Soğuk…camıma yağmur damlacıkları hızla vuruyor, üşüyorum…Benim de düşlerim yağıyor camıma….Yasa bürünüyor gecem, en zifirisinden…İçime çöken hazanın etkisiyle yazıyorum, birkaç dakika ağlamışlığın ve göz yaşının üzerine..Hayat bu işte,bir varoluşun içinde kaybolmak
Bu yazıyı, X’ den eve geldiğimdeki iç sıkıntım ile yazmaya başladım.. Sabrımı taşıran son nokta, hazır çorba oldu, evet yanlış duymadınız bildiğiniz hazır çorba
X 2 gündür hasta…Soğuk algınlığına bağlı şikayetleri var. Cumartesi beraberdik. keyifsizdi ama, günümüz güzel geçti.Pazar günü bütün gün yattı.yalnız yaşadığı için aklım haliyle onda.mesaj ve konuşmalarımızda “ yedin mi,içtin mi,uyudun mu,öyle yap,bunu et vs” diyerek annevari bir endişe duyuyorum…
Pazartesi günü işten 16.00 civarı çıkıp eve yatmaya gitti…Ben, gene aklım onda kalarak akşamı zor ettim…Saat 18.00 de işten çıktım, hem nasıl olduğunu göreyim hemde bir ihtiyacı varmı, yemek vs yaparım diye evinin yolunu tuttum…19.00 da zile bastığımda elimde bulunan poşet içerisinde, çorba yapılmak üzere tavuk, 2 file portakal, ıhlamur, adaçayı, bilumum soğuk algınlığı ilacı, ve süt vardı…
Kapının kenarına dayanmış açılmasını beklerken, bir taraftan da karşı tarafın beni görmekten duyacağı sevincin hayalini kuruyordum. Kapı açıldı, gülümseyerek ona baktığımda bir çift manasızca bakan göz gördüm..”Neden geldin ki şimdi, üstelik çat kapı” der gibi.. Belli etmesem de bozuldum haliyle…”Sen mi geldin” sorusuna “ Yok babam” dememek için kendimi zor tutup içeri girdim..elimdekilerle mutfağa yol alırken “seni merak ettim ve görmek istedim “ dedim.. sadece “iyi “diyerek cevap verdi X…Salona geçip tv karşısındaki kanapeye yattı. yanına gidip ateşine baktım, gayet normaldi. Burnu epey tıkanmıştı ama, zorlukla nefes alıyordu. Evde burun damlası olmadığından tuzlu su yapıp, burnuna “ ya bırak açılır, istemiyoruuum ” bağırışını kaale almayarak, zorla da olsa damlattım ve mutfağa ıhlamur yapmaya yöneldim..5 dk sonra demlenmesi için altını kapatırken, içerden seslendi “ Y, bana biraz masaj yapsana ya, her yerim dökülüyo” hemen koştum, kanepenin ucuna iliştim. elim yavaş hareketlerle boynunda ve omuzlarında dolanmaya başladı, bir taraftan da hararetle bu gün işyerinde olan olaylardan bahsediyordum. Başını bana çevirdi, gözlerime baktı. Beni dinlemediğini fark ettim. gözünde muzip ama aynı zamanda da, istediğini yaptırmak için duygu sömürüsüne hazırlanmış çocuk bakışı vardı.elbette anladım altında yatan karın ağrısını…
“Hani çok kötüydün, kıpırdayacak halin yoktu, bu da ne şimdi? Hem zamanım azaldı, ve daha çorba yapacam” diyemedim tabii, X hastaydı…
Gözüm bir an tv ye takıldı, bir yarışma programında içinde miktarı yazan kutular açılıyordu, off o para ne işime yarardı şimdi benim. hayalini kurduğum onlarca şey geldi aklıma. neden sonra başımı çevirdiğimde X’ in hiç kıpırdamadan hala aynı bakışla bana baktığını gördüm.O bakışlara karşı koyabilmem mümkünmüydü…
Gözüm tekrar tv ye takıldığında yarışmanın bitmiş olduğunu gördüm..X sigara yakmış yattığı yerden tv ye bakıyordu.saatime baktım, eyvahh daha çorba yapacaktım. mutfağa koştum, ıhlamur soğumuştu. hemen ısıttım, içine bir dilim de limon attım. fincanı uzatırken söylediği cümle “ nefffret ederim ıhlamurdan” oldu..karşılığında “ama hastasın, içmen gerek, iyi gelir, hatırım için, yarısını iç bari vs vs” diyerek gösterdiğim çaba başarısızlıkla sonuçlandı. Bozularak mutfağa gittim. tavukları yıkayıp çorba yapmak üzere ocağa koydum.Yerdeki poşetten 4-5 portakal alıp sıkmaya başladım…
Portakal suyunu ağzına götürür götürmez yüzünü buruşturdu “ İçinde posaları var, içemem böylee” diye geri uzattı “hasbinallah “ diyerek, mutfağa koştum.. Tel süzgeçten geçirerek tekrar getirdim. 2.yudumda da “ nerden aldın bu ekşi portakalları diye söylenerek, bardağı sehpaya koydu” sinir katsayım yükseliyor ama belli etmemek için yüksek bir çaba sarfediyordum. X hastaydı, hiç cevap vermeden mutfağa yöneldim.
Tavuklar haşlanmıştı, süzüp kemiklerinden ayırdım. diğer tarafta un,yoğurt ve yumurtayı iyice çırparak boza kıvamına getirdim ki, içerden X in sesi duyuldu “ Y, getirdiğin ilaçtan bir tane ver de içeyim bari” hemen bir bardak su ile yanında bittim.ilacı eline alır almaz,” hımm ama ben bu ilacı sevmemki “ dedi. Mübarek sanki damak tadına uygun yemek arıyor.. Yahu dedim, ilaç işte ilaççç ,ne demek sevmem ki, ilacın sevildiği nerde görülmüş! hem sevsen ne olacak sevmesen ne, 3 saniyede yutup geçecen hepsi bu” benden böyle bir çıkış beklemediği için alıngan bir ifade ile yüzüme baktı, “ iyi tamam, o zaman bir bardak süt getir de onla içeyim bari” dedi. Su dolu bardağı süt ile değiştirdim. Alırken, “ ay biraz da kahve koysaydın içine ne iyi olacaktı ” diye mırıldandı. oO sinirle sesimi kontrol edemedim, “müneccimiz ya biz, bilecez elbet diye söylenerek sütü elinden kapıp mutfağa gittim, kendi kendime sakin ol telkinleri ile “ şeker de istermisin” diye seslendim, istemiyormuş…ilacı ağzına attı, ve bir bardak kahveli sütü soluksuz içti..ayakta durmuş, boşalan bardağı almak için beklerken “ tam önümde durmasana, tv yi göremiyorum sayende ” diye söylendi. Şaşkınlıkla bakakaldım, görüntü kaybı saniyelerle ölçülecek kadar azdı oysa ki. yok yok hissediyordum allah sabrımı sınıyordu benim, bunun başka izahı olamazdı. içimden geçenleri ona söylememek için mutfağa döndüm. Haşlanmış tavuk suyuna, çırptığım malzemeleri ilave ederek karıştırmaya başladım, kaynamaya başlayınca altını kıstım. tavukları etlerini dittim, dolapta bulduğum 2 sap maydonozu yıkayıp ince ince doğradım..Mutfakta geçen bu 15 dk bana terapi gibi geldi, sakinleştim..X hastaydı büyütecek bir şey yoktu…
Çorba nefis kokuyordu. bir kaseye 2 kepçe çorba koyup, üzerine biraz tavuk eti ve maydonoz ekledim. yarım limon ve karabiberi de tepsiye koyup yanına gittim.. Kanapeden isteksizce doğruldu, tepsiyi kucağına koyup yanına oturdum. “ tavuksuyu çorba ha” dedi…”bu cümlede beğeni dolu bir ifade olduğunu düşünüp “ evet dedim klasik ve en leziz hasta çorbası” eline almış olduğu kaşığı geri bırakarak, “şimdi hazırlardan bir mercimek çorbası olacaktı, çabuk çorba yani” dedi.. gözlerimi faltaşı gibi açıp, acaba şuracıkta boğazına yapışsam mı diye düşünürken, ellerimi gayri ihtiyarı boğazına götürdüğümü fark ettim, cinnet anı dedikleri bu muydu yoksa ???
kendimi toplayıp, yakasını düzeltir gibi yaparak tepsiyi önünden aldım.. “tamam, evde varsa hemen yapıyorum” diye cevap verdim…
Mutfağa tepsiyi bıraktım, sesizce ayakkabılarımı ve montumu giyip kapıyı kapatarak çıktım…tv nin sesinden ve ara kapının kapalı olmasından gittiğimi anlamazdı zaten..Asabım bozuk, yol boyunca kendime kızıp söylenerek eve vardım. X’in yaptıklarına çok kızmış, kırılmış, bozulmuştum..Sıkıntımı yazı ile gidermeye karar verdim, oturdum pc başına tam birkaç satır yazmışken telim titremeye başladı, gelen mesaj X’ den di…
“Bütün nazımı ve kaprisimi, hasta ve yalnız bir adam olmamdan dolayı yaptığımı biliyorsun değil mi” başkası için belki çok sıradan gelebilecek bu mesaj bana bir anda o kadar çok şey anlattı ki, kalkıp pc’ yi kapadım ve yatağıma yöneldim..
Devamı, kuvvetle muhtemel tatsız süregidecek bu yazı, gelen mesaj sebebiyle, yukarda yazdığım giriş cümleleri ile sınırlı kaldı anlayacağınız. Gönlüm bu şekilde yarım kalmasını istese de, başka bir zaman diliminde başka bir konuyla devamı gelecektir belki de,Kimbilir……
yorumlar
bu ne nazlı adammış yaa.allah sabır versin sana.zor…
Y hakkaten bi melekmiş, yine de gitmeden önce mercimek çorbası yapabilirdi diye düşünüyorum, eline yapışmazdı ya, X hasta işte sevaptır…
kelebek sana petek dinçöz’den hasta ettin sen beni hasta,hasta olan sendin aslında şarkısını tavsiye ediyorum:)
kelebekler özgür değilmiş demek ki… İçindeki köle ruhlu hizmetçiyi kov gitsin..
X e bol limon ve ıhlamur tavsiye ederim…
innasabihin! X ıhlamurdan nefret ediyo, sen tavsiye ediyosun… ya nasıl okuyonuz siz bu yazıları afedersiniz…
x tilki, salak rolü oynayan.y salak, tilki rolü oynayan.
limonu kuru kuru yemesin diye tavsiye etti efendim
Çocuklarda öksürük şurubundan nefret ederler ama içmeden iyileşemezler nedense…
Adamların bi taraflarını kaldırıyorlar işte böyle, snra indir indirebilirsen. müstehak…
böyle bir adamla asla uğraşılmaz insan kafayı yer yalnızlığa mahkum edilmeli bence bırak gitsin nankör tam yaw okurken sinir krizi geçirdim
ayıptır yau, hasta bir X için düşündüklerinize bakın, nerde insanlık?
Her erkek, içinde geyşa ruha sahip bir kadın ister sevgili hanımlar…İnsanın sevdiği erkeğe yaptığı bu davranışlar hizmetçilik olarak düşünülemez…Uyumlu bir beraberlik yeri geldiğinde nazları, hırçınlıkları, kaprisleri de çekmeyi gerektirir.Ben X in bu davranışları sadece hasta iken yaptığını bildiğim için, seve seve kabullenirim..Kaldı ki babam ve erkek kardeşimin de böyle zamanlarda X den kalır yanları yok ki..
bunu kolaysa bi avrupali kadina yapsin, oyarlar valla.turk kadini= kole
hadi ordan! sen sevgiden aşktan insanlıktan ne anlarsın clicia x
Eğer bir kıyaslama yapılacaksa, hayatın diğer alanlarında yaşanan çok daha ciddi ve buyuk konulardaki sorunlardır öncelik teşkil eden Clicia x….Bunlar önce bir giderilsin hele, kadın kısmı olarak elbet bizde payımızı almayı biliriz bu gelişimden..Ayrıca ben Türk kadınıyım, İstesem de istemesem de, memnun olsam da olmasam da Ataerkil bir yapının hüküm sürdüğü ülkede yaşıyorum.. Orda yaşasa idim oranın kurallarına göre hareket ederdim..Burası Türkiye, tuzu kuru olanların oturduğu yerden akıl öğretip,ahkam kesmesiyle yürümüyor öyle işler …
Evlat olsa çekilmez 🙂 şaka bi yana ALLAH sana sabır versin , hasta ve yalnız olabilir ama bu kadar kapriste olmaz ki.Bu ne böyle kardeşim, dayanılacak gibi değil.
X melek gibi adam kardeşim, bi de benim hastalığıma denk gelseniz kaçacak delik ararsınız…
Yaşasın “Geyşa”:)
“İstesem de istemesem de, memnun olsam da olmasam da Ataerkil bir yapının hüküm sürdüğü ülkede yaşıyorum”sod it. belli bi yere kadar tahammul edersin ama nereye kadar odun verirsin? neden bu kadar boyun egiyorsun kalas bes para etmez medeniyetsiz heriflere? turk kadinin bu subservient boyun egmisligi midemi bulandiriyor. turk kadinin salakligindan turk erkegi bir turlu terbiye olmuyor, adam olmuyor!turkiye hic de ataerkil degil, ataerkil toplum anglo-sakson toplumlardir. anadolu anaerkildir, bu yasadigin ataerkil toplum degil, zorbalik ve cehalet toplumu.
O avrupalilar varya o Avrupalilar neler yapiyor bi bilsen Cx,, kuru kuru mu yas yas mi oluyor oyma islemi,Nassi oluyor bu oymak eylemi,dolmalik biber mi bu oyuyoylar..
Turk erkeginin yapmadigi hic bir seyi yapmiyorlar merak etme. erkekler her yerde ayni. hic olmazsa kadinlardan uzak duruyorlar anlasamayinca!madem adam degismek istemiyor, yalniz birak ne hali varsa gorsun. bu salakca kaprislere tahammul etmek icin ya mazoist ya da aptal olmak lazim.
Yazıyı okurken ben bile sinirlendim kelebeklerözgürdür inan bir çok insan bu kadar sabırlı olamaz. Örnek vermek istiyorum yanınız da ağlayan bir erkek olsa ne olur ? cevap direk devreye Annelik duyguları karışır. Erkekleri yetiştirenler bayanlar değil mi ? Tamam bu böyle diye suçlu bayanlar değil ama çocuk isterken bile bir çok insan neden erkek çocuk ister ?Bir çok cevabı var geçiyorum. Konuyu dağıttım galiba…Ama şahsen kaçan kovalanır bençe biraz kaç o senin peşinden gelsin kelebek…Böyle yaparsan artık ilerisi olur mu bilmiyorum ama işin daha zora girer benden söylemesi…Clicia avrupa avrupa överek bitirdin yani avrupa da aile kavramı sevgili kavramı aşk kavramları kaldı mıgençlik avrupa da hangi durum daherkes avrupanın nasıl bir batak da olduğunu biliyor bunu avrupalılar da biliyor.Türk erkeklerinin hatası her önüne gelene salça olup, damdan düşme bitme yapması…seni avrupaya havale ediyorum…ne yani senin yazdıklarından sonra türk erkeği olarak kendimi kötü mü hissetmem gerek ?Sen avrupalısın galiba clicia belli oluyor …
kelebeklerozgurdur; annevari endişeler hoştur:)) iyilik sende kalsın, her zaman iyi olmakta fayda var, ama kendini kullandırmadan, açık göz olarak elbette…Burada bir kullanma yok Allah’ tan hasta kaprisi tipik olarak:)) çekilecek, seviyorsan çekeceksin:) ha bu arada clicia x ve diğer kadınların ezildiğini düşünen arkadaşlar; siz galiba asıl bu yazımı okumamışsınız, selâmlar!
Durum düşündüğünüz kadar vahim değil sevgili necronamber …anlattıklarım birlikteliğimizin geneline yayılmış olsaydı zaten halen devam etmezdi bu beraberlik…Ona bu şekilde davranmamı gerektirecek bir zorlama yok ki, bu tamamen benim keyfiyetimle alakalı..Yazılanlar bir evlilik içerisinde yaşanmış olsaydı, o zaman içinde bulunduğum kurumdan dolayı bu yaşananları yapmaya mecbur hissedecektim kendimi belkide…Bu yazının sebebi de X’in normal zamanda yapması mümkün olmayan şeyleri hasta olunca yaşaması ve yaşatmasıdır..kendisi de mesajında hasta olduğundan dolayı, naz ve kapris yaptığını alenen belirtti nihayetinde
sanirim kusacagim.. igrenc.
Hastayken seks yapmaktan geri kalmıyor ama… Hakedene sonuna kadar bakarsın ama seni i. yerine koymayana da yapmazsın, yüzüne tükürmediği kalmış. Saygı , hasta, yaşlı dinlemez. Bir insan saygılıysa karşısındakine, ilişkisine, her zaman saygılıdır, oldu o zaman yap yap, bugün hasta diye affet yarın başka birşey diye. Sonu gelmez ki bunların. Müstehak müstehak…
Teşekkürler makaleci, uyarılarını dikkate alacağım….
rica ederim kelebeklerozgurdur, estağfurullah…
Haydaaaa yahu results tecavüze falan uğramadım ne diyon sen?????
Bilerek mi yapıyorsun gerçekten mi böylesin bilmiyorum ama cidden anlayışında bir sorun var senin. kim tecavüz dedi şimdi? Anlatayım bari basmıyor kafan, şimdi bak, sex isterken saygılı da diğerleri için saygısızsa bu adam ben bunda başka şeyler ararım. 2. si de eğer bir kişi gerçekten karşısındakini seviyorsa ve saygı gösteriyorsa, hastayken dahi bu kadar saygısızlık yapması hoşgörülür birşey değil. Ha sen ben erkeğime ne olursa olsun taparım diyorsan, o senin bileceğin iş, ben sadece kendi düşüncelerimi yazıyorum. Bir laf vardır topluma mal olmuş ama yazamayacağım buraya anlayan anlamıştır zaten…
Aslında sormaya gerek bile yok, bu tavırlarının sebebi ortada zaten..yarım kalmış hesabı görmeye gelmiş results besbelli…Başım üstüne, hoşgelmişin results …
Sen kısa zamanda bir doktora görün, yazın hakkında yorum yapıyorum doğru düzgün hala eski hesap diyorsun, paranoyak olmuşsun sen, yazmaya devam et nedenlerini anlayabiliyorum, adam yerine koyulmamaya alışmışsın, en başta demiştim ben o dilden anladığını, doğru tesbit etmişim. Anlamadığın şeyleri anlatmakla uğraşmayacağım, çünkü at gözlükleriyle bakıyorsun herşeye.
Hastayken sex yapmaktan geri kalmıyor ama ….yukarda bunu yazarken aşağıdasex isterken saygılı ama diyorsun…1.Cümlende kendini düşünüp,bana saygısız davranan biri olarak gördüğün adamı2.cümlende gözünde saygılı hale getiriveriyorsun..bunu isterken saygılı olduğunu neye dayanarak yazdın ki şimdi , yazımda böyle bir cümle görmüyorum…
Anlaşıldı sana seviyen gibi açıklamak lazım. Bak freekelebek, saygısızın zıttı nedir? saygılıdır dimi.
Adam yazıdaki saygısızlıklarına karşın, saygısızlık yapmayınca saygıolı oluyor. Yani senden sex isterken saygısız bir durum yok ortada. Ben bunu derken sen tecavüz dedin. Hey allahım, ilkokul çocuğuna anlatıyorum sanki, bu son yorumum anlamıyorsun çünkü, uğraşamam senle baby.
Gene aynı klişe cümleler…paronoyak, at gözlüğü,anladığın dil, uğraşmayacağım….Results bak sana hoşgelmişin dedim, başım üstüne dedim…hadi biraz yeni cümleler bul, öyle gel sen en iyisi..ben de yazım da burdayız, bekliyoruz..gel ama emi….
Gitmeeeee resuullltttsssss !!!!!!!!
results tarafından çıkarılan sonuç:saygısızlığın tersi saygıymış….adam saygısız davranmadığına göre saygılı oluyormuş…gülsem mi, ağlasam mı bilemiyorum şu anda…
bazen hayatı nasıl algılamak istersek öyle algılar insan üstelik haklı iken haksız durumuna düşer.ama bazı kişilerde hayatı hem kendilerine ,hem yanındakılere zehir eder ne varsa ne geçöecekse eline..ama daima bahanesı olan birisi ile beraber olup onu taşımak çok zor .bol sabır dilerim ve inş. senın hayallerin ve beklentilerin onunkılerının yerını almaz.hayat yaşanılacak kadar güzel sonuçta.sevgili kel.öz. herşey ruhundan dilediğin gibi olsun her daim mutlu ol.
İyi dileklerin için teşekkürler sevgili cpgulen, güzel şeyler yaşaman ve yaşatman dileğiyle mutlu bayramlar……
Viva Aztech’a!
göze göz, dişe diş diyosun yani pbk…bak bunu düşünmemiştim.. hasta olduğum zaman kesinlikle uygulamaya geçirmeliyim…( İyi de ben hiç hasta olmam ki ! ) e biraz oyunculuk yeteneğimi göstermekten kimseye zarar gelmez değil mi ama 🙂
sayın insan merak ettim tam olarak neyiniz oluyor bu insan?
çok güzel bi soru hakkaten,
siz yarım olarak neyim olabileceğini düşündünüz sevgili zat-ı muhterem ?
çok güzel bi cevap hakkaten
Sende şeytan tüyü var :)) sana da okkalı bir cevap döşenecektim ki, sonraki ahkamını okuyunca gülmekten yerlere yattım…
hakkaten mi
:)) valla bak
Sayın kelebeklerözgürdür sizde Peygamber sabrı var. Tebrik ediyorum.Asıl tebrik edeceğim insan ise o hasta ve yalnız olan şâhısadır.Size nasıl bir sevgi verdi ki bu kadar işkenceye rağmen kafasına bir şey geçirmeden onu sessizce bırakıp evden çıkabildiniz.Sizin davranışınızı takdir ettim ancak mutlaka siz de hastalanmalı ve onun davranışlarını tartmalısınız. Sizin gösterdiğiniz özen ve sabrı gösterebiliyorsa o insana her şey değer demektir.Ama siz hastalandığınızda sizin kadar yapamaz tabii ki de en azından yarısını yapabiliyorsa doğru insanı bulmuşsunuz demektir.Aklı varsa sizin gibi bir bayanı kaybetmeyi göze almayacaktır.Zamanımızda kadınlar kendilerini tel örgü ile çevrelediler.“Ben onu yapmam, ben bunu yapmam, ona hiç el sürmem, ben de para kazanıyorum, ben ne dersem o olur” gibi kadınlık dürtüleri içinde yer almayacak maskelere büründüler.Bu da kadınları çekilmez ve istenmez hale getirdi.Olumsuz sözlerle siz bu güzel davranışlarınızdan vazgeçmezsiniz. Maskesi olanlar da maskesini indirmez.Size sevdiğiniz ile güzel bir yaşam dilerim.
Doğru tespitleriniz ve iyi dilekleriniz için teşekkürler barıalast..
cok yetenekli bir bayanmıs, her yaslı ve hastaya lazım
x’nin yaşlı olduğunu da kim söyledi, senin bahsettiğin kişiye hastabakıcı deniyor :))
benim elime geçse bu modeli boğar atardım sanırım:)
yazının sonlarına doğru, ramak kaldığını dile getirdim zaten :))
çok geç kalınmış bir durum ben daha ikinci hamlesinde sigortalarımı bulamadım:)
hem hastalanırken bana mı sordu?ne yaptı da kim bilir hastalandı?hırsımı alamadım ya iyice yükleniyorum.bu nasıl bir sabırdır, bende “s”si bile olamaz:)
adam hasta zeynep, naparsın. allah vere de önümüzdeki kış yataklık olmasa :))
ilk kış öldürmezsen adamı olacağı bu işte:))şaka yapıyorum, önümüzdeki kışı planladığına göre anladım ki bu konuda seni sadece tebrik etmem gerekiyor.kıymetinizin bilinmesi dileklerimle diyerek bağlayayım:)
hasta ve yalnız ama sanslı bir adam 🙂
Photonnn adam yaşıyormuş:))onun kadar şanslı olmayabiliriz dikkatli yazmalıyız.anlarsın ya:)
:))
teşekkürler sevgili zeynep, dileklerin hedefine ulaşır umarım :))allahım ! hasta ve yalnız adamın, photonnn’un yazdığı satırları okuması için neler vermezdim :))
bence de çok şanslı.bunu da okutabilirsin:)
allahım kristaller’inkini de okusun, yalvarırım :))
:))aslında içimden kötü şeyler söylemek geliyor fakat sizin bu bağlılığınızı görünce susuyorum.insaf yani bu kadar eziyet edilir mi:))sustum.
acayip pis bağlıyımdır, ölümüne:))
belli zaten yoksa herkesin harcı değildir bu kadar sabırlı olmak.hazır çorbaymış, zıkkımpiyale tavsiye etmek istesem de sizin bu bağımlılığınız dilimi büküyor:)hak ettiğiniz karşılığı anlamını yürekten dilerim.
zıkkımpiyale ha, sevdim bu markayı :))bağımlı değil, bağlıyım demek daha uygun olacak sanırım . iyi dileklerine teşekkürler…
tarifini versem bile yapamazsın o makarnayı anlaşıldı:))rica ederim.