Geçen hafta hürriyet’de bir haber vardı. Bir kadın annesinin boğazını kesmiş. Aslında kadın değil. 21 çiçek açmış, ömründe. Çocuk- kadın demek daha doğru, belki de. Bütün basın bu haberi verdi. Daha doğrusu ayaklandı. Kızımız hukuk öğrencisi ve çok güzel bir kız. Annesini nasıl öldürür? İşin vahim boyutlarından biri buydu. Bilim kadını bir annenin çocuğuydu. Yani tutunamayanlardan değildi. Zengindi, güzeldi. Olsa olsa psikolojik tedavi görüyordur. Yoksa niye öldürsün ki?Sahi hiç annenizi öldürmek istemediniz mi? Yeter, bırak beni, düş yakamdan demediniz mi? Çünkü anne olmak biraz böyle bir şey. Hep yakasındasınız, bağrındasınız evladınızın. Gün gelir onu boğarsınız. Bu kızımızdaki ilginç bir olay da, boğazını kesmesi. Bir sinirle bıçağı defalarca annesine saplamamış, tek hamlede boğazını kesmiş. Öldürmek istemiş annesini, ondan kurtulmak istemiş. Hasta mı gerçekten? Öldürmek bu kadar zor mu, mesela? Kaybetme korkusu yoksa insanın çok rahat herkesi öldürebilir. İster anne, ister baba, ister bir yabancı. Şiddetin dışa vurumlarından biri. Yok olsun istemiş annesi, onu boğmasın.Hukuk öğrencisiymiş. Belki alıcağı cezayı bile önceden düşündü. Belki tasarladı, herşeyi. Belki bir anlık sinirle yaptı. Belki hiçbiri…Hiç bilemeyeceğimiz sorulardan biri daha.Bir genç kız annesini öldürdü. Boğazını kesti, hiç düşünmeden. “Kavga ettik, ben de öldürdüm” demiş. Aslında basit ve doğru bir cümle. Ama bu kavga o anın değil, zamanın cümlesi. Tek bir kavga öldürmez hiçbir şeyi. Kavgalar öldürür ancak. Çok güzelmiş, öyle diyorlar. Güzel kızlara anne öldürmek yasak.Canı acıdı mı mesela. Annem yok artık demedi mi? Bir insan annesinden nefret ederse, geriye ne kalır tutunacak. Babacı kızlardan mı? Bu hayatta en çok babasını mı sevdi? Babasının gidişinden dolayı mı annesini suçladı? Bilmem, belki soruları kendimizi de anlamak, ebeveynlerimizle aramızdaki şiddeti çözmek için soruyorum. Kimbilir,,,,Çirkin kızlar annelerini öldürebilir!
yorumlar
Haftada en az birkaç kez “Nefet ediyorum senden, nefret ediyorum!” diye annesine ağlayarak bağıran bir kız hatırlıyorum mesela.Galiba o kız rüyalarında hep annesini öldürüyordu.
BU konu beni de çok düşündürdü. Ama başka bir açıdan.. Anne baba olamıyor herkes diye düşündüm, kadın profesör olmuş ama kızının haline bak dedim.. Belki insafsızlık ettim ama herşeyin eğitimi var, okursunuz öğrenirsiniz, ama anneliğin, babalığın eğitimi yoktur, içgüdülerinizle yaparsınız herşeyi.. Çocuğu dünyaya getirdiniz diye hak görürsünüz herşeyi söylemeyi ve yapmayı, o yüzden çiğnenir o daha şekillenmemiş kişilikler kolaylıkla, çok zordur bir insan yetiştirmek çokk zorr… Sabır gerekir, bir gözün kör olacak bir kulağın sağır olacak derdi babam herşeyi görüp duymayacaksın..Offf çok can sıkıcı bir konu böyle oturup ahkam kesmekle olmuyor, öyle bir hale geliyor ki insan bazen nasıl geldim bu aşamaya diyor, söylenmeyecek sözler çıkıyor ağızlardan, yaralıyor, parçalıyor karşındakini, o çocuğunuz bile olsa, iyiliği için bile söyleseniz derin izler bırakıyor..Oysa ebeveynlerin tek istediği yolunu bulması çocukların, sürekli endişe içinde olmak nedir bilirmisiniz? Bir insan için sürekli endişelenmenin ne demek olduğunu, eğer bu yükü taşıyamayacaksanız sadece bebek sevmek için bu dünyaya çocuk getirmeyin…
@lınetciğim haklısın anne olmak kolay değil tabi ki, ama hangi şartlarda olursa olsun, her ne olursa olsun öldürmek cesaret ister. Ben o genç kızı sağlıklı bulmadım açıkçası
ben hiç annem ölse diye düşünmedim ya da onu öldürsem diye. çok dürüst ve net bir cevap bu. o haberi birinden duyup o kadar meraklandım ki hemen internetten bulup okudum bir sürü gazete küpürünü. bırakın annemi öldürmeyi onun ve babamın yokluğunu nasıl karşılarım düşüncesi bile beni hasta edebilir.bu olay nevdalistin dediği gibi bir sürecin meyvesi olmuş zira kadının çevresindekilere birkaç kez kızım beni öldürecek şeklinde serzenişleri olmuş.yani ebeveyn çocuk ilişkisi bile bazen seçme şansını kullanamadığından kabus gibi olabilir.burada bir de çok korkunç bir detay var. her yerde şöyle yazıyor; annesi de bilim insanı üstelik. mesleki konumumuz yahut akademik kariyerimiz ne olursa olsun dünyanın en yaramaz insanı olamazmışız gibi.gazetelerde hep yazar pişman mısınız sorusuna şöyle yanıt verdi diye… ben bu kzın ne dediğini çok merak ettim.
İşte bende onu diyorum, o kız o hale neden geldi ??
şiddetli kişilik çatışması. ana kız olunca boşanma terk etme filan da olmamış. aynı evde aşırı doz sinirden ipler kopmuş. diye düşünüyorum.
Günlerdir aklımın bir köşesinde bu haberi düşünüyor ve kızın durumunu irdeledikçe dehşete kapılıyorum, gerçekten tüyler ürpertici.. Zaman zaman anlaşmazlıklar olur tabii ki anne ile, baba ile, kardeşler, onlar bunlar şunlar ile ama burada nirengi nokta 1. veya 2. dereceden yakınlık değil insanın en büyük düşmanının kendi aklı olduğu ve onu iyi yönlendiremez bazen de dizginleyemezse ruhunun sıkışıp patlayabileceği gerçeğidir. Kişilik bölünmesi yaşıyordu büyük ihtimal en ileri boyutta ve bu da cinayeti işlerken ki soğukkanlılığını arttırıyor çünkü daha sonra başka biri olacak.
Bana göre, her ikisinin de ileri derecede psikolojik rahatsızlığı var..Anneler ve babaların çok dikkat etmeleri gerekir..Ülkemizde psikologlara verilen paralara acıma ve de rahatsızlıkları gizleme olayı var..Tıpkı imkansızlıktan dolayı engelli kişilerin eve mahrum olmaları gibi, sokaklarda görmeyince hiç engelli yok zannediyoruz..Türkiyede tedavi olması gereken ama olmayan çok insan var, nereye kadar bu tür haberler artana kadar..Gençlik nereye gidiyor? merhamet nerede?İnsan, annesi için canını verir..Gözyaşına kıyamam..Nevdalist, bu haberi gazeteden okumuştum, çok üzgünüm..Güzeli, çirkini yok bu işin..
kişilik bölünmesi öyle cart curt karşımızza çıkan birşey değil ki dej.her seri katilin avukatı bir posta bu tezi atmıştır ortaya mesela.her ne kadar fikir yürütmek gerçekten bence boş bir iş olsa da kendimi bunu yapmaktan alıkoyamıyorum. açıkçası buarad kızın hasta olduğunu düşünmek bence çok iyimser bir tahmin. ben kızın da annenin de deli olduğunu düşünmüyorum. ya da çok ciddi bir ruh hastalıkları olduğunu. bence tamamen insanın kötü olabilmesi yanlış yapabilmesi hali bu.
Kötü insan diye birşey yoktur mansonKarakter kötü olabilir, düşünceler kötü olabilir, söylemler kötü olabilir ama insan bütünüyle kötü olmaz.Delilik ve psikolojik sorunlarla boğuşuyor olmak çok farklı şeyler. İnsanları tanıyamaz ve uzaktan göründüğü haliyle yorumlayamazsın, içinde biriktirdiklerinin ne zaman ve ne şekilde patlayacağını çözemezsin.Sapla samanı karıştırmayalım
Adam öldürmek kolay mı, gider duvara patlatır kolunu kırarsın başkasına zarar veremezsin..Bu arada annesi babası prof, genel müdür ve benzeri gibi aileler çocuklarını genelleme yapmayı sevmesem de çok katı bir tutumla yetiştiriyorlar..Sevginin yerini sadece başarılı olma arzusu, iyi bir yer edinme, anneye babaya layık bir çocuk olma gibi durumlar alırken, başarısız olma durumunda şefkat duygusu atlanıyor..Sevgi ile herşey mümkün deyip sabah sabah bilmişlik yapmak istemiyorum…
burada amacım seni ya da bir başkasını fikrinden caydırmak değil kendi fikrimi detaylı olarak anlatmak.kötü şeyler düşünen, karakteri itibarı ile kötü olan söylemleri ve hareketleri de bu şekilde olan bir insana ben kötü diyorum dej. sen belki daha sempatik bir tanım kullanıyorsundur.
ben de aynen bunu anlatıyoru işte fikir yürütmek saçma derken. o insanları tanımıyor olayla ilgili verileri bilmiyoruz sadece tahmin yürütüyorum.yaklaşımımız ise direk daha orjinden ayrılıyor. ben olayaın sebebinin insanın yapabilecekleri olduğunu düşünüyorum anladığım kadarıyla sen insanın sağlıklı olmayan güdülerinin esiri olduğu düşünüyorsun anladığım kadarıyla.
Ama anahtar cümle bu pbk çok doğrusun.Aileler evlatlarını diledikleri zaman özgür bırakıp diledikleri zaman sıkı yönetime alırsa,sevgiyi aktarırken tutuk kalırsa,başarı, statü gibi kimlik kartlarını çocukların ellerine kendileri tutuşturup sonra beklentileriyle boyunlarını bağlarlarsaBöyle bir nesil meydana gelir işte.Hiçbirşey için geç değil. Gelecek nesil dediklerimiz de zaten bizim evlatlarımız olmayacak mı?
@pbk, en iyi ilaç sevgidir. Bilmişlikle alakası yok, doğrudur..
sevgi çok göreceli ve tehlikeli bir kavramdır. pbk ve akoninin yapıcı tutumunu destekliyor olmakla beraber sevgi kavramının farklı beyinlerdeki algılanmasının da çok kötü sonuçlar doğuracağını düşünüyorum.çocuğunu sevdiği ve onu korumak istediği için yanlış yapan bir sürü ebeveyn var. hepsinin altında cehalet, kendini bilmezlik yatmıyor. kişinin sosyal psikolojiyi anlamaması ve uyum sağlayamamasının dehşet verici sonuçları olabildiğini bir çok örnekle açıklayabiliyoruz.
Ama manson bu olayı yorumlamak için çok uzağa gitmek yersiz değil mi. Sen sorunlu oldukları için olduğunu düşünmüyorum dedin ama bu mümkün değil. Öyleyse haklı bir durum akabinde böyle bir cinayet olayı patlak verdi gibi bir anlam çıkıyor dediğinden, bende bunu ifade etmeye çalışıyorum.
Olayın sebebi insanın yapabilecekleri derken “sağlıklı düşünememe” unsurunu gözardı etmek mümkün mü hiç manson?
İnsan’a yasakları getiren tek bir duygu var o da suçluluk duygusu. Hani inşaatlarda post-tension denen bir sistem var “Ard Germeli”…Ön şartlı kabuller, işlenmiş korkular kısaca soğuk kanlı olamamak, düşüncesinin dahi sizi kıskaca alıp hızla kaçış ve ağır yoksunluk hisleri sizi engeller.Sadece öldürmeyi değil herşeyi engeller. Diyeceksiniz ki ölüm ve öldürmek hakkında bir fikre nereden sahipsiniz, avlandım diyelim en azından bir canlı. O an anladım neyin neye dönüştüğünü. Nasıl açayım bilmiyorum ama yerli yabancı tüm av filmlerinde garip bir romantizm havası vardır farkettiyseniz. İşte bu garip buhranların sonucu.Tüm duyguları bir an veya süre için kontrol altına alıp (serin kanlı) eylemi net bir zihinle yapmak dışında kalanlar cinayet değil kazadır onuda belirtmeliyim. Cinayetin işlendiği araç ise Öldürme isteğinden bağımsız olarak olayların anlık patlak verdiğini gösteriyor “Coşku anı”… Planlı bir cinayet değil, bir birikimin patlaması diyebiliriz ancak kızımızın duygu kontrolünün sağlam bir düzeyde ilerlediği kesin. Bu kontrolün hanım kızımızın kendi mantık ve menfaatleri yönünde olduğunu belirtmeliyim.Ez cümle durumda sakat olan menfaatlerin gözetilememesi durumu ve zayıf veya ezik bir egonun mantıksal kaçışını gösteriyor. Aksi durumda gurur yapıp kendini öldürmeyi tercih edebilirdi, bir düşman tanımı yapılmış hemde güçlü bir şekilde ve evet annesine…
yahu kızın babası mektup yazmış zaten bir haber portalına…kısacası, ilgilenemedik kızımla, benim annem babam büyüttü diyor…üzerine de yaşadıkları boşanma tam son nokta olmuş ve kız ilaç tedavisi görüyormuş…lafın özü;anne-baba olmak hiiiiiiç kolay değil, hem de hiç…
hah tam olarak anlatmak istediğim noktadasın şu an. ben insanların son derece sağlıklı düşünürken bir insanı kıtır kıtır doğrayabileceğine inanıyorum. yani evet o unsuru göz ardı edip o noktada insanın içinde kötülükten haz alan bir bölümün olabileceğine inanıyorum. o anlık sinirin tetikleyici olduğunu ama temelde hiçbir psikiyatristin bu beynin kimyası bozuk bu ruhun sağlığı yerinde değil diyemeyeceği bir çok insanın bizi dehşete düşürebilecek cinayetler işleyebileceğine inanıyorum.
Şimdi, yurtdışında, 30 yaşından sonra kızının aşırı tuhaf davranışları olan bir annenin evine gittim..Anne çok üzgün..Sevgi ile herşey mümkün derken, genetik te olabilir bu tür durumlar..Anne, kızının son derece başarılı olduğunu söylüyor iyi bir mevkii, güzel bir hayat..Kız sürekli annesinin üzerine yürümeye başlıyor..Bir müddet sonra hareketler değişiyor, annenin ısrarlarıyla, doktora gidiliyor, dr şizofren teşhisi koyuyor, bir müddet sonra devlet dr kontrolünde kızı evden alıyor ve hastanede bakılıyor..Eğer kız alınmasa sonuç aynı olabilir.. Bu tip olaylara hastanelerin izleyip direk müdahale etmesi gerektiğini düşünüyorum..Sevgilinin yetmediği yerde, mantık ister istemez devreye girmeli..
@pbk evet aynen öyle birini bende biliyorum, ailesine zarar vermişti. Hastanede tedavi görmüştü. ama belli bi şeyden sonra evine yolluyorlar ve sonuç korkunç olmuştu, eşi ve 2 çocuğunu öldürmüştü.
vi aar guud end vi aaar ivııl
yukardaki örneğe kesinlikle muhalif görüş olmamakla birlikte sunu ısrarla belirtmek istiyorum şizofrenlerle normal insanların saldırganlık oranları açısından farkları yok.her iki gurupta da sosyal destek alan insanlar saldırganlığa ve suça eğilimli oluyor.şizofrenler tehdittir görüşü genel olarak yanlış oluyor. zira şizofrenlerin çoğu toplum içinde zaten sivrilip hastalıkları bir noktada teşhis edilen insanlar. şizofren ve sağlık desteği almayan bir insanla sağlıklı ve sosyal destek almayan insan suç işleme eğilimine aynı oranlarda sahip oluyor bu durumda.
Katiller normal değildir..Bir kimsenin hayat hakkını elinden almaya teşebbüs etmiş bir kişi, toplum içinde yaşamamalı..Dizginlenemiyorsa, Dizginlendirilmeli..
öldürme normal bir insan davranışıdır bence. tıpkı başkalarını hayatlarını mahvederek yükselmemiz, çalmamız, tecavüz etmemiz, savaşmamız filan gibi.kopan efendi çoh dooru demiş vi ar gud end vi ar evil diyerekten.
taktirinize mahzar olmaktan onur duyarım manson hanımefendi
katiller, ölenler, öldürülenler, cinayet, zan, suçlu, masum, tetikçi, aile, anne, çocuk, kimsesiz kalmış yaşam haddi…psikoterabi uzun sürmüştür, hastayla bir türlü mesafe kat edememiştir doktor. akşamın ilerleyen saatleridir. sekreterde çıkmıştır önceden işi olduğu için. randevusuz gelen hastası karşısında oturuyor her zamanki gibi anlamadığı şeyleri sıralıyordur. eli başında, dirseği masada;- yeter, hanım efendi lütfen artık gelmeyin sizi iyileştiremeyeceğim.kadın başını kaldırıp doktora bakar. eldivenli ellerine bakar ve neden olmasın ki der. bir şey söyleycekmiş gibi doktorunun yanına gider hemen sağ tarafındadır.-olur ama son bir şey gerekiyor, dedikten sonra doktorun hiç beklemediği bir şekilde saçlarından tutup başını geriye çeker ve her zaman taşıdığı bıçağı boğazında tek bir hareketle kaydırır.doktorun kanı masaya doğru fışkırırken kadın, hayatımdaki en büyük delilik bu olsa gerek der.öldürme psikolojisi çok farklıdır. o an orda yok olmasıda istenebilir, öldürenin içindeki duyguların hezeyanıda olabilir. bu bir kaostur. tek sebep birden bireliktir kimi zaman, kimi zamanda önceden hesaplanmıştır. kişinin içinde bulunduğu şartlar ve ruhsal kimliği böylesi bir duruma sebep olabilir.kız dışardan geliyordu, dışarda yaşadıkları nelerdi bilinmiyor, anne “kim bilir kimin altından geliyorsun” dedi. bu cümle şunu anlatıyor, anneyle kız arasındaki didişmenin çok öncesi var. kızda bir birikim sözkonusu ve cinayetin hayal edilmişliği bariz. annenin boğazından kesilmiş olması hayatının kesinlikle son verilmesi istendiğinin kanıtıdır. sebepleri nelerdir bu uzar gider. anne ve kız arasıdan olan ve belkide bizim hiç bilmeyeceğimiz nedenler olabilir. ama kızın bunu sanat amaçlı yapmadığı açık.
dostoyevskinin dediği gibi; hayatı boyunca bir an bile olsa babasını öldürmeyi düşünmeyen bir kişi olmuş mudur…bence olmamıştır der…bencede olmamıştır…..basit bi tepkime bu ebeveynleri öldürme isteğiama önemli olan o tepkimeyi pratiğe dökmemek sanırım…ve eğer pratikte-yukarda ki şekil a gibi- sözkonusuysa durumun psikolojik tahillerini yapabiliriz pek tabii…ortaya kitaplar bilimsel kanıtlat tecrübeler girer…olayın hukuksal boyutu ve pek tabii etik açıdan yansımaları….ama bence doğal bi şi bu… yeryüzündeki ilk cinayete bakıtğımızda bunu doğal karşılamamın nedenini anlarsınız sanırım..
bu haber herkes gibi beni de çok etkiledi. çünkü genç kız cinnet geçirdim, yaptım demedi. gayet sakince kavga ettik ve öldürdüm diyor. annesi ne yaptı ki, bu kız bu derece nefret etti ondan. Yoksa annenin tek suçu da kızını çok sevmesi miydi? babasını çok severmiş, o gidince kızmış.başlıktaki ironi anlaşılamadı, galiba. kasetmeye çalıştığım güzel ve iyi aile kızı olursa böyle bir şey yapamaz. sınıfsal olarak daha kötü durumda olanlar, çirkin olanlar bunu yapabilir gibi verilmişti, haber. yani kızın sosyal statüsü toplumda da bir infial uyandırdı. ölümlerde bile bi ayrım var. üzücü!ebeveynlerimizle özellikle ergenlik döneminde sancılı bir ilişkimiz vardır. aileyle gün gelir herkes barışır. olduğu gibi kabul etmeye başlar onları. başta o off rahat bırak anne dediğiniz kişi hayatınızda en önemli kişi olur. ya da babanızı kaybedince hayatta en çok onu sevdiğinizi anlarsınız. annesini kaybetmekten korkmamış. ama babasını kaybettiğini sanmış.benim merak ettiğim şu: sahi hiç canı acımadı mı? annem yok artık demedi mi?
Cesaret suçun ön koşuludur derler. Gösterdiği cesaret bu duygularını itiraf edecek gücü yok ediyor nevdalist ne yazık ki. Tabii pişmanlık duymayacak kadar anlaşılamaz bir girdap içinde değilse.. Bu da eğer önlem alınamaz ve tedavi edilemez ise yeni cinnetlere (başka bir isim bulamıyorum) gebe bir yaşam süreceği anlamına geliyor.
sayın nevdalist genç kızın cinnet geçirmemesi ya da gayet sakin bi şekilde kavga ettik öldürdüm demesiya da anlaşılmadığını düşündüğünüz şu “ölüme bile statüsel yaklaşılması” husundaki hassasiyetin farkındayım kendi adıma…ama hala şunu demekte diretiyorum ki bi insanı öldürmeyi istemek çok doğal bişi ama bunu pratiğe dökebilmek işte o hususta nedensellikleri konuşabiliriz fakat bunu bi çözüm getirebileceğini sanmıyorum…herhangi bir insanı öldürmekle annesini öldürmesi arasında pek bi fark göremiyorum ben.öldürmek istemiştir ve öldürmüştür…çocuğunu taciz eden ebeveynler,ensest ilşkiler benim için daha şaşırtıcı ve üzücü bi husustur.ayrıca bende şunu sorayım madembu genç kız annesini öldürmüş ama hergün binlerce anne evladını öldürüyo ya da bi şekilde evladından uzak kalmayı tercih ediyor…gerek kürtaj yoluyla gerek bakamama ya da istememe gibi sebeplerle çocuğunu terkediyor…peki bu insanlara ne demeli…bu anneler hiç mi düşünmez evladım nerde ya da ben evladımı öldürdüm diye ????
Haberlerin hic birine inanmiyorum. Cinayeti bu kiz islemis olamaz. Bogaz kesmek icin cok yogun ve odakli kuvvet gerekir. Erkek kuvveti. O kiz birak bir insanin bogazini, sinek olduremez. Ancak yaralayabilir ve kan kaybindan oldurebilir. O zamana kadar vakit gecerdi ve kadin yardim isterdi. nasil gucu kuvveti yerinde orta yasli bir kadin kendini savunamadi, once savunmasiz hale getirmesi lazim. Uykuda bile oldurmeye kalkissan cok zor.Cok cok cok supheli bir cinayet bu.Once yasadisi bir orgutten suphelendim. Sonra babasindan suphelendim. Kizin sucu ustune aldigindan. Sonra ikisini bir araya koydum. Ben kizin sucsuz olduguna ve baski altinda olduguna neredeyse eminim.
Konudan ayri bir konu, Turk kadinlarinin 21 yasina kadar hatta 30-40 yaslarina kadar ailelerin yaninda kalamsi . Sakat olay, bir insna 18 yasina geldi mi evi terketmeli. Kisisiel gelisim ancak evden uzaklasmak, ebevyn himayesi altindan cikmak ve sorumluluk almakla mumkun olur. Turk kadinlarina bu firsat taninmadigi icin bunalima dusuyorlar.Kadinlarin dogal ic gudusu onlari goc etmeye ve etrafi incelemeye yoneltir. Bu ici guduyu anlayacak olgunluga eristigimiz gun kadini eve kapatmanin ne kadar tehlikeli oldugunu da idrak etmis oalacagiz.
o türk kızlarının bir kısmının kek çırpıp kral tv- seda sayan izlemekten ve bir gün bir koca yapmaktan öte hayalleri yok maalesef. olsa bunun için en ufak bir çaba harcayabileceklerini düşünüyorum. bu ülkede kadınların %90’ı dayatmayla anne baba yanında yaşamaktadır gibi bir olay yok. bahsigeçen kadınların bir çoğu hayatın zorluklarından bu şekilde sıyrılmayı seçmişlerdir. çünkü izin verilse olanak olsa bile ana babasından ayrılıp yaşam kuracak maddi manevi birikimi yoktur. bir çok ev kızı tabir edilen arkadaş belediyelerce ücretsiz verilen kurslara katılmaktan, bilmedikleri okuma yazma için açılan okul sonrası kurslarına katılmaktan acizdir. bu ülkede halk kütüphaneleri ücretsiz hizmet vermektedir. bu kızlarımızın bir kısmı bunlara üye olup kendini aşma çabası içine girebilir. gece düzenlendiğinden katılım az olduğu için gündüze taşınan okuma yazma kursuna katılmak yerine çok işim oluyor gidemiyorum seçeneğini seçmeyebilir. okula gönderilmemiş olmak ömür boyu cehalete mahkum olmak değildir. kayıp insanları bulmak, tüketiciden üretici konumuna getirmek için çalışmalar yapılmaktadır. bahaneler yaratılıp gitmekten kaçınılmasın diye bazı çalışmalar mahallelere kadar taşınmaktadır. yaşını sorduğumuzda ben bilmem ilkokul birde beni okuldan aldılar okumaktan soğudum diyen kadın kurban değil tembel ve acizdir. bunu için her zaman anne baba, toplum suçlanmamalıdır.kadını sürekli kurban göstermek kadını topluma kazandırmak için çok da mantıklı bir yol değildir.sizin yorumunuzda yapıcıyı olmayı hedef alan eleştirileriniz iyi niyetli olabilir ancak maalesef tamamen gerçeği yansıtmamaktadır.
clicia nın yorumuna imzamı atarım,
Ayni fikirde deglim Charles Manson. Tembelligin kisiye ozgu bir sey degil, tamamen ogrenilmis bir davranasi bicimi oldugundan eminim. Olayin tembellikten cok baskiyla ilgisi %90 civarinda bence. Eger bir kadin olsaydin, bazi ailelerin kizlarini degil “kutuphane”ye, disariya bile birakmadiklarini bir dusunurdun.Eger Turkiye kkadinlara bu kadar siddet uygulamasa, kadin her yere rahat gidebilse elbette kisiligi ve dunya gorusu de ona gore degisecektir.Bu konuda israrliyim. Iki buyuk annem farkli cevrde yetismislerdi, ikisini de cok sayarim; birincisi etnik gocebeydi (Clicia nin Yoruk kani), ikincisi house-bound kasaba ev hanimi. Zavallim burnunun dibindeki denize belki hayatinda bir yada iki kere gitmistir, ” goturulmus” daha dogru olur. Ikisinin kisilk farkini gordukten sonra beni zor ikna edersin kizlarin tembelligi teorisine.
Ingiltere’de “Sokakleri geri alalim” gosterileri yapilir. Yani sokaklarin otomobilden arindirilip yayalara acilmasi propagandasi. Yollar kapatilir , yayalar pankartlarla yurur, karnaval yaparlar.Turk kadinin hayatini da yol kenarinda yayalara benzetiyorum. Erkekler son model BMW ile yollara hakim, kadinlar ise hayata katilim; hayati etud, gorus acisi vs. bakimindan bir turlu yollardaki hakkini kullanamiyor.
bence de clicia, bmw konusundaki yaklaşımında çok haklısın,
daha önce de belirttim adım mahmut ama ben okşanı tercih ediyorum.sallama %90 lık istattistiki bilginizle kendinizi bitirdiğinizden çürütecek birşey yazmayacağım.yaşasın bdsm!
Mankafa Manson bana bak, bu benim gorusumdiye yaziyor; sana istatistiki bilgi verdik mi diyor ? Nerenle anliyorsun sen? halla halla…
sürekli istatistik verenlerin çok salladığını düşünürdüm ve ilahi adalet bir kez daha bu teorimi seninle desteklettiği için çok mesudum.mankafa çok şık ayrıca ilkokul 1. sınıfta bir de şey vardı çok moda; nato kafa nato mermer.sildirmiyorum yorumlarını bilerek ibreti alem için. gelecek nesillere insan kendini nasıl daha da rezil eder konulu bir ders olsun o bakımdan.
clicia ya katılıyorum. tek sorun tembellik değil. evden dışarı çıkartılmayan, erkekler ile aynı odada oturamayan kızlarımız var. onlar ne yapsın?
arkadaşım ben okumam diyorsan amenna.hala evden çıkarılmayan kızdasınız hayret bir olay.
arkadaşım devamını da eklesene. biz okuduk. sen nerden biliyorsun türk kızlarını? çevrenden görüdğün iki tanesi böyle diye herkesin böyle olduğunu öne sürüyorsun. istatiki, sosyolojik vb. çalışma mı yaptın? nasıl bu kadar kesin hükümlü oluyorsun?
suskunluk tamamen sana hitaben yazıyorum;ayol sen bilebiliyorsunl clicia bilebiliyor ben niye bilemiyorum? faturasını mı aldınız türk kızlarının?evet oku cümlenin devamını.
burada bambaşka birşey söylüyorum. başka bir konuya geçiyorum.bazı insanlar bu seçimi babası abisi amcası ağzını yüzünü dağıttı diye değil başka seçeneği olmadığından yapar. neden başka seçeneği yoktur. çünkü bir şey yapmaya çalışmak zordur ama evde oturup laklak yapıp koca beklemek kolaydır..
bak yine bir kısmından bahsediyorum.
sizin dediğiniz gibi bir olay yok bütün kadınlar bağımsız ve tembeldir mi diyorum? hayır. bunların içindeki başka bir kısımdan bahsediyorum.en az sen ya da cliciax kadar ben de konuşma hakkına sahibim. erkek ya da konuşan bir karıncayiyen olmam bunu değştirir miydi? hayır.
gene günlerden pazartesi, gene okul yok, gene suskunluk haftanın sitresini atıyo, gene ketfayt kıvamında bi ağazdalaşı, mırrrrrrr (pençe hareketi)!
ayrıca sen bu cümleleri kurarken ne kadar istatistiki, sosyolojik çalışma yaptın kuzum?lütfen biraz duyarlı olalım. ben burada kadın karalama kampanyası yürütmüyor kadınlar keşke daha çok şeyi deneselerdi diye hayıflanıyorum.
Bu okula ders koydurtalım pazartesi günleri için. Adını bir öğrensek, hatırlı yakınlarımızı araya sokarız.
senia hanım teyzenin kızı psaklı rahimenin kaynı osman milli eğitimde bekçiliğe duruveriyomuş geceleri. ona bi söyleyeyim ben anthro. belli li olur anacım.
siz her gün aynı muhabbeti yapıyosunuz? ben ayda bir sadece pazartesileri yapıyorum, olay oluyor.çok acayipsiniz, başka cevabım yok size.
hemen kızma yaw, sen gene yazmana devam et, azucuk şakadan ne olcekkine!
Yahu bişey demedik. Bugün de sana yapalım dedik birbirimize yapığımız yüklenmeceleri. Hemen alınma. Zaten haftada bi uğramışın, bi makas aldık abisi?Hadi bakalım okula.
Hane halkı sayısı maksimum düzeye çıktı bu aralar. 3 çocuk üç çocukta olmaz ki hem. Bak görüyosun sonra. Çocukları derse sokmuyolar çocuk bolluğundan, onlarda boşluyo.
abisi derken?
Haftalık dersi 7 güne çıkartalım diyorum. Tatiller iptal edilsin. Öğrenci dediğini boş bırakmaya gelmez. Başa bela olur sonra.
Ben şahsen değil annemi babamı, her hangi bir insanı öldürdüğümü düşünemiyorum.İnsan insanı öldürme hakkını kendi nasıl görebilir bilemiyorum. Bu kadar kolay bir şeyin aslında ne kadar büyük haksızlık olduğu bence ilginç olan. Yani bir insanı sadece tetiğe basacak kadar kısa zamanda ve hızla çabucak soluk alıp verme süresinde öldürebiliyorlar ve aslında karşı tarafın soluğunu kesme hakkına sahip olduklarını sanıyorlar. Bence en fazla dövmeliyiz insanı 🙂 Şöyle sıkı bir dayak hatasını anlamasına yetmeli :)))) Savaşlarda böyle olsa karşılıklı birbirlerine tokat atsalar:)
Bir genç kız annesini öldürdü. Boğazını kesti, hiç düşünmeden. “Kavga ettik, ben de öldürdüm” demiş. Aslında basit ve doğru bir cümle. Ama bu kavga o anın değil, zamanın cümlesi. Tek bir kavga öldürmez hiçbir şeyi. Kavgalar öldürür ancak. Çok güzelmiş, öyle diyorlar. Güzel kızlara anne öldürmek yasak.bu cümle beni biraz düşündürdü…evt kavga ettik öldürdüm demiş kız belkide tüm zamanın birikimiydi peki ama ne kadar bir birikim olsada bir insanı öldürme hakkı varmı???mesela ben annemle kavga etsemde asla aklımdan böyle bişey geçmez…tamam beki o anne gerçkten annelik yapamadı ama her ne olursa olsun o kızın annesiydi onun parçasıydı bu yüzden ne olursa olsun bu bana göre bi vahşetti…
“beki o anne gerçkten annelik yapamadı”nereden biliyorsun anneligini yapamadigini ha? nasil bu kadar on yargili olabiliyor, tanimadigin kaidnin anneligini muhakeme edebiliyorsun?Eger babasini oldurseydi, baba profesor olsaydi ayni sekilde yuklenecek miydin? Simdi kadin profesor oldu, kariyer kadini diye mi anneligini yapmamis oluyor?Bu yaptigina KADINLARA KARSI ON YARGI denir, bence yazmadan gercekten dusun biraz!
babasını öldürse biz kadınlar çok sevinecektik adi bir erkek daha gitti meleketten yaşasın kadın hakları diyecektik. ayrıca annesi profesör olacağına kızına kek çırpmayı öğretip hayırlı bir kısmet arasaydı. sen kızı yalnız bırak o kadar sürtük filan de sonra. olacak şey değil.
Doğru yazıyı mı seçtim bilmiyorum ama zambaklar da senin annene hediyem olsun nevdalist:)
dejavu;pilli yorum sayesinde haberim oldu, güzel çiçeğinden. çok teşekkür ederim. acayip duygulandım, anlatamayacağım/ anlatılamaz olan garip bir zamana tesadüf etti.tekrar çok teşekkür ederim.
Beş vakit namaz kılardım iki yıl önce ateist oldum, dedi.Bazı ruh hastaları olayları dine bağlamak için kıçlarını yırtıyor ya burda. Bu kez bunu ben yapayım.Manşet:Ateist çocuklar annelerini öldürür(ruh hastası olmayan ateistler kıllanmasın hemen. sadece trende uyuyorum. birileri nasıl salakça yaklaşıyor onu gösteriyorum.)
(:
Kop diyo ki: “Olm, her bişee dine bağlamayın. Bundan sonra ottan boktan mevzuları dine bağlayanın ta …mına koyim.”Ben de katılıyorum bu söylediğine. Öyleyse futboldan ekonomiye, aşktan boka her bişeyi dinle bağlayanlara savaş açıyorum ben de. Ama her kim saçma sapan olayları bağlıyorsa aynı durum söz konusu olacak.Hatta:
aaa kopanisti karikatür mü eklemiştin.yeni gördüm, teşekkür ederim.
🙂
hiç ilgilenmiyosun nevdalist, olmuye beyle
evet ya! dört koldan saldırıya pardon ilgiye geçtim.off başım döndü, midem bulandı.
müebbet hapis cezası aldı