Tüm duvarlara rağmen…..
Akşamsefasının vakti çoktan geçti. Bir sonbahar akşamına puslu bir ikindi zamanı kaldı… Ağaçlar eski zamanlardan kalma anılarını döküyor üzgünce… Koyu bulutlardan yere düşmeye hazırlanan yağmur damlalarının kokusunu duyuyorum… Farkına bile varmadan bir nefes hızında ezgiler dökülüyor dudaklarımdan. Yalnızca biraz… Biraz üşüyorum.
Çarşının başından sonuna tenhalığı nedense ilk defa içime dokunuyor bugün. İçim… İçim acıyor her nefesimde. Bulutlardan bana bakan damlalara inat parka oturuyorum. Çoğunu tanıyorum. Gözlerinden doğanlara çok benzeyenleri de. Birazdan inmeye başlarlar bulutlardan. Kokuları korkularımı bastırıyorken… Birazdan.
Bugünlerde gecelerin daha uzun olduğunu öğrendim. Bitmek bilmiyor artık karanlık. Bir de boş odalara daha çok üşündüğünü. Her şeyim aynıydı aslında. Sana anlatacaklarımı biriktiriyorum sadece içimde… Düz ve eğik ama hep sevdalı harflerle… Yazmakla bitiremediğim sessizliklerimi döküyordum kelimelere… Sensizken işte…
Yalnızlığımı da yanıma alıp parktan ayrılıyorum. Cebimden sokaklara dökmek için sıkıntımı, bir hamle daha yapıyorum. Bir ayağımı diğerinin önüne koyuyorum. Kendi bedenimi gidişine bırakıyorum… Amaçsızca dolaşınca her yer birbirinden farksız oluyor. Tüm kapılar, camlar kaldırımlar, taşlar… Her şey ve herkes benden uzaklaşıyor. Bazen bir çocuk gibi seviniyorum, olur olmaz yanılsamalara… Hep belkiler eşliğinde…Tüm duvarlara rağmen, camların, kapıların arkasını merak ediyorum bu aralar. Kapından sayısını bilmeden kaç kez geçtiğimi hatırlıyorum aslında. Bazı geceler unutmuşluklar içinde mışıl mışıl uyurken sen. Düz adımlarla eğik yollar boyunca kaç kez geçtiğimi… Özlemeyi özlüyorum… Özlemeye değer ne kaldıysa…
İnatla vazgeçmeyeceğimi yineliyorum, uzun gün ve gecelere… Çok ağır olsa da gece karanlıkları, bir şekilde uyuyorum geceleri, bilmeden. Ve her gün umutla açıyorum gözlerimi. Belki… ler ile.Düz ve eğik ama hep sevdalı harflerle… Sessiz kelimelerimle bir akşamı daha karanlığa gömüyorum yine. Sonunda sana çıkmayan yollarıyla, koca kent ile geceye karışıyorum… Saatler sonra gözlerimi kapatacağım, yine belkiler ile açmak için…Varıyorum birkaç sokak sonra eve. Birazdan geçerim kapının önünden… Belki de geçtim… Kapıların, camların arkasını merak ediyorum artık. Farkına bile varmadan bir nefes hızında ezgiler dökülüyor dudaklarımdan.Yalnızca biraz… Biraz üşüyorum işte.
yorumlar
nöbet tutar yokluğun…
,!?..Fon müziği yaptım yazına Plakton..
Hamlelerin hiç bitmesinKaranlıklar korktukça büyür önündeUmutlarını topla yerden,elbet biryerlerde hiç gitmeyeni yeniden bulursunah etmeden..
gittiğin günden beri hergün ikiz sankirakamlar düşüyor takvimlerden, üzerime üzerimebıraktığın yerde gel de bul benibana bir gel desen o yolları hiç geçilmemiş sayarımhafızamı kurban eder aslalardan cayarımbir gel desen sana orucumu bozar sensizliğe doyarımbana bir gel desen…seni özledim..
plakton herzamanki gibi bu konuda çok iyisin…… ve hatta gün geçtikçe daha fazla oluyorsun… Sen Türk’sün değil mi? bizi kıskandırmaya aynı zamanda hayran bırakmaya ne hakkın var? tekrar tekrar okunası şeyler yaz yaz ama bize de acı…. ruhumu dinlendiriyorum dediğim anda yazıların hoooooooppp karmakarışık hale getirip atıyor beni bir taraflara…. Gülse gayet ciddi olur da ben olamaz mıyım? Vallahi ben daha bir GAYET CİDDİYİM sevgili plakton ellerine sağlık…….
@efgan? 🙂
pilli pati? 🙁
Modaya uyalım bari…
Evet, gururla söylüyorum, TÜRK‘üm lorienn…Hatta beni bilen arkadaşlarımın söylediği son EFE‘lerdenim….Hepinize çok teşekkür ederim dostlarım.Ve bir deDoğrudur,yaralar kolay silinmez izleri muhakkak kalır.Bulmak için de hep aramak gerekmez,O gelir beni ( seni ) bulur….Şimdilik sadece gülümsüyorum…
Anlam dolu yazı için teşekkürler plakton. Yazını üç kere okudum. Okurkende aynı duyguları yaşadım. Burada okuduğum en anlamlı yazıydı benim için.
bi de, de yi ayrı yazmayı denesen
devil or angel 🙂
Hayatımızın her safhası Belki değil mi zaten plakton.Hep belki.Yine güzel bir yazı.Eline sağlık
kop:)