bildirgec.org

biraz hakkında tüm yazılar

Tamam bu sizin için bir vahşet !

neoturk | 21 December 2007 10:10

kurban bayramı
kurban bayramı

diyeceğim şu ki yeter sıktınız artık! Yıllardır bu kurban zamanı , yaptığınız tek haber, alttan alttan bu bir vahşettir mesajını beyinlere yüklemek! yaptığınız tüm yayınlar bunun üzerine tamam bu görüntüleri bende tavsip etmiyorum ve kendim de yapmıyorum elimden geldiğince dilim döndükçe komşularımı , akrabalarımı uyarıyorum. Ama Gözüm söyleyin bu kurbanda yüzü evine et giridiği için gülen bir tek vatandaşımızın fotoğrafı sizin büyük gazetelerinizde niye yer almaz !
bayramların oluşturduğu sevgi ,saygı,dayanışma ve kardeşlik duygusu sizin kabul ettiğiniz dünya değerleri arasında mı yoktur!
lütfen ama lütfen , biraz kendinizi geliştirin!

Belki

plakton | 17 October 2007 19:58

Tüm duvarlara rağmen.....
Tüm duvarlara rağmen…..

Akşamsefasının vakti çoktan geçti. Bir sonbahar akşamına puslu bir ikindi zamanı kaldı… Ağaçlar eski zamanlardan kalma anılarını döküyor üzgünce… Koyu bulutlardan yere düşmeye hazırlanan yağmur damlalarının kokusunu duyuyorum… Farkına bile varmadan bir nefes hızında ezgiler dökülüyor dudaklarımdan. Yalnızca biraz… Biraz üşüyorum.

Çarşının başından sonuna tenhalığı nedense ilk defa içime dokunuyor bugün. İçim… İçim acıyor her nefesimde. Bulutlardan bana bakan damlalara inat parka oturuyorum. Çoğunu tanıyorum. Gözlerinden doğanlara çok benzeyenleri de. Birazdan inmeye başlarlar bulutlardan. Kokuları korkularımı bastırıyorken… Birazdan.
Bugünlerde gecelerin daha uzun olduğunu öğrendim. Bitmek bilmiyor artık karanlık. Bir de boş odalara daha çok üşündüğünü. Her şeyim aynıydı aslında. Sana anlatacaklarımı biriktiriyorum sadece içimde… Düz ve eğik ama hep sevdalı harflerle… Yazmakla bitiremediğim sessizliklerimi döküyordum kelimelere… Sensizken işte…

Yazmak…

plakton | 03 August 2007 13:59

Elimdeki deftere yazmak istemiyorum artık. Yazmak zor geliyor. Her kelime kâğıdın üzerine kalemin sabırsız hareketleri ile dökülürken, nedense benim canım acıyor. Kelime gibi kalmıyor bu keratalar. İçlerinde sadece tek anlam ifade edenleri var, var ama ya o çok anlam gizleyenleri yok mu, işte onlar acıtıyorlar canımı. Hepsini tek tek inceliyorum. Olmuyor anlamıyorum. Tekrar tekrar bakıyorum onlara. Bazen iyice yoruyorlar beni sıkıyorlar. Savaşıyorum onlarla.
Yazmak istemiyorum artık. Anlamak yâda anlatmak istemiyorum. Biliyorum hep yanlış anlaşılıyorum. Zaten yeterince yoran ve zorlayan bu hayatın üzerine bir yük daha taşımak istemiyorum. Taşıdıklarım beni yeterince eziyor zaten. Üstüne birde yanlış anlaşılınca iyice sersemliyorum. Hiç üzmek istemediğim insanları kullandığım kelimelerle istemeyerek üzünce canım daha da acıyor. Kullandığım kelimelerin acısını taşıyorum yanımda. Cebimdeki kelimeleri ise hiç çıkarmıyorum. Eğer onları da çıkarırsam taşıdığım acı kavurur.
Yazmayacağım artık. Uyku sersemliği ile dolaşacağım buralarda. Gördüğüm kelimeleri toplayacağım sadece. Ceplerimi boşaltıp kelimelerle dolduracağım inadıma. Sonra onları sigaramla birlikte yakacağım. İçime çekeceğim derin derin sanki bir kokuyu çeker gibi. İliklerime kadar hissedeceğim onları. Bir parçam olmalarını sağlayamasam da, en azından nerede olduklarını bileceğim.