan gectiginiz toplumsal meseleler bahsine de. O kadar ihtiyacimiz var ki, hosgoruye.Memlekette hep bir tedirginlik ve gerilim havasi var.Medya bunun en buyuk destekcisi.Hatta oyle zannediyorumki, guzel gunler icin medyanin komple degismesi lazim. Benim gibi dusunen insan istemiyorum, dusunen ve dusundugunu yazan insan istiyorum.Medya patronlarinin, siyasilerin, parababalarinin dusuncelerini yazan ve cikarlarini savunan iki yuzlu ve hatta yuzsuz bir medya istemiyorum.Bu iki yuzluluk muslumanlarin icine de o kadar islemis ki, bazilari muslumanlar arasinda hosgoru temin etmektense, kafirler ile diyaloga tutusmuslar.Yazik.Bu arada kafir lafim bazilarini rahatsiz ediyor olabilir.Gayr-i muslim demek daha kibarsa oyle diyelim.Bakin bu soyledigim ayrim bile toplumdaki bir tahribatin neticesidir.Yani muslumanim diyen bir insan, kafire kafir denmesinden rahatsiz oluyorsa, ben o insanin imanindan suphe ederim.Ben iman bekcisi degilim, fakat insafsizca ve cahilce Dine saldirilmasina karsiyim. Ben hiristiyanlik hakkinda nutuk cekmiyorum cunku o kadar bilgim yok.Fakat Islam hakkinda okumuslugum vardir, en azindan nefsi mudafa edebilirim.Dilerdim ki, bu yazinin altinda basi ortulu muslumanlarin yorumlari olsun da erkeklerden ziyade bu meseleyi onlar tartissin. Evet bugun Turkiye’mizde maalefes basi ortulu kizlarimizin ve kadinlarimizin egitim seviyeleri dusuktur.Belki siz mantiksal cikarimlarinizla ve argumanlarinizla onlari haksiz cikarabilirsiniz.Fakat bu kusur onlarin degil, onlara okuma hakki vermeyenlerindir.Yukarida birisi bir prof.la tartistigini falan soylemis, muhtemelen basi acik birisi.Aferin, teprik ederim bir sekilde kendini bir yerlere ispatlamis birisiyle konusma imkaniniz olmus.Belki entellektuel ve makan olarak iyibir yerdesinizdir. Fakat size bir sey soyleyeyim, benim kardesim de oldukca basarili bir ogrenciydi.Oyle ki liseyi 4.93/5.00 ile bitirmisti.Sonra basini orttu.Dolayisiyla Universiteye gidemedi.Maddi imkansizliklardan dolayi Yurt disinda egitim alma durumu da yoktu.Ne oldu? Sizin onunuzu acan sistem kardesimin onunu kapadi. Bazilari kendi cabalariyla yine iyi bir seviyeye gelebiliyor fakat cogunluk boyle degil. Dusunun bir kere bu insanlar devletine, askerine, onlari hosgormek yerine horgorenlere kirilmaz mi? Kizmaz mi?Bu insanlari bu ulkeden kovmaya calisanlar.Ilk firsatta Iran’lari yol gosterenler, siz de biliyorsunuz ki, bizim dedelerimiz bu topraklar icin, dinleri icin, namuslari icin olduler.Evet bazilari sadece nutuk atti.Ve hala da atiyorlar. Siz o basi ortulu kadinlara “bu ulke icin ne yaptin diyemezsiniz”.cunku hep onlerini kestiniz, hep asagiladiniz, hep hor gordunuz. Bugun yine vatan icin, seve seve olenler genelde onlarin cocuklaridir. Oteki imkani varsa, yirtmaya calisir askerlikten yada bir yolunu bulup baska bir ulkenin vatandasligina.Yazik ki ne yazik. Oyle bir kurulmus duzen ki, gununu gun eden efendiler, olenler garibanlar.Istisnalar sunupta suyu bulandirmayin.Cok iyi anliyorsunuz ne demek istedigimi.Uzuldugum seylerden birisi de; cigeri bes para etmez adamlar yurt disinda ehl-i keyif bir hayat surerken, kendi cevherlerimizi kendimiz mahvediyoruz icerde.
bu sorunun cevabi da var aslinda orada. Tabi iktifa ederseniz.kadinlarin birbiri hakkinda ne dusunduklerine ise takdirinizdir ki ben cevap veremem..
baş örtülü kadına bir de bu açıdan yaklaşabilsek bu tahammülsüzlük devam eder miydi bilmiyorum.
”suphi DİYOR Kİ, (17 Eylül 2008 16:01)Uzuldugum seylerden birisi de; cigeri bes para etmez adamlar yurt disinda ehl-i keyif bir hayat surerken, kendi cevherlerimizi kendimiz mahvediyoruz icerde.”Müteşebbis ruhluyum, sermayem var, fabrika kurmuşum, kazanıyorum, laik cumhuriyetime sahip çıkarım, içerde de dışarda da yaşarım, sen pasifsin yapamamışsın, benim kadar akıllı karar verememişsin, bu senin şahsi sorunun..Adamın derdine bak..Senin değerin çarşaf mı emin misin, Fena çözüldü, ben yemiyim al sen ye, o zaman….Tahamülsüzlük asıl budur..
baba parasıyla patron olmanın adı ne zaman müteşebbis ruh oldu:)))
tanışıyor muyuz..
Bütün bunlardan da anlaşıldığı gibi, dert ”PARA” dır..Fazla söze gerek yok, çarşaf bahane..İyi akşamlar..
:)))))) insanın tek derdi böbürlenmek ve kendini yükseklerde kariyer ve paranın dibine vurmuş bi halt gibi gösterme derdi olunca..konu ister istemez sapıyor tabi…şu iki lafın arasında sıkıştırdığın özellikler eğer gerçekten sende olsaydı bunları her yerde egonu şişirmek adına kullanmazdın…demekki yok…..haaa ..hasbel kader var ise de…sonradan görmenin önde gidenisin o halde…senden başka kimsenin işini kariyerini parasını arabasını bilmiyor hafif ahalisi…ama maşallah senin herşeyini biliyoruz kaç kere yurt dışına gidip geldin ..kaç işçiye ekmek! verdin falan filan…ne kadar komik duruma düştüğünün farkına var istiyorum artık ..büyük görünmeye çalıştıkça kendi kendini küçültüyorsun farkında değilsin
Söyle o zaman, arabamın markasını ve hangi çocuk yetiştirme yurdunu ayakta tuttuğumu bakalım, bilmiş hanım..
şu beyaz Türklerin tek tip medeniyet ve çağdaşlık anlayışı beni gülmekten öldürüyor, 1930 model tayyör elbiseden etek ceket takımına doğru evrimleşen laik dünya anlayışı. Ancak bu kadar gelişebildiler. Kolejlerinde tek örgülü saçlarla okuyup vatandaşlık görevini yaptığını düşünen yarı aydın insancıklar. Ceplerinin dolu olması kendilerinin haklı olduğu inancını benimseten belli bir zümrenin kırıntılarıyla büyüyüp farklılığa kapalı kalan insancıklar, mesela bunlara kapalı kadın diye okuldaki hademe teyzeyi öğretmişler. Tesettürdeki kumaş uzunluğu onlara köylülüğü hatırlatır.Parası olanın konuşma ve tahakküm hakkı olduğu bir dünya yaratma meraklısı şu çılgın Türkleriz.
of
Tum bunlardan anlasilan ofkenizin ve gururunuzun zihninizi nasil dumura ugrattigi gercegidir.Ben o sozu kendim icin soylemedim.Cevher oldugumu idda ettigim falan yok. Fakat ne yazik ki dedigim dogrudur. Eldeki carpik sistem nedeniyle nice cevher gibi insanimizi hic ediyoruz. Cok azi yurt disina gidince adam yerine koyuluyor. Benim paraya tamah edip etmedigimi bilen bilir.Su an nerede oldugumu ve ne yaptigimi da.O sebeple, bu sozlerinizle kendinizi ne kadar acinacak bir hale soktugunuzu gormuyorsunuz.
gurur demisim, duzeltiyorum kibir olacakti.
yorumumuz hemen uçmuşne dediysek
işte böylesin dedim yine diyorum…övünmeyi seviyosun ..yine yaptığın gibi..şikayet edip sildireceğine bence kendini biraz düzelt…iyiliğin için söylüyorumbu arada benim yorumumda anında silinecek ne vardı onu anlamadım..geçmiş haftalarda adı lazım değil bir şahsın kişiliğime namusuma onuruma dil uzatması defalarca kez şikayet etmeme rağmen görmezden gelinmişti…acaba hakaret anlayışımızda mı farklılık var…birine cadı diyince hakaret oluyor…öte yandan birisi gelip askıntı olunca cinselliği kattığı cümlelerle beni rahatsız edince hiç bişey olmuyor…çifte standart
Kisisel tercihim olarak yukarida mevcut bulunan hakaretlerin silinmemesi gerekir kanimca. Ahali bu insanlarin dusuncelerinin daha dogrusu dusuncesizliklerinin ve ne kadar acz icinde (acz sadece maddi anlamda degildir) olduklarini gormelidir.Bu arada bazi insanlarin kendi vicdan azablarini yatistirmak icin yaptiklari bagislari da tartisalim. hatta ulu orta cikip “ben yaptim” demelerini, yahut yaptirdiklari okullara vs.lere isimlerini vermelerini de..
bknz: Halkimiz Egleniyor
bu kadin iice siyirmaya basladi, obur taraftan yorumlari okudukca guluyorum.nedenli nedensiz tayip erdoganla organik bir bag kuruyorum bu zilli bebek arasinda.erdoganda sikistigi zaman kin kusuyor yumurta kapiya dayandimi fikirlerini kontrolsuzce sunuyor,,aciklayacam diye paraliyor sizofrene burunuyor 1 anda, bu kadin da fabrikalar,araba renkleri ,endirsin da sensin,senide sevmiyorum rezzak,fln sayiklyor biseyler.ne derdin var kizim senin,kalkip ozur dileyecegin yerde absurd luklerinle yerin dibinde fink atacam diye patinaj siyiriyorsun.animsatmak istedigim su idi aslinda;Araba ev dedigi sey ne iki,durmadan temcit pilavi gibi materyalist aciklamalrinla samar-kizi olmak arasinda mekik dokuyorsun.Yurtdisinda “gelismis ulkelerde”turk olmayi ayricalikli saiyorsan avcunu yalarsin sadece.hayatinda hasbel kadar 2 kere fln yurt disinda bulunmayi bu kadar buyutme ha caylak.
cocuk yurdunu es gecmisim yukarida ,cocuklardan ozur diliyorum buradan
yurdu ayakta tutmak yardım etmek çok güzel ve örnek bir davranıştır ama bunu olur olmaz ben yaptım ben ettim diye ortalara dökmek ayıptır…..o hayır sana hayır getirmez …yukardaki sorunu talihsizce yazılmış kabul ediyorum..yani insan bil bakalım hangi yetiştirme yurdunu ayakta tutuyorum diye bi soru sorar mı yaa:))))))))..bunuda gördüm yaa gam yemem artık..
Yeter artik su kavgaya bi son verin. Mübarek günlerde hic birimize yakismaz bunlar. Rica ediyorum. Artik buraya olumlu veya olumsuz bir sey yazmayin. Ki su münakasa son bulsun artik…
nico hepimize reyki yolla da düzeleleim, bak sevaba girersin şu mubarek günlerde, herşey para deil..
Aslında hiçkimseye kızmamak gerekiyor. Önemli olan değişimi anlayabilmek. Durumun farkna varabilmek. Dürüstçe doğru soruları sorup doğru cevapları alabilmek. Ondan sonra anlaşmazlıklar ve tartışmalar son bulmaya başlayacaktır.Tabii ki karmaşadan nasiplenen şer odakları hariç.(Söz meclisten dışarı.)1. İlk Türkiye güzeli Kerman Halis olayı:
2.Ve Türkiye’de değişimin gerçek yüzü.“Dinsiz ve namussuz olmalıyız!”