bildirgec.org

umut hakkında tüm yazılar

“O” sevgili değil sadece sevilen

princess222 | 16 June 2011 11:13

Ah hayatta hem o kadar sevinci hem de hüznü yaşadığım insan. Canımın ta içi.. Tam da umutlarımın üzerine perde çektiğim anda nasıl da akıverdin yine karşıma. Aniden… Yüreğim dayanmıyor artık bu inişli çıkışlı sevdaya. Daha bilmiyorum bile karşılıksız bir sevda mı, yoksa iki kişilik ama imkansız mı? Sensiz de çözemiyorum. Birşeylerin cevabını almam bile yetecek bana. Mesela hiç sevdin mi beni? Bir an da olsa kalbinin benim için çarptığını hissettin mi hiç? Beni görünce bacaklarının bağı çözülüp yürümeyi unuttuğun oldu mu hiç? Yanımda olman çok lüks bunların yanında. Bunların cevabı evet olsa benden mutlusu olamaz zaten dünyada. Bakıyorum da 3 sene olacak tanışalı ve bu aşk başlayalı. Peki ama neden bu kadar geç itiraf ettim kendime? inan bilmiyorum…

Ya Olmazsa… ?

princess222 | 15 June 2011 14:40

Boşa kürek çekmek kadar can yakıcı birşey yoktur heralde. Yıllar boyu kürek çekip okyanusun ortasında 1 adım bile ilerleyemediğini görmek… Bir insan nasıl isteyerek bunları yaşar? Bunu yaşayacağını gerçekten bilir mi? Bilir ve görmemezlikten gelir aslında. Bi umut vardır her zaman için taşıdığı ve asla kaybetmek istemediği… Sonra birşey olur ve pufff…Umutlar suya düşer, kaybolur ve gider. Sana ise sadece arkasından izlemek kalır. Yapacak birşeyin yoktur. Çünkü hayatını tamamen o umudun üzerine kurmuşsundur. Her zaman için “Olursa…” diye başlamıştır hayallerin. Hiçbir zaman “Olmazsa…” diye başlayamamışsındır. Başladan da devamı hiçbir zaman gelmemiştir. Getirememişsindir. Sonra umudun bittiği an gelir. Tıkanıp kalırsın. Şimdi ne yapacaktım? Elimi, kolumu nereye koyucam? Nereye bakıcam? Bir sürü saçma soru işte… Sonra ya tamamen içine kapanır içinde bitirmeye çabalarsın ya da tamamen deliliğe vurup hayatını sürdürürsün. Kaybedecek birşeyin kalmamıştır çünkü. Seni ayakta tutan umut tükenmiştir. Bir insanın hata yapmaya müsait olduğu en iyi zamanlardır.

Bir…

admin | 16 March 2011 17:11

Bir umuttu!
Önüme çıkan her fırsat, geçmem gereken her sınav, aşmam gereken her engel bir umut! Ama olmadı.
Çünkü ben ne engelleri aşabildim, ne sınavları geçebildim ne de önüme çıkan fırsatları değerlendirebildim. Sadece yaşadım, sokaklarda başıboş, gecelerde biçare sarhoş… Uzanamadım bir dakika olsun umutlarıma, duyuramadım sesimi geleceğimi sakladığım ufuklarıma…
Yaşadım! Adına yaşamak denirse eğer yaşadım. Oysa ben işkencelerimi ucucca bağladım. Hayal kırıklıklarımın arkasından ağladım. Hayatın peşinden koşup durdum hep. Hiç enerjim bitmeyecek sandım. Şimdiyse tükeniyorum. Yıkımlarımın arasında eziliyorum, küçülüyorum. Bir umut, bir ışık, bir el…

AŞKIN GÜCÜ BÖYLE BİRŞEY Mİ?

esra7909 | 22 February 2011 17:09

Paramparça bir hayatım vardı…
Dağılmış duygular yıkılmış hayaller.
Umutsuzdum,boşvermiş ve mutsuz…
Yavaş yavaş girdin hayatıma,
Kırıklarım topladın,dağılmış duygularımı,
yıkık hayallerimi,gömdüğüm umutlarımı,
Yeniden yeşertti içimdeki beni…
Arkadaşımdın,dostum,sırdaşımdın sen benim.
Farketmeden sevdam oldun…
O karanlık,umutsuz dünyamdan çıkardın beni,
Kış gününde ölesiye üşürken,
Güneşim oldun bahara kavuşturdun…

Niye herşey yalan?

huzunlugunes | 21 February 2011 11:03

Niye sevgiler, aşklar hep yalan… Tam güveniyorsun bağlanıyorsun en sonunda herşey sahte çıkıyor. İşte tam bu dediklerimiz niye hep bizi kandırıyor. Sevilmek bu kadar mı zor? Keşke hep çocuk kalsak da bu kadar yanmasa canımız. En zor olanda çok güvendiğimiz bir insanın bizi sırtımızdan vurması. Niye güzel aşklar fazla yok? Niye herkes ayrılıyor? Keşke sevdiğimiz kadar sevilebilseydik…

Bu gece gene yüzleşeceğim kendimle

suleceizler | 12 February 2011 19:16

Gece yarısını çoktan geçmiş saatimin akrep ve yelkovanı.Hala yok gözlerimde uykunun ağırlığı,tv açık fakat sadece açık ,öylesine.Kendimle başbaşayız ve gene hesaba çekmişim kendimi gecenin sessizliğinde.Hayatta herkesi,

Seç ve Yaşa

Leb i Nar | 12 February 2011 11:10

Her seçiminin senin için iyi bir sonuç getireceğine inan. Gelen beklemediğin bir sonuç bile olsa, her şerde bir hayır vardır mutlaka. Unutma, hayat küçük gülümsemelerden ibaret. Çok mutlu olamaz kimse, çünkü her şey zıddıyla doğar. Gülersen ağlarsın, ağlarsan güler. Bu değişmez bir bütünün parçasıdır. Kaçma! Kabul et tüm sonuçları, önemli olan bu. O zaman acılar da sevinçlerde insanı ne yıkar ne mutlu eder çok fazla. Eşitliği sağlamak senin elinde, her şey dengede kalmalı.

İŞ GÜÇ YOKSA NE YAPILIR-2, a bendi

takyon | 03 February 2011 14:13

“Hat hala açıksa internette ava çıkılır?”
Ne avı olduğu zevke, renge, cinse, hayat amacına bağlı olarak değişkenlik gösterir.
Sabah şiş gözlerle kalktım yine; altı aydır olduğu gibi. Daha kaç altı ayımın böyle geçeceğini düşünerek rutin endişelerimi yaşadım. Görünmez “yaşanacaklar listesi”nin hangi maddesindeydim kimbilir…Ne listesi mi? Alış veriş listesi gibi bir şey; hani anneniz elinize tutuşturur ya. Tek farkı bu listenin görünmez oluşu ve görünmez amcalar tarafından “bak hayattan alacakların bunlar” diye not düşülmüş olması. Yok canım henüz sıyırmadım.
“Oku da meslek sahibi ol, elin ekmek tutsun, yarın öbür gün kocadan silleyi yersen kendi ayakların üstünde durursun” şeklinde gazı alan her genç kız gibi, bir hevesle okudum ben de. O zamanlar meğer geçiş dönemiymiş, şimdi anlıyorum.

İŞ GÜÇ YOKSA NE YAPILIR-1

takyon | 02 February 2011 13:08

“Televizyondaki evlilik programları seyredilir”
Televizyonda evlilik programı var, takılıyorum, iş yok güç yok, gezmeye para da yok…Ne yapalım koca bulmaya gelenleri seyrediyorum annemle birlikte. Bazen eğlenceli bile olabiliyor, anladım ki önyargılı olmamak lazımmış. Hikayelerini dinledikçe insanların bazılarına hak verdiğim bile oldu. Gelmişler belli bir yaşa, yalnız kalmışlar, ya eşleri ölmüş ya boşanmışlar; bir korku var yüzlerinde daha çok. Hepsinde değilse de çoğunda var. Yalnız kalma korkusu…Olamaz mı? Olur, bal gibi olur, yargılamam. Seyrettikçe bir sürü rahatsız edici soru üşüşüyor beynime. İki gencecik insan geliyor gözümün önüne. Özenmişler, bir sürü hazırlık, düğün dernek, bir ömür birlikte yaşayacaklar, çocukları olacak ve torunları, mutlu mesut yaşayacak ve ömürlerinin son demlerinde de hep birlikte olacaklar. Ama öyle olmamış işte. Bunca insanın planı yürümemiş. Demek ki bu planda bir yanlış var.
Erken kaybedilen bir eşin yokluğu nasıl acı verir kimbilir…Hele de hiç sönmemiş bir aşk varsa arada. Hiç hesapta olmayan ani ayrılış. Uzaktan seyredene birkaç çekirdek çıtlamalık bir durum ama ya o kişi için…Bir umutla gelmiş programa, yola birlikte devam edeceği bir eş arayışında. Öyle gülmeler kıkırdamalar arasında seçim yapacak; hakkında en ufak bir bilgi sahibi olmadığı, tamamen yabancı insanlardan birine bir sıcaklık duymayı umacak. Zor, çok zor…
Kimisi de boşanmış. Otuz kırk yıldan sonra boşananı da var, bir ay evli kalıp 15 yıldır bekar yaşayanı da. Olmaz mı, olmuş işte. Hayat bu. Demek ki gençlikte hayal kurarken ayakları hepten yerden kesmemek lazım. Herşey insan için. Beklentileri yüksek tutmak, hayal kırıklığının acısını derinleştiriyor ne yazık ki.
Yok mu aralarında macera aramaya gelenler, var tabii ki. Malı mülkü de varsa hele orada öyle boy göstermek pek hoşlarına gidiyor, pek bir ince eleyip sık dokuyorlar, eğleniyorlar daha çok.
Bazıları üç dört defa evlenip ayrılmış, yine akıllanmamış, gelmiş. Be insan şimdi sana soracaklar niye aldın da bıraktın o kadar adamı ya da kadını? Ne diyeceksin? Olabilir tabii ki, insanız, her seferinde bir umut girişmiş ama işler yolunda gitmemiş lakin gel de anlat hadi ordakilere.
Bir ara dedim ki, neden bu insanlar eş dost çevresinden araştırmıyorlar da, bilmem kaç milyon kişinin önünde komik sorular ve cevaplarla birini tanımaya uğraşıyorlar. Düşünsenize, yeni tanışan iki insan başbaşa bile olsa ne kadar heyecanlanır, dili dolanır, elleri titrer…Normal. Bir de bunu milyonlarca kişi izlerken yapıyorsun. Neden ve nasıl? Çevreni sarmış onca meraklı ve manalı bakan göz de cabası. Yok ben bir cevap bulamadım buna.
Yalnız kızdığım bir şey varsa o da henüz onsekiz, yirmi yaşlarında gençler gelmiyor mu oraya. Onları alıp şöyle kızılcık sopasıyla akıllarını başlarına getirmeyi ne çok istedim; ki ömründe bir karıncayı incitmemiş olan ben. Sen orada ne arıyorsun be insan? Hangi ara koca ya da kadın aradın da bulamadın ve şartlar seni oraya sürükledi? Sana bu yaşta umudunu kaybettirip stüdyolara koşturan ne? Enerji ve umut deposu olman gereken bu yaşında, her yüzüne kapı kapandığında başka kapıyı çalacağın yerde, evlilik gibi yükü ağır bir işe kalkışmadan önce ekmek paramı nerden çıkarsam arayışına gireceğin yerde, taşı sıkıp suyunu çıkaracağın yerde orda işin ne? Senin derdin ne? Yazık, bütün ümitleri tükenmiş, yorulmuş yavrucağız. Oradaki yetmişlik delikanlılardan da utanmıyorlar.
Azıcık durup düşünmekten zarar gelmez, niye burdayım, başka ne yapabilirim, komşunun kızı ya da oğlu bana neden yeterli gelmedi de iki dakikada tanıdığım insanla aynı evde yaşamayı göze alıyorum?
Yok yok, bu böyle olmayacak. İş güç yok diye evlilik programlarına sarmak benim aklıma zarar. Ben şu ilanları beşinci defa tarayayım da belli olmaz, sıkılacak bir taş bulurum belki. Bugün olmazsa yarın bulurum, benim hala umudum var.

Umut Adına

ozanTi | 01 November 2010 09:41

Pek umut yok bugünlerde,
Elde avuçta ne varsa umut adına
Kalmadı, tükendi, bitti…
Zaten çok şey de yoktu ya!
Olsun idare ediyordu bizi…
Razıydık az olmasına,
Lakin olmadı, olamadı…
Umut adına her şey birer birer kayboldu, gitti…

Senin gözlerinin kaybolması gibi…
Gözlerinin yeşilini göremeyeceğim gibi…
Kayboldu gitti…