Lunapark aynalarına bakmama gerek yoktu, çünkü aynanın önünden çekildiğimde, normale dönmeyecektim..En sevdiğim şey, yine de kabarık etek giymekti, bu kez bir yakınımızın düğününde, denedim, tam ondört yaşımdaydım. Dans pistine çıktığımda, öyle kendimden geçmiştim ki, çevremin boşaldığını farkedemedim..Sadece kendimleydim ve herkes bana bakıyordu, o an hırsımdam, daha çok döndüm, döndükçe, büyüdüm ve büyüdükçe havaya yükseldim, uçak oldum, ve utancımdan orayı terkettim.. BU BEN DEĞİLDİİİİİİİM, OLAMAZDIM.Sarışın, yeşil gözlere sahip bir kız için, kilo, sadece, kusurdu.”Beni Kusurlarımla sev” diyecek kadar, en azından kendime karşı, duyarsız değildim..En son, yazlıkta, hoşlandığım Selim, üç sandalyeyi alacak kadar büyük mayomla neşeli bir şekilde güneşlenirken, üzerime yatıverdi..Bilirsiniz tombul insanlar, neşeli olurlar..Derin nefes aldıkları için kahkaha dahil, vücutlarından çıkan her ses kuvvetli olur..Tabi, bana söylediği ”Sen harika bir yataksın” cümlesi neşemi bozdu, o an aldığım son nefesle, kendimi alabildiğince şişirip okyanusa gidip, patlamayı düşündüm..Nasıl da kırmıştı kalbimi..Selim, sitenin en güzel kızı olan, Serap la çıkmaya başladı, benimle çıkmasını bekleyemezdim zaten, bir kapıdan sadece o çıkabilir, ben ise içerde takılı kalırdım..Hangi erkek, ömrü boyunca bu fotoğraf karesinde, gülen bir yüzle, kalmak ister ki..Serap, süslenip püslenip, doğum günü partilerine geldikçe, koca memelerimi koparıp, her ikisinin kafalarına atmak istiyordum..Peki, ya göbeğimi ne yapacaktım.Üzerinde yazdığım şiirleri mi verecektim, Selim e.. Kahkalar atarak, beraber okuyacaklarından emindim..Okul dönemi başlamıştı yine, kışın, doğum gününü, yazlıkta yapmaya karar vermişti, Selim in ailesi..Bahçede, onları bekliyor, bir yandan da, köpüklü baloncuklar yaparak, eğleniyordum..Geldiler, Serap ta onların arabalarından indi..Selim yanıma geldi, ve bana-Gördüğüm, en büyük, şirin baloncuk sensin, dedi..İçinden, ”büyük” ve ”baloncuk” kelimelerini atarsak, fena bir cümle değildi..Ama şirinden öteye gitmeliydim..Yıl 19…….., hızlı çekim, bla bla bla…Boy 1.72 cm, incecik, şık, tombul erkekleri sevmeyen, arasıra da olsa, küçükken sahip olduğu kötü şöhret, karşısına çıkan, genç bir kız..Kız arkadaşımla gittiğim, araba tanıtım kokteylinde görünce, hemen tanıdım, Selim i..Yavaşça yaklaştı yanıma..- Sizi bir yerden gözüm ısırıyor, ama nereden?-Tanıyamadın mı, ben o şirin, büyük baloncukların sahibi, yatak, yorgan, yastık kız..- Bir yıldız kadar güzel olmuşsun..- Sen de dolunay olmuşsun..- Abartma, neredeydin uzun yıllar..- Kırdığın gece, baloncuk, yıldızlara ulaşmaya karar vermişti..- Benim sayemde, yani..Tam o sırada, silindir şeklinde, bir kadın meraklı gözlerle yanımızda belirdi..- Serap nasıl ?- Aa, o burada, biz evlendik, beş sene oldu..- Beni ezdiniz yani 🙂 Niye düğüne çağrılmadım ?- Kabarık eteğinle dönerken, büyüyüp, yüreklerimize sığmamandan korktuk.Selim yine yapmıştı yapacağını ama nereden bilebilirdi ki, şişko kızın, kırılmış kalbiyle, bu kadar hırs yapıp, zayıflayacağını ve bir gün onun yanından, gözü arkada , sümük çekerek ayrılacağını..Adeta, istemediğim her kilo, benim vücudumdan çıkmış Serap a yapışmıştı.Tek tesellisi yanındaki, Serap tı, artık..Güle güle Selim, en güzel baloncuk, senin olmuş..