Altmışdört yılın ardından: Meral Çetinkaya
Kahraman ÇayırlıZaten huyumuzdur bizim. Sanatçılarımızın değerini, ancak onları kaybettiğimiz vakit anlarız. Hayattayken saygı duymamız gereken insanların kıymetini bilmek için, onların yitip gitmelerini bekleriz illa. Benim bu yazı ile niyetimse, yıllardır sadece işini yapan ve her daim takdir edilmeyi hak eden gerçek bir sanat insanını anlatmak: Meral Çetinkaya’yı..1945 yılında Bursa’da doğan Çetinkaya’yı ben ilk kez Bizimkiler’in (Yalçın Yelence/ 1989-2001) Ayla’sı olarak tanıdım. Oysa “Sanat Tarihi” eğitimi alan yetenekli sanatçı, 1969 yılından itibaren “oyunculuğun er meydanı” olan tiyatro sahnesindeydi. Dostlar Tiyatrosu’nda uzun yıllar çalıştı. “Şili’de Av”, “Alpagut Olayı”, “Bitmeyen Kavga”, “Gün Dönerken”, “İkili Oyun”, “Yalınayak Sokrates” sanatçının oynadığı oyunlardan. Tiyatro yaşamını ise halen Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda sürdürüyor. “Bir Yaz Evi”, “Hadi Öldürsene Canikom”, “İlk Gençlik”, “İvan İvanoviç Var mıydı? Yok muydu?”, “Ocak” son temsillerinden.

Başarılı tiyatrocunun sinemaya girmesi uzun sürmez. Ali Özgentürk’ün sağlam filmlerinden “Hazal” (1979) ile 18. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ödülünü götürür evine. Doğu Anadolu’nun bir köyünde, on iki yaşındaki bir ağa çocuğu ve görücü usulüyle evlendikten sonra mutlu olamayan Hazal (Türkan Şoray) ile yapı ustası Emin’in (Talat Bulut) aşk öyküsünü anlatır Özgentürk, bu filminde. Çetinkaya ise Şoray gibi benzersiz bir kadın oyuncunun yanında ezilmez; aksine tiyatrodan getirdiği deneyimini beyazperdeye ustalıkla aktarır ve daha ilk filminde ödüllendirilir. 80lerin başlarını sessiz geçiren oyuncu, Atıf Yılmaz’ın “Bir Yudum Sevgi” (1984) filminde Cemal’in (Kadir İnanır) karısı Nezaket rolüyle tekrar adından söz ettirir. Aynı yıl bir başka kadın filmi olan “Firar”da bu kez Şerif Gören ile çalışır. 1986 yılında Emin Gerçeker’in çektiği TV dizisi “Sızı”da boy gösterip, ardından sinemada birlikte çalıştığı ilk yönetmen olan Ali Özgentürk’ün “Su da Yanar”ında (1986) yer alır.

uçurtmayı vurmasınlar
uçurtmayı vurmasınlar

Asıl olarak görüntü yönetmenliğinde başarılı olan Orhan Oğuz’un yönetmen olarak çalıştığı ilk sinema filmi “Herşeye Rağmen”de Hasan’ın (Talat Bulut) ablasıdır. Sade ama etkileyici oyunculuğu aşikârdır bu karakterde. Hayatta kardeşi Hasan’dan başka tutunacak kimsesi kalmayan hasta ve yalnız bir kadındır. Hatta öldüğünde cenazesini komşuları kaldırır. Sonra bir başka TV dizisi “Keşanlı Ali Destanı”nda (1988) ve hemen aynı yıl Şahin Gök’ün “Ponente Feneri”nde görünür izleyicisine. “Bizimkiler” dizisine başladığı yıl hem Mahinur Ergun’un “Med Cezir Manzaraları” filminin Emel’i olur, hem de sivil bir hükümlünün beş yaşındaki çocuğu Barış’ın (Ozan Bilen) gözünden siyasi mesajlar veren sıcak bir Tunç Başaran klasiği “Uçurtmayı Vurmasınlar”da oynar. “Bizimkiler”, televizyon kanallarımızda yayında kalan en uzun soluklu yerli dizidir. Dizinin tüm karakterleri gibi Çetinkaya da Ayla rolünde ailemizin bir bireyi gibidir. Annesi ve Sabri Bey (Mehmet Akan) ile apartmanın giriş katında yaşayan Ayla Hanım, kolayca Türk ailelerinde rastlanabilecek denli bizden biridir.

genco erkalla..
genco erkalla..

Rolün büyüğü küçüğü olmaz!

Sinema salonlarımızı Amerikan filmlerinin istila ettiği, giderek daha az filmin yapıldığı 90lı yıllar, Çetinkaya için kriz namına hiçbir şey ifade etmez. 1994 yılı yapımı “İz”e (Yeşim Ustaoğlu) dek her yıl 1 ya da 2 filmde rol alarak, bu sektörde kalıcı olduğunu hatırlatır bizlere. Orhan Oğuz’un yönettiği “İki Başlı Dev”(1990), bir başka Tunç Başaran şaheseri “Piano Piano Bacaksız”(1991), izleyicisinden tam not alan Tomris Giritlioğlu’nun “Suyun Öte Yanı”(1991), sade bir Mustafa Altıoklar filmi “Denize Hançer Düştü”(1992), Ali Özgentürk’ün çektiği “Yaz Yağmuru”(1993) ile irili ufaklı rollerde sinema kariyerini sürdürür. Bu filmlerden “Suyun Öte Yanı” ile 4. Ankara Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülüne lâyık görülür. Ülkemizin yetiştirdiği nitelikli kadın yönetmenlerden Tomris Giritlioğlu’nun “80. Adım”(1996) filmindeyse Zeynep karakteriyle çıkar karşımıza. Aynı yıl çevrilen, Canan Evcimen İçöz’ün yönettiği “Solgun Sarı Bir Gül” filminde gösterdiği performansla 34. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ödülünü alır. “Bizimkiler” dizisinde çalıştığı yönetmen Yalçın Yelence’nin sinema filminde (Duruşma/ 1999) meraklı komşu rolünde filmin mizahına renk katar. Reha Erdem’in “Kaç Para Kaç” filmindeyse konuk oyuncu olarak boy gösterir (yarım dakika kadar, satıcıdan para üstü almakta direnen ve paranın önemini vurgulayan kadın rolünde). 1999 senesinde siyasi nitelikli bir film olan “Eylül Fırtınası”nda (Atıf Yılmaz) oynar. En çok izlenen sinema filmi olma özelliğini bu sezon Kurtlar Vadisi Irak’a kaptıran Ömer Faruk Sorak’ın “Vizontele”sinde (2000) Nevin karakterini canlandırır. Ertesi yılsa, başarısız bir Hamlet uyarlamasına benzeyen Serdar Akar’ın yönettiği “Maruf”ta, Maruf’un (Ruhi Sarı) felçli annesidir. Oğlunun yardımı olmadan tuvalete dahi gidemeyen anne rolünde mümkün olduğunca gözlerini kullanarak oyunculuğun abartı anlamına gelmediğini ispatlar adeta. Özer Kızıltan’ın çektiği TV dizisi “Gülbeyaz”ın (2002) Beyaz Ana’sı olan Çetinkaya, beyazperdede son olarak, bir yandan bir devam filmi olup, bir yandan 12 Eylül’ü anlatmaya çalışan (ki bence bir çok yönden anlatamayan) Yılmaz Erdoğan’ın yönettiği Vizontele Tuuba’da (2003) Felek rolünde karşımıza çıkar. Cevdet Mercan’ın çektiği TV dizisi “Şeytan Ayrıntıda Gizlidir”de (2004) ise Beti rolüne hakkını verir.Yeteneği ile yıllardır bir yandan tiyatroda rol kesmeye devam ederken, televizyon ve sinemada da kaliteli işlerde, -rolün büyüğü küçüğü olmaz- düsturunu kanıtlamayı sürdürüyor. Bir Yudum Sevgi’nin Nezaket’i, Med Cezir Manzaraları’nın Emel’i, 80. Adım’ın Zeynep’i, titiz ve duru oyunculuğun ülkemizdeki temsilcilerinden birisi: Meral Çetinkaya.. Dileğimiz Çetinkaya gibi nadir bulunabilecek yeteneklere, yaşarlarken hak ettikleri değerin verilmesi.64 yıllık yaşamına 5 televizyon dizisi ve 23 sinema filminin yanı sıra pek çok tiyatro oyunu sığdıran sanatçı, dileriz daha uzun yıllar boyunca Türk Sineması’na ve tiyatroya hizmet etmeyi sürdürecek…